• Keşfet
  • Videolar
  • Bloglar
  • İncelemeler

Hakancez
  • Kullanıcıyı engelle
  • Kullanıcıyı bildir

Kayıt tarihi: 12.05.2014
Full time müziksever, tarihsever, yazılımcı, part time odyofil, Stereo Mecmuası editörü, azıcık oyuncu. Birazcık koleksiyoncu, azıcık ondan bundan. Falan filan. http://stereomecmuasi.com
  • Hakancez @hakancez

    @dozi Dell markasının pro taraf için ürettiği seri Ultrasharp. Bunların üzerinde renk kalibrasyonu yapan yazılımın adı Premier Color. Ufak bir düzeltme olsun...

    15 Ocak 2018 - 22:01 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    ViewSonic monitörleri çok beğenmeme rağmen satın alma kararı noktasında hep çevremde servis mağdurları olduğu için uzak duruyorum. Kişisel oyun amaçlı bir ürün alsam belki riske girerim ama söz konusu iş olunca risk şansı yok. Bu aralar ViewSonic yetkilisi beyefendiyi birçok teknoloji kanalında görüyoruz ama servis konusunda hiç muhabbet geçmemiş. Profesyonel seri monitörlerin fiyatları zaten oldukça yüksek ama bu yatırımı yaparken sıkıntı yaşandığında hızlı çözüm içinde ödeniyor bu tutarlar. Muhtemelen bu sene içerisinde 24" monitörleri 27" monitöre upgrade edeceğim. Yine Dell U serisi ile devam edeceğim yoluma sanırım. Son 3 4 sene içerisinde kendi monitörlerim dahil olmak üzere toplam 25 civarında monitörde yaşanan 2-3 soruna ertesi gün müdahale edildi. İş neredeyse hiç duraklama olmadan devam etti böylelikle.

    Teknoloji, tasarım tamam önemli konular ama pro serisi ürünlerde en önemli olay servis konusu.

    15 Ocak 2018 - 21:52 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    Eve beyaz esya alırken üst sınıf ürün alırken servis konusu birinci öneme sahip. Yedek parca tedarik edilebilirliği, servisin konuya hakimiyeti ve sorun çözme süresi gibi konular cok muhim. Bu cihazlar televizyon veya muzik seti gibi olmadan da yaşanabilecek ürünler değil. Buzdolabı gibi bir cihazda sorun varsa aynı gün tamir edilebilmeli.

    İstanbul'u bilmem ancak kucuk sehirlerde -Izmirde yasiyorum- LG servis konusunda geçmişte bende hiç iyi bir tat birakmadi. En yuksek teknoloji urunu de uretseler para verip rezil olmak istemem.

    Bugun Miele, Gaggenau gibi markalara evet yüksek tutarlar ödüyoruz ama karşılığında alınan hizmete degiyor. Yerli markalarda Arcelik, Beko, Vestel hepsi cok iyi durumda. Keza Profilo Bosch Siemens grubu icinde bunlar gecerli.

    LG ürünlerini anlatmak icin guzel bir etkinlik düzenlemiş, bizde gezmiş kadar olduk emeginize saglik ama ust sinif ürünlerin potansiyel müşteri icin maalesef bu isler hikaye.

    Dost aci söyler tadında bir kelam ile yorumumu sonlandirayim. Satış sonrası hizmeti LG bir bütün olarak ele alıp duzenlemedikten sonra pek bir yere vara bilmeleri mumkun degil maalesef. Hele ki telefon konusunda bizim memlekette yaşanan sorunları düşünürsek insanlarin üzerinde LG logosu olan bir ürünü almasını pek beklememeleri lazım. Evet bir ürün sıkıntılı olabilir diger urunler muhtesem olabilir ama marka algısı diye bir gerçek olduğunu da anlamak lazım.

    20 Kasım 2017 - 18:23 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    @gamsizm Biraz gereksiz bir yazı olabilir. En azından meraklılar için farklı bir bakış açısı olarak değerli bulunabilir diyerek birkaç kelam etmek isterim. Aslında bilişim sektörü ile basın arasında daha ilk günden düzgün kurulmamış bir ilişki olması, bugün işleri daha da karışık hale getirdi. Burada herkesin suçu var. Bu noktada çok fazla detaya girmeden kısa bir günümüze nasıl gelindi konusunu ele alalım.

