Oyun Görüşlerim #3: The Legend Of Zelda: Breath Of The Wild

The Legend Of Zelda: Breath Of The Wild, Nintendo'nun yeni konsolu Switch'in çıkışıyla aynı anda 3 Mart 2017'de Wii U ve Nintendo Switch platfromlarında çıkan ünlü The Legend Of Zelda serisinin 19'uncu (o kadar olmuş, ben de şaşırdım) oyunu. Oyunun geliştiricisi ve dağıtıcısı bilindiği gibi Nintendo. Oyunu tekrar hikaye, oynanış, grafik ve müzik, fiyat bakımından değerlendireceğim.

 

 

 

 

 

 

 

 

Oyun bir bakıma kıyamet sonrası bir krallıkta geçiyor. Hyrule isimli krallık Calamity Ganon denilen canavarın saldırısıyla çökmüş ve bir kıyamet yaşanmıştır. Krallığın prensesi Zelda ise kadim tanrıça Hylia'nın gücüyle Ganon'u mühürlemeyi başarmıştır. Siz ise prensesin koruyucusu ve seçilmiş kahraman Link'siniz. Prenses son karşılaşmaya gitmeden önce sizi koruyucu bir mahzende 100 yıl dinlenmeye yatırmıştır. Oyunun geçtiği yıl işte bu kıyamet anından 100 yıl sonra sizin uyandığınız zamandan Calamity Ganon'u yendiğiniz zamana kadar geçiyor. Oyunun basit bir hikayesi var ve çok etkileyici olduğu söylenemez. Hikayenin sonu ise çok hayal kırıklığı yaratıyor, haberiniz olsun. Gayet basit bir hikayeye sahip bu oyunu hikayesi için oynamanızı tavsiye etmem. En fazla Mipha'nın kısımlarında biraz etkelenebilirsiniz.

Oyun oynanış kısmında kendisini açık dünyasıyla öne çıkarıyor. Açık dünya hem çok büyük hem çok dolu hem de keşetmeye çok açık. 70 saat oynadım ama hala keşfedecek o kadar çok yer var ki şaşarsınız. Ben bu oyundaki her şeyi yapacağım derseniz en az 200 saatlik bir oynanış sizi bekliyor. O da her şeyin nerede olduğunu biliyorsanız. Bir de keşfetme yönü var bunun. 100 saat de oradan ekle. Ben o kadar uzun oyun sevmediğim için 70. saatte (bu da kısa sanki) oyunu bitirdim. Etrafı keşfederken her yerin tırmanılabilir olduğunu da belirteyim. Oyunda klasik olarak kombat sisteminin yanında bulmacalar da önmli yer tutuyor. Sadece etrafta bulunan shrine'lardaki bulmacalar değil açık dünyada pek dikkat çekmeyen ama bulunabilen Korok'lar da oyuna zevk katıyor. Mesela bir yerde taşlardan yapılmış bir çember görüyorsunuz ama bir taş eksik. Oraya bir taş koyuyorsunuz ve bir şey çözmüş oluyorsunuz, ödülünüzü alıyorsunuz. Oyunda detaylar da maksimum seviyede. Mesela yıldırımlı bir havada metal silah tutuyorsanız size yıldırım düşme şansı büyük ölçüde artıyor. Kombat sistemi de güzel ve özel hareketleri var. Çoğu kişi belki kullanmadı ama ben konsolu hareket ettirerek ok atmayı çok sevdim. Bu vesileyle oyunu Switch'te oynadığımı da tekrar belirteyim. Oynanış konusunda herhangi bir eksi verebileceğimi hiç sanmıyorum.

Grafik bakımından pek bir şey vadetmiyor oyun. Kendi içinde güzel grafikleri var. Fotoğraf gerçekçiliği yerine biraz da çıktığı konsolların gücünden dolayı basit animasyonlara sahip bir oyun. Yine de daha önce de dediğim gibi grafik vadetmeyen bir oyuna grafikleri kötü diye yorum yapmak istemiyorum. Zaten bence grafikleri kötü değil. Kendi içinde gayet güzel grafikleri var. Müzikleri ise iyi. Maalesef önceki oyunlardaki, özellikle Ocarina Of Time, gibi akılda kalan müzikler yok. Oyunun geneli açık dünyada müziksiz geçiyor zaten. Olan müzikler ise iyi denebilecek türden müzikler. Etkileyici değiller ama gömülecek kadar da değiller. Silver For Monsters gibi bir müzik beklemeyin.

