Bu veya buna benzer ürün kullanan arkadaşların yorumlarını alabilirmiyiz acaba #akış #askıaparatı
Bu veya buna benzer ürün kullanan arkadaşların yorumlarını alabilirmiyiz acaba #akış #askıaparatı
Geçen ay sipariş ettiğim Tronsmart MicroUSB kablo seti geldi. Üç tane 1 metrelik kablodan oluşuyor set. Şu arkadaş yani:
7$, yani kabloların tanesi 7 liraya filan geliyor. Kaliteli kablo için çok iyi fiyat. Kabloların görünümü oldukça basit, hatta üzerinde Tronsmart yazmasa birazdan yazımıza konuk olacak ultra ucuz kablodan ayırt edilmesi güç ilk bakışta. Öyle cicili bicili birşey beklemeyin, düz kablo işte.
Diğer konuğumuz ise Nillkin'in hem MicroUSB, hem de Apple Lightning bağlantı imkanı sunan yassı kablosu. Linki şu:
Ben 5$'a aldım, şimdi 4.75$ olmuş. Bu tek kablo fiyatı tabi, o yüzden yukarıdaki ürüne göre fiyat biraz yüksek. Diğer yandan hem daha uzun (1.2m), hem de Lightning bağlantısı da sunuyor. Apple'ın müşteri yolma yongasından var sanırım içinde, telefona takınca "bu kablo orjinal değil abi, telefonun yanarsa karışmam ha" uyarısı çıkmıyor. İyi yani.
Testimizin üçüncü konuğu Valueline marka yassı kablo. Teknosa satıyor. Fiyatı 15 lira. Uzunluğu 1 metre. Farklı renkleri mevcut.
http://teknosa.com/urunler/110271551/valueline-vlmp60410r1-00-usb-2-0-kablo-a-male-micr
Dört numaralu yarışmacımız LG G3'ün yanında gelen kablo. Bunu referans olarak kabul edeceğiz yani. Uzunluğu 1.2 metre.
Hep sosyetik takılmak olmaz, halk arasına da inmek lazım. S-Link marka iki ucuz kabloyu da denedim bunları denerken. İkisi de ucuz, 10-12 liralık kablolar. Daha ucuza da kablo var, ama onlara ben telefonumu bağlamam. S-Link'lerin ilki Tronsmart kablolara çok benziyor, kalınca ve sanki biraz kısa. Diğeri ince, soketi Apple'ın kablo soketlerine benzetilmiş, uzunluğu 1.2 metre. Sırasıyla S-Link 1 ve S-Link 2 diyeceğim bu arkadaşlara.
Kabloların hepsini LG G3 telefonun yanında gelen, 1.8A akım verebilen standart şarj cihazıyla denedim. Her kabloyu yaklaşık bir dakika boyunca bağlı tutarak denedim. Ölçüm için Ampere uygulamasını ve Nexus 4'ü kullandım. Ampere çok doğru ölçmüyor belki ama mukayese için kullanışlı. Burada amaç karşılaştırabilmek zaten. Test sonuçlarını minimum ve maksimum değerler şeklinde veriyorum.
Tronsmart: 800mA - 810mA
Nillkin: 810mA - 810mA
Valueline: 750mA - 780mA
LG orjinal kablo: 790mA - 810mA
S-Link 1: 400mA - 610mA
S-Link 2: 600mA - 610mA
Telefon şarjdan söküldüğünde ölçülen değer: (-230mA) - (-220mA)
Şimdi, sırayla gidelim. Tronsmart kablolar tam F/P canavarı. Hem ucuz, hem de orjinal kabloyla aynı performansı veriyor. Ben beğendim. Tekli satılmıyor, paketi açıp tek tek satanlar da pahalıya satıyor. Bunların bir de iki tane çok kısa, iki tane orta boy (bunlardan yani), iki tane de ekstra uzun (2 metreye yakın) kablodan oluşan seti var. Onun da fiyatı makul. Kablo lazımsa bu alınır.
