Paylaş Paylaş

Arabalarda en çok sorun çıkaran parçalar nedir?

Can ve Emre, arabalarda en çok bozulan parçaları masaya yatırıyor.

Otomobillerle ilgili herşeyi ilk siz öğrenmek istiyorsanız kanalımıza abone olun ► https://goo.gl/ZXgxLT

Otomobil incelemelerimiz için ► https://goo.gl/jnbWzD

Web Sitemiz: http://teknoseyir.com/k/otoseyir

Facebook: https://www.facebook.com/otoseyirdergi
Twitter: https://twitter.com/otoseyir
Instagram: https://www.instagram.com/otoseyir/

OtoSeyir YouTube kanalında yeni model otomobil incelemeleri, motorlu vesait teknolojileri ve araba haberleriyle birlikte trafik ve sürücülük kültürüne Türkçe bakış videolarını bulabilirsiniz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • m88 @miragessee

    first haha bu sefer başardım

  • Lehimli At @at

    biri bitmeden biri başladı olmadı bu

  • My_Techno @my_techno

    Sonunda OtoSeyir! Videolar sıklaşırsa çok güzel olucak 🙂

  • ibrahim cengiz @ibrahimcengiz

    Ben alakasız bir soru soracağım kusura bakmayın ;
    - Octavia 1.6 TDI DSG aracım var. Araçta start stop var, Normalde turbo yağlamayı kesmesin diye motoru kapatmadan bir süre çalıştırılırdı, bu araçlarda ayrı bir yağlama sistemi mi var?
    - Start stop'u kapattığım durumlarda kırmızı ışıkta aracı N vitesine almama gerek var mı? (Arka planda zaten araba bunu yapıyor gibi geliyor bana)

    • Can Akbulut @can

      Boşa almaya gerek var. Frene tam basamayabiliyor insan. Turbo koruması start-stopta yok.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Son nesil araçlarda Turbo yağ girişi kısmı hazneli yapılıyor. Siz motoru durdurduğunuzda veya Start / Stop devreye girdiğinde turbo dönüyor bile olsa bu hazneden süzülen yağ ile yağlama işlemi devam ediyor. Eski araçlarda bu olmadığı için söndürmeden önce en az bir 5 saniye rölantide çalıştırıp söndürmek öneriliyordu. Ayrıca Turbo'nun yüksek devirli kullanımlarda oluşan ısınmasının motoru durdurduğunuzda, turbo yataklarındaki yağı yakıp tortu üretmesi ve yatakların aşımasının önüne geçilmesi içinde rölantide beklenmesi önerilmekteydi. Ancak günümüzde emisyon değerlerinin düşürülmesi, çevreci yaklaşımlar gibi nedenlerle araçlarda kullanılan S/S özelliği, üreticilerin turbo hasarlarını önleyecek önlemler almaya sevk etti. Ayrıca araçlarda tam sentetik yüksek ısı ve basınca dayanıklı yağların kullanılması ile dayanıklılık daha da arttırılmış oldu. Hiç bir üretici aracının ömrü kısa diye pazarda duyulmasını istemez.

      Vitesi boşa alma meselesinde ise eğer ışık süresi uzunsa boşa alın. DSG frene bastığınız müddetce balatayı ayırır.

    • Can Akbulut @can

      Frene stroklu basıp durunca vitesi boşa geçiriyordu kuru dsg son yazılım güncellemesinin ardından çıkan modellerde yanlış hatırlamıyorsam.

      Turbo koruması için dur-kalk trafiğinde start-stop hala sakat.

    • homosapien @biggestliar

      Ne şanstır ki, @can 'ın son 2 vidyosunu Yenisahra'daki mekanik ustası arkdaşın dükkanından izledim. Ve tekrar birlikte izledik. Maalesef hala benden yardım istediği sıkıntıyı çözemedik çünkü gereksiz ve saçma bir arabaya, gereksiz ve saçma turbo eklemek için uğraşıyoruz, turboyu ekledik ama yazılımını stabil hale getiremedim hala (uzun hikaye).
      Bu konuyu markalar bazına indirirseniz konuştukça bitiremezsiniz. Ama kabaca vidyodakiler tamamen doğru çünkü otomobillerde en çok çalışan parçalar problem çıkarır (yürüyen aksam, motor gibi).
      Her neyse, @ibrahimcengiz 'in mesajına yanıt olarak yazmamamın sebebi DSG şanzımanda siz firene bastığında kendini boşa almak gibi bir özellik yok. Bu yüzden kuru kavrama olan olan 7 ileri versiyonlarında (kuru kavrama DQ200 kodlu olan, DQ250, DQ380, DQ500, DQ501 olalar ıslak kavramalıdır ama onlarda da böyle bir özellik yoktur) mümkün olduğunca aracınız duruyorken siz BOŞ POZİSYONDA" (N KONUMUNDA), dur-kalk trafiğinde de uzun ömürlü kullanım için start-stop özelliğini kullanmadan aracınızı kullanın. Aracınızın şanzuman kodunu öğrenin eğer viskoz (ıslak) kavrama ise nispeten (kuru kavramaya göre) daha başarılı bir şanzuman olduğu söylenebilir. Hatta aracınız 100.000 km'nin üstünde ise elden çıkarmaya bakın. Çünkü DSG'nin kronik sıkıntıları yavaş yavaş başlamaya başlar. Vosvagen'in en büyük gelirlerinden biridir DSG şanzumanın kronik sıkıntıları çünkü ne kadar düzgün kullanırsanız kullanın 3-4 yıl sonra bu şanzıman yüzünden servise uğramanız kuvvetle muhtemeldir.
      Araç çalışmıyorken Turbo nun kendini yağlamaya devam etmesi olayı yeterlilik anlamında tartışmaya açık ve her markada ve modelde olmayan bir özellik (ama hiç olmamasından çok çok iyi). Onu aldığınız yerden yada servisten değil internetten yada bilgisinden emin olduğunuz birinden öğrenin. Çünkü servislerin çoğunda yetersiz eleman çalışmakta.

