Araçlar modifikasyonunda 'chip-tuning' nedir?
Araçlarda modifiye oldukça popüler bir konu ama ne kadar etkili ve gerekli? Chip tuning nedir? Bu ve bunun gibi modifikasyon sorularını masaya yatırıyoruz.
Benzer Videolar
CES 2019'dan Levent Pekcan'la: Kendi kendine giden...
Kia Cerato otomobil incelemesi
LPG'li araç kullanırken nelere dikkat edilmeli?
Volkswagen Jetta 1.4 TSI DSG incelemesi
BMW X3 sDrive20i İncelemesi
BMW 2-Serisi Active Tourer İncelemesi
Ford Tourneo Courier incelemesi
Isuzu D-Max 4x4 V-Cross İncelemesi
Peugeot 308 1.2 PureTech İncelemesi
Opel Meriva 1.6 CDTI incelemesi
İstanbul Auto Show 2015 değerlendirmesi
Mitsubishi Outlander incelemesi
Ford B-MAX 1.6 TDCi incelemesi
Mitsubishi Attrage 1.2 CVT incelemesi
Otomobil firmalarının teknik verilerde yaptığı hileler...
Volkswagen Amarok Canyon 2.0 BiTDI incelemesi
Cenevre Otomobil Fuarı 2015: lüks arabalar
Ford Fiesta 1.0 EcoBoost Powershift incelemesi
Cenevre Otomobil Fuarı 2015 değerlendirmesi
Ziyaretçi
Hey Şu köşede duram mesut çevik e bakın, ne kadar da kibirli duruyor! sanki insanları aşağılarcasına bir yüz ifadesi burnunun duruşu var!
Halil
İlk yorum benden gelsin emeğinıze sağlık
hanifi özgül
Ara ara sorduğum konunun ayrıntılı bir videosu ... İşte teknoseyir işte ekip 🙂
İlginc bir konu ve merak ediyordum.
EMRE
Güzel bir konu Teşekkürler izleyelim bakalım.
Arkadaşlar sizden ricam reklam olayını dünkü programda baya konuştuk ve bence ürünün önüne geçti.Bugun bu konuyu reklam mesajlarıyla heba etmeyelim zaten bizim kendi experlerimiz yarın akşam bu saatlerde gündem değerlendirmesinde kendi görüşlerini bahsederler.Yarına kadar sabır.
İyi Seyirler.
Evet. Gerçi ürün eski bir ürün olduğu için çok dert etmedik 🙂
EMRE
Katılıyorum iyi ki Nexus 2013'ü yayınladığınız gün reklamlar girmedi 🙂
donanimhaber daha nexus 7 (2013) inceleyecek, ölme eşeğim ölme,
aslında göründükleri kadar da iyi değiller hani, genelde ön inceleme yapıp bırakıyorlar, ilk incelemiş olmak için, yemezler. Ama havalar 10 numara, tv2 de programa bile başladılar.
teknoseyir de cnn türk'e ya da ntv'ye yakışır bence, hatta discovery turkiye diyecem de, neyse... Yalnız böyle bir şey olursa, TV yönetiminden bir ricada bulunup, ilk yayının reklamını donanimhaber in anasayfasına tam sayfa çakmanız şart.
LP'nin, "intikam soğuk yenen bir yemektir" dercesine, hain ve sinsice bakışlı bir pozuyla birlikte tabi. 🙂
aemless
süpersin hocam
Zombi Doktor
'ben programima konuk cagiracaksam kendi editorumu cagiririm" gibisinden mantik yurutebilen bir sahsin oyle bir reklami da sitesine koyacagina ihtimal vermiyorum.
Seçilmiş bir kaç teknoseyirciye yönettireceğiniz, sağlam bir forum şart artık. Herhangi bir konu hakkında bir şeyler yazmak istiyoruz gün içinde, fakat nereye yazacağımızı şaşırıyoruz. Bence herşeyi boşverip, forum konusuna ağırlık vermelisiniz.
donanimhaber'i de şu anki konumuna getiren birinci etmen de forum, tüm takipçiler de, kendileri de bunun farkında.
ikincisi, yine herşeyi boşverin; siz nederseniz deyin, müdavimler, LP'den bilgisayar sök-tak videoları izlemek istiyorlar delice, sizler yine telefondu, tabletti, çorba makinasıydı falan para getirecek şeylere takılın, eyvallah, buna kimsenin itirazı yok, sizlerin hatrına onları da sonuna kadar izliyoruz, LP nin masasına daş koyanlar utansın, para şart.
üçüncüsü ve son, şu konuklu haftasonu canlı yayınlarına dönün artık yaaaa, twitch.tv var, youtube var, herkes canlıyayın yapıyor bu aralar, bizler sizlerin o efsane cuma akşamı 3 saat süren keyif dolu muhabbetlerinizi özledik.
Forum konusunda birkaç şey söylemek istiyorum;
Siz tamamen iyi niyetle forum açılmasını istiyorsunuz, ama forum açılmasını isteyen takipçilerin çoğu aslında forumu forum olarak kullanmak için değil, editörlere doğrudan ulaşabileceklerini düşündükleri için forum istiyorlar. Onlar sanıyor ki forum açılınca Levent Abi, Murat, Özkan, Can filan hep forumda takılacak, her konuya şöyle bir bakacak, cevaplar yazacak, hatta kendilerine atılan özel mesajlara hemen cevap verilecek... Maalesef "yok öyle bir dünya".
Forumu çok isteyen için hem PC Labs'in, hem de Dark Hardware'in forumları mevcut. Öyle çok hareketli değiller ama hala birileri var. Yalnız bu forumlara girenler Teknoseyir editörlerini oralarda görmeyi beklemesinler. Murat ve Özkan PC Labs foruma girmeyeli birkaç yıl olmuştur herhalde. Şifrelerini bile unutmuş olabilirler. Levent Abi Dark Hardware foruma birkaç ayda bir "uğruyor". Şöyle bir kapıdan bakıp çıkıyor. 🙂 Teknoseyir forumu açılsa da durum bundan çok farklı olmayacak. Millet sanıyor ki forumdan Levent Pekcan'a "abi S4 mü alayım yoksa HTC One mı?" diyecekler, Levent Abi de "şunu al, bunu alma" filan diyecek. Bunlar hep hayal.
Neyse, bir forum açılır büyük ihtimalle, ama o forum burada forum isteyenlerin %90'ının umduğu gibi birşey olmayacak. Büyük ihtimalle de birkaç hafta sonra doğru düzgün kullanıcı kalmayacak, yine çekirdek ekip olarak kalacağız o forumda. Meraklılar, hevesliler birkaç kere gelip "celebrity" göremeyince gidecekler. Biraz karamsar oldu ama maalesef durum böyle.
Katılıyorum.
İsmail Ozan İzci'ye de katılıyorum 🙂
Aslında forum olsun mu, olmasın mı aradayım ben. "Forum olursa, kalite düşer mi ?" korkusu yok değil. Ama konuların takibi için gerekli. RSS ile takip etmeye çalışıyorum ama çok verimli değil. Forum olsa, eski incelemelere gelen yorumlar daha kolay takip edilebilir belki.
LP kızıyor bazen "la bu sorunun yeri burası mı" (:)) diye. Haklı ama soran da haklı. O konunun altına yazmasın da, nereye yazsın adam?
@Veysel
Evet, takibi kolay olur ama forumdaki konular büyük ihtimalle sitedeki videolarla paralel gitmez. O takibin en kolay yolu PC Labs ana sayfadaki "Tartışılanlar" sekmesi. Son atılan mesajlar (2 sene önceki haber için de olsa) gözüküyor. Teknoseyir'e de eklense böyle bir özellik güzel olur.
Ya alakasız konunun altına alakasız soru soranlar da haklı da, Levent Abi de haklı. Üstelik forum olsa da o "filance ürünü ne zaman inceleyeceksiniz?" mesajlarının muhattapları forumda olmayacakları için yine bir işe yaramayacak.
