Hahahah çok çok iyi olmuş. #akış #CSGO
"> Watching this video
> Opening CS:GO
> Feeling like in minecraft
> Watching this again"
https://www.youtube.com/watch?v=PjoXLq7fqXY
Hahahah çok çok iyi olmuş. #akış #CSGO
"> Watching this video
> Opening CS:GO
> Feeling like in minecraft
> Watching this again"
https://www.youtube.com/watch?v=PjoXLq7fqXY
Herkese Günaydın.
Baba tarafından sürgün edilen Kırım Tatarı olarak dün yüzümüzü güldüren bir olay oldu. #Eurovision 'u Kırım sürgününü anlatan Ukrayna temsilcimiz Jamala kazandı!
Şarkının Türkçe sözleri ise şöyle;
Yabancılar geldiğinde
Evlerinize gelecekler,
Hepinizi öldürecekler
Ve diyecekler ki,
Biz suçlu değiliz
Suçlu değiliz
Aklınız nerede?
İnsanlık ağlıyor
Tanrı olduğunuzu sanıyorsunuz
Ama herkes bir gün ölür.
Ruhumu geri almayın
Ruhlarımızı
Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Bir gelecek inşa edebiliriz
İnsanların yaşamak ve sevmek
İçin özgür oldukları yerde.
En mutlu zaman
Kalbiniz nerede?
İnsanlık ayağa kalk
Tanrı olduğunuzu sanıyorsunuz
Ama herkes bir gün ölür.
Ruhumu geri almayın
Ruhlarımızı
Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Ben bu yerde yaşayamadım
Vatanıma doyamadım
#Akış
https://www.youtube.com/watch?v=0okEEy-9N8E ben'de Kırım'lıyım . (sürekli araştırıyorum dedelerimi falan ama hep bir yerde tıkanıyor ama Kırım'lı olduğumu biliyorum)
Benim babamın tarafıda sürgüne uğramış insanlar. Zamanında Trabzon'da bulundukları yere kadar buldum ama dediğin gibi kaynaklar sıkıntı.
Eskiden bi program vardı soyağacımızı çıkarıyordu. Sanırım bir açıktan faydalanıyordu. Sonra kullanılamaz hale geldi. Yine de Kırım'dan gelen atalarını gösterdiğimde babam çok sevinmişti.
yok böyle birşey ya eurovision a katılmıyoruz diye resmen unuttuk böyle bir organizasyonu... olmuş bitmiş üzüldüm hiç sosyal medyadada denk gelmedim üzücü. eskiden ne keyifle izlerdik şimdi hale bak...
Ben de babası ve dedesi hala evde Tatarca konuşan bir Kırım Tatarı olarak çok gurur duydum dün akşam. Tatarca nakarat muhteşemdi.
İyi oldu bu paralel akış, baltam paslanıyordu. 🙂
#AtatürküAnmaGençlikveSporBayramı’mız kutlu olsun.
"Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz... benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
(…/…/…… Mustafa Kemal ATATÜRK)
#AtamSanaMinnetarız
Uzun süren bir kablosuz 'over-ear' kulaklık araştırma serüvenim sonucunda Sennheiser'ın RS 160 modelini aldım ve bugün itibariyle tam 1 aydır kullanıyorum. İlk ayın sonunda bir inceleme yazmaya karar verdim. Bolca film izleyen, müzik dinleyen ve ara ara oyun oynayan biri olarak şu an oldukça mutlu olduğumu söyleyebilirim. Daha önce bu klasmanda bir kulaklık kullanmadım, sadece yaklaşık 2 yıldır PowerBeats kulakiçi kulaklık kullanıyorum. Bu sebeple inceleme karşılaştırmalı yöntemden ziyade tek taraflı izlenimlerinden oluşacak.
Genel Bakış:
Öncelikle ürün firmanın Home Audio&TV kategorisinde sattığı bir wireless kulaklık. Fakat çalışma prensibi standart jak girişi olan her türlü cihaza bağlanması şeklinde olduğu için kullanım alanının oldukça geniş olduğunu söyleyebilirim. Ürün şu anda resmi sitesinde 749,90TL gibi bir fiyatla satışta. Amazon'da fiyatı 115$ ve şu anda Türkiye'ye kargo seçeneği mevcut değil. Ben gittigidiyor'dan yakaladığım güzel bir kampanya ile 378TL'ye 2 yıl distribütör garantili olarak aldım ve kesinlikle verdiği ses fiyatını hak ediyor.
