Gündemlerde Adı Geçen Kitap, Dergi ve Çizgi Romanlar

Levent Bey'in gündem ve canlı yayınlarda bahis ettiği kitap, dergi, çizgi roman vb basılı yayınları burada listeleyebiliriz. Yorum olarak eklerseniz, ben de liste haline getiririm.

 

  1. Roket (Bilim Kurgu Öykü Dergisi - Düzensiz süreli yayın) - Kitapyurdu / Shopier
  2. Neuromancer - William Gibson
  3. Blood Sweat and Pixels - Jason Schreier - Amazon
  4. Press Reset - Jason Schreier - Amazon
  5. Dying Inside - Robert Silverberg
  6. Görevimiz: Uzay Boşluğu - Frank Herbert
  7. Old Man's War - John Scalzi
  8. https://www.halkkitabevi.com/kitap (üzerinden yazar araması) - Stefan Zweig
  9. Viper Pilot: A Memoir of Air Cobra - Dan Hampton - Amazon
BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 5

Yorum olarak atacaktım ama uzun olduğu için durum atmak istedim. İngilizce öğrenimiyle ilgili ufak bir iki öneri verdim.

Dil öğreniminde önce kendinize inanmanız lazım. "Ben bu işi yapacağım, ne olursa olsun." diyerek başlamanız lazım. İnanın, böyle başlanan işlerde hem motivasyon hem de başarı olasılığı daha yüksek oluyor.

Daha sonra da her yerde bahsedildiği gibi dile maruz kalmak lazım. Bunun için dilin konuşulduğu ülkeye gitmeye gerek yok. Elimizde internet gibi muhteşem bir araç var. Tonla kaynağa saniyeler içinde erişebiliyoruz. Bu yüzden bilgiye kendimiz ulaşmalıyız. Peki dile maruz kalmak nasıl oluyor? Çoğunlukla dört ana beceriden (dinleme, konuşma, yazma ve okuma) biri olan "dinleme" odaklı çalışmalar yaparak.

Bu dinleme çalışmalarını yapmak için herhangi bir hocaya, hatta dinleme odaklı üretilmiş materyale bile gerek yok. Günlük hayattan alınmış, dil kurallarının dışına çıkmayan materyaller olması yeterli. Mesela en çok verilen örneklerden birisi dizi izlemek. Dizi izlemek, hem motivasyonu yükselten, hem de günlük hayatın içinden konuşmalar içerdiği için direkt olarak günlük dile odaklanan bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Yaptığımız işe "çalışma" olarak bakmadığımız için de beyin bilgileri çok daha kolay alıp işliyor, ön yargı oluşturmuyor. Çünkü Türkiye'deki GTM odaklı (Grammar Translation Method) eğitim sisteminden dolayı bizde "Ben İngilizce öğrenemem, zaten bende yetenek yok." algısı var. Yapılan çalışmanın "çalışma" olarak düşünülmemesi de bu algıyı yıkıyor ve hiçbir şey bilmeyen kişi bile dizilerden bir şeyler elde edebiliyor.

Bir diğer yöntemse araştırmacı bir bakış açısıyla olaya yaklaşmak. Öğrenmeye açık olmalı, gördüğünüz bir kelimeyi Google'da İngilizce bir şekilde araştırmalısınız. Peki nasıl göreceğiz bu "gördüğümüz" şeyleri, bu içerik nerden gelecek? Aslında bu çok göreceli bir soru çünkü eğer sistemli bir öğrenme ortamı yoksa, ortada belli bir materyal de yoktur. Bu bir gazete makalesi de olabilir, bir şarkı sözü de. Size kalmış. Araştırmacı olun, Google arama dilini (sadece arayüz değil) İngilizce yapın. Sonuçlar sizi şaşırtabilir.

