Cep telefonları ve baz istasyonları sağlığa zararlı mı?
Cep telefonlarının sağlığa zararı en çok konuşulan konuların başında geliyor. Hamdi de bu konuyu bilimsel çalışmaların eşliğinde bizim için araştırdı.
Teknolojiye dair son haberleri kaçırmamak için ABONE olun ► https://goo.gl/z4MuvY
TeknoSeyir Ailesi Kanalları:
Oyun Kanalımız: Gamende ► https://goo.gl/MN4ExT
Otomobil Kanalımız: Otoseyir ► https://goo.gl/ZXgxLT
Sosyal Medya Hesaplarımız:
Twitter ► https://twitter.com/teknoseyir
Facebook ► https://www.facebook.com/TeknoSeyir
Kevin MacLeod sanatçısının Deliberate Thought adlı şarkısı, Creative Commons Attribution lisansı (https://creativecommons.org/licenses/by/4.0/) altında lisanslıdır.
Kaynak: http://incompetech.com/music/royalty-free/?keywords=deliberate+thought
Sanatçı: http://incompetech.com/
Resme bak 😀 Şu adam Teknoseyir'in gelişmesi için gerçekten çalışıyor ya, helal olsun.
Hadi bakalım sen mi yoksa Murat abi mi daha çok layk alacak?
Tebrikler sen kazandın 😀
Adamsın Hamdi Abi. #HamdiAbiFANClub
Adama fırsat verilse neler yapabileceği ortada.
Videoyu çekene falan herkesin emeğine sağlık.
İşte o fotoğraf 😀
abi ya asdfghjkl adamsınız 😄😄😄
Ahuhahahah resime bak ahuhahaha 😀
Söyleyince inanmayanlara şimdi de ben gülüyorum 🙂
Görsele gülmekten onlara gülemiyorum şuan hahah 😀
Şunu kesin izleyin derim:
https://www.youtube.com/watch?v=ZchahZaWM8Y
Hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılmış ve mikrodalga sinyallerinin zararından bahseden pek çok akademik çalışma var.
Örneğin: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22112647
Donor sperm samples, mostly normozoospermic, exposed ex vivo during 4 hours to a wireless internet-connected laptop showed a significant decrease in progressive sperm motility and an increase in sperm DNA fragmentation
Örneğin: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26905323?dopt=Abstract
......Conclusion Based on this study, it is thought that chronic pre- and post-natal period exposure to wireless internet frequency of EMF may cause chronic kidney damages; staying away from EMF source in especially pregnancy and early childhood period may reduce negative effects of exposure on kidney.
Bence insanları yanıltan çok kötü bir içerik olmuş. @hkellecioglu
TeknoSeyir'de bu tarz kısa, eğlenceli ve bilgili videoları daha çok görmek isterim. 😀
kısa, eğlenceli, bilgili ve Hamdili 🙂
Kapak resmi efsane olmuş. Hahahahah 😀
better call saul izlemiş efsane nesil
Çızırtıyı duyunca benim telefonum çalacak diye videoyu durdurdum. ^__^
Yalnız değilsin, herkes şöyle bir telefon ekranına bakmıştır 🙂
Hahahah görsel harika olmuş 😀
hahahahahaha
Wow
Güzel bir konsept, devamı gelir inşallah: Kısa kısa teknoseyirce.....
Bu arada telefon efekti de çok yakışmış videoya....
Hamdi abi kusura bakma karikatürünü yapıcam 😛
Efsane resim son derece doyurucu açıklama çok güzel olmuş.
Kapak fotoğrafı bir yana, video olmuş. Hamdi abi bu konseptte seni daha çok görmek isteriz. Lakin o resim tık almak için kırk takla atan youtuberlar gibi olmuş.
Aksine çok güzel olmuş.
Harika olmuş 🙂 Böyle 5 dk'lık bilimsel içerikli videoları daha sık görmek isterim 🙂
#HamdiAbiFANClub çok iyi olmuş abi 😀
Bakalım LP olmadığında veryansın edenler buna ne diyecekler merakla bekliyorum. Burada var mı, yok mu ? :d Bu arada video için teşekkür ederim @hkellecioglu
@hkellecioglu Abi gerçekten çok iyi olmuş Levent Abi ve Murat Abinin uzakta olması bir manada hayırlı bir fikre vesile olmuş. Mythbusters da yayın hayatını bırakmışken böyle bir proje denenebilir bence 😀
Not: Yorum yazmak için sayfanın aşağısına indiğimde videonun sağ üstte devam etmesine bayıldım 😀
#BüyükşehirÇalışıyor #HamdiAbiFANClub
Mekan güzel, Konsept güzel, ADAM güzel 😄
Sırf like atmak için login oldum 🙂
Muazzam ....
@gamsizm Bu günkü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması kanunu hakkında da bir değerlendirmenizi dinlemek isterdim.
Özellikle;
-Kanunun Avrupa ve Amerika'daki emsalleriyle kıyaslaması,
-Kanunun biz hizmet alıcılara yüklediği yükümlülükler,
-Kanunun internet sitesi sahiplerine yüklediği yükümlülükler,
-Kurulacak Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun yetki ve sorumlulukları hakkındaki fikirleriniz (Mesela İnternet güvenliği sağlarken, bilgiye erişimi kısıtlayabilir mi?)
-Kanunda yer alan terimlerin açıklamaları,
-Kişisel verilerimizi korumak için bizim şahsen yapmamız gerekenler
ve buna benzer benim aklıma gelmeyen konuları da ekleyerek çekeceğiniz bir üçlü sohbet videosunun çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Özellikle burada kendi sitesi olan ve üye kabul eden takipçileriniz için.
Değerlendirirseniz sevinirim.
Kolay gelsin
Bu arada bu video da çok başarılı ve faydalıydı @hkellecioglu
Beğendim bizi güzelce bilgilendirdin tesekkurler. Kapak fotoğrafı ise bence olabilir bu işin rajonu bu iyidir
Hamdi bey teknobilime devam etmenizi temenli ediyorum.
#teknobilim #BilimSeyir
Bize bunlarla gelin. Bilim candır...
şaka bir yana da video güzel olmuş
Resmi görünce gülmekten gözümden yaş geldi 😀 Yalnız video da bilimsel ve teknik bilgiler çok basit ve güzel şekilde açıklanmış, harikaydı ben çok beğendim. Kamera arkasını da bekleriz galiba ofiste iki kişi kaldı 🙂
Resim efsane 😀
Net: TeknoSeyir'de izlediğim en iyi video.
Birde not: O kapak ne öyle 🙂
Eline sağlık Hamdi abi. On numara 😀
🙁
KaraPerşembe combo breaker Hamdi Kellecioğlu 🙂
.
güzel bir bölüm olmuş
Hamdi abinin hallere bak 🙂
güzel olmuş 😀
Yazık ya xDDDDDD
Aynen 😀
Hem resim hem de video harika olmuş. Umarım devamı gelir.
Mükemmel olmuş. Elinize sağlık.
Haftada bir böyle videolar hazırlasanız bence çok iyi olur 👍 Mesela her perşembe
Perşembe olmaz. Kara perşembe diye bir şey var
Bu video da kara perşembeye uymuyor o zaman 😀
Her perşembe olacak diye bir şey yok, ama olursa perşembe olur @juggernaut
900 MHz, fizik tedavi uygulamalarında derin dokuyu ısıtma maksatlı kullanılır. Böyle nüfuz eden ısıtıcı bir radyasyonu hem de paketsel yani darbeli geldiği için şahsen gereksiz yere ne yanımda ne de gebelerin yanında olsun isterim.
E tabi yani şimdi
malumunuz, herkes biliyor ki: f=c/λ yani frekans eşittir ışıkhızı bölü dalgaboyu. zaten frekans ile dalgaboyu birbirine sıkı sıkıya bağlı terimler. frekans deyince dalgaboyunu da ifade etmiş oluyoruz ki. Beyler biz neyi tartışıyoruz? size okulda öğretmiyorlar mı bunları?
@woxed tam tersi. Her ışınım radyasyondur. Termodinamik der ki; Bir cisimin var olabilmesi için bir sıcaklığı olmalıdır. Yani cisim, parçacık VAR ise sıcaklığı da vardır (sıcaklığı mutlak 0 değil demektir aslında). Sıcaklık değeriniz ne olursa olsun -az yada çok fark etmez- bir ısı yayarsınız. Isı yaydığınız sürece -az yada çok- bir ışıma yaparsınız ve her ışıma radyasyon demektir. Ama buradaki önemli kısım ışımanın (radyasyonun) elektromanyetik frekansı (enerji seviyesi de diyebilirsiniz).
Bir örnek vereyim; Çakmaklarda kullandığımız gaz KRİYOJEN gazıdr; -120 dercede bile buharlaşır ama var olması o kadar küçük, o kadar eser miktarda bile olsa radyasyon üretir. Bu da şu demektir sıcaklık arttıkça ışınım artar, ışınım arttıkça elektromanyetik frekansı artar, elektro manyetik frekans arttıkça enerji seviyesi artar ve dolayısıyla daha fazla zarar verirsiz (güneş radyasyonu gibi)
Kısaca; Her sakallı dedemizdir ama "bize ak sakallı olanlar zarar verir" 🙂 (hicv ettim)
Ah @biggestlier ah!, baştan zannettim ki espiri yapıyor bunlar, yani frekans tamam da boyu da önemli der gibi. güldüm kendi kendime ne komik arkadaşlar diye. sonra baktım ki ciddi ciddi soruyor kendince de geçirme yapıyor. Bu yeni nesile ne öğretiyorlar anlamadım ki? f = c / λ formülü, formülünü de geç, kavramı öğretilmez mi yav bir bireye? Eski bir zamanda oğlanın ders kitabında vardı "Daltonlar çaldıkları parayı şu şekilde bölüşüyorlar, hangisinin daha çok parası vardır" diye bir soru. Yaz evladım demiştim, "çalınan para Daltonlara ait değildir, onlar çok kötü bir şey yapmışlardır" diye. Anlaşılan o ki eğitimde daha da bir diplemişiz. üzülüyorum be.
@tunc-karesi verdiğiniz örnek de öyle böyle can yakıcı değil; "ÇALINAN PARA DALTON'LARA AİT DEĞİLDİR" cümlesini tamamlayayım "halka aittir, yetimin hakkıdır, kimin ne kadar aldığı önemli değildir"....
Ama şimdi önemli değildir kimin parası olduğu, önemli değildir yüksek matematik yada fizik; "sen sadece 4 işlemi bil, kim ne kadar almıştır onu hesapla bu sana yeter"
@tunc-karesi Arkadaşların dalga boyundan kastı, dalga genliği olabilir.
@player-1 güldürdünüz beni!. Ve kesinlikle çok iyimsersiniz üstadım; dalga boyunu anlatamamışken, dalga genligini nasıl anlatalım bilemedim. İnşaata 2. kattan başlamak gibi oldu 🙂 (teşbih ettim affola)
amaan boşver @player-1 , herkes ihtiyacı olan hayatı yaşasın, herkes iyi olsun
900 MHz lik radyosyonun bile etkili olduğu söylemişsiniz ama bir de şunu düşünün ki güneşten dünyamıza gelen görünür ışık 300 THz civarındadır. Yani bahsettiğiniz 900 MHz elektromanyetik ışınımın 1 milyon katı kadar 😀 Bu mantıkla bakarsak sokağa çıkmamamız lazım 🙂 Hergün bahsettiğimiz cep telefonu sinyali da wifi sinyalinin milyon katı güçte elektromanyetik ışınıma maruz kalıyoruz zaten. Bir zararı olsa onu olurdu. Elektromanyetik spektrumda görünür ışığın altında kalan bölgedeki ışınımlar en fazla molekülleri 'titreştirebilirler', yani en fazla ısınmalarını sağlarlar. Bunun için sağlık açısından cep telfonu ya da wifi sinyalinin en azından kanserojen etkisi bakımından tehdit unsuru olduğunu düşünmüyorum. Tabi hiçbir etkisi yok da diyemem, orası benim uzmanlığımı da aşar zaten.