    90'larda bilişim sektöründe ülkemizde güçlü oyuncular ortaya ilk çıkmaya başladığı dönemlerde pazarlama veya daha anlaşılır şekilde reklam bütçeleri daha optimal bir dağılıma sahipti ve gerçekten amacına uygun kullanılıyordu. Yıllar ilerleyip yazılı basından, web basınına doğru geçiş başlamadan hemen önce firmalar, yapılan pazarlama faaliyetlerinin geri dönüşü konusunda endişelere sahip olmaya başladı. Web basınına geçiş döneminde ise dengeler yavaş yavaş oynamaya başladı. Bu dönemde bilişim firmaları bütçelerini satışlarda ne kadar etkili olduğu soru işareti olan basın yerine direkt olarak satış yapan perakende veya ara toptancılarda kullanmaya başladılar. Aslında reklam amacı ile ayrılan bütçeler, bir şekilde satışa döndürülme olasılığı daha yüksek olan notalarda harcanmaya başladı. Çok ayrıntısına girmek istemiyorum ancak ürün kampanyalarında bile pazarlama yani reklam bütçeleri kullanılır hale geldi. Basının payı, sahada satış yapan firmalara kaydı. Azalan reklam payı ise basın tarafından paylaşılmak zorunda kaldı ve o dönemlerde yaşam savaşı yüzünden maalesef basının güvenirliğini zedeleyen olaylar bolca yaşandı. Sonunda sistem çöktü.

    Bu sistemin devamının mümkün olmamasının gözükmesinden itibaren yurtdşındaki sistem ülkemize uyarlanmaya başladı. Firmalar, basın ilişkilerini ajanslar yoluyla sağlanmaya başladılar. Ancak bu sistem ülkemize gelirken, yurtdışındaki gibi ince elenip sık dokunarak yapılmadı ve bir anda reklam sektörü bu yeni müşterileri "kapabilmek" için dönüşüm yaşadı. Bu dönüşüm maalesef çok çarpıktı. Başta reklamların etkinlik analizleri dahil olmak üzere yanlış bir sistem kuruldu. Etkinlik analizleri evrilerek bugünlerde anladığım kadarı ile "izlenme oranı" konusuna sıkıştı kaldı.

    Gözardı edilen en önemli şey pazarlamanın en önemli prensibi olan reklamın potansiyel müşteriye ulaşması konusudur.

    Peki müşteri kimdir satın alma gücü olan kişi.. Aslında Türkiye için denklem son derece basit. Türkiye'de satın alma gücü olan kişi -en azından bilişim sektörü açısından- eğitimini tamamlamış, iş hayatına atılmış insanlardır. Ürünün fiyatı arttıkça, potansiyel müşterinin yaşı da 40 seviyesine doğru yaklaşmaya başlar. Yurtdışındaki model alınırken atlanan en önemli konu satın alma gücündeki farklılıktır. Bir örnek vermek gerekirse ABD'de bir Razer klavyeyi satın alabilme potansiyel yaşı oldukça düşüktür. Her ne kadar ürünler pahalı olsa da, ortaokul talebesi bir çocuk biriktirdiği para ile veya özel günlerde topladığı birikimler ile kendi satın alma kararını verebilirken, bizde bu tarz bir ürünün potansiyel müşterisinin yaşı daha ileridir. Yani ürünün reklamının yapılacağı kitleler farklıdır.

    Şu an ki sistemin sıkıntısı olayı bir şekilde "rating" noktasına sıkıştırıp tüm bu konuların arka plana atılması.

    Ha bu sıkıntılar yurtdışında yaşanmadı mı, yaşanmaya devam etmiyor mu? Evet ediyor. Bu yüzden basında ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. Bu konuları oldukça yakından takip ediyorum. Özellikle bazı alanlarda dünyanın dört bir tarafından editörler ile tartışıyoruz. Kısaca özetlemek gerekirse,

    - Uzmanlaşma son zamanlarda önem kazandı. Özellikli ürünler veya alt sektörleri konu edinen basın güçlenmeye başlamış durumda.
    - Bazı alt sektörlerde video, ses gibi daha modern iletişim araçları yerine yazı yeniden yükselen değer haline geliyor. Ürün fiyatları yükseldikçe ve doğru orantılı şekilde satın alma yaşı büyüdükçe yazı daha değerli hale geliyor. Bunda 15 dakikalık bir videoyu izlemek için zaman yaratmak yerine aynı içeriği 5 dakikada okuyabilmek konusu ön plana çıkıyor. Ayrıntısına girmeyeceğim.
    - e-Dergiler düzenli olmasa da, almanak gibi yılda birkaç kez yayınlanır hale gelmeye başladı. Bu alanda reklam pastası gitgide artıyor.
    - Video içerikte yayıncılar daha kısa içeriklere önem vermeye başladılar. Zamanın efektif kullanımı için hazır metinlerin prompter aracılığı okunması gibi geleneksel sistemler kullanılmaya başladın.
    - Yukarıdaki maddenin 2 önemli ayrıntısı var. Araştırmalar optimal izlenme süresinin 5 ila 7 dakika aralığında olduğunu gösteriyor. Bir de maliyet etkinliği konusu var. Son dönemlerde Youtube gibi platformlarda reklam pastasının daralması, alternatif yayın platformlarının yavaş gelişimi yüzünden kendi sitenizde sunduğunuz videoların birim başı saklama maliyetinin düşürülmesi, işleme maliyetini azaltma gibi konularda önem kazanıyor. Tabii bu konunun başarısı şimdilik soru işaretlerine sahip. Ancak bu alanda çok fazla çalışma var. Örnek olarak bilişim sektörü açısından Youtube'da kuvvetli bir kanal olan Linus Media, kendi video stream servisini geliştiriyor veya üzerinde çalışıyor diyelim...
    - Yeni nesil forum veya sosyal platformlar güç kazanıyorlar.

