Linux 20 yaşında
20 yıl önce, 25 Ağustos 1991, Linus Torvalds:
minix- kullanan herkese selamlar,
386(486) AT klonları için (serbest) bir işletim sistemi yapıyorum (sadece hobi, gnu gibi büyük ve profesyonel olmayacak). Nisan'dan beri demleniyordu, şimdi hazır olmaya başladı. İnsanların minix'te sevdiği/sevmediği şeyler hakkında her türlü geribildirimi almak isterim zira işletim sistemim biraz onu andırıyor (aynı dosya sistemi fiziksel yapısı (uygulamadaki sebeplerden) ve başka şeyler).
Şu anda bash(1.08) ve gcc'yi (1.40) port etmiş durumdayım ve çalışıyor görünüyor. Bu birkaç ay içinde uygulanmış bir şeyler elde edeceğime işaret ediyor ve insanların çoğunluğunun ne isteyebileceğini bilmek isterim. Tüm önerilere açığım, ancak bunları implement edeceğime söz veremiyorum 🙂
Linus ([email protected])
PS. Evet - içinde hiç minix kodu yok ve çok-iş-parçacıklı fs'i var. Port edilebilir DEĞİL (386 görev değiştirme kullanıyor vs.) ve muhtemelen AT sabit disklerden başka hiçbir şey desteklemeyecek çünkü bundan fazlası yok bende :-(.
Linux'un 20. yaşını kutluyoruz. 🙂
Ziyaretçi
Anaysafdaki link bir turlu calismadi bu video icin, bilginize 🙂
Teşekkürler. 🙂
Yalnız, hangi link? "Şimdi izle"ye tıklamalısınız. Yoksa PCL'den falan mı bahsediyoruz?
Ziyaretçi
"#carousel-item-0" i kastetmistim, iPad ile deniyordum, PC ile deneyince anladim sorun bendeymis 🙂
Tesekkurler video icin...
Donanım olarak görece iyi olan masaüstü bilgisayarımda özellikle virus programları vs ye kızarak bir ubuntu sürümü denedim bundan 4 ay kadar önce. Kurulumu oldukca basit ve gerçekten çok hızlı.. Bunu yaparken PC başlangıçta win7 mi ubuntu ile mi başlasın şeklinde bir seçenek sunuyordu. Haliyle PC de oyun oynayacağım zaman win7 ile başlatırken PC yi oyun oynamayıp muzik dinleyip internette gezinip film izleyeceğim dönemlerde ubuntu kullandım ve oldukca memnun kaldım. Oldukca stabil ve hızlıydı. Aslında sevmediğim hiçbirşey olmadı. Dahili harddiskimi değiştirdikten sonra yeniden ubuntu kurmadım şu an sadece win7 ile devam eidyorum. Ama eğer bir netbook alacak olursam win7 starter gibi saçma bir işletim sistemini asla kullanmayacağım. Hatta bu yorumu netbook undan okuyan arkadaşlar varsa mutlaka bir linux dağıtımını denemeliler. Bizim gibi windows a alışık olan kullanıcılar için ubuntu nun iyi bir terc ih olacağı söyleniyor aslında deneyen biri olarak PC de oyun oynamaktan vazgectiğim gün microsoft ve ürünlerinin alayını hayatımdan çıkaracağım;)
Hazırladığınız video için çok teşekkür ederim. Umarım popüler linux dağıtımlarının da video incelemerini yaparak sitenizde paylaşırsınız ve insanlar microsoft un hegomanyasından kurtulabileceklerini anlarlar
''PC de oyun oynamaktan vazgectiğim gün'' bu çok zor herzaman donanım değişikliği ve microsoft - donanım firmaları beraberliğinden ötürü pc platformu oyun severlerin baş tacı olacaktır
pardus kurdum bir baktım ses driverı (creative) yok ses olmadan kullandım 1 hafta sonra sildim zaten uzaylı gibi kaldım windows'dan pardusa geçince oyun oynayayım dedim aa oda yok program kullanıcam linux sürümü yok o yok bu yok şu yok ne var bunda ya yakın zamanda tekrar boş hdd ye ubuntu kurayım dedim yok kök dizin yok şunu oluştur yok bu dizine sıfırdan kurulum yapamazsın sonuç olarak linux kullanıcı dostu degil bence linux program ile geliyor diyorlar uyumluluk windows üzerinde nasıl sıkıntı çıkarmadan kullanılacak oda ayrı bir sorun open office ile yazdığın bir dosyayı çıktı almak için (herhangi bir internet cafe'den) office'e dönüştürmek zorunda kalacaksın yazılar kayacak falan filan bence bundan 10 sene sonrada linux hala herkesin kullanabileceği bir işletim sistemi olmayacak şimdi birde ''linux'da terminali açıp istediğimi yazdırıyorum ama windowsda tarif etmek zorunda kalıyorum'' denmis windowsda tarif ediyorsun ama tarif ettigin adamda olayı algılıyor ''he bak şunun altından şuna gidiyorum hah bunun altında bu sekmeler'' şeklinde olaya vakıf oluyor ama sen linuxda terminal açtır yazsın adam ''bune şimdi ya'' der sana anlatması kolayda yapan adama öğrenmesi zor 😛 ne demişler ''benim için balık tutma bana balık tutmayı ögret'' windowsda çözülen problemler ile sekmelere aşina olan kullanıcı bir sonraki probleminde ''şu sekmede şu vardı kesin ordan hallediliyor'' diyebilecek terminal komutlarına bakınca linux'un zaten beynim döndü ki ingilizce bilmeyen adamın vakıf olması imkansız ama bizim bakkal hasan amcaya türkçe anlatırım windows'u şunu tıkla bunu tıkla diye sokaktaki adam linux'u anlamaz ne zaman ki linux oyun oynanabilir (direct-x hakimiyeti ve bu hakimiyetten memnun olan donanım üreticileri oldukça çok zor ) driver olayı sorunsuz ve daha kullanıcı dostu olur o zaman global bir işletim sistemine dönüşür
Noktalama işareti kullanmadan yazmışsınız okuyamadım. 🙂
Ancak genel itibariyle bu yorumunuz başından sonuna kadar klasik bir "Linux'u yanlış anlama" örnek olayı oluşturuyor. Bir "Linux'ta neler farklıdır?" programı çekersek büyük kısmı sayenizde dahil olacak.
vallahi 5 sene öncede ''1-2 seneye linux globalleşecek linux'u anlayamadınız gitti'' şöyle böyle deniyordu hala bunu söyleyenler var gelecektede olacak 😛 umarım vesile olurumda bir program yaparsınız nasıl insan ubuntu kurarken kök dizine vs vs vakıf oluyor bulunamayan creative ses kartı driverı hakkında ne yapabiliyorlar uyumluluk sorunlarını nasıl atlatırlar bir deus ex human revolution bir call of duty linux'da nasıl oynanır bizde öğrenmiş oluruz 😛
Linux çok uzun zamandır "Global". 🙂 Elbette iki yılda pazarın %80'ini ele geçirecek değil; bunu hiçbir işletim sistemi için söyleyemezsiniz ama Linux gayet dengeli şekile büyüyor.
Sormuşsunuz hemen söyleyeyim program çekene kadar merakta kalmayın. 🙂 Kök dizinin ne olduğunu bilmenize bile gerek kalmıyor. Nasıl Windows kurulumunda "C:" sürücüsünü seçiyorsanız bunda da öyle bir şey seçiyorsunuz. Ha, isterseniz Windows'ta olmayan özellikleri kullanabilirsiniz.
Creative ses kartı sürücüleri var. Bazı modellerin sürücülerini Creative'den isteyeceksiniz. Zaten onların Windows'ta da sürücüleri yok. Aslında bildiğim kadarıyla Linux'ta sürücüsü olan pek çok ses kartının Windows'ta sürücüsü yok, gidip indirip kurmanız gerekiyor.
Aynı şekilde, Deus Ex'i de üreticilerinden isteyeceksiniz. O Linux'un sorumluluğunda bir şey değil. 🙂
Tuna Çelik
Bu tür yazılara cevap vermekten o kadar sıkıldım ki, artık havale ediyorum, sende kullanma be kardeşim ne olacak ki 🙂
haha herkes GNU/Linux kullanacak bir diye birşey yok... Tüm diğer platformları zaten ele geçirdik PC platformu onların olsun
Sizi tebrik ederim her zamanki gibi burası Winzort vs GNU/Linux olmuş hepsine sabırla cevap gelmiş...
arkadaş gaza gelmiş kendisine ''peki abi'' demek istiyorum çok meşgulsün uğraştırmayalım seni 😛
Murat
Kesinlikle katılıyorum. 10dan fazla sunucum var, hepsinde Centos linux kullanıyorum ve sunucu işletim sistemi olarak fazlasıyla memnunum. Ancak, masaüstünde aynı başarıyı gösteremiyor linux. Ne yaparsa yapsın hep üvey evlat olacak masaüstünde.
aMeLe DeVRiMCi
Emirhan Dongel'in yorumuna ek olarak sunu soyleyebilirim.
Linux'un en buyuk eksiklikleri:
1- Programlama ve arabirim
.Net capinda bir ortak platform icin birlik yok arabirim yok, bir program yazmak icin mesela Lazarus kullandiniz calisabilmesi icin Debian yada Suse tabanli bir dagitimin olmasi gerekiyor bu yuzden acik kaynak bile olsa kullanamiyorsunuz.
Butun linux derlemelerinde calisabilecek cekirdek uygulama yazabilmek icin de cok derin C bilgisi ve programin kendi boot blogunu yazabilmeniz gerekiyor.
Aksi taktirde yine kaliyorsunuz ortada.
Wine icin harcanan emek bir turlu Linux icin ortaya konulamadi.
bu yuzden linux kullanmanin alt basligi dagitim kullanmak olarak ortaya cikiyor.
Ortak Application Framework ( Uygulama cercevesi ) en onemli problem.
2- Oyun ve gorsellik
DirectX cok ovulen ve basarili bir oyun arabirimi olsa da OpenGL onun kadar basarili bir sistem.
Fakat yine OpenGL icin bile malesef ortak bir platform yok, cekirdekten desteklenmiyor yani bunun anlami her linux'ta ayni GL kutuphanesi yok.
Mesela Allegro GL debian ve suse de var ama tamamen ayni degiller soyle ki bu programla bir oyun yazsaniz Suse de yazsaniz debian'da calisma garantisi yok cunki debian icin de kutuphane yazmaniz gerekiyor.
Kaynagi alacaksiniz ve uygun dagitim icin derleyeceksiniz bunun icin herkes ugrasmiyor cunki kar amaci yok saatlerini verip karsiliginda ben acik kaynak yaziyorum cokta mukemmel oldu diyenlerin sayisi az.
Cunki bu tur API ler ileri derecede programcilik ister ve bu bilgiye sahip olanlar genelde firmalarda calisiyorlar.
Ortak bir GL kutuphanesi olusturulmadigi surece de bu sorunlar hic bir zaman asilamayacak.
Gorsellige gelirsek...
Tipik imite etme ( taklit ) yontemiyle ilerliyor, sagi solu degisiyor eklemeler oluyor falan filan ama ozde yatan Windows arabirimine benzerlik tasimasi.
Ubuntu bu konuya yeni yeni egilse de daha isin basindalar ve bu arabirimin de yine ortak olmasi gerekiyor.