Tabi bu demek değildir ki ben materyal önerisi vermeyeceğim 😀 Öncelikle burda ele almamız gereken konu materyalden çok materyalin türü. İki tür materyal var, biri "Authentic Material" diğeri ise "Artificial Material". Artificial Material'lar adından da anlaşılabileceği gibi, İngilizce sınıflarında kullanılması için "yapay" bir şekilde oluşturulmuş materyallerdir. "Oh, Mr Smith!" deyince ne olduğu anlaşılıyor zaten. Authentic materyal ise yapay olmayan, sınıfta dil öğrenimi için hazırlanmamış materyaller. Yani günlük hayattan tüketebileceğiniz her şey.

Günlük hayatta her şeyi tüketebiliriz ama tükettiğimiz materyal kaliteli olmalı. Yani gramerinde bir sıkıntı olmamalı veya argo (slang) terim çok fazla içermemeli. Dizilerde argo terim mevcuttur ancak günlük hayatta kullanılan terimler oldukları için onları öğrenmekte fayda var.

Somut materyal olarak ,

https://aeon.co/
https://www.mentalfloss.com/
https://www.discovery.com/

sitelerinden okuma çalışması yapabilirsiniz. Burdan direkt translate yapmak yerine bilemediğiniz kelimeyi Google görsellerde aramaya çalışın. Zaten somut bir nesneyse direkt olarak karşınıza çıkacak ve Türkçesini zaten bildiğiniz için kelimeyi özümseme yoluyla almış olacaksınız. Bu yöntem İngilizce öğretiminde en çok kullanılan ve en işe yarayan yöntemlerden biridir. (Yapı iskelesi- Scaffolding) Materyal size bir şeyin Türkçesini vermeden anlamını öğretebiliyorsa dediğim olay gerçekleşmiş oluyor ve öğrenme çok daha kalıcı oluyor.

Bunların dışında https://learnenglish.britishcouncil.org/ sitesinden hem kendi seviyenizi öğrenebilir hem de 4 beceriye odaklı çalışmalar yapabilirsiniz. Sitede bol bol materyal mevcut.

Bahsetmek istediğim bir diğer site ise https://learningenglish.voanews.com/ bu sitede hem dinleme çalışması yapabilir hem de basitleştirilmiş haberleri okuyarak kendinizi geliştirebilirsiniz.

Ek olarak sık müzik dinleyen biriyseniz ve halihazırda İngilizce dinliyorsanız müzikleri sözlerini okuyarak dinlemeye çalışın. Bu çalışma hem telaffuzunuza olumlu etkide bulunuyor hem de dinleme becerinizi iyileştiriyor. Duyduğunuz daha kolay anlayabiliyor hale geliyorsunuz.

Zaten bu sebeple İngilizce alt yazılı dizi izlemek işe yarayan bir yöntem. Bu arada hiç İngilizce bilmeyen birisi direkt olarak İngilizce alt yazıya geçerse olaydan hiç keyif almaz ve anında bırakır. Yavaş yavaş olmalı. Önce Türkçe alt yazı, bir süre sonra İngilizce alt yazı, sonra da hiç alt yazı olmadan izlemek lazım.

Tabi işin bu kısmı sadece comprehension, yani anlama odaklıydı. Bir de bu olayın production, yani üretim kısmı var ki bu tamamen ayrı bir konu. Ama merak etmeyin, burda da çok basit yöntemlerle üretkenliğinizi artırabilir, dil becerilerinizi dört koldan geliştirebilirsiniz.

Üretim kısmında konuşma ve yazma becerileri var. Konuşma için illaki biriyle konuşmanıza gerek yok. İç sesinizi İngilizce yapmaya, yani İngilizce düşünmeye çalışın. Bir sonraki gün ne yapacağınızı İngilizce planlayın mesela. Bu sizin farkında olmadan üretim yapmanızı sağlayacaktır. Çünkü zaten edinmiş olmanız gereken "araştırmacı kimlik" sayesinde düşünürken bile "Şu kelimenin İngilizcesi neydi?" deyip gidip bakacaksınız.

