18 Eylül 2022 (dün) tarihli Haftalık Gündem Değerlendirmesi'ndeki habere istinaden, tabii ki speedtest.net'de buldum kendimi. İşte hayalime yakın olan bağlantının test sonuçları:

Sahip olduğum paket: 100Mbps download, 10Mbps upload'u kapsıyor.

Upload hızına dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir tuşa baştılar ve upload 20 katına çıktı.

Birkaç not:
Benim bulunduğum binadaki switch, gigabit destekli bir model ile değiştirildi. Bir ara TeknoSeyir'de bu macerayı paylaşmış idim. Vaat edilmiş olan hızın %80'ıne ulaşamayınca (100Mbps yerine 79Mbps alınca), teknik servisinde insiyatif alması sayesinde binamdaki switch değiştirilmiş oldu. Binanızda 100Mbps destekli bir switch mevcut ise, fiber abonesi olsanız bile bu hızları elbette göremeyeceksiniz.

Eğer upload bant genişliği de bu testteki sonuçlar ile örtüşecek ise, çıkartacakları bir pakete kaç para isterlerse veririm diye düşünüyorum. Dünyadaki durumun elbette farkındayım, dolayısı ile fiyatların ülkemizde ne hâlde olduğu da gayet açık Yine de, bu hızlara ulaşmak şu an benim için adil bir hizmet almaktan çok daha önemli. Bana katılacak pek çok profesyonel olduğuna da eminim.

Darısı başımıza 🙂

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Bu bir Turkcell Superonline Güzellemesidir:

Bu yılının başında, Turkcell Superonline'ın benim bulunduğum bögeye bakan çözüm ortağı olan Nova Bilişim ile yaptığım anlaşma sonucunda bir internet ve tv paketi üyeliği aldım.

Paket içeriği şu şekilde idi:
100Mbps download, 10Mbps upload sınırsız fiber internet
En üst pakete sahip 2 adet TVPlus (1 tenesi 4K destekli)

Hem Turkcell Superonline merkezinden, hem Nova Bilişim'den defaatle aldığım taahhüde göre, TVPlus kutuları aynı modeme bağlanıyor olsa da, internet bant genişliğinin televizyon yayını nedeni ile asla etkilenmeyecek idi.

Elbette, "hayatta iyi şeyler olmaz" ilkesi devreye girdi ve internet hızı çoğunlukla 78Mbps civarında faaliyet göstermekte ısrar etti.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Turkcell Superonline benim bulunduğum bölgede çok iyi bir teknik servis hizmeti vermekte. 10 yıldan uzun süredir müşterileri olduğum hâlde, bugüne kadar bir durum hariç asla servis ücreti ödemedim. O tek seferde de ben kesinlikle kabahatli idim. Teknik servis bir iki istisna haricinde her zaman 24 saat içinde, hatta çoğunlukla aynı gün eve gelerek soruna müdahale etmeyi başardı.

Bu sene yaşadığım ilginç durumda, Ağustos ayı ortasında (evdeki kablolamayı düzgün hale getirmeyi becermemin akabinde) arıza kaydı oluşturdum. Teknik servis görevlisi birkaç sefer gitti ve geldi. Çok ilgili ve kibar bir beyefendi olduğunu kesinlikle es geçemem, ki Superonline teknik servis görevlileri benim oturduğum bölgede genelde böyle bir mizaca sahipler. Ne var ki sorun tespit edilemedi. Ne olduğu bir türlü çözülemedi. İş başa düştü ve kendi testlerimi gerçekleştirdim. Anlaşıldı ki, Superonline'ın ısrarla iddia ettiğinin aksine TV kutuları operasyonel iken internet hızı düşüyer, kutular kapalı iken ise olması gereken hızı %5 gibi kabul edilebilir bir kayıp ile verebilmekte idi. Bir ufak dedektiflik yaparak sorunun ana switchten kaynaklandığını keşfettim. Tam olarak şu şekilde:

Superonline'ı arayarak, 200Mbps hız paketine terfi etmek istediğimi ifade ettim. Müşteri temsilcisi bu hizmeti veremeyeceklerini, binamdaki altyapının yetersiz olduğunu iletti. Dolayısı ile yaşadığım sorunun sebebi gün gibi ortadaydı.

Anlaşılan o ki, Superonline TVPlus bulunan abonelikler için, abonelik paketindeki internet hızına ek bir bant genişliği daha tanımlıyor. Bu sayede, paket içinde sattığı bant genişliği, televizyon yayınından etkilenmiyor. Bu nedenle de bazı TVPlus ve fiber internet kullanıcıları, abonelik paketlerinde vaad edilen hızdan yüksek değerler alabiliyorlar. Benim binamdaki paortlar ise maksimum 100Mbps download, 100Mbps upload veri akışı sağlayabiliyor. Bu nedenle de TVPlus kutuları devreye girince, kutu başına 8Mbps kadar bir bant genişliği bütçesi oluşmuş oluyor.