Yine mesela bir program yazdiginizda her platform kullanicisi kurup kullanabilmeli
Birbirine cok yakin olmalarina ragmen RedHat ve Debian hic bu konuya egilmedi cunki Redhat ticaridir debian da yine kurumsal olarak ticari urun ve bazi projeleri kapali.
Suse kendi yagimda kavrulsam bana yeterci bir zihniyete sahip ve kendi kitlesi ile ugrasiyor.
Bu yuzden de bu uc buyuk linux dagitimi hatta bunlar dagitimin otesinde developer sinifina giriyor derleyeci diyelim birlikte is yapmaya yanasamiyorlar.
Soyle ki bir Redhat uygulamasini alip Suse de calistirmak icin komut satirini minciklamak yetmez.
Bu da yine linux cekirdeginden gelmesi gereken bir destek olmali, Shell ile is bitmiyor ki artik API'ler tarihe gomulurken ( Application framework yerini aliyor ) linux'un bu konuda hic tasasi yok.
Dolayisiyla her dagitim hangi tabani esas aliyor ve hangi pencere sistemini kullaniyorsa gorselligini o belirliyor.
Hatta ileri derece linux uygulamalari kendi penceresini bile kullanabiliyor.
Bir uygulamayi her derlemeye uyarlamaktansa butun derlemelerin ortak arabirimi olmamasi en buyuk eksiklik.
3- Suruculer ve donanimsal destek.
Bu da yine linux'un yumusak karni, evet bir cok donanim linux tarafindan destekleniyor ama hic olmamasi gereken bir sekilde bu destek cekirdekten geliyor.
Bu da gereksiz cekirdek sismesine sebep oluyor ki sanirim linus efendi bundan bahsetmisti bir ara.
Surucu destegi temel bilesenler haric cekirdekten ayrilip kurulabilmelidir.
Tumlesik Wifi kart destegini cekirdekle getirmenin bir faydasi var mi?
Bunu surucu kutuphanesinden kursan olmuyor mu?
Nitekim cekirdekten desteklenmeyen suruculer bu sekilde kuruluyor.
Tabi linux'un kendi oz cekirdegi degil bu bahsettigim yanlis anlasilmasin linux'ta kernel icin eklentiler vardir yani linux'un kerneli genisletilebiliyor bu sayede ekleniyor suruculer.
Her dagitimda her modul yok bu ayri konu ama sonucta suruculer cekirdekten geliyor.
Bunun minimalize edilmis / kirpilmis olanlari da var ki onlar minilinux kategorisinde ( slax gibi ) ama onlarin da surucu kutuphanesi cok dar.
Yani Redhat'in farzediyorum ag karti suruculeri redhatin kendi cekirdeginde modul debian'in ki kendinde.
Fakat modullerle ugrasmakta yine cok ileri linux bilgisine sahip olmayi gerektiriyor.
Oysa bunun icin windows cok daha basarili bir yontem izliyor yani salt windows cekirdeginde surucu yok ve suruculer de ayri bir alt sistemle calistirildigi icin anakernel'e dokunmuyor.
Isin komik tarafi bu aslinda linux teknolojisidir yani bir surucu coktugu zaman sistem cokmez sadece surucu alt sistem kapatilir.
Bunun kokeni de unix'e dayanmakta, ama unix cok kapali ve kendi icinde bir sistem oldugu icin surucu alt sistemi cok farkli.
Linux cekirdekten yuklese de modulleri alt sistemlerde calistiriyor bu windows vista dan sonra microsoft'a gecen bir sistem ve microsoft'un linuxtan asirdiklarindan.
Ama linux bunu microsoft kadar akilci kullanamiyor, evet son derece stabil ve saglam bir sistem ama son kullaniciya kadar indirgenmis bir kolaylik yok.
Mesela ileri seviye bir linux gelistiricisi bir kernel icin 10 yedek kernel modulunu uykuda calistirabilir boylece sistem coktugunde siz farkinda bile olmadan kurtarilir.
Yani mavi ekran almazsiniz.
Bu apple da daha farkli ve kapali bir sekilde gelisiyor yine apple'da bu kernel sistemini unixten almistir.
Bunlari bir araya getirdigimizde linux sisteminin guvenligi ortaya cikiyor ki windows7 de bu mini kernel sistemini cok guzel kendisine uyarladigi icin guvenlik olmasa da sistem stabilitesini sagladi.
Ayni seyi surucu icin dusunursek windows'un suruculeri servis olarak calistirmasini ( bu servisler aslinda uzatilmis kerneller ) ve bu servisleri ana cekirdegi hic orselemeden calistirdigini goruruz.
Yani cekirdek icin suruculer modul olarak yuklenmiyor alt cekirdek gibi calisiyor.
Cekirdek degilde gibi olmasinin dez avantaji mudahale edilebilir olmasi ve guvenlik aciklarina sebep olmasi.
Mesela Bitlocker servisi pasiflestirilebilir ve kapisi acik ev gibi kalir ortada sistem.
Oysa linux bunlara mudahaleye izin vermez en ust duzey kullanici bile olsaniz bu cekirdek modullerine erisemezsiniz.
Konu biraz dagildi toparlarsak:
Surucu alt sisteminin gelistirilmesi gerekiyor yani minimalize edilip fazlaliklardan kurtulmali cekirdek.
Android sistemini cozumleyenler mantigi anlamislardir.
Masaustu sistemler icin daha etkin bir guvenlik gerekiyor o ayri.
4- Bilgi kaynagi ve evrensel erisim.
Bilgi kaynagi soyle ki linux'un hemen her dilde orta/ileri seviye gelistiricisi var ve bunlar ozel sektor de calisiyor yahut hobi olarak ilgileniyor.
Ikisinin ortak noktasi ise son kullaniciya yarayacak bilgi ve dokuman ortaya cikmiyor cikan bilgiler ise giris seviyesinin uzerinde.
Bu da kullaniciyi aninda vaz geciriyor.
Oysa bu konu da son kullanici daha aktif bilgilendirilebilir, linux icin giris seviyesinden ote bilgiler dagitimlarda saglanabilir.
Sistem kullanimi bilgileri icin web siteleri daha basit seviye anlatimlar saglayabilir.
Ama su halimizle goruyoruz ki bir kac terminal komutu disinda paylasilan ciddi bilgi yok.
Saniyorum linux kullanmasini sistem kullanicisi seviyesinde bilenlerin bir derece yahut sayginlik sendromu var.
Yani soyle ornekleyeyim:
Mesela sifir linux bilgisi olan bir kullanici tutup ubuntu 11 yukluyor ama sorunla karsilasti ve icinden cikamadigi icin haliyle agresif bir halde forumlari kurcaliyor ve linux icin asagilayici yahut dalga gecen yorumlarla paylasiyor derdini.
Hatta duzgun sordugunu bile varsaysak verilen cevaplar ya benzer sekilde olur yahut o sifir bilgiye sahip kullaniciyi asacak bilgilerdir.
Sonucunda karsilikli komplex ve ezilme durumlari ve sonucunda linux'a elveda...
Iste bu yuzden temel bilgiler linux dagitimlarinda sunulmali ne nedir anlatilmali hangi sorun nasil asilir en azindan ana hatlari belirtilmeli.
Mesela ATI ekran karti kullanan birisi ekran kartini nVidia olarak degistirdiginde yasayacagi sorunlari direkt sistem icerisinde bulmali cozumu kendi uygulayabilmelidir.
Ha hic mi yok?
Var...
Ama bunlar yine bana gore cok kisitli ve giris seviyesini asan durumlar.
kaldi ki linux'un hitap etmesi gereken seviye giris seviyesidir.
Biraz uzun bir ekleme oldu ama bunlar 17 senelik bilgisayar 5 senelik linux deneyim ve gozlemlerim.
Yanlis ve eksik bilgiler olabilir bunlar icin simdiden kusura bakmayiniz.
Iyi gunler.
sirf ubuntu kullanabilmek icin 3 wifi kart ve yeni bir laptop aldim 🙂 o ne driver sorunuydu oyle
Burak @.SH
Ubuntu'nun birçok sürümünü kullanmış birisi olarak "natty narwhal" sürümü dışında sürücüyle alakalı hiçbir sorun yaşamadım. Şu anda bilgisayarımda bir eski 10.10 sürümü var ve memnunum. Herhangi bir stabilite yada sürücü sorunu yok. Sanırım ben çok şanslıyım. 🙂
ugur_bek
Linux kullanici dostu degil diyen arkadaslara kismen hak veriyorum. Hakikaten bizim gibi windows hegamonyasinda yetismis insanlar icin ilk adimi atmak zor oluyor. Veri kaybi olmadan ikinci bir disk bolumune linux kurmak isi bilmeyenler icin zor. Ayni sekilde sorunsuz kurulsa bile ilk takilmada sistem yeniden baslatilip windowsa geri donuluyor. Sorun cift tarafli kisacasi hem biz kendimizi zorlayip daha iyiye ulasmak icin yeterince caba sarfetmiyoruz hem de linux tarafi bu kadar guclu alt yapisina ragmen hala beklenen kullanim kolayligini sunamiyor.
Simdi linuxu iyi kullanan arkadaslar hemen savunmaya gececeklerdir ama burda anlatilmak istenen seyin linuxun istenirse android kadar guzel bir arayuze sahip olup, kullanim kolayligi sunabilmesi.
Sanirim durum birazda kisitlamalarla alakali. Kullanicilarin cok buyuk bir cogunlugu sistem ile cok ugrasmak istemiyor. Hersey hazir gelsin bende onu kullaniyim diyor. Linuxun eksisi burda basliyor. Evet ozellestirirseniz inanilmaz guzel ve kullanisli bir hal aliyor ama o safhaya gelmek icin gerekli heves kimsede yok. Karsilastirmak gerekirse insanlar windows vista ile gelen windows+tab kisayolu ile aktif olan pencere gecislerine hasta olmustu. Benzer donemde compiz linuxta cok cok daha fazlasini sunsada yeterli ilgiyi gormemisti. Bugun windows 7 ile kullanilmaya baslanan pencereleri tutup ekran koselerine cektigimizde gerceklesen pencere boyutlandirmasi compizde basit bir eklenti ile aktif edilebiliyordu. Hala guncel isletim sistemi windows 7 tema olarak nitelendirdigi ozellestirilebilirlik renk degisimi ve arka plan resminden ibaret. Benzer olarak mac os isletim sistemleri cok uzun zamandir ufak rutuslar haricinde arayuzde bir degisiklik yapmamistir.
Sanirim linux dagitimlarinin hatasi burda. Sabit ve kisitli bir arayuz; cok guclu altyapiya ragmen kisitli ozellestirilebilme ve benzeri zorundaliklarla karsimiza ciksa sanirim cok daha fazla kullanici bulacak. Ne yazikki insanlarin beklentisi bu...
Aslında Linux'un "kullanıcı dostu" görünmemesindeki sebepler biraz daha karmaşık. 🙂 Linux tarafından baktığınızda durum çok çok daha beter görünüyor; Windows'un çok basit yerlerdeki yetersizlikleriyle bile sizinkinden çok daha geniş bir liste yapılabilir. Çok basit bir örnek vereceğim; "Linux kullanıcısı için Windows'un kullanıcı dostu olmdığı taraflar" olarak düşünün:
Linux kurulu bir sisteme veri kaybı olmadan Windows kurmak mümkün değil. Bunu yapmak için Linux altında bölümü hazırlamak gerekiyor. Üstelik, Windows kurunca Linux sistemi açamıyorsunuz. Halbuki Windows'un yanına Linux kurarken hem veri kaybo olmadan bölüm hazırlamak mümkün, hem de Linux'u kurduktan sonra her iki sistemi de açabiliyorsunuz.