Fiyat olarak Nintendo'nun ABD E-Shop'unda klasik AAA oyun fiyatına yani 60 dolara satılıyor oyun. Günümüzdeki kurla çevrildiğinde ise yaklaşık 270 TL ediyor. Çok sık indirime girmiyor ama şu an indirimde. Bu fiyatı hak edip etmediği ise size bağlı. Her ne olursa olsun ben oyuna 270 TL vermem diye düşünürseniz normal olarak buna da düşünmezsiniz. Bence 70 saat çok güzel anlar geçirdiği için fiyatını kesinlikle hak ediyor. Yine de 200 TL psikolojik sınırını geçtiği için tam puan veremeyeceğim bu konuda. Eğer oyunlara para vermekle bir derdiniz yoksa oyun fiyatını hak ediyor. Ha, büyük ihtimalle sizde Switch yok ve bu oyunu 1970 TL yapıyor sizin için ama buna girmeyelim.

 

Oyun oynanış bakımından gerçekten çok güzel, son yılların en iyi açık dünyalarından birine sahip, keşif duygusunu sonuna kadar yaşatan ve sizi çok eğlendirecek bir Zelda oyunu. Son yılların en iyi oyunlardan biri ama hikaye eksikliğiyle benim puanlamamda geriye gidiyor.

Puanlama olarak:

Oynanış (Son puanın %40’ı): 10/10
Hikaye (Son puanın %30’u): 6/10
Fiyat (Son puanın %15’i): 9/10
Grafik + müzik (Son puanın %15’i): 7/10
Ortalama puan: 8.1/10

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Oyun Görüşlerim #2: Cuphead

Başlamadan önce puanlamadaki birkaç şeyi açıklamak istiyorum. Oyunların müziklerini unuttuğumu fark ettim ve bu nedenle grafik + müzik olarak puan vereceğim. Ayrıca grafikler oyun tarzına göre. 2D olmak için yapılmış bir oyundan kötü grafik diye puan kısamam. Müziklerin de gelmesi nedeniyle yüzdeler biraz değişti. Hikayeye de karakter ve karakter gelişimini de ekledim. Başlayalım o zaman.

Cuphead 29 Eylül 2017 tarihinde Xbox One ve Windows için çıkan Run 'N Gun tipinde bir oyun. Oyunun pek çok kısmını boss savaşları oluşturuyor. Yapımcı ve dağıtıcısı StudioMDHR.

Oyunda zayıf ama eski Disney dünyalarının hikayelerine oldukça benzeyen ve bu nedenle biraz gülümseten bir hikaye var. Bizim karakterlerimiz Cuphead ve Mugman şeytanın kumarhanesinde kumar oynayıp kaybediyorlar. Şeytan da onlara ya borçlularının borçlarını tahsil etmelerini (vermeye çok hevesli değiller) ya da ruhlarını alacağını söylüyor. Böylece borçları toplamak için yola çıkıyoruz. Yaşlı bir çaydanlıktan öğüt alıyoruz ve süper güçlerimize kavuşuyoruz. Hikaye altında kısa yazılar olan resimlerle anlatılıyor. Değişik ve güzel bir tarz. Özellikle oyun tarzına uyuyor. Yine de hikaye beklemeyin elbette. Oyun oynanış odaklı bir oyun.

