İlginç bir konu olmuş. Günümüzde artık yurt dışına gitmek, gezmek eskisine nazaran daha kolay bir hale geldi. Bunda gelişen teknolojinin de payı var tabi (her ne kadar burada işlenmemişse de). Her şeyden önce internet üzerinden bir-iki tık ile gezmek istediğiniz şehir hakkında her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz (mesela Wikitravel). Gitmeden otel rezervasyonları yaptırabiliyor, fırsatları bile takip edebiliyoruz. Ben üniversitede okurken işler bu kadar kolay değildi. Şu anda üniversite okuyanlar ise bu fırsatları değerlendirmeli. Ben şahsen okulu bitirip işe girdikten sonra gezmeye başlayabildim, ve bu kadar geç olduğu için hayıflandım. Şimdiye kadar hiç interrail yapmadım, hep uçakla gittim ama ben de bir kaç nacizane tavsiye verebilirim diye düşünüyorum. Öncelikle en önemli konu vize işini halletmek. Vize için illa konsolosluklara gitmek zorunluluğu bulunmamakta. Bazı özel şirketler (tabi ekstra ücret karşılığı) sizin adınıza başvuru işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Ben şimdiye kadar tüm Schengen'leri bu şekilde aldım, gayet hızlı ve de sorunsuz oldu. Konsolosluklarla görüşmem bile gerekmedi. Tabi burada benim maaşlı bir işte çalışıyor olmamın etkisi de büyük. Burada özellikle öğrenci ağırlıklı düşündüğümüz için bu şirketlerin aracılığı yeterli gelmeyebilir, konsolosluk yine de çağırabilir. Ama aklınızda olsun. Bunun yanında vize için en önemli ve akıldan çıkartılmaması gereken husus şudur. Sizin gittiğiniz ülkeye turistik-seyahat amaçlı gittiğinizi, orada kalmayacağınızı ve kesinlikle Türkiye'ye geri döneceğinizi kanıtlamanız gerekiyor, her zaman aklınızda bu olsun. Bunun için iyi bir neden bulun. Her ülkenin vize için istediği evraklar farklıdır. Sitelerinden istenen evrakları iyi inceleyin ve bu evrakları mutlaka eksiksiz teslim edin. Dökümantasyon olayı çok önemlidir. Olur da sizi görüşmeye çağırırlarsa rahat olun ve gidip derdinizi dürüstçe anlatın. Bunları yaparsanız hiç sorun çıkacağını zannetmiyorum. Ayrıca hatırlatmak istediğim bir konu daha var. Siz her ne kadar vize alıp gitseniz de, gümrük polisinin sizi ülkeye kabul etmeme hakkı vardır. Bu yüzden otel rezervasyonu çıktıları, biletler vs. artık elinizde ne varsa yine ilk gidişte elinizin altında bulunsun. Lazım olabilir. Ben ilk gidişimde tek başıma arkadaşın yanına gidiyordum ve bu durumu bilmiyordum. Bu yüzden havaalanındaki polise baya dil dökmek zorunda kaldım. Yetmedi polis havaalanında beni bekleyen arkadaşı görüp ondan sözlediklerimin doğru olduğunun teyidini aldıktan sonra anca ikna olabildi. İkna olmasa terminal filmindeki gibi havaalanında mahsur kalıp ilk bulabildiğim uçakla gerisin geri dönmek durumunda kalma durumuyla karşılaşabilirdim. Demek istediğim bazen bu tip sorunlarla da karşılaşılabiliyor. Hiç stres, heyecan yapmadan derdinizi anlatın. Problem çözülecektir. Vizeyle ilgili diyeceklerim bu kadar. Interrail dışı yolculukla ilgili, havayollarının kampanyalarını takip ederseniz bazen gerçekten çok ucuz biletler yakalanabiliyor. Ülkemizde özellikle Pegasus bu konuda başarılı. Yurt dışında şehirler arası uçmak için oradaki low cost havayolu şirketlerini araştırabilirsiniz. Örneğin Ryanair ve Easyjet gibi şirketlerle çok ucuza uçabilirsiniz. Ama bu şirketlerin bagaj konusunda takıntısı vardır. Eğer tek çantadan fazla çantanız varsa ya da çantanız çok büyük ise, bilet fiyatını bile aşacak şekilde 50-60 Euro gibi cezalar ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bu low-cost havayollarının en önemli gelir kalemlerinden birisidir bunu unutmayın. Hava alanlarından şehre gidişler genelde problemlidir. Önceden mutlaka ulaşımın nasıl olacağını araştırın. Hatta oteli buna göre belirleyin ve otelin sitesinden havaalanlarından otele gidiş nasıl olur buna bakın. Eğer bilgi yoksa mail atıp bilgi de alabilirsiniz. Son olarak alternatif olarak otobüs yolculuğunu da düşünebilirsiniz. Örneğin Eurolines ülkeler arası çalışan ekonomik otobüs şirketlerinden birisidir. Ben Brüksel-Amsterdam, Roma-Floransa ve Prag-Viyana arasını bu şekilde otobüsle gitmiştim. Kalacak yer seçimine gelince, ben genelde booking.com'u kullanıyorum. Bu arada birisi hostel'i sormuş sanırım. Hostel'leri daha çok yurtlara benzetebiliriz. Otel odasından ziyade bir yurttaki gibi 4-8-16 kişilik yataklı odaları vardır. Tuvalet-banyo, mutfak ortak kullanımlıdır. Artık gittiğinizde şansınıza odanızda sizinle başka kimler yer ayırtmışsa onlarla birlikte kalırsınız. Ki Avrupa'da genelde bay-bayan ayrımı olmadığını da burada hatırlatayım. Yani bayansanız buraya gittiğinizde başka erkeklerle kalma durumu olabilir buna dikkat. Bazen şansınıza hostel boş da olabilir tabi. Ben şahsen şimdiye kadar hiç hostelde kalmadım. Otelleri tercih ediyorum. Eh bunda yaşın etkisi de büyük. Daha genç olsam muhtemelen hostelde kalırdım. Ama şunu belirteyim kampanyaları takip ederseniz kişi başı 70-80 tl'ye 4 yıldızlı güzel bir otelde kalma şansınız bile olabiliyor. Bazı pahalı şehirlerde ise (örneğin Amsterdam, Paris) özellikle yaz döneminde ne yapsanız ucuza otel bulmanız pek mümkün olmuyor.
Son olarak şunu eklemek isterim. Gerçekten gezme niyetiniz varsa hiç düşünmeyin ve de gidin. Başka kültürleri görmek-tanımak insana çok şey katıyor. Biz Türkler biraz kapalı bir toplumuz ve bu gezme işini yeni yeni keşfediyoruz malesef. Ama yurt dışına gittiğinizde insanların ne kadar çok gezdiğini de görüp tanık olacaksınız.