BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 21

Nike+ Running

Herkese Merhabalar ,

Bugün sizlere mobil uygulamaların '' sağlık ve fitness '' kategorisinden bir inceleme yapacağız.

Uygulama 2 platformda ( Android ve İos ) ücretsiz şekilde bulunmakta .

1.Bölüm ( Profil ) :

Uygulamaya girdiğimizde ilk önce kendimize bir profil oluşturuyoruz.
Burada koşunuzdan sonra kazandığınız ödülleri burada bulabilirsiniz.
Koştuğunuz mesafelerinin toplamını ve NikeFuel denen puana da buradan ulaşabilirsiniz.

2.Bölüm ( Ana Sayfa ) :

Buranın pek bir anlamı yok.
Yaptığınız koşuları kayan sayfa şeklinde sizlere göstermekte ve buradan yeni koşunuzu veya yürüyüşünüzü başlatabilirsiniz. ( Her sayfanın sağ üstünden başlatıldığı gibi )

3.Bölüm ( Aktiviteler ) :

Buradan yaptığınız tüm çalışmalara göz gezdirebilirsiniz. Çalışmanızın tüm detaylarına üzerine tıklayarak ulaşabildiğiniz gibi bir yan sekmesindeki yerde ay ay bölümlere ayrılmış şık bir tablo göreceksiniz. Bu tabloda ay boyunca kat ettiğiniz mesafelerin toplamına ulaşabilirsiniz.

4. Bölüm ( Arkadaşlar ) :

Ne yazık ki bu bölüm hakkında bilgi veremeyeceğim çünkü hiçbir arkadaşım bu uygulamayı kullanmıyormuş ama tahminimce buradan arkadaşlarınızın verilerine ulaşıyorsunuz.

5.Bölüm ( Meydan Okuma ) :

Buradan arkadaşlarınızı davet edip , belirli bir parkur seçim aranızda ufak bir yarış yapabilirsiniz.

6.Bölüm ( Nike+ Coach ) :

Uygulamanın bu kısmı kendini diğer uygulamalar ile ayırıyor. Burada ''Start Program'' diyerek buradan çeşitli mesafeler seçiyoruz. Karşımıza 3 adet zorluk seviyesi çıkıyor. İngilizcesi ile söylüyorum bunlar '' Beginner , Intermediate ve Advanced '' anlayacağınız gibi seviye kolaydan zora gidiyor. Örneğin orta zorluğu seçtim. Burada 8 haftalık bir program var , toplam 119 mil yürümemi istiyor ancak bunu tam 36 koşuda. Bunları sizin için programlamış. İlk koşunuzda belirli bir mesafe , 2. koşunuzda belirli bir mesafe tarzı koşmanızı istiyor yani anlayacağınız birden ağır yüklenmeden kaçınarak sizi yavaş yavaş ısındırıyor. Bu bölümün resimlerini de paylaşırım.

=> Uygulamadaki bölümler bitti. Sizler ile bu uygulamanın nasıl çalıştığını anlatayım.

Öncelikle uygulama telefondaki sensörleri kullandığı söyleniyor yani GPS . Ancak benim kullandığım telefonda A-GPS denen zımbırtı olduğu için mobil veriyi açmak zorunda kaldım. ( gerek var mı bilmiyorum yanlışsa düzeltirsiniz ) Ancak Mobil veriden hiç kayıp olmadı.

=> Uygulama İngilizce ve Türkçe dil seçeneği bulundurmuyor. Ancak az bir İngilizce ile gerekli olan herşeyi yapabilirsiniz.

=> Uygulama özel bir ek aparat kullanmanızı istemiyor ancak telefonunuzu kol bandı ile kullanırsanız daha rahat bir koşu yaparsınız.

=> Uygulama yaktığınız kalori tarzı bir şey eklemiş ona güvenmeyin , bilindiği gibi her insanda değişir.

Uygulamaya puanım 9 . Bir puan kırma nedenim Türkçe dil seçeneği bulundurmaması .
Uygulamanın ücretsiz olması ve herhangi bir reklam çıkmaması beni uygulamayı kullandıran bir özellik oldu.

İncelemeyi okuduğunuz için Teşekkürler .

Olumlu ve Olumsuz Eleştirilerinizi Bekliyorum.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 5 / 7

Video çekmek için gerekli ekipmanlar

Video çekmek için gerekli temel ekipmanlara göz atıyoruz. Serinin devamında daha da detaya ineceğiz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 5 / 77
  • Halit Bayer @halitkin

    Yarı profesyonel olarak video ile uğraşıyorsanız stabilizer olmazsa olmaz ekipmanlardan biri bence. Özellikle takip sahnelerinde göze hoş gelen çekimler yapmak mümkün. Bu bağlamda aşağıdaki ürünü önerebilirim.

    http://www.lensse.com/dslrpro/

    Ben bu ürünü ebay’den almıştım, aldıktan sonra fark ettim ki yerli bir firmaymış. Ankara’da üretim yapan bir firma ve fiyatına göre çok iyi bir ürün olduğunu söyleyebilirim.