    Maddeler daha da arttırılabilir ancak bunların bir çoğunun şu anki bakış açısıyla ülkemize uyarlanması mümkün değil. Değişim için canların yanması gerekiyor. Firmalar için can yanması sadece pazar payının azalması, satışların düşmesi ile olabilecek bir konu. Basın için ise bu mantalite değişine kadar ölüm kalım savaşı yapmaktan başka bir yol yok maalesef.

    Son olarak ülkemizde şu an firma-ajans ve basın ilişkisi açısından kendi yaşamış olduğum bir olayı anlatayım. Ses konusunda oldukça iddialı, dolayısıyla fiyat anlamında yüksek bir kulaklık ilgimi çekti. Yapılmış incelemelere baktığımda gerek yazılı gerekse de video içeriklerde ürünle alakalı deneyim ve bilgi anlamında büyük eksiklikler gördüm. Bunun üzerine ithalatçı firmanın pazarlama faaliyetlerini ihale ettiği ajans ile irtibat kurduk. İnceleme talebimizi aktardık. Olumsuz cevap aldık. Biraz araştırma ile video inceleme yapmadığımız, platformumuzun popüler olmadığı için talebimizi kaale bile almamışlar. Halbuki o ürünlerin incelendiğinde ilgili insanlar tarafından okunabileceği ülkemizdeki 2-3 platformdan bir tanesi olduğumuzu biliyorum.

    Aslında bu konuyu özetliyor. Günümüzdeki çarpık rating ve popüler olma sistemi ile düzgün platformların maalesef yaşama şansı gitgide azalıyor.

    Herkese selamlarü
    HC

    22 Ekim 2017 - 02:22 Beğen 7
  • Hakancez @hakancez

    Acil sifalar dilerim

    13 Mayıs 2017 - 10:36 Beğen 1
  • Hakancez @hakancez

    @lterlemez Kablonet in yönetim stratejileri gun sonunda devletin politikaları ile belirleniyor. Ilgili bakanlık ülkeyi kablo ağı ile donatin emrini verse ayni gün çalışma başlar. Yoneticilerin elini kolunun cok serbest olmadığını düşünürsek benim nazarı itibarimda başarılı olduklarını söyleyebilirim...

    03 Mayıs 2017 - 01:30 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    Merhabalar,

    Ben hikayenin oldukça farklı olduğunu düşünüyorum. Devlet ile özel sektör arasında kesinlikle görüşmeler yapıldı ancak bu görüşmelerde AKN yerine şapkadan ne çıkartalım yerine muhtemelen devletin bu pazardan elini eteğini çekmesi konusunda bir anlaşma yapıldı. Benim tahminim bu durum karşılığında sektörden devlete akacak vergiler konusunda bazı düzenlemeler yapıldı ve internet tarifelerindeki ufak tefek artışlar ile kümülatifte bu şirketlerin devlete ödeyeceği vergi de artmış oldu.

    Kablonet firmasının başındaki yöneticilerin saf olduğunu düşünmüyorum. Bir devlet kurumu olmasına rağmen bana sorarsanız gayet iyi yönetiliyor ve rekabette kendilerinden söz ettirebiliyorlardı. Böyle garip tarifelerin müşteri kaybetmek hariç hiçbir işe yaramayacağını sizden benden daha iyi bildikleri gibi diğer şirketlerin tariflerine de BTK vasıtası ile vakıf olduklarını düşünüyorum. Devlet eğer isterse kablonet ve diğer hizmetleri kısa zamanda yaygınlaştırabilir. Sonuçta ben burayı kazıyorum dediğinde karşı durabilecek bir belediye olmadığı gibi devletin geniş imkanlarında da faydalanabilirler. Bunun tam aksine ticari intiharı seçmelerinin sebebi başka olsa gerek.

    Kuvvetle muhtemelen yeni tarifler yüzünden yeni müşteri kazanamayacağı gibi varolan müşterilerini de kaybedecektir. Bundan daha önemlisi tahahüdlerin maksimum 24 ay verildiğini varsayarsak ve yeni tarifelere ilginin az olacağını düşünürsek 2019 yılının başında yani AKN nin tamamen kalkacağı dönemde Kablonet'in tahahüdlü çok az müşterisi kalacaktır. Bu dönemde ya özelleştirme veya devletin başka bir tasarrufu olabileceğini düşünüyorum... Öyle veya böyle diğer oyunculara tehdit olmaktan çıkacaklar. Akıbetlerini zamanı gelince görürüz..

    Turknet ve benzeri kuruluşların tüketici yanında olması büyük oyuncuları ne kadar rahatsız edeceği ile alakalı olacaktır. Eğer can yakıcı hale gelirlerse yüklü bir vergi cezası gibi bir yöntemle Don Kişot'luğuna illaki son verirler. Böylesine büyük paraların döndüğü bir pazarda insanların yararına da olsa böylesine durumlara izin verilmez...