Burada esas sorunlar başka aslında. Bir tanesi alışkanlıklar. Bir diğeri, Linux dünyasındaki büyük çeşitlilik. Ben Arch Linux kullanıyorum, aşağıda yorumunu gördüğünüz Ercan Bey var takipçimiz o muhtemelen bambaşka bir şey kullanıyor. Şimdi siz Arch Linux kullansanız da ona sorsanız o size anında çözüm üretemeyebilir. Ubuntu kullanıyor olsanız da bana sorsanız ben size "Ya şöyle bir şeydi Ubuntu'da ama nasıl olduğunu hatırlamıyorum" derim. Oysa Windows kullanan herkesin önünde aynı şey var.
Bu arada yukarıda söylediğim konuda Ercan Bey de ben de anında terminale döneriz çünkü ortak dil o. 🙂 Böyle söyleyince korkutucu gelse de Windows'ta sorun bulup çözmekten çok çok daha kolay olduğunu söylediğimde inanın; inanmazsanız bu yorumlar dışında bir yerde, mesela forumda kanıtlayayım. 🙂
Düzeltme: Emin Bey değil de Ercan Bey. 🙂 Emin adlı başka bir okuyuumuz vardı PCL'de, onunla karıştırmışım. 🙂
Bende kişisel bilgisayarlarımda Arch GNU/Linux ile beraber Xfce4 kullanıyorum. Sunucularda ise tabiki Debian GNU/Linux
Genelleme yapmak için sadece aynı GNU/Linux dağıtımnı kullanmanız yeterli değil. Örneğin ben Xfce4 masaüstü yöneticisini kullanıyorum başka biri KDE, GNOME yada sadece pencere yöneticisi Fluxbox kullanabilir önemli olan bu
Çeşitlilik...
Peki bir işlem yaptırmak yada destek vermek için o zaman bu noktada Terminal ve komutlar giriyor devreye... Winzort da şuraya tıkla buradan seç gibi uzun bir yoldayım gidiyorum gündüz gece yerine 2-3 komut ile tüm işlemlere çözülebilir....
Emin Yaren
Babamın en büyük derdi, rahatça internette dolaşmak, biraz santranç oynamak, biraz yazı yazmak vs. ama tüm bunları yaparken virüslerle uğraşmak istemiyordu. Bilgisayarına ubuntu kurdum, o andan itibaren tüm dünyası değişti, geçersiz işlem yürütme derdi bitti, virüsler gitti, hatta windowsu hiç aramadı. Babam 67 yaşında ve bilgisayardan hiç anlamaz, ama ubuntunun dilinden anlıyor, yıllardır ubuntu kullanıyor, terminale hiç ihtiyaç duymadan her istediğini yapıyor, özgürlüğün tadını çıkarıyor diyelim.
O günden beri bana her seferinde windowsdan kurtulduğu için teşekkür eder. Ben de teşekkür ederim Ubuntu. 🙂
Önerdiğiniz bi linux dağıtımı var mı
Emin Yaren
Ubuntu
Edibuntu, Büdübuntu, Kubuntu.. Geçin bu işleri. Halen yazı tiplerini doğru düzgün gösteremeyen bir işletim sisteminden bahsediyorsunuz. Oysa windows kurulu bir sistem öyle mi? Çoluk çocuk, evdeki herkes kullanıyor. Biri oyun oynuyor, diğeri kendi işine bakıyor. Bir yandan dosya iniyor. Linux'un yüzlerce dağıtımlarından biri olsa. Hadi kapat windows'a dön. Oyun oyna, birşeyler çalış. Geri Linux'a dön. Windows isviçre çakısı gibi. Her işi yapar gıkı çıkmaz.
Bir zamanlar mavi ekran v.s diye dalga geçiyorlardı. XP ağzının payını verdi. W7 ise Linux fanatiklerine sağlam bir yumruk indirdi. Üstelik Linux bedava da değil. Sahip olma maliyeti değil, bakım maliyetlerini de düşünün.
Linux'un halen alacağı çok yol var diye düşünüyorum.
Bunu yazarken kafadan atmıyorum. XandrosOS, kUbuntu v.b dağıtımları aylarca kullandım. Her seferinde kendimi Windows'a zor attım.
Yok artık?? 🙂 XP mi ağzının payını vermiş?? 🙂 W7 yumruk muymuş?
Söyledikleriniz tipik bir "Windows'a alışığım başkasından anlamam" argümanı. Pek çok kullanıcı böyle. Bu bir suçlama ya da aşağılama değil. Tespitten ibaret.
Videoda bir Linux-Windows karşılaştırması yapmadık ama Windows'un güçlü olduğu yerler elbette var. Sadece, bu saydıklarınız Windows'un güçlü olduğu yerler *değil* (eee, oyun hariç. Onu doğru söylemişsiniz).
Windows'u çoluk çocuk evdeki herkesin kullanması için ya düzgün ve güvenli çalışmasına hiç özen göstermeyip, "patladıkça" bilgisayarcıya götürüp yaptırıyor olmak, ya da yüzlerce Dolar ve bir yığın zaman harcayıp adam etmek gerekiyor. Kurulumdan hemen sonraki haliyle aynı anda hem güvenli, hem stabil, hem de "isviçre çakısı" gibi olması imkansız.
Herkesin kullandığı cinsten bir Windows ve Linux'tan bahsedersek; saydıklarınız arasında Windows ile yapıp Linux'ta yapamadığınız sadece oyunlar var. Benim Linux sistemimi çoluk-çocuk herkes kullanıyor, biri nette gezerken diğeri uzak masaüstüyle bağlanıp *aynı anda* kendi işine bakıyor. Deneyin bakalım birisi bilgisayarı kullanırken Windows'ta uzak masaüstüyle bağlanmayı ne olacak. 🙂
Dosya indirmeyi Windows'a özgü zannetmenizle ilgili yorum yapmıyorum. 🙂 Piyasada 7/24 çalışan, dosya indirme özellikli NAS tipi cihazların Linux tabanlı olduğu bir ortamda hele. Windows'un isviçre çakısı olduğu yerde Linux komple alet çantasıdır.
Ha, Linux'un elbette alacağı çok yol var. Ama sizin düşündüğünüz yerde değil. Xandros'ta, Kubuntu'da tutup "Bunda Windows Media Player yok" diye aranırsanız elbette kendinizi Windows'a zor atarsınız. Bunun için başka şekilde bakmanız gerekiyor.
Mehmet AKINOL
Milli Eğitim Bakanlığı son 5 yıldır okullara kurulan Bilgi Teknolojisi sınıflarında Pardus işletim sistemi desteği olmasını şart koşmuştur. Exper, Uniq, ve diğer sistemlere Pardus kurulu olarak gelmektedir. Linux (özelde Pardusun) kulanımının yaygınlaşması için ayrıca Öğretmenlere eğitimler düzenlemektedir.
Fatih Projesinde de Pardusa uyumluluk şartı getirileceği hatta sırf pardus kullanılması gündemdedir. Milli Eğitim Bakanlığı Microsoft bağımlılığı eleştirilerini bence haketmemektedir.
Kişisel olarak görüşüm şu ki;
Kopya XP veya win7 sine ulaşmanın kolay olduğu bir ortamda kimse Linux-Pardus kullanmaya kendini zorlamayacaktır. Lisansız işletim sistemi kullanmanın zararını görmeyen (Lisans Ücretini vermeyen- Kopya yazılım kullanma cezası almayan) kişilerin bir müddet daha Linux'u denemeyeceği kanaatindeyim.
Not : Yukarıdaki yorumlardaki sürücü problemlerine katılmıyorum, son iki yıldır yaklaşık 50 farklı donanımda pardus ve ubuntu kurmama rağmen hiçbir sürücü problemi ile karşılaşmadım.
ugur_bek
Uzgunum ki teknik sartnamelerde Pardus kurulu olma zorunlulugu yok. Sistemlerin Pardus uyumlu olma zorunlulugundan soz ediliyor ki cok sukur bilisim ogretmenlerimiz sistem windowslu bile gelse uzerlerine Pardus kuruyorlar. Buna soylecek sozum yok fakat durum bakanligin bagimliligina gelince cok soz var edilmesi gereken.
Yine uzgunum ki Milli Egitim Bakanligi Tubitak bunyesindeki Pardus proje ile ilgili ne bir yatirim icindedir ne de bir destekleri soz konusudur. Butun yuku Pardus proje takiminin yuklenip, ustune bilisim egitimcilerine egitim verilmesini onlardan talep etmislerdir. Bence olmasi gereken; madem boyle bir gelecek planliyorsunuz, sonuna kadar arkasinda olun. Ortak projeler gelistirip, bizim egitim-ogretimimize uygun hale getirilsin Pardus isletim sistemi. Ne yazikki burdada isi ve kendini bilmez ust duzey yoneticiler sayesinde proje destekcilerinin onemli isimleri kusturulmus ve birkaci projeden cekilmislerdir.
Akademik Bilisim konferanslarinda muhabbet etme sansi buldugumuz proje gelistiriceleri bile durumdan hosnutsuzlar. Ne yazikki bu isler ustten bikac kisinin istemesi ile olmuyor. Olunca da boyle tatsiz durumlar cikiyor ortaya. Bugun hala Milli Egitim kurumu calisanlari icin hazirladigi sisteme giris icin (MEBBIS) internet explorer sarti kosmakta. Sistemin, kullanici giris ekranina ulasmak icin yapilan secimlerin tumu ayni site adresindeki ayni login ekranina dusmektedir. Bu da yetmezmis gibi bilgi edinme kanunu cercevesinde kendilerine bu durum soruldugunda verilen yanit:
"Mebbis sistemine giriste kullanilan alt modul ve menulerin gerekceleri sistem güveliğini arttırmaktır.Sistemin tüm tarayıcılarda sorunsuz çalıştırılması için çalışmalar yapılmaktadır.
BİLGİLERİNİZE RİCA OLUNUR." seklindedir ki; ayni soru MEBBIS ilk aktif edildiginde de alinan cevapla aynidir.
Uzgunum ki durum boyle devam edecek ve Fatih projesi ile yapilanlarda reklamdan ibaret kalacaktir. Bence cozum kisitlamak degil ozgur birakmaktan geciyor. Ben ve benim gibiler, kullandigimiz sistemlerin teknik altyapisi sorunlu oldugu icin ya da cozumlerinin yetersizligi yuzunden kendi istegimizle ve ozgurce bu degisimi gerceklestirdik. Sonradan gordugumuz manzara ic acici idi. Simdi biz ve cevremizdeki insanlarda yapilan is performansindan dolayi bizim yolumuzu tercih ediyorlar.
Burda uzucu olan tek nokta var. Biz bu kadar buyuk potansiyele sahipken hakikaten elle tutulur birseyler ortaya koyamiyoruz. Saygilarimla...
Ne yazık ki ugur_bek haklı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda iş nasıl yürüyor bilmiyorum ama annem öğretmen ve MEB'in o arabirimine Pardus'tan da, Ubuntu'dan da giremiyor. Bakın Firefox falan demiyorum; Ubuntu ya da Pardus altında WINE ile Internet Explorer kurmuş olsam bile giremiyor. Sırf o yüzden eve bir tane eski Windows XP'li dizüstü bırakmak zorunda kaldım.