Ek olarak konuşma için global Discord sunucularını kullanabilirsiniz. Sadece İngilizce için açılmış Discord sunucusu: https://discord.gg/zxkTZsffRR

Yazma içinse hoşunuza gidebilecek bir çok konuda konuşulan site olan Reddit'i önerebilirim. Reddit'te de birçok dil öğrenme subreddit'i mevcut, bu tür yerlerde yazma çalışması yapabilirsiniz. Çeşitli sitelerden penpal (mektup arkadaşı) edinebilirsiniz. Tabi artık olay elektronikleştiği için e-penpal oluyor 😀 Eskisi gibi mektup yok.

Özetle yapacağınız işe inanmalı ve araştırmacı olmalısınız. Her şey sizde bitiyor. Her duyduğunuzdan, her okuduğunuzdan bir şeyler öğrenmeye çalışırsanız kısa sürede ne kadar çok şey öğrendiğinize kendiniz de şaşıracaksınız. İç sesinizi İngilizce yapın. İngilizce düşünmeye çalışın. Bu da üretkenliği arttıran bir durumdur.

İleride ekleme yapabilirim. Sorular varsa yorumlardan alabilirim.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 10 / 22
  • Agab @agab

    Haydi ahali, avrupa pasaportu için önümüzdeki yaza kadar yüklenin dile!

  • Burak Yirmibeşoğlu @burak25

    Anadile yakin Ingilizce bilen biri olarak (ve gunluk hayatimin %75'i Ingilizce olarak gecen biri olarak) soyluyorum gramer hatalarina takilmayin. Ciddi yazismalar icin yazdiktan sonra tekrar okur duzeltirsiniz ama konusmada herkes hata yapiyor, kimse sallamiyor. Anlasilir oldugunuz surece cekim hatalari vs onemli degil rahat olun. Ben devamli dalginlikla hata yapiyorum sonra farkediyorum elbette ama kimse takmiyor.

  • ammavelakin @ammavelakin

    hocam peki bir içeriği -örneğin bir filmi ya da bir dizinin ilk bölümünü- ilk türkçe tüketip sonrasında ingilizce tüketmek ne kadar etkili olur sizce? Hazırlıktayken sınıftan birisi böyle yapıyordu ve pek de kötü değildi diye hatırlıyorum ingilizcesini, tabii son durumu nedir bilmiyorum.

    • Emre @emre64

      Türkçe tüketmekten kastınız Türkçe dublaj ise boşuna izlemiş olursunuz. Amaç İngilizce dinlerken Türkçe alt yazı ile izlemek, belli bir seviyeye geldikten sonra İngilizce alt yazıya geçmek, sonra da komple alt yazıyı kapatmak. Tabi o seviyeye gelmek için Türkçe alt yazı ile izlerken de duyduğunuz İngilizce kelimeleri ayırt edip anlamlarını öğrenmeniz gerekiyor. Sadece izlerseniz etkisi çok daha az olur ve öğrenme çok uzun sürer. İngilizcede dört beceri olduğu için sadece dizi izleyerek istediğiniz yere ulaşmanız zor, diğer becerileri de dahil edip ortak bir ürün koymanız lazım.

    • ammavelakin @ammavelakin

      @emre64 yok alt yazılı tüketmekten bahsediyordum. Ek olarak şunu sormak istiyorum -biraz spesifik bir soru gibi gelebilir ama fikrinizi merak ettim açıkçası-, ben zaten uzun zamandır yabancı dizi izliyorum ve bunları da ingilizce alt yazılı izliyorum ama herhengi bir öğrenme kaygısı güdümeden yapıyordum. Şimdi öğrenme kaygısı güderek dizileri izlerken yine türkçe alt yazı olarak mı başlayıp yorumunuzda yazdığınız gibi aşama aşama mı gitmek mantıklı olur yoksa bu adımı atlayıp direkt ingilizce alt yazılı olarak mı başlamak mantıklı olur sizce?