Yazacak çok kısıtlı bir alan olunca, "first" de ciddi bir sorun haline dönüşebiliyor aslında, bunu da unutmamak lazım. Halihazırda yazıp çizebileceğimiz tek bir kısım olunca, sabah sabah "first" ü görünce, "birisi sayfanın başına tükürmüş ve kenardan pis pis sırıtıyor" etkisi yaratmakta bünyede, yorumlara bakası gelmiyor bir daha insanın. Neyseki uzunca bir süredir yok. (umarım eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmem) 🙂
donanimhaber 'in ve de forumlarının son zamanlarda ergenler tarafından işgal edilmesinden sıkılmış, özellikle 30 yaş üzeri bir çok üye mevcut, bunlar teknoseyir takipçisi olma potansiyeli de taşıyor doğal olarak, fakat benim gibi çoğu herhangi bir konuda senelerdir rahatça bir şeyler yazmaya alışmış olduğundan, üzerinde konusu belli olan sayfalara yazmak tuhaf gelecektir, geliyor da, androidin serbestliğinden, ios un kısıtlamalarına geçmek gibi sanki. Bu durum teknoseyir takipçilerini sadece takipçi konumuna düşürüyor, yetmiyor. Bence, belki de takipçiler o yüzden TS kadrosu ile etkileşime girmeye çabalıyor, çünkü bu sayfalarda yapılabilecek başka bir şey de yok, her bir sayfanın konusu belli, en üsste yazıyor, önceki konulara yazsa zaten, kimsenin tınında olmayacak.
Bence "donanimhaber forum" un iyi oturmuş ve görece düzgün işleyen formatının aynısı eksiksiz bir şekilde kullanılmalı. Bir takım sorunlar da yaşanacaktır, ama zaten orada da yaşanıyor, forum dinamikleri ve takipçilerden seçilecek gönüllü adminler eşliğinde (hayatta öyle bir iş yapmam), çözülemeyecek sorun kalmaz diye düşünüyorum, en fazla konu silinir gider. Burada en büyük sorun şu; ergenlerin doluşmasına bir çare bulunmalı. Son zamanlarda çok karşılaştığım bir sorun. Bir şey yazıyorsun, biri çıkıyor sana saçma sapan saldırgan bir mesaj atmış, düşünceye saygı yok, besbelli atarlı ergen, 30-40 arası yaşlarda hiç çekilmiyor böyle şeyler. İşte "teknoseyir forum" (vallaha adı bile güzel oldu) bu eksiği kapamak için var olmalı.
Kaliteli bir forum yapılanmasının, teknoseyir'e çok şey katacağına eminim ben, bu konuyu ağırlıkla bir kez daha düşünmenizi öneriyorum. 🙂
Forum açılırsa bir şekilde yönetilir zaten, ama işte düzgün bir yönetim forumda adam bırakmıyor. 🙂 PC Labs forumdan olanlar bilirler, ben kimsenin gözünün yaşına bakmam mesela. Saygısızlık edeni, karşısındakine laf sokmaya çalışanı, sadece kendi bildiğini doğru zannedeni, hakaret edeni hiç vakit kaybetmeden gönderirim forumdan. Forumun "bizim kafadan" sakinleri için bu iyi oluyor da, bu sefer de forumda kimse kalmıyor. Koca forumda bir avuç meraklı kaldık, kendi kendimize muhabbet ediyoruz.
forum konusundaki tek istegim pclabs ve darkhardware forumlarinin birlestirilmesi ve teknoseyir forumu olmasidir. yalniz adam akilli moderasyon getirilmezse donanimhaber forumlari gibi igrenc bir mekan oluyor. getirilmesi taraftariyim. ha bu sefer de Lawnmower'in dedigi gibi az insan oluyormus. varsin olsun: nitelik>nicelik. zaten tartisma kulturu olmayan milletlerden biriyiz ve forumlar da bunun en acik gostergesi.
LP
Her kullanıcı topluluğunun zamanla oluşturduğu, kendine özgü bir kültürü var. PCLabs forumlarını bilemiyorum ama DarkHW'deki hayli azalmış ama artık kemikleşmiş kullanıcı grubunun başka bir platformla birleşmek isteyeceklerinden çok kuşkuluyum. 🙂
şu az kişi olayına çok fazla takılmamak lazım, bu siteyi takip eden 20bin seçkin insan arasından seçilmiş daha da bir seçkin topluluktan bahsediyorsak eğer, sayı olarak az olmasının hiç bir kötü yanı olamaz.
Ben internetteki atarlı ergen toplumundan acayip usandım artık, internetin kalitesini dibe vurduruyorlar, bana kaliteli bir forum ortamı lazım, hatta mümkünse çok iyi denetlensin ve gerekirse 20-30 kişi olalım, hiç umrumda değil. Donanimhaber forum'da çok kaliteli insanlar var, ama neredeyse kimse kimseyi tanımıyor, az kişi olması kötü bir şey değil yani...
teknoseyir'in, bu konuya bir çözüm üretmesini umuyorum.
bak işte en yakın örnek; mesela bu yazdığımı büyük ihtimal kimse okumayacak, halbuki forum olsa böyle mi olur ya?
şunu da eklemeliyim sıcağı sıcağına;
çok sıkı denetlenen, atarlı ergenlerden temizlenmiş bir "teknoseyir forum" gerçeğe dönüşebilirse eğer, haberi duyan gelir diye düşünüyorum. varsın editörler gelmesin, eğer buysa sorun. Onlara bir şey iletmek istiyorsam, zaten iltişim sekmesinden ulaşabiliyoruz, genelde de cevap yazıyorlar.
Bu konuyu ısrarla buraya yazmamın nedeni, diğer forum üyelerinin de haberlerinin olması ve bu konuda destek vermeleri.
şu "teknokonsey akşamları"na dönüş konusu da gözden kaçmasa iyi olur, o da en az forum kadar önemli bir şey aslında.
stackexchange diye bir olusum var (stackoverflow en meshurudur). forum degil ama cok iyi bir moderasyonu var. burasinin moderasyonu (formati degil) örnek alinabilir. flag ve +/- oy ile kotu/ergen/troll postlar kontrol altina alinabilir. yoksa phpbb tarzi forumlarda bu isi yapmak bence zor.
@Infestor
Moderasyon zor değil, moderasyonu insanlara kabul ettirmek zor. Yoksa kişi en geç birkaç mesajda kendini belli ediyor, ama insanlar herzaman kendilerini haklı gördükleri için aldıkları cezayı kabullenmiyorlar. Daha sonra tekrar üye oluyorlar filan, kin güdüyorlar, saldırganlaşıyorlar. Yoksa spam bombardımanı olmadığı sürece (ve yeterli sayıda moderatör bulunduğu sürece) moderasyon gayet kolay.
Hakan
Arkadan ses mi geliyo ne ?
Bilmiyorum böyle bişi isteyen varmıdır ama güçlü arabayı güçsüz yapmak için bu işlem yapılmaz mı? 100 beygir olacağına 90 olsun ama az yaksın gibi bişey?
İşlem pahalı. Zaten motorlar dediğiniz gibi ayarlanmış oluyor. Bunun üzerine %3 daha az yaktırmak için harcanacak meblağ ve motorun anlık maksimum güç talebine cevap veremeyecek hale gelmesi zekice olmuyor.
Ama tersini satmak çok daha kolay, %20 güç artışı hiç mekanik parça değiştirmeden mümkün olabildiği için(kağıt üstünde) pazarlaması çocuk oyuncağı!
Benim burada başka bir sorum olacak 🙂
Bu ralli, foruma 1, moto gp gibi motorsporlarını nereden izleyebiliriz/takip edebilriz? Malum biz sadece istanbul parkta yarış olunca izleyebiliyoruz :/
ESPN isimli amerikan kanalı var.yarış falan izleniyor.bunun gibi birkaç spor kanalı var.biraz araştırmayla iyi bir tv programı indirip izleye bilirsin.aslında biraz değil baya bi araştır.çok çeşitli tv programları var.neyse en iyisibazılarının isimlerini vereyim sana. 😀 tabi hepsi yabancı dilde kanallar,avrupada hangi kanallar formula veriyor diye bulup o kanalı izleye bilirsin.bulursan 🙂
Radeon TV radio player: ülke ve çeşit olarak kategorilere ayrılmış kanallar var oralardan bulursun.
SimpleTV: içi boş gelir yayın linklerini bulup eklersin.
SmartTürkWebTV: elemanın birisi yapmış kategoriler var oralardan bulursun bişeyler.
motorsporları takip etmem.umarım yardımcı olur.
Dave Mustaine
Emre abi kim tanımıyorum ilk defa görüyorum ama çok samimi be kanım ısındı 😀
Eğer yanlış okumadıysam, vaat edilen çalışma verimi için ihtiyaç duyulan mazotun setan sayısı 87 ve üzeri imiş. Hayat ne güzel olurdu öyle yakıt bulsak! 😀
Can; senin garanti veren servisin adresi ne, ne zaman açtın, garanti ve servis ücretleri nedir? Haydi bir yaz sakalını yediğim.
😀
Neşet
🙂 Dünyanın dört bir yanında bine yakın müşteri yorumuna(feedback) baktım, %99'u çok memnun, motor patladı diyen yok.