DevilIcon2.png

Oynanış olarak Run 'N Gun temalı bir oyun. Yani ateş ediyor ve önünüze çıkan engellerden kaçıyorsunuz. Cuphead'de asla ateş etme tuşunu bırakmayacaksınız. Oyunun zor olduğu artık biliniyor zaten. Oyun acayip zor. Dark Souls 3 oynayıp ısınılabilecek bir oyun. Özellikle bazı seviyeleri aşırı derecede kanser. Yine de bu zorluk size ittirmiyor. Tam tersi daha ne olduğunu bilemeden kendinizi tekrar başlamış buluyorsunuz. Oynanışın çok keyifli olduğunu söyleyebilirim. Pek çok boss çok zevkli ve iyi tasarlanmış. Çok değişik ve hoş bosslar var. Sadece robotlu bir bölüm bana zerre zevk vermedi ve saf zorluk olarak kaldı. O bölümden hoşlanmadım. Oyun çok kısa değil. Aşırı uzun bir oyun da değil. Bence tam kararında. Biraz daha fazla bölüm olsaymış bıktırabilirmiş diye düşünüyorum. Oyunda bazı bölümlerden topladığımız altın paraları bir domuzun dükkanında harcayıp farklı yetenekler ve atışlar alabiliyoruz. Bunları dikkatli harcamanızı tavsiye ederim. Maksimum 1 özellik ve 2 atış kullanabiliyoruz. Özellik olarak Smoke Bomb denen özelliği kesinlikle almalısınız. O olmadan oyunu bitirebileceğimden emin değilim. Paranızı saçma sapan yeteneklere harcamayın. Pek çok atış türü de var. Düşmanınız neredeyse oraya ateş eden ama az hasar veren, çok az uzaklığı olan ama çok hasar veren, ateş ettiğiniz yönün tersine giden vb. atışlar var. Her bölüm için uygun atışı kullanmaya dikkat edin. Kısacası zor ama bir o kadar da keyifli bir oynanışı var. Hatta ben 44 saat oynamışım.

5a55433c5bafe3933c5c2bc2.jpg

Grafikler ve müzik... Daha güzel yapılabilir miydi bilmiyorum. Müzikler ve grafikler öyle mükemmel tasarlanmış ki sizi alıp 1950'ların çizgi filmlerine götürüyor. Zaten müziklerinin ne kadar övüldüğünü görmüşsünüzdür. Sadece müziklerini dinleyebilirim hiç oynamadan. Grafikler de temayla çok uyumlu ve güzel.

970de1b382d316f61a6a7b2f4a55cb1d.jpg

Oyunun indirimsiz fiyatı 31 TL. Böyle oyuna o kadar para verilir mi demeyin, verilir. Parasını hak ettiğini düşünüyorum. İndirimlerde daha iyi fiyata da alabilirsiniz. Bence kaçırmayın.

Sonuç olarak sizi zorlayan ama bir o kadar da eğlendiren; muhteşem atmosfer, müzik ve karakter tasarımları oyun harika bir oyun Cuphead. Puanlamaya geçelim.

Oynanış (Son puanın %40'ı): 9/10
Hikaye (Son puanın %30'u): 6.5/10
Fiyat (Son puanın %15'i): 9/10
Grafik + müzik (Son puanın %15'i): 10/10
Ortalama puan: 8.4/10

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Gump @runforrest

    Oyun güzel ona diyecek bir laf yok ama o mekanikleri ve tekrar etme olayını unutalı çok oldu. En azından 2-3 katı can vermesi gerekiyor bence. Resmen sürekli tekrar ederek alış kavra ve bazı yerlerde şansa geç oyunu olmuş. Tamam ama bu adamı yorarak yetersiz hissettiriyor. Ortada görsel bir şölen var grafikler müzikler vs. ama bence oynanış yok. İzlerken bile yorulduğum başka bir oyun hatırlamıyorum. 🙂

Oyun Görüşlerim #1: Rise Of The Tomb Raider

Rise Of The Tomb Raider, Crystal Dynamics tarafından geliştirilip yayıncılığını Square Enix ve Windows'un yaptığı 2015 yılında Xbox One ve Xbox 360 için çıkan aksiyon-macera türünde bir oyun. Oyun en başta Xbox özel olarak açıklansa da 2016 Haziran'da Windows için de çıkışını gerçekleştirdi ve Xbox kullanıcılarını kızdırdı. Bununla da yetinmeyen Microsoft oyunu Rise of the Tomb Raider: 20 Year Celebration isimli özel bir sürümle Ekim 2016'da PS4 için de çıkardı. Yine bu adla 2018'de Linux ve Mac için de çıkışını gerçekleştirecek ve Xbox özel oyunu adıyla tanıtılan oyun 3 yıl içinde 4 kere çıkışını gerçekleştirmiş olacak.