Eve gelip gidip, bir türlü sorunu bulamadığı için kendini paralayan genç ve nazik servis görevlisine, birkaç test ile birlikte bu durumu izah ettim. Kendisi bu konu ile ilgilenmeyi deneyeceğini, ancak bir çözüm için söz vermeye yetkisi olmadığını belirtti. Kendisinin yetkisi sınırlı olduğundan, bu tutumu elbette anlaşılırdı. Elbette TeknoSeyir takipçisi uyuz bir herif olarak, hukuki bir saldırı başlatmak için tüm hazırlığımı zaten yapmıştım. Sözelşeme şartları da, telefon görüşmesi kayıtları da, BTK düzenlemeleri de açıktı ve benim yanımdaydı.
Bu konuyu biraz dinlenmeye bırakmıştım ki, dün benimle ilgilenen teknik servis görevlisinden bir telefon aldım. Kendisi, bugün saha ekibinin binamdaki ana switchi değiştireceği, 1Gbps destekli bir modelin devreye alınacağı hususunda beni keyifli bir ses ile bilgilendirdi. Bir iki saat geçmeden de bu işlem gerçekleşti. İnternet bant genişliğim olması gereken hale gelmekle kalmadı, stabilize de oldu. Speedtest üzerinde yaptığım testlerde dalgalanma gözlemlemedim.
Tüm bu olaylar yaklaşık 12 ya da 15 gün içerisinde gerçekleşti. Turkcell Superonline, bana vaat ettiği hizmeti tam olarak karşılayabilmek adına, 3 binaya internet dağıtan switchi değiştirdi ve bunu yapmaları bana birkaç telefon görüşmesinden fazlasına mâl olmadı.

Sonuç olarak bence bu güzelleme hak edilmiştir. Esenlikler dilerim :).

#akis #internet #turkcell #superonline #turkcellsuperonline #fiber #teknikservis

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Mr.Bell @mr-bell

    Güzel bir şekilde çözümlenmiş olması iyi olmuş, özel değilse fiyat olark ne kadar ?

  • ad33p @ad33p

    200mbit'e geçtiniz mi peki yoksa o sadece denemek için miydi?

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      Aslında 200 Mbps hızını alamayacağımı, ve bunun altyapıdan kaynaklandığını onaylayabilmek için o görüşmeyi gerçekleştirmiştim.

    • ad33p @ad33p

      @gbeydagi Anladım, 1 gbps portlar gelince, bir cezbetmiştir diye düşündüm ama tabi fiyat farkı da önemli.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      @ad33p Cezbetmez mi üstadım :). Mbıt başına 1TL gibi düşünebilirsiniz fiyatı. En azından ben bir hafta evvel sorduğumda öyleydi. İlginç bir uygulamaları var. 1Gbps istediğiniz vakit, fiber altyapısı olan bölgede iseniz, switch yetersiz bile olsa ekip gelip altyapıyı uygun hale getirip, size o paketi sağlıyor. Ancak bunun da bir fiyatı var tabii. Bana da verilmiş olan fiyat buna bağlı olabilir. Merakımdan tekrar açıp soracağım. Tabii bana sorarsanız, 1Gbps hız yerine 100Mbps simetrik interneti tercih ederim. Upload mevzusu çok can sıkıcı mâlum. İlginizi çekerse, simetrik internet hizmeti sadece kurumsal müşteriler için sunuluyor. Şirketim olduğu için teklif alma imkânım olmuştu. Benim oturduğum ev özelinde, 100Mbps simetrik internet için 3750 TL tutarında bir teklif çektiler. Akıl alır bir rakam değil. Tabii internetin kesilmeme garantisi, kesilirse 15 dakika içinde müdahale, kesik kaldığı süre için tazminat ve %99 hız garantisi gibi ek vaatleri mevcut. Sanırım adına da "Metro İnternet" diyorlar. Yine de çok ama çok pahalı. Minasota'da oturan bir meslektaşım 500Mbps simetrik internete sahip. Astronomik rakamlar ödediğini de sanmıyorum. BTK upload bant genişliğinden ne istiyor ise artık, ondan vazgeçse keşke. 🙂