Napak alak mı...
😀
Ziyaretçi
Vw modellerinde çok karşılaşıyoruz aynı araç birkaç bin TL farklı fiyat ama biri 122ğs diğeri 160ps. Bunlar sadece yazılım mı yoksa mekanik aksamlarda bir farklılık var mı?
Keza sahibinden de adam aracını satarken yazmış "160 beygire çıkartılma işlemi doğuşta yapılmıştır" . Bu durumda olayın sadece yazılım olduğunu düşünebilir miyiz?
Hayır, malesef bu piyasadaki en büyük yanılgı. Güçlü motorun da, güçlü motorla gelen arabanın da birçok parçası farklı. "Cinyıs" gibi ucuz modeli alıp sadece yazılımla veya çip + flitre + katalizör iptali formülüyle ucuz yollu güçlendirirseniz hem aktarma sisteminin ömründen yersiniz, hem sonuç yeterince verimli olmaz, hem de bakım aralığı kısalır, toleransı çok azalır.
Bu işlemi Doğuş yapsa dahi hukuki alt yapıyla çelişmeyen ifadelerle kullanıcının aklını çeliyor.
Zekicesi daha güçlü versiyonu almak yani 🙂
122 beygirlerde sadece turbo ,160 beygirlerde turbu+supercharger var diye biliyorum.
Öncelikle şunu belirteyim; söyleyeceklerim tamamen mantıksal ve çeşitli tecrübeli kişilerden edindiğim bilgilerdir
Yakıt sarfiyatının artacağından bahsettiniz; doğru söylüyorsunuz çünkü bunu taktıran adam o güç artışına kendini kaptırıp her fırsatta gaza yüklenecek. Sürüş alışkanlıklarınızı değiştirmez iseniz (gaz tepkileri-hız-vites vb) yakıt sarfiyatı azalır, motoru güçlendirdikten sonra eskiden nasıl kullanıyor iseniz aynı şekilde kullanmaya devam edilmeli. Aynı ağırlıktaki bir kütleyi performansı arttırılmış motor daha rahat hareket ettirebilecek, bu artı performansın gazına gelmeyip gaza yüklenmedikçe yakıt sarfiyatı düşecektir, çevremde çok sayıda denenmiş örnekleri mevcut. Velhasıl eğer amaç yakıt tasarrufu ise düşünülmesi gereken bir uygulama
Yukarıda belirttiğim mantıksal düşünceme gelirsem; motoru zorlamaz isek ve ayaklarımız ''yakıt tasarruf modunda'' çalışır ise, motor ve diğer zarar görebilecek bütün aksamlar yine orijinal halindeki ömürlerinden daha düşük ömre doğru yol alırlar mı ? Ömrü yine de düşecek ise; bu bahsettiğim senaryo ile, ''kazanılan performansın gazına gelme'' senaryosu arasında bir fark var mıdır ? Bence sakin kullanım alışkanlığı edinilir ise, diğer senaryoya nazaran daha az ömür kaybı olur, sizin görüşleriniz nelerdir acaba ?
Son olarak; 1.3cdti Astra J 95hp 190nm tork, powerbox veya yazılım ile; maksimum 130hp 270nm tork elde edilebiliyor (tabi bu değerleri asla tavsiye etmem) Bu araç ve motor için makul seviyelerdeki bir güç ve sakin kullanım şartı ile tavsiye eder misiniz ?
Ziyaretçi
Aynı motora sahip 2007 model Fiat Linea'da aynı işlemi yaptırdım. 30.000 km yapamadan turbo problem yarattı. Şahsen kesinlikle tavsiye etmem.
Aslında tüm chip tuning uygulamalarını tek tip olarak sınıflandırmamak lazım bu değerlendirmeyi yaparken. Üreticinin motor ömrünü uzatabilmek amacıyla tolerans olarak gördüğü ve devre dışı bıraktığı gücü motora geri kazandıran uygulamalar mevcut. Bunların yanında üreticinin hiç planlamadığı kadar yüksek gücü o motordan alabilen uygulamalar da var. Tabi bu tip uygulamalarda genelde bir yerden alınan performans başka yere ekleniyor. Düşük devirlerde aşırı güçsüzleştirilen motor tüm gücünü yüksek devirde verecek şekilde ayarlanıyor.
Eğer olaya tüketim açısından bakarsak ilk tip uygulamalarda sizin söylediğiniz şey, yani kendine hakim olabilen sürücünün normalden daha bile az yaktırması durumu geçerli. Tabi kendine hakim olmak çok önemli bu durumda. İkinci tip uygulamalarda ise sürücü sakin olsa bile araba düşük devirlerde çok cansız olacağı için sürücü mecburen gaza daha fazla basacak. Basit park manevraları yapmaya çalışırken bile birden yüksek devire çıkan modifiyeli arabaları görmüşsünüzdür mutlaka. İşte bu arabalarda alt devirler çok zayıf olduğu için araba normal kullanım tarzında yerinden kalkmakta bile zorlanır. Sürücü sakin olmak istese bile olamaz, gazlamak zorunda kalır. Sürücü gaza yüklenince tüketim de artar. Bu uygulamalar sürekli yüksek devirle gidilen kısa yarışlar için ideal olsa da günlük kullanımda çok sorunludur ve kullanımı zordur.
Motor ömrü açısından baktığımızda ise durum biraz daha farklı. Arabaya chip tuning yaptırmak bilgisayarın işlemcisini overclock yapmaya benzer biraz. Tıpkı bizim motorun devrini gaz pedalıyla yönetmemiz gibi bilgisayar da işlemcinin hızını performansa ihtiyaç duyduğunda arttırıp ihtiyaç duymadığında düşürür. Ancak bilgisayar bunu tamamen mantıksal algoritmalara göre yaptığı için "keyif", "hırs" gibi kavramlara göre davranmaz. Bilgisayar "basınca da çok güzel kaçıyor kerata" diyerek basit bir işlemde bile frekansı köklemez. Halbuki insanoğlu böyle değil, 50 metre sonra duracağını bile bile gazı kökleyip arabayı bağırtan sürücüler var etrafta. Bu sadece kişilik bozukluğu değil, yüksek performanslı arabanın verdiği keyif de insanları birazcık böyle şeyler yapmaya itiyor. Neyse, neticede çok çok dikkatli olunursa tabii ki yukarıda bahsettiğim ilk sınıfa giren modifikasyonlarda motor ömrü çok kısalmaz. Bir miktar etkilenir belki, ama bu modofikasyonsuz arabanın hor kullanılmasından çok daha farklı olmaz. Sürücünün kendine hakim olamadığı durumlarda ise pistondan lastiğe kadar arabanın her noktası fazla zorlanır, haliyle ömrü kısalır. İkinci tip modifikasyonlarda ise daha önce bahsettiğim gibi sakin kullanmak pek mümkün olmuyor, bu yüzden motorun ömrü iyice kısalıyor. Zorlanmayı filan boşverelim; motorun devir cinsinden ömrü daha çabuk tükeniyor. Motorların ömürleri çevirecekleri devire göre hesaplanır. Siz 2,000 devirle sakin sakin gidebileceğiniz yolu arabanız aşırı modifiyeli ve düşük devirlerde güçsüz olduğu için 5,000 devirle giderseniz motorunuzun ömrü zaten yarı yarıya (hatta daha da fazla) düşer.
Ben 1.3L Astra'ya o modifikasyonun fazla geleceğini düşünüyorum. Araba zaten o motora göre ağır, motor iyice zorlanacaktır. Tavsiyem gücü ve torku %20 - 25 seviyesinden daha fazla arttırmayın, çünkü bundan fazlası ikinci tip modifikasyona giriyor. Modifiye ettiğiniz arabanızın servis aralıklarını da kısaltmanızı öneririm. Servis aralığını %20 kısaltmak hem performansın yüksek kalmasına yardımcı olur, hem de yağ ve filtrelerin temiz kalmasını sağlayarak motor ömrünün nispeten daha az kısalmasını sağlar.
%20-25 bile fazla aslında bana göre, 1.3L için 105hp 220t +- civarlarına çıkması bence çok tatminkar olur, daha fazla zorlamak akıl karı değil, bu kutu üzerinden ayarlanıyor zaten, bahsettiğim uygulama tamamen düşük devirleri canlandıran cinste olan kutular/yazılımlar, normal kullanıcıyı ve normal bir aracı ilgilendiren modifikasyonda bu olmalı zaten, düşük devirleri canlandırmak ve yakıt tasarrufu olmalı amaç.