@elovitnas , mikrodalga fırınlarının içinde üretilen elektromanyetik dalgaların frekansı görünür ışık frekansının, yani enerjisinin çok altında. O zaman mikrodalga fırına rahatlıkla girebiliriz! Meselede asıl olan taşıdığı enerji değil, taşıdığı enerjiyi elektronların abzorbe edebileceği bir kuantum yörünge rezonans frekans aralığında olması. İnfrared dalgaların frekansı, yeşil ışık frekansının çok altında. niye yeşil dalgaboyu bizi ısıtmıyor infraredin olduğu kadar? Bilmem anlatabildim mi. Bu özellik tıpta laser uygulamalarında kullanılır. dilerseniz üstteki deriyi hiç incitmeden altaki damarlara nüfuz eder, uygun gördüğünüzde tam tersi üstteki katmanı eritirsiniz. örn: Alexandrite Laser, fundus uygulamalarındaki Nd-YAG laserler... 900 MHz ise derin doku ısıtıcı özelliği olan bir ışınımdır. Özetle, bir enerjiniz var ve bu enerjiyi kullandığınız dalga boyu ve muhatap ettireceğiniz doku - madde - nesneye göre farklı sonuçlar alırsınız. Bu sonuçlar ısıtmak olabilir, iyonlaştırmak olabilir, derine nüfuz etme olabilir, hatta ittirme bile olabilir.
Madem konu daha somut örneklere ve kullanım şekillerine geldi, ben de meraklısı olanlar için hem @tunc-karesi 'nin yazısını bütünlemek, hem de İYONLAŞTIRMA'nın hücredeki etkisini biraz abartı bir örnekle anlatmak için bir kaç kelime yazmak istedim.
Önce bazı fizik kanunlarını kullanarak "tüme varım 🙂 " yapalım :
1- VAR olan bir atomsunuz; Termodinamik olarak VARSANIZ, yani ısınız var demektir (derecesi önemli değil).
2- Isınız var ise ışıma yapıyorsunuz (radyasyon üretiyorsunuz) demektir (şiddeti önemli değil). Işıma yapıyorsanız bir elektromanyetik frekans'ınız var demektir (şiddeti önemli değil).
3- Elektromanyetik frekansınız var ise aynı frekansa sahip herşey ile etkileşime girebilirsiniz demektir. Bu etkileşim ister ısı olur , ister hareket olur, ister radyoaktif olur vs.
Şimdi kaba örneğimizi yukarıdaki yazdıklarımıza uyarlarsak;
LÜTFEN ÖNCE 30 sn'lik VİDYOYU İZLEYİN ÇÜNKÜ VİDYO ÜZERİNDEN DEVAM EDECEĞİM.
https://www.youtube.com/watch?v=Ordi3uf60vg
Vidyodaki KADEHİ İNSAN HÜCRESİ OLARAK düşünün, vidyoda ses dalgaları kullanılmış fakat biz bu ses dalgalarını elektro manyetik dalga olarak düşünelim (mantık aynı çünkü).
Vidyodaki gibi; nasıl ki ses dalgası kadehle aynı frekansa gelmediği sürece etkileşime girmiyor, fakat aynı frekansa geldiğinde REZONANS etkisi göstererek kadehi parçalıyorsa elektromanyetik dalga da hücrelemizdaki DNA'mızın atomu ile aynı frekans sahip olduğunda, DNA'mızdaki atomlarla etkileşime girer ve DNA'mızın atomlarındaki değişikler yapar.Tabi öyle hemen olmaz (gamma ışıması hariç*). Bu değişikşik DNA'mızdaki atomlardan elektron koparma şeklindedir ve bahsedilen İYONİZASYON ETKİSİ budur.
*Dünyadaki tüm enerjileri toplasak bile (hava, su, güneş, fosil yakıtlar, gazlar vs. vs. ne var ne yoksa) 1 mili saniye bile sürecek küresel bir gamma ışıması oluşturamayız. Zaten evrende de sadece süpernova gibi devasa patlamalarında ancak görülür.
@biggestlier , fevkalade izah etmişsin. Daha iyi anlatılamazdı, çok mersi.
Rica ederim üstadım. Tüme varım kullandım 🙂 ....
@tunc-karesi mikrodalga fırının içine girerseniz size zarar verici olan mikrodalga ışınım değil vücudunuzdaki su moleküllerinin titreşerek oluşturacağı ısıdır. Dediğiniz gibi 900 MHz lik ışınım da size doğrudan zarar vermez. Hatta mikrodalga fırındaki ışınım su moleküllerini titreştiremez bile, sadece moleküllerin dipol yapılarından dolayı onları "döndürürler", bu dönme esnasında diğer moleküller ile çarpışarak ısı açığa çıkarırlar. Ayrıca mikrodalga fırınlardaki ışınım bölgesel olarak yoğunlaştırılmış bir ışınımdır.
Ben burada elektromanyetik ışınımın hiçbir zararı yoktur demiyorum, görünür bölge altındaki ışınımlar moleküler ya da atomik seviyede bir değişime sebep olmazlar. Zaten dalga boyları gereği molekül içine bile nufüs edemezler. Bu ışınımların elektron koparıcı ya da uyarıcı bir etkisi yoktur. Ben kendim kızılaltı spektroskopisi konusunda uzmanım, maddelerin moleküler düzeyde yapı incelemesi için kızılaltı ışınımların kullanılmasının sebebi organik ya da inorganik maddelerde herhangi bir bozunma, yıpratma ya da değişime sebep olmamasıdır. Çünkü nüfuz etkileri ve frekansları ancak moleküler titreşim frekanslarına denk gelir, ancak bu titreşim hareketlerini uyarabilirler. İnsan için asıl zararlı olan ışınımlar morötesi ve üstü ışınımlardır. Morötesi ışınımlar hidrojen bağı gibi zayıf moleküler bağları koparabilirler, x ışınları atomların iç yörüngelerindeki elektronları koprabilecek kadar güçlüdür, gama ışınları atom çekirdeklerine kadar nüfus edebilir. Bu yüzden bu bölgedeki ışınımlar iyonize ışınım olarak adlandırılır zaten.
@biggestlier dünyadaki tüm enerjiyi toplasak gama ışınımı elde edemeyiz demişsiniz, gama bozunumundan haberiniz yok sanırım. Zayıf bir radyoaktif izotop olan Kobalt-60 bile Nikel-60 da bozunurken gama ışınımı yayar. Keza Baryum-137 de gama ışınımı yayan bir izotoptur. Tabi bunlar bir süpernova patlmasında açığa çıkan gama ışınımı kadar yoğun değildir ama hiç yok demek de doğru değil kanımca.
@elovitnas Öncelikle şunu söylemeliyim yazınızı beğenerek okudum. Bu yazı için özellikle teşekkür ederim.
Aslında yazdığım yazıyı çok iyi anlamışsınız ama niye "gamma ışıması yoktur" gibi bir anlam çıkardınız? onu anlayamadım. Hele yukarıdaki bir yazıyı yazabilecek kadar teknik bilgiye sahip birinin "gamma ışıması yoktur" gibi bir anlam çıkarmışssa sizi hiç suçlamam, kendi kulandığım kelimelere bakarım.
Ben yok yazmadım -ki, yok yazmak gaflettir - ; gamma ışımasının taşıdığı enerji miktarını özellikle vurgulamak için SİZİN DE SÖYLEDİĞİNİZ GİBİ "küresel ölçekte üretemeyiz dedim" Bu kadar....
@biggestlier Yanlış anlamışım o zaman benim hatam kusura bakmayın 🙂
@elovitnas Rica ederim üstadım. Bazen ben adımı bile unutuyorum, Ayşegül müydü neydi düşünüyorum (yaşlılık işte 🙂 ).
@elovitnas , mikrodalganın oluşturduğu dipol spin osilasyonunu herkesçe bilinen birşey zaten de, GSM frekansları tabi ki atomik-moleküler "düzeyde" bir parçalama gibi sıkıntı oluşturmuyor. oluşturduğu etki 2-3 cm derindeki dokuda ısı artışıdır. Bir ışımanın, organik malzemeye zarar vermesi için **illa elektron koparması gerekmiyor**, o bölgeyi bir süre biraz sıcak tutarsanız, fibrozit var ise bilakis iyileşebilir ve FTR uygulamalarında bu kullanılır. Ama oldukça hassas olan nöronal dokuya eğer uzun süre bu etkiyi verirseniz lokal ısı artışı sebebiyle zarar görme "ihtimali" var, üzerinde uzlaşılamayan ve benim de bilemediğim ise, bu ihtimalin gerçeklik derecesi. Bilmem anlatabildim mi? edit: örnek: testislerin dışarıda konumlanma sebebi düşük ısıya ihtiyaç duymaları. onları sürekli vücut sıcaklığına maruz tutarsak infertilite ve testis atrofisi olur.
Konu açısından da, konsept açısından da çok güzel bir video. Meydan boş kalınca güzel deneysel videolarda geliyor demek.
🙂 ehheheheh süper
Mükemmel video ve terimi nedir bilmiyorum ama çekim türü 🙂 çok beğendim. Bazen videolara espri olmalı 🙂 Utanmasa alüminyum folyoyla gezeceklere kapak fotoğrafı güzel kapak olmuş. Aynı kafadanız, hobilerimiz aynı. Sağolun varolun @hkellecioglu
Çok yakışmış Hamdi abi 😀 artık capslerden kopar gider bu @hkellecioglu
hamdi bey çocuğun var mı? Son 10 yılda, hekimler kronik şikayetleri olan kişilerin sayısında sürekli bir artış olduğunu fark etmiş. 2012 yılında kan ya da tükürük örnekleri alınan her 3 hastanın 1'inde aşırı radyasyon olduğu tespit edilmiş.
Kablosuz sinyallerin olumsuz özelliklerini test etmek için yapılan Plankton deneyinde sürekli Wi-Fi sinyaline maruz kalan Plankton 96 saat sonra ölmüş. Bu süre 3G de 72 saat, 4G de ise 48 saat. Plankton tek hücreli bir canlı, insan ise 100trilyona yakın hücresi olan muazzam bir organizma. İnkar edemeyeceğimiz bir gerçek var ki o da eskisinden çok daha fazla radyasyona maruz bırakılıyoruz.
Işınım(yani radyasyon, eşanlamlı kelimelerdir) ölçmek için örnek almak gerektiğini de söyleyen birisini gördüm ya artık hiç bir şey beni şaşırtamaz 😀 Kusura bakmayın umarım alınmazsınız ama kendimi tutamadım.
Lütfen Google çok iyi bir dosttur tek bir kaynakla asla yetinmeyin. Saygılarımla iyi geceler.
Dediklerinizin tamamına katılıyorum @cemal Ama planktonların pek çoğu tek hücreli değildir. Plankton tanımınız hatalı
@hkellecioglu 'na saygılar. Benim beynimin "bam teli"ne basmayı iyi biliyor...
Devamını bekliyor, beğenerek izliyor, ailecek takip ediyoruz efem sizi.
zuhaha. o foto ne ya. ahahahaa
Hamdi'nin giydiği kıyafetten nerede bulabiliriz? Özellikle şapka ve iç çamaşırı model isterim.
Çok güzel olmuş herşeyiyle Hamdi abinin eline sağlık. Hamdi Kellecioğlu İle Kota Dostu Bilim 🙂
Teşekkürler, eline sağlık HK , saygılar...
çok sevdim, ofis yurtdışına kaçmayınca da isteriz 🙂
Hayal kirikligi yasadim, video'nun da gorseldeki gibi cekilecegini dusunmustum 🙁
Yine de guzel olmus 😀
https://teknoseyir.com/durum/483930
Vayyyyyyyyy vayyyyyy ve 3. vayyyyy. Süper olmuş. Yorumda aşağı inince sağda küçük pencreden yayını izleme olayı güzel harbiden. 🙂 🙂
Video da güzel ellerinize sağlık @hkellecioglu abi.
