Red Orchestra 2 Multiplayer

Red Orchestra denince herzaman tüylerim ürperir hemen kafamın içinde kızıl ordu marşlarını duyarım ufaktan.. Senelerce rtslerde 2. dünya savaşı temalı oyunlar oynadık,fps olsun üçüncü kişi açısından olsun birçok oyun oynadık bitirdik ama olay 32 versus 32'ye gelince işler gerçekten kızışıyor ve bir tarafta alman panzerleri öteki tarafta rus ushankaları beliriyor ufukta.. Red Orchestra 2 işte bu dedirten bir WW2 temalı Fps( Birinci kişi açılı) oyunudur. Elimizde mosin ile başlıyoruz pavlov'un evinde, üstümüzde rus üniforması karşıda panzer ve 32 tane azılı alman tarafını yöneten kızgın oyuncular.. Biz de görevimizi yerine getirmek üzere savaş hazır bir sovyet askeriyiz, kısa bir taunt atarak alman mevzilerine saldırıyoruz.. Oyunumuz hardcore bir fpsdir, klasik bölgeleri savunma, saldırı üzerine kurulu fakat diğer ww2 fpslerden ayıran özellikleri başlıca silahları ve "gerçekçi" oynanış hissiyatı.. Yanınızdan geçen bir merminin sesini bile duyabiliyorsunuz oyunda, önce karakteriniz titriyor ve lanet olası naziler diye yakınıyor.. Karşıdan yoğun ateş aldığınızda elleri ve vücudu titriyor karakterimizin ve normal şekilde ateş edemiyoruz sağa sola sekiyor haliyle atışlarımız. Oyunda onlarca harita ve oynanış şekli bulunuyor, mod olanağı çok geniş olmakla birlikte oyun içi organize olmak kesinlikle çok önemli ve oyunu oynarken arkada ufaktan bir rus veyahut hangi tarafı seçtinize bağlı olarak bir marş açın derim fena havaya sokuyor( mutlaka deneyin bunu ). Alman tarafı daha rahat oynanışa sahip ve daha kuvvetli ateş gücüne sahip olmasına karşın oyundaki havaya sokamıyor sizi alman tarafı, benim önerim sovyet tarafında başlamanız. Sabırlı ve temkinli olmanızı öneriyorum ve iyi oyunlar diliyorum..
#akış

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 6 / 8

AirTies Müşteri hizmetleri İstanbul Mecidiyeköy şubesi (Tamir onarım

Birkaç gündür bozuk olan airties 5650v2 modemim bozuktu ve benı mecidiyekoyde ki tamir yerine yönlendirdiler ve 15 dakika içinde sorunumu çözeceklerini söyledir ve bu sabah da m.köye doğru yola çıktım ve kolaylıkla buldum yeri, Dedikleri gibi 15 dakika da hatayı buldular ve modemin öldüğünü ve yerine hemen yenisini vereceklerini söylemeye kalmadan çıkartıp AAir 5650 v3 modem verdiler.. 15 dakika içinde orda ikram ettikleri çaydan içip kaliteli koltuklta bekledim müşteri memnuniyeti gayet iyiydi...

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Ozgur paylaştı.

Swiss Choco-Bits Kahvaltılık Gevrek

#akış #Teknomutfak #KonuDışı

Merhaba arkadaşlar. Bugün sizlere çok sevdiğim bir kahvaltılık gevrek olan Familia markasının Swiss Choco-Bits ürününü tanıtacağım. Pek çoğumuz sabahları doğru düzgün bir şey yiyemez. Bazen zamanımız olmaz bazen midemiz almaz. Ama vicut bu durur mu? Şeker düştükçe öfke stres bunalım ve tatsızlık hali vuku bulur. İşte tamda bu noktada kahvaltılık gevrekler bir kurtarıcıdır.Gevrek deneyimini en üste çıkarmanın genel kuralı Familia marka gevreklerden geçer. Swiss Choco-Bits tam bu noktada kaliteli çikolata dolgusu ve kurabiyemsi gofret dış dokusuyla imdada yetişiyor.

Gevrek son derece kaliteli ve gerçekten lezzetli. Ülkemizdeki muadillerini yarışın çok arkalarında bırakıyor ancak genel olarak familia nın tüm gevrekleri ne yazıkki ülkemizde satılanlara zaten fark atıyor. Hemde fersah fersah. Kaliteli çikolata dolgusu baymasın diye dış katman yarı tuzlu tutulmuş. Yerken harika bir his oluşuyor. Damakda buram buram çikolata kokusunu hissediyorsunuz. Sütü çok hızlı bir şekilde renklendirici ve yapay şurup içermeden bisküvi kısmının tozlarıyla kafaya dikilip içilebilir hale getiriyor. Zira sade sütü asla içemeyen birisi olarak severek içmemi sağladı. Bununda dışında şeker düşmesine ve buhran haline karşı çikolatanın verdiği mutlulukla iyi bir mücadele aracı oluyor. Tek sorun inanılmaz kilo aldırma potansiyeli. Ancak zaten yüksek fiyatı sebebiyle (375 gramlık kutu ortalama 25-30 TL) fazla yemek ipin ucunu kaçırmak pek mümkün değil 🙁 Ben Swiss Choco-Bits i kahvaltılık gevrek kültürünü benimsemiş ve yeni lezzetler denemek isteyen herkese öneriyorum. Ancak fiyat ne yazıkki normal dışı. Umuyorum ki bir gün Familia birması ülkemize resmi ve kendi markasıyla girerde şuanki garip gevrekleri tüketme zorunluluğumuz son bulur. Son olarak muz aromalısını beyenemediğimi söylemek zorundayım klasik hali daha lezzetli ama siz bilirsiniz. Afiyet olsun 🙂

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • YasinC @yasinc

    Zamanında kardeşimin kaseden corn flakes gold kaşıklayıp hoşuma gidince baya baya sardırmıştım. Sonra ürün marketlerden kalkmış daha doğrusu gold olanı pek yok. Nequick'den arada kaşıklarım. Gevrek severim ancak nedense bir şeyler tuhaf geliyor. Gold olsa yerim ama şuan

  • bu_sekilde @bu_sekilde

    merhaba, Bio Familia firması mueslide kullandığı bazı organik ürünleri uzun yıllardır çalıştığım firmadan tedarik ediyor. Bunlar tahmin edebileceğiniz gibi özellikle Anadolu coğrafyasına ait özel ürünler.Organik Kuru İncir, Organik Kuru Kayısı, Organik Fındık, Organik Kuru Üzüm gibi. Bu nedenle yaklaşık 10 yıldır İsviçre'deki (Sachseln) üretim tesislerine her yıl ziyarete gidiyorum. İsviçre ülke olarak organizasyon gerektiren her hangi bir konuda çok mesafe kaydetmiş bir ülke. Tesisleri hepimizin evinden istikrarlı bir şekilde temizdir. Çok profesyonel yönetiliyor ve İsviçre'de dahi üst segment bir ürün. Uzun yıllardır başka bir çok muesli firmasına da mal tedarik eden firmada çalışan biri olarak Bio Familia'nın muesli konusunda dünyanın en iyi firması olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Firma aslen bebek mamacısı HIPP grubunun bağımsız bir parçasıdır. http://www.bio-familia.com/

    Yukarıda da belirtildiği fiyatı nedeniyle devamlı tüketilmesi alım gücüyle ve tercihle ilgili zorlayıcı bir unsur. Yine de nadir de olsa denenebilir.

Ozgur paylaştı.

MeeGoPad T07 Çubuk PC İncelemesi + Performans Mod Anlatımı (Ölüyü Diriltme)

 

Merhabalar,

Bugün sizlere AliExpress'ten aldığım çubuk Pc MeeGoPad T07'yi inceleyecek, Performansını artırmak için (olması gereken seviye) üzerinde nasıl modifikasyonlar yapılması gerektiğini gösterecek ve satın alma sürecinden bahsedeceğim. Sizleri uzun bir inceleme bekliyor, uyarmak isterim 🙂 İsteyen en sondaki özeti okuyabilir 🙂

İlk önce ürün nedir ondan bahsedeyim ondan sonra detaylara geçerim. Ürün üzerinde Windows 10 çalıştıran flash diskten hallice, sigara paketi boyutlarında bir mini çubuk bilgisayar.

MeeGoPad T07 ve Boyutları

Ne işe yarar? Ev ve ofis ortamında herhangi bir hdmi destekleyen televizyon veya monitöre bağlayıp günlük internet, ofis, medya oynatma ihtiyaçlarınızı karşılamaya yarıyor. Üzerinde windows 10 olduğu için masaüstü bilgisayarınızda veya dizüstü bilgisayarınızda ne yapabiliyorsanız bunda da aynısı yapabiliyorsunuz.

Normal bilgisayara göre avantajı, aşırı küçük olmasından dolayı tv'nin arkasında yok edebilmeniz, cebinizde taşıyıp istediğiniz yere götürebilmeniz. Normal bilgisayarlara göre çok daha az ses çıkarıyor ve çok çok daha az güç tüketiyor.

 

Ürünün teknik detaylarını ve ayrıntıları yazının devamına saklıyorum.

