
Askerde cezalı bir arazi aracı vardı, onun gibi 🤔
İlk soruda, soldaki ve sağdaki sayıların toplamı sonucu çıkan sayının rakamları toplamı ortadaki kısımda yer alıyor. Cevap: 7
İkinci soruda; sarı pasta "sayıdaki rakamları topla", kırmızı pasta ise "sayının birler basamağındaki rakamdan onlar basamağındaki rakamı çıkar" anlamına geliyor. 9+8+6=23 ve 3-2=1. Yani cevap: 1
Azerbaycan 2. sınıf karnemi isterim.
İşin ilginci, aralarında Unitree ve Boston Dynamics'in de bulunduğu 6 robotik şirketi daha geçen günlerde "genel kullanım amaçlı robotlarda silah bulundurmayacaklarına ve bulundurulmasını da desteklemeyeceklerine" dair bir anlaşma imzaladılar.
Unitree'nin A1 adlı robotunun üstüne taramalı takmışlar.
https://m.unitree.com/products/a1/
https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=YT-lF4NbMzc
10 bin küsur dolara alıp üstüne istediğinizi takabilirsiniz.
Şu lokasyona kadar gönderiliyor muymuş diye baktım: https://goo.gl/maps/Bt46F8BPTdKNEDT5A
Gönderilmiyormuş.
Henüz Avrupa çapındalar.
İki ülke de SEPA içinde yer aldığından dolayı rahatlıkla yapılabiliyor olması gerek. "SEPA-Überweisung" olarak adlandırılan bir işlem.
Geçen sene İngiltere plakalı, sürücü koltuğu da sağda olan bir Jaguar görmüştüm. Plakaya bir şekilde Burak yazdırmış. Dikkatimi plakadan yola doğru çevirirken araçtan bir adet çakmağın yola fırlatıldığına şahit oldum. İngiltere'de yapamayacağı şeylerin burada "tadını çıkarmaya" gelmiş olmalı.
@dolunay Yahu "keyfi iade" değil, koşulsuz iade.
Tüketici olarak hakkınıza bu denli zeval getirilmesine tepkili olmak yerine bunu desteklemeniz akıl alır gibi değil, ne diyeyim.
İnceleme videosu sadece "fikir verir". Telefon olsun, bilgisayar olsun; her türlü üründe tüketicinin birçok beklentisi vardır. Rengi uymaz, deseni uymaz, kullandığı diğer cihazlarla uyum sağlamaz, eline oturmaz, masasına sığmaz... Sayısız faktör var. Koşulsuz cayma hakkı da bundan dolayı var. AB ülkelerinde bu konuda oturmuş düzen var, AB üyesi olmayan medeni hukukun işlediği ülkelerde de... Hukukun işlediği bu örneklere bakılarak olumlu düzenlemeler devam ettirileceğine ani vites değişikliği yapılarak 20 yıl geriye gidildi.
İngiltere'de "keyfi" diye düşündüğünüz iadeleri yapanlar elbette var, hakkını açıkça kötüye kullanmaya çalışan açgözlü tüketiciler de var. Hak ortadan kaldırılarak çözülmedi orada bu durumlar, gerekli tedbirler alınarak, denetimler yapılarak düzene girdi, daha da ileri götürülmeye devam ediliyor. Almanya'da birçok dükkan, "mesafesiz" satışını yaptığı ürünü dahi haftalar sonra geri alıyor. ABD'deki örnekleri ise saymakla bitiremeyiz. "Bizim insanımız şöyle böyle" denilerek savunulacak bir durum değil, zira ABD'nin insanı da "şöyle böyle". "Birkaç kuru var diye bütün yaşları yakalım gitsin" diyerek hukuk düzeni oluşmaz. Hukukta orantılılık ilkesi her zaman esas alınmalıdır.