Bu bir "Linux uyumluluğu" meselesi değil. MEB'in sistemi *standartlara uyumsuz*. Şöyle düşünün: Dünyada bir USB standardı var. MEB, standardın tanımını boşvermiş ve aynı girişe sahip, ama sadece ve sadece bir firmanın standarda uygun olmayan bir ürünüyle çalışacak bir soket yapmış. Firmanın ürünü standarda uyumlu olmadığı için o sokette çalışıyor. Ama başka hiçbir şey çalışmıyor.
Burada uyumsuz olan şey Linux değil. Linux, olması gerektiği gibi, standartlara uygun. Standart kullanmayan şey MEB.
Kopya XP ve W7 olan ortamda kimsenin kasmayacağı konusunda sonuna kadar katılıyorum. 🙂
Aylar önce bu konuyla ilgili ben de bi yazı yazmıştım. (nasıl olsa blog sitesi linkini vermem bir sorun olmaz galiba http://utq745.wordpress.com/2011/05/12/milli-egitim-bakanliginin-pardusla-imtihani/)
Bu konu bence çok önemli. Şimdi benim babam okul müdürü, annem öğretmen... Babam ILSIS ve MEBSIS'le yatıp kalkıyor. Annem desen not girmek için neredeyse her ay 3-4 kez MEBSIS kullanıyor. Şimdi biz daha baştan öğretmenlere Pardus'u zehir edersek, öğrenciler nasıl görecekte öğrenecek! Öğretmenlere Pardus eğitimi veriliyor, öğretmen MEBSIS'e giremeyince "aaa bu ne biçim işletim sistemi" deyip hayatından siliyor.
Bakanlığın bu işe adam gibi çözüm üretmesi lazım. Ha, Microsoft'la bu kadar içli dışlı olan bir kurumdan bunu beklemek biraz komik ama neyse... 😀
Sonunda Emirhan'dan bir GNU/Linux videosu gelmiş. Yalnız videoda ve anlatım da bir sıkıntı var. Açık Kaynak ile Özgür Yazılım farklı şeyler. Açık kaynak sadece kodları açık olan yazılımdır, Özgür Yazılım ise kodlarına erişilebilip değiştirilebien değiştirildikten sonra dağıtabien yazılımdır.
Lütfen Açık kaynak ile Özgür Yazılımı karıştırmayalım. Microsoft ve diğer piyasanın istediği Özgür Yazılmı, açık kaynak ile sınırlamaktır.
Linux 'un 20. yaşı ile ilgili Linux Foundatiton'un yayınladığı video faydalı olabilir
http://www.youtube.com/watch?v=NPsXQs-yusI&feature=player_embedded
GNU/Linux üzerinde insanlar terminalden korkuyor fakat asıl en önemli kısmı terminaldir. Terminal candır 🙂
Dünyada tüm cihazları ele geçirdik GNU/Linux olarak, masaüstü sistemlerde de Microsoft ve Apple a kalsın sorun değil 🙂
Yahu, 10 dakikalık zaman diliminde, hatta onu da aştık; gelin siz anlatın başka bir şeylerden kırpmadan. 🙂
Tamam söz, PCL'de bu ikisinin farklı olduğunu anlatan bir ipucu yazısı çıkaracağım. 🙂
Zaman kısa da olsa çok da olsa dikkat etmemiz gerekiyor. Ağzımıza kolay gelmesine rağmen Linux söylemek ya da yazmak yerine GNU/Linux olarak söylemek önemlidir. GNU ve GNU araçları yanında Linux çekirdeği o kadar önemli değildir.
Anlatımlarımızda Özgür Yazılımı, Açık kaynak olarak anlatırsak insanlar asıl gerçek olanı ve felsefeyi göremiyorlar. Sermayenin istediği de bu. Sen kadar Özgür Yazılımı, açık kaynak olarak sınırlar ve GNU'dan uzaklaştırırsan, Özgür Yazılımın arkasındaki etik ve siyasi değerler farkına varılmayacak ve diğer sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır.
Örneğin, Red-Hat, Novell, Cannonical (diğerleri kadar olmasa da)
Özgür Yazılıma bu kadar saldırı varken bizler destek çıkmazsak korumazsak sonumuz açık kaynak olacaktır.
Saygılar...
Helmoneous
Linux'un kullanıcı dostu olmadığına katılıyorum. Şuanda debian'dan yazıyorum bu yazıyı ve bazı şeyleri yapmak gerçekten sinir bozucu. Olmadık bi anda olmadık bi bugla uğraşmak istemiyor çoğu kullanıcı. Ben bilgisayarda işimle uğraşayım sadece mantığında. E haklı da. Bu debian'ı 2 gün önce kurdum bazı server testleri yapmak için. Garip gurup şeyler geldi başıma. İnterneti kopar, browser yanıt vermez, klavye dili değişir, usb takınca kernel'ı patlar, kernel güncelleyeyim dersin 4 saat akan kod izlersin, 4. saatin sonunda hata alır kapanır..
İnsanları yormamak için şu yapı neden getirilmiyor: madem o kadar güzel çat diye sorun düzeltilebiliyor, yaz kardeşim bunun unix bash script'ini. 12 adımda 12 farklı komut girerek değil, script'e çift tıklayarak düzeltsin adam istediği sorunu. Hem insanlar sıkılmaz korkmaz, çift tıkta hallettim der. Daha ilerisi bunu Update Manager gibi bi Problem Solving Station halinde programlaştır. Adam belirtiyi yazsın search box'a, çözümlerden açıklamaları okuyup uygulasın vesaire, aşina olunmayan konularda google'a yazılacak keywordleri tahmin zor birşey sonuçta. On numara olurdu olmaz mıydı? Neden yok? Ben mi bilmiyorum yoksa?
Linux kullanırım, severim de; ama ben bi platformda bişey halletmeye çalışırken, içinde benim parmağım olmayan bir hata nedeniyle stabilizasyon problemi yaşamaya, bu nedenle daha çok sinir stres sahibi olmaya çok doydum 🙂 Ondan linux'u arada farklı bir tat olsun diye, keyiflik işler için kullanıyorum artık. Ha keşke o sorunları kısaca kendim çözecek kadar linux bilseydim de o sorunları yaşamasaydım. Ordan da şu sonuca çıkıyor: linux kullanmak için yeterince linux kullanmış olmak lazım.. Catch 22..
Emin Yaren
Windowsda çift tıkla halledebildiğiniz sorun var mı?
İyi de yanlış yerden başlamışsınız. 🙂 Masaüstü amacıyla kuruyorsanız Ubuntu gibi bir şeyler kullanmalıydınız. Debian'ın iddiası farklı. Server testleri için ideal ama.
Windows Update ve Problem Solving, daha ötesi, Windows'ta hata giderme feci şekilde karmaşık bir şey. Genelgeçer sorunlarda işe yarıyor. Ama ötesi yok. Bakın haftalardır bir Z68 yazısında bir Virtu sorunuyla uğraşıyorum. Çok basit bir şey muhtemelen. Ama hata bildirimini dandik bir hata kodu ve genelgeçer bir isimle verdiğinden, o hatayı bulamıyorum. Üreticinin çözmesini beklemem gerek. Linux tarafında genellikle programı terminalden başlatmak yeterli oluyor. Hata mesajları terminale dökülüyor. O hata mesajlarını Google'a yazıyorsunuz küt çıkıyor. 🙂 Zaten inanılmaz şekilde dokümante edilmiş konuları bir de sisteme entegre etmek hem gerekli değil, hem de pratik değil. Windows'un kısıtlı yardım sistemini çok uzun zamandır kullanmadım ki o tarafta da artık sorun çözmenin normal yolu İnternette aramak.
Windows kullanmak için de yeterince Windows kullanmış olmak lazım. 🙂 Her iki sistemi de aynı derecede *bilmeyen* iki kullanıcıya, birbirinin aynısı iki tane bilgisayar ve birine Windows kurulum DVD'si, öbürüne Pardus kurulum DVD'si ile belli bir görev listesi (sistemi kur, İnternete gir, film izle, müzik dinle vb.) verelim, Pardus kullanacak olan çok daha hızlı şekilde sistemi kullanmaya başlar.
hackintosh denemiştim ama ekran kartımı tanıtamadım.şimdi linüx demek istesem hangisini önerirsiniz.
Full hd film mkv filmleri sorunsuz açacak
mkv düzenleme programı kurabileceğim ve office 2007de çalıştığım dosyayı hiç bozmadan direk kullanabileceğim.Tabi eksiksiz web deneyimi winrar.dvd yazma bluray yazma programı.
makinam Q6600 ekran kartı hd4830 ve asusf3e var laptobumdan web kameramı internetten izlenecek şekle sokabilirmiyim.
dantx
suse
dantx
slackware geebertir.
flash bellekten çalışan slax denedimde.böyle kurulan bişi olsa çünkü sürekli winrardan dosya çıkarıcam mkvmerge ile düzenlicem ve excel dosyasına işlicem.pardus iş görür mü
Burak @.SH
Ubuntu 10.10 cd sini indirin, md5 kontrolunu yapın, kaliteli bir cd ye en düşük hızla yazdırın. Cd den boot ettiğinizde kurmadan çalıştırıp birçok işinizi halledebilirsiniz. Sadece normalden daha yavaş açılır cd den yüklediğinden.
Pardus ya da Ubuntu derim. ubuntu'da MKV oynatmak için otomatik olarak çıkan bir yardımcı araçtan kodek kurmanız gerekebilir izleyeceğiniz filme bağlı olarak.
mkvmerge'ü bilmiyorum. 🙂 Onun bir karşılığı olmalı ama Linux tarafında. RAR'dan dosya çıkarmak falan zaten çocuk oyuncağı.
ozkaradag
İyi ki doğdun Linux, iyi ki varsın.
Hele ki yataklık ettiğin platformları saysak Wiki'ye sığmazsın.
Android, Enigma1-2...
Sevgiler...
LP
"Linux is only free if your time has no value"
Ben demedim, Netscape geliştiricilerinden Jamie Zawinski demiş zamanında... 🙂
Linux'un sunucu alanında ya da bilimum embedded vs. uygulamada başarısını inkar etmek olanaksız. Ancak masaüstü pazarında, günümüzde "Post PC" kavramı tartışılırken Linux'a pek şans veremiyorum.
Doğum günün kutlu olsun Linux.
Sevgiler, LP
Mithras
“Linux is only free if your time has no value”
Harbiden özeti bu. Tonla ufak tefek program kuruyoruz ve bütününe yakını win temelli.
Pardus kullanmak istedim ama internete girer girmez flash güncellemesini beceremeyince vazgeçtim. Kesinlikle kullanıcı dostu değil, alt seviye için iş görür, üst seviye için kullanıcı zaten işini görür ama büyük bölümü oluşturan orta seviye kullanıcılar için zaman kaybı.
Aslında bugün itibariyle Zawinski'nin sözü tam ters olabilir. Çoğu durumda Windows kullanmak Linux kullanmaktan daha beter zaman alıyor. Arch Linux falan kullanmadığınız sürece "normal kullanıcı" için Ubuntu gibi dağıtımlar aksine zaman kazandırıyor.
Biri de "Linux komünisttir" demişti. 🙂
Zawinski'nin söylediği; ki çok eski zamanlardır, kısmen doğru. Windows kullanıcılarıyla dolu bir yerde Linux kullanıp ortak çalışma yapmak en basitinden oturup, o insanların Windows'ta kullandığı programların alternatiflerinin ne olduğunu öğrenmeyi gerektiriyor.