Ekleme: Hamdi abi kameranın altında ki notbook ekranından okuduğun belli oluyor biraz. 🙂
Video gerçekten çok güzeldi. Hem doyurucu hem de anlatım tarzı yalın ve anlaşılır. Teknoseyir kalitesine yakışır bir video. Video'yu ingilizceye çevirin koyun eminim çok izlenir. @hkellecioglu yanlış bilebiliyor olabilirim. ama WHO'ya göre sar değeri 0.4 diye hatırlıyorum.video da denildiği gibi kafa gövde kol bacak vs. sar değeri farklı. EU ve US standartları bunların üstünde diye biliyorum. Belki bu yüzden cep telefonları tehlike içeriyor olabilir. Tabi bu ölçümler bildiğim kadarıyla sadece gsm sinyali deği;l wifi bluettooh vs. ne kadar elektromanyetik frekans yapacak özellik varsa açık olarak yapılıyor. Bir de 90'lı yılların başında yanlış hatırlamıyorsam mikro dalga fırınlar içinde aynı şeyler söyleniyordu. Hatta araştırmaların birinde mikro dalganın ürettiği frekansın besinlerdeki bazı proteinleri parçalayarak çöp besinler haline getirdiği ve bu da vücuda zararlı diye bir şey okumuştum. Tabi geçerliliği veya yazının doğruluğunu bilemiyorum.
Haftada bir bölüm böyle bişey güzel olmaz mı? 😀
ya da LP varken cesaret edemiyorlar 😛
Görünce aklıma ilk bu geldi.
video güzel format güzel. yurtdışında bu şekilde as fast as possible başlığıyla teknik konuları anlaşılacak şekilde sunan kanallar var. unuttum şimdi teknoloji sitesi o da. haftada bi mesela pazar gününe bu şekilde bi video konulabilir. hem max. 10 dakika olur sizi de uğraştırmaz, bilgiyi okursun, prodüksiyonu fazla olmaz hem pazar boş geçmez.
konsept çok çok çok güzel olmuş. bu tarz videoların devamını bekliyoruz. @hkellecioglu
😀
Çok başarılı olmuş tebrikler 🙂
üzerindeki folyoya bakılırsa Cidden sağlığa zararlı....
Kızmasınlar ama diğerleri bir müddet dinlensin bence, Hamdi Abi devam etsin bundan sonra, görür görmez yarıldım, ne güzel resim o ya 😀
Konsept güzel. Kısa video, net sorular, net cevaplar. 7 dakikada bir sürü şey öğrendik. günümüzde zaman çok değerli. Bu tarz videolar artırılırsa iyi olur. Ancak Teknoseyir içinde uzun muhabbeti seven, dinleyen kişiler de çok. Mesela ürün incelemeleri bu tarz kısa bir videoyla yapılıp, kullanıcı deneyimleri ise sohbet olarak ayrı bi videoda yapılabilir. Tabi işin uzmanı sizsiniz, naçizane fikrimi belirttim.
Başta bu görsel de nedir dedim, videoyu izleyince anladım ki aşırı yükseltilen seviyeyi dengelemek için konmuş 🙂 video hem içerik hem de sunum-kurgu olarak çok başarılı olmuş.
elinize sağlık . bilgilendirici ve keyifli bir video olmuş.
konu ile alakasız olacak ama acaba diyorum ; hazır meydan boşken klasik, bir bilim temalı video da çekseniz ? bu aralar bu nasa yağmur yağdırdı gündemi varken ? saygılar. @hkellecioglu
Çoh güzel ema benana! 😀 😀
Değişik ve güzel bir video olmuş Hamdi abi çalışıyor 🙂
Yalnızlıktan kendini bilime adamış Hamdi bey 🙂
Hem güldürdü hem düşündürdü adeta hasrettin hoca @hkellecioglu
Kısa ve net hamdi abi tebrikler çok çok güzel olmuş keyifle izledim.
Güzel video olmuş, genele hitap etmesi bakımından size getirisi daha çok olabilir böyle videoların.
Kapak resmi de ayrı efsane 😀
Konsept harika olmuş. Böyle kısa kısa videoların daha çok gelmesi iyi olur. Çok beğendik 🙂
Harika bir bölüm devamını isterük
Resim south parktan şu sahneyi anımsattı bana. 🙂
Fotoğraf harika 🙂
Fotoğraf+video çok profesyonel olmuş, Hamdi Bey tebrikler.
Abi çok iyi yaaaa...
Çok güzel olmuş. Aslında her hafta ek olarak bilgi verici böyle kısa çalışmalar iyi olur.
hazır ofiste kimse yokken bi çılgınlık yapayım demiş hamdi abi 😀
@hkellecioglu Mikrodalga sinyalleri, günlük hayatlarımızda henüz yeni sayılır. Bu sinyallere maruz kalan şimdilik neredeyse 1 tek nesil var. Dolayısı ile bu şekilde yapılan bir araştırma malesef olamaz.
EIRP değeri yasal sınırlarda olan pek çok endüstriyel mikrodalga cihazının (örneğin access point'ler), yakınına gittiğinizde baş ağrısı, mide bulantısı v.b gibi şikayetler yaşayabilirsiniz. Bizzat farkında olmadan girdiğim bir ortamda başıma gelmiş bir olaydır bu.
Son olarak aşağıda paylaştığım şu videoya kesinlikle göz atmanızı öneririm.
https://www.youtube.com/watch?v=ZchahZaWM8Y
Hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılmış ve mikrodalga sinyallerinin zararından bahseden pek çok akademik çalışma var.
Örneğin: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22112647
Donor sperm samples, mostly normozoospermic, exposed ex vivo during 4 hours to a wireless internet-connected laptop showed a significant decrease in progressive sperm motility and an increase in sperm DNA fragmentation
Örneğin: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26905323?dopt=Abstract
……Conclusion Based on this study, it is thought that chronic pre- and post-natal period exposure to wireless internet frequency of EMF may cause chronic kidney damages; staying away from EMF source in especially pregnancy and early childhood period may reduce negative effects of exposure on kidney.
Bence insanları yanıltan çok kötü bir içerik olmuş.
kesinlikle size katılıyorum bu kadar önemli bir konu bu kadar kötü, yanlış ve yüzeysel anlatılmazdı.
Araştırmada in vitro olduğu yazıyor yani spermler dışarıda labaratuar koşullarında wi-fi sinyallarine 4 saat maruz bırakılmış. Ölen sperm farkının olmadığı söyleniyor. Siz aynı spermleri 4 saat boyunca güneş ışığına maruz bırakın neredeyse hepsinin öldüğünü göreceksiniz. Diğer çalışmada da hamile ve küçük çocukların uzak kalması söyleniyor. Aynı durum kahve ve çay için de geçerli (kafein içerdiği için).
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12519715
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19999796
Yani Hamdi beyin söylediği durum kahve örneği yerinde
Linklediğiniz çalışmaların sonuçlarının doğru olarak kabül edilmesi için 10'larca belki 100lerce benzer sonuç veren çalışma yapılması gerekli. Zararlı olduğunu söyleyen birkaç çalışma bunu kesin doğru kılmaz. Bunların aksini söyleyen birçok çalışma bulabilirsiniz.
Alttaki linkten mevsim değişikliğinin gerçek olmadığını savunan makalelere ulaşabilirsiniz. Fakat aslında bu makaleler bilimsel çalışmaların %3ünü kapsıyor ve %97i mevsim değişikliğini kabül eder sonuçlar vermiştir. Buna benzer makaleleri linkleyip henüz kabül görmemiş sonuçları doğru olarak lanse etmenizi yanlış buluyorum.
https://www.skepticalscience.com/peerreviewedskeptics.php
Bu konu hakkında yalansavar makalesi: http://yalansavar.org/2015/05/27/10-soruda-elektromanyetik-alanlar-cep-telefonlari-ve-saglik/
folyo, gözlerinizin rengini ortaya çıkarmış hamdi bey. çakmak gözler ateş ediyor resmen
abi bildiğin CAPS vermişsin ama ya 🙂
Ellerine sağlık çok ama çok güzel devamını bekliyoruz
@hkellecioglu Videoda emek var çalışma var vede bol bol bilgi var.. Eline emeğine sağlık abi..
konu içerik işleniş ve kurgusunu çok beğendim
Hilmi Bey'i bu şekilde görünce Better Call Saul dizisindeki Chuck karakteri geldi aklıma 🙂
Hamdi dir o, hilmi olsa duramazsın 😛
en güzel videolarınızdan biri olmuş. elinize sağlık
@hkellecioglu @gamsizm videoya bayıldım 😀 Elektromanyetik Spektruma bakınca bir zamanlar evlerimizde bolca kullanılan floresan lambaların (FLORESAN ZARARLIDIR!) ve bronzlaşma amaçlı kullanılan solaryum makinalarının cep telefonlarına göre daha yüksek oranda iyonlaştırıcı radyasyon etkisi olduğunu görebiliriz. Cep telefonlarının yaydığı sinyallerin insan vücuduna doğrudan bir etkisi olduğu söylenmese de dolaylı olarak doğanın işleyiş dengesini bozan her türlü faaliyetin insan için zararlı olduğu söylenemez mi? Cep telefonlarının üretimi esnasında yada bu ürünlerin üretiminde kullanılan elementlerin çıkarımı ve elde edimi esnasında doğaya ve atmosfere verdiğimiz zararın boyutları ne derecededir? Sonuç olarak hiçbirimiz Lost dizisindeki Desmond Hume değiliz. Bence her şeyin fazlası doğrudan olmasa bile dolaylı olarak zararlı.
hamdikellecioğlufanclub was here.
Böyle şeylerle uğraşmam ben diyordur.
Bence güzel bir video olmuş ama biraz hızlı konuşmuşsun 😀 @hkellecioglu
Nefis bir paylaşım. Kısa, akıcı, anlaşılabilir ve tabi ki faydalı bir bilgilendirme videosu. Teşekkürler Hamdi Bey
#Bilimseyir, ayrı bir izleyici kitlesini getirir. @hkellecioglu
#BilimSeyir
Bu yorumlardan sonra Hamdi abi kendine youtube kanalı açıp yeni bir yol çizmesin 😀
Chuck McGill
Ben derhal senin avatarı hatırladım 🙂
En keyifli video bence.
Cep telefonu lobisi çalışıyor hatta teknoseyir'i ele geçirmiş
Çok iyi olmuş #HamdiAbiFANClub 🙂
Baz istasyonu gibi adamsın abi@hkellecioglu
Abi 10 numara video olmuş, bunu çeşitli konular için tekrarlamalısın derim. Hatta Teknoseyir içinde bir konsept "10 dakikada bilim" gibi bir şey olabilir, cidden çok ihtiyaç var buna. Bu arada kapak resmi de "Better Call Saul"a gönderme mi? @hkellecioglu
Better Call Saul'u izlemedim o yüzden oraya gönderme değil. Ama bu tür insanlar var gerçekten böyle yaşıyorlar. Biraz eğlenceli bir şey olsun diye öyle bir kapak yaptık. İyi de oldu görünüşe göre. 🙂
@hkellecioglu
Video türü değişik ve güzel olmuş, uzmantv tadında soru cevap şeklinde konular anlatılmış tekrar izlenebilirliği olmuş. Eğer bu şekilde videolar ve anahtar kelimeler yazılırsa arama motorlarından siteye geliş artar yeni teknoseyirciler olur 🙂
Sol taraftaki saat çok dikkat çekiyor 7 dak. videonun 20 dak. çekildiği anlaşılıyor.
Ayrıca video içinde vınlamadan dolayı her sesi duyduğumda telefonuma baktım iyi trollediniz 🙂
Hani youtube video listesinde bir resim görüp o vidyoyu izlemeye başlarsınız ama resim olan sahneyi beklersiniz ama o sahne hiç gelmez aynı duyguları yaşadım 🙂
İşin aslı bu tip denemeler güzel site biraz canlanır. Zaten yorumlara bakarsanız en çok yorum yazılacak videolar arasına girmiştir. Yıl sonundaki özette görürüz.
Bu şekilde videolar görmek dileğiyle...
kapatın gidin dükkanı
Video çok güzel olmuş bu konsepteki videolar inşallah devam eder
güzel ve bilgilendirici bir video olmuş @hkellecioglu böyle videolar bence teknoseyiri bir üst seviyeye taşıyabilir.
