Müthiş Mutluhan Honda servis deneyimi
Kardeşimde ve bende 2019 model Honda Civic var. Bu arabaların (2020'deki makyajlı kasaya kadar olan tüm FC5 sedan Civic'lerin) klimaları kronik arızalı. Kışın pek klima kullanılmadığı için arızayı fark etmemişiz, yaz gelip de sıcaklar bastırınca Mayıs ayında iki arabada da klimaların çalışmadığını gördük. Ben kendi arabam için işyerime en yakın yetkili servis olan Mutluhan'dan randevu almıştım zaten. Nasıl denk geldiyse kardeşimin arabasının arka camına aynı gün apartmandan birşey düşmüş, cam kırılmış, kaskoyu yapan şirket de Mutluhan'la anlaşmalıymış, ona da acil bir randevu aldım. Randevuyu alırken söyledim klima durumunu, "getirdiğinizde ona da bakarız, hele bir girişi yapılsın aracın" dediler. Buraya kadar herşey normal.
Kardeşimin arabasındaki klima arızasıyla benim arabamdaki arıza bire bir aynı. Sesi bile aynı. Arabalar zaten aynı seriden, trafiğe çıkış tarihleri arasında birkaç gün var. Kardeşimin arabasını götürdüm, benim randevum da 2 gün sonra. Cam değişimi zaten standart prosedür, arada klimaya da baktılar. Radyatörü değişecekmiş. "Akşama teslim alırsınız, klimaya da bakılacak" dediler. Akşam arabayı teslim almaya gittim. Klima arızası radyatördenmiş, parça beklenecekmiş. Ben böyle bir hafta filan beklenecek sanıyorum. Onlar öyle deyince ben de "bakın bende de aynı arabadan var ve aynı arıza mevcut, randevu aldım, muhtemelen aynı parça arızalı, ne sipariş ediyorsanız iki tane sipariş edin, bana da lazım o parça" dedim, ama öyle olmuyormuş, ayrıca bakılması lazımmış. Peki, kurumsal şirketlerde bürokrasi böyle, bu da normal. Saçmalıklar bundan sonra başlıyor.
Ek bir detay: Kardeşimin arabasını aslen cam değişim randevusuyla götürdüğüm için benimle ilgilenen kişi hasar servisi sorumlusuydu. Klimayla ilgili işlemi de yan odadaki mekanik bölümüne birlikte geçtiğimizde onların bilgisayarından yaptı.
İki gün sonra benim arabamı da götürdüm, baktılar, aynı parça olduğunu ben söylemiştim ya, bunu kabul etmemek için olsa gerek, hortumu değişecek dediler. Hortum birkaç hafta içinde geldi ve takıldı. Ben klimama kavuştum yani. Kardeşimin kliması için ise biraz daha uzun süre bekleyecekmişiz. Onu da kabul ettik mecburen. Bu olaylar (kardeşimin arabasının kaydının açılması) 29 Mayıs'ta oldu.
Kardeşim yaz aylarını küçük çocukla daha rahat olduğu için yazlıkta geçiriyor. Malum pandemi de var, öyle gitmek gelmek kolay değil. O yüzden onlar aramıyor, ben de aramıyorum, ses etmiyorum, hani "hadi getir arabayı, parçan geldi" deseler araba şehir dışında. Ağustos'ta kardeşim bir vesileyle bir haftalığına geldiğinde Mutluhan'ı aradım. Plakayı söyleyince oradaki görevli "sizin radyatör takıldı ya?" dedi. Ben de takılmadığını, hala beklediğimizi söylediğimde bu sefer "aaa pardon, sizin diğer araca radyatör takılmış" dedi. Ben ona da radyatör takılmadığını, hortumun değiştiğini söyleyince "yo, burada radyatör yazıyor, radyatör değişmiş" dedi. İki kişiden biri yalan söylüyor yani. Neyse, çok yoğunluk varmış, pandemi sebebiyle radyatör gelmiyormuş, bekleniyormuş, herkes sıradaymış filan, mazeretleri sıraya dizdiler. Çare yok, bekleyeceğiz. Çocuk olunca klimasız da zor oluyor, cam açınca cereyan yapıyor, çocuk hasta oluyor, açmayınca içeridekiler kavruluyor, yaz boyunca baya sıkıntı çekildi yani.