 

SATIN ALMA SÜRECİ

 

Ürünü AliExpress'ten 113.73 dolara satın aldım. Ürün tabiki farklı farklı satıcılardan, farklı farklı fiyatlara satılıyor. Bunlardan biride meegopad'in kendisi.  Ben en uygun fiyatı aşağıdaki satıcıdan gördüğüm için oradan sipariş verdim. Linki ekliyorum kendinizde bakabilirsiniz.

http://www.aliexpress.com/item/2016-Meegopad-T07-MINI-PC-Official-Licensed-Cherry-Trail-Windows10-2GB-4GB-RAM-Intel-Quad-Core/32600508253.html

Ürün 4 farklı paket türü ile satılıyor. Bunlar;

1 - 2gb ramli model + aktifleştirilmemiş Windows 10  / 90.24 dolar /

2- 2gb ramli model + aktifleştirilmiş orjinal Windows 10  / 104.49 dolar /

3- 4gb ramli model + aktifleştirilmemiş Windows 10  / 114.94 /

4- 4gb ramli model + aktifleştirilmiş orjinal Windows 10  / 129.19 /

 

Ben 3. paket olan 4gb ramli ve aktifleştirilmemiş olan windows 10 paketini aldım. Elimdeki lisanla kendim aktifleştirdim.

Ürün sizinde farkedebileceğiniz gibi 70 doların üzerinde. Yani gümrüğe takılması olası.

O yüzden benim gibi ilk önce satıcı ile konuşup ürünü gift olarak yollamasını ve fiyatını 70 doların altında göstermesini rica edersek en azından önlem almış oluruz.

Benim ürünüm gümrüğe takılmadı. 6 martta verdiğim sipariş 4 nisanda elime geçti. Yani aşağı yukarı 1 ay sürmüş gelmesi.

 

Artık yavaş yavaş teknik detaylarla başlayıp hikayenin asıl kısımlarına geçelim.

 

Ürünün Teknik Özellikleri

İşlemci:  İntel Atom X5-z8300 stok 1.44 GHz, Turbo ile 1,8 Ghz

Ekran Kartı : Intel 8. Jenerasyon HD Graphics

Ram : 4 gb LPDDR3-1600

Depolama: 32 gb eMMC 5.0 flash

Görüntü Çıkışı: HDMI 1.4 Erkek

Ses Çıkışı: HDMI, 3.5mm jack

Usb Girişi : 2 adet tam boy usb 2.0

Depolama Arttırma : 64 gb'a kadar destekleyen micro SD kart girişi (128 gb gördüğü söyleniyor)

Kablosuz : 802.11 b/g/n Wi-Fi (AC ve Dual Band yok),  Bluetooth 4.0

Güç : 5V/2A adaptör , micro USB portu

Ölçüler : 106 x 53 x 13.5 mm

Ağırlık : 50 gram

MeeGoPad T07 Fiziki Özellikleri

 

Ürünün özellikleri ilk başka bakıldığında gerçekten tatmin edici gözüküyor. Ürün özellikle 4gb rami ile dikkat çekiyor. Benim elimde bunun bir küçük kardeşi sayılacak Z3735 işlemcili, 2gb ramli bir windows tablet var. Yani alırken en azından minimum performans olarak kafamda ne olduğuna dair bir fikir vardı. Elimdeki tablet ile normal bir bilgisayar deneyimi elde edilebiliyor. Sadece aşırı çoklu sekme ve aşırı çoklu görevlerde 2gb ram'e takılanabiliyordu. Hatta bu yüzden Z3735 işlemcili 2gb ramli modeller yerine (T02 vb) üzerine kayda değer bir para vererek T07 aldım. T02 vb cihazlar 60-70 dolar civarına bulunabiliyorlar.

Ürün elime ulaştı. Paket ve içeriğini resim olarak ekliyorum. Uzun uzun yazıcak bir içeriği yok. (Avrupa fişi isterseniz gönderiyorlar)

MeeGoPad T07 Kutu İçeriği

 

 

Ürünü bir hevesle kutudan çıkartıp salondaki televizyona bağladım. Ürün windows temel ayar ekranı ile başladı. Ancak üründe bir yavaşlık sezdim. Ürün yeni başlıyor arkaplanda bir ton işlem yapılıyor bu yüzdendir dedim. Ancak ürünü kullanmaya devam ettiğimde bunun normal bir durum olmadığını ürünün bariz şekilde yavaş çalıştığını fark ettim. Tabi hemen bunun sebebini anlamaya çalıştım. Hemen görev yöneticisini açtım. İşlemci kullanımı %38'lerde, Ram kullanımı %32 lerdeydi. Ancak Disk kullanımı %90-99 seviyesindeydi. O sırada driver kurulumu vs oluyordu. Bu yüzden olabilir dedim ancak aklıma Levent abinin İntel Computer Stick incelemesinde eMMC testleri ve söyledikleri geldi. Levent abi'de eMMC'nin yavaşlığından yakınıyordu. Hemen Crystal Disk Mark test programını indirdim ve arkaplanda hiç bir işlem yapılmadığına emin olduktan sonra test yaptım.

MeeGoPad T07 Disk Performansı

 

Sonuçlar ortada. Disk'in hız değerleri çok düşük. Ürün kullanılamayacak derece yavaş. Windows 95 kullanıyormuş gibi. En basit görevleri bile yerine getiremiyordu. Youtube'tan video izlemek hayaldi. Bariz bir takılma vardı. 113$ dolar'ın karşılığı bu olamaz dedim kendime ve hemen AliExpress'te Dispute Açtım.

 

AliExpress Dispute ve Para İade Süreci

 

Ürünün vadedilen performansı vermediğini, aşırı yavaş çalıştığını ve bunun disk performansı yüzünden olduğunu söyledim. Kanıt olarak yukarıdaki disk testini koydum. Tam para iadesi istedim.

 

Satıcıdan cevap beklemeye başladım. Ancak kafamı birşey kurcalıyordu. Daha önce yavaş diskli bilgisayar kullanmıştım ve performans bununkine benzemiyordu. Aynı zamanda Levent abi'de incelemede ürünün genel performansında bir sorundan söz etmiyordu. Teoride bu ürün ondan daha hızlı olmalıydı. Ürünü bir daha kullandım ve inceledim. Görev yöneticisinden baktığımda disk kullanımı %1 civarına inmişti ancak ürün hala inanılmaz yavaştı. Ürünü internetten daha önce araştırmıştım ancak adam akıllı bir inceleme ve yoruma rastlayamamıştım. Yinede bir daha araştırmak istedim ve üreticinin forumunu buldum.

http://forum.x86pad.com/c/t04

Forumda da bir çok konuda ürünün yavaşlığından şikayet vardı ancak dikkatimi çeken kimse diskin yavaşlığından şikayet etmiyordu, yavaşlığın kaynağı olarak işlemci gösteriliyordu. CpuZ  vb programlardan koyulan ss' larda ürünün 85 derece ve 480 mhz civarında gezdiği gösteriliyordu.

Görev yöneticisindeyken işlemci kullanımını %38 civarında gördüğüm için sorunun işlemci kaynaklı olduğu hiç aklıma gelmemişti. Bende aidata64, cpuid gibi programlar indirip duruma kendim baktım. Durum aynı söylenen gibiydi. İşlemci aşırı ısınıyor ve işlemci çekirdekleri youtube'tan video izlerken bile %100'e dayanıyordu. Saat frekansıda gerçekten 480 mhz deydi. Yani cpu throttling yapıyordu. Beni yanıltan görev yöneticisindeki bilgiler oldu.

Youtube'tan video izlerken İşlemcinin durumu

Bu sırada satıcıdan cevap geldi. Hafızayı arttırabileceğimi söylüyordu 😀 Bende ona ürünün depolama kapasitesinden değil , depolama biriminin yavaşlığından şikayet ettiğimi ve ürünün yavaşlığının sadece bundan kaynaklanmadığını işlemcinin yavaş çalıştığını vs söyledim. Üreticinin kendi forumundaki konuların linklerini vs attım.

Bana ürünü kendilerine yollamamı ve tam para iadesi yapacaklarını söylediler. Açıkçası ürünü kendilerine yollamak istemedim. Bunun sebebi ürünün burdan oraya gitmesi yine 1-2 ay sürecek. Adam bakacak kabul edecekte bana parayı iade edecek. Pek olası bir senaryo gelmedi. İnternette bununla ilgili sorun yaşayan insanlarda görmüştüm. Ayrıca kargo bana ait olacaktı. Ürünü birde güvenlik açısından takip sistemi ile yollamam gerekiyordu. (Satıcı air mail dışında kargolama kabul etmem dedi) Satıcı kargo parasını karşılamayı kabul etse bile yollayamazdım çünkü postane görevlileri böyle bir sistem olmasına karşı işlerine gelmediği için karşı ödemeli kargo yok diyorlar. Bu ve benzeri sebepten dolayı durumu satıcıyada anlattım ve ürünü yollayamacağımı söyledim. Bundan sonra haliyle satıcı ile amansız bir pazarlığımız ve savaşımız başladı 🙂

Bana ilk önce 10 dolar ödemeyi teklif etti. Bende 10 doların çok az olduğunu ve benim mağduriyetimi gidermeyeceğini söyledim. Tam ödeme olmasa bile en azından 70 dolar civarı bir ödeme yapmasını, bu sayede benim işimi görmek için t02 alabileceğimi söyledim.

Satıcı 70 doların çok olduğunu bunu kabul edemeyeceğini söyledi ancak yeni bir teklifte yapmadı. Ben ürünün sorunlu bir ürün olduğunu, 113 doları bu performans için vermediğimi vb şeyler söyledim. Bana yardımcı olursa herşeye rağmen 5 yıldız ve olumlu yorum yazacağımı vs söyledim.