Nillkin çok iyi. Orjinal kablodan daha iyi. Bağladığımda 810mA gösteriyordu, bir dakika boyunca ne düştü ne çıktı. Kıymetli cihazları bağlamak için ideal. Evde Apple cihazı varsa onu şarj etmesi de ekstra avantaj. Malzeme kalitesi filan çok iyi. Bulabileceğiniz en iyi kabloyu istiyorsanız bundan alın, çünkü gerçekten iyi. Kusur bulamadım resmen.
Valueline kablo öyle çok özel bir ürün değil. Yeterli kalitede, hafiften akım dalgalanması oluyor ama yine de fena değil. Nillkin veya Tronsmart kadar iyi olmasa da hemen her Teknosa'da satılıyor olması avantajı. Soketleri biraz kaba yalnız, 90'ların bilgisayar kabloları gibi. Bu soketler çok sağlam görünüyorlar ama göründükleri kadar dayanıklı değiller. Ara sıra indirime giriyorlar, o zaman almak mantıklı olabilir ama 15 lira bu kabloya bence fazla.
LG'nin OEM kablosu zaten referans olarak girdi teste, fiyatını da bilmiyorum. 10 lira filan değilse zaten çok pahalı diyeceğim çünkü diğer tarafta 15 liraya Nillkin var ve daha güzel.
S-Link'in kısa kablosu tam çöp. Akım kafasına göre dalgalandı. Taktığımda 400'dü, sonra 600'e çıktı, sonra 500'lere düştü, indi, çıktı filan. Bir kampanyadan ucuza almıştım bunları, normalde telefon filan bağlanmaz. Bu dalgalanma pilin canına okur.
S-Link'in ikinci kablosu (ince uzun olan) biraz daha iyi, ama yine de yeterince iyi değil. Akım stabil, dalgalanma yok, ama kablo direnci yüksek. Telefonu bozmaz ama şarj süresini uzatır. Bu iki kablonun yukarıdakilere göre tek avantajı mağazadan anında alınabilmeleri. Yoksa hem fiyatları yüksek, hem de kaliteleri kötü.
Sonuç olarak; eğer çok acil ihtiyacınız yoksa buradan kablo almayın. Bakın bunlar kapalı ambalajda satılan, "sözde kaliteli" kablolar. Aynı fiyata Çin'den çok daha iyisini almak mümkün. Çin kablolarının performansları da gayet iyi, hiç "2700 liralık telefonumu emanet ediyorum ama yanmaz inşallah" demeye gerek yok.
Geçen evde canım sıkılıyor, ne yapayım derken Note 2 sahibi olduğum zamanlar telefonum desteklemediği için uygulamasını bile açamadığım Cardboard’u kullanayım dedim.
Gittim bir yerlerden sipariş verdim. Siparişi verdiğim kişi gittigidiyor’daki vaylo adlı kullanıcı. Satın almadan önce Note 4’e olur mu demiştim, o da olur, hatta size NFC’lisini göndereyim demişti. Ben de satın aldım hemen. NFC ne işe yarayacaktı bilmiyordum ama bunu yaptım ve satın aldım.
Adam düzgün bir adam çıktı. NFC yokmuş bunda, o yüzden belki NFC’sini kullanırsınız diye karton olanını da yolluyorum diye mesaj attı. Ben de teşekkür ettim. O da rica etti. Ben gülümsedim ama o bilmiyor bunu.
Yeni yıla Paul McCartney konser verirken yanında durarak girmeyi planlıyordum, ama olmadı. Ürün bugün geldi. Tabi ki bu good guy vaylo’nun suçu değildi. Sürat Kargo’nun suçuydu. Neyse…
Neden Paul McCartney? Bilmiyorum. Öyle sevdiğim filan yok. Google Play’de denk gelmişti, ben de “Dur lan, birkaç yüz kişiye konser verince çok heyecan yapmıştım, bakim yüz binlerce kişide nasıl olacak” demiştim. Olmadı. Ama bu ürünün veya good guy vaylo’nun suçu değil. Geçelim…
Küçük bir kullanma kılavuzu var. Orada 3.5” - 6” arası Android telefonlara uyumlu olduğu yazıyor. İnternette 7”’e kadar uyumlu olduğundan bahsedilmiş, belki birden fazla model vardır.