Kullanım:
Kulaklıklar ile verici arasında kurulan özel bir wireless bağlantı ses iletimini sağlıyor. Oldukça küçük olan vericinin arkasında iki giriş ve ses yönetimini sağlayan bir tuş bulunuyor. Girişlerden biri adaptör diğeri ise standart jak girişi. Çift taraflı bir jak kablosunun bir tarafını vericiye diğer tarafını ise ses almak istediğiniz cihaza (televizyon, laptop, telefon...) takıyorsunuz. Verici tercihe bağlı olarak prize takılan bir adaptörle veya 2 adet AA pille çalışıyor. Hem adaptör hem de jak kablosunun uzunlukları bence tatmin edici. Bu şekilde portatif olması benim tercih etme sebeplerimden biri. Kulaklık ise kutuda mevcut olarak verilen 2 adet şarjlı AAA pille çalışıyor. Batarya yerine pil ile çalışması bence büyük bir avantaj. Piller performanstan düştüğünde kolayca yenisiyle değiştirilebilir. Kulaklık üzerinde ses açma-kapama ve power olmak üzere 3 tuş bulunuyor. Tuşlar konum itibariyle biraz el ile yoklama gerektirebiliyor fakat alıştıktan sonra hızlıca bulabiliyorsunuz. Tuşlar arasındaki boyut farkı ve power tuşu üzerindeki çıkıntı sayesinde neye bastığımı anlayabiliyorum. RS 160 modeli kapalı dizayn edilmiş bir kulaklık ve bu sayede hem dışarıdaki sesi almayıp hem de dışarıya verdiği sesi azaltıyor. Noise-cancelling özelliği olmamasına rağmen sadece kulaklığı taktığımda dış sesi %40 oranında kesiyor diyebilirim. Kısık denebilecek bir seste bile müzik dinlerken dış sesleri %80 oranında kesiyor. Ortalamanın biraz üstü seviyede açtığımda ise korkutucu derecede dışarıya ait hiç bir şey duymuyorum. Eski model bir elektrikli süpürge dibimde çalışırken ben rahat rahat müziğimi dinleyebiliyorum 🙂 Dışarıya verdiği sese gelirsek bu konuda da oldukça başarılı bence. Beni gayet tatmin eden seviyede bir sesle kullanırken dışarıya hiç ses vermiyor. Eğer ortam çok sessizse bunu yakalamak için biraz daha kısmak gerekiyor. Yüksek seslerde dışarıdaki da sizinle beraber dinliyor yalnız, onu da belirteyim.
Ses Kalitesi:
Öncelikle bu konuda uzman olmadığımı, sıradan bir müziksever olduğumu belirtmek istiyorum. 2 yıl PowerBeats kullanmış biri olarak bu kulaklıklarla ilk müzik açtığımda sesin berraklığından ve kalitesinden ciddi manada etkilendim. Enstrümanların her birini adeta farklı farklı dinleyebilirsiniz. Yüksek seviye bass seven biriyseniz bir miktar hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Kulaklıklar gayet temiz bir bass üretiyor fakat çok ileri seviye adeta kulağınıza vurma durumu yok fakat kulağınızda hafif titreşim hissettirecek kadar var. Epey tekno müzik dinleyen biri olarak bu noktada biraz daha fazlasını bekledim açıkçası. Sesin yönleri çok net ve doğru aktarılıyor. Film olarak Gravity, oyun olarak ise CS GO denedim. Her ikisinden de harika performanslar aldım. Gravity'i sinemada izlemiş biri olarak duymadığım sesleri duyduğumu söyleyebilirim 🙂
Bağlantı:
Sennheiser RS serisinde Kleer isimli bir şirketin kablosuz ses iletim yöntemini kullanıyor. Piyasadaki birçok kablosuz kulaklık analog bağlantı yapmaları sebebiyle statik ve parazit sorunu yaşıyor. Kleer teknolojisi dijital ses iletimi yaptığı için parazit sorunu yaşanmıyor. Menzilden çıkana kadar aynı kalitede ses iletimi yapmaya devam ediyor. Hem verici hem de kulaklık üzerinden power tuşuna bastıktan 2-3 saniye sonra bağlantı otomatik olarak gerçekleşiyor. Üründe bluetooth yok ve kendi vericisi dışında hiçbir cihaza wireless ile bağlanamıyor. Çekim alanı teknik özelliklerde 20 metre olarak geçiyor. Tabi ki bu değer bağlantıyı engelleyen duvar gibi cisimlerin olmadığı açık alanda geçerli. Ev şartlarında en fazla 1 duvar kaldırabiliyor, araya bir duvar daha girdiğinde bağlantı kopuyor. Aynı oda içerisinde eğer devasa bir salonunuz yoksa hiçbir problem yaşamazsınız 🙂
Pil Ömrü:
Teknik özelliklerde verilen değer aralıksız dinlemede 24 saat. Ben açıkçası ufacık 2 tane pili görünce buna pek inanamamıştım ama gerçekten de 24 saate yakın bir pil ömrü var. Günde ortalama 2-3 saat kullanan biri olarak genelde ne zaman şarja taktığımı unutuyorum. Tamamen boşaldıktan sonra şarj olması 6-7 saat sürüyor ve şarj esnasında maalesef kullanamıyoruz. Normalde vericiye takılan adaptör kablosu kulaklık üzerindeki girişe takılarak şarj ediliyor. Pilleri bir kez taktıktan sonra bir daha ellemiyorsunuz yani.
Konfor:
Kulaklık oldukça kaliteli bir plastikten üretilmiş, kolay kolay yıpranacak veya dağılacak gibi durmuyor. Kulaklık oldukça ergonomik, kulak kısımları 3 yöne hareket edebiliyor ve tam anlamıyla kafanızın şeklini alıyor. Köprü kısmındaki yastıkların da desteğiyle ilk taktığımda müthiş rahat hissettim. Gözlük kullanmıyorum fakat gözlük kullanan arkadaşlarımdan kulaklığı deneyenler baskı yapmadığını söylediler. Fakat kulaklık yastıklarının materyali 40 dakika gibi bir süre sonra kulağı ısıtmaya başlayan ve kulak çevresinde hafif terletme yapan cinsten. Aşırı rahatsız edici derecede yapmıyor, 2-3 saat aralıksız kullandığım çok oldu ama eksiler hanesine yazılması gerek. RS 160 modelinin ear pads dediğimiz yastık kısımları RS 170 ve 180 modellerininkiyle bire bir uyumlu ve bunlar Amazon'da 39 dolara ayrıca satılıyor. RS 180 modeli kumaş materyal kullandığı için terletme veya ısınma sorunu yapmıyor. Yastık kısımları yıprandığında basit bir şekilde kumaş olan modelle değiştirebilirsiniz.