    • ad33p @ad33p

      @gbeydagi Burada Fiber yok, Türknet ile yeni 100mbite geçtim ben de onun keyfini sürüyorum yeni yeni. O yüzden gigabit internet için daha az üzülüyorum 🙂
      Superonline ve Turksat Kablo çok limitli kaldılar Türkiye çapında. Yayılabilselerdi tüm ülkeye, rekabetten belki upload hızları da etkilebilirdi.
      100/100'e 3750 isterken şanslı olan kişiler Türknet Giga Fiber ile 1000/1000'i 100₺'ye alabiliyor. Tabi Metro internetin bahsettiğiniz stabilite garantisi var onun için daha fazla istenebilir ama bu 10 katı fiyat değil tabii ki.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      @ad33p Hem rekabet yok, hem de anladığım kadarı ile yüksek upload hızlarını vermek konusunda ne devler, ne de firmalar pek gönüllü değiller. TürkNet'in çok yüksek download hızı verdiğini biliyordum, ancak simetrik upload verdiğinden haberim yoktu. Bir parça şok olduğumu itiraf etmeliyim. Bildiğim kadarı ile TürkNet'in bu modelinde stabilte sorunları çok oluyor ancak yanlış biliyor da olabilirim.

    • ad33p @ad33p

      @gbeydagi En son TS'de burada inceleme vardı. Kullanıcı sayısı az şu an çok sorun olmuyordur ama kullanmadığım için bilemiyorum tabii.
      https://teknoseyir.com/inceleme/turknet-gigafiber-incelemesi

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      @ad33p Çok teşekkür ederim. Farklı seçeneklerden haberdar olmak güzel.

  • Burhan @epsilon

    Aynı firma bana 8 Mbps interneti zor veriyor hem de 90 tl. Üstelik yeni taahhüt için 120 tl ücret istiyor. Dağ başında da oturmuyorum iki elit mahallenin arasındayım sağdan soldan fiber geçse de bana uğramıyor bi türlü.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      Malesef internet paketlerindeki bu fiyatlama ve segmentasyon adaletsizliği, hatta şuursuzluğu çok kötü durumda. Ne var ki, bunun yegâne sorumlusunun Türk Telekom olduğunu düşünüyorum. Firmayı büyük bir başarı ile hortumlayıp, batırıp kucağımıza bıraktılar mâlumunuz. Benim oturduğum bölgede Turkcell Superonline'ın kendi fiber altyapısı var. Benim şansım da bundan kaynaklanıyor.

    • Burhan @epsilon

      @gbeydagi Gerçekten çok saçma yani adsl neden fiberden daha pahalı mantık yok.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      @epsilon Çünkü mecbursunuz. Aslında çok mantıklı. İnternet bir zaruret ve orada mahkum vaziyettesiniz. Firmalar da bundan faydalanıyor. Çok ilginçtir, aynı durum California eyaletinde de böyle imiş. Düzenleme gereği o eyalette bir bölgede bir firma internet hizmeti satabiliyor. Şanssızsanız, çok pahalıya çok düşük kaliteli internete mahkum kalabiliyorsunuz.

Çıkan her TeknoSeyir anahtarlığını alabilmiştim. Gece 23:00 ve "hype'çılar", bu sefer beni mahvetti :(. Hayatımda ilk defa "hype'çılar" ile aynı sırada bulunmak zorunda kaldım, zaten beni paramparça ettiler.
Bir bot: gece sepete ulaşmaya çalışırken, yanlışlıkla 6 adet anahtar eklediğimi fark ettim. Giremediğim için, silemiyordum da... Ancak bu şart dahilinde girmeyi başarım 2'den de fazla adette anahtarlık sipariş verebilmiş olanlar olabilir.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Hamdi @hamdi

    Millet kafayı yemiş. O durumda alacağım varsa da almadım. https://teknoseyir.com/durum/1457661

  • Gürkan ATILGAN @gurkan-atilgan

    hype ile ilgisiyok site bozuk yayına alınmış @gbeydagi @hamdi

    • Hamdi @hamdi

      Tamam da millet gereksiz kırk takla attı bir tane anahtarlık alabilmek için. Ne kadar zaruriymiş 😀

    • Gürkan ATILGAN @gurkan-atilgan

      @hamdi teknoseyire destek olmanın yanında hatıra değeri olan bir şey, gördüğün üzere bitmesine de aynı oranda üzülmüşler, ben bir şekilde alabildim, alamasaydım beni de üzerdi 🙂

      siteyi yeterince test etmeden mağazayı devreye alımışlar sanırım, sepet patlakmış canlıda fark edildi, geç saat malum o an düzeltilmeyince de kaosu getirdi tabi

      @gamsizm başka gönderide dediği gibi o heyecanla bir sürü kişi üçer beşer sepete ekleyip banka havalesi falan bir şekilde sıfırlamaya çalıştılar sepetlerini, bu nedenle stok bitti gözüküyordur, bugün çözülür muhtemelen

