Daha Az Yakıt Tüketmenin Yolları :) [MotoBlog]

Araçlar için çok sık duyarız, nasıl daha az yakıt tüketiriz diye; cevap: dizel araç alırız. Henüz dizel bir motosiklet olmadığı için benzin yakmaya devam edelim bakalım. Benzin olmuş 25 lira, ister istemez artık ekonomi yapmaya başlıyor insanlar. Araç sürücüleri için daha az yakıt yakmanın bir yolu da motosiklete binmektir. Yazlık yerlerde görürsünüz her evin önünde arabanın yanında bir de scooter vardır, çarşıya pazara gitmelik. Peki motosiklet sürücüleri olarak daha az yakıt yakmak için ne yapabiliriz ona bir bakalım.

Öncelikle kısa mesafelerde gezinti için kullanan arkadaşlara bisiklet kullanmayı düşünmelerini öneririm. Hem sağlık için çok faydalı hem de beleş, yakıt derdi yok bir tek kendi yağınızı suyunuzu eksik etmeyin, bol bol su için.

Elektrikli bisikletlere de bakıla bilinir, başka bir yazı konusu olsun bu da.

Yaz-kış motosiklete binen, işi için motosiklet kullanan, zevk için motosiklet kullanan, bol bol gezen, turlara çıkan ama yakıtının gereğinden fazla tükendiğini düşünen arkadaşlar, dikkat edilecek birkaç konuyla siz de daha az yakıt tüketebilirsiniz. Büyük ihtimalle bildiğiniz konulardır, ama hatırlatmada fayda var.


1-Lastik ve Basıncı

Lastik basıncı aslında çok önemli bir konu ama çoğu zaman göz ardı ediliyor. Şimdi motosikletinizin lastiğinin yere basan alanını düşünün; motosikletinizin ağırlığı+sürücünün ağırlığı+çantası+artçısı hepsi bu kadarcık alan tarafından taşınıyor. Asfalt, toprak, kum, çamur, yağmur, toz... üstünden geçtiğiniz bütün yollar ile olan bağınız bu alana bağlı; bu alan da lastiğinizin kendisi oluyor. Lastiğin basıncı doğru değil ise, sürtünme artar ve motosikletin gitmesi için gereken güçte artar, bu sefer daha fazla gaza yüklenirsiniz. Aynı şekilde ömrü bitmiş bir lastik de hem güvenli değildir hem de sürtünme fazladır. Lastik basıncımızı lastiğimiz soğuk iken düzenli olarak ölçüp, lastiğimizin ömrü tamamlandığında geciktirmeden değiştiriyoruz


2-Hava Filtresi


Burnunuz tıkalı iken ne kadar koşabilirsiniz, ya da gece burnunuz tıkalı olduğu için hiç uyandınız mı? Aynı şekilde motosikletimiz de nefes almak ihtiyacı duyar. Yanma olayının olması için oksijene ihtiyaç vardır. Motosikletlerimizin motorları da sağlıklı yanma sağlamaları için oksijene ihtiyaç duyarlar. Eğer hava filtremiz kirli veya tıkalı ise, motorumuz sağlıklı bir yanma sağlayamaz, yakıt+hava oranı değişir ve daha fazla yakıt tüketmeye başlar. Birazcık daha detaylı anlatmak gerekirse: yakıt hava sıkıştırma oranı 15:1 olan bir motorda, 1 gram yakıtın tamamının kimyasal olarak değişikliğe uğrayıp yanması için moleküllerine 15 gram hava gerekir. 15 gram hava, yanma odasına zamanında giremezse 1 gram yakıtın tamamı yanma olayını sağlayamaz ve yanmayan fazla yakıt egzozdan dışarı atılır. Yani o çok değerli benzinimizi sokağa atarız. Hava filtremizi sık sık kontrol edip temizlemek ve zamanında değiştirmek gerekir.

3-Motor Yağı

İnsan bedeninin can sıvısı nasıl kansa, motorların can sıvısı da yağdır. Çok sık duyarız sanayi tabiri "Abi yağını suyunu koy, istediğin yere git." Yani o yağ bir kere girecek, olmazsa olmaz, başka bir alternatifi yok. Yağın ana görevi, "kayganlaştırıcı" olmak. Motor bloğunun içini düşünün; silindirler, pistonlar, dişliler, zincirler, kollar, onlar bunlar... Birbirini itenler,çekenler, sürtünenler, kayanlar, indirenler, kaldıranlar falanlar filanlar... bu cümbüşün içinde, bütün bu "metal" aksamın "yağ" gibi çalışması için motor yağına ihtiyacı vardır. Motorumuzun dişlilerinin sürtünmesi ne kadar az olursa, ürettiği gücü o kadar kolay ve hızlı iletir. Özelliğini kaybetmiş bir yağ içerisindeki motor parçaları, daha fazla sürtünür, daha çabuk ısınır,(ısınan metalin genleştiğini bilmeyen yoktur zaten) daha çabuk hararet yapar, ürettiği gücü daha "zor" iletir ve daha fazla yakıt tüketir. Motor yağımızı düzenli, kaliteli bir marka yağ ile zamanında değiştirelim.

