eskiden maaşımla 10gr altın alır üstüne kalan parayı da 1 ay yerdim.
şimdi 10gr altın için maaşımın 8200lira olması gerekiyor. yani 10gr altın bile alamıyorum.
Daha az çalışmıyorum. işim de değişmedi. Şimdi anladınız mı soğuk savaş döneminde amerika neden bu kadar sosyalist devletleri yıkmak için niye bu denli uğraş verdiğini...fiziksel kölelik devri bitti. artık ekonomik kölelik devri başladı. maslow pramidinde en büyük alan en alt yani fizyolojik gereksinimler. insan herşeyden taviz verebilir ama fizyololojik gereksinimlerinden taviz veremez. sokak röportajlarında öyle cahilce konuşan insanları görebilmenizin altından yatan sebep de bu. bir insan fizyolojik gereksinimlerinden ötesine çıkamadığı taktirde tam anlamıyla insan olamıyor. o çok eleştirdiğiniz insanların fizyolojik olarak sizden bir farkı yok. aynı şartlarda siz de öyle olacaktınız. dolayısı ile suç onlarda değil. aslında onları eleştiren bizde.
#ekonomi #kapitalizm
enflasyonun kapitazmle bir alakası yok demek gibi bir şey dediğin.
Kötü yönetimin ekonomi sistemiyle alakası yok. Hangi ekonomi olursa olsun kötü yönetimden kötü sonuçlar çıkar. Bir fabrika düşün ki içerisindeki tüm makinalar ayarsız çalışıyor, hammadde ve üretilen malın nakliyesi plansız bir şekilde yapılıyor, bunnları denetleyecek kimse de yok. Sonra biz bu fabrikadan güzel bir mal üretmesini ve piyasada rekabet edebilmesini bekliyoruz. Dolayısıyla ekonomik köleliği eleştirmeye gelene kadar eleştirilmesi gereken çok şey var.
peki iyi yöneten ülkeler nasıl yönetiyor ekonomiyi? onları iyi yapan ne? ayrıca bizde cumhuriyet tarihi boyunca o kadar yöneticiden hepsi mi kötüydü ki hep bi devülasyon hep bi enflasyondan kurtulamadık...
@benvaryaben 1- iyi eğitilmiş insan (Üniversitesilerin ve Meslek Yüksek Okulların belli bir seviyenin üzerinde olmalı)
2. Yönetimlere hem yol gösterecek hem de onlara sınırlar çekebilecek kanunlar.
3. Kanunların sorunsuz bir şekilde uygulanmasına çalışan hukuk sistemi.
4. Yöneticilerin ve onlarla çalışan personelin liyakatli olması ve belli yıllar sonrasında bu liyakatin tekrar kontrol edilmesi. Bu görevlere getirilecek kişilere ilişkin yeterliliklerin gelişen dünya çerçevesinde güncellenmesi.
Bu sistemlerin kurulması ve uygulanması meclisin elinde, meclisi de halk seçiyor. Bana göre kısır döngü de burada başlıyor. Türkiye hep dalgalı bir seyir izledi yönetim kalitesine bakınca. Örneğin 2010 yılında bu sorduğun soruları kimse sormuyordu çünkü herşey yolunda gidiyordu. Peki 2010 Türkiyesi ile 2021 Türkiyesi arasındaki yönetimsel farklılıklar nelerdir? Bence ortaya çıkan sorunlar da bu farklılıklardan kaynaklanıyor.
@oldboy ülke kurumlarının satıldığı yıllar nasıl oluyor da herşeyin yolunda gittiği yıllar oluyor acaba 🙂
emeklikik yaşının yükseldiği ve şartlarının ağırlaştırıldığı yıllar da aynı yıllar.
şimdi ben ülkeyi satsam parasıyla sefa sürsem bu herşeyin yolunda gittiği yıllar mı oluyor.
ayrıca 2010 ile 2021 aynı yönetim değil mi? liyakat sorunu mu yaşandı da işler tersine döndü 🙂
sorduğum sorunun cevabını da tam olarak veremiyorsun. başta ülkenin seçilmişleri ülkeyi yönetiyor sanıyorsun. bu noktada büyük bir yanılgıdasın. senin ülkende amerikan üsleri kurulu. senin ülkende pek çok hukuksal değişiklik aslında kaynağını uluslar arası anlaşmalarla sağlanıyor. Senin liyakatlı personelini takan kim?