    • Recai @recai

      @hamdi takladan ziyade, manevi degeri var. mesela ben pclabs zamanlarindan da öncesini, darkhardware zamanlarini da hesaba katarsan 20 yildir burda takiliyorum, zamaninda sakin davranip bardak,kupa vs ne varsa kacirmistim, cok uzulmustum, simdi ise oyunu kuralina göre oynayip anahtarlik alabildim. bu tarz birseye girismek elbette hosuma gitmedi.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      @gurkan-atilgan Ben söz ettiğiniz gönderiyi görmemiştim. Bilgi için teşekkür ederim. Sepetin yanında "6" rakamını görünce benzer bir durumdan şüphelenmiştim. Belki bir umut alma imkânımız olur. Koleksiyon ürünlerini ne severim, ne de biriktiririm. Evdeki kimi imzalı konser biletlerinin bile yerini bilmiyorum. Ne var ki, TeknoSeyir yetişkinlik dönemi bilgisayar kültürümü bir anlamda inşa etmiş bir yayın. Onlardan hatıraları çalışma masamda tutmak, iş alanı, tezgahı tamamen bilgisayarın içinde olan biri olarak, bana kendimi iyi hissettiriyor. Gece 11 duyurusunu gördüğümde bir nebze canım sıkılmıştı zaten. Gece 11, herkes zaten sohbette. Bir anda yüklenileceği açıktı. Gün içerisinde olsa idi, mesai koşturma derken herkes kendine göre bir saatte alacaktı; muhtemelen bu yığılma olmayacağı için de, üç'er beş'er alınmayaqcaktı. İnsanlar kendi "hype'larını" kendileri yaratıyorlar :).

  • Görey Beydağı @gbeydagi

    Evet stokta. Tesadüfen gördüm ve aynı mikrosaniye satın aldım 🙂

Sevgili TeknoSeyir'ciler,
Bir konuda delirmek üzereyim. Bu toplulukta kesin bunu çözmüş, ya da aynı konudan deliren birileri vardır; mâlum perişanlık ortaklığı sever.
Yurt dışında faaliyet gösteren bir yazılım firmasından, şirket üzerine yazılım almaya çalışıyorum. Ödeme aşamasında, firma bana doğrudan %18 KDV yansıtıyor -yaşasın(!)-. Mâli müşavir, bu şekilde yansıtılan KDV'nin devlete bildirilemeyeceğini, bildirilmesi için tekrar KDV ödenmesi gerektiğini iletti.
Tabii ki firmalarla bu konu yazışıldı, VAT ID (Vergi Kimlik Numarası) numaraı girersem faturanın KDV'siz olarak düzenleneceği öğrenildi. Sorun çözüldü zannetiğim o rahatlama anında, girdiğim vergi numarasını ilgili site "geçersiz" olarak belirledi.
Bilmediğim bir çeşit vergi numarası nizampajı olma ihtimali dışında aklıma pek bir şey de gelmedi.
Sizce kaderimiz olan coğrafya dışında sorun -ve elbette çözüm- ne olabilir?

#TeknoYardım #akış #eticaret #Yazılım

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 5 / 10
  • Görey Beydağı @gbeydagi

    Bahsettiklerinizin tamamı doğru, ve tamamını bugün yaşadım. Sorunum şu ki, ilgili firmaların sitelerindeki kayıt/ödeme sistemlerindeki "VAT ID / VAT Number" kısmına, ilgili vergi numarası (şahıs firması içinTCKN) bilgisini girdiğim zaman "geçersiz" ibâresi ile karşılaşıyorum. İki farklı ülkedeki, iki farklı firma ile denediğimde bu sonucu aldım. Bu noktaya ilişkin bir çözüm arıyorum. Bir şekilde girdiğim verg numarasını karşı tarafa geçerli kabul ettirmem lâzım. İşin aslı önerilere açığım.

  • Ufkabakan @ufkabakan

    Uzmanını konuya davet edelim; @hamitozlu Hocam siz bilirsiniz.
    @gbeydagi Bu VAT ID girdiğinizde kabul etmeme olayını şöyle tahmin ediyorum. Firma Avrupa firması ise, "SADECE" Avrupa VAT ID standartına göre ID kabul eden ya da girilen ID'yi sistemden sorgulatan bir yazılımsal alt yapı kullanıyor olabilirler. Haliyle Türkiye'de ki Vergi Numarası ve TCKN ile Avrupa birliği vergi sistemine ait VAT ID uyumsuz. Sorun buradan çıkıyor olmalı.

