Araçlarda motor, şase ve şanzıman uyumu
Tıpkı iyi bir bilgisayar toplarken olduğu gibi, iyi bir araç oluşturmanın yolu da uyumlu parçaları biraraya getirmekten geçiyor. Çoğu otomobil sevdalısının hayalinde hurdalıktan bulduğu kendi halinde bir külüstürü hayata döndürüp içine dev bir motor koymak olsa da, gerçek hayatta bu şekilde bir araya getirilen bir aracın gerçekten sorunsuz ve güvenli olacağını söylemek zor. Editörlerimiz Can Akbulut ve Özkan Erden, araçlarda en temel parçaların birbirleriyle uyumu konusunu tartışıyorlar.
Deli Yusuf
gündem?
Can hocam merhaba uzun süredir yazmıyordum size ama izlemeye devam ediyordum sessiz sessiz. Size bir sorum var emektar serçedesi mi sattım. Elimde 16 bilemediniz 17 bin tl param var. Sizce ne almalıyım ? Ailem küçük 3 kişiyiz ben eşim ve 11 aylık kızım. Ayda yapacağım kilometre taş çatlasa 250 -300km .Parçası ucuz bakımı cuzi fiyatı kallavi ne önerirsiniz. Hayırlı otoseyirler herkeze
Renault Clio. Bütçe limitiniz altında bulabildiğiniz örneklerden en temiz, yıpranmamış olanını seçip alın 😀 Tüpsüz olsun mümkünse 😉
bugra
Can Bey,
Niye tüpsüz olmasını tembih ettiniz, açıklar mısın?
Tüplü araç daha az yağlama yapacağı için daha fazla yıpranmış olacaktır. Ayrıca, tüplü alan adam fazla yol yapacağı için tüp taktırır, demek ki aracın kilometresi fazladır.
Araca takılan LPG sistemi kaliteli olmayabilir, sanayide saçma sapan bir yere taktırmış olabilir.
Bunlar benim aklıma gelenler 🙂
Zaten az kilometre yapılacağı için hatalı montajla karşılaşma riski, eksilen bagaj veya stepneden feragat etmek; kapalı otoparklardan mahrum bıraklımak zorunda kalınmasın diye 🙂
Sıralı LPG tertibatları doğru uygulandığında amacına düzgünce hizmet eden sistemler.
Ayda 300 km kısmını okumamışım. Öyle ise değmez zaten 🙂
Teşekkür ederim can bey benim listemde de clio getz yada sandero vardı zaten. sandero ve getz için azıcık daha çıkmam gerekecek bütçe de. Dacia sandero ve hyundai getz için düşünceleriniz nelerdir acaba ? Birde bu modellerin dizel modellerini az kilometre yapacaklar için önermezmisiniz ?
Az yol yapacaksanız dizele para bağlamaya gerek yok. Bahsettiğiniz araçlar zaten küçük ve hafif arabalar. Fazla torka ihtiyaç duymuyorlar. Benzinli motorla da aşırı tüketim sıkıntınız olmaz.
Hyundai Getz fena araba değildir, Dacia Sandero da Renault Clio'nun ucuz malzemeli kardeşidir. İkisi de alınabilir arabalar. Sandero'nun en büyük sıkıntısı ikinci el piyasası. Dacia memlekete yeni geldiği için henüz piyasası oluşmadı, satarken biraz değer kaybına uğrayabilir. Clio ve Getz ile böyle bir sıkıntınız olmaz.
+1
Clio, özellikle 1.2, Getz benzinliye göre daha az yakacaktır. Ben oyumu Clio'dan yana kullanıyorum 🙂
Arkadaşlar da belirtmiş, dizele kesinlikle gerek yok.
Tüm cevap yazanlara içten teşekkürler.
Can'dan yeni çıkacak veya çıkan tamamen elektrikli araçlar ile eski(Benzin, Dizel) araçlar arasındaki farkların avantajları ve dezavantajları ile ortaya konulacağı bir programda bekliyoruz. 🙂
Artık şartlar olgunlaştı. Uygundur. 🙂
Var mı öngörülen bir tarih?
Henüz çekimi yapılmadığına göre "hemen" değil ama yakında 🙂
Volt ve Fluence karşılaştırması bekliyoruz, Özkan'la kapışabilirsiniz 😀
Ben daha çok Tesla'nın özelliklerini merak ediyorum. Ayrıca Renault'un aracı pilsiz satacağını duymuştum. Pil için kiralama gibi bir yöntem kullanacaktı. Tabi emin değilim duyduğum kadarıyla soruyorum.
Böyle bir programda aracın pil ile alınması durumunda pil ömrünü tamamlamadan kaç kilometre yapabileceği ve yeni bir pilin maliyetinin ne olabileceğini merak ediyorum.
Bunun dışında kullanım açısından bakar isek daha önce hiç araç kullanmamış birisinin elektrikli araçları kullanması daha mı kolay olacak. Benzinli araca göre ne tür kullanım kolaylığı sağlayacak gibi detayları çok merak ediyorum.
Genel bir elektrikli araç tanıtım programı iyi olur diyorsunuz anladığım kadarıyla. 🙂
Kesinlikle genel bir program. 🙂
Çünkü piyasada tek tük model var. Belirli modelleri detaylı incelemek yerine önce piyasadaki elektrikli araçlar için genel olarak hangi tekniklerin ve pazarlama yollarının izlendiğini öğrenmek daha faydalı olacaktır.
Memnun oluruz 🙂 Beyin fırtınası iyidir 😀
Hocam çok güzel olmuş program bilginize muhabbetinize sağlık da ülkemizin vergi gerçeği bu oldukça yapacak birşey yok. Ben de sizin gibi düşünüyorum büyük kasa küçük motor konusunda da misal Skoda Superb alacak vatandaş 60000 e 1.6 TDI 105 var iken 100000 seviyesine çıkması gerekiyor. O konforu yaşamak isteyen şov amacı gütmeyen insanlar da olabilir düşük bütçe ile. Mesela S80 1.6D vakti zamanında 74000-80000 e veriliyordu o fiyata şaka gibi bir araçtı 2-3 sene önce. Superb e binmiş biri olarak bu tarz araçların izolasyon konfor değerlerinin de hayli iyi olduğunu söylemem lazım. Ha bu arada kendim Chevrolet Cruze 2.0 dizel 163psi için kaşınıyorum ne kadar teneke de olsa. Herkese iyi seyirler.
Konfor sadece duruyorken veya boşken sabit düşük hızda hissedebildiğiniz bir durum o araçlarda... Aynı fiyata alacağınız yüksek donanımlı kompakt model de pek geri kalmayacaktır sürüş hissi olarak hem. 😉
Sonunda otoseyir videomuz geldi. Daha sık bekliyoruz. Keyifle izlediğim bir video.
+9999
Merhabalar 🙂
2 gün ard arda Can abi ve Özkan abiyi görmek güzel 🙂
Benim bir sorum olucak: 2007 model Subaru impreza almayı düşünüyorum ve aldığım araba mutlaka tüplü olucak 😀 malum öğrenciyiz ve gaza basmayı seviyoruz 😀 ama 1.5lt olanı torkuyla 2.0lt olanı da vergisiyle kafamı karıştırıyor. Bu konuya bir açıklık getirebilir misiniz? 1.5lt 2007 Subaru Impreza yanılmıyorsam 137nm torka sahip 2.0 olan 200nm, yakıt tüketimleri de 12lt civarı. 2.0 Wrx olanın yıllık vergisi de 14.000tl diye okudum bu doğru mu ? Eğer böyleyse kesinlikle 1.5 alıcam 😀
Öğrenciysen git akbiline kontör yükle Ahmet kardeş 😀 Yorma beni lüzumsuz işlerle 😀
Gaza basmayı seviyorsan 1.5 tüplü al ki hep dip gaz gidesin yokuş çıksın diye... Atmosferik boxer motor hacimdaşı sıralı motorlardan düşük tork kapasitesinden ziyade o torku alt devirde sunamamasıyla meşhurdur ayrıca.
Mavi Hyundai Accent 1.5 veya yuvarlak farlı Toyota Corolla 1.6 alıp Impreza kanadı, etek ve sarı jant takmak daha iyi bir fikir olabilir. Şaka yapmıyorum 😉
Accentleri ben de benzetiyorum 🙂 ama bu Impreza benim tutkum 🙂 1.5lerinden alayım ben o zaman STI kitlilerinden 🙂 bize çok gitmesin dışı şekil olsun yeter 😀 hangi kız bilicek onun motoru 1.5lt mişte düşük devirlerde performansı düşükmüşte vs vs 😀
Bizi kızlar da izliyor 😀
O bakışların sebebi belli oldu... 🙂
Kapgan KAĞAN
Saçlar işi bozuyor üstad 😉
Benim çevremdekiler izlemediğne göre problemimiz yok 😀 ama izlesinler öğrensinler sonuçta onlar da araç kullanıyor 🙂
Kusura bakmayın, ama maçların özet görüntüleri olmadan yayınlanan futbol programlarına benzemiş bu program. Konuşurken yeri geldiğinde, hiç olmazsa ilaç için olsun araya sözünü ettiğiniz araçların resmini koysaydınız bari...
😀 Arabanın resmini girmeye gerek görmedik çünkü ilgili model adlarını zaten açık şekilde söyledik. Öte yandan bahsettiğimiz uyumsuzluğun vurgulandığı bir görsel argümana ulaşmak malesef mümkün değil. Firmaların halının altına süpürdüğü pislikten bahsetmekteyiz zira...
Kaleci Volkan'ın ağrıyan kasığından bahsedildiğinde futbol programında da pek ilgili içerik gösterilemiyor bizimkiyle benzer sebeplerden 😉
Kapgan KAĞAN
Maşallah size 🙂
Zaten bu uyumsuzluğu araçları test ederek, firmalar dahil herkesin GÖZÜNE sokaraktan gösterebilmiş olsanız, direk Top Gear'a rakip olurdunuz, biz de artık sizi BBC yayını üzerine altyazılı olaraktan cnbc-e'de falan izlerdik... 🙂
İşaret ettiğiniz gibi; "beyin bedawa" lakin projenin kalitesini belirleyen şey prodüksiyon imkanı... Bu ülkemizde hakkı verilemeyen diğer birçok iş için de geçerli.
http://lmgtfy.com/?q=volvu+s80
"Volvu" 😀
gecenin bir yarısı bir haftadır açık bilgiasayarla 3.98gb ram 2.76 ghz %90 cpu kullanımıyla ve tek gözle bunlar olur ama problem yok volvolar çıktı gene 😀
Google yapmış gene ukalalığını, "volvo s80 aratıyorsun di mi " demiş, düzeltmiş 😀
Kral Google 😛
Gelince iyi satıyor ama 🙂
Benim aracım da, sizin tanıma giriyor. 1.5 dizel Latitude 🙂 1.5 ton'dan fazla bir ağırlığı götürmek için yırtınan bir motor çıkıyor ortaya 🙂
Benim gibi adam bile 6.2lt/100km 'nin altına düşüremedim bu dizeli (%60 şehir içi, %40 şehir dışı).
Ama benim, özellikle yurt dışından gelen müşterilerimiz için prestijli bir araca ihtiyacım vardı. "Bile bile" bu motoru seçtim, çok çok da kötü değil 🙂
Beklentiler gerçekçi olduğu sürece sıkıntı yok zaten. Ama alınan arabanın görüntüsü ile orantılı sürüş kabiliyeti istenen durumlarda sıkıntı başlıyor 🙂 Sol şeritte kendinizi evinizde hissedemiyrsunuz uzun ve aerodinamik gövdeye rağmen 😉
Öte yandan sizi bu seçimi yapmaya iten asıl etken vergi sistemsizliğimiz olduğuna göre içi geniş araba tercihinde zor durumda kalmış olmanız çok normal... 2.0 dCi 10000 TL daha pahalı olsa bunu almazdınız galiba 😀
Yıllık vergi de var ama almazdım, doğru 🙂 2.0 Dci, 163 hp bir de EDC, alınmaz mı? Gerçi, o EDC ne iğrenç bir görüntüdür. Renult şu vitesin görünüm işini bir halledemedi..
