Game Garaj Slayer R9T3D İnceleme

Teknik Özellikler

  • Ryzen 9 9955HX3D 5400mhz işlemci (75w)
  • Crucial 2x32GB 5600mhz DDR5 Çift Kanal Bellek
  • NVIDIA RTX 5070 ti 12GB 115w+25w Ekran Kartı
  • AMD Radeon 610M Dahili Ekran Kartı
  • 16" QHD+ 2560x1600 300hz 500nit 188ppi HDR Ekran
  • Crucial P310 2TB PCIE4 x4 M.2 SSD 7100/6000 MB/s (Dram'siz)
  • MediaTek MT7922 Wi-Fi 6E 160MHz Wireless LAN Card
  • RealTek Semiconductor RTL8125 Gaming 2.5GbE Family Ethernet Controller
  • Mediatek Bluetooth 5.2
  • FullHD IR Kamera (Windows Hello destekli)
  • Tuş başına özelleştirilebilen ARGB Klavye

 

Cihazı hepsiburada üzerinden 9 taksit imkanı ile 90 bin liraya satın aldım. Ben aldıktan kısa süre sonra stok bitti zaten. Aynı cihazın HX işlemci, 32GB belek ve 1TB ssd'li olan versiyonu da 80 bin liraya satıştaydı. Onun stoğu bir süre daha vardı. Ancak 1-2 gün sonra o da tükendi. Yeni stokların geleceği söyleniyor. Ancak fiyatları ne düzeyde olur sonraki partilerde belli değil.

2004 yılında üniversiteye başladığımda ilk laptopumu almıştım. MONSTER o zamanlarda Kadıköy'de tek mağazası olan yeni bir firmaydı ve ilk ürünlerinden birisini bizzat giderek test edip almıştım. Tyrannosaurus isimli modeliydi. 5-6 sene kadar kullandım okulu bitirene kadar. Sonraki laptop ihtiyacımı yine MONSTER ile giderdim fiyat/performans avantajından dolayı ve 2016'da bu sefer Tulpar T7 v12.1 ile mobil tarafa geri döndüm şantiyede kullanmak için. Hâlâ daha aktif olarak çalışıyor. Onun negatif tarafı; içinde masaüstü 7700k işlemci olmasından mütevellit fanların pek düşük hızda çalıştırılamamasıydı. Tabi bir de GTX1xxx serisi kartların ilk dönemlerinde kullanılan devasa kasaya ve ağırlığa sahip olması vardı. Artık güncel teknolojilere sahip, hafif ama güçlü bir modele geçme zamanı gelmişti. Kafamda 5000 serisi karta sahip AMD işlemcili ve minimum 32GB bellekli bir cihaz vardı. Bu anlamda kafama yatan modeller ASUS tarafındaki ROG STRIX G16 serisine denk geliyordu. Ancak fiyatları 120-140 bin lira civarlarındaydı. 90 bine taksit ve donanım avantajı ile birlikte görünce kısa bir düşünmenin ardından siparişi geçerek yine MONSTER markasına benzer bir pozisyonda bulunan bu cihaza geçtim. Elimde hali hazırda şirketin verdiği nispeten son dönem modellerden olan MONSTER Abra A7 v15.1 de mevcut. Öncelikle bu cihazları kıyaslayarak başlayacağım.

 

Soldan sağa; 16" Slayer, 17" Abra, 17" Tulpar

 

Her üç cihaz da gelişen ve iyileşen teknolojilerin karşılığını birebir yansıtıyorlar. Gerek fiziksel gerekse donanımsal olarak bu gelişmeyi net olarak anlayabiliyorsunuz. Hantal ve düşük performanstan, kibar ve üst seviyeye doğru bir geçiş var elimdeki modeller arasında. Her ne kadar dönemlerine bakıldığında ilk ikisi orta seviye, Slayer ise üst seviye görünse de muadil cihazlar arasında da aynı şeyler geçerli geçmişi hatırladığımda.