 

Satıcı bana ürünün normal çalıştığını bir sorununun olmadığını söyledi. Bu açıkçası beni çok sinirlendirdi. Benim sorunu kanıtlarıyla ortaya koymama rağmen hala bir sorunu olmadığını söylüyordu. Durumu satıcıyla çözemeyeceğimi anlayınca hakem olarak AliExpress'i devreye soktum. Durumu açıkladım. Ürünü geri gönderemeyeceğimi söyledim. Ancak satıcıyada zarar vermek istemediğimden tam para iadesinden vazgeçtimi söyledim. Sorunuda resimlerle ve video ile kanıtladım. Sorunun virüs, arkaplanda çalışan bir uygulama veya internet hızından kaynaklanmadığınıda ortaya koydum.

 

https://youtu.be/08zFF6TBau0

Bu sürecin de bir gün sürmediğini belirtiyim. Günler hatta haftalar sürüyor. AliExpress birkaç gün incelemenin ve satıcının cevabının ardından(ben göremiyorum) kararını söyledi ve teklifini yaptı. Karar kanıtlarım ve ileri sürdüğüm sorunlar kabul görülmüş. Teklif;

  1. seçenek: Ürünün geri göndermek yok. 90.99 dolar para iadesi.
  2. seçenek: Ürünü geri yollarsam tam para iadesi.
  3. Taraflar anlaşamaması halinde otomatikman 1.seçenek uygulanır.

Satıcı 4 tane mesaj atmış bana ve hepsi aynı. Ürünü yolla ve tam para iadesi yapalım.

Ürünü geri yollayamacağımı benim zarara gireceğimi vs tekrar açıkladım. Aliexpress'in 1.çözümünün benim için ideal olduğunu söyledim. Zamanında ona daha makul bir teklif sunduğumu ve eğer kabul etseydi söylediğim gibi yorumumun olumlu olacağını hatırlattım. 1. çözümü seçtiğimi söyledim.

Bana 56.5 dolar ödeme yapmayı sundu. Ben 90.99 dolar varken 56,5 doları kabul etmeyeceğimi söyledim. 1. çözümü istediğimi belirttim. Bu sefer satıcı beni suçlamaya başladı. Koyduğum disk testini kanıt göstererek Hafızayı çok doldurduğumu ürünün yavaşlığının bundan kaynaklandığını söylüyordu. Bende çok basit şekilde sorunun bundan kaynaklanamayacağı, ürünün zaten bu dolulukta bana geldiğini vs söyleyip iddalarını savuşturdum. Ben kararımı ısrarla belirtmeme rağmen olay bir türlü çözüme kavuşmuyordu. AliExpress tekrar tekrar bize söz hakkı veriyordu. Böyle böyle baya bir gün geçti. Bu süre zarfında satıcı sürekli 56,5 dolar teklif etti. Bende ısrarla 1. çözümü istediğimi belirttim.

Sonra bir anda AliExpress teklifi değiştirdi. Büyük ihtimalle satıcı ile AliExpress arkaplanda konuştu ve ikiside Çinli olduğundan satıcıyı çok mağdur etmemeye karar verdi AliExpress. Yeni teklif;

  1. seçenek: Ürünün geri göndermek yok. 56,5 dolar para iadesi.
  2. seçenek: Ürünü geri yollarsam tam para iadesi.
  3. Taraflar anlaşamaması halinde otomatikman 1.seçenek uygulanır.

Başka çarem kalmamıştı. 56,5 doları kabul ettim. Param gerçekten 1 hafta içerisinde yattı. Yorum olarakta 1 yıldız verdim ve tüm açıklığıyla durumu anllatım. Ürünü ve satıcıyı tavsiye etmediğimi bildirdim.

Not: Geçen gün satıcı bana ulaştı ve hediye gönderme karşılığında yorumumu değiştirmemi teklif etti. İlk başta yanaşmadım ancak sonradan kabul ettim (gurur duymuyorum ama yaptım 🙂 ) 4 sayfa yazıştık resmen canını okudum diyebilirim 🙂 Çok yalvardı yorumumu değiştirmezsem patronunun onu kovacağından bahsetti. İlk başlarda t02 veya bir android box karşılığında yorumu değiştirebeleceğimi söylemiştim ancak daha sonra kovulma meselesini açınca açıkçası dayanamayıp teklif ettiği bluetooth klavyeyi kabul ettim ve yorumumu değiştirdim. İsteği üzerine birşey yazmadım sadece verdiğim yıldız sayısını değiştirdim.

Hediye gönderilen klavye.

http://www.aliexpress.com/item/2015-New-Arrival-V9-Russian-English-Portugal-Ultra-Slim-Wireless-Bluetooth-Keyboard-For-PC-Ipad-Laptop/32261000064.html

 

Bu kısmı ayrı bir başlıkta yazmak istediğimden yukarıda bahsetmedim. Ürünü geri göndermeme sebeplerimden biride üreticinin kendi forumlarında harici soğutma çözümleri ve benzeri yöntemlerle performansın düzeldiği iddasıydı. Eğer ürünün performansını düzeltebilirsem ürün bana t02'den bile ucuza (190 tl ) mal olacaktı.

 

Performans modifikasyonu (Ölüyü Canlandırdım)

İlk önce forumlardaki basit bir çözüm önerisini denedim. (Bu süreç dispute süreci ile eş zamanlı olmaktaydı)

 

1- Toz Filtrelerinin sökülmesi

Ürünün hava alması için koyulan hava delikleri toz filtreleriyle kapatılmıştı ve bu flitreler aşırı sık dokulu olduğu için ürünün hava almasını engelliyordu. Bu filtreleri söktüm.

Toz Filtrelerinin Sökülmesi

 

Bunu öneren arkadaş sorunun çözüldüğünü söylüyordu ancak bende bir peformans düzelmesi olmadı. Belki sıcaklık değerlerinde 1-2 derecelik düzelme olmuştur ama ben farketmedim. Ancak mantık olarak illaki bir katkısı olmuştur/olacaktır.

 

2- Ürünün kapağının açık bırakılması, Usb fan ile içeriye hava Üflenilmesi

Bu tarz bir çözüm öneriside vardı. Bunuda sadece performansın düzelip düzelmediğini merak ettiğimden denedim. Çünkü kullanımı pratik bir yol değil. Ben bu ürünü duvara asılı bir tvde kullanıyorum. Bu şekilde sürekli çalıştırmam çok zor olurdu.

 

Usb fan işe yaramadı ancak elimde soğuk üfleme özelliği olan profesyonel bir kurutma makinası var. Bunu işlemcinin üzerine tuttuğumda sıcaklık değerlerinin düştüğünü ve anlık performansın düzelir gibi olduğunu gördüm. Tabiki bu kesin çözüm olmaktan uzaktı.

 

3- Temiz sistem Kurma

Üretici peformans sorununa çözüm olarak temiz bir windows 10 sürümü yayınlamış.  İddalarıda şu; yüklü gelen windows 10 ile emülatör ve 1000 oyun vs geliyor. Arkaplanda belki yoracak hizmetler olabilir. Bu sürümü deneyin. Ancak kesin düzelir gibi bir açıklama yapmıyorlardı. Kuranlardan da böyle bir yorum gelmedi. Bana da sorunu çözmekle yakından uzaktan alakası olduğu izlenimi vermedi. Ayrıca yavaş bir diski vardı driver vs derken bu çözümü uygulamak hiç içimden gelmedi ve uygulamadım.

 

Kesin Çözümler

 

4-Harici Fan Takımı

Aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi ürünün çok ufak ve yetersiz bir fanı var. Elimi fana götürdüğümde üflediği havayı hissedemiyorum bile. Mikroskopla bakmadan çalışıp çalışmadığını anlamak çok zor 🙂 Resmen laf olsun diye konulmuş.

 

MeeGoPad T07 İç yapısı

 

Forumlarda da en çok bu çözüm üzerinde durulmuştu. Daha önce bu çözümü uygulayanların tavsiyesi üzerine yine AliExpress'ten aşağıdaki fanı sipariş verdim. İnce işler elimden gelmediği için yedek olsun diye 2 tane sipariş verdim. İyi ki de vermişim!

http://www.aliexpress.com/item/1pcs-5V-2pin-High-Speed-30x7mm-30mm-x-30mm-x-7mm-Small-Equipment-Brushless-DC-Cooling/32240193185.html

 

Bu fanlarda aşağı yukarı 1 ay içerisinde elime ulaştı. Gelir gelmez işe koyuldum. İlk önce kendi fanını söktüm ve fana yakın bir yerden kablolarını kestim.

Sipariş verdiğim fanlar ürünün içindeki fana göre daha yüksek profilliydi. Yani içerisine takamazdım. Forumlarda bu çözümü uygulayanlarda fanı dışardan takmışlardı ancak buda bana mantıklı gelmiyordu çünkü fanın hava akışının ürününün hava deliklerinden %100 olarak geçmesi mümkün değildi. Buda soğutma performansı aşırı düşürecekti. Zaten resimde gördüğünüz gibi ürünün soğutma tasarımında bir hata mevcut!

 

Ürünün işlemcisi, fan sığsın diye kaydırılan soğutma bloğunun ve fanın konumları bir biriyle alakasız. Üretici resmen bir mühendislik felaketi yapmış. İşlemci ve çiplerin üzerine metal bir plaka yerleştirmişler fan bu plakaya üflüyor o plaka fanın konumu yüzünden işlemcinin üzerine tam denk gelmeyen soğutma bloğunu soğutuyor oda güya işlemciyi soğutuyor.