Bu arada aracı şirketim için kiralıyorum, 3 senelik uzun dönem kiralama. Kiralamada farkı çok rahat görüyorsunuz. Bu araçla, 2.0 motor arasında yaklaşık %50-60 fark vardı.
El insaf... Hani "basınca çok yakar" bile deseniz, herhalde o kadar fark olmaz 🙂
Sol şerit yoruyor, katılıyorum. Bu arada, hafta içi İstanbul-Ankara-İstanbul yaptım, dediğiniz durum yaşanıyor 🙂
Araç kullanırken devirine vs. zaten çok bakarım da, bugün bu videoyu izledikten sonra tekrar bir kontrol edeyim dedim.
Soyak Olimpiakent'ten (Halkalı) Hadımköy'e gelirken, önce ara yolları dolaşıp, otobana çıkıyor, 20 km yol yapıp, Hadımköy yoluna sapıyor ve işe geliyorum.
Baktım, gaza %40'dan fazla basmıyorum. Bahçeşehir'in bulunduğu kısımdaki rampada hızlanmak istediğimde de hızlanıyor araç. Renault'un motorları cidden başarılı, çok homojen ve bunun etkisi görülüyor.
110 hp 1500 kg'ı kaldırıyor. Ha, performansı zayıf derseniz, anlarım. Ama öyle ciddi anlamda bayılmıyor 🙂
Ama şu var, bir daha kesinlikle ton başına 100 hp'den fazla olacak aldığım araba 😀
Arabada yalnız olduğunuzu hatırlatır, aynı motorun 2 ton ile vereceği mücadelede yerçekiminin galip geleceğini vurgulamak isterim. 😀
Yalnızım ben, sevenim yok benim 😀
Şaka bir yana da, cidden sorun yaşamadım şimdiye kadar. Geçenlerde 5 kişi Bolu'ya gittik, kız istemeye :D, 4 arabaydık : Ford Focus 2005 (benzinli 115hp), Peugeot 508 (dizel yarı otomatik 112 hp), Fluence EDC 115 hp dizel ve benim araç, 110 hp LAtitude dizel.
En hantal benim araçtı, en iyi ara hızlanma Fluence ve biraz geride Peugeot 508. Yokuşlarda Focus benzinli en kötüydü 🙂
Kimse, 130'u geçmedi ama arka arkaya gittiğinizde anlıyorsunuz farkı 🙂
Ben genelde 120'ye ayarlanmış hız kontrolle gittim, tüm sağlam yokuşlarda da sorun olmadı. Ben aracım performanslı demiyorum, rahatsız bile ediyor bazen ama "aman aman kötü" değil.
Balatalar üstüne çok yük biniyor, o bir sorun olabilir ama... 🙂
Yine de şu EDC 130 hp'lik motor fena olmazdı 🙂
(Sorun yaşamadım demek, 110 yeterli demek değil, yanlış anlaşılmasın. En az aynı homojenlikte, 130 hp gerekiyor düzgün kullanım için. Ama çok da kötü değil demeye çalışıyorum :))
İnşaallah hiç sorun yaşamazsınız zaten 🙂 Çekiş gücü de bazen fren gibi aracın güvenliğini tesis etmek için istifade edilen bir unsurdur. Benim sızlanmalarımın sebebi bu 😀 Yoksa önünüzü görerek, bir sonraki hamlenizden emin gittiğinizde "sorun" yaşamanız söz konusu olmaz...
Onu söyleyecektim, atlamışım.
Aslında bazen aracın gücü ani durumlarda kurtarıcı oluyor, sağınızdan üstünüze gelen bir araçtan frenle değil de, gazla kurtulabiliyorsunuz ve bu araçta onu yapamıyorsunuz 🙂
Yalnız, frenlere laf yok, çok ama çok iyi. Ve bu araç için "virajlarda geziyor" falan deniyor, bunun nedeni virajlarda konfor amaçlı fazla yatması ama kesinlikle çok iyi yol tutuyor...
Neyse Can, bundan sonraki aracımı alırken seninle gider, test ederiz. 3 yıl içinde olur da, geliriim 3 5 katına çıkarsa, A4 2.0 211 hp quadro falan alırız 😀
Müstakbel eşe de 6 ay sonra Seat Ibiza 1.2 DSG alacağız inşallah, o araba seri kullanım için beni az da olsa tatmin edecektir bu 3 yıl boyunca 😀
D sınıfı arabalar, hele hele Latitude gibi geniş olanlar kolay kolay virajda gezmezler zaten. Onu söyleyen virajı dönmeyi bilmiyormuş.
Ibiza 1.2 de pek seri olmaz aslında, 1.4 almanızı öneririm. Hem daha da az yakar. 🙂
@lawnmover: 1.2 motor 105 hp TSI çok ama çok az yakıyor, 1.4 TSI değil ve 85 hp. Bir de DSG yok 1.4'te. Zaten her durumda çok daha üstün bir motor 1.2 TSI DSG
Hmmm, işin içine turbo girince işler karışıyor tabi... Ibiza'yı ben de çok beğeniyorum, özellikle de Cupra modelleri çok hoşuma gidiyor. Gündelik kullanımda dizel tercih ediyorum, ama hani evlendiğimde oturacağım evde otopark sorunum olmazsa bir tane de Ibiza Cupra alıp haftasonları onu kullanmak (ve caddede haytalık yapmak:) ) istiyorum. Tasarımı da, kalitesi de çok iyi, fiyatı da makul seviyede.
@lawnmover: Evlendikten sonra haytalık yapmak için alacağın Cupra'nın "bedeli" ağır olacaktır 😀 Bekarken alabiliyorsan al... 😀
Veysel kardeş ( kardeş diyorum yaşla alakalı değil 🙂 ) o yokuşlarda hantal dediğin tam dolu focus'u yokuşlarda hantal hissetmen birazda kullanıcıya bağlı kendimden örnek vereğim benim 1990 model escort xr3i olan ama 1.3 85hp / 120nm motorlu 845kg boş ağırlığı var araçımla 3 kişi ve tam anlamıyla dolu ( bagaj+kalan tüm boşluklar dolu) olarak izmir aydın yolunda denemek için zorlarken ortalama 199km hızı görmüşüm görmüşüm diyorum çünkü tünele yaklaşırken duracak kadar yavaşlamıştım ki tünelden önceki elektronik tabelada yavaş hızınız 110 dediğinde yok yahu başka araç yok ama yanlış ölçüyor bir göstergeye bakayım dedim ve sıfırı gösterdiğini gördüğümde mesafe ve süreden ölçüm yaptığımda 199km/h çıkmıştı verhasil yolda ford modeo 2.0lt^lık bir araçıda biraz zorlanarak geçmiştim onun için sürücü çok önemli ben saydığın araçların hiç birine özellikle yokuşlarda 2005 focus ile geçilmem özellikle dizel oldukları için tamam torkları yüksek olur ama yokuşlardan önce focus'a uygun viteste ve devirde girersen farkı anlarsın. VEYSEL kerdeşim yanlış anlama seninle bir derdim yok sadece hastası olduğum focus'a yazdıklarını okuyunca 23 senelik ithal ford kullanıcısı olarak cevap yazayım dedim iyi günler 🙂
Selamlar,
Benzinli araçların yokuşta dizellere göre , özellikle araç doluysa, bilinen bir gerçek. Eğer biraz devirli girerseniz, dediğiniz gibi bu fark azalacaktır tabi.. 🙂
Güzel program olmuş, elinize sağlık. Yalnız, program konuya göre biraz kısa gelmiş. İkinci bölüm şart, hatta mümkünse somut örneklerle süslü olmalı bu ikinci bölüm. Bu konu bugüne kadar Otoseyir'de anlatılan en önemli konulardan biri.
Videoda hep küçük motorla büyük motor karşılaştırmalarında yakıt tüketiminden bahsedilmiş, ama motorların yıpranma oranına hiç değinmemiş Can Bey. Çoğu kişi arabayı Allah yapısı, hiç bozulmayacak birşey sanıyor maalesef. Biz arabaların yıpranma oranlarını kilometre sayacına bakarak ölçeriz, ama motorların yıpranma oranı genelde o güne kadar çevirdiği devire göre ölçülür. Aynı tarzda kullanılan, kasası aynı olan, ama motor hacmi farklı olan iki araba farklı devirde çalışır, haliyle motorun yıpranması da farklı olur. Büyük motorlu araba rölantinin az üzerinde sakin sakin giderken küçük motorlu araba aynı hızda gitmek için daha yüksek devirlere çıkmak zorunda kalır. Bu durumda büyük motor daha az yıpranır, ömrü daha uzun olur. Küçük motorlu araba ise daha çabuk yıpranır. Rutin bakımlar ve öngörülen parça değişimleri haricinde her arabanın bir gün başına gelecek olan büyük ve küçük motor arızaları küçük motorlu arabalarda daha erken görülür. Büyük motorlu araba da elbet arıza yapar, ama daha uzun süre "sorunsuz" çalışır.
Herkesin sürüş tarzı farklıdır, bu yüzden bir genelleme yapmak yanlış belki, ama çoğunluk için yukarıda Veysel'in de söylediği gibi ton başına 100HP civarı güç veren bir motor idealdir. Bu küçük sınıfta 1.3-1.4L motorlara, kompakt sınıfta 1.6L motorlara, D sınıfında ise 2 litrelik motorlara denk gelir. Tabi bu çok basit bir genelleme, kompresör veya turbo ile daha küçük hacimlerden bir üst sınıf motorun gücünü almak mümkün, ayrıca aslolan motorun gücü değil torkudur zaten, hatta o torkun verilmeye başlandığı devir de çok önemlidir, ama bu kadar teknik konuya girince çoğu kişinin kafası karışır. Bu yüzden hacme ve maksimum güce bakmak en kolay yöntem.
Neticede; arabaya göre fazla büyük motor da, fazla küçük motor da arabanın genel kullanım maliyetini arttırır. Çok büyük motor arabayı ağırlaştırır, verdiği performans kullanılamıyorsa yaktığı yakıt boşa gider, çok küçük motor da Can'ın anlattığı gibi tüketimi arttırır, benim anlattığım gibi de erken yorulur. Bu yüzden herkes kendi sürüş tarzını objektif bir şekilde incelemeli, sık kullandığı güzergahları belirlemeli ve kendi tarzına ve kullandığı yollara uygun bir araba seçmeli.
Çok doğru, hatırlattığın için teşekkürler Lawnmower 😀
Programda bahsetmediğimiz üzere; özellikle büyük yükü sırtlayan küçük ve turbolu motorların alt devirde zorlanması büyük hatadır. Yani hızlanmak için vites düşürmek yerine alt devirlerde gazı dibe yapıştırmak hem sonuç vermez, hem de turboyu akkor hale getirir.
Bu motorlar Lawnmower'ın işaret ettiği gibi devirli kullanılmak zorundadır ki bu sefer de üreticinin koyduğu bakım periyodlarına hassasiyetle riayet edilmesi gerekliliği ortaya çıkar. Yağ ve flitre değişimleri titizlikle takip edilmeli, yağ çubuğu ve hararet göstergesi sıklıkla kontrol edilmelidir.
Bir de olayın modifikasyon boyutu var ki evlere şenlik, 316 otomatik BMW'ye 19" kromajlı jant takıp "havalı" görünen adamlar var 😀 Çok eğleniyorum, bir taraftan da üzülüyorum...