 

 

Günlük kullanım olarak bakıldığında Tulpar'dan Abra'ya geçiş gerçekten ciddi fark hissettiriyor. Ancak Abra'dan Slayer'a geçtiğinizde bu farkı nerdeyse hiç hissetmiyorsunuz. Üç tarayıcıda 120 tane sekme ile çalışıyorsanız aradaki bellek farkından dolayı bu farkındalık daha ciddi seviyelere gelebilir. Oyun, iş, render, 3d uygulama vs gibi taraflara bakıldığında ise kullanım senaryosuna göre çok değişkenlik göstermekle birlikte bu model yükseltme, az veya çok net olarak hissedilebilir.


Tasarım ve Kasa

Gelelim asıl meselemiz olan Slayer R9T3D'ye... Cihazın dış görünüşü ve portlarından başlayacak olursam; Tasarım olarak bence üst seviye markalardan aşağı kalır yanı yok bu kasanın. Rijitliği olsun, dokununca verdiği hissiyat olsun üst seviye bir ürün olduğunu hissettiriyor. Tamamının metal olmaması ağırlık açısından avantajlı. Bence laptop tasarımlarında da doğru bir tercih. Zira oyun dizüstülerinin ağırlığının büyük kısmı soğutma bloklarından oluşuyor/oluşmalı. 16 inçlik ekranın getirdiği bir rahatlık var şu an benim açımdan. Tulpar'ın ve Abra'nın 17 inçlik ekranlarından ve Tulpar'ın devasa kalınlığı sebebi ile hep "iri" ürünler kullanmıştım. Şimdi hem hafif hem de küçük bir canavar taşıyorum. Bu açıdan son derece memnunum. 16'nın küçüklüğünü hissediyorsunuz. Ama 17'yi de aradığımı söyleyemem şu an için.


Portlar

Sağ kısımda iki adet USB 3.2 port ve sdcard okuyucu mevcut. Sol kısımda ise bir adet tip-c ve bir adet tip-a usb portumuz mevcut. Arka kısımda güç girişi, hdmi 2.1, mini display port 1.2 ve bir adet daha tip-c portumuz var. Daha fazla tip-c portu olmasını isterdim açıkçası. Tulpar T7 modelinde bile 4 adet tip-a ve 2 adet tip-c portuna sahiptim. Arkadaki tip-c portuna erişim zor oluyor. Onun da yanda olmasını isterdim. Güç girişlerinin ve görüntü çıkışlarının bu aletlerin arka kısmında olması taraftarıyım.


Klavye

Klavye dizilimi standart dizilim şeklinde. Bu da tercih sebeplerimden birisi laptop alırken. Güncel modellere baktığımızda ya enter tuşu küçük yapılmış ya numerik kısım yok yada yön tuşları sıkışık bir şekilde aralara serpiştirilmiş oluyor. Bazı markaların 17" modellerinde full klavyeye rastlanabiliyor nadir de olsa. Aydınlatma olarak ARGB tuşlar mevcut ve yazılım üzerinden tuş bazında atamalar yapılabiliyor. Efekt seçenekleri de mevcut ancak ben tek ve sabit renk kullanıyorum genellikle. Komple de kapatabiliyorsunuz. Otomatik kapanma süresini de saniye bazında ayarlayabiliyorsunuz. Burada sevmediğim kısım ise klavye ışığı kullanılmadığı zaman kapandığında, fare oynatması yada touchpad dokunuşu ile komple tekrar açılıyor. Dolayısı ile klavyeyi kullanmasanız bile sürekli açılıp kapanıyor. Karanlık ortamda dikkat çekiyor böyle olunca. Klavyenin sağ üst kısmında profilleri ayarlayabildiğiniz 4 renkli bir tuş ve yanında güç tuşu bulunuyor. Şarj durumunu güç tuşunun kırmızı ve mavi renkleri üzerinden takip edebiliyorsunuz.


Touchpad

Dokunmatik yüzey(touchpad) kısmına geldiğimizde ise standart bir performansla karşılaşıyoruz. Hissiyatı oldukça iyi ancak performansı sıradan. Ekran/kasa boyutundan dolayı çok geniş bir yüzeyiniz yok. Ama mobil kullanım için gayet yeterli oluyor. Dilenirse devre dışı bırakma tuşu var. Özellikle sol elimle yanlışlıkla dokunuş yapabiliyorum. Bazen kapattığım oluyor bu yüzden.