Şehir içi kullanımda, sakin kalmak şartı ile, bu tarz bir uygulama benim aracım için motoruna ömür bile kazandırabilir aslında, dur kalklarda daha az zorlanacak sonuçta. Kazanılan artı performansı kendi adıma sadece sollamalarda kullanırım. Antalya'da zaten yokuşta yok dümdüz yollar, çok sakin bir kullanıcıyım, bu şartlarda minimum seviyedeki bir uygulama bana mantıklı geliyor
Peki bu şartlarda bir yazılım uygulamasına ekstra olarak hava filtresini değiştirmek gerekir mi? Sizden birinde de aynı araçtan var sanırım, inceleme fırsatınız olmuştur, stok hava filtresi yeterli gelir mi? Ayrıca bu durumun partikül filtresine etkisi ne olur sizce? Daha kısa aralıklarda devreye gireceğini düşünüyorum.
Birde en çok bahsedilen durum; aracın bu uygulama sonrası arkadan duman atması. Bunun sebebi motorun hasar alması-yağ yakması mı? Yoksa egzozun çiğ yakıt atmaya çalışıp stok egzoz yüzünden atamayıp dumana çevirmesi mi? Doğru ve sakin kullanımda yine de arkadan duman atar mı?
Bir başka konu ise piyasadaki çeşitlilik, 300-1000tl arasında çokça çeşit mevcut. Kutu modeller araca özel midir yoksa herhangi bir araca göre yazılıp piyasaya sunup kotarmaya mı çalışıyorlar? Direk yazılımı değiştirmek araca özel oluyor bu kesin, ama sanırım ucuz model kutular araca özel değiller. Kutu tercih edilecekse 1000tl civarı olanları tercih etmekte fayda var diye düşünüyorum. Opel yetkili servisleri kendileri bu uygulamayı yapmaya başlamışlar, tercih ne olmalı sizce? Yetkilide mi yoksa dışardan mı?
Konuşulabilecek çok şey var aslında, çok merak edilen hassas bir konu bu, kafalarda çok soru işareti var. Sakin kullanıcı profilini ilgilendiren bu gibi uygulamalar üzerinden yeni programlar bekleriz sizden, iyi günler dilerim...
Bende dizel Astra yok, bu yüzden hava filtresi nasıldır pek bilmiyorum. Eğer küçük bir hava filtresi kullanılmışsa motora çok yüklenildiğinde yetmeyebilir. Bu durumda daha büyük bir filtre tercih edebilirsiniz.
Egzosttan siyah duman çıkması motorun dengeli çalışmadığını ve yakıtı verimli yakmadığını gösterir. Pek sağlıklı değildir, aşırı olduğu zaman arıza belirtisidir. Dikkat edilmesi lazım.
Bir firmayı veya markayı gösterip "şuna yaptırın" diyemem, ama bu gibi şeylerde çok ucuza kaçılmaması taraftarıyım. 200 lira tasarruf etmeye çalışırken en az 1000 lira masrafla karşılaşmak olası. Bu yüzden tecrübeli ve işini bilen biryerde yaptırmak en mantıklısı olur.
Kutular çeşit çeşit, ama önemli olan kutunun içindeki yazılım. Kutu bir şekilde ECU ile bağlantı kuruyor ve kendi içindeki yazılımı devreye sokuyor. Kutu kaliteli olduktan sonra (malum, bulunduğu yer fazlasıyla sıcak ve sarsıntılı) gerisi önemli değil.
Can abi,
Emre abiye konuyu verip tam söze başlarken senin açıklamaya geçmen emre abiyi biraz uzdu gibi geldi bana!!!!
Aramızda kaldın
Ben bu chip tuning işini fazlaca araştırdıktan sonra soğudum.İşi bilip bilmiyen aynı aleti takıyor araca bunlardan bir çoğuda saçmalık dolu aletler çakmak yerine takılarak araç performansını %15 arttırdığını iddia eden ilanlar bile gördüm satış sitelerinde:D
Gölgelerin gücü adına! :))
ehehhe Yerse diye koymuşlar anlaşılan 😀 sorgulamıyoruz ki her gördüğümüze inanıyoruz maalesef :/
Tam olarak konuyla alakalı değil ama bir çip hikayesi :
http://gundem.milliyet.com.tr/20-liralik-ciple-olduren-hile/gundem/detay/1768669/default.htm
E.C.ARAT
flickr'da dolaşırken rastlamıştım.Türkiye'de biri volvo xc60 arabasına volvo'nun kendi ürettiği polestar performans geliştirme yazılımını uygulamış.
bu uygulayan kişinin flickr hesabı:http://www.flickr.com/photos/seremet/sets/72157625831405336/with/7727368320/
bu da volvo'nun polestar hakkında türkçe sayfası.fiyat ve performans bilgileride var:http://www.volvocars.com/tr/top/about/news-events/pages/default.aspx?itemid=96
ben chip-tuning'i ilk kez modifikasyon videonuzda duymuştum.burada ayrıntılı şekilde açıklamanız güzel olmuş.uzman tv'de falan var ama böyle tehlikeleri ve zararları belirtilmemiş.video için teşekkürler.
tolga.k
Fiorino 75bg comfortmatic araca powerbox ne gibi etkilere yol acar. En azindan yokus cikarken bogulma veya patinaj arasinda kararsiz kalmasi gecer mi mantikli bir iyilestirme olur mu
umut51
Şahin alın çiple uğraşmayın 🙂 her türlü modifiyeyi kaldıran araba "ŞAHİN" 🙂
şahin değil şayin 😀
güzel muhabbetti. Modifiye dediğin arkaya rüzgarlık+ilk kasiste bırakacağın "etek"tir =)
biz de modifiye görüntü dediğin gibi rüzgarlık.etek.tampon.egzos.neon 😀 bunları yapıp kendini tokyo dirifte sanan var 😀 ki baştan aşağıya modifiye yapsan sürecek yol nerde 🙂
Çok güzel konu ve video için teşekkürler. Lakin halihazırda arabamızı kurcalayacağımıza onu satıp imkanlar dahilinde ise bir polo gti veya muadili fabia rs veya ibiza cupra alıp bir de yağ toptancısı ile anlaşırsak daha kolay olur gibime geliyor. Hem performans hem yeri geldiğinde sakin sürülürse kabul edilebilir tüketim değerleri. Ah bir de yağ tüketimi olmasa...
Yağ tüketiminin sebebi yanlış veya eksik rodaj. Servis uyarmıyor bu hususta. Ama yeni motor da olsa rodaj işlemine tabi tutulmak zorunda. 180 HP TSI gibi çok düşük toleranslı motorlarda özellikle ön plana çıkıyor faydası.
Artık geri dönüş yok sizin motorunuz için; ancak yenilerseniz modelini, o zaman yeni motoru rodajlayarak kullanmaya başlamalısınız.
+1. Benim yok forumlardan takip ettiğim kadarı ile yazdım. Ah keşke olsa da yenilesek benim yok şimdilik 2. elleri takip ediyorum sıfır fiyatı 49000 el yakıyor. İkinci elleri de sağ olsun sahipleri sıfırdan aşağı kalmaz fiyatları yüzünden pek düşünemiyorum. Malum turbo timing vs. pek umursamamış olabilirler. Dsg el bombası da cabası. 2009 Kia Cerato 1.6 CRDI ile devam!
Not: Arabamdan memnunum gerek tüketim gerek performans ama kaşıntı işte. İkinci el düşünenlere tavsiye ederim parasına göre gayet iyi.
Ethem
!80 lik TSI ların fabrika çıkışlı sıkıntıları var.Yabancı forumlarda daha 1500 km de ki araç yağ lambası yakmış aynı şekilde 2-3 arkadaşımında daha bakım zamanı gelmeden yağ lambası yaktığı oldu şimdi bagajlarında 1 lt yağ ile geziyorlar.Turbo+kompresör birde küçük motor olunca sıkıntılar artıyor.Birazda sert kullandın mı işlem tamam.
Rodaj istiyor o motorlar. Turbo boşluğu yok, sürekli yüksek basınca maruz kalıyor. O nedenle özellikle parçalar alışmamışken soğuk motoru zorlamak geri dönülmez zarar veriyor. Bunun adı da yağ yakma...