      DÜZELTME: Yazdığım yazıyı tekrar okuyunca eksik yazdığımı, ve tam emin olmak için vosvagen servisinde müdür olarak çalışan (serviste garanti için kavga ederek tanıştığım) mühendis arkadaşı aradım ; Dsg şanzumanlarda 2014 yılından sonraki yazılım güncellemesi ile frene basınca boşa atma eylemi süre ile alakalı, ama bu süre 3-5 saniye değilmiş.45 saniyeymiş. Dolayısıyla dur-kalk trafiğinde ve normal kullanımda boşa atmadan kullanıyorsunuz, siz boşa atacaksınız.

    • Mustafa Doğan @mustafadoganiku

      Sırf bu DSG'nin sorunları sebebiyle manuel vites araba alıyorum. DSG bile bile lades gibi bir şey.

  • Veysel @spectrum

    Emre Ç. olunca ayrı güzel 🙂

  • Gökhan Bilgin @mutlakdeli

    Emre beyi görmek sevindirici. Seviliyorsunuz.

  • Hasan ilker Com @ilkercom

    Yayın sırasında caddeden tesisatlı araba geçmiş 😀 12 46 civarı 😀

  • arandur @arandur

    Lastik basınç sensörü yeni teknoloji diyorsunuz ama 2004 Megane II araçta vardı. En az 12 yıllık bir teknolojiye yeni demek doğru mudur?

  • Özgür Akman @ozgurakman1512

    bir kaç ay önce aldığım sıfır aracımda sürekli koku yapan klima bana sorun çıkarıyor. buna değinilmesi gerektiğini düşünüyorum.

  • emregok @emregok

    kayış konusunda üretici firma farklı kalitede üretebilir; misal denizlideki tek ağır vasita parça üretici firmada calışıyordum, kaucuk la birleşiyor coğu malzeme takoz vs bunlar metal veya plastikte olsa farklı sıcaklıklarda ve süreleri oynanarak (hızlı üretim) vs farklı kalitede cıkıyor. şuan cnc freze opt farklı firmadyaım

  • Hasan Alp İNAN @hainan

    Triger kayışı çok önemli bir parça. Kişisel tavsiyem kesinlikle yan sanayi kullanmayın. Üreticilerin kendi standartlarında üretilen ürünlerinde bile sorun çıkabiliyor (VW TSI triger kayışı meselesi). Yan sanayi bu konuda yeterli arge çalışmasını yapmadıysa sorun yaşanabilir. Özellikle ülkemizde sahte parçaların satıldığı düşünüldüğünde durum daha da ciddi bir hal alıyor. Triger kayışını serviste yaptırmakta fayda var.

    • Can Akbulut @can

      Yan sanayi iki türlüdür: Bahsettiğiniz muadil ürünler ve fason üretimler. Biz fason üretilen parçalarda aracınızın markasını aramayın diyoruz.

    • Daviance @daviance

      Yeni model araçların triger değişimi serviste yapılmalı yeni model dediklerim 7 seneden yeni olan araçlar ,çünki her yeni araç beraberinde triger değişim prosedöründe değişim getiriyor sanayi bunu öğrenene kadar 5 sene geçiyor rahat ,ayrıca değişimden hemen sonra trigerden çıkacak bir hatay akarşıda 1 sene garantisi var tabi bunu nasıl kanıtlarsınız bilemem ben şahsen garanti ye inanmıyorum TR de normal hukuk yürümüyorki zaten garanti ne demek? şansa yaşıyoruz.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Garanti iki sene. İşçilik ve parçada. Motosikletimin bozulan ABS sensörünü değiştirmiştim. Değiştirdiğimde başlayan garantinin son 3 ayı kalmışken sensör tekrar arıza yaptı ve ücretsiz olarak servis tekrar değiştirdi. Bu kadar kritik bir parçayı garantisiz değiştirmek büyük risk. Servislerde yapılan işlerden alınan faturaları atmayın. Yapılan işin kapsamında bakım yapılan yer ve değişen parçaların tamamı garantiye giriyor. Örneğin periyodik bakımda takılan filtre yüzünden yağlamanın tam olmaması sonucu motorun hasar görmesi o iş kapsamında garantiye giren bir durumdur.

  • Hayalet @down

    5:30, Can bey Emre abiye olta atıyor, Emre abi yakalanmadan sıyrılıyor, ben de gülmekten sandalyeden düşüyorum. 😀

  • Ş.A.Y. @sahin

    Çok faydalı bir bölüm olmuş. Fakat üçüncü fren lambası konusunda @can abiye katılamıyorum. Zira yarı karanlık ya da karanlık bir havada farlarımız açık gittiğimizi düşünelim. Arkadan hızla gelen dalgın araç sürücüsü farlardaki fren lambalarının yandığını fark etmeyip rahatlıkla üstümüze çıkabilir. Fakat üçüncü lamba diğerlerinden bağımsız olduğu için fark edilmemesi çok daha zor, ki bu yüzden bence hayati bir parça.