 

Bu manzarada işlemcinin throttling yapmaması mucize olurdu zaten.

 

Neyse efendim ben soğutma performansı düşmesin diye fanın denk geldiği hava deliklerini tornavida ve çekiç yardımı ile biraz da aşağıya işlemciye doğru kıra kıra açtım. Ancak dikkatsizliğimden ötürü fanın olduğu kısmı değil aşağıdaki diğer hava deliklerinin olduğu kısmı açmışım 🙂 Bir an ne yapacağım orası anlamsız şekilde delikmi kalacak diye düşürken Allah'tan ikinci fanı sipariş verdiğimi hatırladım. Asıl fanın denk geleceği yeride kırdım. Tabi rezalet bir görüntü oluştu ancak ben görüntünün değil performansın peşindeyim. Biraz da kırdığım kenarları zımpara ile törpüledim. Fanları japon yapıştırıcısı ile kapağa yapıştırdım. (Tabi ince işleri beceremediğimden yapıştırıcı kapağa iyice aktı ve iğrenç bir görüntü daha oluştu 😀 ) Asıl fanın kablosunu sistemin kendi fan kablosuna bağladım. İkinci fanıda kestiğim bir usb ucuna bağlayıp usb girişine taktım.

 

Ürünü çalıştırdım. Usb'ye bağlı olan fan çalışmadı. Allem ettim kallem ettim çalıştıramadım.

İşlemci üzerine koyduğum fan çalıştı. Sıcaklık değerlerinde düşmede oldu, biraz performans düzelmeside oldu ancak asıl beklediğim performans düzelmesini elde edememiştim. Ayrıca fanın kablosu mecburen fana çok yakın olduğu için fana deyiyordu. Kablo fana değmeden kapağı kapatmak imkansızdı. Biraz daha dikkatli incelediğimde (forumlarada baktım) fanları ters taktığımı fark ettim 🙂 Japon yapıtşırıcısı ile yapıtşrımıştım fanları ve çıkarmak çok zordu. Nihayet çıkardım ancak fanların bir kısmı kapakta kaldı 😀 Üstüne üstük bir fanın kablosu da kapağı yapışmıştı ve çıkartırken kablonun kılıfı kapakta kaldı. Neyse çıplak kalan kabloyu elektirik bantı ile sarıp, bu sefer fanları düzgün taraftan kapağa yaptıştırdım. Bu sayede kablonun fana değmesinden de kurtuldum. Ayrıca bu sefer iki fanıda sistem fan kablosunu bağladım. Tabi bu japon yapıştırıcısını dökmem. Sökmem takmam neticesinde ultra triple bir iğrenç görüntü oluştu.

Harici fan yerleşimi

Mod sonrası ürünün dıştan görünümü 🙂

 

Ürünün kapağını kapattım ve çalıştırdım. İki fanda çalışıyordu. Evet sıcaklık değerleri düşmüştü. Ancak işlemci hala 480 mhz'de çalışıyordu. Çok büyük hayal kırıklığına uğradım. Moralim bozuldu. Yapılacak herşeyi yaptım sıcaklıkta düştü ürün niye hala yavaş çalışıyor diye düşünüyordum. Forumları gezerken ilk başlarda gördüğüm ve tek uygulamadığım mini bir çözüm önerisini atladığımı farkettim.

Oda şuydu yine çok muhterem akıllı üreticimiz işlemcinin üzerine termal pad koymuş onun üzerine işlemci açık kalacak şekilde metal ince bir plaka komuş. Onun üzerinede  ince bir yapışkanlı lifli bir pad gibi bir bezle soğutma bloğunu yapıştırmış.

Çözümü sunan arkadaş bu yapışkanlı bezin soğutmayı engellediğini ve kendisinin işlemciye denk gelen kısmını kesip öyle yapıştırdığını söylemiş. Performans sorununun bu şekilde çözüldüğünü söylüyordu.

Termal Pad

 

Bende o yapışkanlı bezi komple attım. Açıp kapatmaktan yamulttuğum artık adam akıllı durmayan ve işede yaramadığını düşündüğü ince metal plakayıda attım. Termal padi işlemcinin üzerine güzel birşekilde yerleştirdim. Bunun üzerinede mümkün olduğunca hem fana hem işlemciye denk gelecek şekilde soğutma bloğunu termal padin üzerine yerleştirdim. (fanlar dışarıdan olduğu için soğutma bloğunu yerleştirmede özgürdüm)

 

 

Sonuç ?

 

Müthişş!!

 

Kapağı kapatıp ürünü çalıştırdım ve sıcaklık değerlerinde müthiş bir düşüş oldu. Performans tamamen düzeldi. Ürün yük altındayken bile takılma yavaşlama yaşamıyordu. (sıcaklık tabiki artıyor ancak kesinlikle bir yavaşlama söz konusu değil) Saat frekansı vaad edildiği üzere 1.8 ghz'e çıkıyordu.

İşlemci Boştayken sıcaklık ve performans değerleri

 

 

Artık ürün asıl performansına kavuşmuştu. Bende ürünü inceleyebilirdim.

 

Asıl Performans İncelemesi

Benchmark

Benchmark sonuçlarını pek umursamadığım için yapmadım. Benim için kullanım deneyimi önemli. İsteyen aşağıdaki hali hazırda yapılmış benchmark sonuçlarını bakabilir.

 

http://www.notebookcheck.net/Intel-Atom-x5-Z8300-SoC.146643.0.html

 

İnternetten gezinme (Çoklu Sekme)

Hiç bir sorun yok. 4 gb ram burda farkını gösteriyor. Zorlamak isterseniz tabiki sınırsız değil ama normal bir insanın çok sekmeli internet ihtiyacını hertürlü karşılar.

 

İnternetten video izleme

İnternetten full hd video izlerken performans ve sıcaklık değerleri

720p ve altı sorunsuz. Normal 1080p'de sorunsuz. Yüksek bitrate'li 1080p videolarda çok nadir saliselik takılmalar var ancak rahatsız etmiyor gayet izlenebilir. 4k videoları sağlıklı oynatamıyor. Takılmalar mevcut. 15-20 fps gibi hissettiriyor.

Dosya üzerinden video izleme

720p video : sorunsuz izleniyor

1080p h264 ve h265 : sorunsuz izleniyor

4k h264 video: izlenmiyor

4k h265 video : Windowsun kendi media playerında ve fotoğraflar ve filmler player'ında sorunsuz izleniyor. hiç bir atlama vs yok. Ama bsplayer ve media player clasic'te izlenmiyor. Codec vs de kurdum ancak ben beceremedim heralde. Yani windows media player'da izlendiğine göre gücü yetiyor sadece adam akıllı uğraşıp düzgün ayar yapmak gerek sanırım.

 

Adobe Photoshop ve Adobe Illustrator

Grafik tasarımcı olduğum için bu konu benim için çok önemliydi özellikle test ettim. Normalde çok büyük çözünürlükte ve boyutta dosyalar üzerinde çalıştığım ve çizim  yaptığım için 16gb ram bile yetmiyor aslında.

Ancak burda küçük ve orta boyuttaki işler için konuşmak gerekirse sorunsuz. Çok büyük projeler üzerinde çalışamazsınız ancak gündelik işlerinizi karşılar. Resimde de 3000 pixell seviyelerindeki bir resim ile test yapıyordum görüldüğü üzere işlemci en düşük saat frekansıyla çalışıyor ve sorun yok. Altından çok rahat kalkıyor.

 

Oyun

Herkesin asıl merak ettiği kısımdır tahmin ediyorum 🙂

Şöyle söyliyim. Windows marketindeki uygulamaları hertürlü kaldırıyor. Performans'ta en ufak sorun yok.

Eski oyunları (Call of Duty 2, San Andreas gibi) full hd'de yüksek ayarlarda, bazen medium high arası ayarlarda 30 fps üstü çalıştırıyor. Rahat oynanıyor yani.

 

Benim asıl merak ettiğim daha yakın tarihli oyunlardı.

 

Bioshock 

Full HD + en yüksek ayarlar: Mümkün değil 🙂 5-6 fps

720p + en yüksek ayarlar : 10-13 fps gibi.

720p + düşük ayarlar(kaplamalar yüksek)  : 18-30 fps arası

 

Şöyleki ilk başta ani fps düşmeleri yüzünden oynanmaz diyorsunuz ancak sonra biraz devam ettiğinizde kendinizi kaptırdığınızı farkediyorsunuz. Yani tabi içeride gtx970'niz varsa bununla bioshock oynamazsınız ancak başka alternatifiniz yoksa yada çocuğa idare etmelik oynaması için alınacaksa bence olur. Yani birde bioshock çok optimize bir oyun değil. Son 5-6 sene içerisinde yapılan bunun üzerinde oynanacak oyun ve ayarlar bulunabilir.

 

Benim arkadaş çocuğu için düşünüyordu. Çocuk bilgisayar diye çok tutturmuş. Bence alınabilir. Salondaki büyük telivizyonda çocuğu tatmin edecek oyun deneyimi sunulabilir.

 

Dota 2 vs 

Denemedim ama en yüksek ayarlarda olmasa bile rahat kaldırır gibime geliyor. O tarz oyunlar için ideal bence.

 

Counter Strike G.O 

Multide kapışılmaz ama botlarla düşük ayarlada ve 720p'de oynanabilir.

