Bugün zaman bulabilirsem bunu deneyeceğim: https://www.anduinos.com
Ubuntu'ya dayandığı için, doğrudan Ubuntu kullanmak yerine bunu kullanmanın ne avantajı var, merak ediyorum.
Bugün zaman bulabilirsem bunu deneyeceğim: https://www.anduinos.com
Ubuntu'ya dayandığı için, doğrudan Ubuntu kullanmak yerine bunu kullanmanın ne avantajı var, merak ediyorum.
Son bir saat içinde 141 ziyaretçi, 81 kayıtlı kullanıcı giriş yaptı.
windows arayuzune benzetmeleri disinda bir artisini göremedim sitesiinde
nedense ana distrolar disindaki distrolarin ustune insaa edilmis linuxlara isinamiyorum bir turlu
Orijinalin üzerine yapılan bütün eklemeler potansiyel sorun riskini arttırıyor.
Bu dağıtımın geliştiricisi Çinli bir Microsoft çalışanı çıktı.
https://news.anduinos.com/post/2025/5/6/story-behind-anduinos-a-letter-from-anduin
detay isteyenler için chatgpt:
"Anduinos, temelde Ubuntu tabanlı olsa da amacı biraz daha farklı bir kullanıcı kitlesine hitap etmek. Özellikle Arduino, ESP32, Raspberry Pi gibi gömülü sistemlerle uğraşanlar için optimize edilmiş bir sistem. Yani sen Ubuntu kurduğunda her şeyi sıfırdan kurup yapılandırman gerekirken, Anduinos bu araçların büyük kısmını kutudan çıktığı gibi hazır sunuyor.
Avantajlarını özetlemek gerekirse:
🛠️ Hazır geliştirme ortamı: PlatformIO, Arduino IDE, VSCode eklentileri gibi araçlar önceden yüklenmiş geliyor. Zaman kazandırıyor.
🧰 Sürücü ve kitaplık entegrasyonu: Birçok devre kartı ve çipe ait sürücüler önceden entegre edilmiş, özellikle ESP tabanlı cihazlarla daha az sorun yaşanıyor.
🔌 USB seri bağlantılarda kolaylık: Ubuntu’da bazen elle izin vermen gereken dialout grubu vb. şeyler burada önceden ayarlanmış oluyor.
📦 Topluluk odaklı yazılımlar: MikroPython, Node-RED, MQTT broker gibi yazılımlar sistemde yerleşik veya kurulumları birkaç tıkla yapılabiliyor.
Tabii ki, eğer bu ortamları zaten manuel kurup yönetiyorsan sana büyük fark yaratmaz. Ama hızlıca bir prototipleme veya eğitim ortamı kurmak istiyorsan, Anduinos ciddi anlamda zaman kazandırır.
Kısaca, Ubuntu genel amaçlı bir sistem, Anduinos ise belirli bir kullanıcı profiline göre "önceden optimize edilmiş" bir araç kutusu. Kullandıkça aradaki fark daha iyi anlaşılıyor. İlgisi olan için denemeye değer. 🔧💻"
Bu dağıtımı tercih etmenizin özel bir nedeni var mı? Linux denemeleri için en uygun yöntemin, sertifikalı dizüstü veya masaüstü bilgisayarlar üzerinde ve mainline Fedora, Ubuntu gibi dağıtımlar ile yapılması olduğunu düşünüyorum. Daha önce Linux dağıtım sertifikalarının gereksiz olduğunu düşünüyordum, ancak sertifikalı bir dizüstü bilgisayarda kullandıktan sonra fikrim tamamen değişti. Dell G15 5520 ile Ubuntu kullandıktan sonra masaüstümü tamamen Linux'a geçirdim. Elbette, sorunlar olabiliyor, ama aynı cihazda Windows ile daha fazla sorun yaşıyorum genellikle.
bknz. https://ubuntu.com/certified/laptops
@mrx Piyuuu dell var hp birde lenovo o kadar. Asus nerde ? 😀 hadi asusu da geçtik bizim gibi her ülekde etiket malı satan firmalar var monster falan, yok gamegaraj vs. rezalet üstüne rezalet. Adam zaten bilmiyor denemek istiyor denediği gibi de soğuyor bırakıyor. Bence bu geliştiriciler bilerek böyle tasarlıyorlar. Linux dağıtımı kitlesi kendien özel olsun işte yüzde 1 lik kitle olsun kendilerini pohpohlasınlar ve öylede dinazorlaşıp bitip gitsinler. 😀
@orcunfix Bunlar denenmiş ve onaylanmış cihazlar. Sadece bunlarda çalışır demiyor. Asus ve Monster nerede, onu kendilerine mail atıp sor derim. Bu sertifikayı almak için üretici başvuruyor, Ubuntu değil. Rezalet bir durum varsa bu firmaların kendi rezaleti; dağıtımla ve kitleyle ne gibi bir alakası var anlamadım.