4- Devirli Kullanma



Devir konusu çok ileri düzey teknik bilgi isteyen bir konu. Bu konu hakkında atıp tutan çok insan görürsünüz, gerek hayatta gerek internette. Sayfalar konusu konuşulur ama kesin bir bilgi yoktur. Racing model motosiklet kullananlar en hızlı vites değiştirme aralığını sorarlar, araba forumlarında "en az yakıt tüketimi vites değiştirme :)" şeklinde konu başlıkları görmüşsünüzdür mutlaka. Eğer takıntılı bir insan değilseniz, hangi vites hangi devirde değiştirilir, tamı tamına doğru kesin bilgi istiyorum demiyorsanız, size tavsiyem her zaman daha düşük devirde vites değiştirin. Yüksek devir demek yüksek yakıt tüketimi demektir, bunu bilmeyen yoktur herhalde. Mümkün mertebe vites değiştirme devrinizi düşük tutunuz.


5-Yol-Hava durumu

Lastik hava basıncı yukarısı ise, bu da aşağısı. Aynı şekilde lastiğinizin temas ettiği zemin sürtünmenizi etkiler ve yakıt tüketiminizi arttırır. Asfalt zeminde lastiklerimiz yolu daha iyi tutar ve motordan aldığımız güçle daha fazla yol gideriz. Toprak zemin daha gevşek olması ve sürtünmenin daha fazla olması sebebiyle güç kaybı daha fazladır. Havanın sıcak veya soğuk, yolun ıslak veya kuru, tozlu veya çamurlu olması, yolla temas eden lastiğimizi etkiler. Bu durumlar karşısında yapmamız gereken mevsimine göre motosikletimizin donanımını hazırlamaktır. Mevsimine göre, yazlık-kışlık lastiğimizi değiştirmeli, motor yağımızı, motosikletimizin kitapçığında yazan sıcaklıklara göre değiştirmeli ve varsa radyatörün sıvısını, antifrizini kontrol etmeliyiz.

6-Yakıt Kalitesi



Belli başlı markaların benzinini, mümkünse aynı markanın, aynı istasyondan yakıtını tüketelim. Özellikle yakıtımızı şehir içlerinden merkezi yerlerden alın. Şehirler arası gezi yapan arkadaşlar, yolda tatsız sürprizlerle karşılaşmak istemiyorsanız, yakıtınızı şehir içlerindeki petrol istasyonlarından yapın.  "Yağını suyunu koy her yere gider" dedik ya, işte buradaki su benzin oluyor. Kaliteli yakıt daha performanslı yanar ve motorunuzun ömrünü de uzatır.

 

7-Trafik Yoğunluğu


Şehir içi şu kadar, şehirler arası şu kadar yakıyor, diye bir tabir var. Neden şehir içi diye bir olgudan bahsediyoruz? Çünkü şehir içinde trafik var. İnsanlar çoğunlukla şundan bahseder: " Ya trafikte çok takıldım, dur kalk, dur kalk, motor çok yaktı." Evet nispeten durma-kalkma, araca sıfırdan tekrar bir ivmeye çıkartma; hızını almış bir araçtan daha fazla yakıt yaktırır. Ancak şu noktayı da kaçırmayalım: 15 dakikalık yolu, 45 dakikada gitmek demek, motorun 30 dk daha fazla çalıştığı demek oluyor. Yani demek istediğim durma kalkmadan ziyade, motor daha fazla çalışıyor; e zaten bu da işin özeti oluyor. Bu yüzden zaten boyut avantajına sahip motosikletimizi kullanırken, yaşadığımız şehri iyi tanımak, trafiğin yoğun olduğu yollar neresi, yolların geniş olduğu yerler, gerektiğinde kaldırıma çıkılabilecek yerler neresi bilmek, gideceğimiz yere daha erken gitmemiz ve motosikletimizin daha az çalışması demek, yakıt tasarrufu demek. 🙂

 

