Assassin's Creed Unity

Assassin's Creed Unity (İnceleme)

Yıl 1789 , son tapınakçı lideri Jacques de Molay'ın Fransa kralı Philippe'in gözleri önünde yakılarak idam edilmesinden 475 yıl sonrası . Belkide insanlık tarihinin en büyük mihenk taşı olan sürecin ve olaylar silsilesinin ilk başladığı yıl. Peki ya hangi dönem bu? Tabikide İmparatorluklar çağını sona erdiren ve aynı zamanda insanların özgürlük , eşitlik gibi kavramları hatırlamasını sağlamış olan Fransız İhtilali'nin ilk vuku bulduğu yıl.

Sunum ve Hikaye

Gerek son iki oyundur serinin, belkide bu kadar sevilmesindeki en büyük etken olan tarihle iç içe ve aynı zamanda görkemli yapılara sahip mekanları es geçmesi, gerekse Altair ve Ezio gibi derin karakterlerin çıtayı çok yükseltmesinden olsa gerek , Kenway'lerin aynı etkiyi yaratamaması çoğu kişide hayal kırıklığı yaratmıştı.Serinin geleceği hakkındaki beklenti ve umutların kesilmesinin ardından Ubisoft'un, yeni Assassin's Creed oyununun zaman olarak Fransız Devrimi gibi ilgi çekici bir zamanda , mekan olarak ise Paris gibi tarih ile iç içe bir şehirde geçeceğini duyurması ile seri ilgi oklarını yeniden kendi üzerine çekmeyi başardı. Peki ya Ubisoft üzerine çektiği ilgi oklarının karşılığını ne kadar verebildi?

Oyuna Ortaçağ Paris'inde , kayıtlardaki son tapınakçı Büyük Üstadı olan Jacques de Molay ve diğer tapınakçıların Fransa Kralı IV. Philippe tarafından dönemin Papası V.Clement ile ortaklaşa pusuya düşürülmesi ve ardından iki arkadaşıyla birlikde yakılarak idam edilmesini izleyerek giriş yapıyoruz. Her ne kadar dönemin ve ihtilalin nedenlerini arka planda anlamamıza yardım eden güzel bir giriş olmuş olsada beklediğimden kısa sürüyor. En azından üçüncü oyunun başlangıcında bir tapınakçı üstadı olan Haytham Kenway ile bize oyunun başında üc ile dört saat arasında oynanış süresi sunarak olaylara Tapınakçı gözüylede bakmamızı sağlayan Ubisoft'dan hem ihtilalin ana nedenlerini arkaplanda çok iyi anlatabilecek hemde olaylara tapınakçılar gözüylede bakmamızı sağlayabilecek bu anıyı çok daha uzun bir süre bize tecrübe ettirmesini beklerdim. Ne yazık ki Ubisoft kendi eliyle hikayeyi çok daha iyi doldurabilecek ve derinleştirebilecek bir fırsatı tepmiş .

Yeni karakterimiz :Arno Victor Dorian

Hikayenin ve devrimin arka planını her ne kadar kısa olsada yeterli bir şekilde doldurarak bizi Arno ile tanıştıran Ubisoft , son iki oyundur Ezio yada Altair'in yokluğunu hissetirmeyecek bir karakter arayışındaydı. Son oyunlardaki iki Suikastçimizinde çoğunluk tarafından benimsenememesinin en büyük nedeniyse, hem Connor hemde Edward'ın , Ezio'nun belli bir süre sonra , Altair'in ise en başından beri edinmiş olduğu amaçlardan çok uzakta, tamamiyle kişisel intikam mücadeleleri içinde olmalarıydı. En azından Edward kendisinden nefret bile edenlerin olduğu Connor'un aksine kendine has uslübu , renkli kişiliği ve yan karakterlerle olan etkileşimleri sayesinde kendisini Connor'dan birazda olsa ayıran sempatik bir karakterdi. Ubisoft bu kez Arno'yu ve hikayesini yaratırken yine aynı hatalara düşmemek için direkt olarak Ezio'yu referans almış. Arno'da Ezio gibi çapkın , söz dinlemez,entrikaların içinde kaybolan ve küçüklüğünden beri bilinçli olmasada iki grup arasındaki savaşın içinde yer almış bir karakter . Belkide Arno'yu önceki iki karakterden ayıran ve bize sevdiren

