İngilizce tense olayı için kapsayıcı ama özet güzel bir tablo var mı? Ne zaman have been going, ne zaman had gone vs. açıklayan bir tablo.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
    • arandur @arandur

      Bunlar sınav için gerçekten gerekli ama çıkıp konuşacağım dersen bunları ezberlemeye gerek yok.

    • Gürkan ATILGAN @gurkan-atilgan

      @arandur zaten bunlarla uğraştırıp konuşmayı öğretmedikleri için konuşamıyor öğrenemiyoruz

    • kortex @kortex

      @gurkan-atilgan herkes kendi yolunda 😀

    • lterlemez :) :\ :( @lterlemez

      @gurkan-atilgan: Biraz geç bir cevap ama konuşmayı öğretemezler, siz konuşacaksınız ki öğrenesiniz. Bunları ve de geniş bir vocabulary öğrenmeden de konuşmaya başlamak biraz zor.

    • Distor @distor

      @lterlemez Okul imkanlarında konuşma pratiği yapılması cidden zor. Hele altyapısı olmayan kişilerle yapılması daha da zor. Yine de yapılmaya çalışılmalı tabi. Derste kelime ezberletilmesi de saçma olur. En mantıklısı okulda gramer kısmına ağırlık verilip kalan kısımları öğrencinin kendi tamamlaması. Kelime tekrarını, dizi/film izlemeyi öğrenci tek başına rahatça yapabilir. Bu yüzden okullarda gramer ağırlıklı öğretilir. Öğrenirken bir tek okul ile yetinmemek gerekir.

    • lterlemez :) :\ :( @lterlemez

      @distor: Aynen, hazırlık sınıfı 40 saat ders haftalık, ortalama...

    • Gürkan ATILGAN @gurkan-atilgan

      @lterlemez @distor dil bilgisi ile uğraştırmak yerine hangi durumda kabaca neler söylenir kullanılır şeklinde defalarca denetip tekrarlatarak maruz bırakarak çok rahat öğretebilirler, bugün instagramda reels ile yapılabilen bir şey bu 🙂

    • Distor @distor

      @gurkan-atilgan Konuşma klavuzları var. Açın tekrar edin. Bu konuda hiçbir eğiticiye ihtiyaç yok.
      İşin teorisi önemlidir. Özellikle bizim gibi maruz kalma imkanları kısıtlı olan yerler için daha da önemlidir. Diziden, filmden kendini geliştirirsin ancak gramer altyapın yoksa, kelime altyapın yoksa bu çok daha yavaş olur. Amerika’yı baştan keşfetmeye uğraşmak olur. Param var, gider Londra’da vs. uzun süre yaşarım diyorsan tamam. Ancak akşam iki saat dizi izledimle maruz kalma işi çok yavaş olur. Bunun teorik bilgi ile desteklenmesi gerek.

    • Distor @distor

      @gurkan-atilgan Konuşma klavuzu okuma, dizi izleme, şarkı dinleme, kelime ezberleme vs. bunlar tek başınıza çok rahat yapabileceğiniz şeyler. Okulda bunlarla uğraşmak anlamsız. Eğiticiye ihtiyacın yok bu konularda. Eğiticiye gramer konularında, telaffuz konularında vs. ihtiyacın var. Okulların da bunlara odaklanması, az vakitleri ve çok sayıda öğrencileri olduğu için mantıklı oluyor.

    • lterlemez :) :\ :( @lterlemez

      @gurkan-atilgan: Öyle olmuyor işte, o zaman da kaba kalıyorsun (nezaket anlamında değil), gelişmiyor. Çünkü karşına kaba konuşmayan birisi gelince işler gene sarpa sarıyor. Bu (ve benzer tüm şeyler) aynen, otomatik vitesle mi yoksa düz vitesle mi öğrenmek daha iyi konusu (ki bu da benzer konu) gibi....

    • Gürkan ATILGAN @gurkan-atilgan

      @lterlemez @distor okul mecburi olduğu için evde kşinin kendi insiyatifine bırakılmadan yapılmalı maruz kalma işi, önce kabaca konuşmayı öğrenmeli, sonra hatalarını gramer öğrenerek düzelttirmeli

      sonra cümle kuramayan, bir şey söyleceğimiz zaman bu kelimenin şu zaman hali neydi, o neydi bu neydi diye yarım saat düşünen konuşamayan insanlara dönüyoruz

      alt sınıflarda tamamen maruz kalarak konuşma odaklı öğretilsin, üst sınıflara geçtikçe gramere girilsin

      sonuçta 7 yaşında okula başlayana kadar gramer nedir bilmeden ana dilimizi konuşuyoruz, yabancı dili de böyle bir bebek gibi önce konuşma sonra kurallar ve şekillendirme şeklinde öğrenmeliyiz bence

    • Distor @distor

      @gurkan-atilgan Bu konu da hep tekrarlanıyor ancak alakasız aslında. Sinaps oluşumu ve dallanması çok hızlı olan, beyni fiziksel olarak da gelişen, 7/24 dile maruz kalabilen, başka dil bilmeyen vs. bebek ile benim öğrenmem aynı değil.
      Önce işin mantığı öğretilir. Pedalların ne işe yaradığını öğrenmeden araba kullanmayı öğrenmek gibi olur grameri sona bırakmak. Gereksiz yüzlerce kaza. Hem gramer çalışırsın, hem maruz kalma, pratik yapma vs. yaparsın. Sırayla olması gerekmiyor. Ancak dediğim sebeplerden okulda gramer’e ağırlık verilmesi mantıklı oluyor. İş tamamen okulda çözülsün diye beklememek gerek. Birebir ders verilemiyor, uzun süre ders verilemiyor. İmkanlar kısıtlı. Tek başına kolayca yapabildiğin şeyler için okula gerek yok.

    • lterlemez :) :\ :( @lterlemez

      @gurkan-atilgan: Okul öğretemez, müfredat ve kitle eğitiminden bahis ediyoruz. Ama yönlendirme ve ortam yaratma eksik, buna çare bulunması lazım. Ben hazırlık okumuş birisiyim okuduğumu kabaca anlar, derdimi kabaca yazarım ama konuşma ve dinleme imkanım neredeyse hiç olmadığı için eksik kaldı (tabi ki bir de kişisel doğal tavırlarım var, onlar biraz engel oluyor). Okuma yazmam peki neden iyi, çünkü okulum pen friend kuponları veriyordu. Onları dolduruyor ve yazışıyorduk, konuşma/dinleme için de benzer bir sistemin olması lazım. Günümüz teknolojisi bunu sağlıyor, gençlerin bu imkanlardan yararlandırılması lazım.
      Ama kazanç sağlamayı da amaçlayan sistemlerden farklı olmalı; mesela pen friend gibi diskord friend ya Erasmus sistemine benzer bir sistem yaratıp, öğrencilerin daha güvenli ortamlarda ingilizce konuşma/dinleme pratiği yapabilmeleri sağlanmalıdır.

  • lterlemez :) :\ :( @lterlemez

    Güzel yazılmış bir gramer/çeviri kitabı...