8-Kendini Bilmek



İşin en önemli ve en son noktası: sürücü. Yani, siz. Motosikleti kullanan sonuçta sizsiniz. Altınızdaki motosikletin motoruna emirleri siz veriyorsunuz. Fazla yakmasını da siz söylüyorsunuz. Örnek olaylarla anlatmak isterim: Evde otururken ya da sokakta yürürken çoğu zaman sizde duymuşsunuzdur; bir motor sesi gelir böyle 1-2 saniye son gaz bir yükselir vınn diye sonra yaklaşık 10 saniye boyunca devirin düşme sesi vnnnnnnnnnnnnnn....  Bu ne demek şimdi, ya bir arabayı geçerken kendini göstermek istedi ya da kaldırımdaki kızlara gösterdi kendini sonrada dikizden bakıyor, kızlar bakıyor mu diye. Motosiklet üzerinde etrafımızda bir çerçeve olmadığı için dış dünya ile birleşiğizdir. İnsanların tepkilerini bakışlarını anında görürüz, ve bu bakışlar çoğu zaman aslında olmadığımız bir insan gibi davranmamız sebebiyet verebilir. Özetle gaza gelme durumu. 2 dk. sonra kendi kendinize ne yapıyorum ben dersiniz hatta. 100 metre ileride arabaların stop lambaları yanmaya başlamış sırayla, bakıyorsunuz kırmızı ışık yanıyor, bir son gaz, bir son fren, ışık yeşil oluyor yine bir son gaz kalkma, arabalara dikizden bakma... Bu tarz davranışlar hem güvenli sürüşün hem de benzininizin düşmanıdır. İyi bir eğitim almak bile yakıt tüketiminizi etkiler.

                                              Sevgiler,saygılar.

Fırat ERDEM

Edit: 1- Lütfen kaldırımlarda motosiklet sürüp yayaları taciz etmeyelim, kurallara uyalım. Sadece acil durumlar için, acil kaçış manevrası yapmamız gereken durumlarda, neyin nerede olduğunu bilmek için kaldırımları da hesabınıza katın.
2- Düşük devir ile burada kastedilen, motoru öldürmek değil, tapa gaz gitmektense daha aşağıda ve devrinde daha yumuşak vites geçişleri tercih etmek, kastedilmiştir.

ALINTIDIR
BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 6 / 15

Başlangıç Motosikleti |

Yeni motosiklete başlayacaklar için notlar ;

Her bahar bir kitle motosiklete adım atıyor. Çoğu kişi bu adımları yanlış attığı için bir sezon sonrasında motosikletini satışa çıkartıyor veya kazalar atlatıyor ve bu sebepten motosikletten soğuyor. Bazen de yanlış seçimler dolayısıyla yanlış motosikletle işe başlıyor ve çoğu zaman zarar ederek motosikletini kısa süre içinde değiştirmek zorunda kalıyor.

Bu yazıda “başlangıç motosikleti “ konusu odaklı yazmaya çalışacağım çünkü konu geniş ve motosiklet seçimi en önemli noktalardan birini oluşturuyor. Diğer noktalara değinmek de illa ki gerekecek fakat detayı genelde başlangıç motosikleti seçimine vermeye çalışacağım. Bu perspektiften okursanız daha faydalanabilirsiniz.

Doğru eğitim kurumu veya eğitmen ;
Başlangıç için bir motosiklete 4000 TL ila 10.000 TL para bayılacaksınız. Bu paraların dışında kıyafete ve kaska da 500 TL ile 2000 TL arası para vereceksiniz. Tüm bunları vermeden alacağınız bir eğitime bugün Türkiye şartlarında 150 TL ile 500 TL arası bir bedel harcarsınız. Vazgeçerseniz boşuna ekipmana ve motosiklete para vermemiş olursunuz ve bunun da yanında vereceğiniz eğitim bedeli sonrasında sadece ve sadece keyifli bir gün geçirmiş olursunuz. Burada yazacaklarımın veya yazmaya unutacaklarımın çok daha fazlasını bu konuda çok daha tecrübeli bir eğitmenden birebir almış olursunuz. Kurumlar genelde herkese temel bilgiyi en doğru şekilde verebiliyor fakat özel eğitmenler işin bir sonraki boyutuna taşıyabiliyor. Eğer doğru eğitmeni seçerseniz motosikletli yaşamınız boyunca bir koçluk hizmeti almanın ilk adımını da atmış olursunuz. Doğru başlarsınız. Eğer nihai sürüş hedefiniz daha büyük bir motosikletse belki de daha yüksek ccli bir motosikletle başlayabilecek kadar yeteneklisinizdir. Bunu en iyi bir eğitmen gözlemleyebilir. Sizin başlangıç motosikletiniz daha yüksek hacimli bir motosiklet olabilir. Bunu doğru gözlemleyebilmek için de eğitim şart.

