TeknoSeyir Plus Dönemi Başlıyor

TeknoSeyir'de yıllardır konuştuğumuz, ücretli abonelik sistemi TeknoSeyir Plus başlıyor. Detayları bu videoda konuşuyoruz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 6 / 342

Teknoloji ve bilim notları 2017/16

Geçtiğimiz günlerde teknoloji ve bilim dünyasından gözümüze çarpan gelişmeleri derledik.

00:40 - Kütleçekimsel dalgalar ilk kez kara delik birleşmesi dışında bir olayın görüntülenmesine imkan sağladı.

06:45 - Elon Musk, büyük roketiyle ilgili soruları cevaplandırdı. Reddit

08:07 - Blue Origin, BE-4 roket motorunu başarıyla test etti.

11:18 - Çin’in uzay istasyonu Tiangong-1 önümüzdeki aylarda Dünya’ya düşecek.

13:13 - Dünya’nın gezegen savunma sistemi geçtiğimiz günlerde test edildi.

14:50 - Dünya, Güneş Sistemi’nde ne kadar yer kaplıyor? Carl Sagan - Soluk mavi nokta

17:26 - NASA uydusu atmosferdeki karbon miktarından normalden fazla olan artışın nedenini tespit etti.

20:18 - Yeni bir araştırma sonuçlarına göre ozon tabakası yeniden tehdit altında.

22:52 - Kendi kendini geliştiren yapay zeka bir önceki Go şampiyonu yapay zekayı yendi.

25:27 - Dubai, yapay zeka bakanı atadı.

27:52 - Kelebeğin kanadı taklit edilerek üretilen güneş panelleri daha verimli çalışıyor.

30:34 - Bilim insanları obezite tedavisinde yeni bir proteinden olumlu sonuçlar almayı başardı.

32:36 - Belirli miktarda gürültülü ortam yaratıcı düşünme kapasitesini artırıyor.

34:26 - Kış uykusu aslında uyku değil.

38:55 - Uzmanlar uyarıyor otobüste yaşlılara yer vermeyin!

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 16 / 38

Teknoloji ve bilim notları 2017/5

Geçtiğimiz günlerde teknoloji ve bilim dünyasından gözümüze çarpan gelişmeleri derledik.

00:00:30 - BEPAM tarafından yapılan araştırma Türkiye’de bilimsel hırsızlık oranını ortaya çıkardı.

00:04:31  - Türk üniversitelerden çıkan makaleleri ve aldıkları atıfları karşılaştıran bir araştırma.

00:09:12  - Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması 2017 raporu yayınlandı.

00:11:56  - Halkın bilime ve bilim insanlarına olan inancı nasıl artırılabilir? Pew Araştırması

00:18:40  - NASA, aralıksız 20 yıldır Mars yüzeyini izliyor.

00:21:32  - SpaceX, ilk defa rakiplerini geride bıraktı.

00:23:35  - Elon Musk’ın tünel kazma makinesi LA tünelinin ilk bölümünü bitirdi.

00:27:42  - Japonya, 2030 yılında Ay’a astronot gönderme planını açıkladı.

00:30:22  - Cep telefonları kapalıyken bile dikkat dağıtıyor.

00:31:58  - Çin, denizin altına üs kurmaya hazırlanıyor. Dünyanın en hızlı süper bilgisayarı  takıntı

00:39:05  - Günde 100 bin ağaç dikebilen drone sayesinde yok olan ormanların önüne geçilecek.

00:41:34  - Başkaları ne düşünür diye neden bu kadar önemsiyoruz? Çıplak ayak koşma hakkında birkaç kaynak: 1 2 3

00:47:37  - Bilim insanları Alzheimer hastalığı ile kanser arasındaki ilginç ilişkiye dikkat çekiyor. Parkinson hastalığı ile melanoma arasında da bir bağlantı olduğu düşünülüyor.

00:49:39  - Mamut ırkını geri getirmenin önündeki engeller.

00:55:53  - 2019 yılına kadar içten yanmalı motorları bırakacağını söyleyen Volvo’nun sürücüsüz arabalarının başı kangurularla dertte.

01:05:47  - İlk Tesla Model 3 7 Temmuz’da üretim bandından inecek. Volvo’nun açıklaması Tesla hisselerinde ciddi düşüş yaşanmasına neden oldu

01:12:05  - Beyaz ekmek ve tam buğday ekmeğinin vücut üzerindeki etkisi kişiden kişiye değişiyor.

01:14:40  - Neden bazı hayvanlar kendi dışkılarını yer?

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 5 / 61
  • TC Cem Özer @cem3535

    Hamdi abi ve Can 10 numara oldunuz sakın bozmayın

  • sarpuli @sarpuli

    @hkellecioglu bilim diyoruz tıp diyoruz, internette gezen zırvalar bir yana bir çok tıp uzmanı profösörü henüz bir çok konuda anlaşamıyorlar. Sık sık yemek yemekmi 3 öğün mü ? Kolesterol bir yalan mı ? D vitamini? B12 ? Örnekler vermekle bitmez... Bilim denilendede özellikle tıpta bir anormalli var...

  • Bora Aydoğan @le_roi

    ağaç dikebilen drone aslında, tohum ekiyor, uçan birşey olması (maliyetleri düşünmüyoruz) çok mantıklı orman arazileri ulaşılması zor alanlardır, ağaçlandırma sahalarına ulaşmak için çoğu zaman mevcut ormanda yol açmak yada fazla hafriyat gibi ağaçlandırmanın masrafını kat be kat artıran ve orman toprağına zarar veren yöntemlere ihtiyaç duyulur, evet gene ağaçlandırılan sahalara bakım ve üretim için o yollara ihtiyaç duyulacaktır ama hiç değilse ilk yatırım maliyeti düşer, birde tohum ekimi yada fide dikimi için toprağı en az sıkıştıran yöntem insan ile bunun yapılmasıdır, onun dışındaki tüm genel iş makineleri toprağı fazla ezer yada yüksek eğimden dolayı çalışamaz, walkingmachine tipi makineler bu konuda en avantajlı olsada maliyet ve diğer sebeplerden çok yaygınlaşamadılar. bu konsept çok güzel gözüksede -burada kafanızı şişirmemek için yazmayayım- çok fazla potansiyel sorun geliyor aklıma mevcut drone teknolojisi ile olur gibi gözükmüyor, ağaç ekebilirler ama ormanlaştırma çok zor, belki Can Beyin dediği gibi yangın yatakları gibi çok uygun sahalarda insandan daha hızlı ekim için kullanılabilir.