    Çözüm, bizim hizmet aldığımız firmalarda kullandığımız yöntem, adres bilgilerimizi girdiğimiz bölümde "Avrupa Birliği Dışındayız" şekline bir seçenek oluyor genelde, onu seçiyoruz ya da firmaya ulaşıp, Avrupa VAT sistemi dışında olacak şekilde bizi faturalandırın diyoruz.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      @ufkabakan @hamitozlu paylaştığınız kıymetli bilgiler için çok teşekkür ederim. Üstadlarım, bütün günümü telefon açıp, mail atıp, sinirli adımlar ile zemin eskiterek geçirdim. Dış İşleri Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı, hiçbir şey bilmediklerini deklare ettiler -GİB ayrıca, faturayı beyân edersem, bir de burada KDV ödeyeceğimi, biraz etrafından dolaşarak da olsa not etti-. İstanbul Ticaret Odası, ne dediğimi dahi anlamadığını iletti. Ticaret Bakanlığı'na bağlı İthalat Genel Müdürlüğü ise, hacmi olmayan ürünlerin film hilesi olduğunu iddia etti. Yazılım, ki aslında yazılımdan ziyâde plug-in, ya da benim sektörümdeki doğru kullanımı ile "sample lıbrary" üreticisi firmalar, ard arda sorduğum sorular ve önerdiğim çözümlerden bunalmış olmalılar ki, derin bir sessizliğe gömüldüler. Almanya Büyükelçiliği Ticaret Ateşeliği ve Avrupa Birliği iletişim kanallarına yazdığım yazılara ise, hâliyle henüz cevap gelmedi. Tüm bu karmaşa içerisinde ulaşabildiğim bilgiler şunlar:
      - 1/1/2020 itibari ile fasıl 16'ya göre, Türkiye'den yapılacak ihrâcatlarda KDV uygulanmazken, Türkiye tarafından yapılacak ithalatlarda KDV (indirimisiz en az %15, indirimle en az %5) uygulanacak. Bu, benim mali müşavirime göre bireyleri kapsayan bir düzenleme, ancak pratik, başka bir hikaye anlatıyor.

      - Bir bilişim firması sahibi tanıdıklarımdan, son aylarda, AB ülkelerinden yazılım aldılar ise, faturaları inelemelerini rica ettim. Temmuz ayında Çek Cumhuriyeti'nden kredi kartı ile alınan bir yazılımın faturasında, VAT (KDV) %0 olarak hesaplanmıştı. T.C. Vergi Kimlik Numaralarını belirtmeleri yeterli olmuş. (Firma A.Ş.)

      - Yazıştığım Alman firma, sadece AB ülkelerindeki şirketleri kurumsal olarak tanımladıklarını, Türkiye ile olan anlaşmalar gereği KDV eklemek zorunda olduklarını bildirdi.

      Sample Library üreten çoğu firma, yapı itibariyle epey ufaktır. Üç dört geliştiriciden oluşurlar. Bunlara nazaran dev olan Steinberg firmasının sitesini biraz kurcaladım. Bilgi merkezi bölümünde şu başlık ile karşılaştım; "How do I order VAT exempt products (EU Only)".
      Şimdi bu firma, Türkiye dâhil tüm dünyada temsilcilikleri olan Yamaha tarafından satın alınmış dev bir yazılım firması -elbette müzik teknolojileri ölçeğinde-. Onlar fiyatlarını doğrudan vergiler dahil olarak sergilemekteler.
      Çok ilginçtir, Avusturalya'da faaliyet gösteren bir firmada da, aynı vergi sorunu ile karşılaştım. Sanırım kullandıkları ödeme sistemi tüm süreci takip ediyor, zira Türkçe desteği vardı.
      Sonuç olarak bir mesai süren çabalarım sonunda suda debelenmiş oldum. Ne var ki, TeknoSeyir topluluğuna itimadım tam. Bu işi bu topluluk çözemezse, çözülemez demektir.

  • Hamit ÖZLÜ @hamitozlu

    @gbeydagi @ufkabakan VAT ID konusunu açıklamış. Ayrıca biz AB ile ekonomik iş birliği kapsamında olduğumuz için karşı tarafa size kdv siz ihracat yapması gerekir. Ancak burada söz konusu yazılım olduğum olduğu için ikili anlaşmalara bakılarak kdv olup olmayacağına karar verilir. Bu da yetmez alınan yazılım hizmetinin niteliği de önem taşır.

  • Görey Beydağı @gbeydagi

    Müsadeniz ile, kısa bir güncellem yapmak istiyorum. Perşembe gecesi ve cuma günü yaptığım girişimlerde; Amerika'lı ve Avusturalya'lı firmalar -ya da kullandıkları çok uluslu ödeme sistemleri-, Türkiye Vergi Kimlik Numarası ile ilgili bir bug olabildiğini, ödeme işlemini tamamlamamın akabinde iletişime geçersem, KDV tutarını iade edebileceklerini ilettiler. Ne var ki, Almanlar ile olan sorun olduğu gibi duruyor. Ya Avrupa Birliği ile aramızdaki anlaşmalardan ileri gelen bir durum var, ve Türk bürokrasisinin ters evrimi yüzünden kimse ne olduğundan haberdar değil; ya da Avrupa Birliği, özellikle Almanya, hiçbir şeye adapte olmayı beceremeyen, dinazor marjinallerden ibâret olduğu için, soruya cevap vermekten dahi acizler.
    Hafta başında yeniden iletişime geçmeyi olânlıyorum. Bakalım nasıl maceralar yaşanacak. Herkese iyi bir hafta sonu dilerim, ben bu işi çözmek için bir yol arıyor olacağım.

