Garmin Instinct akıllı saat

Yaklaşık 1 aydır kullandığım için artık daha sağlıklı ilk inceleme yapabilirim sanırım. Öncesinde mi band 2 ve 3 kullandım ama artık bileklikten ziyade akıllı saat kullanmak istedim ve araştırmalara baktım. İphone kullandığımdan dolayı iwatch cezbediyordu ama fiyatı yüksek kalıyordu. Huawie gt2 de daha uygun ve pil ömrü uzun olduğu için daha çok cezbediyordu ama çıt kırıldım yapısı beni g-shock lara araştırmaya itti. O dünyaya girincede çıkmak zor g-shocklar resmen manyaklıkmış alan bir daha alıyor, aynı modelin farklı renklerini alıyor. Tabi bunlarda yeteri kadar akıllı değiller ama sağlamlıkları ve görünüşleri beni cezbediyordu. GG-1000 son ana kadar araştırdığım bir modeldi ki Garmin iin bu saatine denk geldim. Benim araştırma yaparken isteklerim, ihtiyaçlarım değişti. Başta adım saysın gps i olsun, yüzerken kulaç takip etsin derken, sağlamlık, görünüş de seçim kriterlerimin arasına girdi. Garmin Instinct te hepsini buldum. Araştırdıkça da çok daha fazlası olduğunu gördüm.

Kısa kısa öne çıkan özellikleri olarak

-ilk olarak şarjı 2 hafta gidiyor. İlk haftalarda test için normal kullanımda 17 gün dayandı ve uyarı vermeye başladı. Fakat sık gps kullanımında bu sayı azalacaktır. En kısık parlaklıkta kullandım ama güneş altında da çok zifiri karanlık olmayan ortamlarda da ışını aydınlatmadan okunabiliyor.

-akıllı saat, yani bildirim, gelen arama görme reddetme ve cevaplama, şarkıları kontrol etme, hava durumunu gösterme(saatlik ve haftalık), hatırlatıcılar, bildirimler…

-adım sayar saçma çalışmıyor, tutarlı. Ayrıca adım kalibrasyon ayarı yapılıyor yani bildiğiniz bir mesafede kaç adım atarsanız o bilgileri girip mesafeyi size göre sayıyor artık.

-sürekli olarak nabız ölçüyor, istenirse pil ömrünü arttırmak adına kapatılabilir ben hiç kapatmadım.

-gps için telefona ihtiyaç duymuyor, direk uyduya bağlaniyor hatta hangi uyduya bağlanmak istediğinizi seçebiliyorsunuz.

-ana ekranda kişiselleştirme yapabiliyorsunuz, farklı modları var ama modların içinde de kişiselleştirmeye gidebiliyorsunuz.

-barometre, pusula, altimetre, termometre (hayır telefondan almıyor saatin kendisinde var bu sensorler)

-yogadan, fitness a, kayakingden, ağırlık antremanına, yüzmeden, paraşütle atlamaya kadar envai çeşit spor modu var. (mesela elinize dumbell aldınız başladınız kaldırmaya, her harekette algılayıp sayıyor ve curl yapıyorsun diyor, yada bench de bar kaldırıyorsunuz, her hareketinizde sayıp bench yapıyorsun diyor..muhteşem)

-rota çizebiliyorsunuz. Mesela gps den konumu o anda kaydedip bir miktar uzaklaştıktan sonra size kaydettiğiniz konuma direktifler veriyor. Buna ek olarak alan ölçümü de yapabiliyor

-dokunmatiği yok, tuşlar ile menülerde geziyorsunuz…

-malzeme kalitesi güzel, plastik kasası var, çelik kasalara göre bir miktar ucuz hissi verse de plastiği kaliteli. Ayrıca kayışı çok rahat.

-telefon uygulaması ilede daha birçok ayarı yapabiliyorsunuz. ayrıca hazır spor modlarından size profesyonel antreman programları sunuyor ve bu programlar saat ile tam uyumlu yonergeler içeriyor. ek olarak strava uygulaması ile uyumlu çalışıyor.

-insight ile yaptıgınız aktiviter ile ilgili dünyadaki diger garmin kullanıcıları ile sıralama görebiliyorsunuz

Ben trendyoldan 2150TL ye almıştım. Bir miktar arttırmışlar fiyatını.

İlerde uzun kullanım incelemesi de yapmak istiyorum ama en az bir sene geçmesi lazım.

inceleme: https://www.wareable.com/garmin/garmin-instinct-review-6827

#garmin #instinct #akıllısaat #smartwatch

 

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 15 / 23

Overwatch

5-9 mayıs arasında açık betaya geçen ve hatta 10 mayısa kadar uzatılan süre zarfında oyunu denedim. Arada twitch den göz atıyor, sağda solda kapalı beta davetiyesi bakınıyordum, olmadı. Oynama kısmeti bu hafta sonuna nasipmiş.