@mrx İşte sıkıntı orada. Tüketici bunlarla uğraşmak zorunda kalıyor. Neden tüketici uğraşıyor ? tabi ki her cihazda çalışacak ama birinde sorunlarla uğraşma riski yüksek + hiç bilmediğin bir alanda yüzeceksin. Herşeyle tüketici uğraşıyor. Biri de demiyor ki biz freedos makine vermeyelim içinde ubuntu ön yüklü olsun ? de mi var şuan freedos cihazlar envai çeşit var windowslu almak zorunda değiliz. Ama demiyor ki asusu msi'i işte dell lenovo vs. vs. ulan buna ben bir ubuntu da çakayım ? zaten ubuntudan şeyim var onaylıyım hoop windows yada freedos değilde ubuntulu vereyim ? demek ki böyle bir talep yok. Yada ubuntu da istemiyor bunu ? istese demez mi ya dell kardaşım al sana ubuntu çak geç öyle sat ? lisansta istemiyorum zaten free, windows köpeğine niye bu insanları muhtaç bırakıyorsunuz vs ? e demek ki o yönde de bir istekte yok.
@orcunfix sen bilmiyorsun diye niye vermesinler? Dell, Lenovo gibi birçok üreticiden Ubuntu yüklü makine alabilirsin. Hatta HP, Linux üzerinde FreeDOS çalıştırıp öyle boot ediyordu makineyi. Mevzu çak geç değil, arka planda MS ile dönen hesaplar bambaşka; piyasada hiçbir şey kullanıcı talebiyle şekillenmez, talebi firmalar yönetir.
Zaten Ubuntu LTS tabanlı bu OS
@mrx Haaaaaaaaaaah bak işte kendin de söyledin zaten. 😀 O tür makinelerin çoğu zaten tüketiciye uygun değil. Türkiyede bilmiyorum var mı ? yada dünyada kaçtane örneği var ? hep bunlar işte ya onu da yapalım o da olsun ama az olsun olsun ürünü. O yüzden sıradan tüketici için malesef hala windows fazlaca hüküm sürüyor. Bunu istemeyen de işte ya macbook tarafına kaçıyor ya da kurtlu adamsa oturuyor uğraşıyor kendisi uygun dağıtıma geçiyor. En son mint falan vardı galiba çok kolay diyorlardı onun içinde, bir ara denemek lazım.
@orcunfix Tüketiciye neden geliyoruz, nereden çıktı hocam anlamadım ki, banane tüketiciden ya! Ben Linux fanatiği vs. değilim, neyi kanıtlıyorsun bana? Sokaktaki adam ne kullanıyorsa kullansın, ben Linux denemesi yapılacaksa bunun sertifikalı ve üretici desteği olan cihazlarla yapılmasının daha sorunsuz bir deneyim sunduğunu söylüyorum, o kadar. Mainline kernel'de olmayan yamalar verebiliyorlar bu sayede sürücü vs. uğraşmadan tertemiz kullanıyorsun.
Diğer konuya gelirsek, Dell, Lenovo, Acer Türkiye'de ve dünyada Linux'lu laptop satıyor; diğer markaların zaten bir önemi yok pazar payı içerisinde. Senin ülkende siyasi hesaplara alet edildiği ve üzerinden rant elde edildiği için bu konuda bir düzenleme olmaması, olanların da bozulması bambaşka bir konu, yeri burası değil.
@mrx İşte bak sorunun kaynağı bu zaten ben tüketiciyim, sen tüketicisin. Sonuçta kendi derlediğin linux'ü mü kullanacaksın ? yada o şekilde sistem yazıp kullanıyor musun bilmiyorum. Hepimiz günün sonunda tüketiciyiz.
