Uygulamalar Bazında Ekosistem Mi? Cihazlar Bazında Ekosistem Mi?

Malumunuz çok uzun zamandır Android kullanan biriyim. Kullandığım cihaz da Pixel 2 XL ve uzun uzadıya bu durumu toparlamak istedim. 2007 senesinden beri iPhone modellerinin hepsini kullanmış biri olarak ne buldum ne bulamadım neler yapılmalı Google cephesinde yahut Apple cephesinde nacizane onları yazmak istiyorum.

 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki yılın 2019 olduğu ve hem iOS hem de Android işletim sistemlerinin bu kadar kabiliyetli bir hale büründüğü bir ortamda bu iki işletim sisteminin artı ve eksilerini karşılaştırıp bir çıkarıma ulaşmak şahsen benim nazarımda saçmalıktan başka bir şey değildir. Android'in çok iyi olduğu kendi alanları vardır, Apple'ın çok iyi olduğu alanlar vardır ve genel olarak hangi işletim sisteminde ''rahat'' hissettiğin sonucu %95 etkiler en azından etkilemesi lazım.

Yazının esas indirgeyeceğim kısmına gelmeden önce ''iOS daha stabil'' söylemine de değinmek istiyorum. Android en azından Pixel 2 XL ve Stock Android özelinde konuşursam iOS işletim sisteminden daha az stabil falan değil. Bu eskide kalmış bir söylem ve burada kelime manaları bence çok ciddi oranda karıştırılıyor.

Android en az iOS kadar stabil ancak iOS kadar ''bütün'' hissettirmiyor. Bunu ben insanların stabillikle karıştırdığını düşünüyorum. Bütün kelimesinden kastım ne onu da açıklayayım: iOS kendi içerisinde genel stok uygulamalar ve AppStore içerisinde bulunan uygulamaların %85'e yakınıyla daha bütüncül hissettiriyor kullanıcıya. 3. Parti uygulama geliştiricileri iOS işletim sistemine uygulama yazarken iOS işletim sistemi içerisinde bulunan UI ve UX elemanlarına daha sadıklar. Bu kullanıcının yeni uygulama indirdiği zaman öğrenme eğrisini ve ''bütüncül'' deneyim yaşamasına çok büyük katkı sağlıyor hakeza Apple'ın yapmadığı uygulamaların bile sanki Apple elinden çıkmışçasına bir his vermesini sağlıyor. işin enteresanı iOS işletim sisteminin UI ve UX deneyimine göre yazılan uygulamalar Android için revize edilmeden PlayStore'a konuyor. Bu sizin Android işletim sistemini farklı bir deneyimle kullanmanızı, uygulama bazına inildiğindeyse farklı bir deneyimle karşılaşmanıza sebep oluyor.

Bir diğer sorunsa Android işletim sisteminin hala UI ve UX konusunda sağlam temellere sahip olamaması. Google Keep, Photos, Documents, Mesajlar, Ayarlar, Google Maps, PlayStore bunların hepsi kendi başında ayrı telden bir kullanıcı deneyimi sağlıyor. Kullanıcı birinde altta bulunan sekmeler dizilimini görürken benzer bir stok uygulamanın arayüzüne girdiğinde kutucuklu tasarımı görüyor. Bu kullanıcıyı inanılmaz derece yoran bir deneyim ve bence arayüz varyasyonları olabildiğinde az tutulmalı. Bu varyasyonlar ne kadar fazla tutulursa işletim sisteminin kullanımı karmaşıklaşıyor ve bütüncül his yerini karmaşaya bırakıyor.

Şimdi geleyim esas konuya 🙂 

 

iOS ve Android cephesinin ekosistemden anladığı şeyler çok çok farklı. Apple cihazlar arası ekosistem özelinde ilerlerken, Google yok efendim benim cihazla işim yok benim verdiğim hizmet Cloud hizmet ve cihazdan bağımsız her yerde PC ve Mac'te bile çalışıyor sen cihazlar arası ekosistemi ve uyumu uygulamalar özelinde bekle diyor kullanıcıya.

Biri çok çok daha özgür bir yöntem (Android yöntemi) ama karışık, biriyse bu gibi işlerden anlamayan insanların bile kullanabileceği ama kısıtlayıcı bir yöntem (iOS yöntemi).