Ekran ve Kamera

Ekranımız 16 inç, 2560x1600 çözünürlüğünde, 300hz tazeleme hızına sahip ve 500nit parlaklığa çıkabiliyor. Piksel yoğunluğu olarak da 188ppi. Aynı zamanda HDR desteği de mevcut. Detaylı bakacaklar için panel kodu NE160QDM-NZL. Windows'un kötü yönetiminden dolayı günlük kullanımda HDR aktif değil. Buna rağmen ekranı tam parlaklıkta kullanamıyorum çoğu zaman. %70 civarında bir parlaklık seviyesinde duruyor çoğu zaman. Oyun yada film tarafına geldiğimizde ise orada HDR yer yer aktif ediyorum. OLED olmasını isterdim açıkçası ancak bu hali ile de gayet güzel bir tatmin sağlıyor kullanımda. Freesync desteği mevcut. G-Sync desteği bulunmuyor. Ekranda ölü piksel ve ışık sızması bulunmuyor. Bunlar ürün bazlı değiştiği için şansımız yaver gitmiş sanırım.

Ekran üzerinde olduğu için ufaktan kameraya da değineyim. Normalde zaten fotoğraf video çekmek için kullanılmıyor laptop kameraları. Dolayısı ile görüntülü görüşmelerde idare eder. Benim asıl kullanımım Windows Hello tarafında olur diyordum. Ancak onda da kameraya yüzünüzü göstermek için çaba gösteriyorsunuz bazen. Yani geriye yaaslanmış olabiliyorsunuz, açma düğmesine basıp yada uyandırıp başından gidebiliyorsunuz, başka bir işle uğraşıyor olabiliyorsunuz. Yaklaşıp kameraya görünmeniz gerekiyor. Bir süre yüz algılayamazsa şifre tarafına geçiş yapıyor giriş ekranında. Bir kere şifreye düştüğü zaman da sonraki kilitlemelerde doğrudan şifre soruyor bu sefer. Bir yerlerde ayarı var mıdır bilmiyorum ama genelde şifre ile açıyorum bu durumlardan dolayı. Tulpar'da kullandığım parmak izi okuyucu bu açıdan çok daha pratik geliyordu. Küçük bir detay da kameranın fiziksel sürgülü kapağının olması. Rahatsız oluyorsanız oradan görüşünü kapatabilirsiniz.


Ses

Nahimic by Steelseries ifadeleri kullanılsa da içerisinde bir yazılım vs bulunmuyor ekstradan. İndirmek istediğinizde ise sizi sürekli Steelseries GG yazılımına yönlendiriyor. Ses seviyesi olarak devasa kasa ve hoparlöre, ayrıca subwoofer'a sahip Tulpar T7'nin yakınından bile geçemiyor. Abra ile kapışabilirler belki. Kasanın küçük olmasından dolayı hoparlör kısmı da doğal olarak kısıtlı seviyede olabiliyor. Benim gibi gürültülü şantiye ortamlarında bulunuyorsanız ses seviyesini yüksek baremlerde tutmanız gerekebilir.


Donanım ve Performans

Ryzen 9955HX3D şu an mobilde tercih edilebilecek en üst seviye işlemcilerden malum. Kıyaslama açısından farklı performans profillerindeki test sonuçlarını ekliyorum. Cinebench 2024, PCMark 10 Demo, 3DMark Demo, Geekbench 6 gibi aklıma ilk gelen popüler benchmark yazılımlarını kullandım. Daha fazlasını ve muhtelif karşılaştırmalı grafikler içeren oyun testlerini youtube üzerinden bulabilirsiniz rahatlıkla.

Office: En sessiz ve performansı düşük mod. GPU(nvidia) 35w ile sınırlanıyor.

Game: Dengeli mod.

Turbo: Her şeyin açık ve limitlerin sonda olduğu mod. En yüksek fan devri ve dolayısı ile en yüksek ses bu modda.