    Barış Bey’in söylediği gibi Edelkrone da yerli bir bir firma ve onlar da Ankara’da üretim yapıyor.

    Edelkrone'un da şu ürününü kullanıyorum ve çok memnunum.

    https://www.edelkrone.com/p/103/focus-one

    Kısa film işleriyle uğraşanlar için bu iki firmanın ürünlerini özellikle öneririm.

  • OBA @oba

    Merhabalar, yine sizlere bazı önerilerim olacak.

    Öncelikle kendi mesleğim ile alakalı olduğu için fotoğraf ve video üstüne yayınlanan videolar benim açımdan daha çok ilgi duyuyorum film inceleme gibi konulara nazaran. Videoda süreyi uzatmamak adına neredeyse hiç bir konuya girmeden yüzeysel geçilmiş. Benzer bir soru ankettede vardı maksimum kaç dakika olsun videolar diye ben sınırsız seçeneğini işaretledim. Açıkçası sırf süreyi tutturabilmek için bişeylerin es geçilmesine sıcak bakmıyorum.

    Gerçi videoda da belirtmişsiniz tek tek girsek 2 saat olur diye. Doğru video işi detaylı bir konu ve benim şöyle bir önerim olacak. Konuları başlıklara bölün ve her bölüm farklı bir başlıkta incelensin. Mesela bir bölüm ışık ve aydınlatma üzerine yaparsınız ve orada sadece o konuya değinirsiniz. Hatta bunları yaparkende birazda kendi ekipmanınızdan kullandığınız tecrübeleride aktarabilirsiniz ki bu bence daha önemki bir konu. Mesela bende Manfrotto kullanıyorum hem tripodunu hem monopodunu ancak yıllar önce tripod bakarken açıkçası hangi markayı seçmeliyim neden olması çok fikrim yoktu taki Thom Hogan'nın tripodlar üstüne 2003 yılında yazdığı yazıyı buluncaya kadar. Sağolsun bana yazıdaki gibi 700 dolar tasarruf ettirdi 😀

    http://www.bythom.com/support.htm

    Bu yazıyı niye sevmiştim? Tamda sizden istediğim o tecrübeleri kendisi çok güzel bir şekilde aktarıyor. Artık bende yıllar içersinde neyin ne olduğunu öğrendim ancak yolun başındaki biri için seçim yapması kolay değil.

    Birde daha önce GH4 incelemesinde black magic'e özel inceleme gelecek denmişti. 1 ay geçti hala heyecanla bekliyorum. 🙂

    Saygılarımla

    Ongun Batuhan ALTAN
    http://www.fotodizayn.com

  • AAVH Visuel Humaine @info-aavh

    Merhaba;
    Oncelikle TeknoSeyir de emegi gecen herkese cok tesekkurler. Son derece verimli calismalarda bulunuyorsunuz. Calismalarinizda basarilar…

    Benim Barış Özkök ve Murat Gamsiz arkadaslara soracagim su ki;
    Arkadaslar video da her ikinizin de onerdigi lensler var. Ben Canon 5D Mark 3 kullaniyorum.
    Fotograf cekimleri esas alinarak alinan bir makine. Ancak, bir kac belgesel projesi gundemimize aldik. Ve bu belgesellerin cekimlerini Mark 3 ile yapmayi planliyoruz… Her ne kadar isinma vs sorununa vurgu yapmissanizda, artik sogutup-dinlendirerek bir sekilde yapmaya calisacagiz… 🙂

    Cekimleri agirlikli olarak kapali mekanlarda yapmayi planliyoruz. Roportaj tarzinda. Bunun icin hangi lensi onerirsiniz? Canon 50 mm f/1.8 yeterli gelir mi?

    Ayrica, diger bir ricam, ses konusunda hangi ekipman kullanirsak daha etkili kayit yapabiliriz? Bu noktaya iliskinde bilgi verebilirseniz sevinirim.

    Tekrardan basarilar…

  • Baki Karadeniz @bakikaradeniz

    Merhaba,

    @baris_ozkok Yukarıda bir arkadaş sormuş ama cevap gelmemiş. Biz de canon 5d mark III ile havadan video çekimleri yapıyoruz. Bu çekimlerde multikopterin altındaki gimbal ile tanışma imkanımız oldu. Bu gimbalların normal çekimlerde kullanımı ile ilgli bilgi verebilirmisiniz.