İlk düşünmeniz gereken şu ; öncelikle motosikletle sürüş yaparken trafiğe alışmak sizin için zorlayıcı mı ? Eğer cevabınız evetse. Bir scooter alın. Çok temel bir bakış açısıyla sadece Gaz – Fren ve trafiğe odaklanabilmenizi kolaylaştıran daha az detay demektir scooter . Aynı zamanda daha pratik kullanım fakat bu pratikliğin bedeli olarak da daha az motosiklet sürüş keyfi ve daha az güvenli sürüş satın alıyorsunuz. Tüm bunları scooterdan vitesli motosiklete geçtiğinizde tecrübe edeceksiniz – edilmişi var, ben buradan söylüyorum size ☺ Alacağınız scooterın şu özelliklere sahip olmasına dikkat edin.

Kararınız kesinse minimum kişiyle paylaşın ; 
Eğer motosikletli yaşama adım atacaksanız herkesle paylaşmayın. Çevrenizdeki normal insanları çocukken motosiklete binmenizden korkan ve bu sebeple size yasaklayan ebeveynleriniz olarak düşünün. Olumsuzluk çukurunda yaşayan yurdum insanına hevesinizi kırması için fırsat vermeyin. Mutlaka birisi memleketinde kasksız motosiklet sürüp ölen amcasının oğlundan bahsedecek ve şeytan işi diye nitelendirecektir. Onlar motosiklet kullanmanın keyfini hiçbir zaman anlayamayacak kişiler olmaya devam edecek sizse bu keyifle onlardan farklı olacaksınız. Göreceksiniz siz doğru adımlarla senelerce motosiklet kullanırken onlar aynı kalıp cümleleri kullanarak trafiğin içinde kafeslerinden size bakacaklar.

Bir aksiyon planı oluşturun ve o plana köle olmayın – proaktif bir planlama yapın ; 
Kafanızda bir plan oluşturun. Bu planı oluşturmanızda eğitmeniniz çok yardımcı olacaktır. Bu plan doğrultusunda ilerleyin. Planınızı mutlak tutmayın tecrübenize göre değiştirilebilir olmalıdır. Çünkü siz de tecrübe kazandıkça daha ileri ufukları görebilir hale geleceksiniz. Bahsettiğim plan şu şekilde bir plan ;
Ben önce eğitim alacağım , eğitim alacağım kurum şu olsun sonrasında da şu özel hocadan ders alacağım sonra hem kurumdan hem özel hocadan edindiğim fikirlerle bir başlangıç motoru alacağım ama öncesinde ehliyet kursuna kayıt olmalıyım. Sonra korumalı kıyafetlerimi alacağım ve sonrasında başlangıç motosikleti olarak Honda CBF 150 alacağım. Onu bu yaz sonunda satar duruma göre ileride bineceğim modele karar veririm. Başlangıç noktanız bu olsun. Etkilendikçe revize edersiniz. Tabii ki koruma eğitim ehliyet gibi konuları revize etmemelisiniz fakat ilk motosiklet , satacağınız zaman vs. gibi konuları revize edebilirsiniz.

Ufak hacimli olsun ; 
Ufak hacimli motosikletler(125-150-200 cc gibi) daha az yakar, motoru kısa süre içinde limitlerinde kullanabilir hale gelirsiniz. Motorun sesini limitini tepkisini daha kolay kavramanıza yardımcı olur. Vergisi düşüktür. Az yakar. Parçaları genellikle daha uygundur. Bizim memlekette genellikle düşük hacimli scooter ve motosiklet kullanıldığı için parçası bol, fiyatı uygun olur. Düşük hacimle başlarsanız acemiyken mümkün oldukça az artçılı sürüş yaparsınız zaman içinde artçı almanız zaman içinde başkasının sorumluluğunu almanız demektir. Bir kişinin can sorumluluğunu mümkün oldukça tecrübeli iken almakta fayda var. Özellikle kurye motoru diye tabir edilen commuter tarzı motosikletler en iyi başlangıç motorlarıdır. Oturuş pozisyonları daha dik ve sürücü için daha ergonomiktir. Karizması düşük de olsa koruma demiri opsiyonları ve basit motor yapıları ile çilekeş öğreticilerdir. Bu modellere örnek olarak Honda CB 125 , Honda CBF 150 , Yamaha YBR 125 , TVS Apache 150 modelleri örnek olabilir. Bu modeller amortisorlerinde değişiklikle hemen hemen her boya sahip kullanıcılara hitap edebilir.