,itikada intikam amaçlı yada Edward'ınki gibi tamamiyle şans eseri dahil olmayarak ne yaptığının bilincinde , kendi rızası ile katılıp benimsemesi. Tabiki karakterimizi bu noktaya getiren belli başlı bir olaylar zinciride var.Oyunun ilerleyen kısımlarında görebileceğimiz gibi ,Arno'nun kendi bencil çıkarlarını arka plana atarak hizmet ettiği değerleri ön plana almasıyla uzun zaman sonra gerçek amaçlar doğrultusunda hareket eden bir baş karakter ile birlikde olduğumuzu anlıyoruz.Arno'yu sevebilmemizdeki diğer nedenlerden birisi ise karakterimizin zihinsel ve diğer yönlerinin gelişimine şahit olabiliyor olmamız. Son iki oyundur baş karakter konusunda çuvallayan Ubisoft bu sefer turnayı gözünden vurmuş.

Ama Ubisoft yeni karakterimizi bize sunarken yine bir hataya daha düşüyor. Karakterin gelişimi ve olgunlaşma dönemi her ne kadar karaktere ısınmamız için yeterli olsada beklediğimden çok ama çok hızlı gerçekleşiyor. İkinci ve hatta üçüncü oyundaki gibi detaylı bir karakter gelişimine şahit olabiliyor olsaydık eminimki çok daha fazla sevecektik Arno ve hikayesini. Daha önce bahsettiğim Arno'nun tüm olumlu yönlerini hikayeye çok daha iyi yedirme şansı tepilmiş. Ubisoft ,sanki bir acelesi varmış da biryere yetişmeye çalışıyormuş gibi oyunun giriş ve gelişme kısımlarını olabildiğince hızlı geçmiş. Halbuki bu kısımları bize sindirerek deneyim etme şansı sunsaydı şuan Ubisoft'u yarattıkları alt metin sayesinde övüyor olabilirdik.Ubisoft'un oyunu aceleyle çıkardığı kanaatına sadece bu yerde değil başka yerlerdede(Teknik sorunlar!) varacağız.

Hikaye içerisinde sizinde çok yakından tanıyacağınız tarihi kişilikler ile tanışacaksınız. Zaten serinin sevilmesindeki nedenlerden bir diğeri ise tarihi kişilik ve olayları oyunun hikayesine çok iyi yedirebiliyor olmalarıydı. Ayrıca neden bize keşfetme imkanı vermeden oyunun çıkışına kısa bir süre kala bir video ile gösterdiklerini anlamadığım , animusdaki bir sorun nedeniyle ortaya çıkan zaman kaymalarıyla kısada olsa çok farklı dönemlere gideceksiniz.Animus demişken oyun günümüzde geçen olayları en az ele alan Assassin's Creed oyunu olmuş. Sanırsam beş dakika bile yoktur. Oyunu bitirdikden sonra devrimin arkasında yatanları ve karşılaştığınız karakterlerin hangi amaca hizmet ettiğini öğrenmek için kendinizi araştırma yapmak zorunda hissedeceksiniz.