    03 Mayıs 2017 - 01:00 Beğen 2
  • Hakancez @hakancez

    LG G6 vesaire gibi üst model telefonlar belirli bir sure geçip sıkıntıları ortaya çıkmadan satın alınmaz aksi takdirde büyük bir macera olur. Ülkemizde her ne sebeple okursa olsun yüksek fiyat etiketi ile satin alınan telefonlarda satış sonrası hizmet maalesef çok kötü. Servisler, yazılım güncellemeleri vesaire konuları büyük sıkıntı. Gitgide distribütör garantisinin hiçbir anlamı kalmıyor maalesef. Ülkenin ekonomik koşulları da gözönünde tutulursa 2017 senesinde LG, Sony, Huawei, Samsung gibi firmaların yurtdışında da pahalı ancak bizdeki vergi rejimi ile anlamsız pahalı hale gelen telefonları yerine Çinli üreticilerin rekabetçi modelleri tercih edilecektir diye düşünüyorum.

    1.000TL ve üzeri seviyesi ve 2.000TL ve üzeri seviyesi bu sene en hareketli fiyat segmentleri olur. Eger yerel firmalar bu sınırlar içerisinde makul donanım seviyesinde telefonlar sunabilirler ise başarılı olurlar. Tabii ki Xiaomi gibi markaların süper rekabetci modelleri bu ekonomik koşullarda büyük ilgi görürler.

    26 Nisan 2017 - 10:56 Beğen 1
  • Hakancez @hakancez

    480 bu sistemde darbogaz yasiyor maalesef. 1050ti yerine belki GT1060 3 GB veya RX470 4GB tercih edilebilir. Ben denemelerim sonucunda RX470 e karar kıldım. Aslinda inceleme de isaret edilen 1050ti fiyat performans olarak en makul seçenek gibi.

    20 Nisan 2017 - 12:25 Beğen 1
  • Hakancez @hakancez

    @gamsizm 8GB RAM masrafina soktunuz beni.. Saka bir yana sizin videodan takribi 2 veya 3 gün önce benzer bir sistemi bahsi geçen firmadan satın aldım. Çok yakın bir arkadaşımın oğluna erken karne hediyesi olarak...

    Sistem elime ulaşınca W10 kurup ufakligin oynama potansiyeli olan oyunları denedikce tabloya şaşırdım. Counter Strike, League Of Legends, Team Fortress, World Of Tanks gibi oyunlarda akıcılık had safhada. Meraktan kendi oynadığım birkac oyunu da denedim. 1980x1200 çözünürlükte gayet tatmin edici sonuçlar elde ettim. Maalesef daha once deneyimledigim AMD A10 serisi APU larda bu denli bir akıcılık elde edememistim.

    Bilgisayarı satin alırken 8GB RAM ile satın almıştım. İçime sinmemisti zaten. Videoda 16GB muhabbeti geçince gecenin bir vakti 8GB daha RAM satin aldım. En azından bir is yapıyoruz tam olsun diyerek...

    20 Nisan 2017 - 09:28 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    Merhabalar,

    SBC'lerde donanımın gücünden ziyade yazılım konusundaki destek önemli. Piyasada gerçekten güçlü SBC'ler mevcut ancak yazılım açısından destek sınırlı olunca geniş kitlelere ulaşamiyorlar, daha sınırlı çevrelerde kullanılıyor.

    Asus Tinkerboard için de benzer bir durum söz konusu en azından su an için. Ilk çıkış sırasında yazılım yaşanan problemleri hala devam ediyor. Büyük yayınlar tarafından oluşturulan "hype" çıkışın ardından maalesef tersine döndü en azından geniş kitleler için. Zaman içerisinde toparlanacagina eminim ama Asus'un ciddi ciddi uğraşması gerekiyor belki de bu durumu sağlamak için para harcaması gerekiyor....

    Raspberry cephesine bakınca herşey daha kolay. Evet kapasite sınırlı, örneğin wi-fi performansı, SD kart okuma hızı hatta ethernet hızı konusunda bir çok rakibinden geride. Ancak oyle bir topluluk desteği var ki, yaşadığınız sorunları cok kısa zamanda cözebiliyorsunuz. Optimizasyonlar ile donanımsal eksiklikleri büyük ölçüde bertaraf edebiliyorsunuz. Aklınıza gelebilecek tum büyük Linux distrolarinin Pi edisyonlari mevcut ve hemen hepsinin arkasında büyük bir topluluk desteği var. Raspberry vakfinin kendi Linux sürümü haricinde Arch'tan tutun Ubuntu'ya Kali'ye kadar sorunsuz çalışan işletim sistemleri emrinize amade. OpenElec, Kodi ve aklıma gelmeyen her türlü multi medya yazılımı mevcut ve tabii ki benim gözümün nuru Retropie. Bunun haricinde Microsoft desteği ile Windows 10 Lot su an icin mevcut. Android isteyenler ise RTandroid ile hasir nesir oluyorlar ve Google Pi lere ozel Android portunu hazırlıyor. SBC olayini merak edenler daha az para harcayıp Pi tarafina yonelirse daha mutlu olurlar.