 

Steam Ev içi Yayın

 

En merak ettiğim konuydu . Hemen test ettim. İçeride gtx970'li pc'im var. İnternete Ethernet ile bağlı. Ev içi internet kurulumum iyidir. AC Router'ım var. Tabi ürün AC wifi desteklemiyor. Ama ürün ile modem arasında 1 metre var. Direk görüyorlar bir birlerini.

 

Sonuç:

Düşük kalitede belki idare edilebilir ama tatmin edicilikten uzak.

 

Ürünün üzerinde Ethernet girişi yok. Ama ben usb'den ethernet dönüştürücü parça aldım. Denedim orta kalitede oynanabilir.

 

Benim modem kapının üzerinde asılı. Oradan havada bir kablo çek, onu  usb ethernet dönüştürücüsüne bağla, onuda ürüne bağla. Çok çirkin ve kullanışsız bir deneyim oldu benim için. Yani kablo kanalıyla uğraşılıp gizlenebilinir ama üşendim açıkçası.

 

Salonda 55" Tv de pratik şekilde oyun oynama istediğim vardı ama artık 20 seneden sonra doygunluk mu diyim, yaşlandımda ondan mı oluyor diyim ne diyim artık oyunları açasım gelmiyor yani. O yüzden şuanlık çok uğraşmadım. Ama uğraşacak adam için bu ürün tam çözüm bence. Steam linkten daha mantıklı.

 

Ama ısrarla söylüyorum bu iş wifi ile olmaz. Kablo şart!!!

 

Remix OS

 

Evet remix os'ta denedim. Usb3.0 bir belleğe kurdum. Tabi üründe usb 3.0 girişi yok ama bu sayede en azından usb 2.0'ın tavan performansında kullandım. Hem misafir hem kalıcı modda kullandım.

 

Açılış kapanışlar tabi bir windows hızında değil. Ancak işletim sistemi içindeki deneyim tatmin edici bence. Ben birtek wifi ve bluetooth'u gösteremedim. Driver problemidir belki.

Çokta uğraşmadım. İhtiyacım yok çünkü. Yani ihtiyacı olan kullanabilir.

 

Android

Remix os dışında direk dual boot olarak düz andorid kurulmuyormuş. Direk üreticiye sordum. Niye bilmiyorum. İşlemci kaynaklı galiba. Z3735 işlemcili t02 cihazlara kuruluyor ancak buna niye kurulmuyor anlayamadım. Denemedimde açıkçası. Belki ilerde halledilir.

 

Özet

Yani ürün size gelen performansı ile 113 dolar etmiyor. Hatta bence 50 dolar filanda etmez.

Bu ürünü, hatta bence T02 vs alacak arkadaşlarda, ürünün soğutma sistemini modlamıycaklarsa almasınlar. Eğer ürünü modlayacaksanız süper bir ürün.

 

Ben üzerine para iadesi aldım ürün bana 190 tl gibi bir fiyata geldi.

Son haliyle fiyat performans oranı tavan bir ürün.

Ama ilk haliyle de fiyat performans oranı taban bir ürün 🙂

 

Yani ürünü alıp sonrada para iadesi alma riskine girebilirsiniz. Bu ne kadar etik ne kadar değil orasını size bırakıyorum. Ama adamlar bile bile sorunlu bir ürünü 113 dolardan satıyorlar orasınıda es geçmemek lazım. Üreticisi bile sorunu kabul ediyor. Ama bu şekilde satmaya devam ediyorlar.

 

Ben ürünü bluetooth fare ve bluetooth klavye ile kullanıyorum. (Klavye daha gelmedi onun yerine şuan wifi klavye var)

Çok rahat. 2 usb portuda boşta bu sayede. Gerek olursa diyede 4lü usb hub'ıda bu cihazın yanında tutuyorum.

 

55" bir bilgisayarım olmuş oldu. TV tamamen akıllı hale geldi. LG webos 2 olmasına rağmen bilgisayarda internet deneyimini tam vermiyordu. Bu sayede bu sorunu çözmüş oldum. Üründe tv'nin arkasında kaldığı için gözükmüyor.

 

9 puanı ürünün bana gelen haline değil, ben modladıktan sonra performansı düzelmiş haline veriyorum. 1 puanı'da disk performansından kesiyorum. Ona malesef çare yok.

 

Yaptıpım mod %100 soğutuyormu bence hayır dahada iyi hale getirilebilir performans çok daha stabil hale sokulabilir bence. Ama şuanki hali gayet tatmin edici.

 

Çok uzun bir inceleme oldu farkındayım.  Okuyanlara teşekkür ediyorum. Heralde şuanda internetteki en kapsamlı MeeGoPad T07 incelemesi oldu. Stick pcleri merak eden arkadaşlara umarım yardımcı olur.

Sorusu olan arkadaşlar yorumda belirtebilir, her türlü yardımcı olmaya çalışırım.

 

#akış #Windows10 #stickpc #minipc @protego @huseyinekrem @arandur @apollo @fsh77 @alatriste46 @mertdg @gokalp-k

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 7 / 86
  • ulgoray @ulgoray

    @serhanhepsen Ya stick pc alma niyetim vardı. Tüm hevesimi kaçırdınız hocam. Benim amacım film, youtube internette gezinme içindi. Benim aklımda Z83S adlı bir ürünü almak vardı. Içinde Z8350 işlemci var. Ama 2GB ram barındırıyor. 75 dolara buldum. Box’larda hemen hemen aynı demişsiniz. E o zaman ben ne alacağım.? 300 liraya işi çözecektim ne güzel.

    • serhanhepsen @serhanhepsen

      Yani çok mecbursanız 2 gb ramde yeter ama mümkün mertebe 4 gb lık bir model alın. Çünkü 2gblık bir tablet var elimde 2gb kafadan doluyor. Yani 3 olsa al kullan derim. 2 tam sınır.

      Z8350 işlemci vb işlemciler sorun değil, sorun olan bunları yeterli derecede soğutabilmek. Soğutma tasarımı iyiyse üründe iyi. 1. kriteriniz bu olsun. Çünkü işlemci soğutulamadığı zaman frenleme yapıyor ve o ürün çöp haline geliyor isterse 10 gb rami olsun. 50 -100 liralık tabletlerden daha kötü hale geliyor.

      Bence almaktan vazgeçmeyin sadece 4 şeye dikkat edin.

      1- Soğutma tasarımı nasıl. Ürünün yorumlarında bu tarz sorunlardan bahsediliyormu. Forumları vs de gezin. Aşağı yukarı aynı boyutlarda box tipi ürünleri alırsanız yer daha fazla olduğu için bu sorunla karşılaşma olasılığınız daha düşük olacaktır.

      2- 4 gb ramli olmasına dikkat edin.

      3- Usb soketlerinin sayısı, tipi (micro/tam boy vs) ve usb 3.0 olup olmaması. Şart değil ama tercih sebebi olur.

      4- Depolama biriminin hızı. Bendekinin düşük mesela ve performansa etkisi oluyor. Standart olması kafi yeterki düşük olmasın.

  • ulgoray @ulgoray

    @serhanhepsen Hocam benim Z83S ürününün incelemesinde 126mb okuma 50 civarı yazma alıyordu. Ama ram seçeneği olarak tek 2GB var. Ama 4 şart diyorsan ona bir bakayım. Aynı zamanda Asus, Lenovo, Intel, Meegopad, Morefine, Bben, Pipo, Beelink gibi bir çok markaya baktım. Hepsinin stick pclerinde ısınma sorunu var. İçindeki incecik fan yeterli gelmiyor. Boştayken minimum 50 derecede geziyorlar. O yüzden ben Stick pc almayıda çok yanaşmak istemiyorum artık. Box'lara bakacağım. İçlerindeki soğutma blokları daha büyük.

  • Ufkabakan @ufkabakan

    Amaç sadece multimedia player ise, Windows yerine çok daha ucuz olan vede desteği çok yaygın olan Android TV Box almak en mantıklısı. Ama illa Windows olsun ve az yer kaplasın diyorsanız Intel CPU lu mini PC lere yönelmek gerekiyor. Diyer bir alternatif de monitörü kırık/sorunlu ikinci el I3, I5 CPU 'lu laptop alıp bunu media player olarak kullanmak.

  • fatihpc @fatihpc

    t07 ve t08 pro diye bişey var şimdide. Bunlarda da aynı sorunlar var mı acaba?

Ozgur paylaştı.

Bulgaristan'da internet vs Türkiye'de internet

Bulgaristanda oturuyorum 8 yıldır. Türkiye'ye gidince internet kullanırken işkence çeken biri olarak inceleme yazayım dedim. Burda 15 levaya (yaklaşık 25 tl ediyor sanırım) 90/90mbps internet kullanıyorum. Adil kullanım kotası diye birşey yok. Köy sayılabilecek biryerde oturuyorum ve kapıma kadar optik kablo geliyor (dönüştürücü gibi bişeyi var modem gibi bi kutu, ethernete çeviriyor). Steam'den oyun indirirken veya torrent kullanırken 11MB/s ile indiriyor.

İşin ilginç yanı, 8 sene önce üniversite için geldiğimde de aşağı yukarı aynı hızda interneti 10 levaya kullanıyordum (50mbps idi sanırım). Ve o zaman leva türk lirası karşısında daha zayıf olduğundan 7 TL'ye denk geliyordu.