Ama işte bu linux dünyası böyle değil. Böyle pazarlanmıyor. Hatta hiç apzarlanmıyor. Tamamen kendine kapalı bir yapısı var, kullanıcı grupları kendilerine has takılıyorlar. Herşeyi siz bulacaksınız veya siz uğraşacaksınız. Bilen adama için sorun yok ama bilmeyen yada az bilen adam için gene sorun demek. Sadece yani orada sorunsuz yada uyumlu cihaz listemelesi yetmiyor ki bana tüketici olarak ? sadece o önizlemesini veriyor o kadar. Diyor ki bunda daha sorunsuz çalışır o. O yüzden yani uyumlu cihaz veya bundan daha sorunsuz demesi de bilen adama için saçma birşey. Var mı yani windows için kullanım kılavuzunu okuyan ? yada windows'un her kullanıcıya tek tek basıp yada emailden atıp al birader bunu böyle kullan dediği bir kitapçık ? yok, çünkü zaten adam biliyor olması da saçma olurdu. 😀 Bilen adama yani neyin nasıl yapılacağı yol göstermek gibi birşey olmuş. 😀
@orcunfix Hocam, ortada aslında bir problem yok. Sorun gibi görülen şey, Linux’a bakış açısındaki farktan kaynaklanıyor. Linux, senin de bildiğin gibi, ticari meta olarak satılan bir işletim sistemi değil; sadece bir çekirdek. Linus Torvalds’ın geliştirdiği bu çekirdek, POSIX uyumlu GNU araçlarıyla birleşince bir işletim sistemi oluyor. Dolayısıyla “Linux” dediğimiz şey, aslında Debian, Arch, Fedora gibi dağıtımların ortak zemininde çalışan bir bileşen, yekpare bir şey degil. Bu yüzden "Linux" diye yekpare bir varlıktan bahsetmek teknik olarak hatalı — Windows, macOS ya da TempleOS gibi bütüncül sistemlerle karşılaştırmak yanıltıcı olur. Hatta teknik olarak Debian’ı Hurd ya da BSD çekirdeğiyle de başlatabilirsin, çünkü dağıtım mantığı çekirdekten ayrıdır.
LFS (Linux From Scratch) bunun en uç örneğidir: Her şeyi kendin derleyerek tamamen sana özel bir sistem oluşturabilirsin. Bu; init sisteminden, C kütüphanesine, paket yöneticisinden masaüstü ortamına kadar her şeyin özelleştirilebildiği bir ortam sağlar. Yani burada üretici sensin. Bu durumun getirdiği esneklik, elbette öğrenme eğrisiyle birlikte gelir. Örneğin bir Gentoo kullanıcısı çekirdek yapılandırmasını kendisi yapar, hangi modüllerin statik, hangilerinin dinamik yükleneceğine kadar karar verir. Bu da donanım optimizasyonu açısından büyük avantajdır, ama sıradan bir kullanıcıya karmaşık gelebilir.
Ticari yönüne gelince; evet, Linux’un ciddi bir kurumsal pazarı var ama bu pazarda satılan şey sistemin kendisi değil, hizmet ve destek. Red Hat Enterprise Linux (RHEL) gibi dağıtımlar, sistemin yanında SLA (Service Level Agreement) ve LTS (Long Term Support) gibi güvencelerle birlikte gelir. Canonical’ın Ubuntu Advantage servisi ya da SUSE’nin kurumsal çözümleri de benzer şekilde çalışır. Bu sistemler çoğu zaman sistem yöneticileri için optimize edilmiştir; örneğin SELinux ya da AppArmor gibi güvenlik modülleri varsayılan olarak gelir ve politikaların elle düzenlenmesi gerekir. Son kullanıcı için değil, kurumsal ortamlar için tasarlanmışlardır.
Linux dağıtımları, tek bir amaca hizmet eden ürünler değil; kimisi masaüstü kullanımına, kimisi sunucuya, kimisi gömülü sistemlere, kimisi siber güvenlik eğitimine yöneliktir. Kali Linux, Alpine, Raspberry Pi OS, Tails gibi örnekler tamamen farklı kullanım senaryoları için inşa edilmiştir. Dolayısıyla burada “Linux zor” demek yerine, “benim kullanım senaryoma uygun dağıtım hangisi?” sorusunu sormak gerekir. Çünkü bu ekosistemde sistem sana göre değil, sen sisteme göre şekil alırsın. Bu felsefi ve teknik uyum sağlanamazsa, evet, hayal kırıklığı kaçınılmaz olur..