    Bir diğer konu Pi icin üretilen kartların bircok board a uyumlu olmasi olayi var. Evet bu doğru ancak yazılım desteği olmadan kartlardan da verim almak mumkun değil. Örneğin Pi icin ses performansında çıtayı ciddi şekilde yükselten Hifiberry kartlarını farklı boardlarda çalıştırmak mümkün ancak optimizasyon olmayınca hiçbir ise yaramıyorlar....

    4K konusu ise son zamanların en öne çıkartılan pazarlama teması ancak gerçekte 4K ya kimin ihtiyacı olduğu konusu ayri bir tartışma konusu...

    Android de ayni şekilde. Android büyük ölçüde dokunarak kullanılmak üzere tasarlandığı için bu tarz board lardaki deneyim telefon veya tabletlerde olduğu gibi değil. Ya dokunmatik ekran satın alacaksınız veya mouse klavye ile kullanmaya çalışacaksınız. SBC ler yerine ozel üretilmiş Android TV cihazlari hatta 30 kusur dolarlık Chromecast daha işlevsel. En azından şimdilik.... Sohbette konuşulduğu gibi Tinkerboard'a Android in gelmesi ile hiç oyle toz pembe bir tablo ortaya çıkmayacaktır. Zaten bu deneyim icin SBC ye para vermenize bile gerek yok Remix OS ile varolan bilgisayarınızda gayet güzel kullanabilirsiniz ki, bence harika bir Android portu... Herhangi bir SBC için su an için Android pek vaatkar değil...

    Sonuç olarak piyasada cok sayıda seçenek var. Ancak alışveriş yaparken ne yapmak istediğinize karar verip donanımdan ziyade yazılım konusuna dikkat etmek lazım. Ihtiyacınızı belki 10 Dolarlık bir seçenek ile karşılayabilir veya pahali ve güçlü bir seçeneğe yönelmek yerine birden fazla SBC yi söz gelimi Arch Linux gibi bir işletim sistemi ile paralel olarak kullanarak ayni gücü elde edebilirsiniz...

    Ne olursa olsun harika bir dünya ve seçenekler sınırsız.

    Benim şahsi fikrim Asus'un bir sonra sessiz sedasız bu pazardan çekileceği yönünde. Şimdilik trend lere bakılırsa geniş bir topluluk desteği olmayacak gibi gözüküyor. Zaten başarılı olurlarsa sonunda Tinkerboard ROG edisyonları üretmeye başlayıp küçücük PCB leri rengarenk RGB ler ile donatıp 150 Dolara satmaya başlarlar...

    22 Mart 2017 - 02:34 Beğen 8
  • Hakancez @hakancez

    @gamsizm Aslında pikaplar aslında cok pahalı değiller. Ihtiyaca gore yapılacak secimler ile çok güzel müzik sistemleri kurulabilir. Örneğin 1.000TL nin az üzerinde kendi pikap kati olan ProJect Elemental pikap ve bununla eleştirilecek aktif bir hoparlor seti ile gayet guzel bir sistem kurulabilir. Hoparlör icin Steljes NS1 modeli ilk aklıma gelen ürün. Biraz daha fazla harcanarak hem pikap hemde aktif hoparlörde daha iyi modellere gidilebilir...

    Ancak...

    Plak dinleme olayında asil maliyet donanım değil plağın kendisi. Bugünlerde diyelim ki 100 plaktan oluşturulacak bir seçki ortalama 50TL gibi cok çok iyimser bir tahminle bile 5.000TL ve yukarısına elde edilebiliyor. Plağa harcadığınız tutar arttıkça donanımın payı düşer.

    Gündemde bahsedildiği üzere gerçekten cok pahali pikaplar da var. Ancak özel plak koleksiyonlarının yanında bu tutarlar bile cok makul kalabiliyor.

    Bu olaya yeni başlayanlar veya başlamayı düşünenler için aşağıdaki linkteki yazıları tavsiye ederim. Çok teknik ayrıntıya girmeden yuzeysel de olsa belirli bir noktada bilgi sahibi olabilir okuyucular...

    http://hakancezhifi.stereomecmuasi.com/2013/04/plak-koleksiyoncusunun-rehberi-besinci_13.html

    Selamlar

    27 Şubat 2017 - 08:53 Beğen 1
  • Hakancez @hakancez

    @gamsizm plak olan LP konusunda gündemdeki muhabbete beklendiği üzere bir kaç ekleme yapmak isterim. Plak üretimi için son zamanlarda farklı üreticilerin makine üretimi konusundaki çalışmaları var ancak özellikle bilgisayar kontrollü makineler konusunda beklenen kalite elde edilememiş durumda. Daha konvansiyonel makineler ise yavaş yavaş kullanıma giriyor. Bu alanda birçok gelişme olacak gibi ama konunun uzmanları 40 50 yıllık lathe cutter larin referans modellerinin günümüz maliyetleri ile üretiminin rantabl olmadığını hatta üretmenin neredeyse imkansız olduğunu söylüyorlar ve en önemli plak baskı fabrikaları eski makineleri baştan aşağı yenileyerek kullanmaya devam ediyor. Meraklılar özellikle Neumann lathe cutter diye araştırırlar ise cok daha fazla bilgiye erişebilirler.