Evren UNAL
merhaba. 2013 Ibiza Cupra kullanıyorum. 6400km de şuan. toplamda 1lt yağ eklemişimdir. hatta onun da sebebi fabrikasyon eksik yağ ile gelmişti. yani aslında toplam arabanın yakmış olduğu değer ortalama 0.5lt civarıdır.
rodajı çok dikkat ederek yaptım ve mix kullandım.
arabayı ilk çalıştırdığımda haraket etmedim ortalama 30sn-1dk bekledim.
soğukken dip gaz yapmadım.
turboyu çok şişirmedim.
yağ eksiltme problemim yok. yani aslında varda 10.1 sıkıştırmalı motor için normal seviyelerde. bu arabaların kitapçığında bile yağ tüketimi normaldir diye yazı mevcut. insanlar daha böyle bir araç kullanmadığı ve bakımdan bakıma yağ eklediklerinden garip geliyor.
.
Tabi 🙂 Yağ eksiltme yanlış rodajla ciddi boyuta ulaşıyor ama. Turbonun cilvesi.
Evren Unal
merhaba
harika bir sohbet olmuş. benim de zaten ilgilendiğim konuları çok güzel açıklamışsınız ellerinize sağlık.
Volvo konusunda bahsettiğiniz olayın benzerini VW avrupada Revo ile bazı araçlarına yapıyor şuan. Ancak Doğuşun marka temsilciliği kanunları ve inadı yüzünden VW'nin partner yazılım firması olan Revo'yu tanımıyor. dolayısıyla burada yapılan Revo stage one yazılımını uygulayanların garantisi iptal oluyor. ben bu konuyu bizzat doğuş ile görüştüm. VW'nin kendi yazılım geliştirme ekibidir Revo dedim. arabanın motorunun limitlerini çok zorlamadan harika yazılımları mevcut ve bu Avrupada garantiyi etkilemiyor dedim.
Bana verdikleri cevap her ülkenin kendi politikaları vardır ve biz Doğuş olarak Revo'yu tanımıyoruz cevabını verdiler.
Bence riske girmek istemiyorlar. Revo dan sonra motor da sıkıntı çıkarsa bunu Revoya atamazlar çünkü zaten VW'nin kendi partneri. mecburen garantiye sokacaklar. o zaman kendileri sıkıntıya girecek. bu sebeple baştan kesiyorlar konuyu.
Örneğin ben kendi Ibiza Cupra aracıma Revo Stage yaptırmayı düşünüyorum. olayı hukuksal olarak çözmeden bakalım neler yapabileceğim.
bu arada Can şu yorumuna hem katılıyorum hem katılmıyorum. Benim aracım da filtre var ancak açık hava filtresi değil. BMC OTA karbon filtre ve performans filtresi olarak geçiyor. arabanın mevcut kapalı ünitesini çıkarıp bunu koydum. direkt soğuk hava çekiyor ve arabanın kendi filtresinden daha çok hava emiyor.
filtre sonrası yaşadıklarım, alt devirler güçsüzleşmedi . motorun sürekli performanslı kullanım sonrası şişme problemi eskisine oranla belirgin düzeldi. dyno verisi min 10hp.
sakin kullanımda yakıt tüketimim düştü. performanslı kullanımda yakıt tüketimi az da olsa arttı.
açık hava filtresi gibi ses yapmıyor çevreye zarar vermiyor. yüksek devirlerde çok ciddi hava emiş gücü sayesinde blowoff sesi veriyor. hoş bir ses 🙂
Tesla
Peugeot 308 aracıma ecu remapping (chiptunning) yaptırmıştım, Emre biliyor. 90 beygirlik 308'in yokuş performansı çok kötüydü. Tuning sonrası 110 beygir oldu araç. Tork da 210'dan 260NM civarına çıktı. Ama benim 308'de partikül filtresi yoktu ve yokuş çıkarken Desoto kamyon gibi kara duman atıyordu. Sırf bu duman sebebiyle tuning seviyesini 1 kademe aşağı çektirecektim ki kaza sonucu aracımı kaybettim. Yeni aracımı da 130 beygirlik Ceed aldım ki tuningle muningle uğraşmayayım diye. Tuning uzun vadede ne götürür bilemem ama götürülerinin olduğu gözle görülebiliyor.
Bu arada bir 105 beygirlik VW TDI motoru 130 beygir ve 165 beygir olmak üzere 2 kademede tuning'e uğruyor ülkemizde. 105'ten 115-120'ye çıkarmanın çok zarar vereceğini düşünmüyorum. Araç maksimum verim için üretilmiş olsa da kötü senaryolar, dik yokuşlar, bozuk yol, kötü yakıt, aşırı yükle yükleme gibi zorlayıcı faktörler bir araç üretilirken mutlaka hesaba katılmıştır. Yani pik noktasında gezinmiyordur sonuçta parçalar. 10 beygir 20NM tork artışı bence uzun vadede de zarar vermez. Fark hissettirir mi bilmem ama yakıtı düşürür. Abartmamak şart tabi. Aracını 200 beygir yapacam diyen tuningçi kendi piston kollarını eğmişti, gözümle gördüm aracını.
Oğuzhan
Can Abi Merak Ediyorum Senin Araban Ve Modeli Ne Acaba 😀
EMRE
Ya evet bende bu konuyu merak ediyorum baya Emre beyin kullandığı model içinde geçerli,hani eski teknoseyir videolarından birinde editorlerin kullandığı mobil cihazlar diye bir bölüm vardı bunun OtoSeyir versiyonunu yaparsanız çok da güzel olur sadece bir öneri.
Birde merak ettiğim bir konu var elektronik dergiler acaba devam ediyor mu?
Otoseyir e ait elektronik dergi varmı?
Eğer araçlarının marka ve modellerini yazarlarsa vay hallerine. 🙂 Sonra başka markayı eleştirince her videonun altına siz X markasının adamlarısınız diyen tiplerle muhatap olurlar. Bunu nereden mi biliyorum, mesela LP Lumia 920 kullanıyor diye yemediği laflar kalmamıştı bir video yorumlarında. Bence söylemesinler.
Can Çavuşoğlu
Bu işi adam gibi yapan yere ecufast örnekmidir acaba;D
emre_6nok
"direksiyondaki essekse motordaki BEYGİR önemli mi?"
Can Çavuşoğlu
Eğer oyleyse dahada önemli.
bu modifiye tutkusu hakkinda bir de trivia vereyim:
japonya'da arac muayenesi (車検) cok sıkıdır. adamlar standart disi bir modifikasyon/oynama var mi bakarlar. eger varsa, sahibine sormadan fabrika cikisina degistirirler ve hesaba yazarlar.
cok acimasiz gibi durabilir ama bence mantiklisi budur. sonucta modifikasyon ile emisyon/trafik ve kendi guvenliginizi riske atma ihtimaliniz var.
Ethem
VW nin ürettiği CAYB kod adlı 1.6 TDI 90 hp lik motoru ile CAYC kod adlı 1.6 tdı 105 hp lik motorun aynı olduğu ve sadece yazılım farkları olduğu söyleniyor bu bir çok yabancı forumda dile getirilmiş siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?Motor kodu değişmeksizin bu aracın 150 hp lik dizel versiyonu da yurt dışında mevcut ve fabrika çıkışlı bu veriler elde ediliyor.Bu konuda açıklama yapabilirseniz sevinirim.
Yakıt temizliği toleransı ve yağ değişim periyodu sıklığı farklılık arz eder. Bizim mazotumuz Avrupa'dan en az 7 kat daha kükürtlü. Bu da göz önünde bulundurulmalı hareket ederken.
İki motor aynı gibi görünse de enjektörü, turbosu farklıdır. Sonradan edinmesi çok pahalı olan fakat fabrika için tercihi çok kolay olan parçalar bunlar.
Blok aynı, pistonlar ve krank da aynı; gözle görülen çoğu parça aynı ama motor çok farklı olmuş olur 😉
Ethem
VW nin almanyadaki bakım aralığı 30 binde bir yeni nesil CR dizeller için.Ülkemizde ise 15 binde bir bana kalırsa 10 binde değiştirmek en güzeli.