Chopper-Cruiser motorlar, Cross veya Racing motorlar iyi başlangıç motorları değildir ;
Bu noktayı özellikle belirtmem gerekiyor. Chopperlar diper adıyla cruiserlar kötü motorlardır demek istemiyorum sadece iyi başlangıç motosikletleri değildirler. Aynı şekilde racing motosikler için de geçerli. Neden olduğunu açıklayacağım ;
Motosiklette güvenli sürüşü sağlayan en önemli etken rake açısı denen etkendir. Rake açısı özetle ön lastiğin gidon ile yaptığı açıdır. Bu açı ne kadar darsa motosikletin iki lastiği arasındaki uzaklık o kadar azdır. Bu da ön frene bastığınızda durma hareketinin akışının arka lastiğe daha hızlı iletilmesi ve durmanın daha kolaylaşmasıdır. Bu tip motorlarda rake açısı geniş ve lastikler arası mesafe geniştir.

İkinci kavram ise gidon turu denen hadisedir. Genelde racing motosikletlerde rake açısı dar fakat gidon turu yani gidonu çevirdiğimizdeki tur da dardır. Bu da şehiriçi kullanımında zorluk yaratabilir. Bu özelliği şehiriçinde dezavantajken viraj performansı ve zevkinde avantaja dönüşmektedir. Yine oturuş ergonomisi açısından öne yatık oldukları için racing motorlar daha az ergonomiktir. Başlangıç motosikletinde daha dik bir oturuş daha kolay öğrenme sağlayabilir. Son dönemlerde bazı racing 125 ve 250 cc motosikletler başlangıç motosikleti olarak kullanılabiliyor. Daha fazla işçilik isteyen motosikletler aynı zamanda racing yapıları itibariyle daha yüksek hızları acemi kullanıcılarına sunmaktadırlar. Bu çerçeveden bakmakta fayda var.

Aynı zamanda oturuş şekli vs. itibariyle de bu cruiser motosikletler acemi kullanıcının işini kolaylaştıran motosikletler değildir. Çok egzost sesi yaparlar çok havalıdırlar fakat grenajlarını temiz tutmak ayrı bir iştir. Genelde motor kısmından yoğun trafikte sıcaklık verirler. Motor kısımları ısınır ve değdiğinde bacak yakma seviyesinde olabilir. Bu sebeple filmlerde gördüğümüz harleycilerin deri pantalon veya pantolonlukları vardır. Artçı konforu daha düşüktür ve birçok daha sebeple iyi başlangıç motorları değildirler. Bu motorlar sevenleri için iyi motorlardır. Doğru başlangıç motosikleti yle başlamak istiyorsanız bir süre Amerigan filmi izlemeyin ☺

Selesi yere yakın(boyunuza uygun) diye chopper / cruiser kullanmak motosikletten alacağınız zevki maksimize etmez. Çamurlu bir commuter sürekli grenajını temiz tutmanız gereken bir chopper dan çoğu zaman daha evladır.

Uzun uzun anlatmıyorum kısaca Cross motosikletler de asıl üretim amaçları offroad olması sebebiyle doğru başlangıç motosikletleri değildirler.

Scootersa , büyük lastik ;
Ebat olarak büyük ebatlı lastiğe sahip scooterlar seçerseniz hem size daha fazla konfor sağlar hem de ileride kullanacağınız motosikletler için iyi hazırlanmış olursunuz. Ufak lastikli scooterlar genelde daha dar gidon açısına sahiptir, büyük lastikli scooterlar sizin işinizi kolaylaştırır. Büyük lastikli scooterlar daha dar selealtı bagaj kapasitesi sunabilir ama bu güvenli sürüşten hiçbir zaman daha önemli değildir. Boyunuz büyük lastikli modellerde sıkıntı yaşatacaksa eğer eğitmeninize danışın.

Scooter demek, kaporta demek ;
Scooterın kaportası en ufak yere düşüşte çizilir ve kırılır. Bu da masraf demektir. Eğer seçiminiz scooter olacaksa Honda Activa gibi paket serviste kullanılan bir model koruma demirleriyle satın alınabilir.(Artık activa üretilmiyor, bu muhteviyattaki başka modeller olabilir) . Ne demiştik , şıklığı boşverin.

Distributoru kuvvetli , parçası kolay bulunur hesaplı ve populer bir model olsun ;
Alacağınız motorun Türkiye de distributorunun ne kadar güçlü olduğunu ne kadar bilinir bir marka ve o markanın ne kadar çok ithal ettiği bir model olduğuna dikkat edin. Scooterda Piaggio Gilera Honda Yamaha gibi markalar major markalardır. Yerleşik servis ağları (Yamaha için yeni bir yapılanma sözkonusu birkaç yıldır) , o servislerde o motorlardan anlayan ustaları vardır. İkinci elde de bir piyasası vardır.Bu gibi markaları tercih etmeniz motorunuzu satmak istediğinizde kolayca satabilmenizi sağlar ve çok zarar etmezsiniz.