    • balcis @balcis

      @can ama işlevsel, esas şu altta formula 1 tarzı sert frende sıkça yanıp sönmesi gereken ama yurdum özentilerinde 20'den 10'a düşülen dur-kalk trafiğinde bile çılgın gibi yanıp sönen lambalar çirkin 🙂

    • Ş.A.Y. @sahin

      Güzel görünmediği için supersport motosikletlerin aynalarını söken apaçiler = @can abi 😀

    • Can Akbulut @can

      3. lambanın güvenliğe katkısı ile tek çizgi benzeri tasarımın alakası yok. Ki bu konuda elde edilmiş ciddi bir kazanım da söz konusu değil, bir delinin kuyuya attığı taş misali her arabada olan lüzumsuz parça. Beni apaçi ile bir tutmak talihsiz bir bakış açısı oldu. (:

    • Hasan ilker Com @ilkercom

      Bir dönem de donanımhaberde ciddi ciddi abs gereklimidir değilmidir tartışılıyordu.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Üçüncü fren lambasının araçlarda kullanımı Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada'da 1986, Avustralya ve Yeni Zellanda'da 1990, Avrupa ve diğer ülkeler UN Regulation 48 Türkiye'nin 1996 yılında dahil olduğu, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu İç Taşımacılık Bölümü içinde çalışan Araç Yönetmelikleri Uyum Dünya Forumu tarafından, araç tasarımlarında uluslararası ticareti kolaylaştırmak için BM Yönetmeliği (UN Regulations) adı altında merkezi bir sistem oluşturulmuştur. Bu BM Yönetmelik kapsamında araçların sağ ve sol fren lambalarından daha yükseğe konumlandırılmış merkezi bir fren lambasının kullanım zorunluluğunu Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada 1986, Avustralya ve Yeni Zellanda 1990, Avrupa ve diğer ülkeler ise 1998 yılından beri uygulamaktadırlar.

      İngilizce "centre high mount stop lamp (CHMSL)" olarak ifade edilen merkezi yüksek konumlu fren lambası bu adalandırmanın haricinde "merkez fren lambası", "3. fren lambası", göz hizası fren lambası" güvenlik fren lambası ya da "üst fren lambası" olarak da adlandırılmaktadır. Ben 3. fren lambası olarak söylemeyi tercih ediyorum.

      3. fren lambasının kullanım amacı, herhangi bir nedenden dolayı sağ ve sol fren lambasının diğer sürücüler tarafından görülemediği durumlarda, aracın fren yaptığının ikazının yapılmasını sağlanmasıdır. Ayrıca fren lambasının patladığı durumlarda da ek bir fren lambası görevi görmesi de kullanım amaçlarından biridir. Kuzey Amerika'da arka dönüş sinyal lambalarında kırmızı renk kullanımına izin verilmiştir. Bu araçlarda da dönüş sinyal lambaları ile fren lambalarının karışmasını önlemede de 3. fren lambasının kullanımı bir gereklilik olarak görülmektedir.

      1986 model yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Otoyol Trafik Güvenliği İdaresi ve Transport Kanada tüm yeni araçlarda 3. fren lambası kullanımını zorunlu tutmuştur. Bu zorunluluk 1994 yılından itibaren kamyon, çekici, kamyonet ve minibüslere de uygulanmıştır.

      Uygulamanın ilk zamanlarında yapılan çalışmalarda taksiler ve filo araçlarının karıştığı arkadan çarpma kazalarında %50 oranında azalma olduğu görülmüştür. Ancak bir çok araçta kullanılması sonrası insanların değişime olan ilk dikkatlerinin azalması (göz alışkanlığı diye tabir edebileceğimiz durum) nedeniyle bu etkisi zamanla azalmıştır. Ancak tamamen etkisiz hale de gelmemiştir. Araçlarda kullanım maliyetinin düşük olması, ucuz fiyatlı bir güvenlik önlemi olmasını sağlamıştır. Aşağıda 1989 ile 1995 yılları arasında arkadan çarpma kazalarında %4.3 gibi bir kaza önleme oranına sahiptir. Bknz: kaynaklar

      Günümüzde gelişmiş ülkelerde güvenlik standartlarının her geçen yıl daha da arttırıldığını görüyoruz. Otomotiv sektörü de bu kapsamda kendi üzerine düşen görevlerini yerine getiriyor. ABS, ESP, hava yastığı, fren lambaları vs. gibi güvenlik önlemlerine devamlı yenileri ekleniyor. Netice de 3. Fren lambası bir güvenlik önlemidir ve araçlarda bulunması gerekir.

      Kaynaklar
      https://en.wikipedia.org/wiki/World_Forum_for_Harmonization_of_Vehicle_Regulations
      https://en.wikipedia.org/wiki/Automotive_lighting#cite_note-NHTSA_Eval_CHMSL-87
      1998 yılından bir yayın: http://www.nhtsa.gov/cars/rules/regrev/evaluate/808696.html

  • Kesb-i @kesb-i

    1.2 motorumla gayet mutlu bir şekilde LPG kullanıyorum. Bu yakıt fiyatlarıyla motoru komple yenilesen yine kurtarır. Tüplü ve öfkeli.

  • rsezer @rsezer

    Aracınızda lastik basınç sensörü var ise lastik tamiri ve değişimi sırasında mutlaka uyarın, genelde dikkat etmiyorlar ve sensöre ağır hasar veriyorlar.

  • Erdem Ç. @rockerdem

    En sorunlu parça torpido kapağıdır bikerem, tıkır tıkır tıkır tıkır 🙂

  • Anıl Köksal Bayburt @vetapex

    ney ? karbüratör ve gaz mı ? kırsala da bekleriz beyler.

  • wasd @wasd

    Bir de artan araba fiyatlarından sonra 2.el c-d sınıfı mı 0 km b sınıfı mı sorusuna video çekilse güzel olur.

  • Emre Öngoren @mercedesc63amg59

    Emre ve Can abi sizde hangi arabalar var acaba @can

  • burak yesilnar @burakyesilnarrr

    Yeni kasa honda civic(fb7) lerde eco lpg(fabrika çıkışlı lpg) aldığımızda pistonlar felan lpg ye dayanıklı olarak geliyomuş,aldık ama aslı varmı bilmiyorum 🙂

  • Agah @agah

    kesin turbodan da bahsedilir diyordum, bahsedilmedi. hem nazik bir parça olduğundan sorun çıkarmaya meyilli hem de bu nezaketinden ötürü bakım maliyetini arttırıyor.