@benvaryaben dünyanın en kaçamak cevabı "Dış güçler istediği için biz böyleyiz" ve evet bir yönetim göreve geldiğinde doğru şeyler yapıp sonrasında yanlış şeyler yapabilir. Hiç kimse yada hiçbir yapı zamandan bağımsız olarak iyi veya kötü değildir.
@oldboy bir gecede cahil kalmadık belki ama bir gecede fakir kalabiliyorsun. bizim şuanki tüm imkanlarımız kabul etsen de etmesen de dış güçler. elektirik doğalgaz gibi temel enerji kaynaklarıyla zaten dışa bağımlısın. papazı vermeyince aç kalabilecek potansiyele sahipsin. neyin yönetiminden bahsedeyim?
@benvaryaben Ilk sorduguna cevap:
1- Bireyi merkeze koyan yonetim anlayisi. Gelismis ulke olmanin sarti budur. Asiret, devlet ana-baba vs kafasiyla gelismis ulke olunmaz. Devlet benim hizmetcim olmali, ben onun degil,
2- Firsat esitligi.
3- Hukuk onunde esitlik.
4- Bireylerin sorumluluk almasi. Basariliysan odul alman, basarisizsa ceza cekmen.
Bunlari saglarsan duzgun devlet olursun. Duzgun devlet olursan, calisan ve caliskan devlet olursun. Tum bunlarin sonunda da ekonomik dalgalanmalar yasasan da totalde cikista olursun. Cumhuriyetin ilk 20 senesi bunun kanitidir mesela. Buyume hizi, gelisim miktari vs efsane yuksektir.
Not: Dunya ekonomisi yaklasik 10 yilda bir kriz yasar. Artik kaniksanmis bir durum bu. Kriz isi bilen icin firsattir. Isi az bilen icin yavaslama ama batmama durumudur. Sanssiz adam batar, cok sanssiz/beceriksizler battigi gibi kalirlar. Turkiye icin demiyorum tum dunya icin diyorum bunu.
Ve cok net soyluyorum Islam ulkelerinden hic birinin bu kosullarda basarili olma sansi yok. Ummet kafasiyla 21. yy'da is yapilmaz. Bireysel bir hayat yasiyoruz. Yetismis elemanini aninda kapacak global bir dunyada yasiyoruz. Sen bana ne vereceksin ki ben oturup Turkiye'de kalacam? Afedersin bos muhabbet vatan millet sakarya kismi isin. Milyon dolarim olsa, 1 TL Turkiye'ye yatirim yapmam mesela.
@burak25 bireyi merkeze koyan yönetim teknik olarak bu sistemde mümkün değil. bu sistemde merkezde olan sermayedir.
avukatın bile parayla tutulduğu paran yoksa haksız çıktığın bu sistemde paran kadar haklısındır.
fırsat eşitliği hem ülke hem vatandaş olarak mümkün değildir bu sistemde. çünkü teknik olarak sistem dengesizlikten beslenir.
bireylerin tüm motivasyonu para kazanmak olan bu sistemde kimseden özveri bekleyemezsin. çünkü sen doktor olup günde 100 hastaya bakarken bir youtuber olup günde 1 video ile milyonluk arabaya binebilirsin.
cumhuriyet tarihinin ilk senelerinin başarılı olmasının sebebi devletçiliktir.
bu kapitalist sistem içerisindeki globalleşmiş dünyada zaten kimse ülkesine bağlı değil. artık milliyetçilik çok arkaplanda kaldı. senin devletin sen açlıktan ölsen bile tırnağını kıpırdatmazken sen gidip düşmanla çatışıp şehit oluyorsun. böylesine karşılıksız bir ilişki bir yere kadar ancak... zaten kapitalizm milliyetçiliği sevmez. kapitalizm yalnız bireylerden oluşan karma toplumları sever.