Masaüstü pazarında ise, özellikle "post PC" döneminde, Linux'un çok daha fazla şansı var Abi. Bizim PC kavramımız yavaş yavaş gömülü sistemlere yakınsıyor. Androdi'i ya da iOS'i ele alalım. Bunların Android Market ya da App Store gibi kavramları zaten Linux tarafında 10 yıldır vardı. Paket yönetim sistemleri bu işe yarıyor. Bu sistemlere geçen pek çok kullanıcı "Bunda yazılım kurmak için şuraya gidip şöyle şöyle yapmak gerekiyormuş" demeden yıllar önce biz Synaptic'e gidip ihtiyacımız olan programların yanına tick koyuyor, "Apply" butonuna tıklayıp mutfağa kahve almaya gidiyorduk. Gelince program kurulmuş oluyor. 🙂
açık noktası ise masaüstünde Linux ekosistemi. Ancak bu açıdan da Android en çok Linux'a yarayacak. Yazılımları port etmek gibi konularda avantajları var.
ozkaradag
Çok güzel yazmışsın Emirhan. :ok:
Bu arada Levent Pekcan baba yollarımız ayrı düşse de yine kalpler bir yerde buluşuyor.
Sevgilerimle abi.
Saygılar...
Vatandaş
Standart olan Open Office olsa ne olur , Geçenlerde duydum open office desteğini yazılımından çekmiş sanırım . Gelde güven bu yazılıma
Onu geçtim , sadece bi örnek veriyim winampa şarkı yüklemem 5-6 saniye sürerken , Linux Mint'in playerına yüklediğimde rahat bi 5 dakka sürüyor 😀
Linuxun Yazılım desteği YOK YOK YOK , Windowsun yazılımları almış başını yürümüş , Linux'ta ms dos sürümü gibi yazılımlar kullanmak mantıklımı ?
codecler bile çoğu linux sürümünde gelmiyor , albaşına dert , Proogram yüklerken çift tık mantığı her zaman daha pratiktir . . . Grub filan zahmetli iş
Windows 7 çok özel bi işletim sistemi hele Windows 8 daha da ortalığı kasıp kavuracak gibi , Linux tek elden yürümedikçe 3 adım ileri 1 adım geri şeklinde gelişir
Yanlış duymuşsunuz. 🙂 OpenOffice Sun tarafından destekleniyordu, Oracle Sun'ı satın aldı. Serbest yazılım olan proje "LibreOffice" olarak devam ediyor. Sorun yok.
Bir şeyi yanlış yapıyor olabilir misiniz? 🙂 Linux Mint'in player'ından kastınız ne bilmiyorum ama genelde Amarok kullanıyorum, öyle bir sorunum yok. Aslında Winamp'in en son kullandığım sürümünden çok daha gelişmiş.
Linux yazılım desteği yüksek. "MS DOS sürümü gibi" dediğiniz yazılımlar Windows ortamıyla kıyas kabul etmez. Windows feci şekilde ilkel kalıyor onların yanında. Üstelik bunlar için grafik arayüzler var. rsync ile basit bir işlemin Windows karşılığını bulmak için fellik fellik program aramış, işi görmeyen bir yığın şey denemiştim. İş görür gibi olana da bir ton para istiyorlardı. Sizin spesifik bir ihtiyacınızı karşılayan programı bulamamış olmanız Linux'un program desteği olmadığını göstermiyor.
"Codecler" Windows'ta gelmiyor. Hatta dosya uzantısı bile sorun. MKV dosyalarını Windows'ta oynatamıyorsunuz. Ek yazılım bulmanız gerekiyor. Onu da sitesine gidip indirmeniz, ayrıca kurmanız gerekiyor. Linux tarafında VLC ya da benzeri bir yazılımı paket yöneticisinden bir-iki tıklamayla indirip kullanabiliyorsunuz.
Platformda varolan bir programı Linux'ta kurmak çok daha kolay. İyi bir video oynatıcı, müzikçalar, ofis yazılımı, kişisel bilgi yönetimi yazılımı, indirme yazılımı, Firefox gibi bir tarayıcıyı kurmak için Windows'ta en az 6 ayrı siteye gidip, en az 6 ayrı dosyayı ayrı ayrı indirmeniz ve ayrı ayrı çift tıklayarak kurmanız gerekiyor. Modern Linux'larda ise paket yöneticisini başlatıp buradan seçmek ve "Uygula"ya tıklamak yeterli oluyor.
GRUB bir yazılım kurma yöntemi değildir. 🙂 Bir açılış yöneticisi programıdır. Windows tarafında bu işi yapabilen bir yazılım yoktur. Windows'ta böyle bir işi yapmak için internetten bir program indirip kurmanız, sistemi yeniden başlatmanız gerekir. Linux altında GRUB zaten çoğu dağıtımla standart gelir. İnternette hiçbir şey aramazsınız, hiçbir şey indirip kurmaz, sistemi yeniden başlatmazsınız. Hiçbir şey yapmadan iyi bir açılış yöneticisine sahip olursunuz.
Windows 7 "herhangi bir işletim sistemi". 🙂 Üstelik "çıplak bir işletim sistemi". Kötü değil. Ama çok fazla eksiği var. Üstelik bunlar tamamlanabileceği halde eksik kalan şeyler.
Vatandaş
Valla Linux demek kendi içinde tutarlılık olsa bile , Genel olarak tutarlılık sergilemiyor , Misal Çİft işletim sistemi kullandığımda Linuxla oluşturduğum bir dosyayı windowstan silemediğimi bilirim , Defalarca kez başıma geldi , İlla Linuxu açıp oradan silmem gerekti . . . Buna benzer biçok uyumsuzluk sorunu olabilmekte o yüzden tam anlamıyla Linux demek benim için imkansız
Bakın Linux'la her şey harika yapılıyor demiyorum ama bu sizinki yine yanlış kullanıcı algısı. 🙂
Oluşturduğunuz dosyayı *Windows* silememiş. Bu sizin ya da Linux'un hatası değil. Windows'un o dosya sisteminde işlem yapma özelliği yok. Bu tam bir Windows zayıflığı.
yucel
Gerçekten çok ilginç SayınVatandaş Linux sistemini kullanırken Windows un kurulu olduğu bir bölüme girip dosyalarınızla ilgili işlem yapabilirsiniz Windowstan kullanıyor iken Linux tarafına müdahale edememek tutarsızlıksa bu Windowsun tutarsızlığı olur bir ,ben varım kendimi başkasını saymam size göstermem özgür tarafı demek oluyor ben iki sistemide çok müthiş olmayan bilgisayar bilgimle kullanıyorum ve bir sorunla karşılaşırsam araştırıp çözmeye çalışıyorum windowsta yaşayabilecegim herhangi bir virüs belasını çözerken nasıl uğraşıyorsam birşeyleri daha özgür haliyle görmek içinde o insanların korktuğu konsolla uğraşıyorum .Tabi bu insanların tercihidir sonuç olarak sorunsuz bir sistem yok hepsinin farklı şikayetleri var ama benim için özgürlük bir adım önde 🙂
Aykut
Winamp ile Linux Mint'in müzik çaları olan rhythmbox'ı karşılaştırmak biraz yanlış olmuş. Çünkü rhythmbox müzikçalardan çok ötedir. Sade bir müzikçalar istiyorsanız audacious'u denemelisiniz.
Windows kullanıcısı olmama rağmen Linux'e karşı hep ilgim olmuştu ve sürekli sanal sistemler üzerinde kurarak kurcalarım. Geçenlerde Pardus'un son sürümünü indirip tekrar sanal olarak kurdum ve şirket içinde Print Server'a bağlı bir yazıcıyı tanıtayım dedim bakalım yapabilecek miyim diye ve Windows üzerinde yapılan tanıtma işleminden çok daha kolay bir şekilde yapabilmiştim. He şimdi bu da örnek mi denebilir ama şu var ki; biraz kullanmaya karşı istekli ve sorunlar karşısında hemen pes edilmediği sürece çok rahatlıkla kullanılabilecek bir işletim sistemi. Aklıma geldi şimdi: 2002 yılında gene Linux denerken Knoppix çalışan cd ile sistemi 1 gün boyunca kullanmıştım hatta AverMedia Tv kartı ile hiçbir şey yapmadan televizyon bile izlemiştim. Sonuçta ben bilgisayarda oyun oynayan biri olmasaydım kesinlikle hoşuma giden bir Linux sürümü kullanırdım ama oyundan ötürü şu an için Windows'tan vazgeçemem.
Arda
Hem masaüstü bilgisayarımda hemde diz üstü bilgisayarımda ubuntu kullnarıyorum windows un yanında. Ancak çözümü olmayan sorunlar beni bıktırdı. Örneğin; linux üzerinde izlediğim 720p veya 1080p videolar akıcı değil(kasılma yok cpu kullanımı %40). Hal böyle olunca film izlemek zaevk vermiyor. Gönüntü windowsdaki gibi yağ gibi akıp gitmiyor bir türlü belki 10 saat çözüm aradım ama malesef çözüm bulamadım. Bir diğer problemse iyi optimize edilmeyen flash player. Flash videolar 4 çekirdekli bir sistemde bile kasıyor. Adobe tamamen linux u gözden çıkartmış durumda.
Ubuntunun kaynak tüketimininde windows 7 den aşşa kalır yanı yok sistem ağır işliyor. Tek güzel yanı hızlı kapanması o kadar. Bir diğer sorunumda avertv galaxy USB tv kartım. Bunun sürücüsüde malesef yok. Sanallaştırma teknolojisini kullanarak windows 7 yi açıp ordan kullanmayı denedim yine olmadı çünkü virtual box usb aygıt kullanımına linux üzerinde izin vermiyormuş. Araştırdığımda bu durumun virtual box ile alakası yokmuş linux ille açık kaynak kod istediği için virtual box un yapımcısı kırparak koymuş. Netbook umdada linux yüklü ama batarya ömrü çok kötü windowsda 3 saat dayanan pil ubuntuda 2 saat anca dayanabiliyor. Bu noktada oturup düşününce linux her nekadar kullanıcı dostu arayüze sahip gibi gözüksede hala öyle değil. Birinin çıkıp android gibi elden geçirip çeki düzen vermesi gerekiyor en azından web ve eğlence için.
Kişisel deneyimleriniz şeklinde yazmanız çok iyi olmuş. Benim deneyimimde ise, netbook'ta Ubuntu Lucid Lynx kurulu. Windows XP'den daha hızlı açılıp kapanıyor, bir de en önemlisi uyku fonksiyonu çok hızlı. Kapağı kapattıktan sonra uykuya geçmesi ve kapağı açına geri gelmesi Macbook'taki kadar hızlı en az. Pil ömrü uzadı. Tabii bu donanımın ne olduğuna göre de değişir; özellikle Linux'a desteği başarısız bir donanım varsa mesela bambaşka bir durum ortaya çıkabilir.
Sorununuza yanıtları forumlarda aramayı denediniz mi? PCL ya da DHW forumlarında bence bir sorun. Bu kadar sorunun aynı anda olması ve çözülememesi mümkün değil çünkü. Bence bunların pek çoğu basitçe çözülebilecek şeyler.