Bu aslında anlaması zor birşey değil, ama nedense insanlar anlamamayı tercih ediyor. Şöyle bir örnek vereyim: Bir işyerinde işler normalde 3 personelle yürüyorsa o işi 2 kişiyle yapmaya çalışmak (her zaman) tasarruf edildiği anlamına gelmez. O iki kişi işleri yetiştirmek için daha yoğun çalışacak, gerekirse fazla mesai yapacak. Fazla mesai ücreti (tabi verilirse) ve yoğun çalışmadan dolayı talep edilecek zam işverenin bütçesine yansıyacak. Bu yakıt tüketimindeki artışa denk bir durum. Zam ve fazla mesai ücreti verilmese bile yoğun tempodan dolayı hatalar yapılacak, fire verilecek. Maliyete bir şekilde yansıyacak yani. Daha sonra, bu şekilde çalışmaya devam edildiğinde çalışanlar yoğun tempodan yorulacak, fazla mesai yüzünden sosyal hayatları kötü etkilenecek, sinirsel ve fiziksel rahatsızlıklar başlayacak. Adam yıpranacak, belki de erken emekli olması gerekecek. Bu da zorlanan küçük motorun zorlanmayan büyük motora göre daha çabuk eskimesine denk bir durum. Bu çok basit bir örnek, ama olayı kısaca özetliyor. İki atın çekeceği arabayı tek atla kullanırsanız o at ecelinden önce ölür, bu hep böyledir.
O 316 alıp yazılarını söktüren, jantlarını filan değiştiren vatandaşlarımızla uzaktan alakalı bir makale okumuştum. Makale Amerikalı sürücülerin arabanın arkasındaki model numaralarını sökmemelerini, Avrupalı sürücülerin de model numarasız araba sürmeyi tercih ettiğini anlatıyordu. Ben de bunu Türkiye'deki durumla mukayese etmiştim bir yazımda. Siz söyleyince yeniden aklıma geldi. 🙂 Hava atmayı seven milletiz, etraf "kifayetsiz mühteris" dolu maalesef.
http://goo.gl/qwQky
Sadece logo veya yazı sökmek değil olay, mesaj kaygısına mahal vermemek için amaç odaklı da çalışılıyor; 520i arkasına 530i yazan da, tek egzoz çıkışlı M5 de gördüm, 1,5 Lancer'a Evo gövde kiti takan da, Hyundai Accent WRX STi da... Ama en güzeli Kia Sorento'ya BMW temalı ızgara takmaktı 😀
http://img64.resimup.net/di/ZEZ6.jpg
Sorento'yu ne hale getirdiğimize Koreli mühendisler bile şaşırır zaten. Hani şık birşey olsa anlarım, ama güzel bir arazi aracıyken Çin malı çakma arabalara benziyor böyle yapıldığında. Hep "doğan görünümlü şahin" kültürünün uzantısı bunlar.
Siz tek egzost çıkışlı M5 görmüşsünüz, ben bir sürü çift egzost çıkışlı ama egzostlarından biri simsiyahken diğeri pırıl pırıl parlayan araba gördüm. 🙂 Ne bileyim, bir çeşit zavallılık işte. Aşağılık kompleksinden oluyor hep bunlar. O taklit ettikleri arabalara hiç binmemişler, arabaları dergi sayfalarında görmüşler. Bilmiyorlar ki M3'ün, M5'in, Lancer Evo'nun, Impreza WRX STI'ın veya Civic Type R'ın asıl olayının görünüm değil sürüş zevki olduğunu... Araba yürümedikten sonra Ferrari Testarossa gibi görünse ne olur? Spor arabada aslolan direksiyona geçince arabanın verdiği keyiftir. O keyfi alamadıktan sonra gerisi hep hikaye.
Çok alakasız gibi dursa da, süper bir benzetme yapmışsınız 🙂
Teşekkürler. 🙂
ben bu konunun her noıktasına katılmıyorum mesela s80 16 dizel kesinlikle doğru ... ama D segmentinde araçlarda 1.6 dizel olup rahat rahat kaldıranlar var örneğin ben 2008 yılında peugeot 407 aldım 1,6 HDİ ve 110 hp 260 tork bu araç piyasada olduğunda passat 1,9 dizel 130 hp yanlış hatırlamıyorsam satılıyordu hatta birçok marka ve modelde vartı bu tip motor beni ne sollamalarda ne rampada hiç ama hiç sıkıntıya sokmadığı gibi 2.0 benzinli bir aracı otobanda tırmanma şeridinde yedim adeta ( yanlış işler bunlar bu arada )
yakıt işine gelince ben o araçla 1 depo 60 litre motorinle tamı tamına 1600 km yol yapabildim tabi 90 km hiç geçmedim ve inanılmaz relaks kullandım bu süreçte aracı hani derler ya hızlanmada gaza basarken ayağının altında yumurta var gibi yumşak hızlan .... işte o şekil kullandım ve bu değerleri elde edebildim ( şehirler arası kullanım )
şimdiki aracım 1 ay öne aracımı peugeot 3008 1,6 dizel 112 hp 280 tork auto6r vites ile değiştirdim bununlada denemem oldu şehir içi 550 km yolu 100 tl lik motorinle yaptım performas ise tatminkar çünkü hız ölümdür.... kazadır başkalarının canına kastetmedir
sonuçta yüksek motorlu arabalara herkes kolaylıkla ulaşsa yakıt litresi ucuz olsa ötv si az olsa vergisi az olsa herkes büyük motorlu araç alır amerikada olduğu gibi ama güzel ülkemde altında böyle güç olduğunu anlayan insanımız basar gaza ve trafik kazaları inanımaz artar
Yine dönüp dolaşıp ehliyet sisteminin garabetine takılıyoruz... Kürkçü dükkanı misali.
Araba boşken komik tüketimlere ulaşmak aslında çok zor değil; esas sıkıntı yolcu sayısındaki artışla başlıyor 🙂 407 içinde 5 kişi varken sollamaya çıkarsanız sizi üzebilecek bir araç. Boşken mutlu eder o ayrı... Hem gövde ağırlığı itibarıyla da aynı motorun kullanıldığı S80 örneğiyle arasında ciddi fark var. 😉
Bahsedilen türde araçların müşteri kitlesi en fazla iki yolcuyla, yüksüz uzun yol yapan ve konfor arayan insanlar olmalı. Aileler değil.
Kapgan KAĞAN
Bu, OtoSeyir bölümünü pek takip etmem bayramdan bayrama misali; lakin her izlediğimde sanki Özkan Bey "sıkılıyor" gibi geldi bana, konularla pek ilgisi yok gibi olabilir... Bu programı bence Can beyefendi, Amca oğlu ile (sanırım, murat bey ile akrabalık derecesi buydu) sunsa daha heyecanlı olur bu da bi fikir 🙂 Kolay gelsin...
-1
Katılmıyorum,Özkan Bey'in tarzı öyle.Oda konuşurken kelimelerini seçerek özenli konuşmaya çalıştığından dolayı...Kendisi bin düşünüp bir söyleyenlerden.Ben incelemelerinide yorumlarınıda ,programı sunuş tarzınıda beğeniyorum...
Kapgan KAĞAN
Tüh rep alamadık (!) neyse... Özkan Beye lafımız yok zaten... Teknoseyirde benim için Levent beyden sonra gelir kendisi nokta 🙂
can
can bey bende otomatik rav4 var vitesin yanında o/d, overdrive butonunun ne işe yaradığını araştırdım ama pek fazla bilgi bulamadım kısaca bir bilgi verseneiz ne iyi olur.....
O/D Overdrive kelimesinin kısaltmasıdır. Aracı bu moda aldığınızda şanzımanın sonuna eklenen redüksiyonu devre dışı bırakırsınız. Böylelikle vites oranlarınız uzar. Uzun yolda sabit süratte giderken seyir devrini düşürerek konforu arttırıp yakıt sarfiyetını düşürmek için kullanılır. Hızlı kullanımda veya virajlı, tırmanışlı güzergahlarda overdrive fonksiyonu kapatılarak motorun rahat çalışması, aşırı yük altında zorlanmaması temin edilir.
Klasik yani gezegen dişlili otomatik şanzıman sistemlerine has bir özelliktir. Adı otomatik olan her üretimde bulunmaz.
salih kutlu
peki bu OD yi aracı durdurupmu ayarlamak gerekiyor yoksa seyir halindeykende hemen devreye girebiliyormu bu sistem?
teşekkürler.
Aracın kullanım kitapçığında aksi uyarı yok ise seyir halinde düğmeye basılabilir. Bildiğim kadarıyla bazı(özellikle 90'lı yıllar ve öncesi) üretimlerde arabayı durdurup vites "N" konumundayken O/D butonuna basmak gerekiyor. Deneyerek öğrenme taraftarı olmadığım için risk almamanız daha iyi tabi ama daha önce hareket halindeyken bastıysanız ve birşey olmadıysa aynen devam edin 😀
Gösterge tablosundaki uyarı ışığı mod başarıyla değişmeden yanmaz zaten...
salih kutlu
aynen gösterge panelinde yolda seyir halindeyken basıldıysa O/D lambası yanıyor bende bu ne diye bas çek bas çek yapıyordum habire ama bi fark görmemiştim 🙂
Fark görmeniz lazım 😀 O/D aktifken sabit süratte daha az devir çevirir motor, araba daha hantal hızlanır. Yoksa dediğim gibi, sistem redüksiyonu açmamış da olabilir hareket halinde. Durur halde vitesi boşa alıp düğmeye bastıktan sonra tekrar "D" (drive) modunda aynı hızdaki devir farkını gözlemleyin.
Aykut
Can'ın video başlarken ki bakışına bayılıyorum :))
Uyarı şu sanırım:
http://support.google.com/websearch/bin/answer.py?hl=tr&ei=CNTRT5DUD4PTtAa4vrnhDw&answer=190597&?sa=X&ved=0CEwQpwgwAA
Bence birisi Teknoseyir tişörtlerini ele geçirmiş. 🙂
Şu T-Shirtlerden ve kupalardan alamadık ya...
sevgili Can Akbulut kardeşim güzel noktalara değinmişsin fakat sana bir soru sormak istiyorum benim 1990 model Escort 1,3 hb var xr3i kasalı olanlardan 845kg boş ağırlığı var ve fabrika verileri 4,2 litre / 100km ben bunu kendi kullanım tarsımla yalova denizli araşında gibip gelirken ve tabii orada dolaşma ile 4,0 litre'ye indirmeyi başardım toplamda 1170km yol yapmıştım 47 litre 97 oktan süper benzin artı oktan artırıcı katkı ile ( 97 oktana neden oktan artırıcı koydun dersen benim araçın kullanım kılavuzında 97-100 oktan benzin kullanın diye not vardı almancadan çevirebildiğim kadarı ile ) uzun oldu ama işin senlik kısmı bana benzinli olupta 4,2 fabrıka verisi olan bir hb model tavsiye edebilirmisin acaba türkiyede satılmayan modellerde olabilir ben bir türlü bulamadım ufak hafif tercihen 1 ton altında ağırlıklı 1,3 1,4 turbolu olabilir ve 6 yada 7 manuel vitesli bir araç şimdiden allah rağzı olsun cevabın için teşekkürler.
Yeni Ford 1.0 Litre Ecoboost motorlu modelleri bekleyin 😉 Özellikle makyajlı Fiesta kaputu altına çok yakışacağa benziyor...
alfa
Bisiklet alacak param yok otoseyir izliyorum 😀 bağımlılık yaptı resmen 🙂
Semihsmg
+1 😀
Teknik öğrenmenin parayla alakası yok 🙂 Sizin şu anda işinize yaramasa bile etrafınıza yayın. Birilerinin işine yarasın anlatılanlar. 😉
command
Hep arabalara değiniyorsunuz arada motosiklet konusuna da değinseniz ?
ahmet
aynen ya zaten handikap orda türkiyede adam donanımdan anlamaz elinde geçen tanıtılan .3.500 dolarlık bilgisayar olur. Adam gene arabadan sadece binip gitme anlar gene elinde mercedes sler bmw ler olur. En acısıda bu işten anlıyan inciğine cıncığğına kadar bilenin sorsan sana arabayı yapan mühendis kadar arabayı anlatacak birinin araba alcak parası olmaz.
prospero
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=28904414 🙂
Latince adımı yazmamışınız 😀
Qwerty
Merhaba Can bey. Benimde merak ettiğim bir konu var. Genelde çoğu markada 1.6 dizel 105 bg hatchback araçların fiyatları 45bin-55bin tl civarıyken, nasıl oluyorda chevrolet cruze'un 2.0 dizel 163bg modeli 52bin tl oluyor ? Yani neden chevrolet araçları bu kadar ucuz ?