Dünden beri şu enjektör ve turbo farkı olayını araştırıyorum karşılaştığım sonuç gerçekten ilginç.İki versiyonda da kullanılar turbolar aynı Garrett marka ve GTC12V modeli kullanılmış.Enjektörleride arattığımda siemens markasının tek bir enjektörü kullanılıyor.Tuhaf bir satış taktiği mi desem emisyonlardan dolayı mı desem bilemedim 🙂
Volkswagen'in 1.6L dizel motorunda (CAYx kodlular yani) motor bloğu ve onun içinde çalışan herşey aynıdır. Turbo da aynıdır temelde, sadece ECU ile güç düşürülmüştür emisyonu düşük tutabilmek için. CAYA 75HP, CAYB 90HP, CAYC 105HP güç veriyor. Şuradan detaylarına bakabilirsiniz:
http://volkswagen.workshop-manuals.com/polo-mk5/index.php?id=2661
Tabi bu sadece motor bloğu içinde çalışan parçalar ve turbo için geçerli. Aslında turboyu da değiştirirlerdi böyle bir durumda, ama serviste kolaylık olsun, milletin kafası karışmasın diye değiştirmiyorlar büyük ihtimalle. Sonuçta kullanılan turbo da ufak, fazla maliyetli bir turbo değil. Ayrıca bu motorlarda birbirine benzeyen parçalar kadar benzemeyenler de var. 75HP ile 105HP arasında çok güç ve tork farkı var (yüzde cinsinden hesaplarsanız %40 artış oluyor). Bu yüzden bazı parçaları değiştirmek zorundalar. Ha, tüm parçaları 105HP motora göre üretip ondan sonra 75HP motor satarken de bunun maliyetini müşteriye yıkıyor da olabilirler, orasına birşey diyemem.
Volkswagen böyle yapıyor ama tüm üreticiler böyle basit çözümleri tercih etmiyorlar. Bu yüzden aynı markanın hacmi aynı olan tüm motorlarını "ECU üzerinden gücü düşürülmüştür" diye aynı farzetmek hata olur.
steelfiist
merhabalar şimdi siz söyleyince farkettim. Ben de pejouget 308 2010 model vti motorlu araç var. Aracımla şehir içi ve dışı karma kullanım yapıyorum. Uzun zamandır dikkatimi çekiyor hep aynı yolda aynı zaman aralığında aracımla hızlandığım yolda bazen 130 bazen 150 yapabiliyorum aynı şekilde hep aldığım bir virajda aracımla çok rahat yüksek hızla dönerken bazen aşırı fren yapmadan dönemiyorum. Bunu bu yaz farkettim gçen yaz bu kadar belirgin değildi. Ve aracım son bir kaç seferdir düşük devirde birden stop ediyor. Bunların uzun süredir çok az miktar alabildiğim benzin ve sürekli yanan kırmızı lambayla alakası varmı? aracımdan bu kadar memnunken üzülürüm bişey olursa o yüzden erkenden önlem almak istedim. ( bu arada öğrenciyim bu yüzden az benzin alıyorum 🙂 geçenlerde başıma gelen komik bir olayla sonlandırayım . Benzinciye 15 liralık benzin dedim adam güldü abi en hızlı şekilde gelip benzin alıp giden sensin dedi . İlk başta anlamamıştım ancak gerçekten bazen 5 liralık bile aldıgım benzin yüzünden güldüğünü anladım ve bende güldüm 😀 bu da size öğrenci hallerinden bi kesit olsun 🙂 )
Sürekli az benzin alarak depo boş gezerseniz yakıttaki toz ve pisliğin motora kaçma ihtimali artar. Yakıt depoda bekledikçe içindeki gözle görülebilen veya görülemeyen partiküller dibe çökerler. Arabayı az yakıtla kullandığınız zaman deponun dibinde birikmiş partiküllerin de motora gitmesi kolaylaşır. Yakıt filtresi bunların bazılarını süzer, bazılarını süzemez. Yakıt filtresi tamamını filtrelese bile bu sefer filtre çabuk eskir, tıkanır. Her durumda sakıncalı.
Bir de özellikle sıcak yaz aylarında yaşanan bir sıkıntı var. Deponun içinde yakıt buharlaşır. Depoda ne kadar az yakıt varsa o kadar boş alan vardır, boş alan arttıkça da buharlaşma hızı artar. Siz az yakıt alarak belki de daha fazla yakıt tüketiyor olabilirsiniz. Bence şöyle en azından yarım depo filan yakıt alıp daha sonra yine günlük ufak ufak alarak mevcut düzeninize devam edin, böyle sorunlar hiç yaşamayın.
Öğrencilik nasıl olur bilirim, siz araba sahibi olduğunuz için yine şanslısınız. 🙂 Biz öğrenciyken arabalar da kıymetliydi. Arabaya 10 liralık yakıt alma olayını da çok yaşadım. Gerçi o zaman benzin bu kadar pahalı değildi ama yine de 1 gün ancak yetiyordu. Anılarım tazelendi. 🙂
Ziyaretçi
Keyifle izledim. Teşekkürler.
Ziyaretçi
Öncelikle anlatımınız için teşekkürler, keyifle izledim. Arabalarla ilgili konulara meraklı sayılırım, ancak her takip etmek istediğimde ya reklam kokan incelemelerle karşılaşıyorum yada okuduğum bilgi teknik olarak iyi verilerle desteklenmediği için ilgimi çekmiyor. Bu açılardan sizin videolarınızı merakla takip ediyorum. Sorum şu, Türkçe veya ingilizce, ulaşabileceğim, güvenilir, doyurucu kaynaklar hangileridir? Dergi, site, blog vs. olabilir. Dergi tercihimdir 🙂
Yerli dergilerden objektif bilgi alamazsınız. Aşağıda linklerini verdiğim siteleri takip etmenizi öneririm:
http://www.autoblog.com
http://www.autoevolution.com
http://www.leftlanenews.com
http://www.worldcarfans.com
http://www.autonews.com
http://www.autoexpress.co.uk
Teşekkür ederim. Takip edeceğim.
Merhabalar,
Begenerek izliyoruz, cok tesekkur ederim. Uzun zamandir araba bakiyorum, yurt disinda yasiyorum, hybrid araba alimi ile ilgili, marka model az-cokta olsa karsilastirma konusunda bi program yaparsaniz cok seviniriz.
yusuf
abi ford taunus 16 gl var önünü dodge daytona gib sivri yapmak istiyorum yapabilirmiyim bir sorun olurmu şimdiden saol
Hiç sorun olmaz. Ama sivrilteyim derken açıya önem vermezseniz 120'yi geçince ön taraf havalanmaya çalışır. Dikkatli tasarlanmalı.
ünal
can hocam size bir sorum var 1.6 motor anadolum var hastası olduğum için restorasyon yaptırdım hızı sevdiğim için motoruna turbo eklemiyi düşünüyorum sizce nasıl olur ? eğer olmazsa performans yükseltmek için ne yapabilirim?
Karbüratörlü motora uygun turbo ile harcanacak paranın geri dönüşü çok az olur. Bloktan vazgeçip yeni motor ve uygun şanzıman ve de yeni süspansiyon, fren tertibatı lazım.
Ciddi para ve emek israfına dönüşmeden hadise, planlı davranmakta fayda var. Bence enjeksiyonlu daha güçlü bir motor ve şanzımanı çıkma olarak alıp takın. Diferansiyeli de değiştirmek zorunda kalabilirsiniz.
ünal
peki ne motoru önerirsiniz hocam ?
Çıkma uygun hangi motor varsa; 1600 cc 100HP civarı olması kafi olacaktır. Kompresyonu düzgün olsun, yağ yakmasın yeter 🙂
yusuf
hocam otomotiv mühendisi olmak istiyorum arba modifiye-tamir rtmek hoşuma gidiyor maaş durumu nasıl tavsiyeleriniz varmı şimdiden saol
mehmet
Can abi nolur yardımcı ol Alfa Romeo Giulietta 2012 model 1.6 JTD distinctive almak mantıklı mıdır acaba? Çok tartışılıyor çoğu arkadaş yok o araba bir halta yaramaz başka seçeneklere yönel derken kimisi de tek geçiyor. Dedim konu araçlarla ilgili sormak istedim.
Sıfır araba almak genel olarak mantıksız uzun süre sadık kalınmayacaksa. Satarken değer kaybı büyük, vergisi yüksek. Az kullanılmış arabanın durumu da kritiktir. Rodaj yanlış yapılmışsa geri dönüşü olmayan sıkıntı doğurur. Giulietta çok iyi bir araba. Yaramaz diyen arkadaşlara külah göndereyim. Onunla dertleşsinler.
Cüneyt
Merhaba,
Güncel konu altında sorulan sorulara cevap verilme şansının, eski konu altındakilerden daha fazla olduğunu gözlemledim, soru her ne kadar eski konuyla ilgili olsa da.
O nedenle "hangi araba" isimli o meşhur soruyu buraya soruyorum 🙂
Almayı düşündüğüm iki adet C sınıfı otomobil birçok kriterde başabaş gözüküyor gibiler, bunlar:
1) Toyota Auris benzinli 1.6 CVT Multdrive S Premium
2) Hyundai İ30 CRDİ dizel Elite tam otm. 6 ileri vites.