  • blog.yakupulutas.com @yhackup

    Onu bilmiyorum da benim araba en çok rolanti motorunu bozuyor.

  • Uğur Doğan @infoman

    Oooooooo Emre Çelikkol 😀 Öpim abi özledik. @lawnmower

  • Melih @melihtr

    Videoda bahsettiğiniz az bilinen veya göz önünde olmayan bazı parçaların arada kısa süreli resimlerini de geçerseniz daha anlaşılır olur. Turbo'dan bahsedilmemesine şaşırdım 🙂 Teşekkürler...

  • Daviance @daviance

    Turbo ,akü ,lastik,silecek ,maf sensorü

  • ouzdoan68 @ouzdoan68

    @can abi Bu şekilde yorum sohbet programının devamını bekliyoruz. Elektrikli arabaların yeni bölümü , halk tarafından bilenen yanlışlar , Otomatik park sistemi , Şerit takip sistemi bölümü hakkında videolarını bekliyorum. Bazı dediklerimin videosu var elektrikli arabalar gibi ama üstünden bayağı bi zaman geçti güncelini istiyoruz. Mesela Tesla yada benzeri arabaların sohbet programı olsa seviniriz. Bilgiler için teşekürler sizleri seviyoruz.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Bana sormadın ama kendi deneyimlerimden bilgi paylaşayım. Otomatik park sistemi Nissan Qashqai'de (aracım) gayet başarılı çalışıyor. Dik, yatay veya kendi ayarlamanıza göre aracı park ediyor. Test sürüşü için gittiğimde Hyundai satış temsilcisi Tuscon'da otomatik parkın iyi olmadığını söyledi. Ben de denemedim. Şerit takip ise benim aracımda sadece uyarı veriyor. Hyundai Tuscon'da ise direksiyona müdahale edip düzeltme de yapıyor. (kullandım) 60km hızın üzerinde devreye giriyor.

    • ouzdoan68 @ouzdoan68

      @hainan yorumlarınız için teşekkür ederim.

  • ano @ano

    En çok sorun çıkaran parçası sürücüsü...

  • Okan Oktay @oktayokann

    süper ikili çekimlerin devamını bekliyoruz
    birde kafa kafaya bölümleri de çok güzel oluyor:d

  • Mert Bolgul @mert-bolgul

    Emre Bey arayı bu kadar çok açmayalım 🙂

  • bloyjack @bloyjack

    Alman tekstil makinesi yedek parçası satıyorum ; Almanya kayışları Habasit firmasına yaptırıyor ancak arasında patent anlaşması var aynı kimyasal içerikteki kayışı başka birine satamaz; habasit dış bakışta aynı diyeceğiniz kayışı direk olarak satıyor ama kimyasal olarak aynı özellikte kayış değil nitekim müşterilerden gelen geri dönüşe göre daha az gitmekte. otomobil endüstrisinde nasıldır bilemem.

    • balcis @balcis

      her parçanın böyle ufak değişimlerde bile daha kalitelisi, aynı fabrikada aynı görünüşlü modelde bile daha kalitelisi olabiliyor, daha kötüsü olabiliyor. işin doğrusunu bizim gibi dışardan konuşup tahmin etmek veya kulaktan dolma bilgilerle biliyor sanmak hariç aracımızda hangi parça var, hangi parça nerde üretiliyor, hangi patentle, ne sürede, ne malzemeden üretiliyor bilmemiz lazım anladığım kadarıyla.

      yoksa tahmini konuşuyoruz. bu kadar detayı bilsek zaten tüketici değil üretici oluruz.

  • umut51 @umut51

    Triger zinciri yağ içinde çalışan bir parça, eğer kmsi dolmadı diye 3 yıl yağ değişmezseniz zincir de bozulan yağın içinde yalan oluyor. Motorun yarısı sökülerek yüksek işçilikle değiştiriliyor.

  • Mustafa Doğan @mustafadoganiku

    Çin malı olmayan ya da işe yarar yan sanayi ürünlerini nereden alacağız mecbur ustanın eline kalıyoruz.

  • HakanE @hakane

    Ben de aynen Emre bey gibi, Can beyin lastik tüpünden lpg tüpüne nasıl geçtiğini bir süre çözmeye çalıştım.

  • Fatih @fatihy

    Skoda Fabia aracımda bir ıslık sesine benzer bişey duyorum. Sizlerde direk benim gibi turbo sorunudur diyebilirsiniz muhtemelen,

    şöyle araç soğukken ilk çalıştırmada hareket ettikten sonra 2000-2500 devirlerinde çok inceden bir ıslık sesi gibi bişey geliyor. Sanki sağ arka camlardan birisi açık kalmış gibi,bir süre sonra araç iyice ısındıktan sonra ses gelmiyor veya tam emin değilim.

    Bu sorun sadece hareket esnasında oluyor rölantide iken gaz verince herhangi bir ses gelmiyor.

    Araçta herhangi bir güç kaybı yok eskisi gibi hızlanması vs iyi sadece bu başlangıçta çok çok ince bir ıslık gibi bir ses var. Ayrıca bu ses çok düşük, dikkat edince duyuluyor.

    acaba turbo hortumu falan mı yırtıldı ?

    • INFERNO @inferno

      Dostum sağ tarafta yakıt hortumu yapıyor olabilir.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Normal Turbo ıslığı sesi olmasın? Bir önceki aracım Kia Ceed 1.6 CRDi'de bu ses (ıslık sesi gibi) aldığım günden, sattığım güne kadar vardı. Araç duruyorken (yol gürültüsü ve diğer mekanik aksam gürültüleri olmadan) gaz verdiğinizde daha net duyabiliyorsunuz. Şu an eski aracımı arkadaşım kullanıyor. 100000km'ye yaklaştı. Araç aynı Turbo ile devam ediyor.