Bulgaristan avrupanın en gelişmemiş ülkelerinden biri. Nüfusu da az, belki bu yüzden daha kolay sağlayabiliyorlar interneti ama yine de karşılaştırma olsun diye buralarda biryerlerde dursun.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 6 / 20
  • homosapien @biggestliar

    2012 ve 2014 yılları arasında Kazakistan'da yaşadım. Kazakistan, daha dün ülke olmuş, ne alt yapısı ne de üst yapısı değil oturmamış neredeyse hiç olmayan bir ülke. Karaganda ve Almaata eyaletlerinde (bize göre şehirlerinde) kaldım. 2013 yılında 4G alt yapısını kullanan sadece 4G internet satan (adını hatırlamıyorum) bir firmadan internet aldım. İçine sim kart takılan, sigara paketi büyüklüğünde modemi çantamdan hiç çıkarmadan hep yanımda taşıdım. Bataryası 3 saatte doluyor ve ortalama 3 gün aralıksız çalışırdı. Ayda 2000 Tenge (yaklaşık 25 TL) öderdim. Büyük şehirlerde 7-8 mb/sn hızında rahat download edebilir, kırsalda ise 1 mb/sn 'nin altına hiç düşmezdi. Kazakistan toprak olarak dünyanın en büyük 9. devleti bu yüzden çok aşırı kırsala çıkmazsanız -ki çakmanız asla tavsiye edilmez, polis bile sizi soymaya çalışır- neredeyse hiç kopma yaşamazsınız. Orada alüminyum saflaştırma tesisi kurulum projesini almıştım (kendi firmamdı) bu yüzden dağların eteklerinde bir yerde idi şantiyemiz (boksitin çıktığı yer) ama şantiyede bile 2-3 mb/sn hızında download yapardım. Evde ise iptal ettirmeden önce kablo internet vardı ve hızı 100/100 mb/sn olan simetrik bir hattı, (tam hatırlamıyorum ama) aylık 1200 Tenge yaklaşık 15-16 TL falan öderdim. Her iki abonelikte de KOTA, AKK, AMK falan hiçbir şey yoktu.
    Sonra gel, özelleştirildiği halde tekel kanunu değiştirmeyenlere, devletin yapması gereken işi özel sektör olarak yapmaya çalışan ama ihanet ve yalakalık içinde olan TURK TELEKOM 'a ağzının dolusu sövme şimdi!!!!

  • ggzmkst1 @ggzmkst1

    Yani düşün ki biz 70-80 liraya rezil gibi internetle yaşamaya çalışıyoruz. Sen dünyanın parasını ver bir de yok kota bilmem ne.

    • homosapien @biggestliar

      Sövebilirsiniz Gizem Hn. çünkü hak ediyorlar. Birşey daha söyleyeyim iyicene sinirlenin; İsveç, Norveç gibi bu dünyadan olmayan ülkeler en az 10 mbit interneti tüm vatandaşlarına ücretsiz vermek için çalışmalara başladılar. 2 yıl içinde "İsveç 12, 20 mbit interneti halkına ücretsiz veriyor" diye duyar yada okursanız şaşırmayın. Çünkü bu, devletin halka olan bakışını ifade eder ; halk koyun mu yoksa devleti var eden en önemli olgu mu? sorusunun "halka hizmete" yansımasıdır.

  • Ufkabakan @ufkabakan

    3 yıl geçmiş. Şuan ki durum nedir? @barisahmet

  • Umit Arslan Demiryurek @uademiryurek

    Telefon için sim kart durumu nedir, internet ve dakika paketi hazır kart hakkında bilgi sahibi misiniz

Ozgur paylaştı.

Tom Clancy's The Division Open Beta

Tom Clancy's The Division Open Beta

Merhaba arkadaşlar,
Uzun zamandır oyunlar ile ilgili bir şeyler yazmıyordum, zaten çok fazla da oyun oynamıyorum bu aralar. Bugün ise ilk olarak E3 2013 'de duyurusu yapılan ve de ben dahil bir çok kişinin tabiri caiz ise ağzının sularını akıtan bir oyunun, Tom Clancy's The Division 'ın açık betası hakkında kendi görüşlerimi aktaracağım. (Dünyanın en prestijli ve büyük oyun fuarı E3 hakkında bir çok bilgiye ve tarihçesine şuradan ulaşabilirsiniz -> https://teknoseyir.com/inceleme/dunden-bugune-e3electronic-entertainment-expo
https://teknoseyir.com/inceleme/dunden-bugune-e3-2008-yilindan-devam )

Oyun hakkındaki kendi görüşlerime geçmeden önce, genel bir bilgi vermek istiyorum. Oyun ülkemizde olmayan ama etkilerini bütün dünyada çeşitli indirimlerle görebildiğimiz bir gün olan Black Friday(Kara Cuma) gününden 22 gün sonrasında başlıyor. Peki oyunda Black Friday gününde aldığımız şeyleri mi test ediyoruz? Tabii ki hayır 😀
Oyun bu meşhur günde ortaya çıkan ve paraların üzerine yerleştirilen ölümcül bir virüsün sebep olduğu post-apokaliptik bir dünyada geçiyor. Ve oyuncular(yani biz) da devletin bu tip bir felakette düzeni tekrar sağlamak ve anarşiyi engellemek için yetiştirdiği özel bir birim olan The Division 'ın ajanlarıyız. Dünya dediğime bakmayın, oyunun yapımcı firması Ubisoft 'un bize sunduğu oyun alanı sadece New York 'tan oluşuyor. Fakat neredeyse birebir New York haritasını sunuyor yani hiç de küçük bir yer değil.(https://www.youtube.com/watch?v=52EK5xRtnJM , buradan oyunun Fallout 4 büyüklüğünde bir haritası olduğu görülüyor.)