Sayın @hkellecioglu bu videoyu çok beğendim bunun gibi kısa süreli,tek başınıza olduğunuz farklı videolar olabiliir hatta bunlar mythbusters serisi gibi efsane çürütmeye yönelik olabilir tabi daha az prodüksiyon isteyen türde 🙂
Teknoseyir'in "Keşke bu videoda biraz daha temkinli konuşsaydık" diye hatırlayacağı bir video. Büyük şansızlık ve hata! Umarım bundan 20 sene sonra kanser olan binlerce onbinlerce insanı gördüğünüzde bu videoyu da hatırlarsınız. Çok üzgünüm Teknoseyir adına...
6 Mayıs 2011 tarihinde Avrupa Parlamentosu çevre komitesi, cep telefonları ve bilgisayarlarda kullanılan kablosuz internet bağlantısının insan sağlığı için risk oluşturabileceği ve okullarda kullanımının yasaklanması gerektiği görüşüne varmıştır.
İngiltere (Tıklayınız!), Avusturya, Kanada, Rusya, Fransa, Almanya ve Amerika’nın bazı eyaletlerinde ve dünyanın başka birçok ülkesindeki okullarda ve kütüphanelerde cep telefonu kullanımının en azından sınırlanması gerektiği, bizzat sağlık bakanlığı yetkilileri tarafından söylenmekte ve çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu ülkelerde, belirli yaş altındaki çocuklar için cep telefonu kullanımı yasaklanırken, Türkiye’de bazı kamu kurumlarının bile bu riske dair alaycı ve ciddiye almayan tavır ve söylemlerini anlamakta zorluk çekiyorum. Halbuki kamu herkesten çok daha şüpheci olmalıdır; Sağlık Bakanlığının bu konudaki tavrını çok olumlu buluyorum. http://www.niyazisaral.net/?p=1289
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Merkezi (IARC) 31 Mayıs 2011 tarihinde cep telefonu kullanımının beyin tümörünü tetikleyecek riskleri artırma olasılığı bulunduğunu açıkladı.
Teknoseyir'in GSM şebekeleri jargonu ile "Kahve de aynı risk grubunda..." diyerek konuyu sulandırmasını gerçekten kabul edemiyorum. Bakın orijinal cümle aşağıdaki şekilde.
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansının uyarısı cep telefonun yoğun kullanımı yüksek oranda beyin kanserine yol açabileceği yönündedir. Bu nedenle IARC radyo dalgalarını ‘insanoğlu için muhtemel kanserojenler’ “2B” sınıfına almaktadır. Bu sonuç hayvanlar ve hücreler üzerinde yapılan mevcut epidemiyolojik çalışmaların ve araştırmaların müşterek bir analizinden sonra ortaya koyulmuştur. Çoğu çalışmada beyin kanseri riskine dair bir bulguyla karşılaşılmamıştır ancak, iki büyük çalışmada (the international research Interphone and a Swedish meta-analysis) uzun süreli cep telefonu kullanımında (toplam kullanım 1500-2000 saatten fazla olduğunda) yüksek beyin uru riski ve derecesi tam belirlenemeyen akustik nöroma bulgularına rastlanmıştır.
Neden bunlardan bahsetmiyorsunuz? Daha ne desinler 🙁
2B sınıflandırması, ‘insanoğlu için muhtemel kanserojenler’, kanser ile alakalı ‘kısıtlı epidemiyolojik bulgular’ gösteren çevresel faktörler ve maddelerle ilgilidir. Kısıtlı bulgularla elde edilen sonuçlar zahiri olabilir ve muhtemelen sonuçlar rastgele ya da önyargıya dayalı olabilmektedir. Kesinlik derecesi 1 (kanserojen) ve 2A (muhtemelen kanserojen) sınıflandırmalarından düşük olan şeyler ‘insanoğlu için potansiyel kanserojen’ olarak sınıflandırılır. Daha az bulgu söz konusu olduğunda madde ‘ sınıflandırılamaz’ olarak değerlendirilir. Son olarak da 4. sınıf ‘muhtemelen kanserojen değil’dir. IARC daha fazla araştırma yapmanın gerekliliği üzerinde ısrar ediyor ve bu sırada etkiyi azaltabilmek adına kulaklık veya sesli iletişim yerine kısa mesaj servisleri kullanmayı öneriyor.
Aşağıdaki şekilde cep telefonlarının elektromanyetik alan etkisinin mesafe ile nasıl azaldığı görülmektedir. Dikkat edilirse ancak 3 metreden sonra EN60601-1-2 standardı ile belirlenen 3V/m veya 1V/m bağışıklık seviyesine düştüğü görülebilir.
Kısacası, kulağınıza dayadığınız bir cep telefonunun aynı noktaya dayanan bir silah kadar tehlikeli olduğu düşünülmelidir. Yaşım icabı ben 20-30 seniyi göremem diye düşünüyorum ama siz gençler için kanser tehlikesi çocuk oyuncağı gibi dalga geçilecek bir konu değildir.
@niyazi-saral sizce ne gibi bir hata var. Sallamasyon bir bilgi mi var?
86 Çernobil in ülkemize etkisi kesin olarak açıklanamamışken , cep telefonun etkisinin açıklanabilmesi pek mantıklı gelmiyor. Bu cihazların kanser yapma oranı 70 lerdeki radyolardan 80 lerdeki televizyonlardan 90 lardaki telefonlardan pek fazla olduğunu düşünmüyorum.
Not: Bu yorumunuz mizansen ise ve anlamadıysam kusura bakmayın.
Sevgili kardeşim radyo televizyon ve benzeri cihazlar elektromanyetik dalgaları emerek çalışırlar. Salmazlar. Salan antendir. Radyo vericisi veya televizyon vericilerinin kanserojen etkisini Hamdi Bey bile kabule eder. O kadar kör değildir.
Tartışılan konu yüksek frekansı radyo dalgalarının ionizasyon etkisi ile hücreleri bozmasıdır. Bu da vericiyi (cep telefonunu) kulağınıza dayadığınız için risk oluşturmasıdır.
Bu konuda sonuna kadar tartışırım. Bu benim görevim. Tüm GSM şebekeleri beni şahsen tanırlar ve çeşitli konferanslarda cevap verememişlerdir. Ciddi araştırma yapan herkes burada bir risk olduğunu anlar. Aynı sigara konusunda olduğu gibi 20 yıl sonra saklanan tüm bilgiler ortaya çıkınca siz beni anarsınız.
Çernobil'e hiç girmeyelim. Konu sapar ve zaten Hamdi bey bile o konuda bu kadar rahat konuşamaz.
Dünya öyle bir hal aldı ki inanamıyorum. Çevre etkileri, yiyecekler, radyasyon yayılması..vs ile genlerimiz bozuluyor. Buna inanmayan varsa "yazık" derim gençliğinize...
Üstadım, bu videoda fizik bilimi temel alınarak konu işlenmiş ve fiziksel olarak şu ana kadar ispatlanamadı denmiş. Yani aslında ucu açık bırakılmış ama kanser biyolojik ve kimyasal olarak da incelenmesi gereken bir durum.
Elektromanyetik dalgalara maruz kalındığında insan yapısı değişiyor bu muhakkak ancak bu etkiden uzaklaşıldığında kişiye göre değişen bir süre sonunda insan fonksiyonları eski haline geliyor. Kastettiğim önemli beyin fonksiyonları ve zaten ispatlı ama bunun kansere yol açıp açmadığı henüz ispatlanamıyor. Son yıllarda kanser vakaları arttı ancak tıp çok ilerlediği için pek çok hastalığa tedavi de bulunduğundan biyolojik olarak kusurlu insanların da yaşam süresi çok arttı. Bu cümleleri yazmak kendimi çok garip hissettirdi ama gerçekler henüz ispatlanmadığı yönünde.
Böyle tartışmalı meselelerde tümdengelim tekniğini kullanırım ben. Türümüzün ve hatta türdeşlerimizin var olduğu elektromanyetik floraya bakar isek Niyazi Bey eninde sonunda haklı olacak gibi gözüküyor. Yani atmosferin uzaydan gelen elektromanyetik enerjiye izin verdiği spektruma bakar isek
@niyazi-saral sizde belli bir veri üzerinden konuşuyorsunuz Hamdi beyde veri üzerinden konuşuyor. Yani ortada Teknoseyir in hayal kırıklığı yaratacak birşey yok. Hamdi beyinde dediği gibi kesin olarak kanıtlanan bir şey değil. Dediğim gibi Chernobyl nükleer kazasının ülkemize etkisini %100 kanıtlayamamışken bunu kanıtlamak zor gözüküyor.
Hani şunu bile diyemiyorken "Cep telefonu ile konuşan kişi konuşmayan kişiye göre %70 kansere yakalanma oranı artıyor" birilerine yanlış bilgi veriyorsun demek zor
Edit: Her elektronik cihaz elektromanyetik dalgalar yayar. Buna Tvlerde dahil. Bu yüzden Amerikada buna bir sınır getiren ve denetleyen Fcc diye bir kuruluş vardır.
Edit2: Benim bunlar yararlı dediğimi zannetmeyin. Bende zararlı diyenlerdenim ama kanser yaratacak. 20 sene sonra hepimiz öleceğiz diyemiyorum. Kanser olursak etkenlerden biri olur ama baş sorumlusu yada tek sorumlusu olmaz.
Niyazi Hocam'ın yazdıklarını "tüm olasılık ve kombinasyonları oynanmış sayısal loto" kuponuna benzettim ; belki yarın, belki 50 yıl sonra da olsa Hocam'ın yazdıkları bilimsel olarak ispatlanacak orası kesin. Vidyoda ise bugünün muteber olarak kabul edilen bilimsel kurumların resmi ve bilimsel açıklamaları kullanılmıştır. Yani, Hamdi hiçbir yorum katmamış, sadece günümüzde geçerli olarak kabul edilen bilimsel notları "TeknoSeyir'ce"ye çevirmiştir bence.
Sevgili kardeşim tabi ki birçok cihaz elektromanyetik alan yayar. Bizim kullandığımız PC'ler bile yayar. Ama sıkıntılı olan vericilerdir. WiFi cihazları, telsiz telefonlar, bebek vericileri, bluetooth alıcı/vericiler... Bunların hepsinin güçleri farklıdır. zahmet edip bakarsanız makalemde bunların güçleri ve etkileri de grafiklerle anlatılmıştır.
Konuyu sulandırmaya çalışan GSM şebekeleridir. Gençlerin vurdumduymaz tavrını körükleyen, "Zaten her şey radyo dalgaları yayıyor..." diye gürültü yapan hep bunlardır. yeter ki para kazansınlar.
Bakın kanser değil ama yine benzer çevre koşullarındaki bozukluktan dolayı nöro-gelişimsel bir bozukluk olan Otizm 1980 yıllarında doğan her 2500 bebekten birinde rastlanırken şimdi 68 bebekten birinde rastlanmaktadır. Gözümüzü ne kadar kapatacağız? Uzaylılar geliyor filminden alıntı komik giyisiler ile dalga geçmek ne kadar doğru?
@niyazi-saral aynı araştırmadan bahsediyoruz zaten. Araştırmanın sonuçlarını biraz farklı değerlendiriyoruz sanırım. 2011 yılında yayınlanan raporun sonuçları burada. http://interphone.iarc.fr/UICC_Report_Final_03102011.pdf
5. sayfadaki sonuç kısmına baktığımızda özetleyerek söylersem cep telefonlarının beyin tümörü riskini artırdığıyla ilgili herhangi bir bulguya rastlanamamış. Sadece telefon kullanım oranını en yüksek rapor eden grupta bir etki var gibi görünüyor ama bu kişilerin rapor ettiği değerler normal bir insana göre çok yüksek (günde 10 12 saat telefonla konuştukları şeklinde) bu da verilerin doğruluğuna gölge düşüyor.
Dünya Sağlık Örgütü de daha fazla araştırma yapılmasının gerekli olduğunu söylüyor. Olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuca varmamak için de telefon sinyallerini 2B kategorisine koyuyor. Bu da güvenli tarafta kalmak için yapılmış bir hareket.
Ben de olayı hafife almadım zaten yapılan araştırmaların sonucunu söyledim. Şu an için ortaya koyulan verilerde kanser riskini artırdığı yönünde herhangi bir bulgu yok aksi düşünmek için bir neden göremiyorum. Tabi yine de temkinli olmakta yarar var. Uzun konuşulacaksa kulaklık takılmasının zararı olmaz hatta kullanım kolaylığı sağlar.