55w: İşlemciyi 55w ile limitlediğim custom mod. GPU normal performansında. Kendiniz 5 profil oluşturabiliyorsunuz. Bu profillerde işlemci değerleri, gpu limitleri ve fan devirleri ile farklı senaryoları kaydedip kullanmanız mümkün.

Testleri normal günlük olarak kullandığım hali ile yaptım laptopa. Yani arka planda çalışan servisler, programlar vs herşey mevcut. Her kullanıcıda olmayacak Meta Quest servisleri, 5 farklı browser arka plan servisleri, 5 farklı oyun platformunun hizmetleri, taskbar üzerinde binbir çeşit kontrol uygulaması vs vs gibi fazladan programcıklar da çalışır vaziyetteydi muhtemelen. Bunların az veya çok etkisi olmuş olabilir testlere. Özetle sıfır bir windows 11 üzerindeki benchmark skorları değil görsellerdekiler. Ayrıca cihaz adaptöre takılı ve arka alt kısmında havaya kaldırmak için ufak bir destek mevcuttu rahat havalandırma olsun diye. Laptoplarımı hep bu şekilde kullanmaya dikkat ederim masada çalışırken.

Cinebench 2024

 

Geekbench 6

 

PCMark 10

 

3DMark

 

Testler Esnasında İşlemcinin Farklı Profillerdeki Saat Hızları

Skorlara da bakıldığında kademelendirilmiş üç profil oluşturulmuş. Office profili, sessiz sakin günlük kullanım için gayet ideal. Ancak güç istendiğinde de Turbo profile alıp biraz fan sesi karşılığında masaüstü bir çok işlemciyi tokatlayan bir performans elde edebiliyorsunuz. 7900 serisi Ryzen işlemcileri ve 14000 serisi Intel işlemcileri masaüstü tarafında geride bırakabiliyor.

Ekran kartı tarafından bakıldığında ise yine bir kıyaslamayla biraz daha net ortaya koyabilirim elde edilecek performansı. Bir önceki neslin 175w güç çeken 4080 mobil versiyonu ile nerdeyse aynı performansı 140w üzerinden alabiliyorsunuz saf güç olarak. Oyununa göre değişmekle birlikte DLSS ve FG açıldığında üzerine ekstra FPS değerleri alınabiliyor.

İşlemci ve ekran kartını da ufaktan kapatıp diğer donanımlara geçelim. İki modül halinde 5600mhz 32GB'lık çift kanal bellekler mevcut. Başka boş slot bulunmuyor. 64GB ile geldiği için arttırma yapacağımı düşünmüyorum zaten ömrünün sonuna kadar. SSD olarak DRAM bulunmayan PCIE4 2TB bir ssd geliyor içerisinde. Performansı gayet iyi. Öyle HDD hızlarına kadar da düşmüyor performansı büyük dosyaları kopyalarken. Sistem diski olarak 960 Pro takıp bunu ikinci slota çekecektim ki gösterdiği performans ve 960 Pro'nun sistem sıcaklığını arttırması sebebi ile orjinal hali ile kaldı. Yanına 960'ı ekledim. Wifi6 ve Bluetooth 5.2 gereklilikleri karşılıyor. Çevremde Wifi6 router olmadığından çok da bu anlamda hızından faydalanamıyorum şimdilik.

Yazılım olarak sürücülere baktığımızda ise işte burada fiyat avantajının götürdüğü şeylerle karşılaşmaya başlıyorsunuz. Öncelikle Game Garaj'ın sitesindeki sürücü sayfası oldukça zayıf. Bu anlamda her ne kadar eskiye nazaran bir miktar geliştirmiş olsalar da MONSTER ile nerdeyse aynı sistemi görüyorum. Elimdeki model özelinde konuşacak olursam yanında verilen USB bellek içerisinde bir klasör içerisinde komut sisteminde çalışıp klasör içerisindeki tüm sürücüleri otomatik kuran bir batch hazırlanmış ve çalıştırdığınızda tüm sürücüleri kuruyor. USB içinde anlatım yoktu bununla ilgili ama sitesinden indirdiğiniz sıkıştırılmış paket içerisinde BENİOKU dosyası eklemişler.