İlk olarak oyun sistem gereksinimleri olarak gayet düşük ve sistemi çok iyi olmayan kişileri üzmeyecek. Grafikleri cıvıl cıvıl göze hoş geliyor. İlk başta biraz yoruyor ama alışıyor insan.

Oyunun oynanışı Team Fortress mantığı, 2 takım var ve haritadan haritaya değişen görevlere göre kazanmaya çalışıyorsunuz.

Oyun, başta hızlı geldi. Ne nerede ne oluyor kim nereden vuruyor nasıl vuruyor ilk başta bocaladım ama alıştıkça, haritaları öğrendikçe, karakterleri öğrendikçe zevk almaya başlıyorsunuz.

Oyun klasik FPS gibi yardırma değil, kesinlikle taktik oyunu, fakat eğer kendi takımınız yoksa tek başınıza yabancılarla taktik kasamıyorsunuz.  Ama 2-3 arkadaşınız varsa sizinle oynayabilecek, inanılmaz keyifli olur.

Her karakterin kendine has özelliği var ve kullanmak için 2 yada 3 tuş yeterli. Ayrıca belli bir süre sonra her karakterin “ultisi” mevcut. Yerine göre oyunun gidişatını değiştirebiliyor.

Ben şahsen beğendim, bettlenet te oynadığım bir grubum olursa daha da zevk alırım orası kesin ama tek başıma 2-3 ay sonra sıkabilir bilemiyorum.

Fiyatı kinguin g2a dan falan 125TL ye bulunabiliyor (origins versiyonu), yoksa ülkemiz için 40€ ve 60€ gibi biraz fazla ücreti var.

Beta olmasından dolayı bazı eksiklikleri var, bir karakterin birden fazla seçilmesi, bazı karakterlerdeki dengesizlik var ama blizzardın bunlara çözüm getireceğine inanıyorum. Nerdeyse 20 senelik Diablo 2 ye bile hala güncelleme getirebilen bir altyapıları var sonuçta.

Eğer CS:GO, TF2 ile alakanız varsa değer, FPS seviyorsanız da bu tarz, kotayı düşünmeyin bir deneyin derim.

Beraber oynamak isteyenler battlenet ten ekleyebilirler Ch3cooh#2973

#overwatch #blizzard #inceleme #fps #oyun

BeğenFavori PaylaşYorum yap

heroes of the storm

Yazarken olabildiğince imla kurallarına dikkat ettim ve İngilizce kelimeleri Türkçe karşılıklarıyla kullanmaya çalıştım. Eksik, hatalı yerler varsa affola.

Warcraft 3 deki “custom” bir haritadan (3 corridors), uğruna milyon dolar ödüllü turnuvalara dönüşen bu MOBA türünün yaklaşık 10 senedir yakından takipçisiyim. En popülerleri LoL ve DOTA olup, HoN ve Smite(TPS) gibi daha az tercih edilen oyunlarda vardır. Blizzard ‘ın geçen yıl duyurduğu HotS (Heroes of the Storm) ise bu türün en yeni üyesi.

Oyun şu an kapalı beta aşamasında, haliyle geniş kitlelere yayılmış değil ama inanıyorum ki oyun tam sürüme geçtiğinde sağda solda her yerde karşınıza çıkacak.

Oyunun dinamiklerinden bahsetmek gerekirse, MOBA lar da ki klasik ilk 15-20dk altın kasıp seviye atladıktan sonra takım savaşlarına girme yok. Daha yaratıklar haritada belirmeden bir aksiyon başlıyor. Öldürdüğünüz yaratıklardan altın kazanmıyorsunuz çünkü oyunda altını harcayabileceğiniz bir eşya dükkanı, envanter yok. Onun yerine tecrübe(experience, xp) kazanıyorsunuz ve bu kazanılan tecrübede takımınızın tecrübe havuzuna ekleniyor. Yani takımınızdaki herkes aynı anda seviye atlıyor. Bana göre radikal ve başarılı bir sistem, çünkü oyun boyunca en az yaratık ölürmüş yada çok fazla ölmüş arkadaşınızda oyuna katkısı oluyor. Diğer MOBA lar da yemlenen(feed) kişiyi tutmak zor olup oyunun kaderi az çok belli oluyor fakat bunda maçın kaderi her an değişebiliyor. HotS da takım oyunu öncelikli. Yani ben ormanda(jungle) ya da tek başıma bir kanatta(lane) takılayım gelmeyin, orası benim şurası benim gibi gereksiz muhabbetler olmuyor. İsterseniz 5 kişi oyunun başından sonuna beraber gezin(ki etkili bir strateji) isterseniz 2 şer ve 3 er li gruplar halinde takılın.

