Bilgisayar tarihinde 21 Haziran 2004 devrimi - Bölüm 1
Kullandığımız kişisel bilgisayarlar ilk günlerinden bugüne sayısız değişim geçirdiler, ancak bu değişimler hemen her zaman ufak adımlarla gerçekleşti. Bundan 10 yıl önce Intel'in gerçekleştirdiği büyük değişimse, özellikle masaüstü bilgisayarın yapısında bugüne kadar uzanan yepyeni bir çağı başlattı. Tozlu Raflar'da işlemcinin fiziksel yapısından anakartlara, güç kaynaklarına ve multimedya özelliklerine kadar uzanan bu büyük değişimi iki bölüm halinde ele alıyoruz.
Sıcak gecenin soğuk içeceği gibisiniz...
Geceyi aydınlatan ışık gibi levent abi. Bizi eskilere götürüyor, bilgisayar dünyası nereden nereye gelmiş anlatıyor. Çok aydın çok bilge bir insan, inanılmaz hoş sohbet birisi. Allah başımızdan eksik etmesin.
2004 mü acaba
Maçın bitmesini bekleseydiniz bari 🙂
Tozlu raflar ilaç gibi geldi 🙂
"Bölüm 1"
Maç bitsin de izleyelim. En önemlisi @lt yorumlarını görmeden izleyip konuya daha uğramayayım. LP karşı olan bakış açım değişmeye başladı artık 😀
Ben hala 775 soket işlemci ddr2 ram kullanıyorum 😀
Hafta sonuna kadar bende aynı sistemi kullanıyordum ramlerin mavi ekrana düşerek beni çıldırtana kadar. İ3 terfi ettim 🙂
@vedat2861 yalnız değilsin. 😀 Q8400 var bende 8 gb de 1066 mhz ram var.bir 10 sene daha götürü bu beni 😀 10. senesinde bir OverClock yaparım.bir 10 senede o götürür 😀
maç biteydi
VCD olmaz mi ?
Zırt pırt soket değiştirip yeni anakart işlemci almaya zorladılar bizi 😀
AGP ekran kartlarından PCI kartlara geçtiğimiz günler üzerinden 10 yıl geçmiş 😀
AGP x8 arar dururdum o yıllarda 😀 FX5200 aldım sonra FX5500 lazım oldu 😀 GTA kasıyorduk yetmiyordu 😀
Winfast TI4800 o zamanın baba ekran kartlarıydı.
@x86-based-human sadece bu bölüm mü?
Bana mail at iletisim bilgilerini
Benim içerdeki bilgisayar tozlu raflara girdi vay be 😀
Geçen seneye kadar çalışdığım dükkana gelen makineler oy oy oy ciddi manada tozlu raflar olduğunu düşünmediğim bi nostalji bölümü gibi yada doğru tanım ne olur bilmem ama değişik bi bölüm olmuş elinize sağlık LP,MG
abi bende halen pentıum 4 bilgisiyar 8-9 senelik falan 😀
Sağdaki windows topunu görünce vista mı dedim, yediymiş 🙂
Bende 1 GB ramli 512 MB gibi gözüken sahte bir ekran kartlı 2.5 ghz profesyonel bir oyun PC si var 😀 PC de bilgisayara sağ tık basınca 256mb gözüküyor dxdiag dan girince 512 oluyor ... 😀
o olay bendede oluyodu ama ram taktırınca düzeldi 😀
@x86-based-human diğer arkadaş göndermezse durum falan yaz etiketle beni yarın göndereyim istediğin bölümleri. İstersen iletişime geçeriz 🙂
Abi videoların süresi çok kısalmadı mı ? Yani 30 40 dakikalık videolarınıza hasret kaldık desem yeridir.Tabi bu sürenin uzun olmasının size bindirdiği bir yük vardır elbette ama yine de görmek isteriz açıkçası.Sen ne düşünüyorsun ? @gamsizm
O kadar uzun videolar maalesef izlenmiyor. Video sürelerini 20 dakikanın altında tutmaya kararlıyız, konu kapsamlıysa buradaki gibi iki videoya böleceğiz. Şartlar bunu gerektiriyor.