header.jpg

Oyunda Divine Source isimli bir nesneyi arıyoruz ve bunun için de Kitezh isimli antik bir şehre bulmaya çalışıyoruz. Burası Moğolistan-Rusya yakınlarındaki yüksek dağlı ve karlı bir arazide. Hikaye bakımından spoiler vermeyeceğim için kısa birkaç cümleyle özetleyeceğim. Oyunun hikayesi bize ara sahnelerle anlatılıyor ve toplanan günlükler, antika eserler de hikayeye katkı sağlıyor. Hikaye bakımından hem Kitezh şehri ve oradaki peygamberi hikayesini dinlerken hem de bunun Lara Croft'un hayatıyla olan bağlantısını görüyoruz. Aynı zamanda Lara Croft'un şehri ararken yaşadıklarını da görüyoruz elbette. Hikaye güzel anlatılmış olmasına rağmen çok iyi olduğunu söyleyemem. Yine de hikayesi kötü bir oyun değil.

rise-of-the-tomb-raider-ilk-bakis-big.jpg

Oyun oynanış bakımında eski Tom Raider oyunlarına çok benzer. Yine ana görevlerde hızlı bir oynanışsa sahip. Bir yer veya bir şeylerden kaçarken atlıyor, koşuyor, yüzüyor ve aksiyona giriyoruz. Oyunun aksiyon mekanikleri bakımından başarılı olduğunu söyleyebilirim zira ben silah kullanmayı da ok kullanmayı da sevdim. Önceki Tomb Raider oyunlarından farklı olarak bu oyun bir de açık dünya teması eklemeye çalışmış ancak bunda başarılı olduğunu söyleyemem. Bu açık dünya zayıf olmasının yanı sıra keşfedilecek olan günlük ve eserler size sadece hikaye bakımından katkı sağlıyor ancak bu zahmete değecek bir hikayesi yok maalesef. Çok küçük bir açık dünyayla sanki ne yapacağını bilemeyen bir oyun olmuş. Açık dünya işi baydığı için direkt olarak ana görevleri oynadım ben. Silah geliştirmesi de iyi anlatılamamış ve oyun içinde gereksiz gibi duruyor. Hiç silah geliştirmeden de kolayca bitirmeniz mümkün. Benim önerim açık dünyayı unutp direkt ana görevleri yapmanız olacaktır. Açık dünya hiç dahil edilmeseydi daha iyi olacağını düşünüyorum.

indir.jpeg

Grafik bakımından gayet güzel bir oyun. Gerçekçi ve mekana uyan grafiklere sahip. Bazı yerlerde detaylar cidden ürkütücü olabiliyor. Sistem gereksinimleri ise normal bir AAA oyun kadar. Ben RX 570 ile 2K orta ayarlarda oynadım oyunu.

images.jpeg

Oyunu indirimlerde 20 TL gibi bir fiyata almanız mümkün. Maalesef indirimsiz fiyatı olan 89 TL'yi hak etmediğini söyleyebilirim. Puanlamada da indirimsiz fiyatı dikkate alacağım.

Sonuç olarak oyun sadece ana görevlerden gidilirse hızlı oynanış ve aksiyona sahip, yeterli bir hikaye barındıran iyi bir aksiyon oyunu. İndirimlerde alınabilir. İsterseniz puanlamaya geçelim.

Oynanış (Son puanın %40'ı): 7/10
Hikaye (Son puanın %30'u): 7/10
Fiyat (Son puanın %20'si): 3/10
Grafik (Son puanın %10'u): 8/10
Ortalama puan: 6.3/10

 

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Nintendo Switch İncelemesi

Nintendo Switch'i 5 gündür kullanıyorum. 5 gündür de hiçbir işim olmadığından tüm gün bu aletle vakit geçirdim. Önce teknik kısmıyla başlayacağım ama zaten her yerde bulabileceğiniz şeyler olduğundan kısa geçeceğim.

 

Teknik

 

Switch tüm gücünü Nvidia'nın geliştirdiği Tegra X1'den alıyor. Ben de en başta bu seçimi değişik buldum ama pek fazla seçenek yoktu sanırım.