 

Durum bu olunca Google tarafında siz cihazdan bağımsız olarak hem de para vermeden iOS işletim sisteminde bile Google hizmetlerinden kopmak zorunda kalmıyorsunuz. Birindeyse hem hizmete para vermek hem de o ekosistem hizmetlerini çalıştıracak cihazlara yüksek para vermek durumunda kalıyorsunuz. Bu iki yaklaşımı değerlendirdiğimde sorunsuzluk anlamında iOS, kullanım çeşitliliği ve kullanım kolaylığı anlamında değerlendirdiğimdeyse Google cephesi çok önde.

 

Ben Android cihaza geçtiğimde tüm Apple servislerine de son verdim ve hepsini Google ile kullanmaya başladım. Durum bu olunca Google servislerini ve hizmetlerini kendimi kullanmaya şartladım bunun da yararını çok gördüm diyebilirim. Google Keep, Google Calender, Google Photos, Google Documents, Google Drive çok çok çok daha erişmesi kolay hizmetler. ama göze hoş gelen hizmetler değil tabii ki 🙂

 

Sonuç olarak belki saçma gelecek biliyorum ama ben iPhone 11 almayı düşünen biri olarak hizmetler kısmında Apple'dan yararlanmayacağım. Google Photos, Google Keep, Google Documents ve Google Calender kullanmaya devam edeceğim. Çünkü bunlar bedava ve yarın öbürsü gün başka bir şey deneyimlemek istediğimde ayağıma pranga takmayan çözümler.

 

Umarım yararlı yazı olmuştur. Uzun zamandır Android kullanımında çıkarımlarım ve kendime kattıklarım bunlardı.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Private Joker @stanleykubrick

    3 sene önce ben de Android'den iPhone'a geçtim.iPhone 6S kullanıyorum hala. "ben iPhone 11 almayı düşünen biri olarak hizmetler kısmında Apple'dan yararlanmayacağım. Google Photos, Google Keep, Google Documents ve Google Calendar kullanmaya devam edeceğim." bu dediğini ben de en başından beri uyguluyorum. iCloud vs sadece şifreler ve ayarlar için falan açık. Fotoğraflarım,kişilerim,notlarım hep Google'da.Bu da size bir serbesti sağlıyor.Mesela geçen telefonu 13'e güncelleyecektim,iTunes'a yedek almayı unuttum,güncelleme de başlayınca bozmak istemedim bir şey olur diye.Bunun bana tek kötü geridönüşü uygulamaları tekrar kurmak verileri yeniden çekmek falan oldu.Çünkü her şey Google'da duruyor zaten.Bir tek Whatsapp iCloud ile çalışmak dışında seçenek sunmuyor o kadar.Böylelikle bir ekosisteme mahkum olmuyorsun.Ha kabul etmeliyim ki her şeyi iCloud'a almak pratiklik açısından daha mantıklı,çünkü ben her temiz kurulumdan sonra mesela Google Fotoğraflar ios uygulamasından fotoğraflarımı tek seferde 300 fotoğraf limiti veriyor size,parça parça indiriyorum,film rulosuna sıkıntısız aktarıyor.iCloud kullansaydım sadece telefonu pilde ve Wi-Fi bağlı bırakıp bir gecede halletmesini bekleyecektim o kadar.

    Diğer taraftan uzun vadede en azından benim deneyimime göre iPhone daha mantıklı bir seçim.Bir defa bataryasını değiştirdim,hala 6S sıkıntısız çalışıyor.IOS 13 ile başta problem yaşamıştım Fotoğraflar uygulaması arka planda 7 saat falan çalışıp bataryayı sömürmüştü,kendi haline bıraktım şarja,kapatıp açtım ve düzeldi.Şimdi bu alet başına bir şey gelmezse 1 sene daha garanti kullanım süresi sunuyor. E diyelim ki 14'ü almadı, bir sene de güncel olmadan kullansam 5 sene hizmet etmiş olacak.Bu telefondan önce 2 yıl kullandığım Android olmadı,belki hepsi orta seviye olduğu için böyleydi bilemiyorum,sadece kendi tecrübemi aktarıyorum.

  • Ahmed Erdoğan #_# @aerdogan17

    Her şartta uygulama ekosistemi diyorum (yazıyı okumadım) önyargı sayabilirsiniz?