Çin malı veya farklı isimlerle gizlenmiş Çin malı markalardan uzak durun ;
Çin malı scooterlardan uzak durun. 1000 km sonra her yanı ötmeye başlar ve cebinizden çıkan paralarla size tüm motor mekaniğini öğretir. Enjektörün varyatörün emniyet müşürlerinin ve tüm elektrik aksamının ne işe yaradığını cebinizden para ve ustalara işçilik ücreti vererek öğrenmeniz için Çin malı scooterdan daha iyisi yoktur. İsmi Türkçe veya İngilizce olan markaların scooterlarının da çoğunun Çin’den Türk markasıyla ürettirilerek ithal edildiğini bilin. Türkiye’de üretiyoruz diyen montaj hatlarına fabrika diyen firmalara aldanmayın. Onların scooter veya motosikletlerine aldanarak vereceğiniz para aynı zamanda Türkiye’de motosiklet bilincinin artmamasının , piyasanın derinleşmemesinin de mesulu olduğunu motosikletli yaşamınız devam ettikçe göreceksiniz. Korsan taksiye binmeyin ☺

Distributoru & Servis ağı gelişmiş,parçaları bulunan markaları tercih edin ;
Bunlar dışında Türkiye dışında büyük üne sahip olan fakat Türkiye’de bugüne kadar dandik distributorler veya ithalatçı firmalar yüzünden, ithal edilmeyen yedek parçalar yüzünden ayaklı cenaze arabası haline gelmiş motosikletlerden /scooterlardan kaçının. Eğer scooter/motosiklet alacaksanız, alacağınız modelin yetkili servislerinden en iyi bilinenini araştırın. Gidin Tanışın Çekinmeyin. Çünkü ileride o servislerin sahipleriyle çalışan ustalarıyla arkadaşlıklar kuracak, arkadaş olmasanız bile zaman içinde motorunuzun yapılmasını beklerken hoş sohbetler yapacaksınız. Yetkili servise düşündüğünüz modeller ilgili fikrini sorun. Yedekparça sıkıntısı olup olmadığını o modelin kronik sıkıntısı olup olmadığını sorun. Büyük markaların işlerinde iyi olan yetkili servisleri genellikle kazalı motosiklet yenileyip satmaz. Genellikle yetkili servisler dışındaki servislerin önereceği motosikletler böyle motosikletler olabilir. Yetkili servisler de de bu durum olabilir. Yani Ustayı sevin sayın ama sonuna kadar da güvenmeyin. Güven zamanla oluşan bir mevzudur. Zaman içinde güven ilişkisi kurmaya dikkat edin. Bence en iyisi ilk motosikletinizi ikinci el alıyorsanız mutlaka daha önce tanıştığınız yetkili servise motoru götürtüp onayını alın. Sonrasında yapacağınız bakım harcaması yüzünden keşke sıfır alsaydım, aynı paraya geldi demeniz olasıdır. İlk motosikletinizi alacaksanız kesinlikle galeriden almayın. Galerideki motosikletler ne yazık ki kazalı toplanmış motosikletler olabiliyor. Zaman içinde göreceksiniz eğer motosiklet sürücüsüyseniz ve motorunuza dikkat ve önem gösteren bir sürücüyseniz (ki canınızı taşıdığı için öyle olmalısınız) motosikletinize satış ilanı verdiğinizde makul ve adil bir fiyat istediyseniz en geç bir hafta içinde motosikletinizi satarsınız. Satabilmek için bir galeriye genellikle ihtiyaç duymazsınız. Bazı büyük motosiklet markalarının bayiileri aynı zamanda sıfır motosiklet de sattıkları için takasla motosiklet alabilmektedirler. Bu anlamda sıfır motosiklet satışı yapan galeriler (daha doğrusu bayiiler) temiz ikinci el motosiklet barındırabiliyor. Bu gibi firmaların aynı zamanda yetkili servisleri de oldukları için kendi servislerinin garantisiyle ikinci el motosikletleri satabilmektedirler. İkinci el alırken satışçıya güvenmeyin o markanın yetkili servisinin motorun genel kondusyonu hakkında ne dediğine dikkat edin. İlk motosikletinizi ikinci el alıyorsanız eğer lastiklerinin yılına dikkat edin. Dişleri bitmemiş ve üretim tarihini 2 yıl geçmemiş motosikletler alın. Lastik bir masraftır ve motosikletin modeline göre yüksek bir masraf olabilir. Ekspertiz yaptırdığınız da neye ne zaman ihtiyacınız olacağını sorun. Balataları ne zaman değiştirmek lazım , lastikler ne kadar gider (genelde ustalar lastiklerin hamur ömrünü dikkate almaz sadece dişine bakıp yorum yaparlar- aldanmayın) , debriyajını ne zaman değiştirmek lazım , scootersa kayışı varyatörü motosikletse zinciri dişlisi ne zaman değişmeli ve tüm bunlar kaça değişecek önceden bilin. Sonra motosiklet çok masraflı diyerek motosikletten vazgeçen kişilerden olursunuz.