Oyun alanımız olan New York 'da dünyanın bir çok yerinde olduğu üzere virüsten etkilenmiş bir halde, virüsten etkilenmemiş az bir insan topluluğu da bir çok kurum ve kuruluşun çökmesi ile birlikte susuz, aç, evsiz ve hasta bir şekilde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Tabii bu insanlardan bazıları kötü yöne sapmış ve felaketi fırsat bilip kendi örgütlerini kurmuşlar. Oyunda şu an için bilinen 6 adet grup var, bunlar The Division(yani oyuncular), Joint Task Force(JTF)( İtfaiye, hastane, savunma gibi kurumların çalışanlarından hayatta kalanların kurduğu bir örgüt), Rioters(Başkalarını soyarak ve öldürerek hayatta kalmaya çalışan çeteler), Rikers(New York 'un Rikers adasındaki hapisaneden felaket sırasında kaçmayı başarmış azılı suçluların kurduğu bir örgüt), Cleaners(Bu örgütteki kişiler ise felaket sırasında her şeylerini kaybetmiş ve bu virüsten kurtulmanın tek yolunun dünyada kalan her şeyi yakmak olduğunu düşünenler. Bu örgütteki kişilerin geneli felaket öncesinde hademe, temizlikçi vs. olarak çalışan insanlardan oluşuyor.) ve son olarak da Last Man Battallion(LMB)(Bu örgüt ise felaketten hemen sonra Wall Street şirketlerinin kendilerini korumaları için işe aldığı paralı askerlerden oluşuyor. Tabii felaket daha da büyüyünce Wall Street falan kalmadığından bu örgüttekiler de kendi çaplarında yeni dünya düzeni kurmak için yakıp yıkıyorlar.).
Ubisoft daha önce yayınlanan kapalı beta testinde bizleri ilk olarak Rioters ve JFT örgütleri ile tanıştırmıştı, açık betada ise hem Rioters örgütü hem de Cleaners örgütü ile savaştık. Bu arada biz(yani The Division) ve de JFT iyiler tarafında yer alıyor.(Tabii büyük bir felaket durumunda iyi ve kötü olayı göreceli hale geliyor.)
Oyundaki haritamızı iki şekilde incelemek gerekiyor, çünkü haritanın belirli kısımları Dark Zone(DZ) denilen yerler ve buralarda virüs hala çok etkili bir durumda, diğer yerler ise virüsün etkisinin büyük oranda geçtiği yerler.
Dark Zone dışında kalan alanlar ana görevler hariç oyunun tek kişilik bölümünü oluşturuyorken Dark Zone ise oyunun çok oyunculu bölümünü oluşturuyor. Dark Zone dışında kalan bölgelerde istersek tek başımıza istersek de arkadaşlarımız ile ana hikayedeki görevleri yapabiliyoruz, çeşitli yan görevleri yapabiliyoruz(rehine kurtarmak, bir çete alanını dağıtmak vs.), rastgele oluşan olaylara müdahale edebiliyoruz, yardıma ihtiyacı olan sivillere yardım edebiliyoruz ve son olarak da ana operasyon üssümüz için çeşitli parçalar bulmaya çalışıyoruz. Bu alanda yapılan görevler size para(dolar), normal alan deneyim puanı ve çeşitli eşyalar ve silahlar olarak geri dönüyor. Buradaki en önemli nokta ise ana operasyon üssümüzü geliştirmek için çeşitli malzemeler bulmamız. Oyunda her oyuncunun Dark Zone dışında kalan bir ana operasyon üssü bulunuyor. Bu üste geliştirebileceğimiz 3 ayrı bölüm var, bunlar Medical(Medikal), Security(Güvenlik) ve Tech(Teknoloji). Bu bölümleri geliştirdikçe yeni skil'ler, talent'lar ve perk'ler kazanıyoruz. Bunları da oyun içerisinde aktif olarak kullanabiliyoruz.
Oyunun Dark Zone kısmına ise normal kısımda bulunan belirli giriş yerleri aracılığıyla girebiliyoruz. Dark Zone 'da bizleri haritanın normal kısımlarında göremediğimiz(en azından betada) çok daha zorlu yapay zeka düşmanlar bekliyor. Önceden de dediğim gibi oyunun bu kısmı çoklu oyuncu oynanışı üzerine kurulu. Çoklu oyuncu derken herkesin birbirine ateş ettiği Counter Strike vari bir çok oyunculu olayı yok. Dark Zone 'da ister maksimum 3 kişilik bir grup ile isterseniz de tek başınıza gezebiliyorsunuz. Dark Zone içerisinde ana amaç eşya ve silah bulmak ve bunları Extraction Point'lerden birine götürerek Dark Zone 'dan çıkartmak. Dark Zone 'da oyunun normal kısmında bulamayacağınız çok daha güçlü eşya ve silahlar bulunuyor. Dark Zone içerisinde düşmanları öldürdükçe para(DZ Parası) ve DZ deneyim puanı kazanıyorsunuz. Yani oyunun normal kısmında kazanılan para ve deneyim puanı ile DZ içerisinde kazanılan para ve deneyim puanı farklı cinste.
DZ içerisinde eşya ve silah bulmak için şimdilik 2 yol var. Bunlardan biri DZ Key(Tam anlamamakla birlikte bu anahtarları DZ 'de oynadığınız süre bazında hediye olarak kazanıyorsunuz, ama yanlış biliyor da olabilirim.) ile açılabilecek olan sandıklar, diğer yol ise yapay zeka düşmanları öldürüp içerisinden çıkan eşya ve silahları almak(eğer çıkarsa). Eşya ve silah elde etmenin bir yolu daha var o da başka bir oyuncuyu öldürüp üzerindekileri çalmak. Oyunun PvP mekaniği de tam olarak bu. Dark Zone 'da herkes tamamen tek başına, yani Dark Zone 'da her türlü oyuncu(grubundakiler de dahil) öldürülebilir. Oyunda eğer masum birini öldürürseniz üzeriniz kırmızı parlıyor ve geriye sayan bir sayaç çıkıyor. Bu sayaç sıfırlanana kadar Rogue Agent oluyorsunuz ve belirli bir mesafedeki herkes sizin yerinizi görebiliyor. Yani bir nevi diğer oyuncular kedi siz ise fare oluyorsunuz. Rogue Agent olduğunuzda sizi öldüren kişi ise normalden çok daha fazla DZ deneyim puanı ve parası kazanıyor, ayrıca siz de ölünce DZ deneyim puanı kaybediyorsunuz ve DZ içerisinde bulduğunuz eşya ve silahlar üzerinizden düşüyor. DZ 'deki PvP sistemi tamamen bunun üzerine kurulmuş durumda.
Biraz da oyunun grafiklerinden bahsedelim. Oyunun grafikleri tabii ki E3 2013 'de gösterilenden bir hayli düşük seviyede. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki oyunun grafikleri gayet iyi gözüküyor. Yani bir Watchdogs etkisi yaratmıyor. Zaten bu grafiklerden daha iyi olsaydı oyuncu kitlesinde ciddi bir düşüş olurdu. Oyundaki atmosfer de gayet başarılı oyun karlı bir ortamda geçiyor, ve arada göz gözü göremeyecek derecede şiddetli kar fırtınaları çıkabiliyor. Çevredeki eşyaların ve binaların da çok güzel gözüktüğünü belirtebilirim. Yani grafiksel ve atmosferik olarak oyun benden tam puan aldı.(Ben kimsem artık 😀 )
Ha unutmadan oyunun en etkilendiğim noktası da oyuna girdikten sonra neredeyse hiç yükleme ekranı olmaması, binaların içine girerken, normal alandan Dark Zone 'a geçerken(ve tersi), etrafta dolaşırken hiç bir yerde en ufak bir yükleme ekranı bulunmuyor. Yükleme ekranı sadece DZ 'deki Safe House 'lara girip çıkarken ve Fast Travel yaparken çıkıyor onlar da çok çok az sürüyor.
Son olarak oyundaki özelleştirmeden de bahsedeyim. Oyun tam sürüm olmadığından özelleştirme seçenekleri biraz kısıtlı. Başlangıçta karakterimizi sadece rastgele suratlardan seçebiliyoruz. Bunun dışında bütün silahlar özelleştirilebilir halde. Silahına göre değişmekle birlikte her silahta 5-6 değişiklik yapabiliyoruz.Buna silahın rengini değiştirmek de dahil. Bunu yapabilmek için de tabii ki silahların mod 'larını dünya üzerinden bulmamız gerekiyor. Oyunda karakterimizin giysilerini de değiştirmek mümkün fakat giysi değiştirmek silahlardaki gibi size artı veya eksi bir özellik sunmuyor sadece kozmetik amaçlı. Dediğim gibi kişiselleştirmek biraz yüzeysel durumda, fakat oyun çıktığında kişiselleştirmenin daha fazla olacağı açıklanmış durumda.
Oyunun arayüzü ise biraz yorucu, hatta oyuna ilk girişte bilgi yığını içerisinde kalıyorsunuz fakat 1-2 saat sonra arayüz tasarımına alışıyorsunuz ve bu bir sorun teşkil etmiyor. Fakat yine de biraz daha sade olabilirmiş(gerçi RPG oyunu olduğundan çok da sade olmaması bir anlamda iyi).
Oyunda siper alma, ateş etme mekanikleri gayet güzel. Bir çok kişi kişi ateş etme hissiyatında sorun olduğunu düşünüyor fakat oyun çıkana kadar halledilebilecek sorunlar bunlar. Ateş etme hissi güzel olmasına rağmen çoğu silahın ateş etme hissiyatı hemen hemen aynı, bunu da çıkışa kadar düzeltirler diye düşünüyorum.
Oyunda bulduğun bir diğer eksik ise oyunda çömelme tuşunun olmaması, siper alındığında sipere göre çömeliyor fakat kendiniz çömelemiyorsunuz ve bence bu bir eksik.
Oyunda sevdiğim bir diğer şey de yapay zekanın bir çok TPS oyununda olduğundan çok çok daha iyi olması. İyi siper alıyorlar, ateş etme zamanlamaları iyi, ve de sizi bir şekilde sıkıştırıp siperinizden çıkmaya zorluyorlar(ve bunu sadece bomba atarak yapmıyorlar.). Yapay zeka konusundaki en büyük eksiklik ise adam gibi bir boss dövüşü olmaması, oyundaki boss 'ların normal düşmanlardan tek farkı daha fazla canları olması ve daha güçlü silah kullanmaları. Yani yapay zekayı yenmek için farklı farklı stratejiler yapmaya çalışmıyorsunuz. Ama bu da oyun çıkana kadar eklenilebilir.
Her şeyi harmanlarsak bence oyun gayet güzel olmuş, ve tam sürümünü oynamak için sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım Ubisoft bir kez daha batırmaz ve oyunu güzel bir şekilde piyasaya sunar, sunduktan sonra da desteklemeye devam eder.
Geliştirme süreci tam 3 yıldır devam eden oyunun tam sürümü eğer başka bir erteleme olmazsa 8 Mart 2016.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Ozgur paylaştı.

Özel Posta Kutusu Kiralama (PTT)

Posta kutusu kirama işlemini nasıl yaptığımı, ne gibi şartları olduğunu açıklamaya çalışacağım.

Takipsiz gönderilerimin kaybolması üzerine posta kutusu kiralama ihtiyacı hissettim. Sadece kimlik fotokopisi vererek (postanede kendisi fotokopi çekti), adres ve telefon bilgilerinin istendiği bir form doldurdum. Ardından görevli bir dolap anahtarı uzattı ve bunu çoğaltıp getirmemi istedi. Gerekli kopyaları edinip geldiğimde işlemlerini halletmiş olan görevli postacıyla görüştürüp kutuyu gösterdi, işlem tamam.
Postacı, adres bilgisi yerine; "adımı ve soyadımı, posta kutusu xx (posta kutu numaram) Mustafakemalpaşa/BURSA" şeklinde yazmam gerektiğini belirtti. Bir paket geldiğinde mesaj, çağrı gibi bir bildirim gelip gelmeyeceğini müşteri temsilcisini arayarak teyit ettirdim ki malesef öyle bir hizmetleri yok. Kiralanan kutular, Postane içerisinde vatandaşların sıra bekledikleri alanda bir köşede bulunuyor. Kutu boyutları itibariyle malesef pek yüksek değil, tahminen 10 cm kadar bir yüksekliği bulunuyor. Derinlik ve genişlik ise a4 kağıt sığacak gibi geldi bana. Adı posta kutusu ancak gelen kargolarda durum ne olur hâlâ emin değilim, muhtemelen o posta kutusuna büyük bir paket geldiğinde bir köşede bekletirler. Bu arada doldurduğum formda ailemden birileri geldiğinde, gelen postanın kendisine verilip verilmeyeceğini seçtiğim bir bölümde mevcuttu.
İnternette, bazı alışveriş sitelerinin posta kutularına gönderim yapmadığının söylendiğini gördüm ancak sorun olacağını düşünmüyorum.
Ücret kısmına gelir isek ilk açılışta 12 liralık bir depozito ücreti alınıyor, bunun dışında yıllık kiralama bedeli olarak 9 lira isteniyor yani 21 lira vermiş bulunmaktayım. PTT'nin kendi sitesinde belirttiği üzere kiralama süresi en az 1 ay, en çok 1 yıl.
Bununla birlikte aylık kira süreleri, kiralandığı ayın ilk gününden, yıllık kira süreleri de ocak ayının birinci gününden başlar ve yıllık abone olmak istediği halde yıl içinde başvuranların kira süresi yıl sonuna kadar aylık olarak hesaplanır şeklinde bir ibare var.