    25 Şubat 2017 - 23:31 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    Yakın zamanda bu tarz müzik sistemlerine denk gelince şöyle bir yazı yazmıştım...

    Aslında herşey müzik seti olarak neler var elinizde sormam ile başladı. Bana yukarıda fotoğrafını gördüğünüz Samsung MX-JS9000 kodlu ne idüğü belirsiz garip cihazı gösterdiler. 3.299TL’lik fiyat karşılığında her tarafından ışık saçan, müzik mi çalıyor yoksa bu dünyanın dışından sesler mi verdiği anlaşılamayan bir “şey” satın alıyorsunuz. Tanıtımında “yeri titreten göğü inleten müthiş performans” gibi cümleler olan bu “şey” üstün DJ özellikleri ile evlerimizde parti yapmak için ideal bir cihaz(mış) Memlekette sanki herkes müstakil evlerde yaşıyormuşcasına ballandıra ballandıra anlatılan özelliklere kendinizi çok kaptırıp, akşamın bir vakti parti ortamı yapmaya kalkarsanız, kapınız çalındığında en iyi ihtimalle suratınızın ortasına bir yumruk yersiniz. İşin ilginç tarafı böyle bir konsept moda olunca büyük tüketici elektroniği firmalarından tutun, Çin’den mal getirip kendi markasını vuran memleketimin hızlı girişimcilerine kadar herkes bu tarz ürünleri raflara doldurmuş. Müzik seti reyonu değil, pavyon mübarek!

    Sonrasında farklı konulara da girdiğim bir yazı oluştu. Uzun olduğundan link aşağıda...

    http://stereomecmuasi.com/2016/10/nostalji-muzik-setleri.html

    27 Ocak 2017 - 01:15 Beğen 6
  • Hakancez @hakancez

    Seneler boyu Panasonic televizyon kullandım. Hala da farkli serilerden modelleri kullanma ya devam ediyorum. Seneler boyu degismeyen seyleri ezbere yazabilirim. Diger populer markalara gore daha ustun görüntü kalitesi ve abartisiz daha dogal diyebilecegim renkler. Tabii tam karşısından bakiyorsaniz. İzleme acilari ve parlaklik hep sorundu....

    Bundan sonrasi Panasonic ozelinde dezavantajlar başlıyor. Kasa veya sasiler çirkin, diger markalarin yaninda bir onceki nesil gibi kaliyor. Ayaklar keza ayni sekilde.

    Menuler bir yandan anlamsız ve yavas. Dahili aliciya sahip modellerin istisnasiz tamami yavas. Hem kanal gecisi hemde menuler anlaminda. Bazi onemli ve el altinda olmasi gereken seceneklere ulasmak icin devamli kumanda ile oynuyorsunuz.

    Kumandanlar rakiplerine gore 3 jenerasyon eski gibi kaliyor. En cok kullanilan özellikler nedense en uste veya en alta konulur ve ulasirken zorlanirsiniz. Rakip markalarda bunlar hep orta bolume konumlandirilir rahat rahat ulasirsiniz. Ne hikmetse bir turlu duzelmedi bu durum...

    Son yillarda Panasonic kendisi gitti geldi derken servis destegi de muğlak hale geldi maalesef. Bir Panasonic kullanıcısı olarak servis konusu gercekten muamma...

    Bunca senedir görüntü kalitesi hatırına hep Panasonic tercih ettim ama son televizyonumu satin alırken rakip bir markaya yoneldim. Biraz ugrasip renkleri ayarladim ve en azindan televizyon seyrederken evde perde kapatma ihtiyaci duymuyorum artik.

    Panasonic ne yapacağına tam karar vermeden ne yazik ki tercih etmem. 5 senede bir televizyon uretiminden çekiliyorlar, servisler muallak ozellikle de eski urunler için, menuler ve diger ozellikler sıkıntılı. Sadece görüntü kalitesi için cekilecek isler degil...

    20 Ocak 2017 - 13:01 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    @ufkabakan Maalesef yerinde oldu gerçekten... Ama çok belli bir durumdu...

    24 Aralık 2016 - 00:30 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    Merhabalar,

    İsterse sınır 10 Euro'ya düşsün hiç fark etmez. Cebinizden daha fazla vergi çıkacağı bir gerçek ancak her halükarda Türkiye'den satın almaktan çok daha ucuza mal olacağı kesin. Hayatımıza daha yeni yeni yansıyan bir sürü ek ithalat vergileri olduğundan birçok sektörde yurtdışından alışveriş mantıklı olacaktır.... Size basit bir hesaplama ile bu durumu anlatmaya çalışayım. Hem gereksiz bilgi olur....