Buradan Google’a bir çift lafım olacak, sonra tekrar devam edicem ürünü anlatmaya. Lan Google… Yıllardır şu olaya çok büyük bir şeymiş gibi yaklaşıldı. Mars’ta koloni kurmak için yola çıkan çılgın bir bilim adamı uzay mekiğinde bulacak sanıyordum bu işi ben. Kafamda böyle canlanıyordu. Böyle karizmatik, böyle uç bir şeydi. Hatta mesela Augmented Reality ile filan çok güzel olacak diyordum. Sen ne yaptın? Kartondan yaptın. Olm kartonla yapılan bir şey nasıl havalı olabilir? Domino’s’tan söylediğim pizzanın kutusuyla yapabileceğim bir şeyden bahsediyoruz Allah cezanı versin. Ha, madem bu kadar kolay bir şeydi, niye 10 yıl önce yapmadın? O zaman da karton vardı? Domino’s da vardı? 2000’i de geçmiştik?
Şuraya kadar yazdıktan sonra yavaş yavaş fark ediyorum da… Ürünün bahsedilecek çok da şeyi yok aslında. 3.5 - 6” telefonların sığması için öndeki yer (telefonu yerleştirdiğimiz yer) genişletilebiliyor. Ben önce telefonu bu şekilde yerleştirdim. Telefonun 1 inçi filan dışarıda kaldı yanlardan. Sonra aklıma yan tarafların açılabiliyor olma ihtimali geldi. Öyleymiş de zaten. Yanlar da açılıyor.
Lenslerin yerleri ayarlanabiliyor. Benim gözlerim arasındaki mesafeye uygun bir şekilde çıktı kutudan. Standart bir insanım yani ben. Tuhaf değilim. Siz tuhafsanız cihazın üst tarafındaki çıkıntılarla ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca lensler yerinden çıkartılabiliyor, ama ben denemedim.
Kafanıza bağlayasınız diye lastik de takmışlar üstüne. Tahmin edebileceğiniz gibi, o lastik de ayarlanıyor. Lastikler kafama uygun bir şekilde çıkmadı kutudan. Çünkü beyin çok bende. Biraz açmak zorunda kaldım.
Kafanızı yaklaştıracağınız kısmı yumuşak bir maddeden yapılmış. O yüzden alnınız filan ağrımıyor kafanıza geçirdiğiniz zaman. Yalnız burnunuz ağrıyabiliyor, çünkü o kısım sert. Orayı yumuşak yapmamışlar. Ben birkaç defa çıkarıp taktım, zaman zaman ağrıdı, zaman zaman ağrımadı burnum. Sanırım bazen istenildiği gibi takmıyorum. Bu yüzden aslında bir elimle sürekli cihazı tutma ihtiyacı hissediyorum, burnuma çok fazla baskı yapmasın diye.
Bu tür cihazlarda önemli başka bir şey daha var, o da içeri ışık girip girmemesi. İlk anda çok da önemli değil gibi gelebilir, bana da öyle gelmişti. Ama sonra Versailles Sarayı'nda gezerken etrafı gözden geçirdiğim bir anda, köşede yatay yazılmış Samsung yazısı gördüm. Kaç yıllık sarayda Samsung ne geziyor kardeşim derken telefonumun çerçevesini görebildiğimi fark ettim. Diğer köşeye bakınca da zaten geri tuşu görünüyordu. Eğer biraz uğraşırsanız, bu iki şeyi ortadan kaldırabiliyorsunuz. Yani düzgün bir şekilde telefonu koyduğunuzda içeri ışık filan girmiyor. O zaman kendinizi atmosfere kaptırmanız daha rahat oluyor.