Eğer sıfır km alabilirsem min. 5 sene kullanmayı düşünüyorum, ikinci el alırsam belki 3 sene. İkinci elde değer kaybı, dayanıklılık, performans, sürüş dinamikleri, yakıt ekonomisi açısından ya da sizlerin de belirteceği başka kriterler göz önüne alındığında, öneriniz hangisi olurdu?
Başka seçeneklere de kapım açık, otomatik vites olması ve şehir içi 9-10 lt / 100 km gibi yakıt değerlerinin altında tüketimi olması koşuluyla.
Yanıtlar için şimdiden teşekkür eder, otoseyir'in başarılarının devamını dilerim.
i30 çok noktadan bağlantılı süspansiyon sayesinde Auris'ten biraz daha iyi yol tutar. Auris'le kötü tecrubeler yaşadığım için yol tutuş farkından bağımsız olarak ben yine de i30'u tercih ederdim. Alternatif olarak Kia Cee'd de listenizde olmalı. Aslen i30'un aynısıdır, ama tasarımı biraz daha Avrupa tarzıdır.
Daha fazla alternatif isterseniz VW Golf, Skoda Octavia, Seat Leon da ilginizi çekebilir.
Cüneyt
Teşekkürler Emre Bey,
Yeni Auris'te (2013) arka süspansiyon çift salıncaklı yazıyor ama yine de yol tutuşu kötü müdür? Bir de, kötü tecrübelerinizi çekinmeden paylaşırsanız çok faydalı olur. Siteyi takip eden herkes sizlerin objektif davrandığınızı, herhangi bir markayı çıkar karşılığı övmek ya da yermek gibi bir davranışta olmayacağınızı bilirler. Bu açıdan tecrübe ettiğiniz şeyler bizlere yol gösterecektir.
İyi çalışmalar.
Cüneyt
Çok teşekkürler Emre Bey,
Auris 2013'te arka süspansiyonlar çift salıncaklı gözüküyor; demek ki çok noktadan bağlantı, çift salıncaktan daha iyi yol tutuyor..
Auris'le ilgili kötü tecrübenizi ve Can Bey'in de bu konudaki fikrini de merak ediyorum açıkçası.
Gecikmiş cevap için kusura bakmayın, bayram öncesi yoğunluğu ve sonra araya giren tatil sebebiyle buraları fazla kontrol edemedim.
Yeni Auris'te durum nasıl bilmiyorum, ama eskisi pek iyi yol tutmuyordu. ESP gereğinden daha sık devreye giriyordu, sürüş keyfi de pek iyi değildi. Yenilerin de hepsinde çift salıncak yok sanırım, onlar da modele göre değişiyor olabilir.
Eski Auris'te malzeme kalitesi beni çok üzmüştü. İlk bakışta güzel duruyor, ama plastiği çok kolay çiziliyor. Öyle sert cisimlere gerek yok, insan konsola dokunurken tırnağıyla bile çizebilir o plastiği (ben çizmiştim). Hiç yumuşak plastik kullanılmaması da ayrıca çirkin bir durum. Hyundai Accent Era ile aynı kıvamda eski Auris'in iç mekanı.
Benim arabam 1.4 dizel MultiMode'du. MultiMode şanzıman zaten insanı araba kullanmaktan soğutacak kadar kötü bir şanzıman. Her MultiMode şanzımanlı Toyota gördüğümde sahiplerine Allah'tan sabır diliyorum, tasarlayan adama da bela okuyorum. Gerçi tasarlayanda kabahat yok, onu otomatik şanzıman diye bize kakalayanda kabahat var. Şanzımanın sürüşünün berbat olması haricinde başka sıkıntıları da var. Bir kere kazaya sebep oldu (kalkışlarda birden kavraması yüzünden öndeki arabaya vurmak gayet olası), iki kere de yolda kaldım o şanzıman yüzünden. Kavramanın ısınması yüzünden arıza ışığı yakıp ötmesi de ayrıca dertti, sıkışık trafikte kullanılması önerilmiyormuş. E ben zaten sıkışık trafikte kullanmak için aldım onu, trafiksiz yerde yaşasam manuel alırdım.
Şanzıman haricinde motoru da sıkıntılı Auris'in. 8V, eski teknolojili, berbat bir dizel motor kullanmışlar. O araba için çok yetersiz, sürücüyü sıkıntıya sokan bir motor. Yaris'te olur belki, ama Auris ve Corolla'da olmaz, olmamalı.
Tüm bunlar haricinde genel olarak Toyota'dan soğumama sebep olan şeyler de yaşadım. Başkasından duysam buraya yazmazdım, ama kendi başımdan geçtiği için yazıyorum. Yukarıda da belirttiğim üzere şahir içi kullanıma uygun olmayan şanzımanı otomatik şanzıman diye satıyorlar, sonra da sıkışık trafikte kullanmayın diyorlar. Bu resmen dolandırıcılık. Baştan söylemeleri gerekli, ama söylemiyorlar. Sadece bana değil, birçok kişiye yapmışlar bunu. Sonra arabayı satarken sıkıntı yaşattılar. Servis kayıtlarının benim iznim olmadan kimseye verilmemesi gerekli, ama arabayı almak isteyen kişiler arayıp sorunca hepsini vermişler. Üstelik, benim suçum olmayan, üretim hatası sayılan şeyleri bile sanki arızaymış gibi göstermişler. Arabayı aldığımda arka kapısı sarkıktı, ses yapıyordu. Ertesi gün tekrar servise götürüp düzelttirdim. Bunu bile yazıp başka kişilere söylemişler. Adam da "arabanın kapısı sarkmış, ayarlanmış, tamirat görmüş" diyor. Şanzımanın bir parçasının değişmesi gerekiyormuş, garanti kapsamında değişecek. Parça ellerinde yokmuş, beklemem gerekiyormuş. Ben arabayı satayım, alan gidip değiştirsin dedim. Sonuçta para vermeyecek, sadece ben arabayı satışımı ötelemek istemiyorum. Onu yazmışlar "arıza tespit edildi ama müşteri onarım istemedi" diye. Şerefsizler, sanki ellerinde parça vardı da ben ustanın elini tuttum, taktırmadım gibi yazmışlar. Bir de millete bu bilgileri veriyorlar.
Hadi tüm bunları geçelim, 20 senedir Toyota haricinde araba kullanmayan bir tanıdığım oğluna Corolla, kendisine de Avensis almıştı da, "benim gibi Toyota seven bir insanı bile markadan vazgeçirecek kadar kötü" şeklinde yorum yapmıştı. Gerisini siz düşünün. Ben bundan sonra kolay kolay Avrupa için üretilmiş Toyota'ları almam, eşime dostuma da aldırmam. Daha yumuşak yazamıyorum, üslubum sert kaçtıysa kusuruma bakmayın.
Cüneyt
Tecrübelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim Emre Bey. Gerçi siz eski kasa Auris ile ilgili yazmışsınız ama Toyota servis yönetimi malesef sizi üzmüş. Yeni Auris'lerin birçok açıdan eskisinden üstün olduğu belirtiliyor.
Yeni Auris ile Hyundai İ30'u karşılaştırdığımıza, test sürüşlerinde Hyundai konfor ve donanımı ile akılları çelerken, uzun vadede kullanıcılarının özellikle ABS fren sistemi ve cam tavan ile ilgili sorunları olduğunu ve bunların sanırım hala giderilmediğini öğrendim. Cam tavan problemleri, yüksek yakıt tüketimi ve hatta direksiyonda deri soyulması ve arka kelebek çıtasının düşmesi gibi sorunlarına rağmen benim de gönlüm İ30'a kaymıştı, ta ki hayati önemdeki fren sorununu öğreninceye kadar.
Şu durumda sanırım 3. bir alternatif için araştırma yapmam gerekecek.
Haydar
Auris yakıt konusunda üzer. 8-9 litreden aşağı yakmaz.
Konfor konusunda ikisi de denk denebilir. Ancak arkada oturanlar için Japonlar her zaman daha rahattır.
yubika
Can bey konuyla ilgili değil ama biraz araştırdım bulamadım. Laguna III'ün süspansiyonları bağımsız mı bunu öğrenmek istiyorum bir de laguna III hakkındaki genel kanaatlerinizi de paylaşırsanız sevinirim.
