Tom Clancy's The Division Open Beta
Tom Clancy's The Division Open Beta
Merhaba arkadaşlar,
Uzun zamandır oyunlar ile ilgili bir şeyler yazmıyordum, zaten çok fazla da oyun oynamıyorum bu aralar. Bugün ise ilk olarak E3 2013 'de duyurusu yapılan ve de ben dahil bir çok kişinin tabiri caiz ise ağzının sularını akıtan bir oyunun, Tom Clancy's The Division 'ın açık betası hakkında kendi görüşlerimi aktaracağım. (Dünyanın en prestijli ve büyük oyun fuarı E3 hakkında bir çok bilgiye ve tarihçesine şuradan ulaşabilirsiniz -> https://teknoseyir.com/inceleme/dunden-bugune-e3electronic-entertainment-expo
https://teknoseyir.com/inceleme/dunden-bugune-e3-2008-yilindan-devam )
Oyun hakkındaki kendi görüşlerime geçmeden önce, genel bir bilgi vermek istiyorum. Oyun ülkemizde olmayan ama etkilerini bütün dünyada çeşitli indirimlerle görebildiğimiz bir gün olan Black Friday(Kara Cuma) gününden 22 gün sonrasında başlıyor. Peki oyunda Black Friday gününde aldığımız şeyleri mi test ediyoruz? Tabii ki hayır 😀
Oyun bu meşhur günde ortaya çıkan ve paraların üzerine yerleştirilen ölümcül bir virüsün sebep olduğu post-apokaliptik bir dünyada geçiyor. Ve oyuncular(yani biz) da devletin bu tip bir felakette düzeni tekrar sağlamak ve anarşiyi engellemek için yetiştirdiği özel bir birim olan The Division 'ın ajanlarıyız. Dünya dediğime bakmayın, oyunun yapımcı firması Ubisoft 'un bize sunduğu oyun alanı sadece New York 'tan oluşuyor. Fakat neredeyse birebir New York haritasını sunuyor yani hiç de küçük bir yer değil.(https://www.youtube.com/watch?v=52EK5xRtnJM , buradan oyunun Fallout 4 büyüklüğünde bir haritası olduğu görülüyor.)
Oyun alanımız olan New York 'da dünyanın bir çok yerinde olduğu üzere virüsten etkilenmiş bir halde, virüsten etkilenmemiş az bir insan topluluğu da bir çok kurum ve kuruluşun çökmesi ile birlikte susuz, aç, evsiz ve hasta bir şekilde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Tabii bu insanlardan bazıları kötü yöne sapmış ve felaketi fırsat bilip kendi örgütlerini kurmuşlar. Oyunda şu an için bilinen 6 adet grup var, bunlar The Division(yani oyuncular), Joint Task Force(JTF)( İtfaiye, hastane, savunma gibi kurumların çalışanlarından hayatta kalanların kurduğu bir örgüt), Rioters(Başkalarını soyarak ve öldürerek hayatta kalmaya çalışan çeteler), Rikers(New York 'un Rikers adasındaki hapisaneden felaket sırasında kaçmayı başarmış azılı suçluların kurduğu bir örgüt), Cleaners(Bu örgütteki kişiler ise felaket sırasında her şeylerini kaybetmiş ve bu virüsten kurtulmanın tek yolunun dünyada kalan her şeyi yakmak olduğunu düşünenler. Bu örgütteki kişilerin geneli felaket öncesinde hademe, temizlikçi vs. olarak çalışan insanlardan oluşuyor.) ve son olarak da Last Man Battallion(LMB)(Bu örgüt ise felaketten hemen sonra Wall Street şirketlerinin kendilerini korumaları için işe aldığı paralı askerlerden oluşuyor. Tabii felaket daha da büyüyünce Wall Street falan kalmadığından bu örgüttekiler de kendi çaplarında yeni dünya düzeni kurmak için yakıp yıkıyorlar.).
Ubisoft daha önce yayınlanan kapalı beta testinde bizleri ilk olarak Rioters ve JFT örgütleri ile tanıştırmıştı, açık betada ise hem Rioters örgütü hem de Cleaners örgütü ile savaştık. Bu arada biz(yani The Division) ve de JFT iyiler tarafında yer alıyor.(Tabii büyük bir felaket durumunda iyi ve kötü olayı göreceli hale geliyor.)
Oyundaki haritamızı iki şekilde incelemek gerekiyor, çünkü haritanın belirli kısımları Dark Zone(DZ) denilen yerler ve buralarda virüs hala çok etkili bir durumda, diğer yerler ise virüsün etkisinin büyük oranda geçtiği yerler.