Saygılar.
Klasik GM reçetesi görece eski teknoloji + düşük maliyet + rekabetçi fiyat stratejisi.
Veysel
Bir de, firmalar 2.0 araçlarda fiyat rekabetini sağlamak için karlarından ödün veriyorlar. Fiyatı belirleyen sadece maliyet değil, rakiplerin fiyat stratejileridir aynı zamanda.
Furkan
Aracın üzerinde biryerlerde (genelde şöför kapısının iç kesimleri) yazan yüklü ve yüksüz haldeki lastik basınç değerlerini denediniz mi ?
fırat
oyun haftası yapın 🙂
Ön tekerleklere göz kararı hava basmak çok iyi bir fikir olmasa da Furkan Beyin işaret ettiği gibi bir fabrika verisine ulaşamadıysanız (bu araada depo kapağının içine de bakmayı unutmayın) 35 psi deneyin. Direksiyon sinirli ve lastikler sert hissettirene kadar basıncı arttırabilirsiniz. 2'şer psi oynamayla doğru ayarı üç dört turda bulacaksınızdır. Arka tekerlerin de aynı oranda şişik olması önemli zira aksi takdirde yol tutuş ve frenjadaki denge sıkıntıya sebep olabilir.
Yük ve yolcu durumuna göre zaten basınç ayarını sık sık güncellemelisiniz 🙂
Hafiff yol bozukluklarında direksiyonun sertçe titremesi, tepkisinin görece keskin olması... Lastik yanağının sertleşmesi sonucu; yani yüksek basınç uygulandığında gözlemlenir.
Aynı sebepten darbe emiş kötüleşir, yuvarlanma gürültüsünün tınısı dahi değişir. Yol tutuş azalır, fren mesafesi uzar, yakıt sarfiyatı azalır. Bunlar da sol kulağı sağ elle göstermek için istifade edebileceğiniz parametrelerden. 😀
Vurun 45psi, demir tekerlek gibi kullanırsınız. Biraz konforsuz olur ama az yakar. 😀
Tutuş azalmaz mı?
Daha önce aracı servise götürmüştüm, 42 mi ne basmışlar, kafaları iyiydi herhalde. Baktım araç zıplıyor, ıslak zeminde kötü 🙂 İlk benzinliğe girdim, yuh... 😀
Ama az yakar tabi 😀
Şaka yapıyorum yahu, öyle şişirince lastiğin lastikliği kalmıyor. Dediğim gibi "demir tekerlek" moduna geçiyor. Her arabanın bir köşesinde mutlaka yazar. Yazmıyorsa da büyük ihtimalle 30-35 arasındadır, Can'ın dediği gibi denemeler yaparak ideali bulunabilir. Önler genelde arkaya göre 1-2psi daha fazla şişirilir, tabi arkaya yük koyuluyorsa o zaman bu fark da olmaz.
saçma arabalara (motor/kasa/şamzıman uyumsuzluğu) örnek de Porsche, BMW 7 ve S kasa mercedes "dizel" ler. Ulan verdin 400 bin TL'den fazla para dizel alıp da neyin ekonomisini yapacaksın? Çıldırıyorum bunları dizel görünce..
Benim "pis cimri" dediğim arkadaşlar onlar. 🙂 Bir mecliste karşılaşırsak kafalarını bacaklarının arasına sokturuyorum. 😀
Valla BMW'nin yeni nesil dizel motorlarına laf yok. Benzinli 520 alacağıma, 525d alırım kesinlikle, cimrilikten değil, motor daha iyi 🙂
Ama misal, A7 görünce TDI, küfrü basıyorum 🙂 Ulan 180.000 EUR vermişsin, daha neyin hesabını yapıyorsun 🙂 Avrupa'da, hadi diyelim emisyondan dolayı vergiden kaçtın, e Türkiye'de o da yok...
Benim de kafamı bacaklarımın arasına sokturacaksınız yani. 😀
Bence benzinli lüks araba alıp sonra gaza basmaya korkanlar ve daha sonra dayanamayıp güzelim arabaya tüp taktırıp orjinalliğini bozanlar lüks arabayı dizel motorla alanlardan daha komik.
Sizin araç 328 değil miydi yahu, DHW'den öyle hatırlıyorum (oradaki nikim SpecTRuM bu arada..)
Biliyorum, tanıyorum. 🙂
328 yok bende, daha başka şeyler var. Burada yazmamayı yeğliyorum şimdilik. İkisi de dizel (aslında evdeki arabaların hepsi dizel), bir tanesi sizlerin kızdığı tipte bir araç.
316 i 😀
Yok, o da değil. 🙂 Biri Audi, diğeri Mercedes.
Veysel
Pancar motorlu A3 veya A4 mü 🙂
Tüp dizelden daha komik doğru 😀 Ama menzil kaygısı olmayan insanların arazi aracı olmayan modellerde dizel motor tercih etmesi tamamen "iş görmesi" için yapılan bir seçim. Sonuçta bir büyük hacim sınıfındaki atmosferik motorların yerine tercih edilmeye başlandı turbodizeller. 🙂
S 350 CDI komik bir araba. A7 3.0 TDI da öyle... Aslında 320D bile ülkemizde M3 özentisi olarak tercih ediliyor... Bu arabaların esas üretim aracı yakıt ikmal duraklamalarını azaltmak, emisyonu düşürmek.
Esasen bu durum artık Lawnmower'ın dediği gibi piyasa gereği oldu. Hakikaten otomatik vitesli olmayan ve dizel olmayan lüks araçlar daha çok değer kaybediyor satılırken.
Ama yine de çok daha "saçma" donanım kalemlerine para saçan adamların akaryakıttan tasarruf etmek istemesi beni güldürüyor 😀 Servis farkından da bihaber bazıları 😉
Bir araba sınıfının müşterilerinin genel talepleri ülke şartlarına göre belirleniyor. O talepleri karşılayamayan arabalar ikinci elde çok değer kaybediyor. Gönül isterdi ki burası da ABD piyasası gibi olsun, her tür arabanın ikinci eli iyi olsun... Maalesef olmuyor, Türkiye piyasasının şartları uçuk arabalara pek izin vermiyor.
Dizel motor ise bu kadar kötü birşey değil. Hani benzinliyle mukayese edildiğinde aşırı kötü performansı olsa, veya sesi çok rahatsız edici olsa anlarım. Öyle bir sorun da yok. Yeni nesil dizellerin performansları gayet iyi. Ben dizel kullanıcılarının "ah şu araba benzinlisi gibi gitseydi" dediğini zannetmiyorum. Özellikle yokuşlarla dolu ve bol dur - kalk yapılan yoğun İstanbul trafiğinde dizel motor benzinliye göre daha avantajlı oluyor. Bu avantaj büyük arabalarda da geçerli. Hani dizelin "büyük" bir dezavantajı olsa, dizel alanlar o "büyük" sıkıntıya sırf yakıt ekonomisi için katlanıyor olsalar dedikleriniz mantıklı olur, ama öyle bir durum yok.
Lüks arabalarda o aksesuarlara saçılan para ikinci elde aynen geri alınıyor. Hatta, arabanın sınıfı yükseldikçe aksesuar daha da kıymetleniyor. Mercedes E serisi ve üstünde ikinci elde herkes anahtarsız çalıştırma istiyor mesela. 🙂 Bana göre gereksiz bir aksesuar, ama insanlar bunu istiyorlar ve soruyorlar. Daha arabanın fiyatını sormadan ismini söyleyemediği aksesuarı sorup eğer yoksa telefonu kapatan adamlar var. O aksesuarları alan kişi parasını bir süreliğine bağlamış oluyor, ama daha sonra arabayı satarken aksesuarlara verdiği parayı geri alıyor. Küçük arabalarda bu böyle değil, birkaç yıl sonra en donanımlı modelle en donanımsız model aynı sayılıyor. En fazla çok göze batan birkaç aksesuar (sunroof gibi) satarken avantaj sağlıyor, o kadar.
Serviste de uçuk bir fark yok. Şöyle ki; yetkili servislere ödenen ücretin yarısı zaten işçilik ücreti. İşçilik ücreti benzinlide de dizelde de aynı. Dizelin bazı parçaları biraz daha pahalı, o kadar. Servis ücretlerindeki o "efsanevi" fark arabasını servise götürmeyen hemşerilerimizin uydurması. Benzinli arabayı yürümez olana kadar servise götürmeyen adam dizele geçince servise gitmeye mecbur kalıyor, ondan sonra da servis ücretlerinden isyan ediyor. Örneğin; Mercedes S350'nin 15,000KM servis ücreti 347€. S320 CDI'ın aynı dönemdeki servis ücreti 429€. Şu halde öyle astronomik bir fark yok arada, 15,000KM boyunca yapılan yakıt tasarrufu bu farkı defalarca karşılar.
Madalyonun öbür yüzünde de yanlamak için alınan 530d'ler var 😀 Burada da örnekleri fert bazında ele aldığımızda "mantıklı" seçimlerle denyolukların kağıt üzerinde farklı görünmediği gerçeği yüzümüze çarpıyor 😀
Bizim pazarımızdaki genel eğilim parasının yettiği en havalı/karizmatik/prestijli/büyük arabayı mümkün olan en uygun fiyata almaya çalışmak üzerine. Bir kelepircilik söz konusu 🙂 Videoyu hazırlama sebebimiz de buydu aslında bir bakıma 😀
Atmosferik V8 yerine 3 litre dizel alan adamın tubo timing'den haberi yoksa, kalitesiz mazot alıp bir de arabasına "mucize" çip taktırıyorsa başına bela olur o araba. Dahası dizel güçlü diye düşük devirde gaza asıla asıla bütün aktarma organlarını da fark etmeden yorar vs.
Bu konu daha çok su kaldırır 😀 Yüzyüze devam etmek dileğiyle 😀
Veysel
Bu arada, size göre anahtarsız çalıştırma gereksiz yazmışsınız, kapıların vs. anahtarsız açılmasını mı diyorsunuz yoksa anahtar yerine kart mı?
Misal, bende anahtar yerine kart var ama şık bir anahtarı (anahtarın uç metal kısmının olmadığı modeller var, onları çok seviyorum) tercih ederdim. Ama, anahtara hiçbir şekilde dokunmadığımız, keyless go denilen sistem mükemmel. Kapılara elini uzat, açılsın. Anahtarı almadan çalıştır, çalışsın... Eller doluyken, bir de anahtar aramak zorunda kalmıyorsunuz, hele benim gibi herşeyi çantada taşıyorsanız 🙂
Veysel
Can Bey:
Valla Teknoseyir buluşması olsun,iyi olur 🙂
Uyarı: Bu cevap sadece size değil, Can ve Veysel beylere de aynı zamanda. Toptan cevap yani. 🙂
Herkesin kendince bir görüşü vardır tabi, ama bana göre yanlış düşünüyorsunuz. Adam o parayı arabaya verip çöpe atmıyor, daha sonra ikinci elde (bir miktar kayıpla) çatır çatır geri alıyor. Bir arabanın pahalı olması sahibinin para saçmayı sevdiği anlamına gelmez. Adam konforlu ve güzel bir araba kullanmak istiyordur, ama yakıt masrafını düşük tutmak istiyordur. Bunun neresi mantıksız? O zaman iPhone kullananlar da ayda 100-120 lira ödenen büyük görüşme paketlerini alsın, ne de olsa telefona 2,000 lira veren adamın faturadan tasarruf etmek istemesi saçma geliyor. Arabaya ödenen parayla yakıta ödenen para kişi üzerinde farklı etkilere sahip.