Ekleme: Tek tarafın zayıf olduğu durumlarda bazı şeyler "şansa" bırakılmaz. Örneğin, "ben aracım için çok para harcamamayı seçmek istiyorum" denerek aracın muayene masraflarından kaçılamaz. "Ben emniyet kemeri kullanmıyorum, benim gibiler için de emniyet kemersiz araç üretsinler, ucuza alayım" argümanı geçersizdir, araçların emniyet kemerli üretilmesi zorunluluktur. Cayma hakkının "şansa" bırakıldığı durumlarda ise tüketiciye fazladan hak tanıyacak satıcı bulmak, ülkemiz trafiğinde sinyal vererek şerit değiştiren sürücü bulmaktan da zor olacaktır.
@dolunay "Batmak" nedir yahu?
Tüketici, her zaman için zayıf konumdadır ve zayıf olan taraf hukuk düzeni tarafından korunur. Hukukun işlediği her yerde bu böyledir.
Tüketiciye, deneme şansı sunmadığınız malı satamazsınız. Deneme şansının olmadığı durumlarda ise tüketici denedikten sonra hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir ek yük olmaksızın sözleşmeden cayabilmelidir.
Ya mağaza açarsınız, ürünü fiziksel olarak deneyebilme imkanı sunarsınız; ya da mesafeli olarak satıldığında koşulsuz cayma hakkı ile bunu mesafeli olarak sağlarsınız. İkisinin yükü vardır, ikisi de masraf gerektirir. Hem mesafeli olarak ürün sat, hem de "ne çıkarsa bahtına" anlayışıyla cayma hakkını ortadan kaldır. Deponda tuttuğun ürünü denetme zahmeti olmaksızın satış yap, bütün ipler elinde olsun, hakkını açıkça kötüye kullanan kişilere karşı tedbir almak yerine hakkın ortadan kaldırılmasını sağla. En ufak tüketici hakkından gocunan tacirimiz ağlamasın da ne olursa olsun. Ne âlâ memleket.
Hangi malı satıyorsunuz, bilmiyorum ama hukukun terazisiyle bu kadar sorununuz olmamalı. Herkesin temel ihtiyaçlarından birisi haktır, hukuktur.
Mağazalar gönüllü olarak çalışmıyorlar, bunun masrafı var. Mağazada reyonları düzenleyen işçinin emeği, sergilenen ürünün bedeli, ödenen kira ne olacak?
Mesafeli olarak alınan ürün için somut olarak olağan bir gözden geçirme fırsatı bile söz konusu değildir. Mesafeli satış yapan tacir, bunu bilerek satış yapmalıdır. Tüketici de koşulsuz cayma hakkının güvencesi ile içerisine adımını atmadığı dükkandan, yüzünü görmediği tacirden alışveriş yapabilir. Tacir, bu güvence sayesinde Kars'tan Ankara'ya, İstanbul'a satış yapabilmektedir. Tacirin, kapısının önünden geçmeyecek binlerce tüketiciye satış yapabilmesini sağlayan bu güvenceye karşı gelmesi, yediği yemeğin tabağını farklı aksiyonlarda kullanması demektir. Bu geri teper.
Koşulsuz cayma hakkı AB uyum süreci kapsamında AB müktesebatı ile getirilen medeni bir uygulamaydı. Bunun kısıtlanması 20 yıl geri adım demektir.
AB ülkelerinde tüketicinin hakları kısıtlanacağına bununla ilgili mekanizmalar sağlamlaştırılmış durumda. Burada da yapılması gereken budur.
Bizim medeni kanunumuz da bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını korumamakta. Hakkını açıkça kötüye kullanan art niyetli insanlar her alanda varlar. Ancak kira sözleşmesinde yazmasa bile kiracı, kirayı ödemeye gecenin 3'ünde gidemez. Teknoseyir'in kullanım koşullarında bulunmasa bile her gönderinin altına konudan bağımsız Estonca mesajlar yazamam.
Ormanlar yakılıyor diye çakmak alışverişini yasaklamak hukukta orantılılık ilkesine aykırıdır.
Kabul edilebilir gibi değil.
Cayma hakkının güvencesi sayesinde Kars'tan Edirne'ye oturduğu yerden satış yapabilen tacirlerin son zamanlardaki artan para hırsı sonucu yedikleri kap ile ilgili sıkıntı yaşaması durumunun tezahürü olacak.