  • kizilsakal @kizilsakal

    Abi şurda dediğiniz yerdeki robotu çalarlar sökerler mutfak robotu yaparlar 😀 https://youtu.be/9TapIT7-a4M?t=2466

Cenevre Otomobil Fuarı 2015: lüks arabalar

Cenevre otomobil fuarı değerlendirmemizin ikinci bölümünde, lüks araçları değerlendiriyoruz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 96

Daha önce de yazmıştım. Site takip sistemi temelli bir sistem üzerine kurulu. Bunu kullanmayınca klasik forumdaki admin-moderatör düzeni şart oluyor. Bir kişi ortalığı karıştırmaya yetiyor. Siteden atılan kişi on saniye sonra geri dönüyor. Bir üye ismine sahip olmanın değeri yok. Ama sunucuya getirdiği yük nedeni ile sistem devre dışı kalmıştı. Ara ara sunucuyu toparlayıp deniyoruz. Bazılarınız fark etti bazılarınız etmedi ama son büyük denemeden beri akış defalarca kapandı. Genelde abuk saatler seçiliyordu. Hazır ortalık ayaktayken Hamdi bir deneme daha yaptı. Sunucu kaldırmazsa eski haline dönecek ya da artık bir sunucu güncellemesi gelecek. Ancak artık bu sitenin tasarlandığı gibi kullanılma vakti geldi.

Bu arada haklı olarak yeni bir kişi nasıl üye toplasın diyen var. Sistem önerilerde bulunuyor ama incelemelerin tamamı herkese açık. Siteye inceleme izlemeye gelen biri, orada gördüğü faydalı yorumları yapan kişileri ekleyebilir.

Bir başka deyişle inceleme yorumları toplanma alanları. Herkes herkesi, engelledikleri hariç, görebiliyor. Oradan kendi listelerinizi oluşturabilirsiniz.

İsteyen akışı kapatabiliyordu zaten diyenlere de bir not, kimse kapatmıyordu. Ama şikayet etmeye de devam ediyorlardı. O seçenek bir işe yaramadı.

Bu denemede de olmaz ise bir başkasında mutlaka bu akış işi düzene sokulacak. Sitede olup bitenlerden haberdar olmak isteyenlere de 'günün özeti' sunulacak.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 62
  • daldiy @daldiy

    Biliyorsunuzdur, bir hava yolu şirketi internet üzerinden hostes alım başvuruları için para talep ediyor. Bundaki amaç Gerekli özellikleri taşımayanların belki tuttururum diye başvurmalarının önüne geçilememesi ve kuru kalabalık yapmaları. dıye açıklandı.TS için kuru kalabalık üye sayısı rakamlar olarak bir getiri sağlıyormu bilmiyorum ama işin içine biraz maddiyat girmeli.Kuru kalabalıkdan kastım ; ortalığı karıştıran olarak isimlendirilen güruh.

  • qx5 @qx5

    Bu akış sistemi için daha önce yaptığım yorumu tekrar kopyala/yapıştır yapıyorum. "@gamsizm @hkellecioglu Tüm akış yüzünden abuk subuk mesajları görüp, siteye üzülmeye başlamıştım ki akışın anasayfadan kaldırılmasını olumlu bulanlardan biriyim. Ancak gelen tepki ve yorumları gördükçe de , insanların paylaşma hevesininde tavan yaptığını ve bu durumun onları da üzmüş olduğunu gördüm.
    Benim tavsiyem, Yukarıda ki Kategorilerin yanına birde “Sosyal”, “Kim ne diyor?” ya da “Teknosohbet” v.b gibi bir isim ile kategori açılması ve bu sayfada ana akışın olması sağlanabilir. Hatta bu sayfa daha da özelleştirilip, Ana Tag kümeleri oluşturulup(Cep, İnternet, Pc v.b gibi), Bu kümeleri bir kolon şeklinde sayfada yer almasını sağlayıp, bu taglerden paylaşılan durumların başlığını, birer liste gibi o kolonun içinde gösterilmesi sağlanabilir. Hatta sırf bu sayfayı küfürlerden korumak için , sadece bu sayfada yetkili Op’lar (@ IRC’ciler bilir ne dediğimi :)) atanabilir. Herhalde bu akış olayı insanlarda ki chat yapma güdüsünü tekrardan tetiklemeye başlamış olmalı 🙂 "

  • Simulation @simulation

    Aynen ya, tüm akışı takip etmek ve ara sıra faydalı paylaşımda bulunmak için teknoseyir'e yeni üye oldum. Tüm akışı kaldırdılar. Ne olacak peki, işimi gücümü bırakıp binlerce kişiyi takip listeme eklemek için mi uğraşacağım. Hadi onu geçtim. Kim ne paylaşım yapıyor, ilgi alanıma girenler kimler, tüm akış olmadan nasıl görüp de takip listeme ekleyeceğim? Böyle saçma bir oluşum görmedim.
    -
    Birde faydalı ve kaliteli paylaşım yapmak için bu siteye üye oldum ama şimdi yaptığım paylaşımları beni takip eden 3 - 5 kişi görecek., 3-5 kişi için zaman ayırıp paylaşım mı yapacağım? Tüm akış olmadan yaptığım paylaşımlardan insanlar nasıl haberdar olacak.

  • Berkay Bekir Köse @berkay

    TC numarasıyla kayıt olanlar akışa dahil olabileceği bir sistemde olabilir. Gerçek kişi olduğunu belirtmek içinde yanına mavi bir damga tik gibi bir şeyler konulabilir.

Total War: Attila incelemesi

Konuğumuz Talha Turhal ile uzmanı olduğu Total War serisinin yeni oyunu Attila'yı inceliyoruz. Talha Attila ile oyuna eklenen yeni dinamikleri anlatırken, Rome 2 ile Attila arasındaki farkları da açıklıyor.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 58
  • Altan Yoklar @altan-yoklar

    @talha-turhal
    Teknoseyir'de videoya çıkmana , hele ki MG ile aynı videoda olmana tahammül edemiyorum.
    LP'nin gündemde senin hakkında söylediklerine inanamıyorum.
    Umarım bu böyle devam etmez.

  • Altan Yoklar @altan-yoklar

    Düşünmemeye çalışıyorum , ağız dolusu yazıp üyeliğimi yakacağım neredeyse...