M75P
Maalesef o sorunlar çoğu kullanıcı da var. Ben hala Ubuntu' da flash player sorununu çözebilmiş değilim. Ubuntu' nun kendi sürücülerini değil ekran kartı üreticisinin sürücülerini denememe rağmen bir sonuca ulaşamadım. Bu sadece Ubuntu' da başa gelen bir olay değil. Pardus tarafında da aynı sıkıntılar mevcut. Bu problemi birçok platformda paylaşmama rağmen çok fazla öneri almadım. Aldığım önerilerse işe yaramadı. 🙁
timucin
Linux için düzgün ekran kartı sürücüsü üretmeyen, linux çekirdek geliştiricileri "gerekli bilgileri verin sizin yerinize çok daha iyi sürücüyü biz yazalım" diye çağrı yaptıklarında buna yanaşmayan donanım üreticilerinin ekran kartlarından alırsanız başınıza böyle şeyler gelmesi doğal. Adamlar açık açık söylüyorlar bu donanımlar için uyduruk bir sürücü yazarız gerisine karışmayız diye. Para verip satın aldığınız donanımın linux sürücüsü düzgün değilse bunun suçu linuxda değil.
M75P
Zaten Linux' u suçlu ilan etmiyorum ki 🙂
Eğer mesajdan bunu anladıysanız sizinde yorumunuzdaki agresifliği ben anlamıyorum.
O zaman daha açıklayıcı olsun;
Anlatmak istediğim , ilgili sorunların Ubuntu ile beraber gelen sürücülerde bu problemi yaşamanın ertesinde, bir de donanım üreticisinin sürücülerini denediğimi ve sonuç alamadığımı yazdım. Elbette ki ilgili donanım üreticisinin Linux'a düzgün sürücü yazmaması Linux' un suç değil.
Ekran kartı seçiminde sizin belirtiğiniz tam olarak nedir bilemiyorum ama benim anladığıma göre yorumlarsam, ben de ekran kartı olarak hem NVidia hem de AMD modelleri mevcut. Ve her ikisinde de bu sorunu yaşıyorum. Asıl sorunun sebebini bulamadığımdan çeşitli kaynaklarda çözüm aradım ama bulamadım. Tüm olay bundan ibaret. Yoksa Linux' u suçlamak yerine kullanmayı tercih eden biriyim 🙂
Hocam yapma gözünü seveyim Virtualbox nasil usb desteği vermiyor. Ben kaç zamandır kullanıyorum. Video oynatma performansı gayet güzel ayrıca nvidia kartınız varsa vdapu kullanarak videolari gpu üzerinden oynatıp çok akıcı ve az işlemci kullanımıyla oynatabilirsiniz. http://en.wikipedia.org/wiki/VDPAU. Pil kullanımına gelince cpu scaling yapmazsanız işlemci sürekli en yüksek hızda çalışıcağı için tabiki pil daha çabuk biter ubuntuda nasıl bilmiyorum. Ama Arch linux te bu iş gayet güzel yönetilebiliyor.https://wiki.archlinux.org/index.php/CPU_Frequency_Scaling
Serkan Ünal
Ben de ara ara bir hevesle Pardus kurarım ama her seferinde Windows'a dönerim. En son kurduğumda bir türlü internete çıkamamıştım. Modem (zoom x4) ethernet portundan bağlıydı (ya da USB, tam hatırlamıyorum) ve bir türlü internete çıkamadım. Pardus modemi tanımıyordu galiba. Neyse sonuçta kullanmaktan vazgeçtim ama bu sefer de Windows'la birilkte kurulu olduğu için kaldırması dert oldu. Bu Linux'u şöyle "aptala anlatır gbi" anlatan bir kaynak yok sanırım internette. Daha program nasıl kurulur onu bile beceremiyorum.
OpenOffice de başka bir dert. Geçen hafta Excel'de üstbilgi olarak resim konulmuş bir belgeyi OpenOffice'de (3.3.0 sürümü) açınca resim çıkmadı. Sonra güç bela aynısını OpenOffice'de yapıp xls olarak kaydettim bu sefer Excel resmi görmedi. En sonunda vazgeçtim uğraşmaktan. Kusura bakmasınlar da OpenOffice programcıları bu kadar temel bir fonksiyonda sorun çıkaran bir programın sevilmesini ve tutulmasını nasıl bekliyorlar ? Microsoft Office'e göre üstün yanları mutlaka var ama temel uyumluluk sorunları aşılmadıkça bu üstünlüklerin bir anlamı da kalmıyor.
Bugün yine heves ettim Pardus 2011 64 bit çalışan DVD'yi indirip deneyeceğim bakalım. Son olarak da Pardus gibi yerli bir sürüm varken neden Ubuntu falan kullanılıyorsunuz ? Ne farkları var ki ?
command
fanboys detected 🙂 winzort ne ? abi ya saçma isimler uydurmayın
Sen bir de özgür yazılım topluluklarında gör. Mandasoft, Winzort, Mikrozort, Kurtlu Elma vs vs
command
Birde bunu söyleyenler Windows kullanmaz mı işte o beni deli ediyor 😀
neyse bu konu akar gider fazla kapılmamak gerek
takyon
Ben linux dağıtımlarını kullanmayı degil de denemeyi daha çok seviyorum. Çogu dağıtımı bilgisayarıma kurup denedim ve nerdeyse de hepsinin kullanımı oldukça basit ve son kullanıcı için oldukça uygun. Fakat daimi kullanım için nedenini bilmiyom ama windowsu tercih ediyorum. Herhalde linux dağıtımlarını kullanmaktansa denemek daha çok heycan veriyor ve bir hafat sonra tekrar kaldırıyorum galiba bu bende bi hastalık oldu:D
Emirhan hocam, en sonunda sizden sağlam bir Linux bölümü aldık ama çok ufak bir soru sormak istiyorum: Serbest yazılım da ne oluyor şimdi?
Özgür yazılım ? Özgürlük ? Efsanevi "Free as in freedom" veya "Not as free beer, as free speech!" ifadeleri?
Yanlış anlamayın ama bence özgür yazılım yerine serbest yazılım demek biraz abes kaçıyor. Google translate kullanıyor değilsiniz ya 😀
Beğendiğinize sevindim. 🙂 "Sağlam" olup olmadığını söyleyecek olan sizsiniz tabii. Elimizden geleni yaptık tatmin edici bir program olması için.
"Serbest"i mantıklı bulduğumdan kullanıyorum. Özgür daha soyut ve çok fazla bağlamda kullanılıyor. Yazılımın "serbest" doğasına vurgu yapmak için Serbest Yazılım demiştim zamanında, öyle de kaldı.
Sorun bana kalırsa algı ve alışkanlık meselesi.
Hiç bilgisayar kullanmamış birisi ilk kez Linux kullansa ve kullandığı distro ubuntu gibi mümkün mertebe Windows ve macos deneyimine yakın bir deneyim sunsa, her şeyi ilk kez yapıyor olduğundan durumu çok da yadırgamayacaktır. Çünkü içinde bulunduğu durumu kıyas edip kolay ya da zor olduğunu bilemeyecek.
Ve bu şahıs bilgisayar kullanmakta ısrarlı olursa bir zaman içinde kullandığı sisteme aşina olacak ve her şey rayına oturacaktır.
Ama bu adam daha önceden bir sisteme alıştı ve o sistemde işlerini hız ve kesinlikle Gerçekleştirebiliyorsa bu adam Linux e geçtiğinde her şeye kaldığı yerden devam etmek ister ve kafasını duvara vurur. Yeni sistemde bir öğrenme süreci olacaktır. Daha da kötüsü eğer sistemi bir şekilde kendisi kurdu ve bunu sırf meraktan yaptı ise sistemi kullanıma hazır hale getirmek için harcayacağı zaman onu anında bezdirecek ve hemen Windows a dönecektir.
Gerçekçi olalım, meraklı ilgili yeni şeyler denemeye açık ve boş zamanı olan insanlar Linux de ilerleme kaydedebilirler ve zaman içinde tamamen Linux e göç edebilirler. Aksi takdirde ise bu aşk her daim kısa süreli olacaktır.
Ben de diğer birçok insan gibi bilgisayar kullanmaya MS ürünü olan dos sonrasında Windows 3,1 ile devam ettim. 98 senesinde Linux kurdum ve kısa süre sonra tekrar sildim. O zamanlar 56k modem lerimiz vardı ve çoğunluğunu Linux de çalıştıramıyorduk. Eskiler o win-modem zamanlarını hatırlar. Gerçi sonra win-modem ler için sürücü çıkmıştı da mandrake Linux ile internete girebildiğimi hatırlıyorum.
O zamandan bu zaman Linux çok yol kat etti, tabiî ki bir masaüstü işletim sistemi anlamında. Yoksa burada kalkıp da kimse zaten sunucu anlamında Linux u eleştirmeye kalkmayacaktır.
Ancak yinede geçen bunca zamandan sonra Linux distro lar hala Windows alternatifi değiller. Bunun sebebi de sahip olunan kaynakların gerektiği gibi değerlendirilememesi. Bu Linux distro ların sayısı 100 ü geçiyor. Ama rekabet ettikleri tek bir Windows var. Her distro farklı idealler peşinde koşuyor kimi performans için kullanıcı dostu olmaktan vazgeçiyor kimi göze hoş gelen ara birim için görece ağır bir sistem sunuyor vb. Kısacası bir Linux var ama aslında bir Linux yok. Hangi Linux ten bahsediyor insanlar? Tüm dağıtımlar bir çatı altında olup tüm geliştiriciler sadece tek bir Linux geliştirseler idi bu gün her şey e başka bir açıdan bakıyor olurduk. Bu gün işleri kasten zorlaştıran bunu sadece gurular kullansın yeni yetme adam gelip bunu kullanmasın diye yapılan Linux distrolar var. Bu gün bir gentoo yu sadece kurabilmek için bile birçok şeyi önceden bilmeniz gerekiyor.
Yukarda arkadaşlar bir codec paketi bile kurmak ölüm demiş. Evet, birçok distro içinde herhangi bir codec paketi içermiyor ama içinde tüm codec leri içeren dağıtımlarda var. Bu gün Windows u kurmak 20dk sürerken 20dk sonrasında nerdeyse hiç bir işe yaramayan bir windows'unuz oluyor. Anti virüs kur firefox-chrome kur, codec paketi kur,media player kur,kullanılan programları tek tek indir kur derken bir bakmışsınız 2-3 saatiniz uçmuş gitmiş. Ha işin profesyoneli olan arkadaşlar artık imaj alma vb işleri çözmüşlerdir ama zaten o kesim konunun dışında.
Ama en basitinden ubuntuyu kurmanız 20dk. 20dk sonrasında içinde güncel browser media player komple ofis paketi ve daha birçok faydalı aracı içeren bir sisteminiz oluyor. Sonra gidiyorsunuz apple app store a gider gibi ubuntu yazılım merkezine oradan istediğiniz codec paketini istediğin resim işleme programını flash oynatıcınızı ve daha birçok şeyi sadece tıklayarak kurabiliyorsunuz. Hatta işi ilerletip synaptic kullanmaya başlarsanız dilediğiniz programlara tik koyup her şeyin kendiliğinden sıfır zahmet tıkır tıkır indirilip kurulmasını seyrediyorsunuz ki bu olay aslında başlı başına bir kolaylık.
Bu gün aslında insanlar Windows a para vermek ve üstündeki tüm programlar içinde ayrıca ücret ödemek zorunda bırakılsa idi Linux çoktan bizim gibi ülkelerde Windows un yerine geçmiş olurdu.