Özetlemek gerekirse ben kulaklıktan oldukça memnunum. 10 üzerinden 9 almasının sebebi benim için biraz yetersiz bass vermesi ve ear padlerin kulağı ısıtan materyalden yapılmış olması. 750TL'ye değer mi derseniz bence değmez. Bana göre 400TL'ye kadar pişman olunmadan alınabiliecek bir kulaklık 🙂 İlk incelememdi, biraz uzun oldu kusura bakmayın. Bahsettiklerim konusunda değişen bir şeyler oldukça veya yeni durumlarla karşılaştıkça güncelleme yapacağım.
Akış kapanmış yeni öğrendim, ilk incelemem boşa gitmesin bari OnePlus fellowlarım görsün dedim 🙂 @windshear @woxed
Sennheiser 3 farklı kulak içi modelini kullandığım ve çok sevdiğim bir markadır. Hayırlı olsun. Eğer İstanbul'daysanız Sennheiser distribütörü Metan'a gidip modelleri deneyebilirsiniz, bilginiz olsun. Metan zamanında marka imajı için piyasadaki sahte kulaklıkları ücretsiz orjinali ile değiştirmişti. Bu yaklaşımları nedeniyle 3. aldığım Sennheiser kulaklığı parasına bakmadan normal bir mağazadan Metan güvencesiyle satın almıştım.
Teşekkür ederim. Benim elimdeki de Metan'dan 2 yıl garantili, bu derece müşteri dostu bir firma olduğunu öğrenmek güzel oldu. Evet İstanbul'da yaşıyorum, ürünleri deneyebilecegim bir yer olduğunu bilmiyordum, bir gün giderim belki öğrendiğim iyi oldu.
En son İTÜ Gümüşsuyu kampüsünün karşısında bir plazamsı iş hanındaydılar. 15 yıldır pek İstanbul'a gitmiyorum o yüzden değişmiş olabilir. Benim CX-300 kulaklığımın kılıfı kaybolduğunda kendilerine mail gönderdim. Ellerinde yedek kılıf olmadığını, ancak geri dönen ya da kusurlu bulunan ürünlerden birine ait az kullanılmış kılıf olduğunu ve istersem gönderebileceklerini söylediler. Ben de kabul ettim, kargo parasını haliyle ben ödeyerek, kılıfı almıştım.
Frekans aralığı 2.4-2.48ghz. Almadan önce evdeki wi-fi frekansıyla çakıştığını söyleyen yazılar okudum ama öyle bir sorun yaşamadım sanırım. Sanırım dememin sebebi eve gelen internetin kablo hattından dolayı zaten çok dengesiz ve yavaş olmasından anlayamamış olma ihtimalim 🙂
Eyvallah 🙂 frekans aralığı olayı hakkında bi fikrim yoktu, her gün yeni bişeyler öğreniyorum 🙂
Her yıl PC Labs'ta yayınladığım yılın enleri yazımı artık site kapandığı için TeknoSeyir'e taşıdım. Tamamen kişisel seçimlerimden oluşan bu yazının kuralı şu. Maddelere itiraz etmek yerine, herkes kendi maddelerini yorumlara ekliyor. Listeye madde eklemek de serbest 🙂
2014'ün Trendleri:
Selfie
Bu yıl Türkçesi de özçekim olarak tescillenen selfie, 2014'ün trendiydi. O kadar ki daha iyi selfie çekmek için tasarlanmış telefonlarla tanıştık. HTC Desire Eye selfie kamerasını 13 MP'ye çıkartıp çekileni kör etme özelliğine sahip bir de flaş ekledi.
4K
Aslında 4K geçtiğimiz yıl gündeme geldi ancak 2014 yılında herkesin alacağı kadar ucuzladı. Yine de kaliteli bir HD TV'nin yerini alacak kadar olgunlaşmadı. Bunun da en önemli sebebi 4K içeriği 2014 yılında da göremeyişimiz. 2015 yılında 8K geliyor üstelik.
ALS buz kovası meydan okuması
ALS'ye dikkat çekmek gibi bir niyetle ortaya çıkan ama hızla oyuna dönüşerek amacından sapan kafadan aşağı bir kova buz dökme olayı, yılın ilk yarısında gündemden düşmedi. Şükür ki birileri bize bulaşmadan sona erdi. Her türlü sululuğa rağmen 100 milyon USD üzerinde bir para toplanabildi. Ki amaç da buz dökmek değil bağış yapmaktı zaten.
Drone kullanmak
Bir çeşit drone uçurmak yılın modası oldu. Hatta GoPro firması drone üretip satacağını açıkladı.
Flappy Bird
Yılın oyunlarından biri olan Flappy Bird, sinir bozucu olmasına rağmen yine yılın ilk yarısına damga vurdu ve yapımcısını zengin etti.
Yılın özçekimi: Bu
Yılın sosyal ağı: Instagram
Bu yıl Facebook ile ilgili her haber, gençlerin Facebook'tan sıkıldığı şeklindeydi. Yükselen sosyal ağ ise Instagram. Gerçi Instagram'ın da sahibinin Facebook olduğunu hatırlamak lazım. Pinterest de diğer yükselişte olan platform.
Yılın taksi ağı: Uber
Uber yurt dışında adından oldukça söz ettirdi. Bu yıl Türkiye'de de Black servisini hizmete soktu. BiTaksi'ye benzeyen uygulaması ile de genişletti.
Yılın yerli taksi ağı: BiTaksi
Uber gibi sistemlerin Türkiye'de uygulanmasının zor olacağını hep söyledik. Burada tutan uygulama ise mevcut taksileri kullanmanıza olanak sağlayan BiTaksi uygulaması. 17 Aralık'ta bedava taksi kampanyası ile epey ses getirdi.