  • Gerginix @gerginix

    Belki Talha Turhal bile bilmez ama bu oyunu ilk Shogun Total War'dan beridir oynarım. Hatta 4mb'lık S3 Virge ekran kartım, 8mb Intel 740 3D'ye bu oyun yüzünden geçmiştir.

    Strateji oyunlarının efendisi olan seride özellikle en müthiş anılarım, Rome Total War (Europa Barbarorum Mod) ile yaşanmıştır. Rome II'nin tüm DLC'lerini satın almış biri olarak Atilla'nın %33 indirime girmesini bekliyorum. O vakte kadar Gtx 680 için daha makul performans getirecek yamalar da çıkacaktır ancak Creative stüdyo Rome II'nin çıkışıyla yaşanan sorunları Atilla için de en baştan yaşatıyor gibi görünüyor. Bu da canımı sıkıyor. Çünkü oyun Rome II'nin grafik giydirilmiş hali, Rome II'nin ilk günlerinde oyunculara acı veren sorunlar bu oyunla başa dönüyorsa, bunu oyunun rakipsiz oluşunun yarattığı dezavantaja bağlamak lazım.

  • Yunus @yunus

    İnsanlar komedi. Özellikle şuraya konu dışında yazan insanlar ayrı komedi. İnsanın insan olmayı öğrenememesi ayrı bir ironi. Nereden tutarsan saçmalık akıyor... Bir insanı görüşleri yüzünden hırpalamak... Yazacak kelime bulamıyorum.

Linux dağıtımlarından Elementary OS İncelemesi

Linux dağıtımlarını incelemeye Elementary OS ile devam ediyoruz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 5 / 104

Haftalık Gündem Değerlendirmesi 2015/11

Teknoloji Gündemi

- Apple etkinliği

- Rekabet kurumu Aral ve mağazalara soruşturma açıyor.

- Apple hissedarları, otomobil üreticisi Tesla’nın satın alınmasını istiyor.

- Düşük gelirli ailelere bedava internet verilecek.

- Şifreleme tuzağı içeren emailler yine gündemde.

- Yabancı telefon üreticileri bakanlığa çağrılmış.

- Erişim Sağlayıcıları Birliği, Danıştay tarafından iptal edildi.

- Yeni hack konsepti, bellek teknolojilerindeki yapısal zayıflığı sergiledi.

- Google, Nexus 5 satışlarını sonlandırdı.

- Google’dan iPhone için takvim uygulaması.

- Google, büyük miktarlarda veriyi depolamak isteyenlere Google Cloud Storage Nearline hizmetini sunacak.

- Google Code servisi kapanıyor.

- Google ilk dükkanını Londra’da açıyor.

- Google’ın hatası 280.000 alan adının kayıt bilgilerini açık etti.

- Cortana, iOS ve Android’e de gelecek.

- Hindistan merkezli bir ISP’nin hatası, Google’a erişimi aksattı.

- Microsoft, Android patentleri konusunda Kyocera’yı dava etti.

- VAIO, akıllı telefon olarak karşımızda.

- Minecraft yasağı ciddiye bindi.

- Friendfeed kapanıyor.

- Teknoloji yayını Gigaom kapanıyor.

- NSA’ya dava açılıyor.

- Sony, 185TB kapasiteli manyetik bant medyayı duyurdu.

- Microsoft, Windows 10 önizleme sürümlerini günlük olarak yayınlayacak.

  • Windows 10 PC’lerde multiplayer için Xbox Live Gold üyeliği gerekmeyecek.

- Yeni teknoloji sayesinde kredi kartları kalp ritmi ile şifrelenecek

- Yeni Star Wars filmleri 2016 ve 2017 yıllarında gelecek.

Oyun Dünyasından

- League of Legends, nasıl interneti daha iyi bir yer yapıyor?

- Titanfall DLC’leri ücretsiz. Titanfall 2, Xbox’a özel olmayacak.

- GTA V’in beklenen Online Heists modu, kullanıma sunuldu.

- Efsane firma SSI’ın yeni hali TSI, ilk oyununu Kickstarter’da duyurdu.

- İlk 3D oyunlardan Descent de Kickstarter üzerinde şansını deniyor.

- Star Citizen diskte 100GB kadar yer tutacak, güncellemeleri 20GB paketler halinde gelecek.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 10 / 89
  • Murat_Abi @murat_abi

    USB portu sıkıntısı için bir apple mühendisinin(!) açıklaması 🙂
    https://www.youtube.com/watch?v=KHZ8ek-6ccc

  • zankoku @zankoku

    @leventp @gamsizm @hkellecioglu Murat bey siz rekabet kurulunun soruşturma konusunu anlamamışsınız. daha doğrusu eksik anlamışsınız. bakın rekabet kurulunun araştırma konusu şu şekilde.
    1-Aral Oyun Konsol ve Aksesuar Ticaret A.Ş.’nin dağıtımını yaptığı bilgisayar ve konsol oyunlarını yüksek fiyattan satışa sunduğu,
    2-ana oyun dağıtıcıları ile anlaşma/uyumlu eylem içinde olduğu
    3- nihai satış noktalarında yeniden satış fiyatını belirlediği iddası
    ile yapılan başvuruya ilişkin yürütülen önaraştırma, Rekabet Kurulunca karara bağlandı.
    yani ilk kısımda diyor ki aral kazıkçı mı?
    ikincisinde diyor ki aral ubisoft, 2k gibi firmalarla anlaşıp fiyatları mı yükseltiyor.
    yalnızca üçüncü madde vatan, bimeks, doğan gibi firmalarla ilgili ve en önemsizi ama siz haberi dikkat etmeden okuduğunuz için sadece isimlere bakıp bunu mu araştırıyorlar, bundan bişey çıkmaz ki canım diyorsunuz.

    nihayetinde herşey biraz daha dikkat, biraz daha özen istiyor. yanlış anlamanız yüzünden aral'ın rekabet ihlali yapmadığını iddia eder gibi gözüktünüz.

    • Murat Gamsız @gamsizm

      @zankoku Saydığınız maddeleri yazdıktan sonra soruşturma açılan kısmı da ayrıca belirtmişler ve benim yorumum üçüncü madde üzerinde durdukları yönünde. İlk iki madde üzerinde soruşturma açılsa sadece Aral'ın soruşturulması gerekirdi.

      Öncelikle şu konuda hiçbir tereddüt yok. Oyun fiyatları özellikle konsollarda aşırı yüksek. Bu konuda tartışıp zaman harcamayalım. Soru şu. Aral suç mu işliyor?