Linux dünyasında önemli olan şu: “Sen ne yapmak istiyorsun?” sorusunun cevabıdır. Sistem sana hizmet etmiyor, sen sistemi istediğin hale getiriyorsun. Beklenti ters kurulursa, yani Windows gibi hazır bir deneyim beklersen hayal kırıklığı yaşarsın. Çünkü burada üretici sensin. Ayrıca bu yapı bir zaaf değil, bir avantajdır: çünkü sistemi anladıkça her şey senin kontrolünde olur. Terminal açmadan oyun kurmak isteyenle, gömülü sistem optimize eden adamın ihtiyaçları bir değil. Ve bu evrende her ikisine de yer var. Ama kimse kimseye "bana özel sistem yapılsın" demiyor — isteyen yapıyor, yada yapamıyorsa parasını verip yaptırıyor.
@mrx Ben işte bu olaya kısmen katılıyorum. Çünkü satın aldığımız bilgisayar bir bitmiş ürün. Kimse lego gibi bilgisayar artık pek toplamıyor. Atıyorum ses kartın yoktu 1990 lar dönemleri ses kartı alıyordun. Sadece görüntü versin diye ekran kartı almak zorundaydın. 3d oyun işler için vs de 3d destekli ekran kartı lazımdı. Hatta fizik işlemlerini cpu'a hesaplattırmak yerine ona uygun fizik kartı alırdın vs. vs. vs. Bunların artık hemen hemen hepsi sadece 1 tane yongaya indirgendi. E şimdi bakıyoruz pc pazarı diyoruz notebook tarafı zaten apayrı bir dünya toplama pc tarafı hala 1990 türünde gidiyor vs. Ben işletim sisteminin kullanıcı tarafından özelleştirilmesine tabi ki karşı değilim olması da lazım. Ama herşeyin de kullanıcı tarafına bırakıldığı bir yapıya pek sıcak değilim. Çünkü bilgisayarlarımız böyle değil artık. Toplama pc dediğimiz kavramda bile adamlar hazır yapıp satıyor kimse evinde onu bile kurmak istemiyor. Ya yapılacak şeyler çok basit lego parçası gibi ona bile millet eriniyor. Ekran kartını takacağın yere yani işlemciyi takamazsın zaten. O kadar basitleşmiş birşeyde bile ben diyor hazır alayım hazır kurulu gelsin windows kurayım açayım cs2 oynayayım vs. bioslar bile grafik tabanlı oldular. Mouse ile bios kontrol ediyorsun. 😀 Yazılım geliştirici mesela adam araçlara bakıyor. kimse orada ben yazılımcıyım dur sıfırdan linux derleyeyim de sistemi kurayım diye de pek düşünmüyor. Sadece niş bir kitlesi var o konuda onlar uğraşıyor. Canın hamburger istiyor mesela örnek veriyorum, eee ama ineği keseceğim, marulu ben yetiştireceğim, turşusunu da ben yapacağım, ketçap mayonez için de tavuk ve zeytin işine de gireceğim vs. ekmek için de buğday yetiştirilecek ohooo buna geliyor yani bu iş bir hamburger istiyorum diye herşeyi ben yapacağım demek. E hazır malzemeler var ? markette hepsi hazır satılıyor al kıymanı mayonez ketçabı turşusunu birleştir yap ? veya fastfoodçulardan söyle evine gelsin ? ama öbür türlüsü çiftlik kurmaktan farksız. Kullanıcı için bu kadar yüke bence hiç gerek yok. Tabi ki hobisi olan yapsın o ayrı bir dünya.
@orcunfix Bilgisayar sadece x86 veya amd64 mimarisine sahip masaüstü ve laptoplarla sınırlı değil ki. Öyle olsaydı belki "hazır kurulu sistem" fikri her yerde geçerli olabilirdi. Ama günümüzde bilgisayar dediğimiz şey; router’dan Android telefonlara, gömülü sistemlerden akıllı buzdolabına, otomobillerdeki bilgi-eğlence sistemlerinden arama-kurtarma robotlarına kadar çok geniş bir spektruma yayıldı. Bu sistemlerin çoğu zaten özelleştirilmiş, optimize edilmiş ve Linux türevleriyle çalışıyor. Örneğin Android, Linux çekirdeği üzerine kurulu; ama Google onu kendi cihaz mimarisine, ihtiyaçlarına göre şekillendiriyor. Aynı durum OpenWrt veya Yocto projeleriyle router ve gömülü sistemlerde de geçerli.