    Bir ürün düşünelim. Ürünü Almanya'dan satın alıyorsunuz. Ancak Çinde üretilmiş. Bu ürünün fabrikadan çıkış fiyatı da 100 Euro olsun. Ben firma sahibiyim ve bu ürünü Türkiye'ye getirip satıyorum. Şimdi hesaba başlayalım...

    Ben ürünü Almanya'dan satın aldım ve memlekete getirmek için nakliye ücreti ödeyecegim. Nakliyat bedeli 5 Euro. Siparişimi verdim mal gümrüğe geldi. Vergiler hesaplanmaya başlayınca malın maliyeti ile değil, ulaşım bedeli eklenmiş proforma fatura ile vergiler hesaplanmaya başliyor.

    Neredeyse her sey ek vergi geldigini biliyorsunuzdur. Bu bahsi gecen urunde OTV %40 olsun. Normalde bu vergi ile 140 Euro luk bir maliyet olmasi gerekirken 5 euroluk yol masrafi eklenince maliyetim 147 Euro oluyor. Bunun üzerine KDV ekleyecegiz yaklasik 173 Euro'ya ulastik. Beyannameler, damga vergileri ve gumrukten mali depoya çekmek icin harcanan paralar ile 180 Euro'ya kolaylıkla ulaştik.

    Daha mali satmadan bir sürü vergiyi pesin olarak odedik. Normalde dunyanin hicbir yerinde bu denli bir gaddar durum yok. Her daim kasanizda ithal edeceginiz malin %70 ila 80 civari nakit para olmak zorunda. Cunku vergi odeyeceksiniz..

    Neyse ithal ettiğimiz mal mali dukkan soktuk. %20 kazanmak istiyorum bu malda. Bayilerime de %20 para kazandirmak lazim. Yani malin uzerine 20 +20 puan marj ekleyecegim ve tabii ki KDV eklenecek. Gunun sonunda 100 euro ya aldigim mali KDV dahil 305 Euro civarina satmak zorunda kaliyorum... Elde ettiğim kar payı yüzde 20 ki daha bu para üzerinden vergimi de ödeceğim.

    Ayni urunu Amazon üzerinde diyelim ki Hollandalı bir firma 160 Euro'ya. satıyorBenimle aynı fiyata 100 Euro'ya aldığını düşünün malı. Marjida benden fazla, odedigi vergide benden az. Bir de uzerine adam sadece sattigi malin vergisini oduyor. Ben daha mali satisa sunmadan 80 Euro vergi odedim bile.. Finansman yükünü karşılaştırmak mümkün değil....

    Turkiye de alici benim dukkanima geliyor 300 Euro yu goruyor. Adam gelmeden once Amazon u eBay i kontrol etmis. Haliyle çok afedersiniz çüş diyor. Haklı... adama vergileri anlatamiyorsun. Dinlememekte hakli. Bayi marjini indirsem 250 260 Euroya inebilecegim ama yarin öbür gun bayim olan firma bana bağıracak hakli olarak. Fiyat dengesini bozdun diyecek...

    Gun sonunda vatandaş amazondan mali aliyor haklı olarak. Gumruk vergisini en üst sınırdan da ödese rakam 200 Euronun seviyesinde kalıyor. Benim 100 Euro maliyeti olan mali o fiyata satmam neredeyse mümkün değil. Dukkan kirami, bagkurumu sabit maliyetleri bu marjlar ile nasil odeyecegim... onu birak bir sonraki tur nasil ithalat yapacagim... Ha bunlar tüketicinini umurunda olmamalı. Herkes kendi cebinden çıkan paranın daha az olmasını ister. Ticaret ile uğraşan insanlarda aynı zamanda birer müşteri.

    Durum böyle iken vergilendirme alt diliminin 30 Euro ya veya 10 Euro'ya düşmesi hiç önemli değil. Senenin ilerleyen aylarında kişisel ithalat dediğimiz yani kendinize bir şey satın aldığınız alışverişlerle alakalı yeni düzenlemeler ve vergiler görmeye hazır olun. Tek bir kararname ile gümrüklerdeki prosedür değiştirilip 30 Euro yu geçen alışverişlerde kapıda vergi tahsilatının kesilmesi ve gümrüğe gidilmesi zorunluluğu getirilmesi bile çoğu kişiyi zorlayacak bir durum olacaktır ki, bunların olmaması için hiç bir garanti yok. Hatta yüksek olasılık....

    Acil ihtiyaçlarınızı da bir an önce yurtdışından satın almaya bakın..

    24 Aralık 2016 - 00:25 Beğen 12
  • Hakancez @hakancez

    Başınız sağolsun. Merhumenin mekanı cennet olsun

    21 Ağustos 2016 - 23:23 Beğen
  • Hakancez @hakancez

    @seramik_demlik Türkiye'de bu konulardaki içerik pek az kişiyi ilgilendirdiği için bende amatör bir meraklı ve koleksiyoncu olarak yabancı dillerdeki platformları takip edip yazışmalara katılıyorum. Tarih konusunda -ki buna kendi tarihimiz de dahildir- en zengin yayın ve tartışma ortamları İngilizce.

