
Quantic Dream yapımları için "İnteraktif drama" tabiri yerinde bir tabir kesinlikle çünkü yaptıkları şeyler birer "oyun" değiller. Çünkü ortada oynanan değil izlenen bir şey var. Bana bu görüşümden dolayı kızan çok oluyor ancak koca koca oyun dergilerinin/sitelerinin editörlerinden bile "hissiyat" kelimesi dışında bir cevap alamadım.
Mantıklı olarak düşünelim. 300TL verip "oyun" diye bir şey alıyorsun, konsola takıp, gamepad'i eline alıyorsun ve başlıyorsun izlemeye.... eee? Sonra? İzliyorsun, izliyorsun... Tam kontrolü sana verdi diye sevinirken 3 adım ötedeki bir tomar kağıdın ışıl ışıl yandığını görüyorsun, yanına gidiyorsun ve oyun sana "Toparla" diyor. Tıklayıp ara video izliyorsun. Karakter bir tanesini yere düşürüyor, eğilip alacakken oyun sana "Al" diyor, ona tıklıyorsun, sonra yine izliyorsun ve oyun böyle geçip gidiyor. Verdiğin kararlar oyuna etki ediyormuş.. Breh breh.. Silent Hill 1'den beri yapılıyor bu zaten. Üstüne orda oyun oynuyorsun.
Çok basit bir soru: Bu yapımı alıp, evde kendi konsolunda izlemek ile youtube'da izlemek arasında ne fark var? Hatta psikopatın biri çıksa youtube'a bütün yapımı her karar verme anından parçalayarak koysa ve bu her karar anı videonun sonuna denk geldiği için video içinden linkler ile kararı izleyiciye verdirip videoyu o karara göre devam ettirse.... Karakteri 2 adım sağa, 3 adım sola götüren sen değilsin diye üzülmezsin heralde... Ve günün sonunda karda bile sayılırsın, 300TL cebinde kalır çünkü.
@protego Yine söylediğime geldik ama. "Hissiyat abi hissiyat".. Birbirimizi kandırmayalım, kontrol edilen bir şey yok ortada. Bir dandik geri sayımsa seni kendine çeken, youtube'a onu da koyarız.