Merhabalar;
İlginç bir durum ile karşılaştım. Belki beni aydınlatırsınız. Dün, profesyonel kullanım için bir müzik ek yazılımı satın aldım (sound lıbrary). Firmalar, satın aldığınız ürünlerini indirebilmeniz için bir "indirme yöneticisi" indirmenizi öngörüyor. Bâzıları ortak altyapılar kullanırken; bâzıları kendi yöneticisini indirmenizi tercih ediyor. Söz konusu olan Keep Forest isimli firma da, kendi indirme yöneticisini edinmenizi -ki işlevleri itibâri ile istemci demek daha doğru olur sanırım- öngörüyor. Ne var ki, kurulum dosyasını internetten çekip, çalıştırmaya kalktığınızda; Windows Defender ilgili exe dosyasını engellediğini belirten bir dialog ekranı çıkartıyor. Firma ile yazıştığımda, "Windows Defender'ı devre dışı bırakıp, tekrar deneyin." cevâbını aldım. Bu seçeneğin farkında olduğumu, başka firmaların da istemcilerini kullandığımı, onlarda böyle bir sorun yaşamadığımı, dolayısı ile kullandıkları istemcide bir sorun olabileceğini söyleyip, bana alternatif bir yol önermelerini, rica ettim.
Buna cevâben muhattabım; "Doğrudan indirme linklerini göndereceğim, ancak bir indirme yöneticisi güvenlik sorunu değildir" cevâbını bana kibarca iletti.
Tek fonksiyonu bilgisayarına dosya yüklemek olan bir yazılım, nasıl "güvenlik sorunu" olamaz; bunu zâten anlamadım. Asıl merâk ettiğim, Windows Defender bu gibi durumlarda yanlış kararlar verme karakteristiği gösteren bir yazılım mı? İş bilgisayarımda interneti oldukça sınırlı kullandığım, ve bilgisayarıma yüklediğim dosyalara dikaat ettiğim için W.D. işimi görür diye düşünüyordum. Elbette, bilgisayarın kas gücünü bir anti virüs yazılımına rezerve etmek istemiyişim de, kullanım sebeplerimden biri.
Sizce bu doğru bir yaklaşım mı?
#TeknoYardım #akış #Yazılım #İnternet #AlışVeriş

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Höşelek @benvaryaben

    doğrudan indirmek varken neden indirme yöneticisi ile yükleyesin ki...
    bunun mantığı yok bence.
    windows defender demekki bazı sıkıntıları görmüş ki engellemiş.
    windows defender bile engellediyse gerisini siz düşünün...

    • Martin @martin

      "Bile" demeyin. Otu bku engelliyor.

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      Ses ve müzik teknolojileri alanında çalışan yazılım firmalarının böyle bir tercihi var. Hem kopya korumada bir duvar daha olması, hem de paket büyüklüğü terabyte düzeyine ulaşabildiği için, daha rafine bir transfer sağlabilmesi için sanırım -ki pek de rafine olduğu söylenemez-. Ne var ki, herkes kendi indirme aracını kullanıyor. Linsans kontrolü tarafını, genelde bu ek yazılımları süren engine hâllediyor. Ne yazık ki, her firma bu iş için para ödemek istemiyor, ya da kendi engine'ini tasarlamaya çalışıyor. Tam bir karmaşa :).
      Not: Direkt linkten indirmede; bâzan arada dosya kaybolması (megabyte boyutunda bir sürü minik dosya oluyor bu paketlerede), ya da firmanın tercihi nedeni ile, yazılım partisyonlara bölünmüş olması nedeni ile indirme aracının nu birleştirmesinin gerekmesi gibi durumlar var. Düzgün firmalar, kendi araçlarına lokalden yükleme seçeneğini koyuyor; ancak sayıları az.

  • Tai per Dog Un @alipektas

    İndirme yöneticisinden kastınız, Google Chrome indirirken öncesinde indirdiği ve asıl Chrome'u indirecek olan küçük boyutlu araç gibi mi mesela? Yoksa IDM tarzı bir şey mi bu?