    • ammavelakin @ammavelakin

      @emre64 mesela şöyle düşündüm hocam: ben attack on titan animesini japonca dublaj ve türkçe alt yazılı bir şekilde 2-3 kez izledim. Geçen gördüm mesela animenin ingilizce dublajlısı ve alt yazılısı da var. Dizi izlemeye başlarken bu animeyi tekrardan izlemek -ama ingilizce dublaj ve alt yazı ile- daha hızlı ilerlememe yardımcı olur mu acaba diye düşündüm?

    • Emre @emre64

      @ammavelakin Hocam zaten İngilizce alt yazı ile rahat takip edebiliyorsanız istenen noktaya gelmişsinizdir. Bu saatten sonra Türkçe alt yazı ile izlemenize gerek yok. Animenin İngilizce dublajı ne kalitededir bilmiyorum ama aşina olduğunuz bir şeyi tekrar İngilizce izlemek faydalı olur.

    • ammavelakin @ammavelakin

      @emre64 teşekkürler hocam cevaplar için. Kusura bakmayın konuyu da hortlatmış gibi oldum 🙂 aklıma takınlınca bir sorayım dedim.

Yazılım Gündemi - 2020/17

< Önceki Gündem   |   27 Nisan - 3 Mayıs 2020   |   Sonraki Gündem >

Yazılım Gündemi ile ilgili gelişmeler hakkında bildirim almak için bu adresdeki konuya bakabilirsiniz. Yazılım Gündemine katkı sağlamak için yazılımın herhangi bir alanıyla ilgili karşılaştığınız haberleri sosyalde #YazılımGündemineMalzeme etiketi ile paylaşabilirsiniz.

Lise öğrencilerine yönelik uluslararası yazılım eğitimleri erişime açıldı

Milli Eğitim Bakanlığının web sitesinde bugün yayınlanan duyuruya göre zaten öğretmenler için devam etmekte olan bazı yazılım geliştirme eğitimleri, lise öğrencileri için de erişime açılmış.

"Öğrencilerimiz için başlatılan bu eğitimlere, Android mobil uygulama geliştirmek için gerekli teorik bilgiler ile programlama dillerini öğrenecekleri ve bol bol pratik yaparak eğlenceli ve öğretici uygulamalar yazacakları üç yeni eğitim daha eklendi." bilgisini veren Selçuk, şunları kaydetti: "Google iş birliğinde 'Flutter ile Yazılım Geliştirme' ve 'Kotlin ile Yazılım Geliştirme' android uygulama eğitimleri, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Youtube kanalı üzerinden tüm öğrenci ve öğretmenlerin erişimine açıldı. Google ve Cisco iş birliğinde hazırlanan bu programlarla öğrencilerin mobil uygulama oluşturma, yapay zeka, gömülü sistemler, robotik, big data konusundaki bilgi ve becerilerinin artırılmasını hedefliyoruz."

Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün YouTube Kanalındaki yazılım geliştirme videolarını içeren oynatma listelerine aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:

Ayrıca Cisco tarafından sertifikalı öğretmenler de Python programlama dili için eğitimler verecekmiş fakat ilgili YouTube kanalında o eğitimleri bulamadım. Sanırım henüz yayınlanmamış.

"Delphi eğitimi" olayından (bkz: Yazılım Gündemi - 2020/04) sonra bence güzel bir gelişme bu. Elbette sadece internet üzerinden videolarla olacak iş değil, farklı eğitimsel içeriklerle ve pratiklerle de desteklenmeli ama başlangıç için güzel bir adım. Video sayıları henüz az gözüküyor ama anladığım kadarıyla hepsini birden paylaşmamışlar, her güne ayrı video şeklinde yayınlıyorlar. İlgili arkadaşlar yukarıdaki bağlantıları takip edebilirler ya da çevresindeki lise öğrencilerine tavsiye edebilirler.