Şimdi… Çok büyük bir eksik var bu alette: Mıknatıs. Eğer Google’ın Cardboard uygulamasını kullanmak istiyorsanız seçim yapmak için bir mıknatıs kullanmanız gerekiyor. Mıknatıs normalde aşağıda duruyor, siz seçim yapmak için bunu yukarı çıkartıyorsunuz (Kartondan yapılmışında birbirine etki eden iki mıknatıs var, biri içeride, biri dışarıda. Dışarıdakini aşağı ittiğiniz zaman sanırım diğeri yukarı çıkıyor. Bıraktığınızda ise dışarıdaki tekrar yukarı doğru çıkıyor, siz de tıklamış oluyorsunuz.). Bu alette o yok. Eğer elinizde bir mıknatıs varsa o kadar da büyük bir sorun yaratmıyor. Şöyle:
Good guy vaylo bana bir tane de karton gönderdiği için üzerindeki mıknatısı elime alıyorum, seçim yapmak istediğim yere gelince mıknatısı telefona yaklaştırıp hareket ettiriyorum. Bu da bir tıklama efekti yaratıyor, telefon titriyor ve seçim gerçekleşiyor.
Başka bir mesele de, kendinizi olaya fazla kaptırırsanız telefonu yerinde tutacak bir mekanizma bulunmuyor. Telefonu alete yerleştirdiğiniz yerin bir tarafı telefonu tutabiliyor, ama diğer tarafında telefonu tutacak bir şey yok. Kafanızı sağa doğru yatırdığınızda telefon düşebiliyor. Cardboard uygulamasında ana menüye dönmek için de kafanızı bir yana yatırmanız, yani telefonu dikey hale getirmeniz gerekiyor. Ben malesef bunu yaptım. O yüzden sizi uyarıyorum zaten.
Telefonu yerleştirdiğiniz, genişletilip daraltılabilen yerde, tam telefonu içeri ittiğiniz yerde yine yumuşak bir malzeme var, süngerimsi bir şey. Telefonunuzu içeri doğru iterken çizilmesini engelliyor.
Şimdi… Evte tek başıma yaşadığım için size kullanırkenki halimi göstermek istemiyorum. Bunun sebebi ben onu kullanırken birinin beni kameraya alamayacak olması değil. Laptoptaki kamerayı kullanabilirim bu amaç için. Benim bunu yapmak istemememin asıl nedeni, onu kafama geçirdiğimde ne kadar salak göründüğüm konusunda bir fikrimin olmaması.
Cardboard içindeki demoları denedim. Size göstermeyi planladım, ama nasıl yapacağım konusunda bir fikrim yok. O yüzden şimdilik burada kapatıyorum olayı.
Ha, NFC… NFC etiketi normalde Cardboard’ın arkasına yapışık olarak geliyor. Telefonunuz onu okur okumaz da Cardboard uygulamasını açıyor. Olayı bu. O kadar da gerekli değilmiş yani.
Birkaç değişik uygulama denedim. İzlenimlerimi kısaca aktarayım:
Paul McCartney ile sahneye çıkamadım. Çünkü framerate düşüyormuş. Note 4’te, evet. Erkenden kapanıyor. Belki sonra bir şekilde düzeltilir ama şu an çalışmıyor o.
Bungee Jumping yaptım. Uygulamanın gerçekçilikle uzaktan yakından alakası yok. https://play.google.com/store/apps/details?id=com.NeosunGame.vrbungeejump
Hobbit’le bir şeyler yapacaktım ama yine framerate olayı var, zaten Paul McCartney uygulaması ile aynı firma tarafından yapılmış. Bu firmanın diğer uygulamaları da çalışmıyor. Sebebini araştırdım. Note 4 desteklenmiyormuş şimdilik ama üzerinde çalışıyorlarmış. Umarım yakın zamanda desteklerler, çünkü Elle dergisinin çekimlerini izleyebileceğim bir uygulaması var bunların. Elle dergisi çekimlerini merak ettiğim için, yorum olarak "Note 4'te çalışmıyor. Nasıl çalışmaz? High-end değil mi bu?" yazdım ve 1 yıldız verdim. Umarım işleri hızlandırmışımdır. Heh he.