Son olarak İsveçli erkekler üzerinde yapılan bir araştırmanın grafiğini paylaşayım. Burada yıllara göre glioma görülme oranları grafiğe dökülmüş. Cep telefonlarının son kullanıcılara satışına başlandığı yıl dikey çizgiyle işaretlenmiş. Tamam, etkilerinin ortaya çıkması uzun yıllar alabilir ama 20 yıl civarı bir zaman da az değil. Grafiğin en sağına baktığımızda son yıllarda bir artış trendinden söz etmek mümkün görünmüyor. Buradan hemen kesinlikle kansere neden olmaz sonucuna atlamıyorum ama elimizdeki veriler şu an için kanser yaparı da desteklemiyor.
Niyazi abi biraz da şöyle bir durum var konu ile ilgili yapılan araştırmalar örneklem hacminin oluşturulurken kontrol gurbunun oluşturulamaması. Mesela bu araştırma gurubunun sosyokültürel yapısı gelir durumu beslenme alışkanlıkları çevre gibi pek çok faktör kanser riskini tahmin ettiğimizden çok daha fazla etkiliyor. bütün bu ihtimallerin tekil bir duruma indirlmesi ve bütün inceleme gurbunun tek tipte oluşturulup incelenmesi çok zor . Hamdi abi daha çok fizikçi gözüyle olaya yaklaşmış aslına bakılırsa oldukça da doyurucu açıklamalar yapmış bana kalırsa fizikçilerin GSM şebekleriinin kullandığı sar miktarları ile benzer watt oranlarında yapılacak incelemelerde foton oluşumu gözleniyor mu. gözleniyorsa ne kadar etki ediyor. bunun araştırılması Hamdi abinin videosunda GSM şebekelerinin kullandığı frekans aralığı ışıktan (yani her gün marus kalınan güneş ışığında dahil) daha az seviyede. hatta arasında mikrodalga fırın da var. böylesi bir araştırma örneklemi araştırmalar için daha doyurucu olur. Diğer bir konu ise şu biraz komplo teorisi gibi gelebilir ama özellikle yiyecek sektörü suçlarını maskelemek için suçu teknolojiye atıyor gibi görünüyor .Suçun çok az bir kısmının teknoloji sektöründen çıkıyor gibi görünmesi de işi arapsaçına çeviriyor gibi geldi bana günümüzde kullanılan pek çok kimyasalın kanser riskini büyük oranda arttıacağı aşikar özellikle artan nüfusa yetecek miktarda yiyecek üretmek için firmalar her türlü yola başvuruyor GDO en çok bilineni ama bilinmeyen tarafı çok daha çirkin pek çok tarım ürünü üretimi boyunca en az iki en çok 7 kere ilaçlanır mesela elma 7 kez faklı kokteyller le ilaçlanır. Domates 3 zeytin bir limon 2 ile 4 arası listeyi daha çok uzatmak mümkün. (Tarım kentinde yaşadığım için biliyorum mersin erdemlide yaşıyorum) işte bütün bu ilaçlamalardan arta kalan tarımsal zehir tahmin edilenden çok daha fazla teksik madde biriktiriyor. bu sadece benim iyi bildiğim bir konu daha pek çok ürün ve sektörde toksidite çok yüksek durumda giyim elektronik eşyalar mutfaak malzemeleri günlük hayatta kullanılan eşyalar ve daha bir sürü şey. neyse konuyu çok dağıtmayayım. Hal böyle olunca sadece telefon kanset yapıyor telefonu kullanmayalım kanserden kurtulalım demek yada zararlı etkilerini en aza indirecek önlemler alınsın demek biraz zor heleki durmadan 2g 3g 4g 4.5g 5g gibi teknolojilerin devam ettiği ortamda daha da zor. Aslında sorun bizim bildiğimizden yada tahmine ettiğimizden çok daha büyük. Sistemin sloganı haline gelen "büyüme" söylemi artık dünyanın kaldırabileceğinden çok daha fazla nüfusa sahip olmasına ve bu nüfusun durmadan tüketmesine gelip dayanınca biz sıradan insanların pek fazla bir çaresi kalmıyor. ve kanser ihalesi bize kitleniyor.
Hamdi kardeşim seni ve tüm Teknoseyir ekibini severim sayarım biliyorsun. Senden rica etsem WHO'nun benim gönderdiğim (değiştirirler diye resim haline getirdiğim) 31 Mayıs tarihli aşağıdaki metni sen bir tercüme eder misin?
Bak dikkat et apar topar toplanan yeni komite senin gönderdiğin 3 Ekim tarihinde nasıl yumuşatmış lafları? Aynı kelimeler yok! Ben olayı 2000'li yıllardan beri takip ediyorum. Benim makalemdeki birçok (tıklayınız!) da ortadan kalkmış.... Acaba neden?
Ayrıca tüm dediklerimi sonuna kadar savunurum. Senin gibi zeki, çalışkan eğitimli bir arkadaşın o kıyafet ile konu ile dalga geçmesi ve "muhteşemsin ağabey.." gibi övgüler alması kalbimi acıtıyor.
Niyazi Bey, komite apar topar mı toplandı normal işleyiş mi bu şekilde açıkçası bilemiyorum. Sonuç olarak benim paylaştığım doküman WHO'nun yaptığı araştırmanın resmi bilimsel sonuç raporu. Raporun sonunda yukarıda özetlediğim gibi doğrudan bir ilişki bulunamamıştır yazıyor. Telefon sinyallerinin 2B sınıfına koyulması kansere neden olması mümkün yani olabilir ama olmaya da bilir olarak algılıyorum. Kesin bir sonuca ulaşmak için daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç var.
Videonun girişinde kullandığım resim de dalga geçme ya da konuyu sulandırma değil espri olsun diye yapılmış bir şey, konunun ya da videoda anlatılanların ciddiyetini etkilemiyor bence.
Lyon, France, May 31, 2011 ‐‐ Kablosuz telefon kullanımına bağlı kötü huylu bir beyin kanseri olan Glioma riskini arttırdığı düşüncesi ile Dünya Sağlık örgütü Ulusular arası kanser araştırma ajansı (IARC) radyo frekansları elektromanyetik alanlarını insanlar için risk oluşturması muhtemel kalsifikasyon olan 2B'ye almıştır. (Tam metin: http://www.iarc.fr/en/media-centre/pr/2011/pdfs/pr208_E.pdf)
Tam tercümesi budur. İspat yoktur ama "based on" buna dayanarak lafında da yeteri kadar kanıt vardır.
Siz konuyu benim gibi 15 yıldır takip etmemiş olabilirsiniz. Bildiğiniz gibi WHO'nun sigara raporları da sümen altı edilmişti. 20 yıl sonra utanacağınız bir videoyu neden bu rahatlıkla çektiğinizi anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu belgeyi daha önce okudum. Çevirdiğiniz kısım giriş kısmı en sonda bir de Results bölümü var orada elde edilen sonuçları "Limited" olarak tanımlıyor. Sonra belgenin en altında da bunu açıklıyor. Açıklama şu şekilde:
Limited evidence of carcinogenicity': A positive association has been observed between exposure to the agent and cancer for which a causal interpretation is considered by the Working Group to be credible, but chance, bias or confounding could not be ruled out with reasonable confidence.
Yani bilimsel hassaslıkta verileri doğrulama henüz yapılamamış ama daha başka araştırmalara da bakarak yukarıda söylediğim gibi güvenli tarafta kalmak adına 2B kategorisine alınmış. Bilimin şu an geldiği nokta kesin olarak bunlar kansere yol açar diyemiyor ama bu kesin olarak yol açmadığı anlamına da gelmiyor.
20 yıl sonra aksi ortaya çıkarsa niye utanayım ki videoda şu an olan durumu söyledim. 20 yıl sonra bilimsel olarak kanıtlanırsa o zaman da onu söylerim. Tekrar söyleyeyim ben kesinlikle kanser yapmıyor demiyorum, WHO'nun dediği gibi 2B kategorisinde yani yapıyor olabilir ama olmayadabilir diyorum. Bir gün gelir araştırmalar kesin kanser yapıyor derse o zaman yapıyormuş derim.
Mesele konuyu uzun yıllar takip etmek değil ki insanlığın şu anda bilimsel olarak geldiği nokta neyse onu konuşmak. WHO'nun raporuna nasıl şüpheci yaklaşıyorsam bunun dışındaki söylemlere de şüpheci yaklaşıyorum. Kişisel hayatımda da telefonlara karşı temkinli olmayı elden bırakmıyorum.
çok talihsiz bir video böyle bir sorumluluğun altına nasıl girilirde bu kadar yalın yanlış yönlendirici bir video hazırlanır anlamak mümkün değil. bu insanların çoluğu çocuğu yok mu diye düşünmeden edemiyor insan.
"Kişisel hayatımda da telefonlara karşı temkinli olmayı elden bırakmıyorum." lafını çok beğendim kardeşim. Bence de o kadar. Gelmeyin bu 3G, teknoloji gerçekleriyle uyuşmayan ve aslında hiç olmayan 4.5G palavralarına. 1,000 saat her yöne feryatlarına...
Ne kadar çabuk batarya bitiyorsa doğrudan bağ olmasa bile bilin ki o kadar çok güç harcadınız ve aman... Günümüzde sanayiler devletlere öyle bir baskı yapıyorlar ki onlara kalsa hiçbir şey sakıncalı değil...
İnşallah ben %100 yanılıyorumdur. Eğer o tarihte yaşıyor olursam şüpheci tavrımdan dolayı herkesten özür dilerim, olur biter... Ya siz yanılıyorsanız?
Sevgili kardeşim @turker. Ben 60 yaşındayım. Hayatta her şeyi gördüm. Çok yakın bir opraratör dostum "Bizim doktorlarımız para için sağlam bir hastayı bile ameliyat ederler." dediğinde ben de inanmamıştım. Başıma gelince korktum. Çocuğumun ayağı sakatlandı zannettik. Ameliyata girecekti, son anda "Acaba" dedik ve bir mikro cerrahi alanında ünlü bir hastaneye götürdük. Sadece alçıya aldılar ve 45 gün sonra tamamen iyileşti.
Kötü senaryo diyorsunuz bu hafta açıklanan ve tamamen çevre şartlarından dolayı Otizim hastalığına ne diyorsunuz?
"Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur ve Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control Prevention)'nin verilerine göre 2006 yılında Her 150 çocuktan 1’inde otizm görülürken, 2012 yılında Her 88 çocuktan 1’inde otizm görülmüştür. 2014 yılında verilen son bilgiye göre de, her 68 çocuktan 1’inde otizm görülmektedir."
Bu olasılık 1980'lerde 2500 yeni doğan bebekte 1 miş 🙁
Gelin de siz septik davranmayın.
Haklı olabilirsiniz eleştirinizi kabul ediyorum. Septik davranış olabilir. Ama kabul edin ki ben de aşağıdaki gibi bir resim ile eleştiri yapmadım. Sadece farklı fikirleri savundum.
emeğinize sağlık çok güzel olmuş. sorularında seslendirilmesi beni daha mutlu ederdi.
güzel olmuş. ağzına sağlık.. görseller süper bu arada 🙂
Adam fosur fosur sigara içiyor, kazan kazan içki içiyor, bahaneyi cep telefonuna buluyor. Yav hehe 🙂
Harika! İşte bize bunlarla gelin :). Farklılıklar farklılıklar... @hkellecioglu Budur!
@hkellecioglu son zamanlarda izlediğim en iyi teknoseyir videolarından biri olmuş. (Ama anlatımda takılmalar falan var. Tekrar çekerek haleltseydiniz keşke diye eleştirimi de buraya bırakayım). İlk defa facebook hesabımda bir teknoseyir videosunu paylaşıcam birazdan.
Ben grubumda hepsini, özelde ise seçtiğim çoğunu paylaşıyorum...:=))) 3.000 kişiden 30 kişi izler zaar...