2000'lerden bâzı tınılar. Kişisel favorim Playstation One, ikinci favorim ise Gamecube.
https://youtu.be/2VnYXKwneUQ

Sond Every 2000s Kids Remember part2

THERE IS THE PART TWO VOICI LA PARTI DEUX
BeğenFavori PaylaşYorum yap

Merhabalar;
Uzun zamandır ihmâl ettiğim, gecelerı uykumu kaçıran bir konu olan, "yedekleme" ve "müşteriye dosya gönderme" işlerine eğilmeye karar verdim. İlk fark ettiğim, bu konuda ne kadar câhil olduğum oldu. Office 365 paketine dâhil OneDrive, müşteriler için WeTransfer, neredeyse sıfır yedekelemenın sonucu olarak; allah tarafından korunan verilerim ile hayatımı sürdürmekteyim. NAS, NAS'ın yansısı gibi çöcümler bütçemi şu an için aşıyor. Birkaç harici disk, otomatik ilerleyen bir yedekleme rutini, dosya paylaşımları için daha güvenli bir yöntem (sync.com gibi) konularında nasıl bir strateji oluşturabilirim, hangi harici diskleri satın almalıyım, hangi yazılımı kullanmalıyım konularını düşünüyorum. 3-2-1 kuralını biraz araştırdım, ama yine de kafam biraz karışık. Önerilere müteşekkir olurum.
Şimdiden iyi hafta sonları. 🙂
#TeknoYardım #akış #yardım

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Dün oldukça ilginç, ilginç olduğu kadar rahatsız edici bir şey yaşadım. Mobil operatör kodlu bir telefon beni aradı. Aramayı cevapladığımda, gürültülü bir yerde olduğu, ve mikrofonunda gürültü engelleyici olmadığı çok belli olan bir hanım; ksa bir ankete katılmamı rica etti. Müsait olduğum takdire herhangi bir anket uygulamasını geri çevirmeyen (hem meraktan, hem de varılmak istenen sonucu manüple etmeyi deneme muzipliğinden) ben, "buyursunlar" dedim. Hanımefendi evvela yaşımı, ardından medeni durumumu sordu. Yaşımı ve bekâr olduğumu söylememin ardından, -ki bu birazdan önem kazanacak- mesleğimi sordu. Müzisyen olduğumu belirtmem ile birlikte heyecanlanan ve neşelenen hanımefendi, "enstruman mı çalıyorsunuz, şarkı mı söylüyorsunuz?" sorusunu tüm neşesi ile önüme fırlattı. Biraz afallamış bir hâlde, ve duraksayarak, enstruman çaldığımı (zira enstruman çalmayı bilmeyen müzisyen, insan anatomisi bilmeyen doktor ile eşdeğer mâlum) söyledim. Bunun üzerine daha da heyecanlanan ve neşelenen, muhtemelen otuzlarının başlarında ya da daha genç olan hanımefendi peşisıra "ben de şarkı söylemeyi çok severim, çok da güzel şarkı söylerim. Size de bir tane söyleyeyim mi?" cümlelerini, inanılmaz bir hız, coşku ve kararlılıkla kurdu. Ben ise şaşkına dönmüş bir hâlde, bir süre sessizliğin ardından sadece "sizi işinizden alı koymak istemem." deyip, tebessüm edebildim. Tekrar bir süre sessizliğin ardından, hanımefendi, kendisini bana beğendirmek ister bir hâlde olduğunu, ve çok heyecanlandığını, bu yüzden şarkı söylemeyeceğini deklare etti. Bu oldukça kesin deklerasyon karşısında, "nasıl isterseniz" demek dışında elden bir şey gelmezdi, nitekim gelmedi de. Bunun ardından hanımefendi, kimi standart ödüllü anket gevezeliğine (yine bir süre sessizlikten sonra) başlamıştı ki, sözünü yarıda keserek hiçbir ödül arzum olmadığını, sadece kotasını doldurabilmesi için ankete katılmayı kabul ettiğimi söyledim. Bunun ardından, hüzünlü ama flörtöz olmaktan asla geri durmayan bir ses ile "Elveda" diyerek hanımefendi görüşmemizi sonlandırdı. Cinsel tâcize uğradığımdan kesinlikle emin olmam, neler olduğunu idrâk etmem ile eş zamanlı gerçekleşti. Belirmeliyim ki, kadınlar tarafından kimi tâcizlere uğramaya aşinâyım, ki genelde bu tacizler ithamkâr ve psikolojik şiddet içerikli olur, bu cinsel içerik kazandığına inandığım telefon konuşması oldukça rahatsız edici bir deneyimdi. Merâk ettiğim iki şey var:
Öncelikle bizim telefon numaralarımızı ele geçiren insan çeşitliliğinin bir sınırı var mı? Arayan numaranın kim olduğunu gösteren uygulamaları kullananlar mı bu işleri başımıza açıyor, her satın alma işleminde, kargo işleminde, ya da her ne işlemi yapıyorsak o esna da fütursuzca cep telefonu numaralarımızın alınması mı bu olaylara kapı aralıyor?
İkinci merâk ettiğim şey de şu: Bu yaşadığım, ve oldukça rahatsız olduğum bu olayı sırf erkek olduğum, ve erkek olduğum için bir kadının benimle muhattap olması dahi toplum tarafından -en azından kadın toplumu tarafından- lutuf kabul edildiği için; asla taciz edildim, cinsel dalrıya uğradım çığlıkları atarak Twitter'da bir sanal zorbalık reaksiyonu başlatamam değil mi?
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim TeknoSeyir ailesi. 🙂