Visual Studio Online hayatına Visual Studio Codespaces olarak devam edecek

Geçtiğimiz senenin yazılım gündemi yazılarının birinde (bkz: Yazılım Gündemi - 17) Microsoft'un "Cloud Geliştirme" çözümü olan Visual Studio Online'ın tanıtıldığından bahsetmiştim. "Cloud Geliştirme" ortamları giderek daha da popülerleşirken Microsoft'da bu hizmetinin ismini değiştirdi ve fiyatlarını da aşağıya çekti.

Kasım ayından bu yana Microsoft aldığı geri bildirimlerle birlikte çoğu kişinin yüksek özellikli geliştirme ortamlarına ihtiyaç duymadığını öğrenmişler ve hizmetlerine yeni bir paket eklemişler: Basic. Bu paket 2 sanal çekirdek, 4GB RAM ve 64GB SSD bulunuyor. Benim de üzerinde çalıştığım çoğu proje için yeterli bir paket fakat "cloud development" bana pek cazip gelmiyor. Güncellenen fiyat listesi işe şu şekilde:

Linux instance tipi Şimdiki fiyatı (Fiyat/Saat) Yeni Fiyat (Fiyat/Saat)
Basic (2 çekirdek, 4GB RAM $0.24 $0.08
Standard (4 çekirdek, 8GB RAM) $0.45 $0.17
Premium (8 çekirdek, 16GB RAM) $0.87 $0.34

Fakat yeni fiyatlar hemen yürülüğe girmiyor. Microsoft'un 19 Mayıs'da düzenleyeceği sanal Build 2020 etkinliğinden sonra yeni fiyatlarla kullanılmaya devam edilebilecek.

Sıkça soruyorum ama konusu açılmışken yine sorayım: Geliştirme ortamınızı "cloud development" olarak güncellemeyi düşünüyor musunuz? "Cloud Development" olayına bakışınız nasıl? Yorumlar bölümünde konuşalım.

Microsoft, Rust/WinRT ön izleme sürümünü tanıttı

Geçtiğimiz yazılım gündemi yazılarında detaylıca değindiğim konular arasında olmasa da Microsoft'un Rust programlama diline olan ilgiliyle alakalı haberleri "Diğer Haberler" bölümü altında paylaşmıştım. Rust, Mozilla tarafından geliştirilen güvenlik ve performans odaklı bir programla dili ve popülaritesi de gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bu hafta ise Microsoft, Windows için Rust ile uygulama geliştirmeye yarayan WinRT kütüphanesinin ön izleme sürümünü GitHub üzerinde açık kaynak olarak paylaştı.

Şu anda güncel olarak C++/WinRT üzerinde desteklenen tüm API'ler Rust/WinRT üzerinde de destekleniyor ve kullanılabiliyor. Yani artık Rust ile Windows üzerinde masaüstü uygulamalardan, cihaz sürücülerine (driver) kadar birçok tipte yazılımı geliştirebileceğiz. Microsoft'da örnek olması açısından Rust ile bir mayın tarlası uygulaması geliştirmiş ve GitHub üzerinde kodlarını paylaşmış.

Henüz gerçek uygulamalarda kullanmak için çok erken bir ön izleme sürümü fakat yeni denizlere açılmayı seven geliştirici arkadaşların ilgisine sunmuş olayım. Konu hakkında daha detaylı bilgi ve örnekler için konu başlığına eklediğim bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Ayrıca Microsoft'un Rust'a olan ilgisi de devam edecek gibi gözüküyor. Çünkü Azure takımı da Rust dilini WebAssembly ile birlikte Kubernetes üzerinde test ediyormuş. Önümüzdeki süreçlerde Microsoft'un Rust'a olan ilgisinin ne kadar süreceğini hep birlikte göreceğiz.