      İlk madde zaten herkesin malumu. Oyun fiyatları yüksek. İkinci maddede ana dağıtıcı ile anlaşma ve uyum kısmı var. Aral eğer Ubisoft'un yetikili dağıtıcısı ise, fiyatı beraber belirlemeleri normal değil mi? Ubisoft şikayetçi ise neden Aral ile anlaşmayı bozmuyor?

      Misal tersten gidelim. Bir fiyatı yükseltmek kadar, aşırı düşürmek de rekabeti bozabilir. Şimdi tutup birisi CD Projekt ve Bilkom anlaşıp oyun fiyatlarını düşürüyor diye rekabet kurumuna şikayet edebilir mi? Bunu @rind cevaplayabilir belki.

      Benim iddiam şu. Ubisoft da Aral da oyunların mevcut fiyatından güzel kar elde ediyorlar ve memnunlar. Aksi takdirde Ubisoft'un mutlaka bir şey yapması gerekirdi. Bunun suç olup olmadığını söyleyecek bilgimiz yok. Çünkü aralarındaki anlaşmayı bilmiyoruz. En basiti bir dağıtıcı daha atanır dağıtıcılar arasında rekabet sağlanırdı. bkz. Aral vs PlayStore.

      İkinci iddiam ise oyun fiyatlarının Aral'dan bağımsız olarak pahalı olması. Sanki tüm oyunları Aral getiriyor gibi tartışılıyor konu. Halbuki biraz araştırınca durumun genel olarak felaket olduğunu görebilirsiniz.

      Sony'e bakalım. Sony 1886'yı 200 liradan satıyor. Destiny de 200 lira. arada kampanyalar oluyor iniyor ama bu bize taban fiyat konusunda bir fikir verir. Bana sorarsanız 200 lira da çok. Aral da 225 liradan satıyor kendi sitesinde kendi oyunlarını.

      Herkesin takdir ettiği Bilkom'un getirdiği Wolfenstein şu an indirimde ama normal satış fiyatı 229 TL. Bunlar PS4.

      PC oyunları genelde daha makul fiyatlarla geliyor. Orada Aral rakipsiz değil. GTA V ve Hardline 180 TL Aral'da. Rakibi PlayStore' da ise ikisi de 168 lira.

      Açıkçası ben bu araştırmaları yapınca Aral açık ara oyunları pahalı satıyor sonucuna ulaşmakta zorlanıyorum. Ulaştığım tek sonuç konsol oyunlarının tüm dağıtıcılarda PC'ye oranla anormal bir fiyatla satılması.

      Eğer bir anlaşma varsa ortaya çıksın ve herkes cezasını bulsun. Ama şahsi görüşüm konsol oyunlarında artık vergi mi başka bir şey mi bilmiyorum toptan bir sorun olduğu ve bu araştırmanın ona çare olmayacağı.

    • mustafasayin @mustafasayin

      Murat abi samimiyetine dayanarak direkt dalıyorum: rekabet olayını çok yanlış anladığın için olayın üstünü örtmeye çalışıyormuşsun gibi bir havan var.

      sen firmalar arası rekabeti baz almışsın hep ama bunun bir de tüketici tarafı var. aral çıkıp '500 liraya satıyorum' diyebilir, haklısın. ama 'gelin hep beraber 500 liraya satalım' diyemez.

      'neden en yüksek fiyattan satmak istesinler ki?' sorun ise akıl alır gibi değil. herhangi bir şirketin ilk amacı bu zaten.

      gece gece daha ayrıntılı yazamayacağım.

    • zankoku @zankoku

      araştırmanın merkezinde aral var. "nihai satış noktalarında yeniden satış fiyatını belirlediği" ifadesini farklı bir şekilde yorumlarsak steam'deki fiyatlara yapılan müdahale de kastediliyor olabilir. steam'in konuyla ilgili geri dönüşünde de zaten "local retailers" gibi bir ibare vardı ve bunda kastedilen şey araştırma konusu mağazalar vatan bimeks vs. olabilir.
      steam'de fiyatlara birilerinin müdahale ettiği çok açık. serbest fiyatlara birileri müdahale etti. bu şüphesiz ortada olan bir gerçek. araldır ya da başkasıdır orasını bilemem.
      ubisoft aral'la kafa kafaya verip tekelci fiyatlamaya giderse bu da rekabet ihlali sayılabilir. neticede abd'de söz gelimi 50 dolar olan fiyat neye dayanarak ülkemizde 100 dolara çıkarılıyor?birileri sorgulamalı.
      sony de yüksek fiyatlamaya gidiyor olabilir. haklısınız. ama lider firma aral ise bu adamların çalışma şekli de piyasanın genelini etkiliyor.

    • Çağrı Gürkanlı @rind

      @gamsizm Yine elimden geldiğince alanda uzman olmayan birisinin kavrayabileceği bir şekilde durumu geniş perspektiften izaha çabalayayım.

      Meseleye en temelden girmek gerekirse, rekabet hukuku denilen şeyin ne yaptığını şöyle basit bir formülle ifade edebiliriz: “Rekabet hukuku, rekabet süreçlerini korumak sureti ile iktisadi etkinliği hedefleyerek refahı en çoklaştırmaya çalışan bir hukuk disiplinidir.” Bir başka anlatımla Rekabet Kurumunun işi, “rekabeti” “rekabet için” korumak değildir. Arka planda yatan bir refah ve iktisadi etkinlik unsuru vardır. Refahın (welfare), kimin veya neyin refahı olduğu hususunda ileri tartışmalar vardır ancak bugün, ABD de; AB de; Türkiye de söz konusu refahın ‘tüketici refahı’ olduğunu kabul eder haldedirler. Pek tabii, refah denilen şeyin tespiti iktisadi olarak bir hayli güçtür. Dolayısıyla, burada devreye iktisadi etkinlik girer. Bir anlamda bir kısa yoldur bu. İktisadi etkinliği gördüğüm yerde, refah da vardır diyerek hareket eder Rekabet Kurulu. İktisadi etkinliğin üç farklı başat türü olur: “Dağılım etkinliği”, “maliyet etkinliği” ve “dinamik etkinlik”. Maliyet etkinliği en kolayıdır, piyasadaki bir hareket sonucu (diyelim ki bir devralma) maliyetlerin düşmesidir. Dinamik etkinlik, kavranması en güç fakat kavranırsa kesinlikle refahı tescil eder olan bir etkinlik türüdür. On yıl önce kullandığımız telefonlardan bugün elimizde bulunan akıllı telefonlara geçişimiz, bir dinamik etkinlik örneğidir. İnovasyon içerir. Nihayet, çoğunlukla rekabet hukuku ihlallerinde belirleyici olan dağılım etkinliği; halihazırda sınırlı olan kaynakların en optimal şekilde dağıtılmasına yöneliktir ki bu bunun başlıca elemanı ve belirleyicisi de “fiyattır” (iktisadi bir anlatımla, fiyatların marjinal maliyetlere yakın veya eş bulunduğu hallerde dağılım etkinliği sağlanmış olur). Bu tanım çerçevesinde son bir kritik nokta ise meseleye anlık bir fotoğraf karesi şeklinde değil, bir süreç olarak bakılması gerektiğidir.