@x86-based-human 16 dk video bence kısa olmuş 2. bölümü toptan izlersin becne. Hadi maç başlayacak bitirelim der gibi geldi bana 🙂
Aynen onu bende merak ettim.
Eskiden anakartlar ne kadar renkliymiş ya 😀
Pencereli kasa yoktu da ondan. O renkler insanlar montaj sırasında rahat etsin diye öyle yapılıyordu. Kitapçıklarda da soketlerden renkleriyle bahsediliyordu. Şimdi anakartın görünümü de önemli, bu yüzden uyumlu olsun diye tek renk tercih ediliyor. Herşey aynı renk oluyor tabi bu durumda.
Eski günler çok güzeldi.Yeniden parça almak hafif telaşlı haller..Arkadaş arasında okulda piyasada "...abi şu çıkmış fena birseymis ... abi sizde bundan var mı ne zaman gelicek....arkadaşlar şu teknoloji fena birşeymiş"gibi lafların sohbetlerin yapıldığı zamanlardı...Pci X ve AGP devrimi 4x 8x muhabbet 6000 serisi eskiler bilir fx5500 5200 ler ati o zaman 9500xt ler felan x1650 x1050 gerçekten güzel günlerdi.Şimdi kalmadı böyle heyecan kimsede ,klasik muhabbetler dışında gerçi ,aman dedirtecek şaşırtacak bir devrimde olmadı...Neyse ikinci bölümü en kısa zamanda bekliyoruz...
http://www.ixbt.com/video2/images/gffx/gffx-scan-front-with-cooler.jpg Sanırım buna benziyor..
Aynı kartlar sanırım ikimizin linklediği ikinci bölümde görürüz.. 😉
Kendi adıma TS nin en nafiz bölümleri ; gündem ve tozlu raflar bölümleridir.
88 de tanıştığım computer ile bazı şeylerine hala ısınamadım.
1) HDD - SSD çıktı
2) CD / DVD - USB çıktı
3) Fan - Henüz ergonomik bir çözüm çıkmadı
4) Güç Kaynağı - Henüz ergonomik bir çözüm çıkmadı
5) Çevirmeli ağ - ADSL çıktı
6) Isınma - Henüz ergonomik bir çözüm çıkmadı
7) Ses - Henüz ergonomik bir çözüm çıkmadı
8) İntel fan vidaları - Çeşitli çözümler mevcut
9) Mavi led - Çeşitli çözümler mevcut
10) İçine toz alan kasa tasarımları - Çeşitli çözümler mevcut
11) Anakarttan çıkan kablolar -Çeşitli çözümler mevcut
tozlu raflar değince aklıma görmediğim şeyler geliyor amiga-c64 win95 vs. Bunada şükür 🙂
levent abinin dediği gibi bilgisayarın aslında yakın bir geçmişi var
Çok güzel bir bölüm olmuş. Hala yaşayan bir tozlu raflar bölümü görmek iyi oldu. İkinci bölümü de sabırsızlıkla bekliyorum. Hatta AMD ve Intel'in o yıllardaki yarışı da güzel bir tozlu raflar konusu olur. 🙂
Çekilen video'da gördüğüm ve değinilmeyen bir diğer değişim ise kuzey köprüsüne (hatta tercihen güney köprüsüne) pasif soğutma eklenmiş olması. 2003 model bilgisayarımda ne kuzey ne güney köprüsünde pasif soğutma bulunmuyordu ama sonraki yıllarda incelediğim anakartlarda kuzey köprüleri istisnasız pasif soğutmalıydı.
Bu Intel ile alakalı bir şey değil, anakart üreticilerinin kendi tercihi. 2004 yılı öncesi anakartların da önemli kısmında kuzey köprüsünde soğutma vardı, örneğin Abit ürünleri.