    • Barış Özkök @baris_ozkok

      Merhabalar. Gİmball konusunda çok fazla tecrübem yok. Birkaç kere helikopter çekimlerinde kullandım. el tipi Steadycam çözümleri yerine gimball kullanan arkadaşlarım da var. Genel olarak helikopter çekimlerinde olmazsa olmaz bir cihaz olduğunu biliyorum. Ama bu konuda Özkan Erden arkadaşımız daha çok bilgi sahibidir. O sizleri daha iyi aydınlatabilir. @ozkane

Oral-B Professional Care 3000 Diş Fırçası ve Oxyjet Ağız Duşu

SağlıkSeyirde 🙂 bu hafta motorlu diş fırçası ve ağız duşunu birlikte sunan Oral-B Professional Care 3000 Diş Fırçası ve Oxyjet Ağız Duşunu inceliyoruz.

Kısa versiyon:
Ürün çok güzel, daha önce şarjlı fırça hiç kullanmadıysanız fırçasını ilk kullandığınızda ben daha önce dişlerimi hiç fırçalamamışım meğer diyebilirsiniz, ben demiştim. Su jeti de diş fırçalamanın - şarjlı fırçayla da olsa - ne kadar yetersiz olduğunu ve dişlerinizin arasında nelerin kaldığını görmenizi sağlıyor. Su jetinin başarısının bir göstergesi de diş hekimine muayene olurken diş ipimi kullanıyorsunuz, dişlerinizin araları çok temiz demeleri.

Uzun versiyon:

=== Hikayemiz ===
Bundan yaklaşık yedi yıl önce bu ürünün bir önceki neslini ( yanlış hatırlamıyorsam Oral-B ProfessionalCare 8900 DLX OxyJet Center) inceliyordum vealıp almama aşamasındaydım. Kendi kendime, beni bir kez diş hekimine gitmekten kurtarsa kendini amorti eder dedim ve aldım. Aldıktan dört beş sene sonra su jetinin hortumu yırtıldı, servis bu modelin üretimden kalktığı için bu parçayı getirmediklerini bunun yerine bir ücret karşılığında ürün yeni nesli ile değiştireceklerini söyledi ve bende öyle yaptı, resimlerini gördüğünüz ürün de bu yenilenmiş olan yeni nesil (iki üç yıllık ama hala satışı devam ediyor) ürün.

=== Peki bu nedir? ===
Bu ürünü bir diş temizleme istasyonu gibi düşünebilirsiniz. Aslında iki farklı ürünün - ki gerçekten de iki farklı ürün olarak da satılıyor - tek kasada birleşmesi. Sol tarafında şarjlı diş fırçası, sağ tarafta su jeti ( ağız duşu / oxyjet ) ortada da su jetinin su haznesi var. Arka-üst taraftaki kapak açılınca da sol tarafta dört kişilik diş fırçası başlık yeri ve sağ tarafta yine dört kişilik su jeti başlığı var... Ürünün sağ yan yüzünde de su jetinin açma kapama düğmesi ve hız ayarı var. Ürün Oral-B, Braun ortak yapımı gibi birşey, her yerinde Oral-b ve Braun logoları birlikte kullanılmış.

=== Şarjlı diş fırçası ===
Şarjlı diş fırçası, ürünün sol taraftaki yerine oturuyor ve burada indüksiyon ile yani kablosuz ve herhangibir metal teması olmadan şarj oluyor. Fırçanın üzerindeki metal kısma diş fırçası başlığını takıyoruz, takma çıkarmada her hangi bir buton veya kilit yok. Üzerinde tek bir açma kapama butonu var. Buna bastığımızda diş fırçası tam hızla dönmeye başlıyor. Bu, fırçanın üç farklı çalışma modundan ilki, günlük mod olarak geçiyor ve ben de hep bunu kullanıyorum. Bir kez daha bastığımızda fırçanın dönüşü yavaşlıyor, hassas dişler için olan moda geçiyor. Üçüncü modda da hızı sürekli yavaştan hızlıya çıkıp tekrar yavaşlıyor. Bu da beyazlatma modu olarak geçiyor. Buton bir kez daha basınca kapanıyor.

Fırçanın ön tarafında aşağıda da şarj ile ilgili iki led bulunmakta. Bu ledlerden diş fırçası çalışırken pilin bitmeye yaklaştığını, şarjdayken şarjın devam ettiğini veya tamamlandığını öğrenebiliyoruz. Fırçanın arka tarafında eski nesilde olmayan bir led daha var. Dişinizi fırçalarken, fırçayı dişinize gereğinden fazla bastırırsanız bu ışık kırmızı renkte yanıyor. İdeal olanı bu ışığı yakmayan en yüksek basıncı uygulamak (bence). Diş fırçalarken genelde ayna önünde olduğumuz için fırçanın arka tarafındaki bu kırmızı ışığı rahat bir şekilde görebiliyorsunuz.