      Turbo hortumu yırtıldığında araç ciddi çekiş kaybı yaşıyor. Hortumunuzda sorun yoktur.

    • Fatih @fatihy

      @hainan bu ses sadece hareket halinde iken var. Durur halde gaz verdigimde herhangi bir ses gelmiyor.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Sesi duymadan net bir şey diyemem ama muhtemelen Turbo ıslığıdır. Bazı turbolar (VGT veya VNT diye adlandırılır) değişken geometride çalışırlar. Pallerin hava oluşturma basıncı motorun devrine göre değişir. Neticede sizin aracınızda da bu özellikli turbo var ise üst devirde oluşan basınç ile ıslık sesi daha belirginleşiyor olabilir. Aracı motor, model, bilgilerini elde edip sürüş sırasında incelemek gerek. Tavsiyem araçta sorun yoksa ve ses rahatsız etmiyorsa sürmeye devam 🙂

  • İlker Kalyoncuoğlu @ilkerkalyon

    Diesel Corsa'm vardı sakin kullanıma rağmen iki kere turbo patladı.

  • mgunes @mgunes

    Aracı otoparka otomatik park sistemi ile parkettim. Sonra çıkaramadım.
    Artık otomatik parkı kullanmıyorum.

  • gltekin @gltekin

    @can arabam 91 corolla xl karbüratörlü (ae92) 675000 kmde. rahmetli babam 1993te almıştı, bana bıraktığında 260000 kmde dönüşüm yapılmamıştı. 12 yıldır lpg ile kullanıyorum. lpgden yana hiçbir sorunum çıkmadı. kabaca 415000 km yaptım. bu süre zarfında sadece 1 defa silindir kapak contası (radyatör hortumu yırtılıp yolda kalıp trafikte aracı yürütmek zorunda kaldığım için) ve geçen senede distribütör (ki platinler bitmişti) arızası yaşadım ciddi. arabayı yıllardır benzinde kullanmamaktan (ki kışında dahil) benzin pompası arızalandı 🙂

  • Toraman Kara @07toramankara

    Konu dışı bir soru daha. Aile babası olarak SW araçlar hoşuma gidiyor ve maddi imkanın çerçevesinde iki araç arasında kaldım. 2011 Opel Insignia Sportwagon 1.6 Turbo benzinli,
    2013 Kia Ceed Sportywagon 1.6 Dizel. Yılda toplam 10-15 km yapıyorum. Bunun 5 i uzun yol.
    Birisi D sınıfı birisi Compact C sınıfı? Hangisini alırdınız?

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Kia Ceed'in 2009 SW modeline sahiptim. Dayanıklı ve konforlu bir araçtı. Bahsettiğiniz araçlar sınıf olarak farklı. Konfor kıyaslamam doğru olmaz çünkü Opel daha konforlu olacaktır. Kullanım maliyeti olarak kıyaslayabiliriz. Opel motoru güçlü ama çok yakıt tüketiyor. Gönül üst sınıfı ister ama eğer yakıt masrafı sorun olacaksa Kia derim. 15000km'den az kullanım varsa, uzun yola gidiyorsanız ve yakıt sorun değilse Opel alın.

  • Toraman Kara @07toramankara

    Konu içi bir soru benden: Sık sık duymaya başladığımız otomatik park sistemli ve kendini şeritte tutan şerit takip sistemli elektronik direksiyonlar bence ilerde en çok arıza çıkarabilecek aksamlar. c-Max de sanki araç hareket ediyormuş ancak direksiyon hala duran bir aracın direksiyonuymuş hissi de cabası. İlerde direksiyona müdaha eden bu elektroservo motorların da bir ömrü olduğunu düşünürsek büyük sıkıntı.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Yük ve stres altında çalışan parçalar değil. Direksiyon mili etrafında, ön göğüs içinde daha temiz bir ortamda çalışıyorlar. Ömrü bence kısa değildir. Elektrik aksamına yanlış bir müdahale yapılmadığı sürece sorun çıkaracağını sanmıyorum.

    • homosapien @biggestliar

      @07toramankara Haklısınız; bu aşırı fazla "gerekli (mi)" donanımlar sonra ileride ciddi ve maliyetli sorunlar çıkarıyor. Ama genel olarak şunu söylemek gerek mümkün olduğunca "gerekli güvenlik" (çok göreceli bir tamlama oldu) donanımlarının haricinde aşırı elektronik donanımlı araçtan mümkün olduğunca uzaklaşıp, "daha fazla donanım var" diyerek 2. el araç almak yerine, daha az yıpranmış, daha sorunsuz, daha servis ağı olan bir araca bakmak daha doğru olur düşüncesindeyim. Yılda 10-15 bin km yol yapıyorsanız ve en önemlisi Opel daha "orjinal" ise ona yönelmeniz. Çünkü müdendislik olarak dizel ve turbo (özellikle kia'nın yağlama sorunlu turbosu) zaten benzinli araçlara göre daha fazla sorun yaratacaktır. Bir de otomatik şanzuman ve dizel ise mühendis olarak asla 2. el almam...

      Düzeltme: Yıpranmış, yetkisiz tamir görmüş ve fazla km yapmış otomobil almam demek istedim.

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      @biggestlier Kia'nın yağlama sorunlu turbosu bilgisini nereden aldınız öğrenebilirmiyim? Kia Ceed aracımı (Dizel ve otomatik vites) 86000km'de arkadaşıma sattım ve şu an 100000km olmak üzere. (ki araç çalışma ömrünün %85'ini şehir içinde geçirdiği için motor çalışma saati olarak 150000km civarındadır.) Aracın turbosunda en ufak bir sıkıntı yok. Bahsettiğiniz diğer bir konu içinde şunu diyebilirim; günümüzde ESP (ABS dahil bir çok başka elektronik güvenlik denetimini de kontrol ediyor), SRS, yol bigisayarı, motor ve vites kutusu denetimi gibi hemen her tarafı elektronik olan araçlardan hangisinde az elektronik var ki? Şu an elektroniği az olan diye bir araç yok. Koltuk ısıtma, sunroof, elektrikli koltuk, otomatik klima, multimedia radyo vb. konfor donanımlarının az olduğu araçlar diyorsanız o başka.