Saygı duyulan muhteşem içerikler devam ediyor. Harikasınız...
Ben o dönemde AMD Athlon XP 2500+'i 2512Mhz'te çalıştırarak iNTEL Pentium serilerinden hala hızlı, ddr 400@525mhz, Ati 9550 GE @ 9600XT ve WD 2x80GB ide 133 raid0 sistem ile geçinip gidiyordum hala test sistemim olarak duvarda çalışmaya devam ediyor. Bu arada arada kaynayan ve destek bulamayan AGP Pro standartı vardı ama tutmadı. Kolay gelsin
Ben o yıllarda AMD (Athlon XP 1800+) kullanıyordum. Bunları hep uzaktan takip ettim. Zaten böyle köklü değişim denemelerine biraz temkinli yaklaşmaya alışıktık. Intel zamanında Granite Bay ile öğretti bunu bize.
Esasında tüm bu değişikliklerin sonunda Intel ev kullanıcısına yeniden hitap etmeye başlamıştı. Bunların sonucu Intel'in AMD'yi tekrar geçmesi yani. O yıla kadar AMD'nin Athlon işlemcileri Intel P4'leri harcıyordu kayar nokta testlerinde. Kayar nokta ev kullanıcısına lazım olan şey, multimedya performansını etkiliyor. Intel kayar nokta hesaplamalarında gerideydi bunlardan önce. Sonra ufak ufak toparladı, Core serisiyle de öne geçti. O günden sonra da AMD düşmeye başladı, testlerde AMD hep geride kaldı. Bu yüzden 21 Haziran 2004 aslında Intel'in AMD'ye tokatı vurduğu tarihtir, veya vurmadıysa da tokatı vurmak için gerildiği, vurmaya hazırlandığı tarihtir.
Video çok güzel olmuş, eminim 2. bölümü de harikadır. Bir an önce bekliyoruz. Elinize sağlık, teşekkürler. 🙂
Evet @x86-based-human
Bunlar pek fazla tarih değil benim bilgisayar hala DDR2 🙁
Eskiden nelerle uğraşıyorduk. Combo anakartlar, 20+4pin dönüştürücü kablolar... Sata arabiriminin yıllara meydan okuyan tasarımı o zamanlarda daha bir kelli felliydi. Eskiden insanlar bu kadar bilgi sahibi değillerdi. Hesaptan kitaptan anlamazdı kimse, günümüzdeki kadar popüler değildi testler ölçümler. Ta ki bu tarihe kadar Intel bütün ezberleri bozduğunda günümüz teknolojisine kapıyı araladığında insanlar artık daha fazla bilgiyle ve heyecanla bu donanımlara bakmaya başladı.
Günümüzde artık bu heyecanı yitirmiş vaziyette. Yıllar önce firmalar birbirlerine cevap verir nitelikte ürünler çıkartmaya uğraşırken şu anda benzer teknolojilerin halen devam ettiğini görüyoruz. Teknolojimizi bundan 10 yıl evvel öngördüğümüzde bu şekilde düşünmüyorduk. Daha bilimkurgusal ve füturistik yaklaşımlarımız vardı. Geldiğimiz noktada artık bu şekilde yorumlamıyoruz teknolojiyi.
Aslında bu serzenişimi Z97 videosunda da yapmıştım. Radikal firmalar gerekiyor bize. Intel bu adımı attı bence sıra AMD tarafında yeniden canlandıracak bir atılım yapmayı başarmalılar. Bazı standartların değişmesi gerektiğini teknolojinin buna müsait olduğunu ancak deneyecek firmaların yeterince cesur veya öncü olmadıklarını düşünüyorum. Ağzınıza sağlık.
access point kullanabilirsin bir internet kafe yada 20 km içerisinde interneti olan bir tanıdığından interneti çekebilirsin. yada uydudan internet alabilirsin tabi ikiside maliyetli olacaktır. eğer ihtiyacın ve paran çoksa birini alabilirsin 😀
Eskiden anakart falan alıyorduk, değil mi 🙂
Biz hala alıyoruz. Kimileri gibi çoluğa çocuğa karışıp bırakmadık bu işleri. 😀
daha geçen gün plan yapıyordun macini alınca unuttun tabii 15 gün öncesini 🙂
Levent Bey Pentium 4 işlemcinin üzerine sıvı metal'le kaplayıp silince yazılar gitti. Normalde bu P4 560 dedi ve Murat Beyi bir gülme tuttu. Hayırdır inşallah işlemci yoksa P4 560 değil mi?