Diş fırçalama için ideal sürenin iki dakika olduğu söyleniyor. Bu iki dakikanın da dişin dört bölgesine, - alt ve üst dişlerin sağ ve sol yarısına - eşit dağıtılması yani her bir bölgeyi 30 saniye fırçalamamız gerektiği söyleniyor. Fırça çalışmaya başladıktan sonra her 30 saniyede bir anlık olarak durarak bir sonraki bölgeye geçmemiz için bizi uyarıyor ve iki dakikanın sonunda da ardı ardına üç kez duraksayarak iki dakikanın dolduğunu belirtiyor. Bu uyarılara uyup uymamak tabiiki kullanıcının bileceği iş.

Diş fırçasına takabileceğiniz birkaç farklı tipte başlık var. Standart başlık, beyazlıtıcı, diş aralarını daha iyi temizleyen gibi...

Şarj süresi kabaca bir kişinin kullanımıyla bir hafta kadar gidiyor. Tam şarj olması da yaklaşık 14 saat sürüyor.

Dış fırçası, özellikle başlık iyi durumdaysa, dişi çok çok iyi temizliyor. Gerçekten de ilk kullandığımda daha önce dişlerim hiç bu durumda, bu kadar temiz, olmamıştı diye düşünmüştüm.

=== Su jeti ===
Cihazın su jeti kısmı, ana gövdedeki su pompasının, su tankındaki suyu çekip içine biraz hava basıp (şaka değil) hava kabarcıklı suyu hortumdan ağız duşuna pompalamasıyla çalışıyor. Ağız duşuna gelen mikro kabarcıklı su ağız duşuna taktığınız başlıktan püskürtülüyor.

Ağız duşu ana gövdeye spiral bir su hortumuyla bağlanıyor. Üzerinde herhangi bir elektirikli parça yok ancak bazı mekanik sistemler var. Birincisi su akışını kesen, resimde başparmağımın temas ettiği büyük mavi su kilidi. Ana gövdedeki su jeti çalışıyorken bu parçayı aşağıya çektiğimizde su akışını kesiyor ama su pompası suyu pompalamaya devam ettiği için basınç artıyor ve anlamsız bir durum oluyor.

Ağız duşuna taktığımız başlıkta da iki farklı çalışma modu var, biri suyun spiral şeklinde püskürtülmesi, diğeri de suyun düz bir ışın şeklinde püskürtülmesi, bu da bir noktaya özel temizlik yapmak için. Ben her zaman spiral şeklindeki püskürtme modunu kullanıyorum, daha etkili temizlik sağlıyor.

Su jetini çalıştırmak için yapmanız gereken başlığı takmak, su tankına su doldurmak, su kilidinin açık (yukarıda) olduğundan emin olmak fişi takmak ve ana gövdenin sağındaki düğmeye basmak yeterli. İlk denemede hız ayarını en düşük seviyeye (1) getirmenizi tavsiye ederim. Bu arada sağdaki güç düğmesi ve hız ayarı sadece su jetiyle ilgili, diş fırçasıyla ilgili değil.

Kullanım sırasında su jeti diş aralarınıza sürekli su sıktığı için bu suyun sürekli akıp gitmesi lazım dolayısıyla lavabonun başında kafanız lavaboya doğru ve yüzünüz yaklaşık olarak yere bakar şekilde olunca rahatça kullanıyorsunuz. Alışmak 20-30 saniye sürüyor.

Ek - 1 : Su jetinin bir diğer kullanım alanı da boğaz enfeksiyon veya farklı durumlarda ortaya çıkan tonsil taşlarından - tonsilitlerden kurtulmak. Su jetini tonsilitlerin olduğu bölgelere tutarak bu kötü güç odaklarının boğazdan kopup lavaboya düşmesini sağlayabilirsiniz. Tabii bu hamle refleks olarak midenizin ayaklanmasına sebep olabilir, dayanmalısınız... Böylece bir hamlede kötü kokulu 4.85 trilyon bakteriden kurtulmuş olursunuz 🙂

Su tankına su eklerken isterseniz biraz da ağız garagaralarından da ekleyebilirsiniz.

Ağzınızı iyice çalkalayıp iyice fırçaladıktan sonra bile su jetini kullandığınızda - duruma göre - hmmm demekki diş aralarına giren şeyleri çalkalama fırçalama tam olarak çıkartamıyor diyorsunuz... Bunun tek alternatifi diş ipi ile tüm dişlerinizi temizlemek, ama bu çok zahmetli ve su jetinin yerini yüzde yüz tutmuyor. Ancak çok nadir bazı durumlarda da diş ipini kullanmanız gerekebiliyor.

=== Ana gövde ve diğer detaylar ===
Ana gövdeyi su jetinin kullanım şeklinden dolayı lavabonun yakınına yerleştirmeniz gerekiyor. Düz bir zemin üzerinde durabileceği gibi duvara asma aparatı ile de kullanılabilir. Ben bu aparat ile lavabonun hemen üzerine yerleştirdim, en iyi konumlandırma bu bence.

Ürünün kutusundan iki tane standart fırça başlığı, iki tane su jeti başlığı, sanırım iki tane dil temizleyici başlık, ve iki tane de özel amaçlı fırça başlığı geliyor.