Yılın şamaroğlanı: Sony
Playstation 4 haricinde Sony'den iyi haberler gelmedi. Hacklendikten sonra ortaya dökülenler de 2014'ü Sony'nin kabus yılı yaptı. The Interview ile de noktayı koydular derken, PSN'in servis dışı kalması ile çekilecek çileleri varmış dedirttiler. Yıl da henüz bitmedi üstelik.
Yılın global olayı: Uzay araştırmaları
NASA, ESA ve SpaceX bu yıl gündemi sürekli meşgul etmeyi başardı. Gerek Mars çalışmaları gerek kuyruklu yıldıza yapılan iniş gerekse Space X'in yeni uzay mekiği araştırmaları derken, 2014 uzay yılı oldu.
Yılın gerçek tehditi: Ebola
Ebola bu yıl kontrol altına alınamayan yayılma hızıyla korkuttu. 2014'ün son çeyreğinde gündemden düşer gibi olsa da tehlike geçmiş değil.
Yılın sanal tehditi: Bulut hizmetlerine yapılan saldırılar
Bulut hizmetlerini isteseniz de istemeseniz de bir şekilde kullanıyorsunuz. Hackerların yeni hedefi de bulut servisleri oldu. En büyük ses iCloud saldırı ile geldi.
Yılın felaket tellallığı: Yapay zeka hepimizi yok edecek
Elon Musk her hafta yapay zekanın bizi nasıl yok edeceğini açıkladı. Musk'ın açıklamalarında dikkat çekici olan şey, bahsedilen yapay zekayı henüz kimsenin görmediği. Yani şu an gözümüzün önünde olan robotlara ya da yapay zeka barındıran cihazlara bakıp 'bunlar mı bizi yok edecek?' diye düşünmemek gerek. Musk ve diğerleri bizim görmediğimiz çalışmaları görüp ona göre değerlendirme yapıyor. Dolayısıyla açıklamalarına kulak vermekte fayda var.
Yılın yükselen donanımları: Giyilebilir saat ve bantlar
Bu yıl giyilebilir cihazların yılı oldu ama hala alınacak çok yol var. Yerli firmalar bile sağlık bantlarını tanıttı.
Yılın mobil trendi: Kalp atış hızımız
Telefonları daha fazla büyütemeyen firmalar, ek özellik yarışında kalp atım hızını keşfetti. Adım saymanın sıradanlaşması ile bir sonraki adım olarak kalp atış hızımızı hedefleyen firmalar elbette sağlığımızı düşündüklerinden yapmadılar bunu. Yoksa mutlaka kalp atış hızını ölçmenin faydasından bir yerde bahsetmeleri gerekirdi. Ben hiç görmedim.
Yılın akıllı saati: Moto 360
Bizim de incelemesini yaptığımız Moto 360 bazı eksikleri ve pil ömrüne rağmen bu işin nasıl yapılması gerektiğinin en güzel örneği oldu.
Yılın kol bantı: Microsoft band
Henüz incelemedim ama potansiyel olarak aradığım her şeye sahip.
Yılın gündemden düşen yazılımı: Foursquare
Sizi bilmem ama Foursquare, Swarm olarak ikiye ayrıldıktan sonra bir daha ikisine de bakmadım. Bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum.
2015 yılında geleceği duyurulanlar: USB 3.1, Bluetooth 4.2 Directx 12, 8K TV, Windows 10
USB'nin ters takılma dönemi sona erecek, iki türlü de takılabilecek. Bluetooth cihazlar kendi başlarına internete girebilecek. Directx 12 ile ekran kartları işlemci limitine daha az takılacak. Windows 10'un başarılı olacağı bu yıl çıkan deneme sürümünden belli.
Yılın gizemi: TrueCrypt
Oldukça iyi bilinen şifreleme yazılımlarından TrueCrypt aniden kendini imha etti. Geliştiricileri artık güvenli olmadığını açıkladılar ama detay vermediler. Bu da işin arkasında bu tip yazılımlara açık kapı koyan ya da koydurmaya çalışan NSA'in olabileceği komplo teorilerini getirdi.
Yılın sahneden ayrılanları: Steve Ballmer ve Larry Ellison
Steve Ballmer bu yıl resmen Microsoft'tan ayrıldı ve yerine Satya Nadella geçti. Oracle CEO'su Larry Ellison da CEO pozisyonundan ayrıldı.
Yılın dünyadan ayrılanı: Oyun konsolunun mucidi Ralph baer
Yılın kaybolanı: Malezya uçağı 730
Malezya Hava Yolları'na ait uçak, Pekin'e giderken kayboldu ve hala bulunamadı. Dolayısıyla komplo üreticilerinin en çok konuştuğu konu oldu.
Yılın skandalı: Sony'nin hacklenmesi ve ortaya saçılan veriler
Sony'nin FBI'a göre Kuzey Kore tarafından hacklenmesinin ardından ele geçirilen bilgi ve belgeler hala sızıyor. Bunun sonuçlarından biri Interview filminin gösterime girmeden gündemden kalkması oldu. Hatta IMDB'de bu durum protesto edildi. Gösterime girmeyen filmin puanı 10. iCloud skandalı mı bu mu diye düşündüm ama Sony galip geldi.
Yılın donanım modifiyesi: Cisco Router modifikasyonu by NSA
Yılın Telefonu: Sony Xperia Z2
Geçtiğimiz yılı LG G2 ile geçirdikten sonra, bu yıl Sony Xperia Z2'ye geçtim. Z2'nin hemen her konuda G2'den üstün olduğunu söyleyebilirim. Ancak fiyatı alınabilir seviyelere anca düştü. Z2 varken Z3'e ekstra para vermenize gerek yok diyebilirim. G3 ise tam bir hayal kırıklığı idi. Note 4 yine senenin en iyi telefonlarından oldu. Edge ise gereksiz bir ürün gibi duruyor. HTC One M8'in fiyatı bir türlü düşmedi. 1800 lirada civarında dolaşıyor. Ama komik bir şekilde Desire Eye ondan bile pahalı.