      Yukarıda bahsettiğim etkinlikler, aynı zamanda bir piyasada rekabetin doğal koşullarda işleyip işlemediğini de gösterirler. Tüketici refahı noktasında da en büyük önemi haiz olduğu için, hemen tüm suni rekabet sınırlamaları, yani rekabet hukuku ihlalleri, kendilerini fiyat üzerinden ele verirler.

      Bu genel bilgilerden sonra, üzerinde tartıştığımız soruşturmaya dönebiliriz.

      Evvela şunu tespit etmek lazım: Rekabet Kurumunun soruşturmaya dair açıklaması, pek de bir “açıklama” değil açıkçası . İlk cümlede ifade olunan hususlar, Aral hakkındaki “iddialar”. Yani, Kurumun önüne mesele, bir kişi ya da kuruluşun bu şikayetleri ile gelmiş. O iddiaları buraya da alarak rekabet hukuku kapsamında nereye düştüklerini de göstereyim:

      a) Aral Oyun Konsol ve Aksesuar Ticaret A.Ş.’nin dağıtımını yaptığı bilgisayar ve konsol oyunlarını yüksek fiyattan satışa sunduğu iddiası. Bu iddia, önceden de konuştuğumuz üzere, 4054 Sayılı Kanun m. 6 hükmü ile ilgili tamamen, yani bir piyasada hakim durumda olan bir teşebbüsün bu hakim durumunu kötüye kullanarak rekabeti sınırlaması. Hakim durumda olmak ne demektir? Kurulun kendi tanımı şöyledir: “Bulunduğu piyasada rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleme gücünü haiz bir veya birden fazla teşebbüsün sahip oldukları” güç. Bu gücün, rekabeti sınırlamak amacıyla, dolayısıyla hakkaniyetli rekabete aykırı olarak kullanması yasaklanmakta, böylelikle piyasalarda rekabetçi olmayan uygulamalarla oluşacak suni bir tekelleşmenin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Önceden de söylediğim gibi, hakim durumun tespiti son derece kompleks iktisadi analizler çevresinde olur. Ancak bir teşebbüsün bir kere hakim durumda olduğu tespit edildiği zaman, o teşebbüsle ilgili yasaklar, bu pozisyonda olmayan sıradan bir teşebbüs için öngörülen yasakların çok ötesine geçer. Çünkü burada, teşebbüsün tabiri caizse “dilediği gibi at koşturması” durumu vardır ve yapmak isteyeceği ilk şeylerden biri, fiyatları marjinal maliyetlerden aşırı uzaklaştırıp karını katlamak olacaktır. Rekabet Kurulunun verdiği birçok kararda, bu husus, “aşırı fiyatlandırma” olarak adlandırılır ve örneğin 17.01.2014 tarih ve 14-03/60-24 sayılı kararda anlatıldığı şekli ile “hâkim durumdaki bir teşebbüsün fiyatının sürekli bir biçimde ve önemli ölçüde rekabetçi fiyatın üzerinde olması hali” olarak tanımlanabilir. Aşırı fiyatın tespitine yönelik olarak, öncelikle fiyat karşılaştırması testi (yani Türkiye’de veya dünyada aynı veya benzer pazarlardaki fiyatların) ve fiyat-maliyet analizinden oluşan ekonomik değer testi uygulanır. Bunlar, dediğim gibi, hayli sofistike iktisadi analizler, ama işin temelini aktarmak adına buraya yerleştirdim yine de. Şurası açıktır: Hakim durumda iseniz, aşırı fiyatlandırma yapamazsınız. Yani fiyatın üzerinde net bir şekilde sınır vardır Murat Bey, tabii ancak hakim durumda iseniz ve Kurulun tanımladığı şekilde bir aşırı fiyatlandırma yapıyorsanız. Pazarın sıradan bir oyuncusu iseniz, isterseniz yüzde bin arttırın fiyatları, kimsenin umurunda olmaz. Zira siz bunu yaptığınız anda müşteri de gider başka bir teşebbüsün ürününü alır, piyasa kendini doğal yoldan dengeler (Adam Smith’in meşhur “görünmez el”i devreye girmiş olur). Ancak ortalıkta böyle bir imkan yoksa (yani fiyat arttıran teşebbüs hakim durumda ise), o teşebbüsün malını veya hizmetini almaya mecbursunuzdur demektir; bu halde, sizin fiyatınıza tüketicinin veya başka herhangi bir teşebbüsün hiçbir cevabı olmayacağı için, suni bir “levyeleme” (leverage) yapmakta olursunuz ve bu ağır bir rekabet hukuku ihlali olur. Hülasa, Aral’ın hakim durumda olduğuna kanaat getirilir ise oyunları dilediği her türlü fiyattan piyasaya sürme imkanı kalmaz. Ancak tabii, en baştan beri belirttiğim üzere; Aral’ın bu konumda olup olmadığı ve olsa dahi aşırı fiyatlandırma yapıp yapmadığı ancak Kurul ve olası Danıştay kararının sonrasında ortaya çıkacak bir şeydir. Şu an itibarıyla, Türk Ticaret Kanunu tarafından itibarı korunan bir şirket olan Aral hakkında kamuya açık bir platformda kusur atfedici konuşmak hukuken çok doğru olmaz.

