Bay E (Film)
Filmi ilk kanal d de bir gece yarısı çok kısa şekilde izlemiştim ve hiçbir bok anlamamıştım ama dün gece tamamını izleme fırsatım oldu. Film kesinlikle yerden yere vurulduğu kadar kötü değil ve filmin havası bana çok çekici geldi. Tabi bunun en büyük nedenlerinden biride bu tip "yol hikayesi" filmlerine özel ilgi göstermemdir.
Bay e izleyiciye mesaj kaygısı verme uğruna bazı kısımlarına özenilmemiş bir film bence. Bay e nin bir tarafı gerçek dünyada geçerken bir tarafıda dejavu tv isimli kanalın yayınlandığı ütopik bir dünyada geçiyor. Sinan Çetin Bay e nin bu ütopik dünyaya girişini filmin başındaki benzinlik sahnesindeki rüzgardan, kurgudan vs. anlatmaya çalışıyor. Tabi bunu çok dikkatli izlemeyen birisi anlamayabilir ve tüm bu saçma olayların gerçek dünyada yaşandığını sanıp mantığına uymadığı için filme saçma diyebilir. Benzinlik sahnesindeki ağaçların rüzgardan deli gibi sallanması, ilk 30-40 dakika duyulan deli gibi rüzgar uğultu sesleri, filmin kasvetli bir ortamda geçmesi, benzinlikte kameranın tepeden çekerkenki renk değişimi ve ortada bir garip yaşamın olduğunun gösterilmesi Bay e nin ütopik dünyaya girişinin mesajını veriyor. Bu film izleyiciye televizyonun insanlar üzerindeki ağır etkisini, tvnin insanları nasıl programlanmış zombiye çevirdiğini, insanların tamamen senaryolar ve abartılar üzerine kurulu tv reality şovlarını nasılda her noktası gerçekmişçesine izlediğini, anadolu insanının nasılda kolayca manipüle edilebildiğini, 2 şey öğrenince kendini hayatın anlamını bulmuş sanan budalaları, kısacası televizyonun insanların beynini nasıl yıkadığını, medya dünyasının insan üzerindeki etkilerini anlatıyor. Tabi bu arada insanlardaki bastırılmış cinsel açlığada değinilen birkaç sahne var. Ama bu anlatımda yer yer gereksiz saçmalamalarda oluyor.
Mesela başına gelen herşeyi yoksayıp ne olursa olsun tüm zorluklara katlanıp karısının peşinden gidecek bir adamın karısına olan bu tutkusunu anlatmak için filmin başında sevişme sahneleri kullanılmış. Ama bu o kadar abartılmışki bay e, boktan amerikan gençlik filmlerindeki "film çok yavan oldu, araya sevişme koyalımda 3-5 abaza tav olur" klişesinden nasibini alıyor ve filmin büyüsünü bozuyor. Bunun dışında leyla karakteri neden filmin ilk 1,5 saati 5 yıllık kocasının kendini ikna etmesi için 1 cümlesini bile dinlemiyor. Hadi onu geçtim, leyla benzinlikte dejavu tvnin sahibi kötü karakteri nerden tanıyor, hemen nasıl kaynaşıyorda 5 yıllık kocasına 1 söz hakkı bile vermeden bu adamın arabasına sorgusuz sualsiz atlayıp bilinmeyene doğru gidebiliyor? Buraya getirebileceğim tek mantıklı açıklama kocasıyla tartışan leyla benzinlik binasına girince tvde açık olan dejavu tv kanalına kendini kaptırıyor ve yine benzinlikte tesadüfen bulunan dejavu tv sahibinin hipnozuna giriyor. tabi bu biraz aşırı zorlama bir cevap oldu. Bence bu sahneyede biraz değinilmeliydi. Tabi benzinlikte leyla araçtan indikten sonra kısmen ütopik dünyada geçen farklı bir evrene girildiğini unutmamalı.
Bu filmi henüz izlememişlere veya izleyipte bir bok anlamamışlara önerim filmi kesinlikle sakin kafayla ve filmin yarı gerçek yarı ütopik bir dünyada geçtiğini unutmamaları. Bay e ye şaheser diyemesemde boktan bir filmde diyemem. Senaryo ve kurgu üzerinde biraz daha çalışılsaymış ortaya kendini daha iyi anlatan ve bazı basit hatalardan arınmış daha dişe dokunur bir film çıkabilirmiş. Yol hikayesi etiketli filmleri sevenlere sakin kafayla izlemeleri şartıyla öneririm. Film "kısmen ütopik" bir dünyada geçen yine "kısmen fantastik" bir film. Tamamen gerçek dünyayla karşılaştırılırsa çöp denebilir ama kendi iç dünyasıyla karşılaştırıldığında ortalama üstü eğlenceli bir filmdir Bay e.
Şunuda unutmadan koyayım: https://www.youtube.com/watch?v=5hkVJ2I3IUI