Yılın fotoğraf makinesi: Sony A7 II
Sony'nin özellikle beş yönlü titreşim engelleme sistemi ile öne çıkan tam kare algılayıcılı yeni A7'si seneye bomba gibi düştü.
Yılın televizyonu: LG 55 inç Curved OLED
TeknoSeyir'de kullandığımız televizyon kendisi. Bu varken 4K TV'lere bakmam şahsen.
Yılın kaybolan markası:
Sony VAIO. Sony ile özdeşleşen VAIO satıldı.
Yılın upload hızı: 800kbps. İnanmayan şuradan ilgili maddeye baksın.
Biz bu yıl ofiste Uydunet'e geçerek TTNET'ten ve olmayan upload hızından kurtulduk
Yılın yükselen uygulaması:
Geçen yılın NSA skandallarından sonra bu yıl gizli mesajlaşmayı garanti eden uygulamalar öne çıktı. Confide, Telegram ve Bleep aklıma gelenler.
Yılın alım satımları:
Winamp, Radionomy'e satıldı ve yok olmaktan kurtuldu.
SanDisk, SSD firması Fusion-io'yu aldı.
Amazon, Twitch'i aldı.
Sony, VAIO'yu sattı. VAIO tek başına dönüşe hazırlanıyor.
Seagate, Sandforce'u aldı.
Apple, Beats'i aldı.
Facebook, WhatsApp'ı aldı.
Microsoft, Minecraft'ı aldı.
UL, Futuremark'ı aldı.
Google'a göre yılın Türkiye'de en çok aratılan başlıkları
1. Seçim Sonuçları
2. Dünya Kupası 2014
3. Soma
4. Flappy Bird
5. Kobani
6. IŞİD
7. ALS Hastalığı
8. Selfie
9. Torba Yasa
10. Gazze
Yılın bilim kurgu filmi: Interstellar
Bilgisayar destekli çok daha büyük filmler vardı ama Interstellar bu yılın filmiydi bence.
Yılın Teaser'ı: Star Wars Force Awakens
Yeni filmin teaser'ı epey tartışmaya neden oldu. Özellikle yeni ışın kılıcı tasarımı çok tartışıldı. Ancak genel olarak bir memnuniyet söz konusu.
Yılın multiplayer oyunu: Yine en çok Battlefielfd 4 oynadım.
Yılın single player oyunu: Shadow of Mordor
Bitirdiğim tek oyun. Nemesis sistemini oyun dünyasına armağan etti.
Yılın hayal kırıklığı oyunu: Battlefield Hardline ve Drive Club
Sadece demo oynamış olabiliriz ama o kadar sevilmedi ki firma 'yeniden yapıyoruz' anlamına gelen bir cümle kurdu. Drive Club ise konsol tarafındaki hayal kırıklığı oldu. Sorunları nedeni ile söz verilen özellikler çalışmadı.
Yılın rezil oyun firması: Ubisoft
Özellikle Assassin's Creed ile zirve yaptılar. Tarihte ilk defa bir oyun yamalanamadı ve yeniden indirtildi. 30 GB ile 'yama' rekoru kırıldı.
Yılın konsolu: Sony PlayStation 4
XBOX One hala kendini toparlayamadı. Oyunların özellikle daha düşük çözünürlüğe sahip olması sorunu bu yıl da çözülemedi.
Yılın oyun platformu: PC
Konsol oyunlarının ülkemizde oyunculara 'acaba bir böbrekle yaşanır mı?' diye hesap yatırmasına neden olacak kadar pahalı olması ve konsola özel oyunların azlığı, PC'yi diriltti. Dünya genelinde de PC satışları üreticileri memnun etti. Her ne kadar PC toplama konsoldan pahalıya da gelse, orijinal oyun alanlar oyun fiyatı ile amorti edebiliyor. Korsan kullananlar zaten sadece donanıma para veriyor. Ama onları saymıyoruz.
Yılın oyun tableti: NVIDIA Shield tablet.
NVIDIA K1'in gücü ve eklenen yazılımlar ile tam bir oyun tableti olmuş. Ülkemizde satılmıyor maalesef.
Bu yıl sevdiğim donanımlar:
Bu yıl kendime pek bir şey almadım. Ama elimden geçen donanımlara bakınca birkaç tanesini yazabilirim. AMD'nin FX işlemcileri oyun sistemi kurmak için idealmiş. Intel'den ucuz ama yeterince performanslı. Anakart tarafında AMD'nin Intel'den daha zayıf olduğunu gördüm. Orada tasarruf etmemek ve iyi bir anakart almak gerek. 256 GB SSD'lerin fiyatlarının daha da düşmesini bekliyordum ama olmadı. Dolar da coşunca yine 120 almak durumunda kaldık. Ekran kartı olarak AMD Radeon 280X hoşuma gitti. NVIDIA GTX 760 yerine alınabilir. GTX 970 ise 'coil whine' sorununu saymaz isek yüksek performans isteyenlerin çözümü oldu.
Kendime aldığım belki de tek kayda değer ürün Asus PB248Q oldu. yaklaşık sekiz yıl sonra kendime monitör aldım. 1920x1200 IPS panele sahip bu monitör, 24 inç monitörler arasında en iyilerinden biri. Tavsiye ederim. Logitech G502 de bozulan G9X'imin yerini aldı. Çok daha iyi bir fare.