Aklıma ne geldi (bi dur fark edilmeyecek o) http://www.youtube.com/watch?v=fVWBwx6Z2Bg#t=410
Yok hakkaten üstündeki yazıları silmeyi başarmış 🙂
7-8 yaşlarındayım, dayımın dükkna gittik, yeni bilgisayar almış bana da bir paint açtı, çizmeye başladım. bilgisayar kitlendi kaldı. ne yapsak hiç tepki yok. painti kaldıramayan bilgisayar mı olur demeyin oluyor. ctrl+alt+delete yaptı, ama ne yapmak bir eliyle bir tarafa basıyor diğeriyle 2. bir tuşa, 3. tuşa basmak için şekilden şekile giriyor 😀 ben zaten bilgisayar nasıl birşey onu anlamış değilim. bu uçaklar nasıl havada kalıyor gibi birşey düşünüyorum. 😀
İşyerimde stajerlere ve elemanlara ders niyetine izlettiriyorum.
Psu olayı en kötüsü olmuş sanırım.
Damardan sağlam bir doz tozlu raflar aldım, kendime geldim. Yalnız 7:35'te LP sıvı metal macun dedikten sonra MG neden koptu anlamadım. 🙂 Galiba o işin bir hikayesi var. Merak ettim şimdi.
Bu arada bizi tekrar tozlu raflarla buluşturan TaleWorlds'e de şükranlarımı sunarım.
Hepsi kötü ki, aynısını Microsoft yaptı, yapıyor. Vista, 7 çıktığında herkesin yazılımları güme gitti. Hele .Net bir geldi ki, hiçbir şey çalışmıyor. Herşey yeniden programlanıyor vs. vs.
cok güzel bir bölüm olmuş ikinci bölümü bu aksam beklicem teşekkürler ts ekibi
o dönemi Pentium 4 1.7 Ghz Fx5500 agp 8x ekran kartı 512 mb ddr 400 bellek 40 gb samsung hdd ile kapatmıştım iyi bilirim 🙂
abit ana kart ile nvidia chipsetli, nvidia fx5500 ekran kartlı, ddr400 amd 3000+ sistemim vardı, onun kadar uyumlu bir sistem göremedim henüz (z77 mpower, 3770k, gtx780 kullanıyorum)
Bilgisayarım Pentium 4 3.0GHz 631 modeli.Levent Abi'nin dediklerinden bazıları benim için geçerli :D.Dün gece bilgisayarım kapanmaya başladı kendi kendine.Bilgisayarı açtım ve baktım PSU ısınmış.Psuyu sökerken soğutucunun o dandik plastik vidalarının kırıldığını gördüm.Elimde yedeği olduğundan değiştirebildim ve bilgisayarımı kullanıyorum normal bir şekilde.Her ne kadar 10 dk süresinde HD bir videoyu 2 saate render etsemde...
Mükkemmel ötesi bir bölüm devamı umarım hemen gelir.
Asus p4p800 anakartım, pentium 4 2.8HT işlemcim, ati radeon x800gt ekran kartım, 1 gb ddr400 ramim hala çalışır vaziyette tozlu raflarımda bulunmakta 🙂
Selamlar, FX 5950 oradaki kart.
Ayrı bir kart halinde voltaj regülatörü vardı o kartlarda. Aslında anakartın üzerinde yer alan bir birim.