      "Bir de otomatik şanzuman ve dizel ise mühendis olarak asla 2. el almam…" nedenini merak ettim. Açıklarsanız memnun olurum.

  • homosapien @biggestliar

    @hainan Kia ceed 2008 model sedan sıfır aracım vardı manuel şanzuman (hani şu 1.6cc motor, 110 bg diye reklamları olan araç). Donanım olarak yok yoktu desem yalan olmaz. 32.000 km iken turbo ıslığı bir başladı, 33.000 km de garanti yoluna gitti. Sonraları teknik özelliklerine bakınca; yüksek turbo devri, yüksek oranda sıkıştırma, yüksek turbo basıncı ve görece küçük hacimli motor zaten sıkıntı vereceği kesindi. Sadece zamanı etkileyen faktör ben ve kullanım koşulları oldu (bilmem istanbul'da mı yaşıyorsunuz?) bs uzatmayalım.

    Size dizel, otomatik vites, turbo üçgeninin nasıl sorun verdiğini mühendis gözüyle anlatmamı mı istersiz yoksa kabaca mı?

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Adana'da yaşıyorum. Benim aracım 2009 model Kia Ceed SW olan modeldi. Dediğim gibi araç şu an arkadaşım da ve aracı devamlı takip edebiliyorum. Araç 100000km olmak üzere ve sorun yok.

      Bence detaylı bilgi alalım çünkü konu daha detaylı ele alınabilir.

    • homosapien @biggestliar

      @hainan Öncelikle küçük bir teşbihle şunu söylemek gerek: Aynı pencereden, aynı ağaca bakıp, siz ağacın meyvelerini görüyorsunuz (yada yeşil yapraklarını) ben o ağacın köklerini görüyorum teşbihte kusur aranmaz diyerek, dilimin döndüğünce anlatayım, Detaylı istemenize sevindim çünkü bazı nüansları anlatabilmek için detay gerekli.

      Motor nasıl çalışır? Herkesin bildiğini piston, krank vs. anlatmayacağım, bize lazım olan tarafını anlatacağım. Benzinli araçlar için yakıt ve hava belirli bir oranda karıştırılıp sıkıştırılır piston tepesine (yanma odasına gönderili) ve buji ile patlatılır . Bu çalışma prensibi 20 bin devir çevirme kabiliyetine olanak sağlarken, 150 yıllık bir tecrübe ile iyice oturmuş ve görece sorunsuzlaşmıştır. Dizeller içinse durum nispeten farklı sıkıştırılan hava ve yakıt basınç ile patlatılır, buji yada patlamayı tetikleyici eleman kullanılmaz (muhtemelen buraya kadar biliyorsunuz). Ama olay burada başlıyor zaten; Buji ile patlatılmadığı için benzinli motora göre devir çevirme kabiliyeti düşüktür, patlama nispeten daha şiddetli olduğu için piston kolları daha uzundur (kısa olursa krank milini eğme çalışır (hatta eğer) bu yüzen yaptığınız motorun karakteristik özelliğine göre optimum bir uzunluk seçilir ama her zaman benzinli araca göre uzun olur. Bu size tork avantajı olarak geri döner. Fakat yukarıda anlattığım gibi kullanım rahatsız edicidir çünkü, bu traktör değil, binek otomobil; hem konforlu olmalı, hem atik olmalı, hem de nispeten küçük hacimde olmalı...

      Bu 3 ana talep için "en verimli" ve tek çözüm turbodur (katılıyorum). Yanma odasına gelmeden önce havayı fazladan sıkıştırmak hem devir çevirme kabiliyetini arttırmasından dolayı (eski tip dizellerdeki gibi değil; hava önceden sıkıştırılmış olarak, dizeller için özel yapılmış enjektörlerden dolayı yakıt daha iyi sıkıştırılarak piston ve segmana görece fazla görev düşmemekte bu yüzden daha fazla devir çevirme kabiliyeti kazanmıştır) aracın bütün tasarımı ve mühendislik hesapları bu turbo'nun varlığına göre yapılmıştır. Şimdilerde Daha fazla, daha fazla, daha fazla, daha fazla istediğimiz için yeni turbolar daha yüksek sıkıştırma basıncında çalışan turbolar sayesinde dizel motorlarda daha fazla sıkıştırma ,dolayısı ile daha fazla devir çeviren, dolayısı ile daha fazla güç ve tork üreten dolayısı, daha küçük hacimlere inen motorlar, ve dolayısı ile daha çok arıza veren turboların çıkmasına neden olmuştur. Dizel araçlar ne kadar turbo konularak devir çevirme kabiliyeti arttırılsa da benzinli motorlara göre her zaman (neredeyse yarıya yakın) devir çevirme kabiliyetinde fark vardır. Buraya kadar motor turbo ilişkisi yeterli sanırım, daha fazla detay şanzumanı da anlattıktan sonra vermek daha doğru olur.