      b) Aral Oyun Konsol ve Aksesuar Ticaret A.Ş.’nin ana oyun dağıtıcıları ile anlaşma/uyumlu eylem içinde olduğu iddiası. Burada bahsedilen ana oyun dağıtıcıları sizin işaret ettiğiniz Ubisoft (veya onun oyunlarının dünya genelindeki dağıtıcları) gibi isimler oluyor Murat Bey. İlk yazıda, olası 4054 sayılı m. 4 ihlalleri üzerine anlattığım şeylerin, Ubisoft gibi teşebbüslerle Aral arasında olan ilişkilerle alakalı halleri. Yani şu iddia: Ubisoft geliyor Aral’a “Güzel abim, senden başka mal satan adam yok doğru düzgün, gel sen şu oyunları x liradan sat da yüksek yüksek karlar elde edelim.” diyor. Burada önemli bir şeyi zikredeyim ancak, şayet bahsi geçen ana oyun dağıtıcılarının Türkiye’de resmi ve ticari bir varlıkları yoksa, yani Aral onların oyunlarını uluslararası anlaşmalar yaparak sadece ithal eden konumunda ise; Rekabet Kurulu’nun eli onlara uzanamaz, zira 4054 sayılı kanun m. 2 çerçevesinde böyle bir yetkisi mevcut olmayabilir; olsa da bu yetkinin uygulaması akim kalır.

      c) Aral Oyun Konsol ve Aksesuar Ticaret A.Ş.’n,n nihai satış noktalarında yeniden satış fiyatını belirlediği iddiası. Bunun iki yönü var: 1) İlk yazıda bahsettiğim 4054 sayılı Kanun m. 4 çerçevesindeki meseleler. Orada çeşitli senaryoları tartışmış idim. 2) Yine m. 6 çerçevesinde, Aral’ın satıcılara “ben size oyunu x liradan veriyorum, siz de y liradan satacaksınız” baskısı ihtimali. M. 6 meselesi olduğu için, buradan ihlal kararı çıkması için en başta Aral’ın hakim durumda olması gerekiyor.

      Şimdi, Kurumun “açıklamasının” “açıklayıcı olmadığını” söylemem şundan ileri geliyor: Yukarıda bu üç iddiayı zikreden kurul, aşağıda Aral’la beraber diğer oyun satıcılarını soruşturmaya aldığını ifade ediyor; hemen ardından da 4. Maddeyi hatırlatıyor. Bundan benim anladığım mantıki sonuç, Murat Bey’in de dediği üzere, Kurum soruşturmasının yukarıda sayılan iddialardan yalnızca “c”ye (ama onun da m.4 ile alakalı olan kısmına) yönelik olduğu; zira m. 6’dan ve dolayısıyla hakim durumdan hiçbir bahis yok. Ancak, ana oyun dağıtıcılarına uzanamadığı için Kurumun “b” iddiasını da soruşturma kapsamına almış olması mümkündür. Dolayısıyla burada mesele, Aral’ın kendi satış fiyatlarından ziyade, satış noktalarındaki fiyatın Aral ve satıcılar tarafından ortaklaşa belirlenmesi hususu gibi duruyor. Yani en muhtemel senaryo şu olur: Aral, “Benim canım kardeşlerim, şimdi bu oyunların bana gelişi x lira, size y liradan versem; siz de (ve aslında ben de, zira ben de son kullanıcıya oyun satıyorum) kafanıza göre değil de, elbirliği ile z liradan satsanız; z-y’yi hep beraber cebe indirsek ya” der ve diğerleri de kabul eder. Kanaatimce, bu hususta Aral’ın kendisinin de bilfiil son kullanıcıya mal satmasının kilit etkisi mevcut. Gelgelelim, bunların hepsi zayıf tahminler. Hakiki meseleyi ancak soruşturma bittiğinde mesele Kurulun önüne gelirse bilebileceğiz. Pek tabii, Kurulun açıklamasında m. 4 zikredilmesine karşın; aslında m. 6 kapsamında da soruşturma yürütülüyor olabilir. Hatta hatta, m. 4 çerçevesinde bir soruşturma yürütülür iken m. 6 ihlaline ilişkin bir veri bulunup soruşturma genişletilebilir de.

      Bir de şuna işaret edeyim. Bütün bu incelemelerde en mühim hususlardan birisi “piyasanın” tanımını yapmaktır. Yine teknik analizler sonucunda varılır bu tespite (talep ve arz ikameleri ölçülür, coğrafi unsurlar değerlendirilir vs.). Yani, “oyun piyasası” diyebilirsiniz örneğin ve öyle der iseniz Steam ve Playstore da pazarda oyuncu sayılır; Aral’ın o pazarda hakim durumda olma ihtimali de bir hayli düşer. Lakin “kutulu oyun” piyasası derseniz, işler değişir zira Steam ve Playstore gibi oyuncular devre dışı kalmış olur. Kurumun kullandığı “bilgisayar ve konsol oyunları alanında faaliyet gösteren” ifadesi, henüz bu pazar tanımı çok sağlıklı yapılmamış olduğu için geniş bir ifade. Gerçek Pazar tanımını da, ancak mesele Kurulun önüne gelirse öğrenebileceğiz.

      Son olarak, sorduğunuz soruya doğrudan cevap vererek bitireyim Murat Bey. Bahsettiğiniz türden bir uygulama (yani fiyat indirme), rekabetin doğal olmayan (suni) yollardan kısıtlanması sayılmaz. Bilakis, rekabet hukukunun tam da olmasını istediği şeydir, zira en baştaki temel bilgiler çerçevesinde fiyatın marjinal maliyetlere yaklaşmasını ve dağılım etkinliğini haber verir. Doğal bir hamledir, zira siz fiyatı düşürdüğünüz zaman; karşıdaki de düşürmek zorunda kalır, yani sizi takip etmesi doğal dinamiklerin eseridir; ancak siz fiyat yükselttiğinizde, rakibinizin sizi izlemek için kendine ait sebepleri yoksa sizi izlemeyecektir ki sizin yüksek fiyatla kaybettiğiniz tüketiciyi kendisine çeksin. Yani fiyat indirirken arkanıza bakmazsınız. Tam da bu noktada, güzel bir illüstrasyon var aslında. Hakim durumun aşırı fiyatlandırma ile kötüye kullanılması örneğinde, rakibiniz olmadığı için tüketici sizin insafınıza kalmış oluyor ve rekabet hukuku çerçevesinde fiyat artışınıza bir sınır koyuluveriyor. Hakim durumda olmasanız, kimsenin umurunda olmazdı sizin yüksek fiyatlarınız zira piyasanın doğal işleyişi (görünmez el) durumu düzeltiverirdi. Şayet fiyatı indiren siz kendiniz hakim durumda iseniz ve bu fiyat indirmesi “marjinal maliyetlerin altında” bir fiyata doğru ise; işte ancak o zaman rekabet hukukunu yine ihlal ediyor olurdunuz. Bu son duruma “yıkıcı fiyatlama” veya “fiyat sıkıştırması” adı verilir. Yukarıda bir fotoğraf karesi değil, süreç olarak bakılmalı demiştim. Burada olan şudur: Hakim durumda bir teşebbüs vardır, piyasaya gelecek vaat eden yeni bir oyuncu girmiştir. Hakim durumda olan teşebbüs “Aman diyeyim, vallaha bunlar bizi tahtımızdan edecek; ben zaten yeterince güçlüyüm, iyi de kar ediyorum, üç beş ay zarar etmeyi göze alarak zararına satayım, bu adamlar dayanamayıp gidince ortam yine bana kalır” der. Bunu yaptığı anda da, hukuku ihlal etmiş olur ve Rekabet Otoritesi bunu cezalandırır. Örneğin THY ve Pegasus arasında bu minvalde pek çok şikayet ve soruşturma mevcuttur.