Ürünün bir sıkıntısı su jetinin bir çok parçası sürekli ıslak kalabildiği için zamanla bu parçalar üzerinde bakteri üremesinden dolayı kararmalar oluyor. Bundan dolayı cihazın temizliğine önem vermek gerekiyor.

Tüm fırça ve su jeti başlıkları yanlarında birkaç renkli halka ile geliyor, siz bunlardan birini başlığınıza takarak kendi başlığınızın ev ahalisinin başlıklarıyla karışmasını engelliyorsunuz. Ana gövde de dörder tane yuva olduğu için temel olarak dört kişilik bir evdeki tüm bireylerin diş fırçasını ve su jeti başlığını gövdesinde tutabiliyor, yani tüm ailenin ortak cihazı olabiliyor.

Su jeti başlığında da bazı püf noktalar var gerekirse ayrıca anlatırım.

Ürünün satış fiyatı 330 - 350 TL civarında. Bence fiyatını kesinlikle hak ediyor.

İki alternatif link:
http://www.vatanbilgisayar.com/oc205453x-oral-b-professional-care-3000-dis-fircasi-ve-oxyjet-agiz-dusu.html

http://www.bimeks.com.tr/urun/136946/oral-b-oc-20-535-3x-dis-fircasi-ve-agiz-dusu-.aspx

Not: Ürünün tam adı "Oral-B Professional Care 3000 OC20.545.3X" da olabilir.

Elbet bir gün detaya girmeden anlatmayı becereceğim...

rev1 (1207141)
rev2 (1207142) Ek 1 : Tonsilit

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 26

Sony Mw1 Smart Wireless Bluetooth Kulaklık

Sony bluetooth kulaklık seti seri olarak 2012 yılına çıkarılan bir ürün. Cihaz seri olarak kaliteli bir ses deneyimi yaşatıyor. İki cihaz bağlanma özelliği de kullanım deneyimini arttırıyor. Ben bu ürünü alana kadar bir çok bluetooth hedset çözümü inceleme fırsatını elde ettiğim gerçekten aralarında ses kalitesi olarak en iyisi mw1’di diyebilirim. Ayrıca FM radyo ve hafıza kartı desteği cihazı bir açıdan da tek başına bir müzik çalar seviyesine getiriyor.

Ürün iki cihaza birden bağlanabiliyor. Örneğin mw1 bilgisayarınızdan film izlerken ya da müzik dinlerken telefon çaldığında bilgisayarda müziği kesip bağlantısını telefonda otomatik olarak aktifleştiriyor. Ben ofis çalışanı olduğum için ara sıra telefon görüşmesi yapıp bilgisayardan da çeşitli şeyler izler dinlerken sürekli kablo tak çıkarıyla uğraşıyordum. Bu ürünle çoklu bağlantı foksiyonunu kullanarak bu dertten kurtuldum. Dediğim gibi ses kalitesi gerçekten çok güzel kabloyla dinliyor gibi bluetoothla dinleyebiliyorsunuz. Ekranı sayesinde çalan parçanın adını ve arama bilgilerini görebiliyorsunuz. Ben ios cihazla kullanıyorum kulaklığı android tarafında üçüncü parti yazılımlarla bluetooth kulaklık daha da işlevsel bir hal alıyor.

Mw1’in üç menüsü bulunuyor; radyo, Hafıza kartı ve bağlı cihazlara ulaşılan bölüm. Menü kullanımı gayet güzel. Cihazın klipsi sayesinde gömleğinize çantanızın askısına, pantolonunuza takabiliyorsunuz. Menüden de cihazı hangi yönde kullanıyorsanız menüyü de o yöne döndürme ayarı bulunuyor. Bu sayede kullanım keyfi biraz daha artmış oluyor. Cihazın şarj performansı da gerçekten tatmin edici. Ben genellikle son seviyede müzik dinlerim. Mw1’in beni kesintisiz yaklaşık 8-9 saat götürdüğünü söyleyebilirim. Bu da ortalama iki günlük kullanıma tekabül ediyor benim hayatımda.

Şimdi gelelim ürünün kötü yanlarına. Ürün kronik hatalarla dolu diyebilirim. PC tarafında Windows 8 ve 7’de bir türlü bağlantı sağlayamadım. Mac kısmında her hangi bir sorun olmadan tüm fonksiyonlarıyla işinizi görüyor ama pc tarafı tam bir facia. Aynı şekilde telefon bağlantısında da ara ara kopmalar yaşanıyor. Bağlantı kopuklukları da kronik bir hata büyük ihtimalle. Yani pc kullanıyorsanız bu üründen uzak durmanız gerekiyor.