Yani senin “her şeyi kullanıcıya bırakmak mantıksız” dediğin yapı zaten bu ekosistemde farklı seviyelerde uygulanıyor. İster derinlemesine özelleştirilmiş bir gömülü sistem olsun, ister Debian tabanlı kullanıcı dostu bir masaüstü dağıtımı; herkes kendi ihtiyacına göre ya hazır bir çözüm seçiyor ya da özelleştirme yoluna gidiyor. Fast food analojine katılıyorum ama eksik: Marketten hamburger malzemesi almak da bir tercihtir, fastfood zincirinden sipariş vermek de, kendi çiftliğini kurmak da. Linux dünyasında hepsi mümkün. Ubuntu veya Pop!_OS kullanarak “hazır hamburger” tüketmek de var, Gentoo ya da LFS ile çiftlik kurmak da. Önemli olan, seçeneklerin varlığı.
Ayrıca masaüstü tarafındaki bu "her şey hazır olsun" beklentisi, bilgisayarın evrimine uygun ama evrensel değil. Senin dediğin gibi BIOS’lar grafik arayüzlü oldu, çünkü donanım üreticileri bile artık kullanıcı deneyimine önem veriyor. Ama örneğin bir embedded developer için hala U-Boot, bare-metal firmware’ler ve headless sistemler geçerli. Sıradan kullanıcı için hazır sistemler önemli ama bilgisayar sadece sıradan kullanıcıdan ibaret değil. Özellikle özgür yazılım, donanım çeşitliliği ve sektörel ihtiyaçlar düşünüldüğünde; Linux’un bu kadar açık ve esnek olması, bir lüks değil, zorunluluk halini alıyor.
Eğer bilgisayar dünyası sadece “masaüstü + Windows + oyun oynama” üçgeninde var olsaydı, senin dediğin gibi, sistemlerin özelleştirilebilirliğinin sınırlandırılması daha makul görünebilirdi. Fakat bugün elimizdeki tablo çok daha geniş ve karmaşık. Masaüstü kullanıcı deneyimi üzerinden genelleme yapmak, Linux dünyasını anlamak açısından sığ kalıyor.
@mrx İşte tam da bu yüzden linux sadece belirli bir kitleye hitap edecek bir ürün olarak kalıyor. Sadece modem başka birşey router vb yapılar için yazılıyorsa o dahada vahim. Sonuçta burada konu aldığımız şey masaüstü pc deneyimi sunan bir dağıtım öyle değil mi ? konudan genel oalrak sapıp komple linux caiması külliyatını ele almamak lazım.
@orcunfix Tam olarak burada ayrışıyoruz işte. Konu sadece masaüstü PC deneyimi olsa dahi, Linux’un "belirli bir kitleye hitap eden" bir ürün olarak kalması onun yetersizliğinden değil, doğası gereği özelleştirilebilir ve modüler olmasından kaynaklanıyor. Windows gibi “tek kalıptan çıkmış”, her kullanıcıya aynı deneyimi vermeye çalışan sistemlerle karşılaştırıldığında, Linux dağıtımları farklı kullanıcı tiplerine farklı çözümler sunuyor. Bu bir zayıflık değil, aksine kullanıcıya tercih hakkı tanıyan bir güçtür.
Masaüstü deneyiminden bahsediyorsak, KDE Plasma, GNOME, XFCE gibi onlarca arayüzden dilediğini seçebilir, istersen macOS benzeri bir masaüstü, istersen Windows benzeri bir yapı oluşturabilirsin. Fedora, Pop!_OS, Ubuntu, Zorin OS, Elementary gibi sistemler doğrudan kullanıcı dostu masaüstü deneyimi sunmak için tasarlanmıştır. Yani kullanıcı “sıfırdan her şeyi ben kurmalıyım” gibi bir zorunlulukla karşı karşıya değil.