Oynanabilirlik

Oynanabilirlik konusunda Ubisoft'un seri içerisindeki en çok değişime gittiği ve aynı zamanda gizlilik unsurlarınıda en çok kullanma ihtiyacı duyacağınız oyun Unity olacaktır. Görevler yine aynı tema üzerinden herhangi bir hedefi öldürme amacıyla devam ediyor.Ama bu sefer oldukça fazla seçeneğe sahipsiniz. İsterseniz tamamen gizlenerek , isterseniz yardımcı opsiyonları kendi avantajınıza çevirerek (örneğin açlıkdan kırılmış halkın önündeki yiyecek deposunu açık hale getirmek gibi) kaos ortamından faydalanarak istersenizde pata küte saldırıya geçerek görevi tamamlamayı deneyebilirsiniz.Daha saymayı unuttuğum birçok seçenek ve opsiyon daha var. Fakat bu sefer pata küte saldırarak ilerlemek çok ama çok zor.

Dövüş sisteminde büyük yeniliklere gidilmiş. Önceki oyunlarda yer alan karşıdaki düşmanlardan birisi size saldırırken diğerlerinin sırasını beklemesi yada sadece karşı-atak mekaniği ile bir çizik bile almadan koskoca bir birliği yerle bir etmek gibi saçmalıklar tamamiyle kaldırılmış. Unity ile başkarakterimiz oldukça kırılgan . Karşı atak sistemi artık daha gerçekçi bir hal almış ve elden geçirilmiş, örneğin karşınızdaki düşmanlarda sizin ataklarınızı engelleyebiliyor yada sizin saldırmanızı beklemeden saldırıya geçebiliyorlar.Bu sayede artık oyundaki en küçük dövüşlerden bile zevk alabiliyor, karşınızdaki düşmana gerçek bir rakip gibi bakabiliyorsunuz.Oyundaki düşmanlarımız halen daha güç seviyelerine göre ayrılıyor. Bazılarının işini, yapacağınız birkaç ufak geliştirme ile dahi birkaç hamlede halledebilirken, bazıları ise sizi, ne yaparsanız yapın hallaç pamuğu gibi harcayabiliyor.Artık bir birliğe karşı bırakın savaşmayı ,yaşamayı dahi aklınızdan geçirmeyin çünkü karakterimiz birkaç kılıç yada kurşun darbesiyle öbür tarafı boylayabiliyor. Bu da sizi görevleri gizlilik ile yapma yönüne doğru itiyor(Gerçek bir suikastçi gibi).

Dövüş sistemini gerçekçi bir manteliteye oturtmayı amaçlayan geliştirici ekip bunu gayet dengeli ve güzel bir şekilde başarmış. Oyundaki dövüşlerimizin büyük bir çoğunluğunda kılıç kullanıyoruz ama aynı zamanda ağır silahlar yada ateşli silahlarıda envanterimize ekleyebiliyoruz.Bu silahların çeşit ve özellikleri ise gayet tatminkar. Ne yazik ki dövüş sistemini gerçekçi bir yapıya oturtmayı hedefleyen geliştirici ekibin büyük ihtimalle hidden blade ile değil kılıç , ağır silahlara bile karşı koyma fikrini gerçek dışı bulması nedeniyle dövüşlerde artık hidden blade kullanamıyor, sadece gizli gerçekleştirdiğimiz suikastçilerimizde kullanabiliyoruz. Hidden blade demişken artık hidden blade üzerine bir eklenti yapılarak bize verilen phantom blade adında küçük bir tataryayınada sahibiz.Aynı zamanda en çok kullandığımız araçlardan bir diğeriyse bombalar. Görevlerin değişken zorluğu ve Unity ile kırılgan bir yapıya bürünen karakterimizin kendisini düşmanlardan koruması için en çok ihtiyaç duyduğu araçlardan birisi olan bombalar çoğu zaman yardımınıza koşuyor.

Oyuna eklenen animasyonlar oldukça çeşitli ve kaliteli .Karakterimizin gerçekleştirdiği zıplama , düşme yada tırmanma hareketleri ile özellikle karşınızdaki düşmanın işini son kılıç darbesi ile bitirirken araya giren kısa animasyonlar oyuna ayrı bir renk katıyor. Genel olarak kaliteli bir iş çıkarılan animasyonlar konusunda gördüğüm en büyük eksiklik ise kalabalık halkın arasında ilerlerken karakterimizin halk ile etkileşime girmesi ile ortaya çıkan animasyonlar oldu.