Bir de EHS Sendromu var tabi
https://www.youtube.com/watch?v=ju4mMmmGguI
http://slmn456.tr.gg/Elektromanyetik-radyasyon-.htm
abi eline koluna sağlık harika bir video çıkarmışsın. 🙂 @hkellecioglu
Harika bir bilgi paylaşımı. Bu denli bilgileri birkaç site dışında paylaşan yok.
Harika bir video ancak Murat Gamsız ile Levent Pekcan Hamdi beyi pek yalnız bırakmasa iyi olur. Adam sıkılınca yapacak şeyde sınır tanımıyor. Bir bakmışsın stüdyonun ortasına elektron hızlandırıcı monte edivermiş
Hani insan evde yalnız kalınca garip bir özgürlük hissi gelir ve adem kıyafetiyle dolaşası gelir ya, sanıyorum Hamdi Bey de böyle hissetmiş olacak ki bu özgürlük anında daha önce hiç denenmemiş bir formatta vidyo çekmiş. Kapaktan tutun anlatıma, örnek resimlerden tutun soruların sırasına ve hatta kamera açılarına kadar herşey mükemmel olmuş.
Teoride cep telefonlarının yaydığı radyasyon insana zarar vermemeli sonucu çıkabilir. Ama bu teknoloji insanlık tarihinde çok yeni. 50 yıl boyunca cep telefonu sinyallerine maruz kalmış bir insan yok mesela dünyada. Bu kadar uzun vadedeki etkilerini ölçmek imkansız. 50 yıl telefon radyasyonuna maruz kalmış bir adam kanser olduğunda bunun telefondan kaynaklandığını söylemek de imkansız olur. Bana göre bu iş iki yönlü ispatı olmayan bir iş, bu yüzden WHO ne zararsız ne de zararlı diyebiliyor. Ben şahsi olarak çok rahat değilim bu konuda. Eğer gözlerimizle bu ışımaları görebiliyor olsaydık, içimizden geçerlerken eminim hepimiz çok tedirgin olurduk. Diğer yandan dünyanın şu anki teknolojik durumunda cep telefonları ve daha önemlisi datanın havadan taşınması çok büyük bir gereklilik, buradan geri dönülemez ve daha hızlı bir şekilde (internet of things ile) bir anda katlanarak artacak. Madem bununla yaşamaya mecburuz, tek çözüm kanserin kusursuz şekilde tedavi edilmesini ummak. Bu apayrı bir konu ama bana göre bu işin çözümü nano robotların vücudumuzda antikor olarak görev yapmasında yatıyor. 20 yıl sonra belki de upgrade edilebilir nano robotlarla her türlü yeni virus, bakteriye karşı güncelleme ile bağışıklık kazanacağız.
Hamdi Bey'e tekrar teşekkürler. Ben Darkhardware'dan geldiğim için Murat Gamsız'ı ve Hamdi Kellecioğlu'nu önceden tanımıyordum. İkisi de farklı özelliklere sahip çok değerli insanlar. Murat çok zeki, bilgili, çözüm odaklı, pratik zekalı ve çok çalışkan. Hamdi ise yine çok zeki, süper bilgili, araştırmacı, saygılı, yaratıcı, çalışkan... İkisinin de başarılarının daimi olmasını dilerim.
Temkinli duruşunuza saygı duyuyorum. Benim üzüldüğüm nokta GSM şebekelerinin vurdumduymazlığının gençler arasında bu ölçüde tiye alınması sonucu... "Yapılabilecek bir şey yok..." görüşünüze katılmıyorum. Telefonla daha az konuşmak, ev içinde arabada telefon ile konuşamamak (bildiğiniz gibi cep telefonları erişim kısıtlaması olduğunda verici gücünü otomatik arttırmaktadır) ve en önemlisi dalga geçmemek gibi yapılabilecek çok şey var. En azından kulağınıza dayayarak saatlerce konuşmayın kardeşim... Kulaklık kullanın.
Cahillik o kadar yüksek ki ben bir tıp profesörünün "Ne olacak ütü bile radyasyon yayıyor..." dediğini kulaklarımla duydum. İonizasyon etkisinin frekans ile paralelliğinden haberi yoktu. Belki de 50Hz diye bir şey duymamıştı bilemiyorum.
Sonra Yargıtay'ın GSM vericilerini köylerin ve yerleşim yerlerinin dışına alınması kararı var. Halbuki tamam vericiler uzakta ve çevresi güvende ama tüm konuşanların telefonları daha güçlü çalışarak daha fazla elektromanyetik yayılım oluşturacaklar... Bu kararın Bilişim STK'ları toplantısında rapor hazırlanırken görecektiniz GSM şebekelerini...
@niyazi-saral Bireysel olarak bir takım önlemler alabiliriz tabi, ben bluetooth kulaklık kullanıyorum, eşime de kullandırtıyorum yıllardır, aslında onun da ne kadar güvenli olduğundan emin değilim ama cep telefonundan daha zararsızdır diye umuyorum, araştırıp bir iki makale okumuştum ama birbirinin tam zıttı ifadeler vardı. Geceleri modemimi kapatıyorum kızıma wireless etki etmesin diye işte ama şunu düşünün benim evimin salonunda kablosuz ağları hıza göre listelediğimde kendi evimdeki ağ üçüncü sırada çıkıyor. Yani ben kablosuz modemimi kapatsam bile alt kat, üst kat, yan binadakilerin sinyalleri bana ulaşmaya devam ediyor. İşte benim kastettiğim bu idi. Hani gözlerimizle bu sinyalleri görseydik çok rahatsız olurduk derken bunu anlatmaya çalışıyordum. Sadece bizim elimizde değil, dünya bu şekilde işliyor şu anda. Her evde modem, en az iki tane cep telefonu var ve biz istesek de istemesek de çoğu her an sinyal iletiyor. Hele hele internet of things dediğimiz kavram hayatımıza girdiğinde evimizdeki aletlerin hemen hepsinde ya bir gsm ya da wireless alıcı/verici olacak ki o zaman durum bundan çok daha beter olacak. Bundan kaçmak ya da kaçınmak mümkün değil. Bireysel önlemler bizi kurtarmaya yetmeyecek, bu hayat tarzı da olumlu manada değişmeyecek. Aslında aynı bakış açısındayız ve hatta ben bireysel önlemlerin yeterli olmadığını düşünerek sizden daha karamsarım. Çözüm kanseri yok etmekte, başka yolu yok. Dünya değişiyor, gelişiyor ve bu her zaman , basit bir memeli olan insanın sağlığı için tehditlerin artması anlamına geliyor. Kötü niyetli firmalar, devletler, hükümetler olmadan da sağlığımız tehlikede. Yani kanunlarla ya da denetimlerle bir yere kadar ilerleyebiliriz. Sorunu yaratan biziz, çözümü de biz bulmalıyız. İnsanoğlu olarak kansere neden olan etmenleri hayatımızdan çıkarırsak, çok kısıtlı bir hayat yaşama şansımız olur ve böyle bir kararın asla alınmayacağını da biliyoruz. Yapılabilecek bir şey yok ile neyi anlatmaya çalıştığım şimdi daha iyi anlaşılmıştır umarım.
Geçenlerde Fransa'da bir kadın tüm bu kablosuz iletişim sinyalleri benim sağlığımı rahatsız ediyor diyerek dava açmış ve tazminat kazanmıştı. Gündeme konu da olmuştu. Sonra da tazminat iptal edilmişti yanlış hatırlamıyorsam. Dünya 5G, 6G'ye hazırlanırken bu konuda geri adım atılmayacağı aşikar.
Sevgili kardeşim @pikapika sorun etrafımızda dolaşan elektro manyetik alanlar değil. Sorunu bilerek ve isteyerek bu zemine çekenler 3G şebekeleri. Bakın ufak bir örnek vereyim satndart bir wiFi cihazı 0.2 Watt gibidir. Halbuki 3G GSM phone 2-4 watt. Yani10-20 katı. Üstelik Wifi cihazını kulağınıza dayamıyorsunuz. Bilmem anlatabildim mi? Elektro manyetik alanların etkisi mesafenin karesi ile ters orantılı azalıyor. Grafiklere bakın. Etki 80 cm gibi çok çok zayıflıyor. Sorun burada.
Bluetooth için eğer sürekli kuağınızda takılı kullanıyorsanız onun da etkisi yadsınamaz.
@niyazi-saral
Bu durumda şahsi olarak pek de korkmama gerek olmadığı sonucu çıkıyor. Telefonu kulaklıkla kullanıyorum ve sadece konuşurken takıyorum. Herkes böyle kullansa risk minimuma inecek o halde.
Bilgilendirme için teşekkürler. İnternet büyük bir bilgi kaynağı, ancak her ayrıntıyı yakalamak her zaman mümkün olmuyor. Bu durumlarda bir bilene sormak en iyisi. Biraz içimi rahatlattınız diyebilirim.
Dediklerimi dikkate almanız beni de sevindirdi. Emin olun tek korkum bundan 20-30 sene sonra "Evet bu şekilde yüksek frekanslı vericileri kulağımıza dayayarak kullanmak akıllıca değildi..." demeleridir.
Biz hata yapmadık mı? Yaptık, çocuklarımıza litrelerce UFT sütler içirdik. Sıradan kedilerin bile içmediği, Avrupa da yasak olan UHT sütleri... mevsim dışında sebzeler almadık mı? Hormonlarla topraksız alanlarda yetiştirilmiş meyve ve sebzeleri yedik, yedirdik. Çocuklar beğeniyor diye sütle ilgisi olmayan yağlı yağlı yoğurtlar aldık evlerimize... Hatta çocuklarımıza sürpriz yapmak için onları MacDonalds'lara götürdük...evimize her türlü artık etten bozma salam vs aldık... Şimdi bunların sakıncalarını biliyor ve daha iyi görüyoruz. Amacımız gençlerin daha uyanık olmaları ve vahşi kapitalizmin tuzaklarına kapılmamaları.
Muhteşemsin Hamdi abi!
@hkellecioglu çok güzel bir video olmuş, Bilgiyi veriş ve konuşma tarzı olmuş. Bence arada vaktiniz olduğunca bu tarz işler bekliyorum sizden. Bence genel olarak tekli olarak ta aralarda videolar çekebilirsiniz.
Hamdi Bey, yayına dolu dolu hazırlanmış. Sıkmadan bir çırpıda, anlaşılır bir şekilde anlatımınız için teşekkür ederim.
Bu arada Mustafa Topaloğlu gibi olmuşsun Hamdi bey
Konuyla alakali
başarılı...
@hkellecioglu abi tesekkurler... annelerin izleyebilecegi bir video olmus o yonden cok onemli bence.
Hamdi abi fark yaratmış. 🙂 Hoş olmuş. Devamı gelir umarım.
dünya sağlık örgütünün bile nasıl ilaç şirketleriyle danışıklı çalıştığını biliyorsunuz. bu işler komplo teorisinden çoktan çıkmış durumda. şeytanlaşmış insanlar ve bunları yöneten şirketler pek tabii ki cep telefonunun zararı sulandırılacak veya yokmuş gibi gösterilecek bu şeytani düzende.
Oooo Linç başlamış. Nerede benim meşalem ve tırmığım.
Maalesef günümüzde daha fazla data akışı sağlamak ve hızlı iletişim adına yapılan baz istasyonlarını kar amacıyla ve bilinçsizce yayıldığını düşünüyorum.İstasyonların henüz kansere yol açıp açmadığı tam olarak tespit edilemesede sonuçta potansiyel bir risk mevcut.Operatörler binaların çatı katına hiç bir çevresel araştırma yapmadan halkın sağlığına belkide tehdit oluşturabilecek uygulamalar yapıyor. Bunlar hiç bir şekilde kontrol edilmiyor veya denetlenmiyor.Eğer böyle bir risk varsa devletinde gerekli önlemi alması gerektiğini düşünüyorum.Bir araştırma haberinde okumuştum ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum uzun süre radyayona maruz kalan kişilerde ritimsel kalp bozuklukları ortaya çıkıyormuş.
video on numara
abi eldeki bilgilerle konusmussun ama ben anlattığın kadar masum olduğunu zannetmmiyorum biz ne zaman öğreniriz zararlarını ben söyleyeyim bi teknoloji şirketi alternatif bir yol bulursa iletişim için o zaman derler ki eski yöntem sağlığa zararlıydı bu daha iyi.
hamdi bey çok detaylı bir anlatım yapmışsınız, bu araştırmacı ruhunuzu seviyorum,teşekkürler...