      Motor istediği kadar çalışsın, ürettiği termokinetik enerjiyi lastiklere aktarmazsa bir anlamı yok. Şanzumanın ne olduğunu anlatmayacağım, niye ve nasıl vites geçirdiğini anlatacağım. Teknolojiler farklı farklı olsa da, farklı farklı yöntemlerle vites geçişi sağlasalar da vites geçiş için (programlanmasına göre) şanzumanın baktığı kriterler aynı; o an ki devir, o an ki hız, o an ki tork ihtiyacı vs. ve bu ihtiyaçların herhangi bir nedenden ötürü değişimi esnasında sizin (yeni nesil şanzumanlarda) kullanım şeklinizi tahmin ederek farklı bir vitese geçmenizi sağlıyor.
      İşte sıkıntı bu geçiş anındaki aracın teknik olarak ürettiği (dizel olduğu için tork değerini alalım) tork değerinin yaşattığı sıkıntı. İkilem burada başlıyor:

      Şanzuman vites düşürürse devir yükseliyor, devir yükseldiği için turbo daha yüksek devire çıkıyor, turbo daha yüksek devire çıktığı için tork o dişlinin kaldırabilecinin de üzerine çıkıyor. Ve şanzıman vites yükseltiyor, ama bu da handikap oluşturuyor (buradaki en önemli faktör, dişli oranı; eğer aracın dişli oranları ve sayıları her senaryo düşünülerek yapılmamışsa sıkıntı bir süre sonra kaçınılmaz hale geliyor) çünkü üst vitese geçince aracın deviri düşüyor, turbo
      basıncı azalıyor, basınç azaldığı için tork üretim (eğrisi ) düşüyor ve araçta bir anlık burnunu eğme (ivmesel yığılma) ve sonrasında turbo desteği ile hızlanma başlıyor. Bunun sonucu olarak şanzumanda halk arasındaki tabirle "vuruntu" başlıyor. Bir de ani tepkilerle turbo devri altına hızlı düşen motor (genelde 1500-2000 devir altına) şanzumanı "aptal" etmekte çünkü, aracın tüm senaryoları turbo sürekli çalışırmışcasına yapılıyor (öyle de yapılmalıdır) ama "turbo açma" devrinin altına düşünce (hele yüksek devir ve vitesten birden düşünce) şanzuman ve motor birbirini zorlamaya başlıyor. Bunun önüne geçmek için her geçen yıl (özellikle son 10 yılda) otomatik viteslerin dişli sayısı artıyor artıyor dikkat edin. 40 yıldır en fazla 5 ileri otomatik varken 10 yılda ikiye katladık neredeyse 9 ileri otomatik şanzumanlar artık seri üretimde. Bir de bu senaryoların İstanbul gibi çileli bir şehirde, artık trafik tahammülü kalmamış şöförleri de üstüne ekleyin...

      Benzinli motorlarda güç tork eğrisi daha stabildir (lineer), bu yüzden otomatik şanzumanlarla nispeten uyumlu ve sorunsuz çalışır. Hem şanzuman doğru devir aralığını bulmakta zorlanmıyor, hem de tork değişimleri arasında geçiş daha yumuşak olduğu için, 5 ileri otomatik şanzuman bile görece daha başarılı bir kullanım sunmakta.

      Bu sıkıntıların en büyük nedeni dizel motorun çalışma prensibinden doğan düşük devir çevirme kabiliyeti ve lineer olmayan güç-tork eğrisi (bir de buna hız faktörünü, yol ve sürücü senaryolarını eklerseniz) diyebiliriz. Çünkü; düşük hacimli motorlarda binek kullanım için yüksek devirli ve basınçlı turbo lazım (yoksa pancar motoru gibi olur), turbo aşırı beslediği için, motor malzemesini sürekli bozma eğiliminde (elastikiyet ve plastikiyet kabiliyeti arasında sürekli hamurlanma halinde), bu eğilim kronik dizel motor sıkıntılarının başlıca nedeni (segman ,gömlek, bir de ülkemizdeki nispeten kötü yakıtın neden olduğu (yada ucuz yakıt arayışı) enjeksiyon problemlerini ekleyin...)

      Kısaca; Doğru devir ve tork aralığını bulamayan şanzuman motoru zorlamakta, doğru devir ve tork aralığını bulamayan motor şanzumanı zorlamakta, bir de buna trafik, söför, mühendislik hatalarını eklerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

      Dip not: Herkese söylediğim bir cümle : (Adana'da olduğunuz ve teknik bilginiz olduğu için daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum) . Köylere bir bakın 50 yaşındaki traktörler hala tarlalarda ağır şartlarda çalışıyor (pulluk çekiyor, çapa yapıyor vs. vs.) ama 20 yaşında bırakın ağır şartlarda çalışmış, çok dikkatli kullanılmış turbo dizel bir otomobil neredeyse yok.

    • Hasan ilker Com @ilkercom

      sadece o traktör ile kıyaslama yapmayın. 50 yıllık traktörü bir ölçseniz ne kompresyon kalmıştır ne tork ne de başka bişey. aynı örneği toroslar içinde verirler. yok eski araçlar sağlammış tarlaya bile girermiş. evet o toroslar tarlaya giriyor. ama sonra bütün heryeri boluluyor düz yolda gidemiyor. maksat sadece tarlada gitmekse honda civic de tarlada gider alfa romeo da 😀 ama o araba bi daha asfaltta düzgün gidemez.

    • homosapien @biggestliar

      @ilkercom yazdıklarımı siz kendiniz onayladınız aslında. Hiçbir şey kalmadığı halde hala çalışıyorlar tıpkı sizin dediğiniz gibi...

  • Toraman Kara @07toramankara

    Aslında dizel araçlarda turbodan çok korkmuyorum ki nedeni dizeli çok yüksek devirlerde çevirmediği için. Ayrıca düşük devirlerde dizel aracın yüksek tork üretmesi de turboya fazla yük kalmayacağı anlamına gelir. turbo benzinli bir araç dediğimizde ise yüksek devir geliyor akla ve düşük devirde düşük tork. Ama hep şunu söylerler değiştirirsin turboyu olur biter. Peki yeni takılan turbonunda bir rodaj dönemi olmayacak mı? Turbonun ömrü genel olarak dizel de ve benzinde fark yaratır mı?