Dark Zone dışında kalan alanlar ana görevler hariç oyunun tek kişilik bölümünü oluşturuyorken Dark Zone ise oyunun çok oyunculu bölümünü oluşturuyor. Dark Zone dışında kalan bölgelerde istersek tek başımıza istersek de arkadaşlarımız ile ana hikayedeki görevleri yapabiliyoruz, çeşitli yan görevleri yapabiliyoruz(rehine kurtarmak, bir çete alanını dağıtmak vs.), rastgele oluşan olaylara müdahale edebiliyoruz, yardıma ihtiyacı olan sivillere yardım edebiliyoruz ve son olarak da ana operasyon üssümüz için çeşitli parçalar bulmaya çalışıyoruz. Bu alanda yapılan görevler size para(dolar), normal alan deneyim puanı ve çeşitli eşyalar ve silahlar olarak geri dönüyor. Buradaki en önemli nokta ise ana operasyon üssümüzü geliştirmek için çeşitli malzemeler bulmamız. Oyunda her oyuncunun Dark Zone dışında kalan bir ana operasyon üssü bulunuyor. Bu üste geliştirebileceğimiz 3 ayrı bölüm var, bunlar Medical(Medikal), Security(Güvenlik) ve Tech(Teknoloji). Bu bölümleri geliştirdikçe yeni skil'ler, talent'lar ve perk'ler kazanıyoruz. Bunları da oyun içerisinde aktif olarak kullanabiliyoruz.
Oyunun Dark Zone kısmına ise normal kısımda bulunan belirli giriş yerleri aracılığıyla girebiliyoruz. Dark Zone 'da bizleri haritanın normal kısımlarında göremediğimiz(en azından betada) çok daha zorlu yapay zeka düşmanlar bekliyor. Önceden de dediğim gibi oyunun bu kısmı çoklu oyuncu oynanışı üzerine kurulu. Çoklu oyuncu derken herkesin birbirine ateş ettiği Counter Strike vari bir çok oyunculu olayı yok. Dark Zone 'da ister maksimum 3 kişilik bir grup ile isterseniz de tek başınıza gezebiliyorsunuz. Dark Zone içerisinde ana amaç eşya ve silah bulmak ve bunları Extraction Point'lerden birine götürerek Dark Zone 'dan çıkartmak. Dark Zone 'da oyunun normal kısmında bulamayacağınız çok daha güçlü eşya ve silahlar bulunuyor. Dark Zone içerisinde düşmanları öldürdükçe para(DZ Parası) ve DZ deneyim puanı kazanıyorsunuz. Yani oyunun normal kısmında kazanılan para ve deneyim puanı ile DZ içerisinde kazanılan para ve deneyim puanı farklı cinste.
DZ içerisinde eşya ve silah bulmak için şimdilik 2 yol var. Bunlardan biri DZ Key(Tam anlamamakla birlikte bu anahtarları DZ 'de oynadığınız süre bazında hediye olarak kazanıyorsunuz, ama yanlış biliyor da olabilirim.) ile açılabilecek olan sandıklar, diğer yol ise yapay zeka düşmanları öldürüp içerisinden çıkan eşya ve silahları almak(eğer çıkarsa). Eşya ve silah elde etmenin bir yolu daha var o da başka bir oyuncuyu öldürüp üzerindekileri çalmak. Oyunun PvP mekaniği de tam olarak bu. Dark Zone 'da herkes tamamen tek başına, yani Dark Zone 'da her türlü oyuncu(grubundakiler de dahil) öldürülebilir. Oyunda eğer masum birini öldürürseniz üzeriniz kırmızı parlıyor ve geriye sayan bir sayaç çıkıyor. Bu sayaç sıfırlanana kadar Rogue Agent oluyorsunuz ve belirli bir mesafedeki herkes sizin yerinizi görebiliyor. Yani bir nevi diğer oyuncular kedi siz ise fare oluyorsunuz. Rogue Agent olduğunuzda sizi öldüren kişi ise normalden çok daha fazla DZ deneyim puanı ve parası kazanıyor, ayrıca siz de ölünce DZ deneyim puanı kaybediyorsunuz ve DZ içerisinde bulduğunuz eşya ve silahlar üzerinizden düşüyor. DZ 'deki PvP sistemi tamamen bunun üzerine kurulmuş durumda.
Biraz da oyunun grafiklerinden bahsedelim. Oyunun grafikleri tabii ki E3 2013 'de gösterilenden bir hayli düşük seviyede. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki oyunun grafikleri gayet iyi gözüküyor. Yani bir Watchdogs etkisi yaratmıyor. Zaten bu grafiklerden daha iyi olsaydı oyuncu kitlesinde ciddi bir düşüş olurdu. Oyundaki atmosfer de gayet başarılı oyun karlı bir ortamda geçiyor, ve arada göz gözü göremeyecek derecede şiddetli kar fırtınaları çıkabiliyor. Çevredeki eşyaların ve binaların da çok güzel gözüktüğünü belirtebilirim. Yani grafiksel ve atmosferik olarak oyun benden tam puan aldı.(Ben kimsem artık 😀 )
Ha unutmadan oyunun en etkilendiğim noktası da oyuna girdikten sonra neredeyse hiç yükleme ekranı olmaması, binaların içine girerken, normal alandan Dark Zone 'a geçerken(ve tersi), etrafta dolaşırken hiç bir yerde en ufak bir yükleme ekranı bulunmuyor. Yükleme ekranı sadece DZ 'deki Safe House 'lara girip çıkarken ve Fast Travel yaparken çıkıyor onlar da çok çok az sürüyor.