Bir kaç tane rollercoaster’a bindim.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.frag.vrrollercoaster Ortamı, sesleri filan güzel ayarlamışlar. Midem bulanır gibi oldu dersem yalan söylemiş olmam.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.iphodroid.Rollercoaster Bunda heyecan yaptım. Önüme dallar çıktı. Elimle çekmeye çalışmadım ama. O kadar da değildi yani.
Bir taneye daha bindim. Google'ın Cardboard uygulamasından ulaşılabiliyor kendisine. O da gayet güzeldi.
Yalnız rollercoaster olayı çabucak eskiyor. Yapacak bir şey yok çünkü. Bir de hep aynı yer. Oyundan çok 1-2 dakikalık videolar bunlar zaten.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.mypaceengine.mmdtest Şu ablayı izledim. Beğenmedim. Mesela size doğru yaklaştığında elini uzattığı anda elinin gittiği yeri görmek istiyorsunuz. Doğal olarak da elin gittiği yere, yani yukarıya doğru bakıyorsunuz, ama bunun yerine eteğinin altına giriyorsunuz. Hoş değil. Centilmenin yapacağı şey değil.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.Refugio3D.SpaceStation Bir uzay istasyonunu dolaştım. Dünyayı dışarıdan gördüm yani. Yürüme işini nasıl başardığım konusunda emin değilim ama sanırım yere bakınca yürümeyi başlatıyor/durduruyorum.
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.archiactinteractive.LfGC Bir böceksin. Uçuyorsun. Temple Run tarzı. Baktığın yöne doğru gidiyorsun. Güzel oyun. Burada seçimi uzun süre bakarak yapıyorsun. Yani mesela oyunu başlatmak için Start’a uzun uzun bakıyorsun, öyle başlıyor.
Tabi ki ürün gerekli filan değil. Ücretsiz uygulamalar yeterince eğlenceli olsa da, ücretli uygulamalar da bulunuyor. Ben hiçbirini denemedim şimdiye kadar. Oyunlara da pek göz atmadım şimdilik, ama eğlenceli şeyler var gibi görünüyor. Hele bir de bluetoothlu bir oyun kolunuz varsa çok hoş olabilir. Oyun kolu olmadan da oynanacak şeyler vardır belki, ama ürün birkaç saattir elimde olduğu için çok araştırmadım.
Bir de şu var: http://oddsheepgames.com/trinus/# Trinus Gyre adlı bir yazılımla bilgisayarınızdaki oyunları cardboard kullanarak oynayabiliyorsunuz. Tabi ki denemedim çünkü Mac OS için yok böyle bir şey.
NOT: Bu incelemeyi orijinal olarak garipbirformat.com'da yazdım. Oradaki yazı ile arasında ufak farklar mevcut, buradaki versiyona bir iki şey daha ekledim. Eklemeye de devam ediyorum:
Eğer eğlenmek istiyorsanız ve kartondan vr yapmaya eriniyorsanız, güzel bir ürün. Köşesine bir yere bir şekilde bir mıknatıs eklemeyi başarabilmiş olsalardı çok daha iyi olabilirdi. Şimdiye kadar sadece Cardboard uygulamasında gerek oldu mıknatıs, ama diğer uygulamalar da ileride kullanmak isteyebilir.
Grafiklerin kalitesi ile doğru orantılı olarak, kendinizi ortamda hissetmenize olanak veriyor. Mesela Cardboard'dan ulaşabileceğiniz Sisters adlı uygulamada oturduğum yere bakarken koltuğa dokunmak içimden geçti. Yine aynı oyunda, kuşların geldiği yeri görmek için refleks olarak arkamı da döndüm. Bu açılardan tatminkar bir ürün, cardboard da tatminkar bir teknoloji.