Gelelim ürünün fiyatına. Ucuz bir ürün değil. Bu tarz kulaklık girişi olan ve müzik dinleten multi medya tuşlu bluetooth kulaklıklar 90-100 TL’den başlıyor diyebiliriz. Mw1 bu bakımdan bu serinin en üst üyelerinden birisi. Fiyat olarak 250-300 tl arasında bir rakam bizi karşılıyor. Evet bu rakam normal bir rakam değil ama işte ses kalitesi olarak yüksek bir deneyim sunan ve en kullanışlı ve küçük ürün benim araştırdığım kadarıyla bu. Dediğim gibi Pc tarafında cihazın uyumluluğu çok sıkıntılı alacak arkadaşlar varsa bunu es geçmesinler.

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Close-up Filtre

Macro olmayan objektiflere takılarak çekilecek nesneye daha çok yakınlaşma sağlar. Macro objektif alamayanlar için güzel bir çözüm ve macro objektifler kadar pahalı değiller. Ama kullanımları macro objektifler kadar kolay değildir. 2x, 4x, 8x gibi büyütme faktörleri vardır. Makro Objektifiniz yoksa sizi idare eder yalnız macro objektif kadar iyi fotograflar beklemeyin.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • lawnmower @lawnmower

    Bunlar uygun fiyatlı, idarelik çözümler. Fotoğrafın geometrisini bozuyor. Mecbur kalınca kullanılıyor tabi. Kullanırken en büyük numaralı olanı lense en yakın takmak lazım, aksi halde bozulma daha da artıyor. Bir de kalitesiz ürünlerde geçirgenlik sıkıntısı olduğundan birkaç filtre üst üste takınca kontrast düşüyor. Makro tüpleri daha cazip aslında, ama onların da elektronik bağlantılı olanları pahalı tabi.

UV Filtre

UV yani Ultraviyole (Morötesi) filtre;
Saydam bir cam olarak nitelendirebileceğimiz UV filtre gözle göremediğimiz ultraviyole ışınların objektifimize erişmesini engellemek ve bu ışınları süzmek amacıyla kullanılır. Genel anlamda fotoğrafa etkisi çok az veya yoktur diyebiliriz. Bazı ortamlarda (özellikle puslu havalarda) çok az bir miktar kontrastı artırabilir. Pozlamaya da etkisi yoktur. Bunun dışında, üzerine takıldığı objektifi çarpmalara ve toza karşı korumayı sağlar. Sonuçta filtrenin kırılması, objektifin ön camının kırılmasından daha iyidir, Ucuz olmalarından dolayı kolaylıkla değiştirebilirsiniz.

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Sony Hmz-T3W

Öncellikle merhaba Technoseyir severleri bende aranıza yeni katıldım TechnoSeyir'i Amerika'dan takip ediyorum ve bu benim ilk incelemem olucak.İncelicegim ürün Sony Hmz-T3w Kişisel 3d Gözlüğü.Kendi izlenimlerimi aktarmadan önce bir şeye değinmek istiyorum bu Levent Abi @leventp ve Murat Beyin@gamsizm incelediği Oculus Rift gibi Virtual Reality (Sanal Gerçeklik) gözlüğü değil bu bir kişisel 3d gözlüğü bu nedenle tam ne olduğunu söyleyip öyle incelemesini yapmak gerekir ürünle ilgili teknik bilgilere değinmek gerekirse.
Özellikler:
Üründe 2 adet 720p oled ekran yer alıyor.Eskide modeli T2 den en belirgin farkı wireless özelliğinin bulunması bu sayede kablo karmaşasından kurtulabiliyosunuz.Akıllı cep telefonlarına bağlanma özelliğide cok hoşuma giden bir özelliği bu sayede seyehat esnasında çok büyük kullanım kollaylığı sağlıyor.Kulaklık çıkışı 7+1 surround ses destekliyor özellikle iyi bir kullaklıga sahipseniz bunun çok büyük avantajını görebiliyosunuz.24p True Cinema özelliği gerek filmlerde gerek oyunlarda büyük bir deneyim yaşatıyor.
Oyun ve Film Performansı:
Ben bu ürünü ps4 ile birlikte aldım ve ilk olarak Battlefield 4 oynadım ve çok memnun kaldım görüntüler renkler çok canlı 720p deniliyor ancak kıyaslama yapıcak olursak 55’’ 3d led 1080p televizyonumla bu gözlük 5 kat daha canlı renk ve görüntü kalitesi veriyor.Film deneyimlerim ise başlıca Avatar 3d – Life of Pi 3d ve benzeri 3d filmleri izledim ve sinemada 3d izliyormuş hissini ilk defa evimde yakalımdım diyebilirim.3d tvlerle kıyaslanamayacak seviyelerde iyi buldum 3d kalitesini.Bunun yanı sıra 720p ve 1080p filmlerdede çok kaliteli görüntü kalitesi olduğunu söyliyebilirim.İzlediniz videoda iyileştirmeler yaparak daha ii gösteriyor.
Ses Performansı:
Ürünün kutusundan çıkan kulaklık beni çok memnun etmedi bunun üzerine daha önce Murat Gamsız Bey’inde @gamsizm incelediği Sony MDR1RNC Aktif Gürültü Engelleme özelliği olan bir kulaklıkla kullandım.Çok kaliteli sonuç aldım kulaklık dış sesi yok ettiği gibi Gözlük de içeri neredeyse 0 ışık aldığı için tam bir sinema havası oluşturdu.
Konfor:
Eski T2 modeline oranla çok büyük iyileştirmeler yapılmış eski modeli 3 saat kullanamıyorken bununla neredeyse günde 8 saat film oyun seanslarım oluyor.Bu açıdan konfor olarak biraz daha iyi diyebilirim.Klipsler sayesinde tam kendinize göre ayarlıyıp daha sonrasında rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Batarya Kullanım Süresi:
Wireless modunda 3-4 saat Hdmi modunda ise 7-8 saat arası kullanım sağlıyor.Bu süreler çok yeterli geldi bana.Bataryası biterse usb şarjı sayesinde herhangi bir güç adaptörüne bağliyip kaldığınız yerden devam edebiliryosunuz.
Sonuç Artı ve Eksileri:
Öncellikle ürünün gerek görüntü-ses kalitesi gerek malzeme kalitesi çok başarılı.720 p olması bazılarını korkutabilir ancak herhangi bir pixel vb bir şey görmeniz söz konusu değil eğer bu 720p oldugu bilgisini sony vermeseydi inanmak güç diyebilirdim.Bu konuda bir endişeniz olmasın.Benim bu ürünle ilgili tek eksi bulabilicegim yeri fiyatı olucaktır ürün şuan da Amerika’da Amazonda 999 dolar civarında ben San Diego Sony Center dan bir indirimle 900 dolara aldım. Bu paranın hakkını sonuna kadar verdi ancak Avrupa fiyatı 1200-1300 euro civarında olduğunu duydum bence bu çok yüksek bir fiyat.Sorularınız olursa yorum bölümüne yazmanız halinde cevaplamaya çalışıcam.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Ömer Taşdemir @garxhar