Evet, Linux bazı alanlarda eksik, ama windowsta öyle değil mi zaten. Burada önemli olan sizin işletim sisteminden ne beklediğiniz ve karşılığında bir şeyleri öğrenmek ve anlamak için ne kadar çaba sarf etmeye gönüllü olduğunuz.
Bu gün Windows 7 güncel bir donanımda adeta su gibi kayıp giderken Linux aynı sürücüsel desteğe sahip olmadığı için sıkıntı yaşayabiliyor. 1080p videoları ekran kartının desteği ile Windows ile oynatmak sorunsuzken bunun için Linux de biraz daha çaba sarf etmek zorunda kalabiliyorsunuz. Ama tüm bunlar çözümleri olan şeyler.
Ama öte yandan kullandığınız Windows 7 yi sürekli açık bir server olarak kullanmaya çalıştığınızda işerin rengi bir anda değişiyor ve anlaşıyorsunuz ki bunun için Windows 7 değil Windows server kullanmanız gerekiyor. Linux çok geniş, zengin ve nerdeyse sınırsız olasılıkların olduğu bir dünya, ama bu yolda biraz acı çekmeye razı olanlar muvaffak olabilirler. Aksi takdirde her şey 2 tıklama ile olsun diyorsanız o zaman bazı zamanlar kendinizi "ama ben bunu Windows da çok kolay yapıyordum şimdi neden bu kadar uğraşmak gerekiyor? " derken bulabilirsiniz.
Kısacası Linux un kötü olduğu falan yok. Sadece araştırmaya hevesli olmanız, Linux kullanmanın ön şartı. Oda her şey için gerekli değil; temel ihtiyaçlar için(e-mail göndermek basit oyunlar multimedya internet surf vb) zır cahilde olsanız sorun değil.
İnsanlar kalkıpta yıllardır Windows kullanırken bir anda Linux e geçip 10 dk sonra bu kötü/zor derken aslında tamamen duysal ve mantıktan uzak karar veriyorlar. 10dk içinde Linux feriştahı olmayı mı umuyordun yani? Nasıl bir beklenti ile bu adam Linux kurdu acaba? Adam Linux u 2 sebepten ötürü kurabilir. 1 lisans ücreti 2 yazılımsal anlamda bir ihtiyaç. Bu 2si yokken sırf can sıkıntısından Linux kuran adam 10dk içinde nasıl bir mucize kıvılcım vb bir şey bekliyorda, umduğunu bulamayıp sistem hakkında olumsuz fikirlere kapılabiliyor.
Sisteminde win7+arch64 olan biri olarak 2 sistemide çok beğeniyorum. Her 2 sistemde ihtiyaçlarıma cevap veriyor. Arch Linux diğer Linux kardeşleri gibi kullanıcı dostu değil, ama zaten bu sisteme de ya diğer sistemlerden Linux u tecrübe etmiş ve artık tabiri caizse kaşarlanmış olanlar, yada zorda olsa ben bunu yapacağım arkadaş diyenler geçiyor. Ve kullanıcı dostu olup olmaması sizin için bir şey ifade etmiyor. Arch ta 2 komut ile gerçekleştirdiğim bir şeyi yapmak için ubuntuda daha çok uğraşabiliyorum. Basitlik sadelik zarafet ve performans arch linuxun gayesi iken, ubuntu herkese hitap etmeye çalışan daha genel ve mecburen daha şişkin-hantal bir dağıtım.
Herneyse dönüp bakınca konusal anlamda bütünlüğü olmayan bir girdi olmuş ancak yinede demek istediğimi anlatabildim diye umuyorum. Linux e geçmek isteyen arkadaşlar ilk önce bir araştırma yapıp farklı Linux dağıtımları hakkında fikir edinmek ve ihtiyaçlarına en uygun olanı seçip onda bir noktaya gelene kadar ısrarcı olmalılar. Sonrasında işler zaten değişiyor.
Alchemist
1995 ten beri masa üstünde ve sunucu tarafında linux kullanan biri olarak şunu söyleyebilirim ki linux kurulum ve donanım desteği konusunda oldukça yol aldı. Özellikle ubuntu ile birlikte windows'tan çok farkı kalmadı.Emirhan'ın dediği gibi windows kurabilen birisi bugün ubuntuyu çok rahat kurur ve kullanır. Dinazorluk olacak ama 1996 senesinde sound blaster uyumlu ses kartını linux'e tanıtmak için çekirdeği derlemiz ( 2-2.5 saat minium) ve bir sürü donanım bilgisini elle girmeniz (IRQ vs) gerekiyordu. Yeni ethernet kartı chipseti çıktığında 3com için bir önceki serinin driver'ını yazmış adama mail atıp abi ne zaman yenisini yazacan, yazmayı düşünüyormusun ona göre alacağız diye mail attığımı hatırlıyorum. vs vs. O yüzden şu anki duruma şükretmekte fayda var 🙂
+
Saygılar
Alchemist'in söylediği tabii 1990'lar; o zamanlar çekirdek derlemek 2-2.5 saat sürüyordu. Bugün dört çekirdekli ortalama bir makineyle yarım saat sürer çekirdek derlemek. Uzun zamandır ilk kez derledim geçen hafta, alışkanlıktan derlemeye bırakıp başka işlerime bakmaya gittim, 5 dakika sonra falan bitmişti.
Tayfunn
Arkadaşlar çok güzel çeyler yazmışsınız ama şu kafalardaki birkaç olguya değinmek istiyorum..
Her seferinde Linux Serverlarda "çok iyi" "tartışılmaz tek geçiyor" gibi şeyler tamamen şehir efsanesi. Linuxun Server işletim sistemi bazında güçlü olduğu birkaç dal var (web sitesi ve veritabanı sunucuları ağırlıklı olarak) onun dışında kimse linux serverlarla çalışmıyor bile. Çoğu son kullanıcı Server-Sunucu ibaresinin web sitesini çalıştıran büyük bilgisayar olarak biliyor. Ama server gerçek anlamda sadece bu işi yapmıyor tabi. Microsoftun bu tarafta çok fazla rağbet görmesi de esnekliği ve genişletilebilirliğinin çok yüksek olması..
İşin birde destek kısmı var. Microsoftun global pazardaki sunucu desteği imkanı yok hiç bir linux dağıtımcısı veremez..
Lisanslardan da bahsetmişiniz ki lisans olayı bambaşka bi konu. Mesala siz bi linux sunucu kuruyorsunuz (ücretsiz olanlarından - SUSE veya RetHat ücretli) ama sunucuyu yönetmek-izlemek için de bir zaman-adam-para harcıyorsunuz..İşte tam burda linux'un destek için aldığı ücretler ortaya çıkıyor.. RetHat sunucu desteği yıllık 600 dolardan başlıyor ama Microsoft'ta sadece sunucu lisansını 1 kere alıyorsunuz ve desek için microsoft size sürekli yardımcı oluyor..
Emin Yaren
Ayrıca microsoft her server için ayrı ayrı lisans ücreti alıyor, hatta terminal servere bağlanacak her bilgisayar için de ayrı lisans ücreti vermelisiniz, e ayrıca servere bağlanacak windows makinalar için de ayrı ayrı lisans ücreti aldığını düşünelim ve tüm bu ödemelerden sonra sonsuz destek vermediğini de hesaba katalım ve sonra tekrar düşünelim; linux server kuralım, ücretsiz, terminal serveri linux üzerinde çalıştıralım, ücretsiz, servere bağlanacak bilgisayarlara linux kuralım, ücretsiz, teknik destek için internet üzerinden yüzlerce haber gurubundan birine üye olalım, ücretsiz, eh bir tane de linux uzmanı it görevlesi çalıştıralım, hah bu ücretli! 🙂
O teknik adamda giderse artık patron oturur forumlardan sorun cozmek için arastırma yapar.Evet cok mantıklı 🙂
O teknik adam giderse onun yerine yeni teknik adam alınır. Windowsçu gidince patron oturup kendisi mi sorun çözüyor? 🙂
işte sorun giden adam kadar bilgi baska bir linux uzmanı bulmak 🙂
SAYGILARLA
Emirhan abi yorumlarda döktürmüş 🙂
Bu arada Linux benden 2 ay büyükmüş.
haydar
Linux kurulumu ile başlayan eğitici videolar yaparsa pclabs efsaneler arasına girer..Zaten gittikçe yükselen bir grafik izliyor benzeri siteler arasında..
Yalnız çok basit anlatımlar olmasın..Hani başlangıç orta ve biraz da ileri seviye olsun..Yani basitçe gimp çalıştırma yada open office deneyimi pencere sürükleme efendim sistems aati değişimi yada sudo apt-get install komutu tanıtımı dışında da birşeyler olsun..Bu videolar sonunda insanlar linux u sorunsuz günlük bütün işlerini halledebilecek şekilde kullanır hale gelsinler..
olay kullandığınız sisteme yabancılaşmak ile alakalı. windows kullanırken kışın sabahın köründe sıcak yatağınızdan kalkmak istemediğiniz gibi üşengeç olursunuz. linux size buz gibi gelir. bir süre linux kullandığınızda artık windows'a yabancılaşmaya başlarsınız. bence bilgisayar ile alakalı olmak isteyen herkes en azından linux'u denemeli. eğer yeterli sürede sisteme ısınamazsa windows kullanmaya devam edebilir.
Tesla
Bir de Linux kullanıcılarında windows'culardan farklı olmanın yanında, linux'culardan farklı olma eğilimi olanlar da var. ben gibi mesela 🙂 uzun süre ubuntu kullandım. baktım ki etrafımda da başladılar ubuntu'ya, hop Mint'e geçtim. 🙂 aynı sayılır aslında ama olsun.
bu arada ubuntu'nun sitesinden bundan 6-7 yıl önce formu doldurup cd talep etmiştim. ücretsiz yollamışlardı. bill gates ile bir kez akraba olduğum bir gündü.
.ns.
Teknoseyir'e bu videodan ötürü teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Linux'un yaygınlaşmasını sizler kadar çok istiyorum. Ayrıca Linux'un yazılım üreticileri tarafından tercih edilmemesinin bir nedeninin de kodlarını açmak istemedikleri olduğunu düşünüyorum.
Can
Google'dan bir Doodle yakışırdı.Yapmamış..
Neden bu kadar dusmanı var bu windowsun anlayamadım valla.
SAYGILARLA
Düşmanlık değil tabii bu.
Sorun, Linux'un "zayıflığı" olarak, hiç olmayan ya da aslında zayıflık olmayan şeylerin gösteriliyor oluşu. Kullanıcıların pek çoğu böyle öğrenmiş. Tepki de ona göre oluyor. Linux'ta oyun oynayamıyorum demek başka, Linux'un grafik arayüzü yok ya da kötü demek başka. Birincisi doğrudur, her Linux kullanıcısı katılır (Linux'ta popüler oyunları oynayamıyoruz) ama ikincisine "O dandik Windows masaüstü mü daha iyi?" derler. 🙂
Linux kötü değil, daha az iyi.
haydar
3 gündür laptopda kubuntu ile devam ediyorum sırf..Windows yok..Bazı işlerde başta zorlandım ama sonra alışmaya başladım..Bugün kendimi ilk kez sisteme hakimmişim gibi hissettim..:D
Egemen
linux ne ya? ağrı kesici felan mı?