Sürücüleri incelediğimde neredeyse hiçbirisi yardımcı program, exe vs içermiyor. Muhtelif inf, dat, sys ve bin uzantılı dosyalar var sadece. Manuel kuracak olursanız aygıt yöneticisi içinden bu klasörleri hedef gösterip otomatik içlerinden yükletmeniz yada elle inf dosyaları üzerinden yükleme yaptırıp windows'un aygıtları tanımasını sağlayabilirsiniz.

Sürücü paketinin yanında bir de kontrol merkezi isimli genel özellik yönetim ve ayar programcığı geliyor. MONSTER ile bu konuda da benzerler ama gördüğüm kadarı ile MONSTER'ın yazılımı son dönemde biraz daha gelişmiş ve anlaşılır hale gelmiş. Game Garaj'ın yazılımı bazen donuyor ve ilgili sayfadaki butonlar kullanılmaz hale gelebiliyor. Bazı ayarlara arama kısmından ulaşabiliyorsunuz sadece. Menülerin içinde yoklar. Çok da pratik ve gelişmiş olduğunu söyleyemeyeceğim. ASUS ve MSI'ın sık sık şikayet ettiğimiz programlarına ulaşmaları için çok fazla geliştirme ve iyileştirme yapmaları gerekli. BIOS güncellemesi vs gibi bir şey geleceğini de sanmıyorum ileride. Bu mevcut sürücülerle ciddi bir sorun yaşanmazsa ömrünün sonuna kadar gider muhtemelen. MONSTER da bu konuda aynı.


Sıcaklık ve Gürültü Seviyeleri

Öncelikle piyasada oyun oynarken, iş yaparken üst düzey performans verip sessiz çalışan laptop modeli yok. Dolayısı ile çok ses yapıyor mu soruları bence burada boşa düşüyor artık. Boşta iken sesli çalışması sorgulanabilir bir durum ancak oyun oynarken bu makineler 100 dereceleri görüyor ve bunu bu kadarlık cihazlarda atmak için büyük fanlar kullanamıyorsunuz. Dolayısı ile küçük ama yüksek devirde fanlar olması gerekiyor. Bu da ses oluşturur. Bu yüzden de taşıma zorunluluğunuz yoksa oyun oynamak için masaüstü kullanın.

Game Garaj'ın bu modelinde ısıyı noktasal olarak tutmamak adına bütün bileşenlerin üzeri metal plakalar ile vidalı şekilde kapatılarak oluşan ısının dağıtılması amaçlanmış.Başarılı olmuş mu derseniz de boştaki sıcaklıklar anlamında kabul edilebilir seviyelerde duruyor gerçekten. Öncelikle prizden çıkartıp pil moduna geçtiğinizde NVIDIA komple kapanıyor ve AMD'nin 610M'i devreye giriyor. 300hz olan ekran maksimum 240hz olacak şekilde modunu değiştiriyor. HDR açıksa kapanıyor. İşlemcinin saat hızları oldukça düşük seviyelere çekiliyor üst limit olarak. Bu tarz kısıtlamalardan mütevellit kıstas olarak alacağımız ve sıcaklıklarda belirleyici olan işlemci, 50 derece civarlarında kalıyor. Otomatik olarak devreye alınan tüm bu kısıtlamalar dilenirse kaldırılıp priz performansı da pil moduna aktarılabiliyor. Tabi bunun da bedeli pil süreleri ile ödenmek şartı ile... Prizdeki kullanımda ise office profilinde sıcaklıklar bu sefer 60 dereceyi geçmiyor. Genelde de 56-58 derece civarında oluyor. En üst seviye olan Turbo profiline doğru performansı yükselttiğinizde yük altında/oyunda işlemcimiz 100 derecelere yaklaşıyor benchmark görüntülerinden de görebileceğiniz gibi. Bu esnada çıkan fan sesi için elimdeki diğer iki cihazla kıyaslayacak olursam, daha düşük kalıyor diyebilirim rahatlıkla. Normal kullanımda fanları çok nadir duyuyorsunuz.