    Öncelikle merhaba @iceberg bu kişisel bir cihaz tam kendi rahatınıza göre ayarlıyorsunuz gevsetme ve sıkma ayarını 1 kere kendinize göre yaptıktan sonra tekrar yapmanız gerekmiyor başkası kullanıcagı zaman tekrar klips ayarı yapılması gerekebiliyor ,baglantı yerlerinde kırılma olucagını zannetmiyorum oldukca esnek ve kaliteli klipsleri var.Sony sene sonunda çıkaracagı ürün ise Sony Morpheus Project bu Oculus gibi Virtual Reality(Sanal Gerçeklik) Gözlüğü olucak çıkar çıkmaz alıp incelemesini yapıcam onunda merakla bekliyorum ancak üretiliş amaçları Oculus’un ve Sony Morpheus’un kullanıcısına sanal gerçeklik hissi oluşturma inceledigim ürün ise amacı dev bir ekranı monitör gibi ghosting olmadan film oyun arayüz için kullanmanı saglıyor.

  • Ömer Taşdemir @garxhar

    Ürün Türkiyede varmı yokmu suan bilmiyorum varsada hangi Sony Center Tester'a ne zaman açar bilgim yok ancak benim önerim almadan önce denemen şeklinde olucaktır. 720p konusunu ilk denedigin anda kafandan elicegine eminim.Diğer bir konu ise dedigim gibi sadece kendin kullanıcaksan her seferinde ayar yapman gerekmiyor yolladıgın youtube videosundaki incelemede dedigi gibi zaten zor gevşetmek kendin istesen bile kolay gevşemiyor.Yaklasık 1 aydır kullanıyorum bu ürünü ve tavsiye ederim tabiki Amerika fiyatından alıcaksan.Bir önceki versiyonuda kullandım onda burun kısmında çok rahatsız ediyodu bir süre sonra ve çok kablosu vardı Hmz-T2 de neyseki sony bu sorunları T3 de çözmüş daha konforlu ve Wireless olması büyük rahatlık saglıyor.@iceberg

  • Ömer Taşdemir @garxhar

    Öncelikle Wireless konusundan başliyim yükledigim resimde gözlüğün sol tarafında duran cep telefonu boyutunda kutu wireless adaptörü aynı zamanda hdmi giriş portu.Gözlüğün sağ tarafındaki ise 3 adet hdmi girişi olan receiver'ı bulunuyor receiver'a aynı anda 3 adet hdmi baglamak mümkün ben laptop ve ps4 ümü bağladım tek tuşla aralarında geçiş yapabiliyorsun. Wireless gözlüğün içinde değil yanındaki aparatta beynine dayama gibi bi durum söz konusu değil tabiki 🙂 .Wireless çekim gücü büyük bir odanın içerisinde çok rahat olarak çekiyor.Yatarken kullanıyorum çoğunlukla ben sıkıntı yok.Ses konusu ise sıfır ses diyebilirim fan sesi falan duymadım.@iceberg