Genel manada oynanışı gerçekçi bir manteliteye oturtmayı amaçlayan geliştirici ekibin oyuna eklediği bir diğer yenilik ise rol yapma öğeleri taşıyan bir yetenek ağacı sistemi. Yaptığınız görevlerden kazandığınız deneyim puanları ile karakterinizi dört ana grup içerisinde geliştirebiliyorsunuz.Yaptığınız bu geliştirmeleri ise oynanış tarzınıza göre yapılandırabiliyorsunuz.Örneğin oyundaki görevleri gizliliği kullanarak yapmayı seven biriyseniz geliştirmeleri ,gizlilik ve navigasyon, paldır küldür ilerleyerek yapmayı seven birisiysenizde sağlık ve dövüş tarafında yapmayı tercih edebilirsiniz.Aynı zamanda bu geliştirme sistemi ilede bir kesimin her zaman saçma bulduğu , baş karakterin kafasına kapşonu geçirmesi ile bir anda her türlü suikast yöntemi ve manevra kabiliyetini kazanması durumu ortadan kalkmış oluyor. Örneğin suikast yöntemlerinden yukarıdan ikili suikast yöntemini ben oyunun sonlarına doğru henüz açabildim.Geliştirici ekip bu ve bu tür yeniliklerle karakter gelişiminide gerçekçi bir noktaya taşımaya çalışmış ve nispeten başarılıda olmuş.

Artık karakterimizin dış görünüşünü değiştirmek için elimizde çok fazla seçenek var.Dış

görünüşümüzü parça parça değiştirebildiğimiz gibi bu değişimler karakterimizin gizlilik gibi oynanışa etki eden özelliklerinede etki edebiliyor.

Oynanış hakkında değineceğim birkaç önemli noktada daha var.Artık kartal görüşünü belli bir süre ile kullanma hakkına sahibiz ve parkur öğeleri eskisinden çok daha akıcı gerçekleşiyor.Artık bir yere tırmanmak kadar aşağı inmekde yeni getirilen sistem ile çok rahat olabiliyor(Teknik hatalar olmaz ise!).Ubisoft ,genellikle gizlilik odaklı bir oyuna eğilme veya bir cismin/yerin arkasına saklanma mekaniğini eklemek için yedi yıl düşünmek zorunda kaldı sanırım. Hem geç ,hem güç bela eklendiğini düşündüğüm bu sistem tam rayına oturamamış. Evet oyuna yedirilmiş, hatta bazı bölüm tasarımlarıda bu mekaniğe göre tasarlanmış fakat bu sistem bazen öyle saçmalıyorki sizin yapmak istediğiniz hareketlerin tam tersi yönde hatta bazen hiç gerçekleşmemeye başlıyor. Daha öncede saydığım tüm olumlu gelişme ve eklentiler oyunun tam olarak hazırlanmamasından doğan hatalar yüzünden çoğu kez sapıtıyor.Katedrallerin üzerinde adeta dans eden karakterimiz bazen birkaç metre uzağındaki sütuna atlayamıyor bazende iki-üç metrelik kayaların üzerinden aşağı atlamak için elinizde kontrolcü ile size taklalar attırmaya başlıyor. Bu ve bunun gibi küçük hatalar bazı yerlerde sizi çıldırtmaya hatta oyununuzu yarıda kesmenize neden oluyor. İşte bu yüzden oynanışda yapılmış yenilik ve geliştirmeler bazı noktalarda sizin için hiçbirşey ifade etmeyebiliyor.