@benvaryaben Bu sistem derken Turkiyeyi kastediyorsan haklisin. Basarili devletleri kastediyorsan yanlis.
Komünizm de devletçi kölelik sistemi sonuçta. Şimdi en azından al(a)mamak gibi bir özgürlüğün var. Keşke isteklerimizi gerçekleştirmek için daha makul şartlarda yapıyor olabilseydik o ayrı mesele.
keşke insan bi ağaç gibi kendi besini kendi üreten bir varlık olsaydı da hiç bir insan var olabilmek için bir şeyler yapmak zorunda kalmasaydı. ancak bu fantastik bilim kurgu arzuları tartışmıyoruz. her birey fizyolojik olarak kendi bedeninin kölesi. bunu değiştirebilmek mümkün değil. öyleyse o dediğin özgürlüğün bir hükmü yok. asıl mesele kapitalizmin ne denli adaletsiz eşitsiz ve sürdürülemez bir sistem olduğunu kavramak. eğer bunu yapabilirsek zaten üstesinden gelinemeyecek bir sorun yok. insan mutlak özgür olamasa da olabilecek en fazla özgürlüğü kazanacak. şuanki sistemde kendi tarlanı ekip biçmen bile sana çok daha fazla özgürlük getiriyor.
Türkçe öğrenip yazsaydın keşke.
Daha büyük sıkıntı var. içinde yaşadığın sistemi sana anlatmak zorunda kalmamalıydım.
Bunlar hep kapitalizm hep
Ülkelerin kendi halklarının ve kültürlerinin hatalarını, beceriksizliklerini kapitalizmin kendi doğasıyla açıklamaya çalışılmasına bayılıyorum cidden. E madem kapitalizm tü kaka, Türkiye ile bir zamanlar aynı düzeyde olan ülkeler nasıl oldu da bize tur bindirdi serveti tabana yayarak bu sistem içinde? Madem kapitalizm denen şey tü kaka, karşısına konan sistem sosyalizm ise onun da işçiyi kapital olarak görmesi nasıl bi ikilem? Sosyalizm gibi çalışmayanı insandan saymayan bir sistem nasıl olabilir de kapitalizmden daha iyi olabilir? Denirse ki mevcut kapitalist sistemin eksiklikleri var, alternatif sistemlerin de işe yarayacak kısımlarını alıp hibrit sistem kuralım, o zaman mantıklı şeyler konuşulabilir. Bir de çıkıp aynı şartlarda olsaydınız, sokak röportajlarındakiler gibi siz de benzer tavırlarda bulunurdunuz demek anlamsız, çünkü öyle bir durumda değiliz. Öyle bir durumda olmadığımız için de her türlü eleştiriyi yapma hakkına da sahibiz, çünkü insanın ağzından çıkan söz artık ona ait değildir, sözü duyan herkese aittir, o sözle kimin ne yapacağı da yine kişilere kalmıştır, ki aynı durum herhangi bir eylem için de geçerli. Herkesle empati yapabilmemiz herkese karşı sempati duymamız gerektiği anlamına gelmiyor zira. O suçlu değil bu suçlu değil ama sadece sistem suçlu demek çok hatalı bir durum.
Bu sistemde başarılı olmanın şartları sömürge alanları açmak. oyunu kurallarına göre oynarsan tabi ki başarılı olursun. bana bir tane gelişmiş ülke göster ki sömürgeleri olmasın. veya insan hakları bakımından temiz bir tarihe sahip olsun. sömürülmemenin tek yolu bir başkasını sömürmek. şuan odamı bir göz gezdiriyorum da hemen hemen hiç bir şey ülkemize ait değil. zaten bu sistemin çalışması için de böyle olması gerekiyor. ortada bir dengesizlik olacak ki sistem çalışsın. Barbarlıktan bir farkı yok bu sistemin. tüm dünya ülkeleri becerikli yöneticiler tarafından yönetilse kimse kimseye mal satamaz. sistem işlemez. eee sen dünyanın en kaliteli arabasını da üretsen satamadıktan sonra ne anlamı kaldı? kim binecek o arabaya?