Birkaç detay daha öğrendim o esnada. Honda bu radyatörlerin kronik arızalı olduğunu kabul etmiş ve parçaları üreten Belçika'daki fabrika hatası düzeltilmiş daha düzgün bir radyatörü üretmeye başlamış, ama işte yetiştiremiyorlarmış. Bir detay da Honda'nın arabanın tasarımında yaptığı büyük hata. Bu arabalarda 4 farklı motor var (1.6 benzinli, 1.6 LPG, 1.5 turbo benzinli, 1.6 dizel), her motorun klima radyatörü farklıymış. Yani hem üretici açısından, hem stok açısından, hem lojistik açısından, hem de ileride bireysel parça temini açısından sıkıntılı gereksiz birşey. Hani böyle birbirinden güç ve hacim olarak çok farklı motor çeşitleri olsa (mesela 3 litre 6 silindirli motorun klima radyatörüyle 1.5 litre 3 silindirli motorunki farklı olabilir) anlarım da, silindir sayısı, hacim, güç olarak aşağı yukarı aynı olan 4 motora 4 farklı radyatör bana garip geldi. Neyse, kendileri düşünsünler.
8 Ekim'de ben arabaları senelik bakım için Mutluhan'a götürdüm. Orada yine klima arızasını sordum. İşte bekliyoruz, hala gelmedi filan dediler. O esnada müşteri temsilcisi kız "Haziran ayında kaydı açılmış arabaların radyatörleri daha geçen ay geldi, sizinki belki önümüzdeki ay gelir" dedi. Bir anda kafamda şimşek çaktı, "ben Haziran'dan önce getirdim" dedim. Diğer müşteri temsilcisi itiraz etti, "hayır, sizin kaydınız bende, işte burada, Ağustos ayında sipariş verilmiş" dedi. Olamaz, imkansız dedim, plakaya göre kayıt sorgulamalarını istedim. Baktılar, 29 mayıs tarihli servis kaydında nal gibi "klima radyatörü değişecek" yazıyor. Özür diliyorlar, güya kaydı giren kişi aslen hasar servisi sorumlusuymuş, sipariş vermeyi unutmuş, o yüzden böyle olmuş. Belki öyle oldu, belki de benim radyatörü başka "hatırlı" bir müşteriye taktılar, sonra tekrar sipariş ettiler. Bunu inkar ediyorlar ve imkansız olduğunu söylüyorlar, bilemem tabi. Daha önce de rahatlıkla yalan söyleyebilen bir firma sonuçta.
Ben arabayı teslim almaya gittiğimde servis müdürüyle görüşmek istedim. Servis müdürüne durumu anlattım. Adam baya baya bana üçkağıt yapmaya kalktı. "Biz ona gaz basmışızdır, devam ederse tekrar gel" demişizdir filan diyor. Ben 20 senedir kendi arabama sahibim, ailemde kaç araba kullanıldığını hatırlamıyorum bile, ayrıca 10 sene yedek parça ithalatı yaptım, üstelik meraklıyımdır da, yani ben o numaraları yemem. Belki başkası yer ama ben yemem. Bunun üzerine çok sinirlendim tabi, önceden "olmuş bir kere" deyip bekleyecektim, o an vazgeçtim. "Size 2 hafta süre veriyorum, artık sıfır arabadan mı sökersiniz, nasıl yaparsınız bilmem, bana o radyatörü bulacaksınız, arabaya iki hafta içinde takacaksınız, aksi halde tüketici mahkemesine giderim, sıfır araba vermek zorunda kalırsınız" dedim. Paşamın hiç umurunda değil, pişkince "bizi etkilemez ki, sıfır araba verilirse Honda Türkiye verir" dedi. Ben de "Honda Türkiye verir ama acısını da sizden çıkarır, sonuçta sizin hatanız yüzünden yaşandı bunlar" dedim, biraz bozuldu. Bozulsun tabi, işini düzgün yapmaz, bir de yalan dolanla milleti oyalamaya çalışırsa daha çok bozulur.
Ofise geri döndüm. Aklıma geldi, Honda'nın sitesinden iletişim numarasına baktım, servisler haricinde bulamadım. Sonra Google'a Honda Türkiye yazdım, bir numara çıktı. Bir umut aradım. Hiç ona bas buna bas bekle filan demeden bir anda bir adam çıktı telefona. Derdimi anlattım. Kayıt açtı, ilgileneceklerini söyledi. 30-40 dakika geçmişti ki telefonum çaldı. Servisten arıyorlar, radyatör haftasonu gelecekmiş, sornaki hafta takılabilirmiş. Bu olay Perşembe günü oldu, Cuma günü de arayıp radyatörün geldiğini söylediler, randevu verdiler, sonraki hafta gittim taktırdım. Honda Türkiye yıldırım hızıyla coşkuyu vermiş servise, 4.5 ayda gelemeyen radyatör 1 günde geldi. Başka birisi için gelmiş olan radyatörü bana verip başkasını mı mağdur ettiler, sıfır arabadan mı söktüler, ne yaptılar bilmiyorum, ama sonuçta sorun çözüldü. Tabi keşke bu sinir harbi ve bu gereksiz bekleme hiç yaşanmadan çözülseydi, daha iyi olurdu.