Grafik ve Atmosfer

Assassin's Creed Unity ile yapımcıların belirttiği gibi yeni nesilin şimdi başladığını anlayabiliyorsunuz.Grafiksel anlamda şu ana kadar çıkmış açık dünya oyunlar arasında en iyisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Kaplamalar ve dokuların kalitesi oldukça iyi. Sokakda aylak aylak yürüyen ve oyuna hiçbir etkisi olmayan ,sarhoş Fransız köylüsünün bile üzerindeki giysilerin dokuları oldukça detaylı ve üzerinde uğraşıldığını hissettiriyor.Tırmandığınız en ücra köşedeki bir yapı bile en ince detayına kadar oldukça kaliteli.

Yerdeki taşlar ve toprak birikintilerinin derinliği, su birikintilerinin hareketleri, güneşin üzerlerinde yaptığı yansımalar , yapıların üzerindeki camların hepsinin ayrı ayrı detaylandırılmış olması ve buna benzer küçük detaylar grafiklerin bu kadar kaliteli ve güzel gözükmesinde büyük rol oynuyor. Bir diğer dikkat çekici özellik ise oyunun şu ana kadarki en doğal ve gerçekçi ışıklandırmalara sahip olması.Oyunun renk paletininde çok iyi seçilmiş ve oldukça doğal olduğunuda belirtmeliyim.Beğendiğim noktalardan bir diğeri ise şehirdeki binaların büyük bir çoğunluğunun içine girebilmeniz ve bu mekanların hepsinin detaylı bir şekilde tasarlanmış olması.Oyun iç dekor ve tasarım anlamında rakipsiz olduğunu adeta yüzünüze vuruyor.

Atmosfere gelecek olursak, Paris'in her köşesinde farklı olaylar dönüyor. Devrim öncesi durum çok güzel yansıtılmış.Zengin ve fakir mahalleler arasındaki fark oldukça belirgin.Şehrin her köşesinde farklı bir hikaye ve yaşantı var. Bir tarafda halk açlık ve yoksullukdan kırılırken bir tarafda soyluların zenginlik ve refat içerisinde yaşamaları , insanların gitar çalmakdan , kumar oynamaya , dans etmekden , günlük alışverişlerini yapmak için satıcılarla pazarlık yapmalarına kadar olan bir çok olay ve aktivite atmosferin pekiştirilmesinde büyük rol oynuyor.Bu ve bunun gibi etmenler bize ,oyunun dünyasının yaşadığını gösterirken karakterimizin ise oradaki binlerce insan arasındaki herhangi bir birey olduğu hissini çok iyi bir şekilde veriyor. Ama maalesef yine belirtmek zorunda olduğum teknik hatalar oynanışda olduğu gibi atmosfer ve görsel kaliteyide kötü yönde etkilemeyi başarıyor.İç içe giren insanlar, çevre seslerindeki senkron kaymaları ve de oyunu Playstation 4 platformunda test ettiğim için beni en çok etkileyen sorun olan frame düşmeleri gibi sorunlar atmosfer ve görsel kaliteye oynanışda olduğu gibi balta vuruyor.

Yan Görevler , Sesler ve Genel değerlendirme

Yan görevler seride bazen kendini çok fazla tekrar etmesinden bazense hikaye anlamında yetersiz olmasından dolayı kendini sevdirememişdi.Serinin önceki oyunlarında ana hikayeyi oynarken yada oynadıkdan sonra yan görevleri yapmak için bir neden bulamıyordunuz. Ama bu sefer en az ana hikaye görevleri kadar üzerinde uğraşılmış ve elden geçirilmiş. Yan görevler sıkıcı takip et , konuşmaları dinle mantelitesinden sıyrılmış ve çeşitli temeller üzerine oturtulmuş. Bu temellerle birlikde hemen hemen çoğu yan görevin kendine has kaliteli bir hikayesi var. Hatta bazı yan görevler Fransız devrimini ve dönemin atmosferini bize ana görevlerden daha fazla hissettirmeyi başarıyor.Co-op sistemi hakkında ise tam anlamıyla deneyim ettiğimi düşünmediğim için bir değerlendirmede bulunmak istemiyorum.

