- Doğal Afet ve Sosyal Medya -

Depremin sosyal medya üzerinden topluma etkilerini de konuşmamız gerekiyor. Önce olumlu yönlerine değineceğim.
Twitter depremin ilk anlarından itibaren iletişimin merkezi oldu. Depremin hangi şehirlerde hissedildiğini, yıkımlara dair ilk bilgileri hatta enkaz altından “yardım” çağrılarını da Twitter’dan öğrendik.
Mesela ben ilk yıkım haberini İskenderun’da yaşayan asker arkadaşımdan fotoğrafını ve haberin bilgisini Twitter’dan aldım. Şehir şehir ilk fotoğraflar ve videolar önce sosyal medyaya düştü. Deprem Kahramanmaraş merkezliydi ama hem Hatay hem Adıyaman hem de Adana, Gaziantep, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da binaların yıkıldığını saat beş sıralarında Instagram’da gördüğüm paylaşımlardan yazılan yorumlardan öğrendim.
“Lütfen yaşadığınız şehirlerdeki son durumu yazın” dedim ve 400’ye yakın yorum geldi. Mesela Elazığ’dan bir arkadaşım , “Elazığ depreminden daha şiddetliydi” dedi. Bu bir tahmindi ama teyit edilmese de ilk ağızdan bilgiydi. O saatte kim yaşamadığı depremi yazar ki?
Elbistan, Malatya, Gaziantep, Adana ve İskenderun’da evlerin yıkıldığına dair haberleri de sosyal medyadan aldım. Ancak Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’dan ilk dakikalarda yazan olmamıştı. Böyle bir enformasyon akışının olmaması aslında bu şehirlerdeki yıkımın işaretiydi. Çünkü elektrik kesildiği ve internet alt yapısı çöktüğü için bu şehirlerdeki insanlar sosyal medyada paylaşım yapamamışlardı.
Sosyal medya böyle de bir “nimet” işte. Anında bilgi paylaşımı ve canlı yayın yapma imkânı sunuyor. Özellikle de felaket anlarında elimiz ayağımız oluyor.

şimdi acı gerçekler..

Gerçek hayat ise Twitter hızında değil. Instragram’daki etkileşim sahaya “ha diye” yansımıyor. Fakat toplum olarak kendi inşa ettiğimiz hız algısının esiri olmuş durumdayız. Evlerimizde oturduğumuz yerden yaptığımız bir paylaşımdaki bilginin anında yetkililere ulaşacağını ve yerine getirileceğini düşünüyoruz. Bir insanın her aklına gelenin anında gerçekleşeceği hayaline kapılması gibi bir şey aslında. Sadece birkaç saniye fark var arada...

Deprem felaketinde bir kez daha gördük. Sosyal medya hızını sahada göreceğini sananlar inanılmaz bir kaosa neden oldular. Oturduğu koltuktan kalkmadan, bin 200 kilometre uzaklıktaki enkazlara hemen müdahale edilmesi için manifesto yayınlayanlar, sahadaki fedakâr insanları hiçbir şey yapmamakla suçlayanları okuduk. Onlara hak verenleri, alkışlayanları izledik ve üzüldük.

İstanbul’dan deprem bölgesine karadan ulaşmayı ise ben tecrübe ettim ve Kahramanmaraş’a ulaşmam 18 saat sürdü.
sizlerinde tahmin edebileceği gibi uçaklar, otomobiller, kamyonlar ile ağır iş makinası yüklü taşıyıcılar Tweet atma ve insanların önüne düşme hızında hareket edemiyorlar. Asla da edemezler. Fiziki şartları, teçhizatları, yükleri hiç yazmıyorum bile az çok tahmin edebilirsiniz,

Lakin toplum hayatın gerçekliklerinden “hızla” uzaklaşıyor.

Son depremde binalarımızın ve tedbirlerin yetersiz olduğunu bir kez daha ortaya koyarken, toplumun önemli bir kesiminin gerçeklikten koptuğunu ve hayatı bilgisayar oyunu basitliğinde algıladığını da gösterdi bizlere, keşke öyle olabilseydi.

Saygılar.

BeğenFavori PaylaşYorum yap

insanların evindeyken depreme yakalanma şansı %50 dir, evinde olduğun zamanda yatak odasında yakalanma şansın 4/3 gibi bir orandır.bu çok basit bir şey, 8 saat uyuyorsan günün üçte biri, evde bulunduğun zamanında 4/3 çivarındadır. ben olsam çok masrafa girmeden yatak odasını güçlendirirdim. nasıl güçlendiririm mesela, içini çelik konstrüksiyon döşerim içine her türlü malzemeyide koyarım, iş statik ve dinamik hesabına bakar, ev ne kadar yıkılırsa yıkılsın en azından senin ve ailenin yaşayabileceği bavul ortaya çıkar. her şekilde yatak odası toplanma alanı olabilir. bu tabii bir fikir. geliştirilebilir.

BeğenFavori PaylaşYorum yap

bu adama "usta" denir işte. idealimdeki ev.

https://www.youtube.com/watch?v=KTFfYS2vNgU

【Season4総集編】五ヶ月間の大工仕事が詰まった家 ~ 高気密で高断熱の軸組工法 ~

【大工道具の使い方や仕事のコツなど、メンバーシップで解説しています!】→ https://www.youtube.com/channel/UCdrVc2ByfvnNW14R6o_WpkA/join【大工の正やんショップ】→ https://shoyan.shop/【Global Channel】→ https:/...
BeğenFavori PaylaşYorum yap
BeğenFavori PaylaşYorum yap

Deprem olunca kirayı, virüs olunca gıdayı, ramazan olunca pazarı 3 katına çıkaran bir toplum ne İslamidir ne de insanidir…nokta.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 9
  • kolcu @kolcu

    İnsan özünde bencil, umursamaz, kötücül ve kendi çıkarı için her şeyi yapabilecek potansiyeli barındıran bir varlık. Eğitimle, kültürle vb bu potansiyel ne kadar yukarı taşınabilirse gelişim o kadar oluyor. Bu olağan durumu kabul edince, hiçbir şey şaşırtıcı gelmeyecektir.

  • Gump @runforrest

    Yozlaşmayı ve ayrımcılığı tetikler, cehaleti körükler ve bunlardan beslenirse "birileri" toplum da doğal olarak kendi çıkarına yollar arar. Hayatın gerçekleri bu, toplumumuz özelinde değil dünyanın her yerinde aynı şartlar sağlanırsa üç aşağı beş yukarı bu tablo ortaya bu çıkar. Vicdan rahatlatmak için bazı hareketler görebilirsiniz ama neredeyse hiçbir karşılığı yok onların, geç gelen adalet adalet değildir.

  • çöküş @noisecash

    İslami ama başında siyasi var, siyasal islamist

BeğenFavori PaylaşYorum yap

İngiliz Kraliyet Ailesinin Gerçek Yüzü - Savaş Şafak Barkçin | Bi' De...

Bi' De Buradan Bak yine çok çarpıcı, yine çok gerçekçi! Savaş Şafak Barkçin, Bi' De Buradan Bak programında, tarihte iz bırakan olayları, kendine has üslubu ...
BeğenFavori PaylaşYorum yap