İkinci en büyük fark ise haritaların önemi. LoL ve Dota da herzaman oynanan tek bir haritada oynanır fakat HotS da 4 çeşit harita ve bu haritanın etkileşimi en önemli şey. Haritaların verdiği görevler var ve siz bu görevleri takım olarak ne kadar başarılı yaparsanız karşı takımı takımı yenme şansınız artıyor. Haritanın dinamikleri oyuna birinci dereceden etki ediyor ve hal böyle olunca da son derece zevkli, amansız takım çarpışmaları oluyor. 2 haftada HotS un takım çarpışmalarından aldığım haz kesinlikle Dota ve LoL deki aldıklarımdan çok çok daha fazla.

Ek olarak kahramanlardan biraz bahsedecek olursam, herbiri bambaşka bir tecrübe sunuyor. Hepsi de birbirinden farklı ve oynaması keyifli. Oyun içinde kahramanlar katil(assassin), destek(support), savaşçı (warrior) ve uzman(specialist) olarak 4 ana grupta toplanıyor. Dota ve LoL e göre kahramanların birbiri arasında farklılığı bariz farkediliyor. Her biri oynarken ayrı tecrübe yaşatıyor. Ayrıca oyun içinde kazanılan tecrübe sonrası seviye atladıkça size verilen yeteneklerden(talent) kahramanınızı daha farklı şekillendirebiliyorsunuz. Misal alan büyüsü olarak zarar veren bir özelliğinizin menzilini uzatabilir, dolum süresini kısaltabilir yada verdiği hasarı arttırabilirsiniz. Bu tamamen oyunun gidişatına ve karşıdaki takımın kahramanlarının özelliklerine bağlı karar verirsiniz. Eşya yerine bu yetenek sistemi de başta bahsettiğim gibi 15-20 altın kas eşya al mantığını yok ediyor. Kesinlikle başarılı.

Birde oyunda yine oyun içindeki dinamiği etkileyen binek(mount) sistemi var. İlk başta çok yadırgamıştım özellikle görüntü olarak. Abi Diablo sun, koskoca iblissin, karanlığın efendisisin, altına domuz çekip koşturuyon sağda solda… Ama oynadıkça fazla batmamaya başladı. 2sn bekledikten sonra ata(yada kaplan domuz vs) biniyorsunuz ve oyun için hareket hızını çok artıyor. Böylece haritanın uzak bir tarafında olsanız takım dövüşüne çok fazla geçmeden dahil olabiliyorsunuz. Yani Blizzard bu oyunda takım oyununa en öncelik vermiş.

Oyunda LoL deki gibi haftalık kahraman döngüsü bulunuyor ve karakter(account) seviyeniz arttıkça daha fazla kahramanı deneyebiliyorsunuz. Yine oynadığınız kahramanında silinmeyen kendi içinde her oyun sonrası kazandığı tecrübe var 10. seviye ye kadar. Seviye atladıkça da kahramanınızın görünümünü de, bineğinde ve yeteneklerinde ek seçenekler açılıyor. Seviye 8 e kadar rahat geliyorsunuz ama 8 den sonra 10 a tamamlamak biraz işkence. 10. Seviyede ise usta görünüm (master skin) elde ediyorsunuz ki gayet hoş. Ayrıca bu görünümleri, size verilen günlük “2 kere destek (support) sınıfı kahramanla oyna” gibi basit görevler sonrası kazanılan altınlada alabilir yada aç, doymak bilmeyen Blizzard dan direk gerçek parayla da alabilirsiniz. (Blizzard da göre € = $ dır aman dikkat)

Betada olduğundan dolayı ufak tefek hatalar çıkabiliyor ama şu haliyle bile çıkarsalar eminim milletin ağzı sulana sulana bağıra çağıra oynanacak bir oyun olmuş. Grafikler güzel, animasyonlar güzel, atmosfer güzel. Öğrenmesi kolay ustalaşması biraz zaman isteyen bir oyun. Tabi kendini tekrar eden tekdüze bir oyun mu olur orasını zaman gösterir. Ama şöyle söyleyeyim, bu oyundan sonra bana Dota 2 ızdırap geldi oynaması.

Oynamak isteyen olursa Ch3cooh#2973 ekleyebilir. Arkadaş listenizden biriyle oynarsanız %50 fazla tecrübe (xp) gelir.

Hadi sağlıcakla

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Hearthstone: Heroes of Warcraft

Bu güzel ortama ilk incelememi yapayım. Devamı zaman buldukça gelecektir.