Psikolojik analiz: Levent Pekcan'ın fanatizmi bize bu videoları seyrettiyor.. az çok zamanında hepimiz bilgisayar olayına sarıp sonra başka yönlere gittik..Levent Pekcan'a dikkat edin nasıl seviyor anakartları işlemcileri.. gözü parlıyor.. hepsinin hatırası, değeri var.. Murat Gamsız sıkılıyor biraz dinlerken.. bu kadar detay biraz boş geliyor onun için...7:38'de sıvı metal olayına gülüyor.. ama adam denemiş işte sıvı metalle yapıştırmayı soğutucuyu..o kadar tutkulu fanatik işte.. ben şahsen sırf Levent Pekcan'ın bu tutkusunu izlemeyi çok seviyorum.. zamanında bende de vardı şimdi azaldı.. bir de Murat Gamsız iyice kopuyor olaydan 12. dakikaya doğru 12:35'te gereksiz bir el hareketi yapıyor... heheh... neyse.. Ben seviyorum Teknoseyiri.. işyerinde de boş zamanlarımda izliyorum.. hafta sonu sahilde haftalık gündem değerlendirmesini dinliyorum.. kolay gelsin
güç girişlerinin 4 pin artması pentium 4 işlemcilerlin gereksiz güç greksinimleridir.
pentium 4 işlemciler bugün biler zorlandığında anakartın güç devrelerini yakabilmekte.
Sanırım 2. bölüm henüz çıkmadı
Aktif olarak aşağıdaki sistemleri kullanıyorum ve çok memnunum
Antika Sistem 1 ;
E8400 + Jetway XBLUE-P43-L-LF + 6GB DDR2 ram - HD7750 Ekran Kartı + 1TB WD Blue HDD + 2004 üretimi 450watt psu
Antika Sistem 2 ;
Q9550 + 16 GB DDR3 RAM + Gigabyte GA-P43T-ES3G - HD6570 - 2 TB Toshiba - OCZ 600W Mod. Psu
intel başlattı başlatmasına DA eline yüzüne gözüne bulaştırdı AMD nin cevabı venice+nf4 efsane oldu tek eksiği ddr2'sizliği idi 😉 nehalem bile 21 haziran 2004 kadar büyük bir adım değildi hakkaten 😉
Videoyu izleyince sistem toplayasım geldi 🙂
Bende daha Intel Core 2 Quad q6600 kullanıyorum işlemci tarafında sorunum yok ama ram tarafından çok sorunlu DDR2 Ram bulmak kolay değil Fiyatlar uçuk...
Valla Taleworks'un oyunlarına çok çok daha yakından bakacağım bundan sonra. Bu bölümlerin olabilmesi için destek verdiklerinden dolayı..
Şu söylediğiniz değişikliklerin hepsini ben de birebir yaşadım. 915G çipsetli intel marka (abit üretimiydi galiba) bir anakart almıştım, DDR ram takılabiliyordu çünkü Ekim 2014 de hala DDR2 yaygınlaşmamış, var olanlar da pahalı ve yavaştı. Ekran kartlarında da bir problem vardı diye hatırlıyorum, bu sebeple bir süre onboard ile idare etmeye karar vermiştim ki dönemin pekçok oyunu için idare eder bir çözümdü 915G.
İşlemcim 3.0 hızında bir HT Prescott işlemciydi ve hakikaten çok ısınırdı kerata. Kışı çıkarmıştı zira evimiz de oldukça serindi ama bahar gelince standart soğutucu yetmez olmuştu. Önce çözüm olarak güç kaynağını kasanın dışına çıkarmakta bulmuştum ancak haziran ayında yarım kiloluk bakır bir soğutucu kesin sonuç olmuştu. Ayrıca o standart soğutucunun ayakları oldukça kırılgandı.
Bu arada yanlış hatırlamıyorsam sanal çift çekirdek (HT) de bu dönem gelmişti ki bir süre sonra gerçek çift çekirdek uygulanmaya başlanmıştı.