Switch'te 6.2 inch büyüklüğünde 1280x720 çözünürlüğünde bir ekrana sahip. Bazı kişiler çözünürlüğün düşük olduğunu düşünebilir ama gayet yeterli. Ekran IPS veya türevi. Televizyonda maksimum 1080p oluyor. Zelda ise en fazla 900p oluyor. 4K televizyonda oynadım ve bir sıkıntı çekmedim. Switch kartuş tipi şeyler kullanıyor fiziksel oyunlar için. Sormadan söyleyeyim, yaladım. Yaladım ve bence gayet normaldi. Çok bir şey tatmadım. Pek fazla söylenecek bir şey yok.

 

Ergonomi ve kullanışlılık

 

Switch'in üç farklı kullanım şekli var. Televizyona bağlayıp, el konsolu olarak, Switch'i masaya koyup Joy Con'ları elde tutarak. Ayrı ayrı inceleyeceğim.

 

Televizyona takması gerçekten rahat bir cihaz. Dock'a koyunca ve çıkarınca görüntü anında geçiyor. Ayrıca dock içindeki Type C çıkışına takmaya çalışmıyorsunuz. Bırakmanız yeterli. Bunun yanında dockun içi sert plastik. Öküz gibi koyarsanız çizmeniz kesin gibi. Ben ekran koruyucuyla kullandığımdan rahatça koyuyorum. Çok abartılacak bir şey gibi gelmedi.

Televizyonda oynarken yine iki şekilde kontrol edebiliyorsunuz. Bir Joy Con'ları Joy Con Grip'e takıp klasik kontrolcü gibi bir de ikisi ayrı ayrı. Grip bence yeterince ergonomik. Bir Pro Controller değil ama bu ne ya, bununla oynananmaz dedirtecek bir şey değil. Alışınca gayet güzel. Bu varken 60 dolar Pro Controller'a verilmesini mantıklı bulmuyorum. İkisi ayrı ayrı kullanılınca da gayet güzel. Yayılıp oynayabiliyorsunuz. Ben Mario'yu ayrı ayrı Zelda'yı da standart kontrolcü gibi oynamayı tercih ediyorum. İkisi de gayet güzel. Bunun dışında pek çok oyunda bir Joy Con'u birine verip diğerine de kendiniz alıp iki kişi oynayabiliyorsunuz. Böyle yapacaksanız kesinlikle kayısları takın. En başta biraz ön yargılıydım bu konuda. Rahat olmaz diyordum ama Mario ve FIFA'yı iki kişi oynadım ve gayet güzeldi.

 

El konsolu modunda ise yine gayet ergonomik. İnce olduğu için en başta değişik feldi ama bir saate alıştım. PSP'den daha iyi diyebilirim bu konuda. Ekran da yeterince büyük. Yine de ekranla ilgili başarısız bulduğum bir konu var. Ekran güneşli bir günde dışarıda oynamak için yeterince parlak değil. Öyle kapkara olup görülmüyor değil ama çok soluklaşıyor ve zevk vermiyor. O nedenle tamamen açıkta oynamaya pek elverişli değil. Restaurant, kafe gibi yarı açık mekanlarda ise sıkıntı yok. Aynı şekilde tren ve metroda da. Zelda oynarken 3 saat gibi bir şarj ömrü var. Yeterli geldi ama uzun yolcuklarda yetmeyecektir. Neyse ki evrensel Type C kullandığı için kolayca Powerbank takabilirsiniz. Bunun dışında rahatça taşınabiliyor ama cepe atılacak bir alet de değil. Yanına bir taşıma çantası almanızı şiddetle tavsiye ederim.

 

Masaya koyup da oynanabiliyor. Hiç böyle oynamak istemedim veya ihtiyacını duymadım ama denedim. Çok bir şey söylemeyeceğim, televizyonun küçüğü. İki kişinin yan yana oturup bakması için yeterli ama 4 kişi Mario Kart oynayacaksanız zorlanabilirsiniz.