      Bu kadar uzun bir yazıyı buraya kadar okuma zahmetinde bulunan herkese teşekkür ederim. Umarım aydınlatıcı olabilmiştir. Şayet akılda kalan başka hususlar var ise, onları da izaha çabalarım.

    • Murat Gamsız @gamsizm

      @rind Yine süper açıklayıcı oldu. Kurulun açıklaması çok fazla eksik olunca farklı yorumlar olması da doğal. Peki bana fiyat baskısı yapıldı ve ben de kabul ettim yoksa bana mal verilmeyecekti diyelim. Bu durumda ben kurban mıyım suç ortağı mı? Firma suçlu bulunursa ben de o şartı kabul eden taraf olarak ceza alır mıyım? Niye şikayet etmedin denebilir mi?

    • Çağrı Gürkanlı @rind

      @gamsizm Teşekkür ederim Murat Bey. Sorunuza cevap vermeye çalışayım. Ancak evvela ufak bir düzeltme yapayım. Burada teknik anlamı ile bir “suç” söz konusu değil. Suç, ceza hukukuna ait bir hukuka aykırı davranıştır. Örneğin herkesin aşina olduğu insan öldürme, yaralama, rüşvet gibi hukuka aykırı fiiller suç olarak adlandırılır. Rekabet Kurumu ise idari bir otoritedir, teşebbüslerin ihlalleri suç anlamında “cezai” değil kusur yahut kabahat şeklinde “idari” bir niteliktedir, kendilerine uygulanan cezalar da “idari yaptırım”dır. Zaten, olası bir itiraz başvurusunda mesele Danıştay’ın (yani ülkedeki idari mahkemelerinin en yükseği) önüne gelir.

      Söylediğiniz senaryoda, şayet size uygulamanız yönünde baskı yapılan fiyat, dağılım etkinliğini sağlamaktan uzak bir rekabeti sınırlayıcı fiyat ise ve siz de bunu kabul edip o fiyatı uyguluyor iseniz 4054 sayılı Kanunun m. 4 hükmünü ihlal etmiş olursunuz. Burada, sizinle size mal veren teşebbüs arasında bir anlaşma durumu söz konusu olmuş oluyor zira. Kurulun önünde “ama ne yapalım biz sayın Kurul, mal vermeyecekti adam bize; alacağımız başka kimse de yok; zarar mı edelim?” derseniz, Kurul size “umurumda bile değil, zarar ediyorsanız edin; benim meselem sizleri ayakta tutmaya çalışmak değil” diyerek cevap verir. Nitekim buna benzer örnekler geçmişte yaşandı. Kuş gribi vs sebebiyle tavukçuluğun zor günler yaşadığı dönemlerde tavukçuluk meslek birlikleri toplanıp bir arada hareket ettiler, ağır 4. Madde ihlalleri yaptılar. Kurulun önüne çıktıklarında “ama biz ne yapalım, satışlar felaket; yetiştirme şartları uygunsuz; kamuoyu baskısı var; batalım mı?” dediler; Kurul da “beni ilgilendirmez” dedi, yaptırımı uyguladı. Serbest piyasa böyledir çünkü. Rekabet Kurumunun tüm müdahaleleri “suni” niteliktedir, dolayısıyla ancak teşebbüsler tarafından “suni” bir sınırlama yapıldığında bunu dengeleyerek tekrar “doğal” işleyişe dönmek arzusunda olur. Kendi kendine değişen piyasa şartlarında bir teşebbüsün canının yanması, doğal bir durumdur. Teknoloji için tanıdık örneklerle, Blackberry ve Nokia’nın hali buna iyi bir örnektir. Köşeye sıkıştılar diye kalkıp olur olmaz anlaşmalar yapsalar, buna sessiz kalınmaz. Diyeceksiniz ki, e peki fiyat baskısı yapan adamla buna boyun eğen tamamen aynı şartlarda mı değerlendirilecek, hakkaniyete aykırı olmaz mı? Burada devreye, verilecek para cezasının miktarı girer. Örneğin fiyat baskısı yapan teşebbüs, yıllık cirosunun binde üçü gibi bir cezaya çarptırılırken; fiyat baskısına boyun eğen teşebbüs binde birle cezalandırılabilir durumun mahiyetine göre. Ancak elbette, bu bir ispat işi haline gelir ve 4. madde ile ilgili hususlarda Kurum bir kere delil buldu ise, sizin “ama yok şöyleydi, böyleydi” deme imkanınız pek kalmaz. 4. Madde soruşturmaları, daima çok daha fazla oranda ceza ile sonuçlanan soruşturmalardır m. 6’ya göre, zira Kurum kayda değer bir delili bulamadıkça 4. maddeye yönelmez zaten.

      Şu halde, kendisine fiyat baskısı yapılan teşebbüs şöyle bir yol izlemeli: İlk olarak, kendisine fiyat baskısı yapan teşebbüse, “aman diyeyim sayın abim, bir rekabet hukuku ihlali yapmaktasın, Kurumun haberi olursa canımıza okur, sen bana fiyat dikte edemezsin, ben karar veririm kaça satacağıma, gel sıkıntı çıkarma” demeli; şayet fiyat baskısı yapan teşebbüs ısrarcı olursa, bu hususla ilgili olarak derhal Rekabet Kurumuna bir şikayette bulunmalıdır.

      Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sadece rekabet hukuku ile ilgili değil ve fakat genel olarak hukukla ilgili daha başka meselelerde de bir görüş almak icap ederse bana ulaşabilirsiniz, elimden geleni yapmaya çalışırım.

