Zero Days (2016) izlemekde fayda olduğunu düşünüyorum .

 

http://www.imdb.com/title/tt5446858/videoplayer/vi3280910105

 

Selam,

belki bir çoğunuz izlemiş olabilirsiniz,ben yeni izlediğim için paylaşmak istedim,

belgeselin kendi adima ogrettigi en önemli unsurlardan birinin viruslerin sanal ortamdan ziyade fiziksel olarak da nasil zararlar verebilecegini gostermis olmasi.iranin nukleer calismalarina verilen zarar ve sonrasinda iranin daha fazla hirslanmasi da gosterilmis.siber dunya ve sanal gerceklik(dogru tanim mi bilmiyorum)hakkinda fazla bilgisi olmayan ben ve benim gibiler icin, virusler, daha dogru tanimla gorebildigimiz dunyanin arkasinda yatan siber dunyanin ne kadar onemli oldugunu, devletlerin ayirdigi mali butceyi,siber yapilanma birimlerini (en azindan abdyi ve israili)savaslarin ileriki yillarda evrilecegi ortami gormek, dehsete dusmek ve fazlaca soru sordurtmasi acisindan da oldukca faydaliydi.

Saygılar.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • lterlemez :) :\ :( @lterlemez

    Virüsler çocuk oyuncağıdır. Eninde sonunda silinebilirler ama bilerek bırakılan donanım/yazılım açıklarını kapatmanız mümkün değildir. Özellikle üretimi/yazımı elinizde değilse, dolayısı ile "paranoyak olmaya hazırlanın" uyarısı boşa nefes harcamaktır. Doğrusu "paranoyak olun"dur.

Yabancı dizi tavsiye "Taboo"

Uzun zamandır merakla beklenen Tom Hardy ve Ridley Scott ortak yapımı “Taboo” nihayet izleyici ile buluştu. Baştan diyelim, ilk iki bölüm itibariyle görüp görebileceğiniz en ketum, en ağzı sıkı ve en az sır veren dizilerden birine tanık olacaksınız. Bu kadar çok soru soran ama hiçbirine cevap vermeyen bir diziye pek nadir rastlanır.

 

Taboo dizisinin konusu ise şu şekilde; James Delaney (Tom Hardy), annesinin mensup olduğu bir Afrika kabilesinde geçirdiği on yıllık sürenin ardından, babasının ölümü ile memleketi İngiltere’ye geri döner.  Bu sırada, dönemin meşhur ve çok tehlikeli Doğu Hindistan Şirketi’nin göz koyduğu kritik bir arazinin, babası tarafından sadece oğlu James’e bırakıldığı ortaya çıkar. Bu işe dünden razı olan ve şirket ile pazarlıklarda sona yaklaşan James’in üvey kız kardeşi ve onun kocasının hain planları bir anda suya düşer. İngiltere’de ortalık karışmaya başlayacaktır.

James Delaney adlı karakterimiz karizmatik, gizemli, tehlikeli bir adam ve İngiltere’deki önemli insanların birçoğu artık ona düşman. Delaney’nin en ilginç yönü ise deneyimli bir modern ordu savaşçısı ile doğaüstü güçlere sahip bir kabile savaşçısını aynı bünyede barındırması. Henüz tam olarak gösterilmese de, “Yenilmez Armada” doğuyor sanki… Gerçi dizideki diğer karakterler, on yıldır haber alınamayan Delaney hakkında epey bir şey biliyorlar, hatta birkaç kez aralarında, “dedikodular var” lafı geçiyor ama onları asla öğrenemiyoruz. İnsanın ekrandaki karakterin boğazına yapışıp, “Ne o dedikodular, anlat da bilelim!” diye isyan edesi geliyor.

Ayrıca karakterin gizemli geçmişi dışında, akla gelebilecek her türlü mesele de diziye eklenmiş; eski aşkın dramı, toprak kavgası, intikam ateşi vs… Açıkçası bir tanesi bile başlı başına dizi konusu olabilecek bu dev hikayeler, oldukça karmaşık, üstün körü ve hepsi aynı anda boca edilerek bize anlatılıyor. Bir alt metin çabası var ama pek de kayda değer ya da özgün olduğu söylenemez. Sonuçta yaklaşık iki saat süren iki bölüm boyunca doğru düzgün bir şey öğrenemeden ekran başından kalkıyoruz. Yine de dizinin en güzel taraflarından biri, Doğu Hindistan Şirketi gibi kraliyetten bağımsız kendi ordusu olan ve kural tanımayan tüccarların bir araya gelerek kurduğu, tarihin benzersiz finansal yapılanmalarından birini konu edinmesi kesinlikle.

Delaney (Tom Hardy) ağzının içinde konuşan, mahalle kabadayısı gibi yürüyen, memleketi sarsacak karanlık adam profilini başarıyla oynuyor. Fakat işin garibi şu ki; öyle olan tek adam o değil. Dizideki herkes birbirini tehdit ediyor, her karakter çok karizmatik duruyor ve hepsinin ağzı istisnasız çok iyi laf yapıyor.  Bir de kadrosunda Game of Thrones’tan kopup gelen çok sayıda usta oyuncu bulunuyor. Onları görmek gerçekten büyük keyif ve böylece diziye olan güvenimiz artıyor. Açıkçası Taboo, ilk iki bölümü ile her şeyin olduğu ama hiçbir şeyin anlatılmadığı, çok düşük bir tempoya sahip, karizmatik insanların ortalarda gezinip büyük büyük laflar ettiği ve içinde epey entrika barındıran bir dizi intibası bıraktı. Fakat Tom Hardy ve Ridley Ridley Scott varsa güvenimiz de vardır. Alacağı tepkileri zamanla görmek gerekli diye düşünüyorum.

Kısaca diziyi kimler izlemeli meselesine değinecek olursak karşımıza şöyle bir manzara çıkıyor.

1-19. Yüzyıl İngilteresini ve dönem hikayelerini sevenler,

2-Tom Hardy hayranları,

3-BBC dizilerini takip edenler,

4-Yabancı dizilere yeni başlayacak olanlar,

5-Doğu Hindistan Şirketi’ni merak edenler…

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 11