Ayrıca, büyük motorlu arabalar (2 litre üstü) ikinci elde çok değer kaybediyor. Bir süre sonra arabanın fiyatı düşüp bir alt gelir grubuna hitap eder duruma gelince o alt gelir grubundaki müşteri 3 litrelik benzinli motorun tüketimine katlanmak istemiyor. Tüp taktırmak da bir çözüm tabi, ama çok tutarlı bir çözüm değil. Dizel motor çok daha mantıklı. Aynı yıla ait, 4-5 yaşında Mercedes S320CDI ve S350'lerin fiyatlarını bir karşılaştırın, ne demek istediğimi daha iyi göreceksiniz. Arabaların sıfır fiyatları birbirine yakın, ikinci el fiyatları arasında ise ciddi fark var.
Spor arabalarda (Ferrari, Maserati, Porsche gibi) dizel motor kullanılması saçma, o arabalar zaten gündelik kullanım için üretilmiyor ve o arabaların sahiplerinin diğer işlerinde kullanacakları başka arabaları oluyor. Diğer arabalarda ise dizel motor oldukça avantajlı. Hele common rail teknolojisi sayesinde torku kadar beygir gücü de yükselen yeni nesil dizel motorlar hem keyifli sürüş sağlıyorlar, hem de tüketimi makul seviyede tutuyorlar.
Kısacası; pahalı arabaya binen kişi para saçacak diye bir kural yok. Bu kişinin ne kadar parası olduğuyla değil, parasını nasıl kazandığıyla alakalı bir durum. Parasını zor kazanan adam 100KM'de 15 litre benzin yakan arabaya binmez. Çok parası varsa gider lüks arabanın dizel motorlusunu alır, tüketimi düşünmeden arabasını kullanır.
Selamlar lawnmover:
Kesinlikle haklı olduğun yerler var, o 2. el olayını yazacaktım zaten yazımda, sonra dalgınlığıma gelmiş. Düşük motorlu veya dizel alan adamlar sadece 1. elde ucuz olsun, az yaksın diye seçmiyorlar bunu. Aynı zamanda, 2. elde prim yapsın diye yapıyorlar.
Bunun en güzel örnekleri, Renault Velsatis'ler ve VW Phaeton'lardır. 1. elde o kadar pahalı olan araçlar, 2. elde yüksek motor hacimleri nedeniyle bedavaya gidiyor resmen.
Renault Laguna'lar mesela, 2.0 motorları şimdi 2. elde 1.6'lardan daha ucuz 🙂
Ama, A7 gibi araçta da olmasın dizel, yani bunu yazan adam Latitude 1.5 dizel kullanıyor (Can Bey de yukarılarda bir yerde bana da dokundurdu :P). Ama A7 seviyorum, ne yapayım 🙂
BMW'de zaten dizel almayanı dövüyorlar 🙂 Ama Audi'de misal, motor güç farkı çok fazla, benzinli lehine 🙁
A7 büyük ve ağır bir araba. Arabanın ağırlığı arttıkça tork ihtiyacı da artıyor. Tork ihtiyacı arttıkça da benzinli motorla dizel motor arasındaki tüketim farkı artıyor. Küçük bir arabada benzinli ile dizel tüketimi birbirine yakındır, ama büyük arabalarda fark açılır. Bu yüzden dizel motor asıl A7 gibi arabalara lazım.
Performans konusunda da sıkıntı yok. Mevcut motor zaten gayet yeterli, dediğim gibi araba büyük olduğu için dizelin torkuna daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Zaten yeni motor da geliyor, yakında piyasaya çıkar. 3 litrelik çift turbolu motor 313HP güç ve 650Nm tork üretiyor (ve BMW'nin çift turbolu motorunu azıcık tokatlıyor 🙂 ). A7'de performans nasıl olur bilmem, ama A6 Quattro'yu 100KM/s hıza 5.1 saniyede çıkartıyor. Şu halde benzinli motora ihtiyaç yok, bu "neredeyse" spor araba performansı.
O motorun 2.0'ı da lazım 🙂
@Veysel
O da gelir yakında, yoldadır. İnsanlar bunu istiyor zaten. A4 ve A5 ile harika olur çift turbolu 2 litrelik dizel motor.
Aslında "kara mizah" sayılır benimki bir yerde, sonuçta toplumun ortak tercihi bu yönde olduğu için insanlar baskılanıyor araç tercihlerinde. Renk, vites, motor, döşeme hususlarında aykırı tercih yapmak cezalandırılıyor...
Türkiye ancak "renksiz" otomobillerin rağbet gördüğü bir pazar oldukça toplumun genelindeki otomobil kültürü algısı da apaçilikten öteye taşınmaz.
veysel koyuncu
Can hocam. Yeni aveo nun motor şahi ve uyumları hakkındaki fikirleriniz nedir acaba?
Sıkıntı yok 🙂
Gokhantek
Sayın Can Akbulut a ithafen,
Kısa, öz bi sorum olacak, şehiriçi günlük kullanım için, ekonomik parça temin edilebilecek, yakıtı hunharca katletmeden tüketen üst düzey can güvenliği sağlayabilen aynı zamanda ulaşılabilir fiyata sahip olan, hani donanımcıların tabiri ile en iyi fiyat/performans oranını yakalayan, tasarımı gönülleri fetheden, çevreci bi marka-model önerebilirmisiniz?
Modern kompakt sınıf modellerden herhangi biri işinizi görecektir. 🙂 Daha net ölçüler koyarsanız ben de aynı ölçüde isabetli model alternatifi seçebilirim sizin için. 🙂
murat
ben arka pilandaki pc parçalarını görünce ilk önce aklıma yeni çıkan bir pc araba yarışının tanıtılacağını zannettim fakat gerçek arabalardan konuşulduğunu farkettim ama arka pilanı hala konu ile ilişkilendiriyorum aklımca ön yargılı bir şekilde pc de araba kullanan birini bulmuşlar soruyorlar dedim ama video ilerledikçe konuşan arkadaşın gerçektende konuya hakim olduğunu farkettim konusunda yeterli bir arkadaş anlatdıklarından dolayı teşekkür ederim ayrıca şunuda söylemek isterim sağda oturan arkadaş malesef yetersiz arabalardan bir haber öğle can alıcı yerden soruyu soracak ki o soru izleyenin tamda aklına geçen soru olacak olayın püf noktaları soracak ya can hocam şöyle bir konumuz vardı ama hadi anlat bakalım diyip arkasına yaslandığı zaman ekranda gereksiz bir masa üstü eşyasından pek farkı kalmıyor nacizhane görüşüm ve eleştirim budur saygılar
tuna
Can hocam bir kaç sorum olacak size , bir türlü çözemediğim 😀
1-) Dizel motorlar neden gürültülü çalışır ? (Benzin enjeksiyonlu motorlardan tek farkı bujinin olmaması diye biliyorum , prensip olarak farklı ama genelde içten yanmalı olarak bariz bir fark yok gibi duruyor. Ama neden benzinli motorlar kedi gibi çalışırken ; dizel motorlarda bu gürültü var ?
2-) Manuel (Düz) vitesli araçlarda şanzıman yağı diye tabir edilen bir şey varmış. Otomatik viteslerdeki şanzıman yağı gibi belli km lerde değiştirilmesi gerekir mi bu yağın ? Ve bu yağ vites kutusunun neyine hizmet ediyor ? Bazı kimselerden duyduğum kadarıyla “ASIL ; YAĞI DEĞİŞTİRİRSEN SORUN ÇIKARIR” diyenler var. Anlayacağınız baya bi aklım karıştı..:)
3-) VİTES DİŞLİ ORANLARI ile ilgili MUTLAKA bir video hazırlamanızı rica ediyorum. Katalog verilerinden anlamağım tek husus bu vites dişli oranlarının ne olduğu ? Kimi araçlarda 5 vites var ? Kimi araçlarda 6 Vites var ? (Manuel)…6 vites demek aynı 5 vitesli arabanın sonuna bonus vites eklemek gibi birşey mi yoksa ; Aynı aracın ; aynı motorlu versiyonunun ; 5 vitesli olanının 5.vitesinde , 6 vitesli olanının 6.vitesindeki devir sayıları farklı mı ? (Araçların ikisinde de örneğin 120 km/s ortak hız referans alınsın ..)
İlk iki soru kolay, onları cevaplayayım. Aslında 3. de kolay, hemen cevaplardım ama ne yazık ki video istemişsiniz; biraz bekleteceğim 😀
Dizel motorlar hem yüksek sıkıştırma oranı ile çalışır, hem de yakıt ateşlenmez, basınç ve sıcaklık altında kendi kendine yanar. Bu yanma çok homojen ve bujinin çaktığı kadar anlık olamadığı için artçı patlamalar olur. Bu da gürültü yapar. Benzin çok daha temiz ve çabuk yanar. Esas hidrojenle çalışan motorlar güzel oluyormuş ama yaygınlaşamadılar pek 😀
Şanzımanın diğer ismi vites kutusu, dişli kutusudur. Yani içi birbiri ile kenetlenmiş dişlilerle dolu bir kutu. İster manuel, ister otomatik olsun mekanik tertibat sağlıklı çalışabilmek için yağa ihtiyaç duyar. Manuel şanzımanın da kendi yağ kapağı bulunur. Karterdeki yağ ile karışmaz. Motor yağına göre çok daha az akışkandır, bu sayede senkromeçler düzgün çalışır. Şanzıman içerisinde bir miktar viskoz sürtünme istenir yani. 😉 Belirli periyodlarla değiştirilmesi icap eder. Eğer araç şanzımandan bağımsız diferansiyel kutusuna sahipse diferansiyel yağı da belirli aralıklarla değiştirilmelidir. Motor yağı kadar sık değil tabi, üreticinin verdiği referans kilometreleri muhakkak bulunur. 🙂 Muhtemelen size yağ değiştirmenin zararlı olduğunu söyleyen kimse yağın markasının, cinsinin, viskozitesinin değiştirilmemesi gerektiğini anlatmaya çalışmış.
Vites oranları ve ne işe yaradıkları hususunda bir video çekeceğiz. 🙂
tuna
Bu ne hız hocam:D .. Çok teşekkürler...Çok önemli mi bu şanzıman yağı değişimi ? Yani Motor yağını değiştirmek kadar katı kuralları olan bir olay mı ? Benim 2009 Hyundai i30 60.000 km de Check-up ' a girdi hiç bundan bahsetmediler ?
Beni tanıyanlar bana yavaş der. 😉 YAVAAŞ diye çıkıyor ağızlarından çoğu kez 😀
Hyundai'nin koyduğu değişim periyodunu bilmiyorum. Belki 75000, belki 90000 kilometredir. Değişim aralığının sarkmasına motor yağından çok daha toleranslı olacaktır evsafı ve çalışma koşulları itibarıyla 😉 Yine de abartmamakta fayda var. 😀
bahadır bektaş
selam,masa biraz daha alçak olabilirmiş, bacaklarınız tam gözükmüyor arkadaşlar..
bahadır bektaş
bir de can bey şu polo yaka düz kazaklardan vazgecse....!!