Chrome Web Store, Geliştirici Programı Politikalarını güncelledi

Google tarafından geliştirilen Chrome web tarayıcısının eklenti mağazası olan Web Store'da eklenti yayınlarken geçerli olan kurallar bu hafta içerisinde güncellendi.

Google, yollanan her eklentiyi markete eklemeden önce denetimden geçiriyor. Güvenlik vb. gibi konular düşünüldüğünde bu çok da normal bir süreç aslında fakat bazı geliştiriciler sürekli birbirinin benzeri uygulamaları göndererek bu süreç içerisindeki diğer eklentilerin incelenme sürelerini uzatıyorlarmış. Yani siz bir eklenti yapıp bunu markete ekletmek istediğinizde bunun için beklemeniz gereken süre uzuyor. Bu durumun önüne geçmek için Google'da politikalarını değiştirmeye yoluna gidiyor. Politikalardaki güncellemeler şu şekilde:

  • Birbirinin aynısı deneyimleri ve fonksiyonları olan eklentiler artık yayınlanmayacak.
  • Yanıltıcı, yanlış biçimlendirilmiş, açıklayıcı olmayan, alakasız, aşırı veya uyumsuz meta bilgileri olan eklentiler fakat bunlar sadece eklentinin açıklamasını kapsamıyor aynı zamanda eklentinin ismi, başlığı, ikonu, ekran görüntüleri ve promosyon görüntüleri de bu kurallara uymak zorunda.
  • Geliştiriciler Chrome Web Store'daki eklentilerin sıralamalarını değiştirmeye yönelik hareketlerde bulunamazlar. Sahte incelemeler, eklentiyi otomatik indiren ve puanlayan botlar vb. şeyler.
  • Sadece başka bir web sitesini, uygulamayı ya da temayı aktifleştirmeye yarayan eklentiler artık kabul edilmeyecek.
  • Kullanıcılara sürekli spam olarak mesajlar, reklamlar, hedefli saldırılar (phishing), promosyon gönderen eklentiler yayınlanmayacak.

Bu yeni politikların uygulanmasına 27 Ağustos 2020 tarihinde başlanacakmış. Eğer Chrome Web Store'da yayınlanmış bir eklentiniz varsa yeni politikaları ihlal edip etmediğinizi kontrol edin. Zira 27 Ağustos itibariyle bu kurallara uymayan tüm eklentiler marketten kaldırılacaklar.

Daha fazla bilgi için konu başlığına eklediğim bağlantıya ya da Chromium takımının hazırladığı Sıkça Sorulan Sorular sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

TypeScript 3.9 RC sürümü yayınlandı

Microsoft tarafından geliştirilen, JavaScript'e derlenebilen tipli programlama dilin olan TypeScript, bu hafta içerisinde 3.9 Release Candidate sürümüne kavuştu. Açıkcası uzun bir zamandır front-end teknolojileri ile pek ilgilenmiyorum dolayısıyla bu haberi de "Diğer Haberler" kısmına taşımıştım ki son anda anlayabildiğim bir yeni özellik fark ettim. Hız iyileştirmeleri hakkında zaten fazla bilgi verilmiş, gidip kodları okumak gerekiyor. Editör iyileştirmelerini de programlama dilinin yapısıyla ilgili olmadığı için almadım. Öyleyse anladığım özelliği aktarayım size :).