İlk sistemini 1999'da toplarken Darkhardware'i keşfetmiş, arkasından da sürekli kendi sistemini toplayan bir kişi olarak epey nostaljik ve keyifli oldu. Teşekkürler.
@idefix idefix beraber masaüstü FRP'si oynadığım kişi mi yoksa? 🙂
Ta kendisi 🙂
21 Haziran 2004 sadece Intel için önemliydi, AMD hala pin kullanıyor. Benim de 2004 senesindeki bilgisayarım C64'ü saymazsak üçüncü bilgisayarımdı ve yanlış hatırlamıyorsam CPU olarak Winchester kod adlı AMD Athlon 64 işlemcisini seçmiştim. Hey gidi günler hey!
Pek anlamam bu kadar teknik konulardan ama gayet keyifle izledim, Levent Bey'in büyük bir zevkle incelemesi ve anlatımı harika gerçekten.Teknoloji nasıl de gelişiyor yetişmek zor.
Bu arada renk renk ne de cıvıl cıvılmış anakartlar.
kuzey ve güney köprüler ha . heyyy gidi günler..
@x86-based-human 3 gün olmuş ama sen hayla izleyememişsindir bunu. 😀 IDM ile indir iner o 3-5 saate 😀
O zamanlardan bu zamana değişen sadece mimari değil, kullanılan elektronik komponent kalitesi de olmuş. 2000 li yıllar ve biraz sonrasına kadar dandik kondansatörlerden dolayı birçok anakart kullanıcının başı ağırmıştı.Sonrasında üreticiler bunlardan ders alıp, en azından Voltaj regülatörlerinde japon üretimi kondansatör kullanmaya başladır. Şu an ise orta segment anakartların sanırım hepsi polimer kondansatörlerle donatılmış durumda. Voltaj regülatörlerinde kullanılan mosfet leri de zaman içinde yüksek verimli olan modeller ile değiştirdiler.
Bunca değişim biraz aceleye gelmişti sanırım. Çünkü o dönemde özellikle amiral gemi olan Asus anakartlarda yaşadığımız XP sürücü problemlerinin haddi hesabı yoktu. USB kullanımları bile hayatımızı cehenneme çevirebiliyordu. Daha sonra Microsoft güncellemelerle yeni teknolojilerin sürücülerini Windows'a dahil etmişti de derin bir nefes alabilmiştik.
Kullanmadığım ama dokunduğum ilk bilgisayar Boncuk'tu. Türk yapımı ilk bilgisayar. (Emrehan Halıcı'nın kulakları çınlasın.) Sabit disk tabii ki yok ama 8" büyüklüğünde bir disket kullanabiliyordu. Güç düğmesine dokununca bir uçağın kalkış sesini taklit ederdi. Sanıyorum Boncuk ismi abaküs'ün boncuklarından esinlenerek yakıştırılmıştı.
80'li yılların başında kullandığım ilk bilgisayarda 5,5" disket sürücüler vardı. CP/M işletim sistemi kullanıyordu ve sıkı durun 4 Mhz'den biraz hızlıydı. Daha sonra DR DOS ya da MS DOS'a terfi etmiştik. Monokrom monitörlerde yeşil ve amber olarak iki renk seçeneği vardı, ben amberi severdim.
Sonra "devrim" oldu!!! Kablosuz klavye, mouse gibi bir kablosuz cihaz ve 3,5" disketle devrim ancak bu olabilir diye uykularım kaçmıştı; Apricot F1. Fotoğrafını internetten bulup buraya ekledim.
Sabit diskler, grafik ara yüzler vs hep "devrim" olarak ruhumuzu sarstı.
Hikaye uzun ama sormadan edemiyorum; bu devrim ne zaman bitecek? 🙂
Adı üzerinde "tozlu raflar"...
İlk kullandığım laptop ise aşağıda, yine 80'li yıllar... Laptop demeyelim de, taşınabilir diyelim... 🙂
Bunlar gerçekten tozlu değil, yitik raflar olmuş 🙂