Son olarak oyundaki özelleştirmeden de bahsedeyim. Oyun tam sürüm olmadığından özelleştirme seçenekleri biraz kısıtlı. Başlangıçta karakterimizi sadece rastgele suratlardan seçebiliyoruz. Bunun dışında bütün silahlar özelleştirilebilir halde. Silahına göre değişmekle birlikte her silahta 5-6 değişiklik yapabiliyoruz.Buna silahın rengini değiştirmek de dahil. Bunu yapabilmek için de tabii ki silahların mod 'larını dünya üzerinden bulmamız gerekiyor. Oyunda karakterimizin giysilerini de değiştirmek mümkün fakat giysi değiştirmek silahlardaki gibi size artı veya eksi bir özellik sunmuyor sadece kozmetik amaçlı. Dediğim gibi kişiselleştirmek biraz yüzeysel durumda, fakat oyun çıktığında kişiselleştirmenin daha fazla olacağı açıklanmış durumda.
Oyunun arayüzü ise biraz yorucu, hatta oyuna ilk girişte bilgi yığını içerisinde kalıyorsunuz fakat 1-2 saat sonra arayüz tasarımına alışıyorsunuz ve bu bir sorun teşkil etmiyor. Fakat yine de biraz daha sade olabilirmiş(gerçi RPG oyunu olduğundan çok da sade olmaması bir anlamda iyi).
Oyunda siper alma, ateş etme mekanikleri gayet güzel. Bir çok kişi kişi ateş etme hissiyatında sorun olduğunu düşünüyor fakat oyun çıkana kadar halledilebilecek sorunlar bunlar. Ateş etme hissi güzel olmasına rağmen çoğu silahın ateş etme hissiyatı hemen hemen aynı, bunu da çıkışa kadar düzeltirler diye düşünüyorum.
Oyunda bulduğun bir diğer eksik ise oyunda çömelme tuşunun olmaması, siper alındığında sipere göre çömeliyor fakat kendiniz çömelemiyorsunuz ve bence bu bir eksik.
Oyunda sevdiğim bir diğer şey de yapay zekanın bir çok TPS oyununda olduğundan çok çok daha iyi olması. İyi siper alıyorlar, ateş etme zamanlamaları iyi, ve de sizi bir şekilde sıkıştırıp siperinizden çıkmaya zorluyorlar(ve bunu sadece bomba atarak yapmıyorlar.). Yapay zeka konusundaki en büyük eksiklik ise adam gibi bir boss dövüşü olmaması, oyundaki boss 'ların normal düşmanlardan tek farkı daha fazla canları olması ve daha güçlü silah kullanmaları. Yani yapay zekayı yenmek için farklı farklı stratejiler yapmaya çalışmıyorsunuz. Ama bu da oyun çıkana kadar eklenilebilir.
Her şeyi harmanlarsak bence oyun gayet güzel olmuş, ve tam sürümünü oynamak için sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım Ubisoft bir kez daha batırmaz ve oyunu güzel bir şekilde piyasaya sunar, sunduktan sonra da desteklemeye devam eder.
Geliştirme süreci tam 3 yıldır devam eden oyunun tam sürümü eğer başka bir erteleme olmazsa 8 Mart 2016.

Oyun iyi hoşta sanki bi müddet sonra hep aynı yerlerde aynı şeyleri yapacağız gibi. Sanki aynı filmi tekrar tekrar izler gibi geldi bana
Ben bunu beta'daki alan kısıtlamasına bağlıyorum.
@onurery olabilir. Çünkü betada 2. saatten sonra yapacak farklı şeyler arıyorsun umarım oyun daha geniş olur
@brnspawn Yapacak çok şey var aslında da bulmak gerekiyor. Haritayı adım adım dolaşmak, tüm tabelaları vs. bulup harita güncellemesi yapmak gerekiyor. Ben 3 saat oynadım ve harita hala doluydu. Değişik yan görevler var. Yan görev derken encounter'lardan bahsetmiyorum onlar farklı. Biraz araştırmak gerekiyor haritayı RPG/MMO/TPS birleşimi olduğu için
Valla 18 saat oynadım 😀 😀 😀 Hiç sıkılmadım, her türlü görevi yaptım, haritayı karış karış dolaştım 😀