Ben cihazlarımı genelde tv veya harici bir monitöre bağlıyorum canlı yayınları yada youtube videolarını izlemek için. Hem Abra'da hem de Slayer'da bununla ilgili şöyle bir durum yaşıyorum ne yazık ki. Her iki cihazda da harici görüntü alınacak portlar harici ekran kartına iliştirilmiş vaziyette. Dolayısı ile harici ekran bağlayıp orada bir içerik çalıştırdığınızda harici ekran kartına ekstra bir yük bindirmiş oluyorsunuz. Bunun sonucunda da sistem sıcaklıkları birkaç derece yukarı çıkıyor ve fanların devri artıyor. Özellikle Abra'nın fanlarını elle ayarlamaz da otomatik modda bırakırsanız ciddi anlamda fan sesine maruz kalıyorsunuz. Hatta arada maksimum seviyelere ulaşıp geri düşüyor. Slayer modelinde sıcaklıklar 60 derecenin üzerine çıkıyor bu senaryoda ve fan sesi rahatsız edici boyutlarda olmasa da duyulabilir hale geliyor. Ses olayı bulunduğunuz ortamın sessizlik seviyesine göre değişiklik göstermekle birlikte ben şantiyede olduğum için genellikle etrafta başka bir gürültü kaynağı oluyor. Eski bir pc kasası, iş makinesi, çatıya düşen yağmur damlaları vs gibi. Böyle bir ortamda fanlar maksimuma çıkmadığı sürece pek dikkatinizi çekmiyor fan sesi. Ama gecenin sessizliğinde en ufak fan devri artışını bile duyabilme ihtimaliniz var. Slayer modelinin gürültü anlamında rahatsız edeceğini sanmıyorum ilk paragraftaki mantıkla bakıldığında.

Oyunlardaki yüksek fan sesine illa bir çare bulmak isteyenler için de bu marka ve model özelinde şöyle bir şey yapılabiliyor; Oyunun DLSS ve FG desteklediğini varsayarak, çözünürlüğü FullHD'ye düşürüp iki teknolojiyi açarak bir çok oyunda fanları bir miktar dizginlemeniz mümkün. V-Sync ile 30 yada 60fps civarında kare sayısını da limitlerseniz baya baya sessizce oyunlar oynayabilirsiniz. Hatta Satisfactory ile bu şekilde denediğimde başarılı sonuçlar almıştım. Sonra hızlıca ayarları tekrar kökledim tabi. Buna gerek var mı? Böyle bir makinede değer mi? Artık orası da ayrıca düşünülür.


Özet

Nihayetinde bazı sevmediğim yerlerine rağmen bu fiyata böyle donanmlı bir laptopa sahip olduğum için mutluyum. Açıkcası ASUS yada MSI'ın gözüme kestirdiğim modellerini de alsam peşin peşin sevmeyeceğim(numerik tuş olmaması, port yerleşimi vs) yanları olacaktı. Slayer'da takıldığım noktalar fare hareketi ile klavye ışıklarının sürekli aktifleşmesi ve düşük ses sadece. Geri kalanlar ya Slayer'a özel şeyler değiller yada tolere edilebilecek şeyler. Bu arada dahili ve harici GPU mevzusu 2025 yılında çıkan böyle üst seviye laptoplarda da devam etmekte. Windows çözmek adına adımlar atsada bazı uygulamalar için gidip özellikle bunu şununla çalıştır demek zorundasınız. En basitinden NVIDIA'nın exelerini hususi olarak Windows içinden NVIDIA ile aç demezseniz oyun içi ölçüm katmanında FPS değerlerini göremiyorsunuz. Bu gibi şeyler bu yapının genel sorunları malesef.

Yazdığım fiyatlara yine bulunabilirse kaçırılmayacak bir model bence. Eğer bilindik markaların fiyatlarına yükselirse alternatifler de değerlendirilmeye alınabilir. Ancak kesinlikle onlardan donanım yada tasarım olarak geri kalır bir yanı yok Slayer'ın bu serilerinin. Yazılım ve destek tarafını da ayrıca anlattım son kısımlarda.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Bu ürünle ilgili tüm incelemeler