  • Ofpoyraz @redmaner

    Elinize sağlık emek içeren bir yazı👍

  • Koray @koraysuna

    3 senedir 6s kulanıyorum bende aynısını yapıyor servislerden hep google’yi kullanıyorum. Bir tek safari kullanırım google chrome’ye alışamadım ios’da. Aralık gibi iphone 11 veya parayı denkleştirebilirsek yada yurt dışı pro modelini almaya çalışacağım yine aynısını yapacağım. Şimdi mesela icloud’a aylık 7 tl vermek saçma geliyor çünkü başka apple cihazı yok ailede de yok. Birde windows’dan da erişmesi çok zor oluyor o yüzden hem ücretsiz hem kolay oluyor format attığımızda da resimlerim gitti derdi olmuyor. Not ve döküman kısmı da pek kullanmadığım için bilemiyorum bir günden bir güne şunu not alayım deyip de telefonda notları açtığım olmamıştır 😀 öyle bir şeyde fotoğrafını çekerim galeride durur daha kolay oluyor.

  • Ahmed Erdoğan #_# @aerdogan17

    yukarıdaki ilk yorumum aslında herşeyi anlatıyor ama yazıyı etraflıca okuduktan sonra tekrar açıklama gereği hissettim...
    Söz konusu google ve apple olunca iki firmanın farklı anlayışları olduğu, bize sunduğu hizmetler ve bu hizmetlerin sunuluş biçimlerinden belli...

    Google eğer piyasa şartları onları zorlamasa ne Nexus ne de Pixel gibi "bütüncül" donanımlar piyasaya sürüp satacak bir firma değil... Servis ve hizmetlerini olabildiğince "çok" kişiye sunup mümkün olduğukça "fazla" data elde etmeyi ve bu data'ları baz alan hizmetler üzerinden gelir elde etmeyi benimseyen bir firma olan google... ana amacı doğrultusunda "nerde olursan ol ama google ile ol" şeklinde bir yayılım politikası güdüyor... bugün insanlar ve makineler arasında bir data alışverişi varsa google orada mutlaka var olmak gereği duyuyor... bu yapı orta-uzun vadede çok ama çok kârlı... bunu tartışmak bile abes... youtube ve gmail en büyük iki büyük örnek...

    Apple'nin ise durumu çok başka öncelikle apple bir ürün şirketi... yani ürünleri olmak zorunda ve yine piyasa şartları apple'ı ürünlerinin sağlığı ve varlığı için çeşitli servis ve hizmetler inşa etmeye itti... sadece ürünleri için dersek haksızlık ederiz tabiki apple gelecekte daha sağlam adımlar atabilmek içinde servis ve hizmetlere yöneldi bu bir gerçek... apple ürün üretirken uçtan-uca tüm ürününü kontrol altında tutmayı isteyen ve seven bir firma. böyle olunca da gerek uygulama tasarımları gerekse de ürünlerinin yetenekleri buna uygun inşa ediliyor... bu kontrollu yapı inşa edilirken, ortalama bir kullanıcının ihtiyaçları ve kullanım şekilleri, muhtemelen iyi yetişmiş insanlar tarafından göz önüne alındığı için başarılı bir kullanıcı deneyimi ortaya çıkyor… apple gibi özünde ürün odaklı firmaların kilit noktası da bu kullanıcı deneyimi… kullanıcı deneyimi açısından insanları firmaya bağımlığı hale getirmeye çalışıyorlar… bunu insan doğasının açıklarından faydalanarak yapmaya çalıştıklarını ve çoğu zaman da başardıklarını artık bilmeyenimiz yoktur…

    Son yıllardan iki firma da piyasa şartlarının kırıcılığı yüzünden özünden sapmış gibi görünse de google’nin data’ya olan açlığı ile apple’nin kullanıcının ihtiyaçlarını dahi kontrol ederek onu bağımlığı hale getirme tutkusu hiçbir zaman azalmadı… şimdi bu bağlamda iki firma da kendi varlığı için bir diğerinin alanına ister-istemez giriyor burada kimin ne kadar başarılı olacağından çok kimin uzun vadede diğerinin alanında ne kadar başarılı olacağı önemli… Google kullanıcı deneyimi açısından başarılı mı? Yada apple kullanıcılarını kendine bağımlı kılarken nelerden taviz verecek ve bu tavizler bizim ne kadar işimize yarayacak?

Tüm blog yazılarını gör