Gözünüze ilk taktığınız anda doğru dürüst bir şey görmezseniz gayet doğaldır, zira gözlerinizin yakına alışması biraz zaman alır (10 saniye filan maksimum). Beyniniz de sizden 4 cm uzaktaki görüntüyü unutup sanki çok uzaklara bakıyormuşsunuz gibi yapmak zorunda ayrıca. Neden böyle oluyor diye bir şeyleri değiştirmeyi bırakıp, herhangi bir noktaya bir süre baktığınızda düzgün ve tek bir görüntü alabilirsiniz.
Gözlüğü çıkardıktan sonra kendinizi biraz tuhaf hissedebilirsiniz. Başınız dönüyor gibidir ama dönmediğini bilirsiniz, midenizde bulantı benzeri bir his olabilir. Bunlar da hep gözünüzün ve beyninizin gerçek dünyaya dönmeye çalışma çabalarının sonucudur.
TR oto satışları
Kaç Watt Güç Kaynağı ve Ne Kadar Elektrik Parası?
Montajını yaptığınız kişisel bilgisayara kaç Watt gücünde bir güç kaynağı gerekiyor biliyor musunuz?
Örneğin günde 2 saat kullandığınızda bu bilgisayar için günlük/aylık ve yıllık kaç para elektrik faturası ödeyeceksiniz?
Çizgi PC Güç Hesaplayıcısı: http://www.cizgi-rma.com/calculator
#teknoseyir_Montaj
@leventp
Önceden yapmış ve paylaşmış olduğum şu resim. Çok şüükür Gabe Newell Levent Abi'ye benziyor. Yahu her görüşümde bi farklı gülüyorum 😀
Bu arada HL3 gelsede oynasak...
Arkadaşlar ne düşünüyorsunuz? Daha iyi fikirleriniz varsa alabilirim 🙂
Şu fotoğrafla beraber TeknoSeyir'in meşhur çekim odası tarih oldu. Saklayın.
#FaydalıBilgiler | -Bilgisayarın Ne Zaman Kapanacağını Ayarlamak-
1- Masaüstünden Başlat Menüsüne Tıklıyoruz ve Arama Kutusuna "CMD" Yazıyoruz ve ENTER'lıyoruz.(Resim 1)
2- Açılan Siyah Sayfaya "Shutdown -s -f -t 7200" Yazıyoruz (Aralarında Birer Boşluk Bırakarak) ve ENTER'lıyoruz. (Resim 2-3)
3-Alt Göstergede Bilgisayarın Saat Kaçta Kapanacağı Bilgisi Geliyor. (Resim 4)
Örneğin;
Siz Bilgisayarınızın 1 saat Sonra Kapanmasını İstiyorsanız '7200' yerine '3600' Yazmalısınız
Sayılar Kapanacak Dk. veya Saat'in Saniye Cinsinden Yazılması Gerek 2 Saat Sonra Kapanması İçin 'Shutdown -s -f -t 2' Yazarsanız 2 saniye Sonra Kapanır.
Aynı marka değil ama şirkette farklı markaların ürünlerini kullanıyoruz. Tam olarak öğrenmek istediğiniz nedir?
kullanımı falan nasıl, ergonomik mi acaba
Masaüstünde yer kazanmak amacıyla kullanıyoruz. Tek / Çift monitör takılabilen iki tipini tercih ettik. Yanlış hatırlamıyorsam tek olanı 300 çift monitor takılabileni 400 TL gibi bir rakama almışlardı. Kullanım açısıdan bizim isteklerimizi karşılıyor. İsterseniz sahaya çıktığım bir gün fotolarını çekip paylaşabilirim.
benim masada ufak hemde ayağı biraz büyük kullanışlı bir şey gibi aklıma yattı 😀 teşekkürler
aynen lazım oluyor ya bide düzenli olmuyor ayak alan kaplıyor 😀
güzele benziyor 😀