Öncelikle bu konuya değindiğiniz için teşekkürler. günümüzde cep telefonu kullanım oranlarının artmasıyla birlikte insanların ister istemez göz ardı ettikleri bir konu radyo dalgaları konusu. Bence asıl büyük tehlike cep telefonlarının sanal gerçeklik gözlüklerinin içine takılmasıyla (Samsung VR gibi) başlayacak gibi görünüyor. Uzun süre telefonun kafada kalması ne kadar sağlıklı bilemiyorum ancak telefon üreticileri SAR değerleri konusunda daha hassas olmaları gerektiğini düşünüyorum.
Aman aman sanal gerçeklik işine hiç girmeyelim. Oradaki deneyimin 1995-1996 yıllarına kadar. Takın bir 3D gözlüğü, 20 dakika dayanın zaten başka birşey demeye gerek yok. Bu hikaye en az 20 senelik.
Çok güzel bir video olmuş. Hamdi abi ve bilim videolarını bekliyoruz 🙂
Hırrrrrr...:=)))
@hkellecioglu Bey 10 numara 5 yıldız...:=)))
@niyazi-saral Ağabey bu konunun bu kadar sulandırılmasını yadırgamışsın anladım. Sigaranın üzerinde de eşşek kadar GEBERTİR yazıyor... Kimsenin taktığını görmedim... Hele doktorlar günde 2 paket içiyorlar...:=))) İmam küçük günah işlerse Cemaat ...
Bu sosyaldeki arkadaşların % 99 Cep telefonunun zararlı olduğunu kabul ediyor. Peki hangimiz bundan vaz geçecek... İşyerinde kanser olacağız diyerek wi-fi özellikli modem taktırmayan bir iş arkadaşına sahibim... Peki havadaki 99 sinyalden nasıl kurtulacak...:=))) Her yere filmlerdeki gibi Bakır ağlar mı gereceğiz...
Peygamber efendimiz bilem tebliğciydi. İnanmayanlara üzüntüsü görülerek Ayetle uyarıldı. Tebliğ senden İrşad benden dendi. Ben bu yola girdim kimseyi zorla Cennete götüremem ne kadar üzülsem de. İnsanları görerek uyarmak istiyorsun amma İnsanlar Konforu seviyor... Ortaçağa dönmeyi kimse kabule yanaşmaz ben dahil... Sinirlenmene gerek yok abi sen bize lazımsın...:=)))
Benim hanım sigortacı. Günde saatlerce müşteriyle cep telefonuyla konuşuyor. Kablo o kadar pratik değil. Bluetoothlu kulaklık aldık kaliteli. zararı azaltma çabasındayız. Sıkıysa elindeki Akıllı Telefonu al hadi... 5 vakit şekerini kırıp öyle yatacak...:=)))
Ayrıca biz sosyalde Tanrı vardı-yoktu yu sohbette tartışırken böyle ifadeler kullanmıyoruz...
""" Hamdi Bey bile kabule eder. O kadar kör değildir. """ ifadesi biraz ağır kaçmamış mı?
biraz ağır mı? Adamı işten atsaydınız bari.
Bi dert varsa alırsınız özele konuşursunuz baktınız bi yanlış var video kaldırılır.
Ki daah önce video editlenip tekrar konduğu oldu.
İnsanların bu kadarbeğendiği ve şu kadar yorum alan. En azından sizin bile ts zor ayakda duruyor diyebileceğiniz (Tam hatırlamıyorum benzer bişey) olan bir ortamda gelir gelecekkken kullanıcıların içinde bu nasıl bir konuşma tarzıdır böyle.
@kadirg1976 arkadaşım daha ilk kelimelerinizden konuyu bilmediğiniz veya yanlış yönlendirildiğiniz kanısına kapıldım. Radyo dalgaları etrafta gezinen ışınımlar çok çok farklı güçlerde kafanıza bir silah gibi dayadığınız cep telefonu çok farklı. hele sigara konusuna hiç girmeyelim bence. Onlarca kişiye sigara bıraktırmış bir adam olarak benimle uğraşamazsınız 🙂
Hamdi beyi ve diğer tüm çalışanları ben severim. Bunu cümle alem bilir. Bundan 20 yıl önce Levent Pekcan benim yazdıklarımla ile dalga geçmişti, bakın yıllardır dostumdur. Eğer herhangi biri, özellikle gençlerden biri, önümde yanlış bir şey savunuyorsa ben ona "körsün" derim. O da bana yaşlı bunak diyebilir. Onlarca defa denmiştir. Hiç problem değil.
Bu arada siz siz olun eşinizin elinden o cep telefonunu alın. Ben eşimin elinden 20 senede sigarasını aldım örneğin 🙂 Daha zordur.
Ben mi bugün alıngan oldum özel durumumdan yoksa herkes pas mı atıyor...:=)))
" Onlarca kişiye sigara bıraktırmış bir adam olarak benimle uğraşamazsınız 🙂 " Valla kimseyle uğraşmak istemiyorum Hocam. En azından yatağın başında şarja bırakmayınız diyorum. Wi-fi modemi uzağa yerleştiniz diyorum. Telefonu cepte değil en azından çantada taşıyınız diyorum.
Eğitim çavuşluğu yapmadım amma : Dama çıkma, çıkarsan düşme, düşersen ölme!!!
@hkellecioglu çok iyi olmuş valla. Daha sık görmek isteriz böyle videoları. Mesela haftada bir gün "Hamdi ile Bilim" günü olsun 😄
Allah aşkına böyle konuşmayın. Bilim bu değildir. Bilimin kendisi kuşkucu olmaktır. En azından dalga geçmemektir. Yapmayın insanları yanlış yönlendirmeyin.
@niyazi-saral hocam,yukarıdaki yorumlarınızı okudum.amacınızı anlayamadım açıkçası.tamam,ufak bir bilgi yanlışlığı olabilir (ki aslında yok) bunu sürekli "dalga geçme" olarak tanımlamak,"o kadar kör değildir" şeklinde ifadeler kullanmak, bu yapılan işe saygısızlık değil midir?
Hayır, cümle alem bilir ki ben Teknoseyir'e saygı duyarım, çalışanları severim. Yıllardır arkadaşları destekledim ve desteklerim; karınca kararınca. ama yapılan iş yanlış ise bunu da söylerim. Evet bu görsel bence konu ile dalga geçmektir. İnsan sağlığı ile alay etmektir. Daha yumuşak olunabilirdi. Fikirlerin tartışması iyidir ama GSM şebekelerinin gazına gelmek bence en hafif tabiri ile vurdumduymazlıktır.
nizyazi bey, bilim kuşkucu olmaktır diyorsunuz ama cep telefonlarının kanser yapması konusunda hiç kuşkunuz yok. hamdi bey, "araştırdım inceledim cep telefonu kanser yapmıyor" demiyor, "araştırmışlar etmişler ne kanser yaptığı ne de yapmadığı kesin değil" diyor. bilim cep telefonu kesinlikle kanser yapıyor diyemiyorsa hamdi bey neye dayanarak bunu desin? eğer bunu dese ispatsız dayanaksız kendi görüşüne göre konuşmuş olurdu.
@blackmamba kardeşim birçok cevabımda da söyledim ben Teknoseyir'i, ekibi ve Hamdi Beyi severim bunu kendileri de cümle alemde bilir.
Bu sebeple ağır konuşuyorum. Arkasındayım da. Bundan 20 yıl önce Levent Pekcan benim yazdıklarımla ile dalga geçmişti, bakın yıllardır dostumdur. Eğer herhangi biri, özellikle gençlerden biri, önümde yanlış bir şey savunuyorsa ben ona “körsün” derim. O da bana yaşlı bunak diyebilir. Onlarca defa denmiştir. Hiç problem değil.
Yapılan işin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bunu da savunurum ve 15 yıl GSM şebekelerinin hepsi ile mahkemelik olmayı göze alarak savundum. Bir konferansta VadoFone Genel Müdür Yardımcısı konferans terk etti gitti. Ama ne oldu bilişim STK'larının yargıtay için hazırladığı raporda "Niyazi Bey kabul ediyor musunuz?" diye en son bana baktılar.
İster septik deyin ister yaşlı bunak ben bu kadar vurdumduymazlığı yanlış buluyorum. Ne derseniz deyin. Bu iş yanlış.
Allah kimseye yaşatmasın ama bir yakınınızın kanserle mücadelesini bizzat görürseniz ne dediğimi anlarsınız.
Merhabalar, Hocamızın dediklerine katılıyorum ve saygı duyuyorum.Üniversitede Elektromanyetik alanlar dersine giren Prof. Hocamızın söyledikleri de Niyazi Hocamızı doğruluyor. Derste elektromanyetik spektrum cihazı ile bize etrafımızda o an ki elektromanyetik alanları gösterdiler sınıfta hep birlikte telefonlara sarıldık grafik birden çok yükseklere fırladı.(V/M cinsinden) Ayrıca sürekli ölçüm cihazının verilerine üniversitede gündüzleri fırlayan elektromanyeik alan şiddeti geceleri 40 kat birdedn düşüyor. Hocamız bize burada gündüzleri kendinizi halsiz hissedip akşamları rahatlamınız bu yüzdendir dedi ayrıca şehir merkezinde elektromanyetik alan şiddetinin üniversitedekinin 200 katı olduğunu saptadılar. Bize sağlık açısından şu uyarıları yaptılar; telefonları kulağınıza yapıştırmayın , mümkünse cebinize koymayın üreme hücrelerine işliyor, kulaklık ile konuşun wifi hotspot özelliğini mümkünse kullanmayın. Ayrıca Şebeke frekansları arttıkça sağlık açısından daha da zararlı olacağından, yüksek voltaj kaynaklarına yakın yerlerde bulunmanın zararlarından bahsetti. İnşaAllah derdimi anlatabilmişimdir anlatım bozukluğu için kusura bakmayın iyi çalışmalar dilerim.
@niyazi-saral hocam yorumuma cevap olarak yazdığınız için açıklama yapma gereği duydum. Ben hamdi abinin anlatma üslubunu ve konuya olan hakimiyetini beğenmiştim esasen. Ve hamdi abi genelde "bilim" konusunda etkin olduğu için bu tür solo videolar çekmesini talep etmiştim. Bu kanser konusundaki hassasiyetinizi de anlayabiliyorum.
yalnız şaka maka huni yakışmış @hkellecioglu
Hamdi abi gerçekten büyük emek verip,muhteşem hazırlanmış.Tebrikler,teşekkürler 🙂
Yorumlara bakarsanız, ülkenin durumunu izahat ediyor. Tek kelime ile üzücü.. Hangi birini düzelteceksin ki. Cahillik seviyesinin bu kadar yüksek olduğu toplumda, sen kalk bilgi vermeyi amaçlayan videolar için emek ver, insanlara bilgi vermeyi amaçla. Meyve veren ağacı taşlarlar deyimi ne de güzel yakışıyor buraya. Ümit ederim @hkellecioglu bu tip videolara devam eder, çünkü 1 insan 1 insandır, belki insanları hazırcılıktan kurtarıp araştırmaya ve soru sormaya yöneltir. @hkellecioglu 'nun yaptığı video çalışmasını zevkle izledim, emeği için teşekkür ederim
Yaptığım yorum ile @niyazi-saral yorumlarının bir alakası yoktur, diyim de şimdiden 🙂 Yorumum bu işi ciddiye almayan veya dalgaya vuran, sanki herşeyi biliyor zanneden ancak hiçbir şey bilmeyen insanlaradır yorumum. Saygılar
Efsanee! Tutar bu konsept. Aynen devam. Tebrikler.
Bugün Türk Telekom Adana Pazarlama Direktörü ile yaptığım münakaşadan sonra benim uçmam lazımken Sosyaldeki gençlerin ateşli ve amacını aşan konuşmalar yapmasını garipsedim...:=))) Teknoloji 4,5G de şirket yönetimi hala 2G dedim şirket sustu kaldı...