Windows'tan başı ağrıyanlara Linux 🙂 Evet ilaç adı olabilir kesinlikle 🙂
Video için çok teşekkürler son saniyelerde bahsettikleriniz gerçekten sevindirdi. Ancak yorumlar tamamen fiyasko. Bırakın artık şu -benimde bir zamanlar içine düştüğüm- windows vs linux dalgasını. Elmayla armut karşılaştırması gibi bir durum bence bu. İsteyen istediğini kullanır ayrıca linux'u ve linux dağıtımlarını savunmak için yorum yazmak yerine bir emek koymak gerekli diye düşünüyorum. Linux çerçevesinde yapacağınız videoları merakla bekliyorum tekrar teşekkürler.
Biz teşekkür ederiz. 🙂 Yalnız, yorumları, en azından benim yorumlarımdaki niyetimi, yanlış anlamışsınız. O konuda bir-iki cümleyle açıklık getireyim.
Bu bir "Windows döver-Linux ezer" tartışması değil. Ana işletim sistemim Linux olmakla birlikte Windows'u ben de kullanıyorum. Sorun, hatalı bilgilerle yapılan karşılaştırmalarda. Teknoseyir'in kökenlerinden gelen gelenekle bunların düzeltilmesi gerekiyor. Birisi "Linux kötü çünkü Windows gibi grafik arabirim yok/kötü" dediği zaman bunun "Hayır, Linux'ta grafik arabirimler var/başarılı" şeklinde düzeltilmesi gerekiyor.
Dediğim bu kadar. 🙂 Yoksa elbette elma-armut karşılaştırması anlamsız.
Ben açıkcası linux'u çok seviyorum ve windowsa çoğu zaman tercih ettim ta ki okuldan gelen ödevlerde mathcad kullanmam gerekene kadar. Mathcad'in winela kullanımında da başarı sağlanabilmiş değil. Smath buldum alternatif onun da bir sürü eksiği var. Sırf bu yüzden windows'a mahkum oldum.
Bir de open office konusunda yanlış bir bilgi vermişsiniz gibi geliyor. Open officete (en azından windows sürümünde) hazırladığınız dosyayı .xls veya .doc olarak kaydetseniz de microsoft office tarafından yanlış görüntüleniyor (format kaymış, yazılar başka fontta vs.). Buna bir çözüm varsa onu da belirtirseniz sevinirim
Deomonic
Linux dağıtımlarının tablet ve netbooklarda tutulmasının sebebi bu cihazlarda ancak internete girme, film/müzik ve ofis dokümanlarıyla çalışma gibi temel işlevlerin yapılabilmesi. Bu işlemler için Windows kurmaya gerek yok. Bedava olması, daha hafif olması, kolay kolay göçmemesi ve antivirüs programına fazla ihtiyaç duyulmaması Linux'un avantajları.
Fakat masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarda, kendi kullandığım programlardan örnek verecek olursam, Solidworks veya Autocad gibi endüstride standart haline gelmiş bir çizim programını kullanmak isterseniz Windows'a mahkümsunuz. Linux'da belki bir emülatörle çalışma imkanı var ama ne kadar verimli ve stabil olur belli değil. Aynı durum Tivibu gibi dünya çapında kullanılmayan yerel sayılabilecek programlar için de geçerli. Linux'da Tivibu'yu sadece web tarayıcısı üzerinden izleyebilirsiniz. Çok eski bir donanıma sahip değilseniz Windows 7 güncellemeleri açık ve bir antivirüs programı kurulu olmak şartıyla yıllarca sorunsuz şekilde kullanılabiliyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kısacası sadece bilgisayarı internette dolaşmak, müzik dinlemek vs. gibi temel işlevler için kullanıyorsanız ya da server kuracaksanız Linux tercih edilebilir diğer türlü Windows 7.
Ahmet
Herkese merhabalar;
Teknoseyir ekibine bu güzel program için teşekkür ederim.
Bende bu durumu diğerlerinden farklı olarak kendi açımdan yorumlamak istiyorum. İlk başta kendimin bilgisayar kullanım metodundan bahsedeyim. Ben bilgisayarı web sitesi geliştirmek için kullanıyorum. PHP ile web siteleri geliştiriyorum. Geliştirdiğim siteleri GNU/linux çekirdeğini kullanan işletim sistemli sunucularda çalıştırıyorum.
Konuyla alakalı olan arkadaşlar bilirler. Genel olarak web sunucularında hosting hesaplarını yönetebilmek için hosting yönetim yazılımları kullanılır. Bu yazılımların gelişmişleri hem sunucuyu hosting için optimize eder. Hemde yönetimini kolaylaştırır. Hatta normal seviyede bir sistem yöneticisi bu programları kurduktan sonra çok gerekmedikçe işletim sistemine girmez. Tüm sunucuyu bu yazılımlarla yönetir.
Benimde sunucularla ilişkim aynen bu şekilde ve ben sistem uzmanı değilim. İnternet araştırmaları ve birazda hosting firmalarının yardımıyla bu yazılımları kabuktan(shell'den) kuracak kadar işletim sistemini kullanabiliyorum.
Sunucularla ilişkim bu kadar. Gelelim geliştirme için kullandığım sistemlere. Yazılımda çok geçmişim yok aslında sonradan öğrendim. Yaklaşık 4 senedir uğraşmaktayım. Herşeyi yeni yeni öğreniyorum. Ama bilgisayarla ilk tanışmam daha öncelere dayanıyor Microsoft Windows 98'in döneminde başladım. Yine Microsoft ürünleri ile devam ettim ta ki PHP ile tanışana kadar daha önce GNU/Linux'un "L"sini dahi duymamıştım. Tabi merak uyandı denemeye çalıştım. O zamana kadar Windows ile çok ilgilendiğim ve devamlı "Format" denilen sistemi yeniden kurma işlemini yaptığım için kurulumda zorluk çekmedim. Ha bu arada dağıtım olarak da ulusal işletim sistemi olan Pardus 2008'i yükledim. Görselliği hoşuma gitti ve hayatımda ilk defa MS ürünlerinden farklı bir işletim sistemi gördüm. Fakat sizde tahmin edersiniz ki bu birliktelik çok uzun sürmedi. Ufak tefek sorunlar oldu. Çözmekte de sıkıntı yaşamadım aslında ama alışamadığım için Windows'a döndüm. Buraya kadar hikaye aynı.
Çok garipseyecek siniz ama Pardus'un(özelde Pardus genelde GNU/linux dağıtımları) en hoşuma giden tarafı oyunları oldu ve depolarında çok güzel fps oyunlar vardı. Ben Windows üzerinde çok oyun oynamayı sevmiyorum. Hem lisans ücreti ödemek istemediğim için hemde oyunların beni işime konsantre olmamda olumsuz etkilediği için kendime oyunları yasaklıyorum. Ama Pardus üzerinde oyun oynamak nedense bana daha zevkli geldi.
Daha sonraları özgür yazılım felsefesi çokça ilgimi çekmeye başladı. Her ne kadar Windows işletim sistemi kullanıyor olsam da elimden geldiğince (Adobe Photoshop hariç) özgür yazılımlar kullanmaya çalıştım. Mesela ilk başladığım zamanlarda Adobe Dreamwiever programı ile geliştiriyordum. Özgür yazılımla tanıştıktan sonra (gerçi çok ide araştırmışdım) Netbeans IDE'sini kullanmaya başladım. Bu sayede GNU/linux'a geçersem bile geliştirme ortamını değiştirmek zorunda kalmıyorum. Meslektaşlarım Windows'da, genellikle ücretli programları crack'leyerek kullanmayı tercih ederken ben, elimden geldiğince özgür yazılım alternatiflerini araştırdım ve kullandım. Özgür olan alternatiflerini bulamadıysam bile yine açık kaynak olan farklı lisans tipi ile lisanlanmış yada en son freeware alternatiflerini aradım.
Özgür yazılımlar konusunda oldukça altenatif kaynaklar var. En çok kullandığım Sourceforge, Google Code, Github, vb. gibi kaynaklarda ücretli programlara bile Windows üzerinde çalışabilecek alternatifler bulunulabiliyor.
Beni Windows işletim sisteminde tutan şeyler, en önemlisi Windows'a olan aşırı alışkanlığım ve Adobe Photoshop (Her ne kadar onu crack edilmiş olarak kullansam da).
Adobe Photoshop içinde çok alternatifler aradım. Bunların içinde en kullanılabilir olanı GIMP fakat Adobe Photoshop'ta ki deneyimi yaşayamadım. Web geliştirmede hızlı iş çıkarmak gerektiği için GIMP'i öğrenmeye fazla vakit ayıramadım(Yine suç benim).
Şöyle bir alternatif daha vardı, GNU/Linux dağıtımları üzerinde Adobe Photoshop'u kullanmak. Onda da istediğim performansı alamayınca ve çalıştığım şirketlerin IT politikalarında MS ürünleri kullanmak olduğu için bu alternatifi de kullanamadım. Bu sebepten Windows'a bağımlı kaldım.
Kendi adıma bir kullanıcı profili çizmeye çalıştım. GNU felsefesi ve özgür yazılım benim için bir dönüm noktası oluştursa da GNU/Linux dağıtımlarına göç etmemi sağlayamadı. Burada dağıtımların bir suçu yok bu tamamiyle benim eksikliğim (yada tembelliğim).
Ziyaretçi
ya bırakın linux mü? windows mu'yu?. Hangi linux'tan bahsediyorsunuz be! kimin haberi var linux'ten. Nerde linux kullanıcı dostu. Ver bakim acemi bir kullanıcının eline linux'u kullanabilecek mi? Oysa windows öylemi. adama anlatırsın şurayı tıkla burayı tıkla diye olur biter. Ama gelde linux'ta anlat. Windows bu kadar hakimken boş konuşuyorsunuz. Ya linux geliştiricileri bir araya gelip adam gibi stabil bir sistem çıkaracak ortaya, ya da linux yakın zamanda tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alacak. Hangi sistemi kullandığımı söylememe gerek yok sanırım... Linux'u sanal işletim sistemi olarak kurayım deneyeyim dedim; kurulum hatası verdi bıraktım. zaten ben linux istesemde şu an kullanamam. Çünkü ekran okuyucusuyla çalışmak zorundayım. Programlarla aram iyi sayılır. Windows'taki programları linux'ta bekleyenleri hiç anlamadım. O windows'tu, bu linux. Ne bekliyordunuz ki? Ama linux'u çok merak ediyorum. Keşke linux'un bir ekran okuyucusu olsa da kullanabilsem. aslında windows'ta kullandığım ekran okuyucusunu kurabilseydim de olurdu. ama Nerdeee... Denemeden pek bir şey yazamıyorum. Ama şunu biliyorum ki: Yakında windows8 çıkacak ve linux minux hikâye olacak. kolay gelsin...
Bu videolar artık izlenmez halde devamlı donuyor.
@octinum Ben videoda kullandığınız arkaplanı çok sevdim, bir oyundan falan mı alıntı, öyle veya değil link verebilir misiniz? Amiga da oynadığım gravity oyunlarını anımsattı da:)
Birde Synaptic uygulamasının ne olduğunu bir yorumda okuyunca gözlerim yaşardı, çok güzel bir şeymiş gerçekten, her ne kadar Linux kullanmamış olsamda, eski bir Amiga kullanıcısı olarak Linux'un geliştiğini görmek, evladının mürvetini görmek gibi geliyor nedense :,)
O değilde Windows'un donanım tanıma sorunu niye hep başkalarının başına geliyor anlamıyorum. W7'den sonra neyi taksam çat diye tanıdı.