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 11
  • ahmed @ahmed

    Konu hakkında fikir belirtmeyeceğim. Ancak yazınız oldukça güzel kitap okur gibi okudum. Roman vs. yazmayı düşündünüz mü?

  • Görey Beydağı @gbeydagi

    Hafızamda çon tâxe. Kaldı ki pek memnun olmadığım bjr konuşmayı unutmsyı tercih ederdim. 🙂

  • protego @protego

    Garip bir deneyim olmuş ama hafif flört içeren telefon şakası kategorisine girer bence bu. Ha bunu bir erkek yapsa belki farklı algılanabilir doğru, bu da bu ülkedeki aşırı tahammülsüzlüğün eseri. Flört etmeye çalışsan sapık damgası yiyebiliyorsun evet ancak biraz bu bakış açısından çıkınca aslında ortada "taciz" olan bir şey yok. Olayın belki yazmadığınız kısımları da vardır ama buradaki en ileri giden cümle "size şarkı söyleyeyim mi?" cümlesi. Bunu taciz olarak adlandıracaksak bitmişiz biz

    • Görey Beydağı @gbeydagi

      Kelime kullanımındaki tercihlerimin plânlı olduğu gerçeği bir yana; bir hanımefendinin omzundaki, ya da kolundaki dövmeye yeterinden uzun bakmenin -ki uygun olan zaman aralığı, hanımefendinin hâlet-i ruhiyesine endekslidir.- bile, "tâciz" olarak nitelendiği bu günlerde tanımların kapsamları pek genş tutulmakta. Burada bence incelenmesi gereken; sizinde belirttiğiniz üzere; durumları cinsiyet filtresinden geçirerek algılıyor olmamız, ki bu "seksizm" olarak tanımlanıyor. Ne var ki, karşı cinslerin birbirine karşı davranışlarında genel geçer uygunsuzluk tanımlarını cinsiyet bağlamından kopardığımız zaman; kadınların, dabranışlarında daha "özensiz" olduğu sonucuna varmak, mümkün olmanın ötesinde kolay. Ortamın kendisi elbette bu davranışların algılanmasında çok belirleyici. Aynı etkileşim, başka bir yer ve biçimde gerçekleşseydi; daha farklı değerlendirilebilirdi. Bu şartlar altında "flörtöz bir telefon şakası", ne kadar iyi niyetli gözükse de, aslında uygunsuz bir davranış olduğuna inanıyorum.

  • Suicide @suicide

    Masallah biz boyle cekici olamadik ki taciz edilelim.

Bankalar da kişiel verileri uçüncü parti firmalar ile paylaźmak için izin almaya başlamış. Eskideb müşterisi olduğum Akbank, arayıp yasal bir metin okudu; hâliyle kabul etmedim. Kafama takilan şu ki; aktif müştwrisi olduğum bankanin bu konuda tutumunun ne olduğu. Supermarket dsğil ki bunlar, banka. Tüm veriler kritik ve azami mahremiydte sâhip.

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Bu hafta beni en çok mutlu eden şey, ilginç şekilde Windows 1809 güncellemesi oldu. Bu güncelleme ile; Windows’a koyu tema modu geldi. Kişiselleştirme ayarlarında bu seçenek zâten sunuluyor olsa da, oldukça kısıtlı idi, ve sadece belli menülerde bu tema uygulanabiliyordu. Yeni güncelleme ile, klasörler, dosya gezgini, sağ tuş menüleri gibi pek çok kısımda da koyu tema aktif şekilde çalışır hâle geldi. Bu özellik herkes için önem arz eder mi bilmiyorum, lâkin benim gibi beyaz fon üzerine siyah yazıları görmekte zorlanan, ve kullandığı uygulamalar ve web tarayıcıların entegrasyonlarının kötü olması nedeni ile ters kontrast özelliğini kullanamayanlar için oldukça sevindirici bir gelişme olduğunu belirtmek isterim.

BeğenFavori PaylaşYorum yap