Aslında Hearthstone ilk duyurulduğunda burun kıvırmıştım. Nova gibi başarısız bir girişim olarak kalır diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. Blizzard yine yapacağını yaptı ve kitleleri tekrardan peşinden sürüklemeyi bildi.
Bir oyun hem bu kadar öğrenmesi kolay, hemde uzmanlaşması bu kadar zaman alabilir mi?
Vaktinde oyuna çok zaman harcardım, benim için oyun oynamak yapmam gereken bir görev gibiydi. Ama zaman artık çok önemli, hayat koşuşturmaca. Hearthstone u da şöyle 10-15 dk oynayıp çıkabileceğim bir oyun gözüyle baktım, bakmaya çalıştım.. ama nafile. Bir el, bir el daha derken gece olmuş 1:30, sabah 6 dan kalk zombi gibi gün geçir.
Arkadaşlar oyun bağımlılık yapıyor baştan söyliyim.
Oyunda Magic the Gathering mantığında, bir desteniz, canınız ve mana nız bulunmakta. Herkesin 30 canı var, sıfır olan kaybediyor. Her tur bir mana kazanıyorsunuz ve mana ile destenizdeki kartları oynayabiliyorsunuz. Kartlar basic, common, rare, epic ve legendary olarak sınıflandırılıyor. Birde bunların golden versiyonları var. Bana göre şekilden başka birşey değil. Başta elinizde basic kartlar oluyor fakat oyun oynadikça ve günlük verilen görevleri yaptıkça gold kazanabiliyorsunuz. Bu goldlar la ister arenaya girip herkesin eşit koşullarda olduğu bir platforda kapışabilirsiniz isterde 5 kartlık pack alabilirsiniz. Tabi burda gerçek paraylada bu işleri yapabilirsiniz. Ama tavsiye etmem. Oyunu kapalı betadan beri oynuyorum daha bir kuruş harcamadım. Ve gayette keyif alıyorum. Para harcamak evet size güzel kartlar kazandırabilir hemen ama uzun vadede zaten çoğunu açmış olacaksınız. Ayrıca ihtiyacınız olmayan kartları bozup toza dönüştürebilir, bu tozlarlada istediğiniz kartı oluşturabilirsiniz.
Oyunun nasıl oynandığını aslında anlatmama gerek yok zaten alıştırma görevleriyle çok hızlı bir şekilde öğreniyorsunuz. Asıl uzmanlaşmak zor.
Uzmanlaşmak için körü körüne googleda arama yapmaktanda twitch den oyun izlemenizi tavsiye ederim. Elinizdeki kartlar güzel olsada oynama tarzınız, karşınızdakinin hamlesini tahmin edebilmeniz gerekir.
Oynadığım süre boyunca tecribelerimi aktarırsam, 100 golda 5 li kart alacağınıza 150 golda areneya girin. Hiç oyun kazanamasanız bile altın ve 5 li kart yinede geliyor. Hemde oynamış oluyorsunuz. Arenada yaratığa abanın 4-5 kilit büyü haricinde hepsi yaratık olsun. Yine yaratıklarıda hepsini 6-7 manalık güçlü yaratıklar almayın. Eşit dağılım olsun ama 3-4-5 manalık yaratıklar çoğunlukta olsun. Yine yaratıkların özelliklerine göre aralarındaki sinerjiyi komboları yakalamaya çalışın. Arena haricinde normal oyun atmaktansa ranked oyun atın. Daha iyi tecrübe olur, ve ranked oyunlarda tokat manyağı olacağınız gerçeğini kabullenin. En azından başlarda.
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar, yine aklınıza takılanları, öğrenmek istediklerinizi elimden geldiğince yardım ederim. Ayrıca benimde sizlerden öğreneceğim bir sürü şey vardır eminim.
Eksiklikler gırla biliyorum ama 30 senedir ilk defa oyun incelemesi yapıyorum maruz görün : )
Sağlıcakla kalın

#Oyun #Blizzard #inceleme #hearthstone

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • cestlavie @cestlavie

    Oyun Türkçe değil diye puan kırmak ilginç bir düşünce tabii. Lakin oyunda karmaşık bir ingilizce de yok. Blizzard'ın oyunlarına aşina olanların hiç ingilizce bilmese dahi üstesinden gelebileceği bir yapıda oyun.

  • Berkay Çit @greendeveloper

    Blizzard ın çıkarttığı projeler elbette sağlam olacak ve kendine bağlayacaktır ona ne şüphe 🙂
    Ama işte bu oyunun asıl çıkış noktası benim gözümde Yu-Gi-Oh dur(ki sanırım HS yi görünce PSN e çıktı), arkadaşlarla oyuncakcılardan, bakkalardan kart satın alıp sürekli Yu-Gi-Oh maçları yaptığımız için şimdi bu kartları görünce ve bu stili görünce ben biraz yabancılık çekiyorum 🙂