 

Oyunlar

 

Bir konsolun en önemli kısmı oyunları elbette. Niye Switch alalım sorusunun iki cevabından biri. Siğeri taşınabilir olması. Ben şu anlık Zelda: BotW, Mario Odyssey, FIFA 18, Enter The Gungeon ve Jotun: Valhalla Edition diye bir oyun aldım. Jotun dışındakileri oynadım ve oynuyorum. Zelda, Mario, Pokemon, Metroid, belki Bayonetta gibi Nintendo özel oyunlar konsolun en büyük albenisi. Zelda mükemmel. Oyun incelemesi olmadığından ve bitirmediğimden çok konuşmayacağım. Hayvan gibi oyun işte. Aynısı Mario için de geçerli. FIFA 18 klasik FIFA ama Journey modu yok. Ben FUT oynamadığım için bu kadar söyleyebileceğim. Online özellikleri belki kötü olabilir. Switch'in en iyi yanıysa üçüncü parti desteği. Bir PS veya PC beklememelisiniz. Nintendo'nun kendi oyunları dışında birtakım üçüncü parti oyunlar da var. Bunların başında Bethesda oyunları geliyorm Skyrim, Doom ve yakında Wolfenstein 2 oynanabilecek Switch'te. Dark Souls Remastered da yine başka bir AAA oyun. Yine de Far Cry, AC gibi oyunları beklemeyin. Bunun dışında birçok indie oyun var ve çıkacak. Enter The Gungeon, Hollow Knight, Stardew Valley, Celeste, Binding of Isaac bunların en iyi örneklerinden. İlk başta oyun fiyatları çok pahalı geldi. Eğer tek hesabınız varsa pahalı da. Ama Switch'in ülke kilidi yok. 3-5 profil açıp her birinin ülkesindeki marketten alışveriş yapabilirsiniz. Ben ABD, Rusya, Meksika, Norveç ve Japonya olmak üzere 6 hesap açtım. Bu sayede pek çok oyunu ucuza getirdim. Mesela Fifa 18, 18 dolara; Enter The Gungeon ise 6 dolara geldi. Oyunları bence zengin olsa da uygulama yok. Kısıtlı değil, yok. Kendi Web Browser'ı bile yok. Sadece Hulu var.

 

Peki birisi niye Switch alır? Bana kalırsa sadece Nintendo oyunları bunun cevabı değil. Nintendo oyunları ve taşınabilirlik nedeniyle alınır. İkisinden birisi bile olmasaydı almazdım. Taşınabilir olmadı gerçekten çok rahat. Bir yere gittiğinizde veya seyahate çıktığınızda oyunları bırakmak zorunda kalmıyorsunuz. Taşıyıp götürüyorsunuz. Sadece Switch'i değil dock'u da taşımak kolay. Gerçekten küçük bir şey. Bunun yanına bir de Nintendo oyunlarını ekleyince fevkalade oluyor. Peki bu konsol kime göre ve kime göre değil? Bu konsol “Benim konsol veya bilgisayarım yok. Tüm AAA oyunları güzel grafiklerle oynamak istiyorum.” diyenler için değil. Ya da “Ben ne popülerse onu oynarım. Yeri gelir PUBG yeri gelir Call Of Duty.” diyen birisi için de değil. “Benim evde işini görecek bir PC/PS/Xbox var ama hem Nintendo oyunları çok iyi yorum aldı hem de taşımak isterim.” diyen için uygun. “Benim konsolum veya PC'm yok, bütçem de kısıtlı.” diyen normal kullanıcı için ise çoğu kişinin düşündüğü gibi PS4 veya Xbox One yerine Switch almadı gerektiğini düşünüyorum. Bunun ilk nedeni Switch'te oyun kıtlığı olmaması. Sadece Switch'iniz olsa bile oyunlar bitmez. Bir sürü oyun var. AAA'ların çoğunun olmaması bu gerçeği değiştirmiyor. Zelda gibi gerçekten çok güzel oyunlar da var. İlla God Of War veya Call Of Duty oynamak isterse her yerden PS4 bulunabilir. Switch ise hep bulunabilen bir konsol değil. Bu nedenle Zelda vb. oynayabilmek daha önemli geliyor bana. Ayrıca Switch taşınabilir. Tatile gidince, yazlığa gidince, toplu taşımada, koltuk veya sandalyeden sıkılınca yatağınıza yayılıp kullanılabilecek çok güzel bir konsol. Bana kalırsa Switch benim gibi PC'ci birine bile konsol aldırmayı başarmış çok iyi bir konsol. 

Çok iyi anlatamamış olabilirim, kusura bakmayın. Aklınıza takılan bir şey varsa lütfen sorun.

Not: Videolar ve fotoğrafları sonra koyacağım. Mobilde olduğum için rahat değil.

 

BeğenFavori PaylaşYorum yap