    14 Haziran 2016 - 01:51 Beğen 2
  • Hakancez @hakancez

    @gamsizm Çeşitli platformlarda Battlefield ile alakalı tartışmalar oluyor. Bu makineli tüfek konusu da bol bol tartışılan konulardan bir tanesi. Savaşta operasyonel olarak kullanılan ilk ve aslında pratikteki tek makineli tüfek Almanların MP18 modeli silahı. O dönemlerde İkinci Harpteki gibi bir assault riffle klasmanı yok. MP18 submachine gun sınıfında bir silah ve siper savaşlarında kullanılmak üzere tasarlanmış. Savaşın son döneminde hatta 1918 yılının bahar aylarında batı cephesinde görülüyor. Yazılan çizilenlere göre 7 ila 10bin adet üretilmiş olma olasılığı var. Bunun ne kadarı savaş meydanlarında kullanıldı bilinmiyor. Mihver tarafındaki durum bu.

    Müttefikler tarafında ise Fransızların M1918 kodlu yarı otomatik tüfek denilebilecek bir silah var. Ancak 1918 yılında batı cephesinde sadece prototiplerinin kullanıldığına dair kayıtlar var.

    Bunlar haricinde farklı amaçlarla üretilen makineli tüfeklerin kullanımı var. Örneğin tanklar veya uçaklar için üretilen modellerin piyade tarafından kullanılması durumuna örnek "Lewis Gun" verilebilir. Ancak bunlarda desteksiz olarak tek bir erin elinde kullanılması kolay olmayan, kullanılsa da efektif veya isabetli atışlar yapabilen silahlar değil. Yarı otomatik tabancalar gibi çok kısa menzilli silahları bir kenara bırakırsak uzun lafın kısası gerçekte ilk savaş sırasında piyade erlerinin ellerinde bu denli fazla otomatik silah bulunmuyordu görüşü oldukça kabul görüyor. Hatta tarihsel bir gerçek dersek yanlış olmaz.

    Oyunla ilgili ilk yorumlarınızda ki sanırım Haftalık Gündem maddesindeydi oyunun steampunk havasında olabileceği konusunda bir yanılgıya düştüğünüz yorum vardı. Konu çivili bir sopadan açılmıştı.

    Ben bu tarz silahları ilk gördüğümde oldukça şaşırmıştım hatta sonrasında Çanakkale'de de denk geldim. Daha çok kesici özellikte ve Orta Çağdan fırlamış bu tarz silahlar siper savaşlarında daha doğrusu siper baskınlarında bol bol kullanılmış. Bunlara Trench raiding club deniyor, çivili sopa şeklinde olanlara. Tabii ki çok ilginç bazı silahlar, örneğin gürz, balta, bıçak gibi bu baskınlar sırasında bol bol kullanılmış... Ek (veya gereksiz) bilgi olarak ekleyeyim dedim...

    14 Haziran 2016 - 01:26 Beğen 8
  • Durum (1)
  • İnceleme (2)
  • Yorum (133)
  • Takipçi (54)
  • Takip edilen (0)

Teknoseyir gündemi

#BirazMüzik#chatgpt#tkdb#SosyalMedya#ikinciel#1982#galaxynote7#ekrankartı#yerli#rtx3070#birazrap

Öne çıkan videolar

Tüketici hakları ve hakem heyeti ile hakkımızı nasıl ararız?

187

Yeni Citroën C1 incelemesi

68

Araçlarda hangi kasa tipleri bulunur?

63

Süspansiyon sistemlerine genel bakış

154

Bozuk sabit diskten veri kurtarma nasıl yapılır?

134
Tümünü gör

Öne çıkan bloglar

Kutulu Hot Wheels Araçlar İçin F/P Sergi Rafı

13

Gamepad Destekleyen Android Oyunları Listesi

75

Şekilli MSN Nickleri

18

Türk Telekom Mobil Taahhüt Bozma Cezası Sorgulama - Ceza Öğrenme

26

Taahhüt Süresi Dolmadan İnternet Aboneliğini İptal Ettirmek

189
Tümünü gör

Öne çıkan incelemeler

Renault Megane III 1.5 dci - Expression (2011)

17

Touch Me FC09-50

20

Game Garaj Slayer R9T3D İnceleme

12

IP Kameralar 3 model karşılaştırma (Xiaomi / TP-Link / Havit )

24

QMPlay2 masaüstü için açık kaynak IPTV player.

12
Tümünü gör

Son bir saat içinde 141 ziyaretçi, 85 kayıtlı kullanıcı giriş yaptı.

  • © 2025 TeknoSeyir
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Kullanım Koşulları
  • Gizlilik Politikası
  • Sosyal Ağ Kuralları
    RAM desteği bilendenal.com tarafından sağlanmaktadır.
    Sunucu desteği DGN Teknoloji tarafından sağlanmaktadır.
Secured By miniOrange

Giriş yap

Aşağıdaki servisleri kullanarak hızlı giriş yapabilirsin
Şifremi unuttum