Otoseyir t-shirt'üm hazırlanana kadar vazgeçmeyerek durumu protesto edeyim dedim ama bir tek sizin dikkatinizi çekebilmişim anlaşılan... 😀
Veysel
Biz de size Teknoseyir T-Shirt'ünüzü hazırladıkları güne kadar siteye girmeyelim. Ama bir şekilde haber verin T-Shirt'ü alınca, siteye girmeyeceğimiz için göremeyeceğiz 🙂
Bence ofisin önünde toplanalım 😀 T-shirt, kupa, kalem isteyen herkes gelsin...
bahadır bektaş
:)) düz klasik kazak her zaman iyidir.... siteniz çok güzel her zaman takipteyim..
tuna
Peki Can hocam ; dizel motorların aynı hacimdaşı olan bir benzinli motordan ; litre bazındaki tüketiminin düşük olmasının sebebi nedir ? ..Yani dizel motorlar için genel algı ekonomik motorlar olmasıdır fakat bu ekonomiklik bildiğiniz gibi Mazot fiyatının Benzin fiyatından daha düşük olmasının yanı sıra tüketim olarak daha düşük yakmasından kaynaklanmakta...Ama hep merak etmişimdir 😀 ... 1.6 lt benzinli araç şehir dışında aynı hızda 5 litre benzin yakar.. Fakat 1.6 lt dizel makine şehir dışında aynı hızda 3.9 litre motorin tüketir... Neden ? Şu konuya bir açıklık getir hocam... 😀
Aynı süratte giderken dizel makine 2000rpm çeviriyor. Benzinli muadili ise 3000-3500rpm civarında. Aynı mesafede daha çok yakıt ateşlemesi yapılıyor, sanki benzinli motor iki kat fazla çalışıyor. Üstelik torkunu bu devirlerde verdiği için dizel ünite, yokuşlarda vites düşrmek veya gaza basmak gerekmeden daha rahat ilerliyor. Dizel turboya rağmen daha ekonomik bu yüzden.
Bu mevzu derin, yazarak anlatmak uzun ve (okuyanlar için) sıkıcı olacak. Yeni programlarda benzeri konular işledikçe burada vermediğim detayları anlatırız; o şekilde daha güzel olabilir 🙂
tuna
Çok teşekkürler hocam...Aslında hep bildiğimiz şeyler ama dizel motorun devir bandının benzinliye göre ortalama 2.000 rpm kısa olmasının bunda etkisi olabileceğini hiç düşünemedik..Sağlıcakla...
tuna
Can hocam hazır konu dizelden açılmışken bir husus daha var aklıma takılan ; bazı dizel otomobillerde şöyle bir durum var bildiğiniz üzere ; Mesela araç durağan halde rölantide çalışıyor ve siz debiryaja basıp 1.vitese aldıktan sonra hiç gaz kullanmadan aracı debriyajla kaldırabiliyorsunuz. Ve aynen bu şekilde araç 1.000 rpm devirde sabit bir hızda (ort 9-10 km/h) kendi kendine otomatik olarak gidiyor. Ben bunu 2. viteste hatta 3.viteste bile yapıyorum.. 4. ve 5. viteslerde yapmaya biraz endişe ediyorum çünkü araç titreyerek gidiyor..Sanki BU EZİYETİ BANA YAPMA dermişcesine...Titremeden gidebildiği vitesler 1. 2. ve 3. vitesler ve ;
- 1.viteste dik bir yokuş bile olsa bu şekilde otomatik olarak 1.000 rpm nin altına düşmeden çıkıyor...
- 2.viteste çok fazla dik olmadıktan sonra sorun yok. Ama 1.000 rpm nin altına düşüşe geçerse mecburen 1.vitese düşürüp kalkış yapmanız gerekli.
- 3.viteste düz yolda stabil olarak gidebiliyor. Ama hafif bir yokuşa toleransı yok.
4. ve 5.vites dediğim gibi (DÜZ YOLDA) otomatik olarak 1.000 rpm altına düşmeden gidebiliyor fakat motor titreme yaparak gidiyor ve bundan endişe ettiğim için 4. ve 5. viteste böyle bir şeyi yapmıyorum.
Can hocam bunları neden yazdım ; acaba bu yaptığım hareketler doğru mu ?
Yani
1-) Motor , Turboşarj veya diğer mekanik aksama herhangi bir zararı var mı ?
2-) Birde bu şekilde gitmek yakıt enjeksiyonunu kesmeyecektir fakat neticede teorik olarak gaza basmadığım için yinede yakıt tüketimi az olmayacak mı ? Yani sanki bana tüketimi azmış gibi geliyor bu şekilde gittiğimde...
3-) Peki bu 1.000 rpm de sabit gitmesi neyden kaynaklanıyor ? Yüksek tork vs. diyenleri duydum ama yinede işin doğrusunu sen daha iyi biliyorsun hocam ? Eğer turbo ve yüksek torktan kaynaklanıyorsa Turbo Benzinli araçlarda da böyle bir durum var mı ? Mesela 1.6 litre 180 hp Opel Insignia ?
4-) Bir de bu durum benim çok hoşuma gidiyor. Söylemeden edemeyeceğim. 😀 .Yani otomatik olarak gitmesi. Dizel motorun sanki benzinlilerde olmayan bir artısı gibi geliyor. ..
Alt devirde alınan tork ve vites oranlarıyla alakalı tamamen 🙂 Güzelbir durum, ekonomk de, ama sakın o kadar düşük devirde gaza yarıdan fazla basıp; aynı viteste hızlanması için zorlamayın 😀 O hareket turbo için ekstra zararlı. Atmosferik motorlar için de çok tavsiye edilesi bir davranış değil. Çekiş zorlandığı anda gaza daha fazla basmak yerine vites düşürtülmeli. Atmosferik motorla da gaza hiç basmadan "otomatik" gezinebilmek mümkün. Motorun alt devirlerinde üretebildiği torkla alakalı hep bu. Aracın ağırlığıyla da tabi 😀
Turbonun katkısı her motorda aynı değildir, tork ve güç eğrisi motorun karakterini anlamamıza yardımcı olur. Bununla ilgili video çekmiş, yorum kısmında da ayrıca irdelemiştik 🙂 Turbo, teknik yapısı gereği basınç(ve güç) üretebilmek için bir miktar sürat kazanmalıdır. Bu da motorun en alt devirlerinin orta ve üst devirlere göre çok güçsüz olmasıyla sonuçlanır. Modern dizellerde değişken geometrili ve küçük çaplı ek turbo kullanımı sayesinde bu güçsüz devir aralığı rölanti ile 1000rpm arasına kadar indirilebildi. Siz bir de hiç turbo boşluğu olmayan atmosferik beslemeli büyük dizelleri görecektiniz 🙂 2 litre 65HP idi ama 1. vites kalkışta nadiren kullanılırdı 😀
Çok düşük devirlerde gaza neredeyse basmadan gezinmenin tek dezavantajı acil hızlanma gereken durumlarla karşılaşınca ortaya çıkar. Tek başına gazı köklemek yemez; muhakkak bir veya iki vites birden düşürülmelidir...
Veysel
http://www.ukipme.com/engineoftheyear/index.php
Motor Ödülleri açıklanmış 🙂
Sürpriz yok 😀 Seneye de BMW'nin 1.5 3 silindirli turbosunu bekliyorum 😀
tuna
Yukarıdaki çok faydalı bilgilerle bana ve birçok arkadaşa aydınlatıcı bilgiler verdiğiniz için emeğinize sağlık Can hocam...(Atmosferik Dizel mi ? Herhalde araç yürümezdi tahminimce :D)
Estağfirullah, otoseyir projesinin amacı en başından beri karlılık değil, bilgi paylaşımı. Atmosferik dizel yürümezdi ama iyi çekerdi 😀
tuna
Nasıl yani hocam ? Bu ; baskı balata için ekstra yıpranma demek. Yani 2. viteste kalkış ?.. Birde atmosferik dizeller herhangi bir aşırı besleme barındırmıyorsa nasıl 2 viteste kolayca kaldırılabiliyor ki ? Herhalde bunun besleme sistemiyle değilde birazda motorun yapısı ile alâkalı ....Çünkü atmosferik dizel 65 hp kolayca 2 ile kaldırılıyor fakat ben 100 hp lik dual vvt-i makineyi 1. vites ile zor kaldırıyorum 😀
Tork eğrisi ile alakalı... Suzuki Hayabusa 175HP ama en hafif arabayı bile çektiremezsiniz, debriyaj yanar. AS 900 kamyon 160HP ama kendi ağırlığıyla beraber 10 arabayı arka arkaya çekebilirsiniz. 🙂
En düşük devirde alınan tork miktarı aradaki temel fark. Kavrama devri yükselmek zorunda kalmadıkça debriyaja birşey olmaz.
Veysel
Şu güncel elektrikli araçları ve motorlarını, dizellerle karşılaştıracağımız bir program bekliyoruz.. Elektrikli araçlar nereye gidiyor? 🙂
tuna
Peki hocam yakıt tüketimi devir ile alâkalı ise rölanti devrinde benzinli motorda 1.000 rpm de çalışıyor , dizel motorda 1.000 rpm de çalışıyor ; ikisininde eşit hacimde olduğunu varsayarsak ; litre cinsinden aynı yakıtı mı tüketiyorlar rölanti devrinde ?
Hacimleri ve yakıt/hava karışımları aynıysa evet. 🙂 Bu tabi son derece teorik ve yüzeysel bir evet... Gerçekte hem modern dizeller daha fakir yakıt/hava karışımı kullanır benzine göre, hem de rölanti devri dizel motorlarda benzine göre daha düşüktür. (Net rakamlar üretim özelliklerine göre değişir.) 🙂
tuna
Anladım hocam teşekkür ederim. Hocam birde bugün dikkat ettim.
PSA Peugeot Citroên ile Ford 1.6 lt (1560 cc) motoru ortak geliştiriyormuş. Ama ikisinin teknik özellikleri biraz farklı gibi geldi. PSA da Overboost özelliği ile tork 270 ten 285 e çıkabiliyor fakat Ford da böyle birşey yok. Ve en önemlisi PSA da 92 ve 112 HP lik iki versiyon var. Ford da 95 ve 115 PS olarak lanse etmiş. Maksimum torkları ise Ford ve Volvo da aynı 115 PS lik motorlar kullanılıyor fakat Ford da Max. Tork 270 Nm 1750 - 2000 d/d ; Volvo da ise 270 Nm 1750 - 2500 d/d.. Nasıl oluyor bu iş anlamadım gitti 🙂
Küçük yazılım farkları dışında motorlar aynı. PS ile HP, ikisi de beygir gücü ifade etmesine rağmen farklı normlar olduklarından mütevellid; 3-5 birim fazla gösterir PS. Aynı miktarı işaret ediyorlar halbuki. Overboost Ford'da da var. Motorun bloğunu Ford, turbosunu PSA geliştirdi. BMW - PSA ortak yapımı 1.6 benzinli motorda da aynı sistem uygulandı. Peugeot değişken geometrili turbo teknolojisi hususunda öncü bir marka...
Sizin kafanızı karıştıran özensiz hazırlanan kataloglar 😀
tuna
Şimdi oldu hocam. Evet dediğiniz gibi kataloglar özensizce hazırlanıyor. Aslında en net veri analizi Tork-Güç eğrisinden yapılmalı ancak o grafikleride yayınlamıyorlar ki üreticiler...
Ali
Can hocam kusura bakmayın başınızı ağrıtıyoruz ama bir konuda fikrinizi almak isterim. Şimdi benim 80-90 bin lira gibi bir bütçem var. Kendimize bir aile arabası almayı düşünüyoruz. Şu anda octavia 1.6 tdı dsg kullanıyoruz ama uzun yolculuklarda ailemiz için küçük kalıyor ve daha büyük bir araba almaya karar verdik. Bütçeyi biraz daha arttırın demeyin lütfen çünkü araba için daha fazla bütçe ayırmak istemiyorum. Ama 2.0 olan araçlar vergi nedeniyle bütçemizi aşıyor. Bende şu 1.6 araçların daha büyük araçlarda ki performansını hiç beğenmiyorum kaldı ki benim aracımda dahi araç yüklü iken performansı rezalet, araç boşken ve dolu iken sanki iki farklı araç kullanıyorsunuz inanmak zor ama durum böyle. Araştırmalarım sonucunda passat 1.4 tsi 160bg dsg aracı incelemeye aldım. Sizce bu araçta o küçük motorlu ve gitmeyen ama çok yakan araçların makus talihini yaşar mı? Yoksa alınabilecek bir alternatif mi, sonuçta kağıt üstünde performansı ve tüketimi fena değil gibi, çift kavrama vites kutusunun da kullanımı oldukça keyifli. Nedersiniz bu araç sizce alıcısını üzermi? Şimdiden teşekkürler.