Tablet olarak Nexus 7'ye devam ettim. G2 ve Xperia Z2'den sonra çok az kullanıyorum zaten. Yeni bir tablet ilgimi çekmiyor. Şu an daha çok akıllı kol bantı gibi giyilebilir ürünler ilgimi çekiyor. Intel'in SMS audio ile ürettiği kulaklıkla Jabra'nın benzer ürünü takip listemde.
DDR4 ile tanıştık ama alamadık. X99 platformuna takıldığından zaten alınabilir olmaktan uzak. Ama piyasada da az bulunuyor. Inte Haswell'lerini tazeledi ama güncellemeye değecek bir şey yok. Keza Z97 de öyle. Core M ilginç gibi ama ürünler 2015'e kaldı.
İncelemesini bizzat NVIDIA ofisinde yaptığım G-SYNC'i çok beğendim. Bu yıl AMD ile Freesync de gelecek. Monitör almak için bekleyen oyuncular 2015'te mutlu olacak. 2014 yılında sadece Asus'un süper pahalı monitörü ile sunulmuştu G-SYNC. Daha alınabilir modeller de geliyor. AMD için de yeni monitör gerekecek. Onlar da yolda.
Sizin de eklemek istedikleriniz varsa, buyrun bekliyoruz. Unuttuğum şeyler de olmuştur, hatırlatırsınız.
Gelecek yıl ile ilgili kısa tahminler
Şimdilik bu kadar. Listemi güncellemeye devam edeceğim.
Teknoseyir' ve bir takım değerli kanalları daha tanıdım abi daha ne olsun.:) @teknoseyir @gamsizm @baris_ozkok @leventp @hkellecioglu @can @lawnmower
Murat bey Monitör bölümünüzdeki tüm incelemeleri okudum ve seyrettim. Almak istediğim monitör konusunda bir türlü karar veremedim, yardımcı olursanız sevinirim. 27" IPS Monitör bakıyorum. Fakat ayağını kullanmayacağım, duvara monte edilecek. PHILIPS 27" 274E5 ve AOC Monitörlere bakıyorum. AOC'da VESA özellikli monitör bulmak zor, incelediğiniz PHILIPS 27" 274E5 monitörde sizi pek tatmin etmemiş görünüyor. Olumlu yönleri çok az bir monitör. Duvara monte edebileceğim bir monitör önerirmisiniz rica etsem. Yeni yılınız kultu olsun bu arada, ve herkesin. @gamsizm @teknoseyir
Bu aralar 27 lere pek bakmadım ama benim incelediğim Philips ile AOC gibi ürünler ortak panel kullanıyorlar. Aynı mantıkta üretilen ürünlerde de muhtemelen aynı panel çıkacak. IPS'te bence film için alınabilir modeller bunlar. Ne amaçla aradığınızı yazın. Bazen film ağırlıklı kullanım için 32 inç güzel bir TV daha iyi bir seçenek olabiliyor.
Geri dönüşünüz için teşekkür ederim Murat bey. Kullanacağım Monitörde filmden ziyade, Oyun, İnternet, Office, Uzak Masaüstü vs. Film'i zaten TV'de izliyorum. Değiştirme amacım aslında çok uzun zamandır aşağıda resmini koyduğum Samsung SyncMaster 2333sw kullanıyorum. Değiştirme vakti geldi diye düşünüyorum. Çünkü ekranda garip ve tuhaf şeyler olmaya başladı. ( Renkler, dalgalanmalar vs. ) Benim için önemli olan Duvara Monte edebileceğim, Full HD ve HDMI bağlantılı bir monitör. İstanbul'da mevcut Teknoloji Mağazalarını gezmeme rağmen yukarıda bahsi geçen özelliklerin tümüne sahip bir monitöre rast gelmedim. Monitör için ayırabileceğim Max. bütçenin 1.200 TL olduğunu dipnot olarak söylemek isterim. Sadece sizin görüşünüz ve tavsiyerinizi almak isterim.Ayrıca az önce Levent beyin videosunu izledim '' Sana Telefon Öneremem '' güzel bir mesaj verilmiş. Umarım burdan bir esinlenme olmaz benim konumla ilgili. 🙂 Saygılarımla. @gamsizm
Oyun Seyir de Euro Truck serimize devam ediyoruz. Yan koltuğumuz geniş. Hepinizi bekliyoruz. Çaylar Müsessesemizdendir 🙂
@baris_ozkok Gece geç geldiği için bugün izleyebildim videoyu. 50 dakika daha ne isterim demiştim ama sanki 15 dakika gibi geldi 🙁 Bu seferki gerçekten su gibi akıp geçti. COD'un da son bölümü en eğlenceli bölüm olmuştu, bu da aynı şekilde en güzeliydi. Hiç kimsenin yapmadığını yapıp Halit Akçatepe'yi böyle andığın an içimden helal olsun demek geçti sadece. Zira çevremde Halit Akçatepe kim? diyen insanlar var. Allah akıl fikir versin diyebildim sadece içimden. Aynı bölüm okuduğumuzu bilmiyordum ben de İşletme okuyorum 🙂 Tam da dediğin gibi sevilen işi yapmak önemli ama pek de sevdiğim iş seçenekleri yok önümde, daha 2. sınıfım 2 sene daha var ama ne yapacağımı bilmiyorum açıkçası. Sevdiğim tek konu teknoloji, bilgisayar vs. ama bunlar için ne yapabilirim bilmiyorum... Son olarak, izleyenleri kaçırdıysam sıktıysam affola gibi şeyler söyledin, bir üstadı anmakla kaçacak insanlar kaçsın gitsin zaten, en azından geriye seviyeli çekirdek kısım kalır. Diğerlerinin gelmesine hiç gerek yok bence. EVOY gibi seviyeli bir kısım kalmış olur. EVOY twitch yayınlarında açıkça belli oluyor küfür eden yok spam yapan yok.. Böyle bir oyun seyir ailesi oluşturmuş oluruz bizde 🙂 Son dedim ama bu gerçekten son 😀 ETS2 twitch yayını bekliyorum ben 😀 Upload hızı sıkıntı evet ama zaten ETS'yi izleyenler sadece sohbetin için izlediklerinden kimsenin takılmayı kafaya takacağını sanmıyorum. Bu güzel video için tekrar teşekkürler..