// @ts-expect-error yorum satırı Pull Request Sayfası

TypeScript kullanarak bir kütüphane yazıyor olduğunu düşünün ve şöyle bir fonksiyonunuz var:

function hadiBirSeylerOlsun(abc: string, xyz: string) {
    assert(typeof abc === "string");
    assert(typeof xyz === "string");

    // bir şeyler oluyor
}

Bu fonksiyon iki tane string türünden değer kabul ediyor, biz TypeScript ile bu fonksiyonu kullanırken string dışında bir türden değişken gönderirsek TypeScript hata vererek derlenmeyecek, benzer şekilde bu fonksiyonu JavaScript tarafında kullanmaya çalışırsak da çeşitli hatalar görüyoruz. Bu durum için test yazmaya çalıştığımızda ise şöyle bir kod yazabiliriz:

expect(() => {
  hadiBirSeylerOlsun(123, 456);
}).toThrow();

Fakat bu kod TypeScript'de derlenmeyecektir çünkü fonksiyona string dışında bir değer gönderdik. İşte bu durumun önlemek için fonksiyonumuzun hemen üst satırına // @ts-expect-error yorum satırını ekliyoruz ve artık TypeScript derleyicisi bu fonksiyonun çalıştırılmasıyla bir hata beklendiğini anlayacak ve bu satırın tip kontrolünü atlayacak.

Bu iş için daha önceden ts-ignore ifadesi kullanılıyormuş sanırım fakat bazı durumlarda soruna yol açabildiği için bu özel durum için özel bir yorum satırı işaretleyicisi oluşturmuşlar.

TypeScript 3.9 Release Candidate sürümü ile birlikte gelen diğer özellikler ve değişiklikler için konu başlığına eklediğim bağlantıya tıklayabilirsiniz.

SourceHut project hub duyuruldu

SourceHut, tıpkı diğer uzak git sunucuları (GitHub, GitLab vb.) gibi size git depolarınızı uzak bir sunucuda tutma imkanı veren bir web sitesi. Tabii ki artık modern yazılım geliştirme süreçlerinin birer parçası olan CI (Continuous Integration), proje yönetimi (issue takibi vb.), wiki, kod inceleme (code review) gibi farklı sorunlara da çözüm üreten servisleri mevcut. Yalnız SourceHut'ın diğerlerinden farklı bir yani var: sitede JavaScript kullanılmıyor, her şey sunucu tarafında çalışıyor. Ayrıca %100 açık kaynak ve özgür yazılım olarak bir kişi tarafından geliştiriliyor. İlk yazılım gündemi yazısında bu siteye gelen bir özellikten bahsetmiştim ve benim de çok beğendiğim bir servis olduğu için ne zamandır tekrar gündemde değinmek için bahane arıyordum :).

SourceHut bu hafta içerisinde "project hub" ismini verdiği yeni servisini duyurdu. Bu yeni servisin ne işe yaradığını anlamak için öncesince SourceHut'ın arkasındaki UNIX felsefesini bilmek gerek. GNU/Linux kullananların da aşina olduğu üzere işletim sistemiyle birlikte gelen araçların çoğu "sadece bir şeyi yap ama en iyi yap" anlayışıyla geliştirilmiş araçlardır. Dolayısıyla elinizin altında birbiriyle kombinleyebileceğiniz bir sürü araç olmuş oluyor. Örneğin cat komutu sadece bir dosyanın içeriğini yazdırmaya yararken, grep komutu bir dosya içerisinde metin arama gibi işlemleri yapabiliyor. İşte SourceHut da bu yaklaşımla geliştiriliyor. Sadece bir işi en iyi şekilde yapmaya çalışan birçok alt servis var. Git depolarınızı barındırmak için git.sr.ht, issue takibi vb. işler için todo.sr.ht, CI işlemleri için builds.sr.ht vb. birçok alt servis bulunmakta. Hepsini görmek için sourcehut.org adresini ziyaret edebilirsiniz.