@niyazi-saral bu ifadesi : " Fikirlerin tartışması iyidir ama GSM şebekelerinin gazına gelmek bence en hafif tabiri ile vurdumduymazlıktır. " ( gazına gelmek ) Teknoseyir menfaat uğruna ruhunu mu sattı demektir. Bu ısmarlanmış bir video mu? Herhangi bir pazarlama amacı içerir mi? Cidden cevap bekliyorum...:=(((
@hkellecioglu bir araştırma yaptı ve fikrini söyledi. Bizde dinledik akıl süzgecinden geçirdik. Tümevarım veya Tümdengelim de yapmadık... O tip kurumları bizim Tüpitak gibi Siyasi malzeme olarak görürüm çok da ciddiye almam. Yıllarca dünya ısınıyor dediler gizli raporlarda dünyanın soğuduğu ortaya çıktı. Birileri Global çapta algı yönetiyor. Bu yeni bir değil. Elektrikli araçlar yayıldığında akaryakıtlı araçlar tukaka olacak. Peki elektrik neyden üretiliyor diye sorgularsak. ( Çoğunluk Nükleer ve Karbonbazlı yakıtlar ) Çok takılmayınız...:=)))
@hkellecioglu @gamsizm @leventp
Tamam @kadirg1976, özür dilerim, yanlış anlamışım. Dediğin gibi, yüzyüze temas olmayan dijital platformda iletişimde abukluklar oluyor.
@tunc-karesi @kadirg1976 'da vecize olarak kullanmış bence: "Hiç kafa karıştırmadan, dosdoğru, dümdüz, hiç yorum yapmadan" anlamında kullanılmış olduğunu düşünüyorum. Yada ben yanlış anladım....
Ya ustalar @tunc-karesi ve @biggestlier yorumun size kafa atma laf vurma çamur atma amacı yoktur...:=))) Sosyalde bir alınganlık başladı anlamıyorum. Nezlesin desem. Doğruyu söyle kanser miyim doktor diyenler var!!! Yorum yazmaya korkuyorum ya. Türk dizilerinden uzak durunuz... Benim tabiatımı yazı stilimi iyi kötü öğrendiniz...:=))) Seven seviyor sevmeyen engelliyor... Sevgide zorlama yoktur... Saygı eksilmesin kaybolmasın yeter...
@kadirg1976 alındığım falan yok. Hatta duygularım o kadar kabadır ve kalındır ki, kolay kolay alınanmam. Bilakis yukarıda "alınacak bir durum yok" anlamında yazmıştım..
Hele senin zeka dolu cümlelerine hiç alınmam.
@biggestlier Allah razı olsun...:=)))
Yeni video konsepti olarak kalsın ve devamı gelsin.
Ben de az daha "Better Call Saul" yazacaktım. 🙂
işte beklenen fotoğraf abi bunu unutmucaz 🙂 @hkellecioglu
Gelmiş geçmiş en iyi vidyo olmuş. Epeydir sıkılmış ve teknoseyiri izlemeyi bırakmıştım ama bu vidyo bir umut ışığı oldu. Teşekkürler, emeğinize sağlık.
Kalite ve bilgi bir arada ellerinize sağlık..
Valla budur 😀
Son zamanlarda izlediğim en eğlenceli video
nasıl aktı gitti anlamadım @hkellecioglu 🙂
300 yorum olacak mı acaba?
yarıldım lan 😀 adasd
24 saat dolmadan 10 bin izlenme. mesajı almışlardır artık
Çok güzel bir bölüm olmuş gerçekten çok beğendim
Yorumları okumadan videoyu izledikten sonra bende oluşan intiba : kanser yapıyor demiyorlar ama yapmıyor da demiyorlardı. Yorumlarda ise Niyazi Bey ilerde kanıtlanacağı kuşkusuz olan bir konuda yanlış yönlendirme yapabilecek bir üslupla konunun işlenmesi yanlış demiş. Bence Hamdi Bey bilimsel bir video hazırlamış. Çünkü bilim bir avuç diyebileceğimiz bilim adamlarının ürettiği yanlışlanabilir durum tespitleri durumunda. Burada bilimsel otoritelerin kapitalist dünyanın kurallarıyla dönüyor olması Niyazi Beyin haklılığı.Videoyu izleyip 15 saat telefonla konuşmaya başlamayacağız ve 20 sene sonra Hamdi Beye böyle bir video çekmiştin sorumlu sensin diyemeyiz demeyeceğiz. Ek olarak Levent Pekcan sayesinde duyduğum Yalansavar sitesinde Hamdi Beyi destekler nitelikte paylaşımlar mevcut.Video ve şuan ki bilgiler için Hamdi Beye ve uyarıları için Niyazi Beye teşekkür ederim.
+1
Hamdi abi yine çok yalın ve anlaşılır bir dille işin özünü anlatmış. Teşekkürler; başarılı bir araştırma yapmış, çok beğendim. Cep telefonu endüstrisi halen çok yeni sayılabilir dolayısıyla insan vücudu üzerindeki etkilerini anlamak için yapılan testler de yeterli değil. En azından biliyoruz ki cep telefonlarının kullandığı frekans bantlarındaki ışınım iyonize edici olmaktan çok uzakta. Dolayısıyla ilk etapta doğrudan zararlı olmadığını zaten biliyoruz. Kaldı ki bu dalgalarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Kaçmak mümkün değil, ki gerek de yok. Yine de araştırmaların devam etmesi taraftarıyım. Bu arada aklıma ülkemizde bir ara hüküm süren baz istasyonlarına karşı gereksiz tepkiler geldi; neyse ki azalarak bitmişti. Karşı çıkanlar olabilir ancak baz istasyonları kesinlikle gerekli; bu durum tek bir baz istasyonunun verici gibi dağın başına koyulmasıyla çözülemez maalesef. Çünkü çalışma prensipleri çok farklı.
Video konsepti cok guzel kisa ve oz olmasi izlenirligi arttirmis gerci muhabbet videolarinin yeri bambaska 🙂 bilgi bombardimani iyidir...
Efsane bölüm efsane görsel.
Faraday kafesi yapın odanıza rahat rahat takılın.
Kapak fotoğrafı yaratıcılıkta tavan yapmış...
Birçok arkadaşın benim "vurdumduymaz", "kör olamaz" ve "gaza gelmek" gibi kelimelerim ile doğrudan Hamdi arkadaşımızı hedef aldığımızı düşünmüş. Son cümle "Böyle bir şey yoktur, ben Hamdi Beyi, Levent ve Murat arkadaşımızı severim, beğenirim." Levent ve Murat arkadaşımla ilişkilerimiz yıllardır geçerlidir.
Benin laflarım yanlış düşünce içinde olduklarındandır. Kendimi de bu kelimeleri kullanacak kadar onlara yakın hissediyorum.
Topluma (ve özellikle gençleri...) vahşi kapitalizm çerçevesinde gaza getiren GSM şebekeleridir. Hala burada bile "zaten her tarafımızda radyo dalgaları var..." diyecek kadar saf düşüncelere sahip arkadaşlar var. Defalarca söylememize rağmen tekrarlayalım "Kardeşim bahsedilen tehlike 2-4Watt vericinin kafanıza dayanarak konuşmasıdır, yolsa bunun milyonlarca kat azı olan etrafımızda gezen radyo dalgalarının etkisi değil"
Ama öyle bir toplum olduk ki aramızda Çernolbil'in etkilerinin bile ispatlanmadığını söyleyenler var. Biz bu ülkede şunu da gördük. Çernobil faciasından sonra, Karadenizde yetişen çayların radyasyondan etkilendiği, çaylara tutulan gayger sayaçlarının cayır cayır öttükleri yıllarda, dönemin bir bakanı televizyon kameraları önünde radyasyonlu çay demleterek, hüpürdete hüpürdete içmişler ve "bakın bişeycik yapmıyor, korkmayınız siz de içiniz" diye halkımıza telkinde bulunmuşlardı. Bilimi dışlayan bir toplum olduk. Üzücü...
Bilim mi hocam? O ne ki? Yinir mi?
Pehh bilim de neymiş, siz bilmezsiniz hiçbir şeyi, ben "BİLİM" herşeyi....
@hkellecioglu Bu ablayı bir dinle istersen, Hamdi yanlıyor, cep telefonları çok tehlikeli diyor. https://www.youtube.com/watch?v=wNNSztN7wJc
@niyazi-saral Siz de izleyin isterseniz, özetle zararı var diyor ve zararın bir sebebinin de sinyalin çok aşırı dalgalanmasından (intermittence) dolayı olduğunu söylüyor.
Sektörün çok eskilerinden, belli bir yaşa gelmiş, saygılı, düzgün bir insan hakkında biraz yakışıksız bir mesaj yazmışsınız bence...
@hkellecioglu @niyazi-saral Ben bu tip, gerçek bilgiye erişmenin kolay olmadığı durumlarda bilginin hangi yönde çarpıtılması için daha çok motivasyonun olduğuna bakarım.
Yani; gerçekte cep telefonları zararlı değil diyelim, bu bilgiyi çarpıtıp cep telefonları zararlı algısını yaratmak kimin, hangi firmanın/gücün işine yarar? Kimsenin işine yaramaz, kimsenin böyle bir motivasyonu yoktur.
Ancak cep telefonu gerçekten zararlı iken zararlı değilmiş gibi bir algı yaratmak yüz milyarlarca dolarlık mobil telefon endüstrisinin yapmak isteyeceği birşeydir. Dolayısıyla ortada cep telefonları zararlı gibi ama değil gibi şeklinde belirsiz bir bilgi karmaşası varsa aslında gerçekteki durum cep telefonları kesinlikle zararlıdır ancak bu örtbas edilmektedir... (bence)
Ne yazıkki hepimizin en sevdiği oyuncağı olan cep telefonlarının zararlı olmadığına inanmak bir çok insan için çok daha kolay ve can sıkıcı olmayan seçenek...
Yav arkadaşlar nesini anlamıyorsunuz: Günlük olarak tükettiğiniz gıdaların, kullandığınız cihazların hemen hemen hepsi olası kanser riskini belli oranlarda arttırır. Bu ürünle ya da bir teknolojiyle ilgili soru şudur: Gıdaysa, diğer gıdalara oranla kanser riskini daha fazla arttırıp arttırmadığı, bir cihazsa kullandığınız diğer cihazlara oranla kanser riskini daha fazla arttırıp arttırmadığı. Cep telefonları ve baz istasyonlarının böyle ayırt edici bir özelliği yok. Bu kadar basit.
Ha yok sen soruyu "Kızartma yemek sağlığa zararlı mı?" gibi sorarsan yanıtı "evet" olur.
Bunu hatırlattı (Signs 2002)
Bu görüntü bir filme mi ait ?
@bosu 2002 yapımı Signs filminden.
Cep telefonunun fareler üzerinde kanser yaptığı kanıtlandı. Şu yazıyı incelemenizi öneririm. http://www.wsj.com/articles/cellphone-cancer-link-found-in-government-study-1464324146
Arkadaşlar, geçtiğimiz ay bir arkadaşımın kardeşinin burnundan parmak büyüklüğünde bir kitle alındı. Normalde burunda et dediğimiz kitle büyüdekçe büyümüş, burun deliğinden sarkıyordu, üst taraftan da göze baskı yapmaya başlamıştı. Tümör olduğu anlaşıldı, ameliyatla alındı. Allah'tan vücuda yayılmamış. Doktorun ilk sorduğu şey cep telefonu ile çok konuşuyor musun sorusu olmuş. Gerçekten de üniversitesede çok aktif bir çocuk, birden fazla dernek başkanlığı yapıyor ve annesinden öğrendiğim kadarı ile neredeyse günün yarısını telefon kulağında geçiriyormuş. Bir ara kulaklık kullanıyormuş ama sonra vazgeçmiş. Ben tavsiye olarak telefonu yüzüne dayamamasını, kablolu kulaklık kullanmasını tavsiye ettim ama zamane gençliği işte, başına gelenin ne kadar hayati bir risk olduğunun, ne kadar ucuz atlattığının farkında değil. Pek dikkate aldığını da düşünmüyorum. Umarım tekrarlamaz.
bu videoların devamının gelmesini bekliyordum