    • Hasan Alp İNAN @hainan

      Dizel motorların yüksek tork verdiği devirde turbo'da çalışıyor demektir. Turbo çalışmaya başladığı andan itibaren yük altındadır. Yüksek devir kullanımda elbet alt devir kullanıma göre daha çabuk eskiyecektir ancak normal bir kullanıcı için bu çok uzun bir süredir. Turbo'nun ömrünü kısaltan kalitesiz yakıt, bakımsızlık (araç periyodik bakımları, değişmesi gereken parçanın değiştirilmemesi vb.), yanlış kullanım ve hatalı işçiliktir. Benzinli araçlar ile dizel araçlar arasında motor ömrü farkı vardır. Turbo konusunda da ömür farkı olur. Dizel motor daha kurumlu ve sert çalışır. Dizel bir araçta turbo basıncı benzinliye göre daha düşüktür. Ayrıca çalışma devri daha düşük olduğu için turbo devri de düşüktür. Benzinli ise daha fazla basınca ihtiyaç duyar ve bu nedenle turbo devri daha yüksek olur. Diğer bir önemli fark benzinli araçlarda kelebek düzeneği nedeniyle ayağınız gazdan çektiğiniz de yüksek geri basınç oluşur ve turbo'ya yük bindirir. Bunu engellemek için blow off valve kullanılır. Dizel motorlarda bu düzeneğe gerek yoktur. Ayrıca turbo, benzinli araçlarda daha yüksek sıcaklıklarda çalışır.

      Daha detaylı bilgi için verdiğim bağlantıyı okuyabilirsiniz.
      http://www.wcengineering.com/articles/dieselturbo.html

    • homosapien @biggestliar

      @hainan bilseydim sizin bu kadar teknik bilginiz olduğunu size formülle bile anlatırdım. 🙁 çok da güzel sohbet olurdu...

  • Mutlu @mutlugun

    lastik için konusursak 10-12 yıl kullanırsın da lastigi tutuşu ne durumdaydi ? 12 senelik lastikle yeni lastigin fren mesafesinin aynı olabileceğini hiç düşünüyormusunuz.
    12 yapan 15 de yapar ?

  • Hasan ilker Com @ilkercom

    Arabamda 10 yillik kis lastigi takili var mi var hesabi. Sifir lastikle degissem ooo noluyo boyle derim. Yazliklar zaten sifir. Aku icin 10 sene ciddi bir rakam.

  • mgunes @mgunes

    Aslında ben bu konuya dahil olmamıştım ama bana mesaj gelince topa girdim.
    Gelelim konuya...
    10-12 yıl aynı lastik kullanılmaz. Can güvenliğinizi tehlikeye atıyorsunuz demektir. Kendinizi düşünmeseniz bile arabaya binen yakınlarınızı düşünmeniz gerek.

    "12 senelik lastikle yeni lastiğin fren mesafesinin aynı olabileceğini hiç düşünüyormusunuz."

    Düşünen varsa hayattan bezmiş, bir an önce öteki dünyaya gitmeyi göze almış demektir.
    Neyse geçelim...

    Aküye gelince,
    Kuru aküde 10 sene yapamazsınız. ama sulu aküde belki...
    Kutup başları temizliğini yapıp suyunu düzenli koyarsanız odacıklardaki plakalar dağılıncaya kadar akü size hizmet eder. 10-12 sene dayanacağını yine de zannetmem.
    Benim arabamın aküsü orijinal kendi aküsü. 2009 model. 2008 eylülünde trafiğe çıktı. Aküyü hiç değiştirmedim. 7 senesi bitti. 8 içindeyim. Ama her an yolda kalma korkusunu taşıyorum. Bu da iyi değil. Düşünün şehirler arası yolda mola verdiniz. Motoru stopladınız. İşiniz bitti. Gideceksiniz. Marşa bastınız arabanız çalışmadı. Akü sizlere ömür. Ne yapacaksınız?
    Ha... diyeceksiniz ki önceden bitiş sinyalini verir. Valla önceki arabamda hiç vermedi. Bir sabah marşa bastım. tık yok. o kadar. Allahtan yolda filan değil evin önündeydim. Kolay hallettim. Aslında böyle kötü sürprizlerle karşılaşmamak için önceden tedbir almak daima iyidir. Selamlar...

  • uselvitopu @uselvitopu

    otomatik şanzımanda J-turn torque converter üne zarar verir mi? sonuçta hız sıfırlanmıyo

  • Hasan ilker Com @ilkercom

    Yaptığın her ani hareket aracın bir yerine zarar verir. Şöyle diyeyim ; gazı aniden bırakman bile çok yere stresss bindirir. Ki çok motor kulağı kopartmışlığım var. akslar da boşluk da oluyor. Bunda da arabayı devirmen bile olası.

    • uselvitopu @uselvitopu

      şöyle bi mantık kurdum araç honda civic 1.6 125 hp lik motora sahip böyle bi motorun ağır bi kasada stres altına sokması genel olarak yüksek bi oran mıdır? tamam açıkça küçük parçalarda olacaktır bu stres ama en başta sorduğum gibi şanzımandaki tepkileri kestiremedim bu yüzden sormuştum bu sorumu.

    • Hasan ilker Com @ilkercom

      Bi honda kullanıcısı olarak ; kolay kolay arıza çıkartmadıklarını söyleyebilirim. ama bu j-turn veya başka hareketleri sık yapman eninde sonunda bi yerlere zarar verir. Mesela drag yapar gibi kalkışlarda motor veya şanzıman kulakları eninde sonunda zarar görür. akslar vs zarar görür. Arkadan çekişli ise difransiyele veya şafta vurur.

      1.6 civic ile kasanın uyumu normal. ne hantal bir araçtır ne de seri sayılır. Ben 1.6 sürdüm ( otomatik) gidip 1.8 manuel aldım.

  • blog.yakupulutas.com @yhackup

    benim araç yolda giderken triger kayışı kopardı, yolda yedek triger kayışı yerine takıp devam ettim 🙂 motoru 16v olanlar düşünsün 😀