Barış abi yol kilitlenirse oyunu kaldığın yerden kaydet tekrar yükle. Yol boşalmış oluyor böylece sinirlenmene de gerek kalmaz 😀 @baris_ozkok
Yahu bu kadarbasitmiymiş ? Tüh yazık oldu o kadar aracı ezdik geçtik 😀
@baris_ozkok Barış abicim biraz uzun olacak fakat okursan oyunda bayağı bir mesafe kat edeceksin…
Barış abi oyunun serisi güzel gidiyor sana bazı konulara da öneri sunmak istiyorum. Yapıp yapmamak tabiki senin elinde olan bir şey. İlk olarak oyunda 4 çeşit frenleme sistemi var Bunlar;
1.Normal fren (S veye aşağı ok)
2.El freni (spacebar tuşu)
3.Motor freni (B tuşu ki aktif olabilmesi için basılı tutman gerekir!)
4.Routerdar freni (Ş indirir İ ise kaldırır, 3 veya 5 kademeli çalışır baba mesleği routerdarı biliyor olman gerekir :))
Not: motor freni yavaşlamanı ciddi derecede artırır. Routerdar her çekicide ÇALIŞMAZ.
Oyunun azami hızı 90 olarak belirlenmiştir ama istersen Seçenekler > Oynanıştan > Hız Sınırlayıcı işretini kaldırıp 90 km hızı geçerek yolun durumuna göre saatte 170-180 km hıza kadar ulaşarak oyuna heyecan katabilirsin.
Daha gerçek bir sürüş keyifi istiyorsan da yine Seçenekler > Kontrollerden > Şanzımanı Gerçek Otomatik yapıp, altındaki Akıllı Otomatik Şanzimanı tıklayarak daha çabuk yüksek hızlara çıkabilirsin.
Biraz uzun olduğunun farkındayım ama yaparsan oyunun çekim süreleri ciddi bir şekilde kısalır. Yazımı okuduğun için teşekkürler. İYİ OYUNLAR 😉
Routerdar değil Retarder 🙂 ayrıca barış abi otomatik retarder özelliğini aktif etmiş sanırım. Frene basınca retarder uğultusu da geliyor.
Merhabalar. Güzel öneriler. Bir kısmına uyacağım. Ama hız sınırlarını bilerek aşmıyorum 🙂
Acil bir durumda tüm frenleri birden yapmak lazım ki durabilirsin zaten 😀
Çok büyük keyifle izliyorum ve takip ediyorum. Hatta bazı yerlere çok gülüyorum. Tepkileriniz çok doğal ve eğlenceli. ETS 1. bölümde bir otobüse arkadan vurduktan sonra en önde ki araca ( aslında şerit daraldığı için duruyor araçlar orada. ) Şu dangalak kaza yapmış, onun sıkıntısını çekiyoruz diye seslenmenize defalarca güldüm. ( Muhtemelen daha yeni oynadığınız için bilmiyordunuz bu durumu ). Emeğine sağlık Barış hocam. Keyifle takipteyim. İşlerin güçlerin rast gelsin inşallah.
Çok çok teşekkürler ederim güzel görüşlerin için. Hala anlamamıştım 😀 Neyse öğrenmiş oldum. Demek boşa dangalak demişim adama yazık 😀 😀 😀
Konuğumuz Cevdet Acarsoy ile bu defa havacılığın tarihine dalıyoruz.
Merhabalar,
Öncelikle tüm yorumlar için teşekkür ederim. Hatalarla ilgili açıklama yapma gereği duydum, sizlerin de katkılarınızla düzeltilenler oldu. Sadece yapıcı eleştirilere cevap vermeye çalışacağım. Belirtmeliyim ki havacılık tarihçisi ya da uçak mühendisi değilim, sadece bu alanlardan pilotaj için gerekli bazı bilgileri çeşitli kaynaklardan bilgileri derledim. Bu derleme sırasında ana amaç, her bilgiyi vermek, ansiklopedik kapsamlı bilgi vermek ya da her ihtiyaca cevap vermek değildi.
• Türk Havacılık Tarihi ve Helikopterler için ayrı videolar düşündüğümüz için onları hiç anlatmadık. Kitabımda (Sanal Pilot) Türk havacılık tarihi isimli bölüm mevcuttur, yani köklerimize ihanet söz konusu değildir.
• Yunan mitolojisi, uçuşla ilgili en eski kanıt olmayabilir düzelteyim, antik Çin’de uçurtmalar insan taşıyacak boyuta ulaşmış şekilde resmedilmiş anlatılmıştır. Benim ve kullandığım kaynakların mitolojiyi örnek verme sebebimiz, insanların uçma isteklerinin tezahürüdür. Bu mitolojik anlatının önemi, insanların bu isteklerinin ne kadar eski olduğunu anlatmaktır.
• Howar Hughes, blackbird, ramjet vs. bir çok mihenk taşı var fakat bunlar gibi figürlerin tarihe etkisi veya belli bir dönemi yansıtmaları açısından özetin özeti olan içeriklere katamıyorum.