  • sawgent @sawgent

    geliş fiyatı+kar ile birlikte 140tl olarak satılması gereken bir oyunu aral 200tl olarak satıyor ve sattırıyor. steam 160tl'den satıyorken ona da diyor ki "ben bunu 200tl'ye satıyorum sen de o fiyata çek sen de çok kazan". hop steam fiyatları aral'ın seviyesine çekiyor. vatan bilgisayar bu oyun için web'e özel yine kar yapacak şekilde 160tl'den satmak isteyince aral dur çekiyor. yapılacak indirimler için de aral "benim indirdiğim oranda ve zamanda siz indirebilirsiniz" diyor.

    bütün olay buradan çıkıyor.

  • Ünal BOZKURT @akentunal

    Titanfall oyunu tavsiyenşz üzere aldım 🙂 hemde delux şimdi bedava oldu 🙁

Transistor incelemesi

Bastion oyununun ruhunu taşıyan Transitor'u konuğumuz Uğur Yurtsever ile inceliyoruz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 54

Yer çekimsiz ortamda mum alevi yuvarlak mavi bir hal alıyormuş ve bir şekilde hava akımı sağlanmazsa kendi kendine sönüyormuş.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 11 / 16
  • teknopanda @teknopanda

    o kadar para harcamışız aya gitmişiz marsa gitmişiz mumamı tenüzzül edecez projektörlerle dalarız 😀

  • lawnmower @lawnmower

    Mum yanınca ortaya ısı çıkıyor, o ısı da çevresindeki havayı ısıtıyor. Isınan hava yukarı çıkıyor, yerine aşağıdan soğuk hava geliyor, böylece hareket oluşuyor, mum asla havasız kalmıyor. Yerçekimsiz ortamda ısınan hava yukarı çıkmayacağı için mumun etrafındaki hava sabit kalıyor. Bir süre sonra oksijen bitince mum sönüyor. Gayet normal. 🙂

    • KendiniGerçekleştirenKehanet @kgk

      Isınan hava yerçekimsiz ortamda da yukarı çıkar. Sonuçta ısındığı için kinetik enerjisi yükseliyor. Yerçekimi olan ortamda bile yükselen şey, yerçekimsiz ortamda çok daha rahat yükselir. 😀 Tek fark yerine taze hava inmez. Fakat o da basınçtan ötürü yanlardan gelir ve doldurur boşluğu. Bence farklı bir açıklaması olmalı.

    • Hamdi Kellecioğlu @hkellecioglu

      @kgk Yer çekimi olmayan ortamda ısınan hava yükselmez. Aslında havanın kendiliğinden yükselmesi diye bir şey yok zaten. Normalde ısınan hava genleşir ve yoğunluğu azalır. Daha yoğun olan serin hava daha ağır olduğu için aşağı çöker ve sıcak havayı yukarı iter. Dikkat edersen daha ağır dedim yani yer çekimiyle ilgili bir durum var. Yer çekimi olmazsa ısınan havanın yükselmesi mümkün olmaz. Yani @lawnmower doğru açıklama yapmış.

      Şurada konuyla ilgili video var. Tavsiye ederim.
      http://www.theatlantic.com/video/archive/2013/06/heres-what-happens-when-you-light-a-fire-in-space/276950/

    • KendiniGerçekleştirenKehanet @kgk

      Peki hava ısınınca, genleşince ve kinetik enerjisi artıp hareketlenince nasıl hareket ediyor?

    • mustaa @mustaa

      ısınan havanın yükselmesi genleşmeye bağlı kütlesel yoğunluğun düşmesi ile alakalı. yer çekimsiz ortamda kütlenin harekete etkisi olmayacağından kinetik enerjisi değişmez iç enerjisi yükselir.

    • Zafer @zafer

      bir fizikçi olarak @hkellecioglu na katılıyorum. Dünyadaki çoğu mekanizmanın işlemesinde kütle çekimin etkisi çok büyüktür.

    • CfingeR @cfinger

      Isınan hava yukarı çıkmaz çünkü uzayda çekimsel olarak (y+)yukarı (y-)aşağı diye kordinat sistemini tanımlayamzsın.Fakat ısınan havanın küresel olarak dış kısmı kaplaması soğuyan havanın iç kısma girmesi mantıklıdır, dünya üzerindeki ağır elementlerin merekeze yakın konumlanması buna örnektir, bunun yanında dolaşım olmasa mumda anlık bir parlama gözlemlenmesi gerekir, sönme olayı gözlemlenmez, zaten alevin küresel olma sebebide bu olabilir, yani bir dolaşım olması kulağa mantıklı geliyor.Ayrıca bu reaksiyonda oksijen ve reaksiyon sonucunda oluşan ürünün yoğunluk farkı bana önemli gibi geliyor, bu durumda reaksiyon ürününün daha yoğun olduğunu hesaba katmak gerikiyormu araştırmak lazım.

    • Yasin Ustaoğlu @yasinusta

      @hkellecioglu Yerçekimsiz ortamdan ziyade yazıda da geçen microgravity (mikroçekim mi demeli bilemedim) ifadesi daha doğru olur. Çünkü ISS'nin Dünya'nın kütle merkezine uzaklığı yeryüzündeki bizlerden sadece %5-6 daha fazla bu da istasyondaki cisimlerinin ağırlığının Dünya yüzeyindeki ağırlıklarından %10-15 az olması demektir. Yani hala epey "ağırlar" 🙂

      Belirttiğiniz kaynaktaki yazının devamında anlatılanlar daha da ilginçmiş.
      Kullandıkları yakıtın (heptan) alevsiz (gözle görülemeyecek kadar zayıf) yanması ve epey soğuk (200-500 derece celsius) olması gibi. Ve aynı yakıt yeryüzünde yanarken karbondioksit, su ve kurum ortaya çıkarken mikroçekimli ortamda karbonmonoksit ve formaldehit ortay çıkıyormuş.

  • Emre Arat @emrearat

    Gravity filminde ISS'in içindeki ufak yangının alevi Dünya'daki gibiydi.Filmin danışman ekibinde astronotlar bile vardı nasıl atlamışlar bu ayrıntıyı...
    Edit:Filmden screencaps buldum.Eh yine de biraz yuvarlağa benziyorlar,haklarını yemeyeyim. 🙂

  • hasan oztamer @hasan-oztamer

    ilginç bilgimiş bilgi için teşekkürler