Eskilerle yeni kullanıcılar arasında adaptasyon ve anlamlandırma konusunda fikir ayrılıkları olabiliyor böyle. Tabi bir de kullanım kılavuzu pek okunmadığı için kullanımdan ve amacın anlaşılamayışından kaynaklı düşündüğüm sıkıntılar var.

İki bölgeli klima için eski aracımda kılavuza göre "3°C üzerindeki ayar farkları anlamlı değişikliğe yol açmaz" gibi bir ayrıntı vardı. Kadın ve erkek bünyelerindeki farklılık bilinir ve 3 derece ciddi konfor farkına neden olmakta. Ben 21 ayarlamışken eşim 24 derece ile gayet mutlu olacaktır. Tekil seyahat edenlerin bunu hayal etmesi zor ve gayet de anlaşılabilir 🙂 Bunu göz önüne alınca dijital veya otomatik gibi bir tercihi sorgulamaya bile gerek kalmaz benim açımdan.

Otomatik çalışan far ve silecekler nasıl gereksiz bulunur, anlayamıyorum. Daha dün tünelden geçen ben, önden gelen aracın fışkırttığı sudan irkilip toparlamaya fırsat bulamadan silecekler camı otomatik olarak temizlemişti bile. O tünele girerken farların otomatik yandığını söylemiyorum bile. Manuelci bir kaç sürücünün far kapalı seyrettiğini de fark etmiştim. Sonraki arabalarımda akıllanan elektronikle birlikte kameralı bir aksesuar ile otomatik uzun opsiyonunu arayacağım. Tabi premium araçlardaki LED matris aydınlatma için gücümün yeteceğini hala sanmıyorum.

Off-line navigasyonların pek anlamlı kalmadığını düşünsem de kısa süreli şebeke veya GPS sorunu yaşatan bir telefonun sıkışık trafikli metrolpollerde bol sin kaflı küfürlere neden olduğunu da hatırlarım.

Güvenlikle ilgili bu gibi konfora yönelik görünen her türlü donanıma taraftarım. Şahsen gereksiz bulabileceğim ekstralar görselliğe dair olanlar: Nikelaj, kromaj, deri, logo, sticker, spoiler vs.