Tayfun
Can bey merhabalar,
acaba dizel motorlarla benzinli motorları kıyaslayan bir inceleme yapabilir misini? artılar eksiler ömür konusundaki artılar eksiler nelerdir. Bu konuda bizi bilgilendirebilir misiniz? Teşekkürler
Yaparız 😉
Tayfun
Teşekkürler, sabırsızlıkla bekliyoruz
mustafa
bu programları serıye baglasakta tatıllerımızde tamda halkımız arac alacagı zamanda bılgılensek dıyorum bırde ozelden cok detaylı bılgıler almak durumumuz varmı sonuc ıtıbarıyle ulkemızde hala gercekler cok gızlı olmak zorunda saygılar
emre
asusun z87 anakartının kenarda reklamlarda olmasıda çok ironik olmuş
kaptan
rica etsem araç segmentleri hakkında bir program yapar mısınız? A, B, C ve D gibi. segmentler neye göre belirleniyor? malum yeni nesil araçlarda sürekli araçların aks uzunluğu ve dingil mesafeleriyle oynuyorlar. bir çok B segmenti artık C'ye yaklaştı, C segmenti de D'ye. insanlarımız büyük bagaj için B segmenti sedanlara ve hatta sport back(station)'a çok daha sıcak bakar oldu. mpv'ler ve sportbacklerin stabilite sorunları veya kullanılırken bilinmesi ve uygulanması gereken kural ve teknikler var mı? araç alırken ne istediğini bilmek gerekir ama acaba gerçekte ne istiyoruz ve paramız neye yetiyor? hem pastam bölünmesin hem karnım doysun mantığıyla insanlar ucuza kaçarken vazgeçtikleri neler oluyor? sempatizanı olduğum marka bile satış stratejisi adına küçük model küçük motorlu aracı vergi avantajı ile getirmesine rağmen kar marjını yüksek tutarak bir üst segment ve büyük motorlu ve daha donanımlı aracını daha düşük karla satabiliyor. türkiye'de üretilen araçlar bile ucuz yedek parça ve eski nesil motorlara rağmen daha pahalıya satabiliyor. belki de vw'nin bu kadar tutulmasının sebebi fiyatları şişirilmiş ve doğuş gurubunun beğenmediğim satış politikası rağmen rakiplerine oranla daha çok ürün gamıdır. ya da bizim bilmediğimiz ve sizin daha önce de söylediğiniz "ne kadar para, o kadar araba" kısmıdır. işte ben de bizim bilmediklerimizi öğrenmek adına sizden böyle bir hatta birkaç bölüm yapmanızı istiyorum. kim ne derse desin muhabbetiniz ve içtenliğiniz yüzünden yaptığınız programlarınıza doyum olmuyor. daha çok bölüm bekliyorum. şimdiden teşekkür ederim. saygılarımla...
drkimbel
Sanırım çok yoğunsunuz yeni videolar gelmiyor artık. Her hafta en az bir kere bi hevesle girip bakıyorum ama nafile. özlettiniz kendinizi
Can üstad, peugeot'un 208 modellerinde olan 1.0 VTI düz vites modelinin seleflerine göre artısı eksisi nedir? Bu grupta tavsiye eder misiniz?
Teşekkürler
yusuf coşkun
Merhaba merak ettiğim soru şayet bir kaç arkadaşda sormuş ama tam bir cevap yok.
Vw aynı motor olup 1.4 122, 140,160 beygirlik 1.6 tdi 90, 105 beygirlik, veya bir ara 2.0tdi 140 ve 170 lik (audi a4 vardır) Bunlar aynı dönem de ve aynı anda satışı yaplan araçlar bunların herşeyi aynı olup sadece yazılımsalmı kısıtlanıyor? Yoksa farklı oldukları şeyler varmı (Şayet seri üretim olarak düşününce sanki donanımsal bir fark olması daha zor geliyor aynı fabrikada) AYRICA vw kendi bide chip yapıyor bu ürünler genelde bir alt seviyede olan bir üst seviye çıkıyor.
metin
neyse soldaki beye bir sorum var. hyundai i30 2012 aracıma yakıt tasarrufu için yazılım attırsam ve ezmeden kullansam zarar verirmiyim?
Aracım 2 yıldır yazılımlı.Araç VW GOLF 6 TDI 105 HP>CHIP SONRASI 140HP-315 TORK Sonuç:Sakin kullanımda Yakıtta%10 civarı azalma var. Hiçte öğle motor ömrünü yiyor gibi bir durum hissetmedim, şahsi düşüncem çok agrasif bir yazılım yükletmedikten sonra motor-turbo ömrünü yazılım azaltmayacağı yönünde.2 yıldır en ufak bir hata vermediği gibi araçta rahatlama söz konusu. Rölantideki tüketim bile önceki haline göre düşük.Tabii bakımlarımı aksatmam.Sonuç olarak çok memnunum.Bundan sonraki aracımada daha plakayı bile takmadan soft yazılım yükleteceğim.
Çok basit bir sunum olmuş bence , 110 beygir dizel araba kimin neyine yeticek , yokuş yukarı kamyon sollamaya kalksanız devir tutmayacak ve bayılacak araç , aks kırılması nedir ? yapboz mu bunlar , siz arabayı el frenini çekip yük bindirip sara sara yokuş çıkarsanız bu stok olan her araçta mümkün olabilir. Sürekli zorlanırsa olabilecek en büyük masraf debriyaj balatasıdır , eğer yazılım düzgünsede turbo falan kırılmaz , zaten turbo 2 sebeple kırılır birisi filtre ötekide yağlama , zaman içinde bunlardan biri eksik olunca balansızlık yapar ve yüksek basınçta çatırt diye kırılır . Eh yazılımla 3 bar basamıyacağı içinde sıkıntı yok demektir.
Tam "Otoseyir'de chip tuning konusu işlense ne güzel olur" diye bir durum yazacaktım, ama "Search is your friend" düsturu aklıma geldi. Aradım. Buldum. 🙂
İyi günler kolay gelsin. Benim sorum şu araçlarda partikül filtresi iptal edilirse olumlu ve olumsuz durumlar nelerdir.
gaz tepkime süresini 0-2 saniye hızlandıran bir sistem. pedalbox ile denedim yakıtta bi şey farketmiyor araç sadece daha hızlı kalkıp daha seri seri hareket ediyor. sanki araca viagra yutturmuş gibi oluyosun. frene basmayı bilmeyen yaptırmasın derim ben
iyi günler.. chip tuning hakkında bir kaç sorum olacktı geri dönerseniz çok iyi olur. ben yaklaşık bir ay önce bmw 520i msport aldm. ülkemzde ötv ve kdv yüzdesi yüksek olduğu için 520d yerine 520i aldm 520d yaklaşık 100 bin 520i den daha pahalı. bu 1.6 litrelik 170 hp ve 250 tork üretn motor bana biraz güçsüz geliyr.. arabam daha 3000 km'de bir iki yıl öncedn chip tuning i duymştm ve internetten bu işleri yapan bir kaç yere baktm ve adamlar 1000 üzerinde araca uygulmş ve hiç sıkıntı çıkmamş dediler. bu motor 170 hp ve 250 nm torka sahip chip tuningden sonra 245 hp ve 360 nm tork elde ediliyr.. yaklaşk 85 hp ve 110 nm tork artıyr bu değerler çok yüksek nerdeyse içindn bir motor daha çıkıyr. yaptırmakta biraz kararsızm açıkçası korkuyrm. 1.6 motordan böyle bir gücn alınması motora zarar verir mi acaba yada başka bir zararı olur mu acaba? geri dönş yaparsanz çok iyi olur.. teşekkrlr
ankara-izmir-ist-adana daysan rsa ya yaptır adamlar işi biliyor.1.6 170 ---->220 oluyor biliyorum 245 baya açmışlar stage 1 220 yaptır bence birde yazılım yaparken motorla ilgili arıza sistemlerinin hiç birini kapatılmamasını söyle . Valla motora orijinal haliylede zarar veren illaki oluyor, motor ısınmadan sürekli gazlarsan, redlaynda 15-20 dk sürekli durursan,uzun yoldan sonra motoru soğutmadan hemen istop edersen bakımları aksatırsan orjinallede bozarsın chipe çamur atmak yersiz.
chip tuning deyince power control u tek geçerim. her araca ayrı bi kit yapmış adamlar. ama amacım beygir arttırmak değil performans diyorsanız pedalbox. zaten ikisi de dte systems diye bi alman firmasının ürünü youtube kanallarında baktım adamlar çok profesyonel çalışıyor.
bende 220 hp yapmayı düşünyrm 245 fazla olup motora zarar verebilir. ama 220 olnca sürüşte acaba belli olur mu yani atıyrm 0-100 8.7 saniye bu yazılmdan sonra 8 saniyenin altına iner mi bide araştırdm biraz işlerinde en iyisi sanrm remaps grubudr bildğm kadryla ama rsa yı bilmyrm bilgm yok nereye yaptırsam bu işi en iyi hangileri yapıyr acaba