Yani oluşturduğunuz bir git deposu sadece git deposu olma işini yapıyor. Issue takip vb. diğer işler için diğer alt servislerden oluşturmanız gerekiyor. İşte "project hub" ise bütün bu alt servisleri GitHub ve GitLab'dan alıştığımız gibi tek bir sayfada birleştiriyor. Fakat yanlış anlaşılmasın bu alt servisler birleşip tek hale gelmiyor, sadece bir projeye ait tüm alt kaynaklar bir sayfada toplanıyor, isterseniz tıklayarak o alt servisteki işlemlerinize gidebiliyorsunuz. Üstelik bir projeye istediğiniz kadar alt servis ekleyebiliyorsunuz, mesela bir uygulamanın Android ve iOS sürümlerini ayrı ayrı git depolarında tutuyorsanız onları da tek bir projeye ekleyebiliyorsunuz.

Örnek için SourceHut'ın tüm alt servisleriyle birlikte kodlarını barındıran bu proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

SourceHut dışından gelenler için böyle bir sayfanın olması çok önemliydi ve sonunda eklediler. Siz de benim gibi UNIX felsefesinden hoşlanan ve GNU/Linux araçları gibi basit ve sade araçları kullanmayı seviyorsanız mutlaka SourceHut'a bir göz atın. Ayrıca tek kişi tarafından geliştirildiğini aklınıza getirerek bağış yapmayı da düşünebilirsiniz.

Diğer Haberler

BeğenFavori PaylaşYorum yap
    • qubit @qubit

      Bu emeğin size geri dönmesini dilerim.

      Sayın @gamsizm bu içeriği Haftalık Gündem veya Haftalık Muhabbet'te ele alsanız/duyursanız iyi olmaz mı?

    • Eren Hatırnaz @erenhatirnaz

      @helga Teşekkürler 🙂

      @qubit Çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince faydalı bir içerik oluşturmaya çalışıyorum. Yazılım gündemi yazılarına başladığım zamanlarda TeknoSeyir'in sosyal medya hesaplarından paylaşılmıştı içeriğim. Eğer bu yazıların faydalı olduğunu düşünüyorsanız yazının altındaki "Paylaş" düğmesiyle TeknoSeyir'de ya da diğer sosyal platformlarda paylaşabilirsiniz. TeknoSeyir de duyursa "hayır" demem tabii ki 🙂

    • qubit @qubit

      @erenhatirnaz Bazı başlıklar (mesela Flutter eğitimi) gündemde yer almaya uygun. Değerlendirmeleri ümidi ile.

  • Eren Hatırnaz @erenhatirnaz

    Ben de şimdi fark ettim. Evet, "Videolar" sekmesinde gözükmüyor ama "Oynatma Listeleri" sekmesinde gözüküyor. Ben de oradan buldum bağlantıları. Niye böyle yapmışlar ben de anlamadım. İlginç...

  • Temp @temp

    @erenhatirnaz "Yazılım Gündemi" altında ciddi ciddi güzel ve devamlı bir gündem oluşturdun ve gerçekten hepsini okumasam dahi her paylaşımında yeni şeyler duyduğum oluyor.
    Emeğine sağlık, başarılarının devamını dilerim.
    Hatta kişisel bir öneri kabul edersen eğer; bunu teknoseyirdeki paylaşımlarna ek olarak bir de E-posta Bülteni olarak da paylaş insanlarla.
    İsteyen abone olsun ve mail yoluyla okuyup bilgilensin derim.
    Bülten işi bu iş için biçilmiş kaftan. Ek olarak liste günden güne çok büyüdüğünde bültene reklam alma şansın da olur.
    Nacizane görüşüm böyle yine takdir senin, kolay gelsin.

    • Eren Hatırnaz @erenhatirnaz

      Çok teşekkür ederim hocam. Faydalı olabiliyorsam ne mutlu bana. E-Posta Bülteni olarak değil de ona benzer bir şekilde GitHub üzerinden de içeriği sunmak için çalışıyorum hocam ama bir yandan da başka bir proje üzerine çalıştığım için ne zaman hayata geçiririm bilemiyorum. Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim.

  • Murat S @atehaa

    Hadi birşeyler olsun iyiymiş 🙂 Sourcehut'ın felsefesini tuttum, inceleyeceğim.