http://ptt.gov.tr/ptt/#!ptt_posta_abone_kutusu_kiralama

Ekleme (28.02.2016): Şu ana kadar 3-4 ürün posta kutuma gelmiş bulunuyor, Bunlardan takipli olanı için kapılara yapıştırılan kağıdı kutuya bırakmışlardı. Nedenini sorduğumda, takipli gönderi için imza almaları gerektiğini söylemişlerdi ve bir köşede kargoların yanında bekliyordu ürünüm. Diğer gönderilerim ise kutuya sığacak boyuttaydılar ve birden fazla ürünü bir arada buldum. Yukarıda bazı sitelerin posta kutusuna gönderim yapmadığı ile ilgili söylentiler duyduğumu belirtmiştim ancak bütün siparişlerim farklı yurtdışı sitelerinden yapılmıştı ve hiç bir sorun teşkil etmedi. Postaneye girip elinizi kolunuzu sallayarak kutunuzu kontrol edip, kargonuzu alabiliyorsunuz kimseyle muhatap olmadan. Bir not daha düşeyim, 9 lira vermiş olduğum depozito miktarı konusunda farklı miktarlar ödeyenler varmış. 6 ve 3 lira isteyen şubeler olduğunu söylüyorlar, emin değilim.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 35
Ozgur paylaştı.

Orta sınıf oyun pc :)

Merhaba dostlar, malum dolar aldı başını gidiyor bende eski çift çekirdekli sistemimi (e6300intel) kenara koyarak nasıl uygun oyun pc si toplasam dedim.
Haliyle intel işlemciler pahalı, bende bi değişiklik yapıp amd sistem kurayım dedim.
Tabii dolar yüksek, fiyatlar ortada, bende sistemi 2009 vb.. senesinin üretimlerini baz alarak fiyat/performans olarak oluşturdum.

İşlemci: Amd fx6100 3,3 ghz 14mb cache
Anakart : Msi 970 gaming
Ram : Kinston hyperx 8gb 1600 mhz tek modül
Hdd : Kingston V300 240gb ssd + 500gb samsung sata (eski sistemimden)
Kasa : Zalman Z3 plus
Power : Ocz modxstream 600watt modüler
Ekran Kartı: Powercolor r9 270x turbo duo 2gb 256 bit (canavar 🙂
Monitör : Viewsonic VX2703MH 27'' 1080p
Hoparlör : Logitech z523 2+1 (2. canavar 🙂
Soğutma : Deep Cool Gammax 300

İlk dikkatimi çeken amd nin stok fanının oyunlarda deli gibi ötmesi oldu ki anında 12cmlik bi soğutucuyla işi çözdüm resimlerdede göreceksiniz.

Peki bu sistem günümüz oyunlarına nasıl cevap verdi
Far cry 4 : Ultra/ min 40/60 fps aldım aşağısını görmedim
Gta 5 : ayarlar olabildiğince en yüksek ( önbellek) ortalama 35/60 fps ile oynadım
Tomb Raider Walkthrough : Ultra ayarlar 50/60 fps ortalama
Fallout 4 : Ultra min 50 fps
Kısaca günümüz oyunlarını akıcı bir şekilde en yüksek ayarlarda oynayabiliyoruz

Arada pc yi Lg 50lf650v tv me bağlayıp tombraider ve bir kaç oyunuda stereoscopic ayarlarla
3d oynuyorumki hani tadından yenmiyor 🙂

Sistemin fiyatını belirtmeyeceğim, zaten dolara endeksli sürekli değişmekte, araştırarak fiyatları minimum tuttuğumu belirteyim.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 11 / 14
Ozgur paylaştı.

World of Warships...:=)))

1944 baharında 2.Dünya Savaşı temalı Deniz Savaşı seviyorsanız buyurun...:=))) #PC for Win

http://worldofwarships.eu/ sayfasından girerseniz Türkçe bir arayüz sizi karşılayacak. Youtube videolarına da Türkçe altyazı eklemişler...

4 farklı Ülke ( Almanya-Rusya-Japonya-ABD ) var ve arasından ilerleyeceğiniz ülkeyi seçebiliyorsunuz. 4 ülke karışık gitmenizi tavsiye etmem. Nedense denizciliğin babası İngiltere kadro dışı...

ve 4 farklı Gemi tipi var...
1-) Muhrip : https://youtu.be/q9IgGUUrIrA
2-) Kruvazör : https://youtu.be/-rrcZ40i8g4
3-) Zırhlı : https://www.youtube.com/watch?v=WM3Rib9A6x4 (videoda sıkıntı var )
4-) Uçak Gemisi : https://youtu.be/zcCTb8GmlfY

3 farklı savaş tipi var. Standart-Karşılaşma-Egemenlik... Ayrıntılı altyazılı genel açıklama için : https://youtu.be/gvbENUNqCbE izleyiniz...

Silah türleri : Ağır Toplar, Hafif Toplar, Uçaksavarlar, Torpidolar ve Uçaklar...

Maçlar hızlı ve kısa... Bu arada kazanmanız, ödülleri almanız, geminizi ve seviyenizi geliştirmeniz gerekir... Bunun içinde bol bol okuyup video içerik izlemeniz tavsiye olunur...

Profildeki sistemimle en yüksek ayarda oynuyorum. Açıkdünya olsaymışta gezmeye çıkaydık diyorum veya bazende savaşı bırakıp balığamı çıksam dediğim oluyor... Alaman malı Kruvazör sahibi olarak dengesiz bir Muhrip bana sataşınca rüyadan uyarıp batırıyorum... Tedirgin olmayın çekinmeyin saracak bağımlısı olacaksınız...

Bugün başladım. süpernoob @kadirg1976 ve noobınagam @sonergunceler olarak CS GO ve Left4 Dead 2 den sıkıldık bunu oynuyoruz.... Para isteyen yok acilen bekleriz...

@leventp @gamsizm @hkellecioglu @gamende yanımıza alıp teknoseyir maçı yapabiliriz ileride... #akış #WorldofWarShips

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 10
Ozgur paylaştı.

EVOCHRON MERCENARY: 200 MB'YE SIĞAN EVREN

Benim gibi bir uzay simulasyonu hastasıysanız wing commander'la başlayıp x wing alliance ile devam eden freelancer ile şahlanan x rebirth faciası ile sendeleyen ve sonunda da elite dangerous ile toparlanan uzay simulasyonları dünyasına yabancı değilsinizdir. Bu oyunların hepsiyle devasa evrenlerde köşe kapmaca oynayıp o uzay istasyonu senin bu uzay istasyonu benim gezip durmuşuzdur şimdiye kadar. Kah ticaret yapıp kah savaştığımız, gemimizi geliştirdiğimiz tüm bu oyunların hep boğazımızda düğüm olan bir noktası vardır. Hepsinde de o karşımızda duran devasa gezegenlere uzay gemimizle süzülürüz ama oraya asla iniş yapamayız. Sadece gezegenin yörüngesindeki uzay üstlerine inebiliriz o kadar. Bu her uzay simulasyoncu sunun rüyasıdır aslında. Ama bunu bize sağlayan bir oyun varmış da bizim haberimiz yokmuş aslında.

2010 yılında piyasaya çıkan ve bir çoğumuzun atladığı, boyutu yalnızca 200 Mega Byte olan bir oyun Evochron Mercenary. Steam daki yorumları okuduğunuzda da ortak kanının "ben bu oyunu nasıl atlamışım?" olduğunu göreceksiniz. Grafikleri hala inanılmaz güzel olan oyunun müzikleri ve ses efektleri de şaheser düzeyde. En önemli olanı ise bizim evrenimizde geçmesi. Evet yanlış duymadınız. Geminize atlayıp Alpha centauri'ye gidebilir veyahut Vega sistemine gidip oraları ziyaret ettikten sonra oradan da Orion ya da Sisirus takım yıldızlarını keşfedebilirsiniz. Hatta güneş sistemimize gelip dünyayı bile selamlayabilirsiniz bir derin uzay pilotu olarak.

Oyunun en can alıcı kısmı da burada başlıyor aslında. Oyundaki sayısız uzay istasyonun yanı sıra gezegenlerin bir çoğuna da iniş yapabiliyorsunuz. Hatta Terrain Walker isimli Mech benzeri robotu satın aldığınızda bu robotla gezen üzerinde yürüyebiliyor ve araştırmalar, madencilik ve savaş gibi pek çok aksiyona da girebiliyorsunuz. gezegenler üzerinde bulunan şehirlerde de ticaret yapabilir, uzay geminizi onarabilir ve ona yeni ekipmanlar dahi alabilirsiniz.

Daha önce denemeyenler ve türü sevenler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir oyun. 200 MB'ye bu garfikler bu sesler ve bu devasa evren nasıl sığdırılmış hayret edeceksiniz. Steam üzerinden 39 TL gibi uygun bir ücretle de satın alabiliyorsunuz bu şaheseri. Ancak oyunu oynamaya başlamadan önce tün tutorialları yapmanızı tavsiye ederim zira çok ayrıntılı bir simulasyon olduğunu söylemek isterim. Yeni bir yazıda buluşuncaya kadar hoşçakalın.

Hakan KAYA

BeğenFavori PaylaşYorum yap