Atomos Ninja 2

Eğer amatör & profesyonel olarak video işleri ile uğraşıyorsanız, yolunuz bir noktada harici kayıtçılar ile kesişiyor. Video kameralar, kendi içlerine genelde sıkıştırmalı olarak görüntüyü kaydederler. Bu kameralardan eğer daha iyi görüntü kalitesi almak istiyorsak, eğer üzerlerinde sıkıştırmasız HDMI çıkışı varsa, buradan aldığımız görüntüyü kaydederek daha yüksek kalitede görüntü elde edebiliriz.

Atomos Ninja 2, HDMI üzerinden gelen görüntüyü 10-bit 4:2:2 Prores ya da Avid DNxHD olarak kaydedebiliyor. Ninja 2, aynı zamanda harici monitör olarak da kullanılabiliyor. Kameranın HotShoe yuvasına takılabiliyor doğrudan.

Görüntüleri ise, üzerinde bulunan 2.5" slotuna takacağınız HDD ya da SSD'ye kaydediyor.

Diğer dikkat çeken detayları:

* Monitörde ses durumunu görmek mümkün
* Focus peaking ve zebra desteği bulunuyor.
* Çekilen görüntüleri monitörden izlemek mümkün.
* Timecode desteği mevcut.
* 10-bit kayıt için kameradan gelen görüntünün de 10-bit olması gerekiyor.
* 1 veya 2 adet NP-570 pil ile çalışıyor. Paket içerisinden 2 adet 2600 mAh'lik NP-570 pil çıkıyor.
* 2 pil ve HDD ile ağırlığı 670 gr
* Kaydedilen görüntüleri PC'ye aktarmak için kutu içerisinden çıkan adaptörü kullanıyorsunuz. Disk sökme takma gibi dertler yok. Tak&çıkar şeklinde.

Kayıt süreleri:

ProRes HQ (10-bit, 220Mbps):
250GB = 2.5 saat

Avid DNxHD-220x (10 bit, 220Mbps):
250GB = 2.5 saat

Desteklenen kamera listesi:
http://www.atomos.com/discovery-what-cameras/

Kısacası, kamera ile çektiği görüntülerde çok sık renk düzenlemesi yapanlar için bu tür kayıt cihazları oldukça faydalı. Aynı zamanda yedekli olarak video kaydı yapmak isteyenler için de bir çözüm.

Bu ürünün video incelemesi de TeknoSeyir'de yakında detaylıca yer alacak.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 11

Cortex Camera

İyi günler sevgili arkadaşlar. Sizlere yeni tanıştığım ve çok beğendiğim bir kamera uygulamasını inceleyeceğim.

Uygulamamızın adı Cortex Camera. Ios cihazlarda mevcut. Android sürümü var mı bilmiyorum.

Bu uygulamanın esas amacı 8 megapiksel olan İphone kamerasını yazılımsal olarak 12 megapiksele yükseltmek ve uzun pozlama yaparak gece çekimlerinde inanılmaz kalitede keskin fotoğraflar elde etmek. Yalnız, yanlış anlaşılma olmasın. İphone'un kamerası normalde gerçekten çok keskin görüntüler elde ediyor, ancak gece çekimlerinde her telefonda olduğu gibi noise (kumlanma) problemiyle karşı karşıya kalıyor.

İşte bizim Cortex Camera isimli uygulama burada devreye giriyor. Arka arkaya birkaç tane fotoğraf çekip, bunları yazılımsal olarak üst üste ekliyor ve bunları tek bir fotoğraf haline getiriyor. Sonuçta da elimizde 12 megapiksele yükselmiş ve noise sorunundan kurtulmuş son derece keskin fotoğraflar kalıyor.

Yalnız bazılarının tahmin edeceği gibi bu uygulama ile fotoğraf çekmek için telefonu bir yere sabitleyip öyle fotoğraf çekmeniz gerekiyor. Yoksa ister istemez meydana gelecek olan minimum sarsıntıda bile fotoğraf kullanılmaz hale geliyor. Ayrıca İphone 4s ve yukarısıyla çok başarılı çalışmasına rağmen İpad 4'te aynı etkiyi alamadım. Sanırım İpad'lerin çözünürlüğünün 5 mp olması nedeniyle uygulama istenen etkiyi vermiyor.

Desteklendiği platformlar: IOS
Fiyatı: 6,49 tl

Sonuç:
Iphone kullanan ve fotoğraf çekmeyi sevenler için son derece başarılı bir uygulama olmuş. Fiyatı sorun etmeyen kişilere direkt tavsiye edeceğim bir uygulama.

Teşekkürler...

BeğenFavori PaylaşYorum yap