Mutluhan'la ilgili bir anım daha var. Arabayı aldıktan sonra ilk servise gidişimde kromajlı cam çıtası taktırmak istedim. Bu parça Honda'nın sitesinde ve resmi kataloglarında da gözüken orijinal opsiyonel aksesuar. Yedek parça bölümünde bana iki seçenek sundular, orijinal ve yan sanayi dediler. Fiyat yarı yarıya fark ediyor. Orijinal olsun dedim, parçayı içeriden bulup getirdiler. Orijinal aksesuar deyince insanın aklına ne gelir? O markanın kendisinin ürettiği veya ürettirdiği, markanın logosunu taşıyan orijinal kutuda birşey gelir. Halbuki bana baya alakasız, yan sanayi birşey getirdiler. "Yanlış getirdiniz, orijinali istiyorum" dedim, "orijinali bu zaten" dediler. Honda'ya üretim yapan firmaymış, aynı malmış, ambalaj önemli değilmiş, çok kaliteliymiş. Bunları Çinlilerden çok dinledim zamanında, yemem. Mutluhan baya baya yan sanayi parçayı orijinal diye iteliyor millete. Cam çıtası önemli değil de, motor ya da yürüyen aksam parçasında da yapıyorlarsa durum vahim.
Ha, Honda Türkiye Mutluhan'a gerekli müdahaleyi hızla yaparak kalbimi kazandı, ama kusurları da var, bu gevşeklik de o kusurlardan biri. Yetkili servis ana firma tarafından denetlenir, böyle laçkalıklara izin verilmez. Servis görevlisine hangi yağı kullandıklarını soruyorum, "BP, Shell, Petrol Ofisi var, hangisi o an uygun fiyatlı gelirse onu kullanıyoruz. Bir de Eneos var Honda tarafından önerilen, ama o pahalı olduğu için hiçbir servis kullanmaz" diyor. Gevşeklik bu seviyede. Hyundai marka imajı olarak daha zayıftır, ama onlarda bile yetkili servisler böyle "sanayideki usta" kafasında değildi. #honda #mutluhan #otoseyir
Rezalet gibi rezalet. Büyük firmaların temsilciliğini yapanlarla daha önce benzer sorunlar yaşadığım için ilk aksilikte firmanın kendisine ulaşıyorum. Aynısı maalesef devlet kurumları için bile geçerli. İşinizi normal yoldan halletmek çok zor hale geldi.
mutluhan'a rezalet puanı olarak 10^10 veriyorum
Geçmiş olsun,resmen sinir harbi,
Hem para verip hem hizmet alamamak zaten oldukça kötü bir durum iken tutupta müşterinin salak yerine konumaya çalışılması bence bambaşka bir rezalet,
Bu milletle iş yapmak gerçekten imkansız ya. Herkes kendini akıllı belleyip tüketiciyi öpmek üzerine çalışıyor. Denetleyen koruyan kollayan bir otorite de olmayınca, tüketici kaç bin lira parasıyla rezil oluyor uğraşıyor duruyor..
Ülkede bağırmadan iş yaptırılmıyor arkadaş! Vallahi büyük rezalet yaa
Yağ sorunu her markanın servisinde var açık varil ucuz yağı kim getiriyorsa ondan alıyorlar
Çook seneler evvel Çiftkurtlar Jazz'ımın sarı olan arka tamponunu yeşile boyadı. Aracı teslim alırken itiraz ettim, boyayı yapan usta dahil birçok kişi bu böyledir, normal diyerek arabayı resmen elime tutuşturup gönderdiler. Honda'yı aradım, bu kesinlikle normal olamaz dedim. Sonra geri arayıp aracı doğrudan servis müdürüne götürün, sizinle ilgilenecek dediler. Adam daha aracın yanına gelmeden olmamış bu diyerek geri döndü. Sonra olması gerektiği şekilde yeniden boyandı. Ülkemizde bu işler maalesef sorunlu.
Opel'in servisleri de boyle. istanbul (her iki yaka), kocaeli ve tekirdag'da bir tane adam gibi olani bulamazsiniz.