Ali
Can bey birde V60 1.6t4 180bg powershift aklımdaki modeller
Bahsettiğiniz modern turbolu araçların motorları 2.2 - 2.5 Litrelik atmosferiklere denk güç ve torka sahiptirler. 🙂
VW 7 ileri kuru debriyajlı DSG. Sık sık yokuşta, özellikle de yüklü iken dur-kalk yapacaksanız balata görece çabuk yıpranacak, orta vadede debriyaj mekanizmasının geri kalanında da erken aşınma gözlemlenecektir. Bir "keyif unsuru" olarak DSG'den bahsedince biraz haşin kullanabileceğiniz aklıma geldi, hatırlatayım istedim. 😀
V60 powershift gayet iyi bir otomobil. 3 seneden daha uzun süre kullanacaksanız Passat'tan çok daha iyi bir seçim olacağı aşikar...
Ali
Can bey öncelikle cevabınız için teşekkürler.
DSG deki keyif unsurundan kastım performanslı kullanımdan ziyade şanzımanın motorun gücünü törpülemeden akıcı ve direk bir sürüşe olanak sağlamasıdır. 7 ileri kuru tip kavramalı şanzıman şu anda kullandığım octavia 1.6tdi aracımda da var ve ben gayet memnunum, gazın hareketlerine verdiği tepkiler keyif verici düzeyde başarılı, bence tek sorun şanzımanın düşük devir isteğine bu motorun cevap vermekte zorlanması, bende burada şuçu şanzımandan ziyade özellikle yolcular varken bu ağırlığın altında ezilen motora buluyorum. İnşallah arıza yapmaz :)).
V60 taki en büyük çekincem fabrika verilerinde dahi passat 1.4 160bg dsg ye göre 2 litreye yakın tüketim farkı. Sanki v60 ın şehir içi kullanımlarda tüketimi 12 litrelere kadar çıkar gibime geliyor. Tsi kullananlar ise ortalamanın 10 litre civarı seyrettiğini söylüyorlar. Fabrika verileri beni üzecek düzeyde değil, ama v60 1.6T4 180bg powershift şehir içi tüketimi eğer 12-13 litrelerde gezerse o zaman bu tüketime daha fazla güç isterim şahsım adına, bu da verdiğimin karşılığını alamama duygusu nedeniyle beni arabadan soğutur diye düşünüyorum, aceba gerçek haytta veriler ne olur.
Kullanım alışkanlığınız ve güzergah tüketim sonucunuzu fark ettirir 🙂 Sonuçta bu arabalar turbo desteği ile bir litre daha büyük hacimliymiş gibi çalışıyor. Yakıt sarfiyatlarını atmosferik hacimdaşları ile kıyaslamamak lazım.
Bu arabaları seçerken göz önünde bulunduracağınız tek parametre motor gücünün ağırlığa oranı olmamalı. V60 Passat'tan çok daha iyi bir şase, platform. Passat hala dingil aralığı uzatılmış Golf V iken V60 Mondeo alt yapısı kullanıyor. Ve yol tutuşu da, kullanım karakteri de, aktif güvenliği(yani kaza esnasında değil, kaza olmasını engelleyen donanımları) itibarıyla da Passat'tan üstün. Aradaki tüketim farkına değecek bir seçim olur hemen elden çıkarmak istemeyecekseniz.
Çünkü VW 3 sene daha (Yeni Passat çıkana kadar) neredeyse hiç değer kaybetmeden satabileceğiniz bir model. Bu süre içinde V60 daha çok değer kaybedecektir. Uzun vadede ise Volvo daha avantajlı kendi meraklı kitlesi olduğu için. 🙂
Ali
Can bey verdiğiniz cevaplardan dolayı sonsuz teşekkürler. Benimde gönlüm volvodan yana zaten. Bugün akşam test sürüşüne gittim. Test aracı olarak ellerinde s60 1.6 dizel powershift vardı, ne yazık ki benzinli 180bg versiyon yoktu. Bende mecburen 1.6 dizel otomatik olanı test ettim. Açık ve net bir şekilde şahsi fikrim olmamış olmamış olmamış. Bu arabaya bu motor olmamış. Araç resmen ağır kalıyor, üstelik bagaj boş, arabada sadece ben ve satış görevlisi var, araç yüklü iken benim octavia yı mumla aratacak gibi. V60 da performansın ağırlık nedeniyle dahada az olacağını düşündüğüm için dizel versiyonu ile alakalı olarak konu benim için kapanmıştır....töbe almam:))) satış görevlisinden 16t4 powershift için deneme sürüşü talep ettim, konuyla ilgilenip araç tedarik edince beni arayacaklarını söylediler, bakalım T4 ün performansına göre galiba volvo yu seçeceğim.
Yanlız sizin bu konularda daha bilgili bir insan olarak bana önerebileceğiniz başka alternatifler varsa öğrenmek isterim. Yardım ve görüşleriniz için sonsuz teşekkürler.
Estağfirullah, faydam dokunabiliyorsa ne mutlu bana:) Ben sizin yerinizde olsam otomatik vitesten vazgeçip Mondeo 1.6 Ecoboost alırdım 😀 SW karoseri bulmak biraz zor olacaktır ama en azından liftback'in ithal edildiğini hatırlıyorum.
Vergi adaletsizliğinden dolayı abuk subuk motorizasyonlu arabalara mahkum olmak kötü... Ama T4 ile Drive arasında "ikna edici" düzeyde bir hızlanma farkı mevcut 😀 Test sürüşü için cacık olmamış bir araba ayarlayabilirler umarım 🙂
Ali
Can bey ne yazık ki arabayı eşimde kullanacağı için otomatik şart, bu arada volvonun sitesine bakıyordum ve s80 ile v60 ın T4 için teknik verilerinin aynı olduğunu fark ettim, ne dersiniz S80 de düşünebilirim, şöyle az kullanılmış temiz 10.000 civarında, teknik veriler aynı oladuğuna göre esneklik değerleri içinde aynı olur diyebilirmiyiz.
Bulabilirseniz dediğiniz gibi bir ikinci el model, neden olmasın tabi 🙂 Ama S80'in bagajı daha kullanışsız ve gövdesi daha uzun. Eşiniz de siz de park yeri bulmakta V60'a göre daha çok zorlanabilirsiniz.
Aynı motor kullanılıyor olmasına rağmen S80'in gövdesi daha ağır. Bu farkı kompanse edebilmek için kısa son dişli oranı kullanılmış olmalı her zamanki gibi 😉 Yine de V60'tan daha ağır kalır, daha çok benzin harcar...
Ali
Hocam yardımlarınız için çok teşekkürler, sanırım başından beri aklımızda olan v60 T4 powershift ile otomobil alımını sonuçlandıracağız gibi zaten senede 15.000 km gibi bir yol yapıyoruz varsın biraz fazla yaksın dizel olsa sanki 15.000 km de kazancımız ne olacak..çokta önemli değil senelik1500-2000 lira gibi bir tasarruf için 1.6 dizel+ağır kasa araba kombinasyonunun kahrı çekilmez, bu arada vergilendirme sistemindeki mükemmeliyet nedeniyle bizleri 1.6 ve altındaki motorlara mahkum eden devletimizin büyüklerine de selam olsun, sağlıcakla kalın.
Hocam merhabalar...
Videolarınızı büyük keyifle izliyorum ve sizden çok fazla şey öğrendiğimi bilmenizi isterim 🙂 Size, benim kafamı uzunca bir süredir kurcalayan ve şimdiki videolarınızın hiçbirinde değinmediğiniz bir soru sormak istiyorum. Sorum şu;
Çoğu yüksek beygirli, yüksek devir çeviren arabalarda backfire dediğimiz vites düşürürken egzoz patlatma olayı oluyor. Rally araçlarında buna sıkça rastlıyoruz. İnternette biraz araştırma yaptım ve bununla alakalı çok detaylı yazılarla karşılaştım. Tabi ingilizce 🙂 Terimleri çok bilmemem ve ingilizcemin yetersizliği nedeniyle okuduğumdan hiçbir şey anlamadım doğal olarak 🙂 Hocam acaba bu konuda bilgi sahibiyseniz beni bir aydınlatır mısınız ? ( Tabi yüzeysel... )
İlginiz için teşekkür ederim 🙂
Egzozdan atılan çiğ benzinin manifold ve susturucu harareti ile patlamsı sonucu çıkan alev binek süperspor araçlarda oluşan 🙂 Özellikle vites düşürürken gözükmesinin sebebi yüksek devirde kompresyona giren motorun daha tazyikli yanmamış yakıt artığı atıyor olması. Normalde boru içinde kalacak olan patlamalar egzoz ucuna kadar ulaşıyor. Özellikle turbo arabaların katalitik konvertörleri iptal edilince egzoz ucundan kolayca alev attığı gözlemlenir. Dizellerde kara duman atılır, çoğu zaman bu koyu duman alevleri gizler. Ralli arabalarında ALS (anti lag system) var ve turboyu gaz kesildiği süre boyunca hızlandırmak için ateşlemenin 30 derece kadar rötara alınması suretiyle egzoz sübabı açıkken yakıt patlamasını tesis eder. Turboyu kısa sürede öldürür ama gaz tepkisini çok iyileştirir. Ralli dışında kullanılmaz.
Bir de şov amaçlı yapılan egzoza propan enjeksiyonu söz konusu. Ejderha gibi alev kusan modifiyeli kompakt arabaların sırrı o 😉 NOS açan arabanın egzozundan da ateş çıkmaz. Hem egzozdan ateş çıkarmak öyle olmaz böyle olur:
http://www.youtube.com/watch?v=HCD63w3l2UQ
ozan
Can hocam merhaba benimde manuel vitesli araçlarla ilgili aklıma takılan bir husus var. Debriyaj mekanizmasına hangi hareketler zarar verir ? Aracı 2. veya dizellerde hafif eğimli yerlerde 3. vites bile kullanarak kaldırabiliyorum (Gaza basmadan) ama aklıma hep acaba debriyaj balatasını yıpratıyor muyum diyede takmadan edemiyorum. Çünkü yarım debriyajda fazla bekletiyorum ayağımı ama güzel bir ivmeli kalkış yapabiliyorum. Birde debriyaja yük bindirmek diye bir olay var bu zararlı mı ? Gaza basmadan sadece yarım debriyajla mı kaldıralım aracı yoksa hafif gaz verip kavrama devrini yükselterek mi ? Şimdiden teşekkürler.
Debriyajı bozan şey ısı. 😉 Çok ısıtmamak lazım. Bunun dışında kolay kolay aşınıp bitmez. Isınması için de yüksek hız farklarını emdirmek lazım balataya. Yani 3. viteste yokuşta bayılan arabayı debriyajı gevşetip motoru devirlendirerek bırakmak suretiyle hızlandırmaya çalışmak çok büyük sıkıntı. Veya dik yokuşa park etmek için kavrama yapılan devri 3000rpm üzerine yükseltip saniyelerce bekletmek debriyajın ömrünü çok çabuk bitirir. (Balatanın ömrünü)
Yarış tipi metal hatta seramik debriyajlar ısıya çok daha fazla mukavemet gösterir. Lakin yumuşak kullanılmaları çok zor olduğu için binek arabalara konmazlar.