Seslere gelicek olursak ana ve yan karakterlerin seslendirmeleri serinin çizgisini bozmuyor ve her zamanki kaliteyi yakalıyor.Çevre sesleri ve müzikler tatmin edici.Fakat halen daha serinin önceki oyunlarındaki aklımızda yer edebilecek müzikleri duyamıyoruz.Bazı noktalarda serinin önceki oyunlarındaki müziklerin elden geçirilmiş versiyonları da duymak mümkün.Seslerde eksik olarak nitelendirebileceğim tek sorun ise senkron kaymaları ama bu kaymalar çok az yerde karşımıza çıkıyor ve fazlada sorun oluşturmuyor.Zaten serinin her zaman aynı çizgi ve kalitede devam etmiş nadir yapılarının içerisinde her zaman sesler yer edinmiştir.

Genel olarak oyuna baktığımızda hikayesini dayandırdığı temelleri , dolu içeriği ve oynanışı bakımından çok fazla yenilik barındıran , grafiksel açıdan türünde ele aldığı konu gibi bir "devrim" olan oyun , Ubisoft'un artık işgüzarlığındanmıdır yoksa geliştiricileri baskı altına almasındanmıdır bilemeyeceğim nedenlerden ötürü oynanışı , atmosferi baltalayan sorunlara sahip. Ama bu sorunların çözülebileceğini varsarayak bir kenara bıraktığımızda önümüzde yıllardır beklediğimiz Assassin's Creed oyununu görebiliyoruz.Serinin sıkı takipçileri tarafından kaçırılmaması gereken bir yapım olan Unity'yi tüm oyun severlere gönül rahatlığıyla önerebilirim.

"Rien n'est vrai, tout est permis"

Değerlendirme
Ses : 10/9.0
Grafik : 10/9,2
Oynanabilirlik : 10/8,2
Sunum : 10/8,4
Genel : 10/8,4

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Cevher Karakoç @cevherkarakoc

    yav siz de yeni üyelerin ilk yazılarına hemen bunun içi profil açmış tarzı şeyler yazmak için açmışsınız gibi geliyor bana. Adam 5 dk önce yayınlamış bir tek bu incelemeyi yazıp yıllarca bir şey yazmasa bu şaka anlamlı olacak ama bu durumda anlamsız.

  • Batuhan Bengü @benx

    mesela sen,ben okuYAmadık dimi 😀

  • Batuhan Bengü @benx

    OKUMICAKLAR İÇİN ÖZET
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    Genel olarak oyuna baktığımızda hikayesini dayandırdığı temelleri , dolu içeriği ve oynanışı bakımından çok fazla yenilik barındıran , grafiksel açıdan türünde ele aldığı konu gibi bir "devrim" olan oyun , Ubisoft'un artık işgüzarlığındanmıdır yoksa geliştiricileri baskı altına almasındanmıdır bilemeyeceğim nedenlerden ötürü oynanışı , atmosferi baltalayan sorunlara sahip. Ama bu sorunların çözülebileceğini varsarayak bir kenara bıraktığımızda önümüzde yıllardır beklediğimiz Assassin's Creed oyununu görebiliyoruz.Serinin sıkı takipçileri tarafından kaçırılmaması gereken bir yapım olan Unity'yi tüm oyun severlere gönül rahatlığıyla önerebilirim.

  • Omer @omer_

    Güzel bir inceleme olmuş teşekkür ederim oyun hakkında güzel bir fikir verdi. Özellikle eski karakterlerden Kenway'lere değinmen hoş olmuş. Black Flag Assassin's serisinden çok uzaklaşmıştı, Arno'nun hikayesini ve karakteristiğini Ezio'ya ne kadar benzetebilmişler ancak kendim oynadığımda görebileceğim 🙂

Bu ürünle ilgili tüm incelemeler