Her zaman motosiklet alırken kaça ve ne kadar zamanda satarım diye düşünün ; 
Başlangıç motosikletinizi yaz tatilini geçireceğiniz kız arkadaşınız olarak düşünün (bayansanız erkek arkadaşınız) . Çok bağlanmayın. İster sıfır ister ikinci el olsun kaç liraya alacağım ve satarken kaç liraya satarım diye düşünün. sahibinden.com bu konuda en iyi referans noktasıdır. Yine sahibinden.com daki ilanların giriş tarihlerine dikkat edin. Uzun süredir duran ilanlar varsa düşündüğünüz modelin ikinci eli yavaş olabilir. Genelde Eylül Mart ayları arasında motosiklet alım satım piyasası daha yavaştır. Bu noktayı göz önüne alın.Eğer bir hafta arayla aynı modelde araştırma yaptığınızda farklı motosikletlerle karşılaşıyorsanız o model ikinci eli nisbeten daha güçlü bir model diye düşünebilirsiniz. Edindiğiniz bilgiyi sorarak gerçek hayatta da onaylayın.Duygusal davranmayın, motosiklet eğer günlük iş yaşamınızda veya günlük hayatınızda herşeyi hallettiğiniz birincil aracınız değilse genellikle sizin için lükstür. Lüksten kasıt burada para sıkıntısı halinde ilk elden çıkartmanız gereken şey olabilmesidir. Motosiklet alırken bunu düşünün , paraya acil sıkışsam kaça ve ne kadarda satarım çok zarar eder miyim in muhasebesini yapın. Fakat sırf bu hesapla da yola çıkmak doğru olmayabilir. Çin motosikletleri yüksek arz ve kalitesizliği itibariyle burada da başlangıç motosikleti olarak anlamsız kalacaklardır.

Bu yazı dahil internette okuduğunuza koşulsuz inanmayın kendi bilginizi oluşturun ;
Forumlarda ve motosiklete ait sitelerde yazılanlar genellikle yanlış olma eğilimi göstermektedir. Yurdum insanı genellikle kullanmadığı motosikletle 3 yıl geçirmiş gibi inandırıcı şekilde yorum yapabilmektedir. Ya da çok kısa sürede tam yorumlayamayacağı kadar sürede kullanıp yanlış bilgi verebilmektedir. Yazıyı yazan kişinin fizyonomisi o motora çok uygun fakat sizin fizyonominiz uygun olmayabilir. O kişinin kullandığı motosiklet bakımsız olabilir fakat sizin alacağınız motosiklet bakımlı olabilir veya tam tersi. Motosiklet arabadan farklı olarak bakımlı olması halinde kullanım farkını daha çok hissettirebilen bir araçtır.
Özellikle lastik seçiminde motosiklet seçiminde internet doğru kaynak olmayabiliyor. Ben motosikletliyaşam blogu genellikle kendi tecrübelerimle doğru bilgi vermeye çalışarak yazıyorum ama bilgi benim fikrim olduğu için subjektif ve benim için doğru ve benim tecrübemle kısıtlı. O sebeple sizin için en doğruyu sadece siz ve eğitmeniniz bilebilir. İnformasyonu internetten alın fakat bilgiyi kendiniz oluşturun. Çevrenizdeki çok bilen abilere – arkadaşlara da çok inanmayın çok bilen çok yanılır.

En şık olanı değil,sizin için en efektif olanı alın ;
İlk scooterınızı alıyorsunuz en şık olanı olsun kaygısını taşımayın bu başlangıç motosikletiniz. Karizması düşük olsun önemli değil. Amacı size motosiklet sürüşünü öğretmek. İleride en karizmatik bulduğunuz modeli alırsınız. Zaman içinde motosiklete dair karizma anlayışınız da değişecek. Yine ilk motosikletiniz bir bir kurye motosikleti olabilir. Bunda gocunacak birşey yok. Seneler içinde göreceksiniz en efektif – en düşük maliyetli motosikletler bu modellerdir.