3. viteste arabayı kaldırmak 1. viteste kaldırmaktan elbette ki daha çok yıpratacaktır balatayı. Ama 1. viteste kalkış yapmak onmilyonda bir aşındırıyorsa 3. viteste kaldırmak onmilyonda 5 aşındırır 😀 Teknik olarak 1. viteste aynı süre boyunca kavramada bırakmaktan farkı yoktur. Ama devir artarsa artan ısı paralelinde aşıma süratle artar...
En çok yapılan hata yüksek süratte ayağı pedala koymaktır ki bu da balatayı sinsice ısıtan bir harekettir.
ozan
Özetle kavrama devrini yükseltmemek lazım.Çok faydalı bilgiler..Debriyaja yük bindirme olayına da değinseydiniz keşke hocam...Mesela kırmızı ışıkta ve yokuş çıkışlı bir yerde bekliyorsunuz..Ayağı frene basılı tutup bekliyoruz. Debriyajı hafif kaldırarak yarım debriyajda askıda bekletsek aracı (Gaza basmadan) bunun ne zararı var ? (Aracın kullanım kılavuzunda bekletmeyin diyor. Bende bekletmiyorum fakat ne zararı olduğunu merak ediyorum . 🙂 )
Emre
Öncelikle başarılar dilerim. Beni rahatsız eden konu S80 konusunda biraz acımasız davrandığınızı düşünmemdir.
Ailemde 6 tane çok çeşitli motor çeşitlerinde (1.4 TSI-5.5 atmosferik aralıgında ) araç bulunmaktadır ve S80 1.6 Drive da bunlardan biridir. Bunu açıklamamın sebebi objektif olarak performans konusunda karşılaştırma yapabileğimi belirtmek içindir.Aktif olarak İstanbul şehiriçi trafigi de dahil olmak üzere çok çeşitli yol şartları altında bu aracıda kullanmaktayım. Şehir içinde rölanti devri ile turbo'nun tam olarak kendini gösterdigi 1800 devir/dk arasında çok seri olduğu tabiki söylenemez. Ama dizel motorların klasik devir aralığında kullandığınız sürece herhangibi bir çekiş sıkıntısı bulunmamaktadır. Yokuşlarda ise eğer çok dik bir yokuşta bulunmuyorsanız eğer vites küçültme ihtiyacı bile hissetmiyorsunuz. Hızlı otoban sürüşlerinde ise tabiyatıyla çok aktif bir hızlanma isteği bulunmuyor ama bu asla yeterli miktarda ivmelenmeye sahip olmadığı anlamına gelmiyor. Zaten eğer daha yüksek bir performans beklentiniz varsa bu aracın doğru bir tercih olmadığı gün gibi aşikardır. Yakıt tüketimi konusunda ise şehir içinde köprü trafiği de dahil olmak üzere 6.4 ort. şehir dışında ise 4.8 ortalamaları çok rahat bir şekilde tutturabilmekteyim.
Ayrıca konfor ve donanım özellikleri konusunda videonuzda bahsettiginiz gibi diger motorlu versiyonlarında bulunan tüm donanımları eksiksiz bir sekilde aracla beraber alabilmeniz mümkün. Manuel vites ise bir tercih meselesidir. Zaten bu aracta otomatik vites olması teknik anlamda güç kayıplarından dolayı kritik bir durum olur. Arac konfor yonunden bana daha önce sahip olduğum W126 S serilerini hatırlatıyor. Tamamiyle yoldan bağımsız sanki tahtta gider gibi. Yeni kasa S serisinde bu yumuşaklığı kendi açımdan bulamıyorum. Tamamiyle kendi deneyimlere dayanarak bu araç hakkında tecrübelerimi aktarmak istedim. Marka fanatiği değilim. Çünkü çeşitli miktarda marka aracı kullanmaktayım.
Saygılarımla.
RECEP
Hocam kolay gelsin ben öncelikle size bu yolda başarılarınızın devamını dilerim. hocam ben reneult 25 alacam ama blok çatlak araba benim çok hoşuma gidiyor. Arabanın hastası oldum. bu arabanın motorunu hangi araba motoru ile değiştirebilirim. Artı yedek parça konusunda hangi modellerin parçaları uyar. ben reneult megane 1 motoru düşünmüştüm 1600 16 valf ama bi duyumuma göre torkları ile oynanıyor arbaların diye kaç motorsa onu koymak gerekiyomuş galiba doğrumudur hocam sizden mutlaka cvp bekliyorum çünkü bu işin uzmanı sizsiniz.
VOLKAN KÖSEOĞLU
VW GOLF düşünüyorum 2000-2003 model ne dersiniz GTI motora ?
Turbo arızası çıkarmaya meyyal bir araçtır. Turbosu sağlam olsa bile yaşı gereği bütün hortum ve bağlantılar kontrol edilerek olası basınç kaçakları tolere edilmelidir. Modifiyelilerinden, hele ki sert yay ve büyük jant takılmışlardan özellikle uzak durmak gerekir. "Ekonomik" bir tercih olmaz yani. 🙂 Ama eğlenceli ve konforlu bir araçtır, beklentiniz bu yöndeyse pek ala tercih edebilirsiniz.
Ziyaretçi
CAN BEY SAYGILAR ARAC TEKNOLOJIZISI BENIM ICIN BI HOBI VE BILGILERINIZ COK IYI YANLIZ MARKALARI DAYANIKLILIK LARI HAKKIN DA BILGILERINIZ COK ONEMLI ORNEGI HONDA ACCORD HAKKIN DA MOTOR VE SANZIMAN OMRUNU NEDENLERINI ARTI EKSILERINI YENILIKLERINI PAYLASIRSANIZ SEVINIRIM
benim anlamadigim nokta, kucuk motorlu araclarin buyuk motorlu varyantina gore her zaman daha az yakmadiklari. videonun basinda bahsedilen mevzu. bunun sebebi nedir? kucuk motorun "kendini yirtmasi" yani daha yuksek devire mi ihtiyac duymasi?
Motor maruz kaldığı yük altında zorlandıkça yakıt tüketimi artar. Bir de güçlü motorlar yüksüz iken, yüksüz çalışan küçük motordan daha çok yakıt ihtiyacı duyar.
Şehir içinde, düşük süratte, yüksüz iken küçük motor avantajlıdır. Yüksek sürat, ani hızlanma, yük çekmede ise büyük motor daha verimli olur.
tesekkur ederim.
harun_M3
Mrb Can bey. tesadüfen gezinirken videolarınıza denk geldim ve çok başarılı buldum tebrikler. sizin bir konuda fikrinizi almak istiyorum.Kendim makina mühendisiyim ve küçüklüğümden beri BMW hayaliyle yaşıyorum bu yaza inşallah alacağım.Fakat BMW 2.0 litrelik motorlarda 6 silindir kullanıyor (bu benim için daha iyi performansı seviyorum) ama yakıt konusunda belimi baya bükecek.Audi A4 1.8T ile kıyaslarsak hem performans hemde yakıtta ne gibi avantajım olur.Son sorum siz olsaydınız turboyla beslenmiş 4 silindirli bir motorumu tercih ederdiniz yoksa 6 silindirli düz motormu? silindir hacmini hiç katmıyorum
samet
ben otomotiv öğrencisiyim ve yarın taşıtlar mekaniği sınavım var bi sorum olacaktı "Bir aracın 80 km hızda gidebilmesi için 4. vites dişli oranı ne olur ?" ne olur hızlı cevap verin çok önemli
Hangi motor devrinde gidecek 80'le? Son dişli oranı kaç? Tekerlek çapı kaç? Diğer değişkenler değiştikçe her şey olur. 1,00:1 yaz sen yine de 😉
Tahsin
Selam Can Bey, insanları bilgilendirdiğiniz için teşekkürler. Araba almak için sizden bir fikir almak istiyorum.
Benim 40-55 bin lira bütçem var. Yıllık 10-12bin km yol yapıyorum. iki kişilik bir ailem var, ama geniş hacimli arabalardan hoşlanıyorum. Bagaj benim için önemli. Bu standartlarda iki araç arasında kaldım; Birincisi Lpg li avensis estra (çok performans beklentim yok),
İkincisi 1,6 tdi Octavia elegans. En az 2011 model alabilirim. aldığım arabayı en az 4-5 yıl kullanacağım. Octavia nın dsg probleminden korktuğum için avensise yakınım. Bu araçların veya önerebileceğiniz diğer araçların artı ve eksileri neler olur acaba? Tavsiyeniz nedir ?
Fiyattan bağımsız, ben Octavia alırdım. LPG araçla uğraşmak bile ayrı (kapalı otoparka giremezsiniz, bagajda tüp olur vs).
suat
merhABA hocam ilk defa bi siteye yazıyazıyorum çok iyi tecrubelisiniz benim 1974 model ford taunusum var klasik bi araba motor 1.6 ve gazlı çok zayıf kalıyor motor motor degiştirmeyi düşünüyorum ne önerirsiniz bu iş nasıl olur beni bu konuda aydınlatırsanız çok sevinirim
Ünal
can hocam size bir sorum var 1.6 motor anadolum var hastası olduğum için restorasyon yaptırdım hızı sevdiğim için motoruna turbo eklemiyi düşünüyorum sizce nasıl olur ? eğer olmazsa performans yükseltmek için ne yapabilirim?
Her şey olur. Sizin harcayabileceğiniz meblağ ne kadar?
ünal
25-30 milyar harcama yapabilirim anadol için değer turbo veya hız yükseltmek için yeterlimi ve o kadar hızı şasesi kaldırabilirmi?
ünal
hızlı cevap verirseniz sevinirim can hocam
Ünal
hızlı cevap verirseniz sevinirim can hocam
handsome
kolay gelsin can hocam sizden bir ricam olacak lütfen bilgi verirseniz cok seninirim laguna 2 modellerinde 1.6 16v motor yetersizmi kalır sizce performansını ne kadar etkiler 1.355kg araç. 1.8 ve 2.0 secenekleride var hangisi daha uygun olur şimdiden tesekkürler ilgi ve alakanıza...
Sabit düşük sürat(iki haneli), yolcusuz kullanım için yahut şehir içi dur-kalk trafiği için kafidir. Gövdenin genişliğine ve konforuna, yalıtımına aldanarak orta sınıf performansı isterseniz bedelini yıpranarak ödetir.
Ayrıca süspansiyonu elden geçirilip yükseltilmiş, dengesi bozulmuş arabalar ülkemizdeki Laguna'lar. ESP dinamik eksiğini kapatamaz; dikkatli kullanmalısınız bilhassa otoyol virajlarında.
handsome
cok tesekkür ederim hocam bilgileriniz için kolay gelsin 🙂
Luguna
2000 2002 model 2,0 RXT mi Yoksa 1,6 RXE Mİ TERCİH Edersiniz Can Bey ŞEHİR İÇİ KULANIMDA
1.6
Ziyaretçi
Peki Can bey cok teşekür ederim size bir sorum daha olacak 20 bin lira bi bütçem var aklımdakı araç 1,6 laguna 2001 2002 makyajlı kasası alım satım amaclı deyıl Allah nasip ederse omurluk bınmeyi dşnyorum siz benim yerımde olsaydınız 20binlaraya ne tercih ederdınız tekrardan cok teşekkürler sizi izlemesı cok keyifli 🙂
can bey uzun süredir videolarınızı takip ediyorum. 2005 model e 46 3.18 aracım var. satıp 80.000 ile 100000 TL arasında bir araç almayı düşünüyorum. Tercihim Mercedes ve BMW den yana. Bu markaların ise 3, C 5 ve E serileri olabilir. Öneriniz nedir.(marka ve model yılı olarak) Ekstra özellikleri çok da önemli değil benim için.(yani premium veya boşu çok da önemli değil) Motor olarak dizel düşünmüyorum ve en fazla 2.0 litre olsun istiyorum. Ve başımı ağrıtmayacak yol tutuş ve izolesi iyi olacak bir otomobil istiyorum. Şimdiden ilginize teşekkür ederim.