“Linux sadece belirli bir kitleye hitap ediyor” demek, tıpkı otomobillerin sadece spor araçlardan ibaret olduğunu söylemeye benziyor. Evet, bazı Linux dağıtımları teknik bilgi isteyen, elle yapılandırmaya dayalı olabilir ama bu sadece bir seçenek. Öte yandan Linux Mint veya Zorin gibi dağıtımlar, teknik bilgisi sınırlı kullanıcılar için özel olarak optimize edilmiş durumda. Sürücü tanıtmak, yazılım kurmak, güncelleme yapmak gibi işlemler çoğu modern dağıtımda artık Windows’tan daha kolay hale geldi. Steam'in Linux sürümünün gelişimi, Proton projesi sayesinde oyun performansı bile rakip sistemlerle başa baş hale geldi. Valve’ın geliştirdiği Steam Deck cihazı, Arch Linux tabanlı özel bir sistemle geliyor ve binlerce kullanıcı bunu hiç Linux bilgisi olmadan kullanabiliyor.
Linux sadece router’larda, gömülü sistemlerde kullanılıyor gibi bir yaklaşım, ekosistemin ne kadar geniş olduğunu gözden kaçırmak olur. Android’in milyarlarca cihazda çalışması Linux’un teknik başarısıdır. Otomotiv, uzay, IoT, güvenlik, yapay zekâ, sunucu sistemleri, oyun konsolları... Her alanda Linux var ve masaüstü de bunun bir parçası. Masaüstü deneyimi tartışılabilir ama bu deneyimin varlığı ve geliştirilebilirliği inkâr edilemez.
Linux’un genişliğini ve çeşitliliğini “konu sapması” olarak görmek yerine, onun esnekliğinin ve kapsayıcılığının doğal sonucu olarak okumak gerekiyor. Eğer bir sistem sadece dar bir kullanıcı kitlesine yönelik olsaydı, Google, Valve, Tesla, Meta, NASA gibi devler altyapılarını bu çekirdeğin üzerine kurmazdı. Masaüstü Linux da gelişmeye devam ediyor, ama kullanıcı olarak sistemin bizim için ne yaptığı kadar, bizim sistemden ne beklediğimiz de önemli. Beklentimizi doğru koymazsak, hayal kırıklığı kaçınılmaz olur. Ama doğru dağıtımı seçersek, Linux bize ne yapabileceğimizi göstermekle kalmaz, nasıl geliştirebileceğimizi de öğretir.
@mrx Yapay zeka ile yazmasan iyiydi. 😀 Kaale almadığın için teşekkürler. 😀
@orcunfix Cevap yapay zekâ değil, sadece yazdıklarımı edit ettiriyorum. Çünkü ben de farkındayım, hayvan gibi imla hatalı wall of text yazınca kimse okumuyor; o konuda gerçekten kötüyüm 🙂
Sana bir ara How Linux Works kitabını (No Starch Press'ten) göndereceğim, ingilizce sorun değilse. Ondan sonra daha da bana linux zor vay efenim komunite hıyar diye gelme 😀
@mrx hocam valla sabır edip bir sürü cevap yazmışsın seni tebrik ediyorum.
@mrx Bende diyorum bu nasıl linuxçü 😀 Hem linux kullanıyor hrmnde bize yazacağını yazdırıyor üşeniyor diye düşündüm. Dil yok ya ama çevirisi varsa okurum. Benimde en büyük eksikliğim bu mevzular, bir yerden başlamam lazım da malesef bir yol yönerge falan bu tür işler çok sıkıntı.
Şimdiden kolay gelsin; videosu da gelecek mi?
sana ETA veremem !!!
@ferah Anlamadı ben!
gazan mubarek ola 🙂
USB bellek ile deneyebileceğimiz canlı sürümü yok sanırım.
Ubuntu 25.04 tabanlı. 2GB'lık iso dosyası var. 4GB'lık belleğe yazıp kurulum yapmadan deneyebilirsiniz.
KDE olmayan sunum hayatta kullanamam garuda tavsıye ederim ama kubuntuda olabilir
Birkaç gün sonra çıldırıp windowsa geri döneceksin muhtemelen. Kahır çekmek istiyorsan linuxa hoş geldin diyeyim 😁
zamanın coksa lınux mukenmeldır dıye bır soz var gercekten oyle zaten bu yastan sonra kımse donemez lınuxa