• G kuvveti tabi ki ivmelenmeyi anlatır. Kütle çekimi (gravity) değildir, isimlendirme hatalıdır. Orada anlaşılması kolay olsun diye ağırlığımız o kadar katına çıkıyor demek için söylemiştim faka atmosfer basıncı ile karışacağını izleyince fark ettim. Tekrar edelim, g kuvveti (İngilizce: g-force), bir kütleye belirli bir durumda etki eden hızlanmadır (akselerasyon). Videoda anlatılan pozitif g dir. (Kaynak: Godwin, Peter, David Robson. ''The Air Pilot's Manual 6: Human Factors & Pilot Performance.'' 3ncü baskı. Cranfield. Aviation Theory Centre, 2006.)
• Jet motoru konusunda, diğer konularda olduğu gibi genel bir bakış açısı sunmayı amaçladık, bu tip motorlar vardır, çalışma sistemleri basitçe şöyledir gibi. Turbo-jet ve Turbo-fan detaylarına bu sebeple girmedik.
• Roket motoru konusunda, kullandığım kelime bir jet motoru çeşidi olan roket motoruydu(A rocket engine, or simply "rocket", is a jet engine[) Uzay mekiklerindeki roketi kastetmemiştim, fakat tüm askeri uçaklarda kullanılmaları konusunu düzelteyim. ( Kaynak: George P. Sutton and Oscar Biblarz (2001). Rocket Propulsion Elements (7th ed.). Wiley Interscience. ISBN 0-471-32642-9. See Chapter 1.)
• X15 2004 yılında hız rekortmenliğini 9.6 Mach ile X43A’ya bırakmıştır, onu düzeltelim. (http://www.nasa.gov/missions/research/x43-main.html)
• Bahsi geçen belgeseller:
Great Moments in Science and Technology, The Montgolfier Brothers and the Hot-Air Baloon
Charles Lindbergh - From New York to Paris 1927- La Guardia Comunity Colegge
Where's Amelia Earhart - National Geographic Channel
Air Crash Investigation Air France Flight 4590 Crash of the Concorde
Beğenen arkadaşların iltifatlarına teşekkürler, yapıcı eleştirilere de çok teşekkürler, bu sayede hataları düzeltme fırsatı bulduk.
güzel başladı ama süreden kaynaklı olsa gerek çok önemli şeyler atlandı. bir de Concorde kısmı biraz sallama geçti gibi. bir kere kaza yaptı diye artık tutmadı, tipi kayıktı olmadı demek yanlış olmuş bence. bugüne gelene kadar 737 ailesi ne kanlı kazalar geçirdi ama bugün en güvenilen uçaklardan. Concorde'u işletmek çok maliyetliydi ve gürültülüydü. bu kadar masrafa karşılık 100 kişi alabiliyordu ve tek sınıf koltuk konfigürasyonu vardı. bazı tasarım hataları da vardı, motor ve tekerleklerin yerleşimi tersti. tekerler motora su sıçratıyor diye 2. versiyonda çamurluk tarzı şeyler eklendi ama bu da onun son kazasında ve bitişinde aktif rol alacaktı.
Lütfen Biri Bana Yardım Etsin Win 8.1 e Ps 3 kolunu Nasıl Bağlıyabilirim
Meraklısına: Microsoft Flight Simulator X, Steam Edition ile geri dönüyor.
@leventp @gamsizm
Güzel haber. Emektarı hazırladım, bir de bağlantı işini halledebilirsem tam olacak. Microsoft'un bu yavruları gözden çıkarmasına anlam veremiyorum hala.
Arkadaşlar, Osmanlıca meselesiyle ilgili tartışmaları buraya taşımayın lütfen. Komik de olsa, eğlenceli de olsa bu konudaki paylaşımlar görüldüğünde silinecektir. Herkesin görüşü kendisini bağlar, bunların tartışılacağı ortam burası değil.
+1.Ben olaya eğitim yönünden bakıyorum şahsen.Gelip bunu yapanlar başka siyasi lider olunca da aynı tepkiyi çekerdi.Ben Dünya Latinceyi ''Bilim Dili'' ilan etmiş,alfabesi her dilde kullanılıyor,biz Arapçaya geri dönüyoruz,saçma sapan dayanaksız keşif iddiaları atıyoruz.O dönemin bilim dili oydu derlerler şimdi.Eee,şimdi bir niteliği varmı?Ben görmek zorunda niye bırakılıyorum?İşimiz gücümüz saçmalık.
@signoconte Ben taraf gözetmiyorum, merak etmeyin. Beni birazcık tanımışsanız tarafsız moderasyon yaptığımı da görmüşsünüzdür.
@tolgaaaltas Evet ucu bir noktada bilime dokunuyor ama diğer tarafta siyasi ve dini görşlerin çarpışmasına sebep oluyor. Herkesin bu duruma gösterdiği hassasiyet aynı değil, herkesin görüşü de aynı değil. Size göre bilimsel gerçek olan şey bir başkasına göre kefarettir, ona göre tanrının emri olan şey size göre yobazlıktır. Bu yüzden bunları mümkün olduğunca sitenin dışında tutmaya çalışıyoruz. Kontrolden çıktığında neler olduğunu dün akşam görmüşsünüzdür. Ben açıkçası pek bilimsel tartışma görmedim sabah baktığımda, sadece siyasi ve dini atışmalar vardı.
@signoconte taraf tutmadığınızı biliyorum ancak adam bize hakaret ederken onun yorumları gözlerden kaçtı herhalde.Daha dikkatli olunmasını rica ediyorum sadece.
Millet olarak düşünce tartışmayı öğrensek böyle kurallara gerek kalmayacak aslında. Liselerdeki Osmanlıca'nın da buna katkısı olacağını zannetmiyorum 😀
o dust2 A plant sahnesini görünce oyuna giresim gelmedi 😀