Başlangıç motosikletiniz için en belirgin rengi seçin ; 
Kırmızı , Beyaz , Altın sarısı gibi renklerdeki motosikletler trafikte daha fazla dikkat çeker. Bu sebeple parlak hatta cart renklerdeki motosikletleri başlangıç motosikleti olarak tercih edin. Motosikletli yaşamınız boyunca illa ki siyah motosikletini olacak. Bu motosiklet tercihini daha tecrübeli olacağınız günlere bırakın. Motosikletin rengi kahverengi bile olacaksa, belirginse siyah rengi tercih edin.

[ALINTIDIR] - Kaynak; http://blog.motosikletciyiz.com/baslangic-motosikleti.html

BeğenFavori PaylaşYorum yap

Nedir bu ''Kullanıcı Hatası'' denen ürünün ''Garanti Dışı'' kalması!

Siz de benim gibi daha önce telefonunuzu elinizden düşürüp ekranını kırdıysanız yada düşürmediğiniz halde cebinizden çıkardığınızda telefonunuzun ekranının tepki vermediğini  farkettiğinizde artık çok geç, ne yazıkki hiç bir kastınız olmamasına rağmen ''Hatalı Kullanıcı'' durumuna düştünüz demektir. Yani bir diğer ''Yetkili Servis'' tabiriyle ''Kullanıcı Hatası'' yaptınız.

Servislerin bize her ekran kırılmasında kullanıcı hatası demesi çok enteresan bir durum.

Dikkat ederseniz her durumda ''Kullanıcı Hatası'' deniyor; Ekran içten içe kırılsa öyle, suya düşse öyle, sadece telefonda değil diğer bir çok ürün gamında da aynı bahaneyi üretiyorlar nedense. Yani bu garanti belgesi yada garantili ürün almak neyimize yarıyor o zaman bizim diye sorduğumuzda cevap yok. O zaman ben neden garantili ürün alıyorum?

Peki nedir bu kullanıcı hatası; ''Tüketicinin malı tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan hususlara aykırı olarak kullanmasından kaynaklanan arızalar'' olarak tabir edilmiştir yönetmelikte bu durum.                               (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/06/20140613-2.htm)

Yönetmelikte bahsi geçen kullanıcı hatasından anlaşıldığı gibi; örneğin biz telefonun kulaklık girişine çatal-kaşık-kürdan sokarsak ve kulaklık girişi bozulursa bu durum kullanıcı hatası olur. Çünkü kullanım kılavuzunda o girişe kulaklık takılacağı yazıyor. E o zaman neden ekran konusunda bu durum böyle değil? Ekranın kırılabileciğini belirten bir uyarı göremedim, tam tersine Gorilla Glass 3 dür 4 dür vb. gibi çizilmez dayanıklıdır kırılmaz denilen reklamlarla satılıyor bu telefonlar halbuki.

Sonuç olarak;

Gideceğimiz çözüm yolu çok basit; bulunduğumuz ildeki ''Tüketici Hakem Heyetine'' Başvurarak hakkımızı aramalıyız. Bizi ancak Kanun korur.

Sevgiler...

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 117
  • TC Serap Koca @tc-serap-koca

    İşte sorun şurda ki yurt dışında bizim elimizde beş bin lira verip aldığımız telefonlar neredeyse yarı fiyatına ve birebir ne marka olursa olsun değiştirme hakları var ben çok şaşırmıştım duyduğumda

  • TC Serap Koca @tc-serap-koca

    Benim kuzenim Samsung un en yeni çıkan serisini almış kızı yerde ekranını sürttürerek araba yapmış bir haftaya kalmadan birebir yenilenmiş dedim nasıl oluyor bu iş dedi ki garantısı var değiştirmek zorunda bizim telefonların da garantisi var ama biz hiç o haklardan faydalanamıyoruz

  • Hakan Tol @hakantol

    Daha 1.5 ayını doldurmadan hepsiburada'dan aldığım Samsung M31'in ekran dokunmatiği kendi kendine bozuldu ve telefon kullanılmaz hale geldi. Samsung yetkili teknik servis, tahmin edin, ne dedi: "Kullanıcı Hatası". Sebep bulamadılar ya, güya yetkisiz//yabancı yazılım yüklemişim telefona ve bu ana kartı yakmış. Google'da aratın bu M31 modelinde hep aynı sıkıntılar var. Türketici hakları mahkemesine başvuracağım inşAllah.

  • mehmet küçüköten @mehmetkucukoten

    kapitalizmin top end lerinde ucuz fiyatlı (vergisi ortalama yüzde 10),begenmediginde pantuluu !! dahil hemen degiştirilen,rekabetten ve alım gücünden dolayı,en iyi ve ucuz envai çeşit malların satıldıgı,hayranlıkla bakılan ,gidilmek yaşanmak istenen (japonya v.b.)ülkelere imrenmek yetmez,ab müktesabatında gibi koşulsuz iade ve degişim getirilmeli.