Ben, deneme fırsatı bulamadığım telefonu mağazada deneyerek almak yerine internetten ısmarlayacağım; beklediğim gibi olmayacak; ama bundan cayamayacağım. Tanıtım için işçi çalıştıran, vitrinleri düzenlemek için emek harcayan, bunun için dükkan kirası ödeyen mağazalardan almak varken neden sürpriz yumurta mantığı ile internetten alayım?
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını zaten Türk Medeni Kanunu yasaklıyor. Cayma hakkını kötüye kullanan tüketici varsa eğer ceremesini o çeksin. Bununla ilgili "bu teknoloji çağında" gayet basit önlemler alınabilir, Hakkımızı elden almak da neyin nesi?
AB müktesebatı gereği tüketici haklarını iyileştiren düzenlemeler dramatik bir şekilde geri alınmış, 20 yıl geriye gidilmiş oluyor böylece.
Kabul edilebilir gibi değil.
Cayma hakkının güvencesi sayesinde Kars'tan Edirne'ye oturduğu yerden satış yapabilen tacirlerin son zamanlardaki artan para hırsı sonucu yedikleri kap ile ilgili sıkıntı yaşaması durumunun tezahürü olacak.
Ben, deneme fırsatı bulamadığım telefonu mağazada deneyerek almak yerine internetten ısmarlayacağım; beklediğim gibi olmayacak; ama bundan cayamayacağım. Tanıtım için işçi çalıştıran, vitrinleri düzenlemek için emek harcayan, bunun için dükkan kirası ödeyen mağazalardan almak varken neden sürpriz yumurta mantığı ile internetten alayım?
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını zaten Türk Medeni Kanunu yasaklıyor. Cayma hakkını kötüye kullanan tüketici varsa eğer ceremesini o çeksin. Bununla ilgili "bu teknoloji çağında" gayet basit önlemler alınabilir, Hakkımızı elden almak da neyin nesi?
AB müktesebatı gereği tüketici haklarını iyileştiren düzenlemeler dramatik bir şekilde geri alınmış, 20 yıl geriye gidilmiş oluyor böylece.
Ekşi Sözlük ne yazık ki manipülatif gayelerle hareket eden propaganda hesaplarının fink attığı, bunların yanında bilgiye sahip olmadan aklına estiği gibi yazan sorumsuzların domine ettiği bir bilgi kirliliği medyasına dönüştü.
2010'lar öncesi gerçekten entelektüel insanların çoğunlukta olduğu bir siteyken şimdiki durumunun o zamanlar elde ettiği imaj ile uzaktan yakından ilgisi kalmadı.
Halbuki @gurkan-atilgan'ın gönderdiği linkteki yazıda konu herkesin anlayabileceği şekilde en ince ayrıntısına kadar açıklanıyor. Uzun uzun münakaşa edilecek bir husus değil. Ticaret hukuku ve tüketici hukuku üç günde ortaya çıkarılmış kurallardan oluşmuyor, yüzyılların birikimi.
Nice "teknoloji" editörleri, nice "internet uzmanları" AKK olmazsa internetin çökeceği gibi akıl kârı olmayan iddialarla engel olmaya çalıştılar. Hatta bir tanesi uzun uzun bir yazı yazmıştı, şimdi sınırsız internet savunucusu olmuş 😀
4 aydır IP alamıyorsanız onu faturalandırmaya hakları bile yok, ona rağmen iptal talebinizi yokuşa sürerek ancak sonuçlandırmışlar.
@berkaycavusoglu Eğer başlangıçta 100 Mbps vadetmeselerdi ve sizin buna göre abone olmanızı sağlamasalardı onlar açısından bir sorun ortaya çıkmış olmazdı.
Fakat bu durumda, 100 Mbps hızı hem sözlü hem sözleşmede yazılı olarak vadedip mevcut Türk Telekom aboneliğinizin bile sonlanmasına yol açmışlar ve kendilerine abone kazandırmışlar.
"Ortalama tüketicinin bilinçli olarak karar verme yeteneğini azaltarak normal şartlar altında taraf olmayacağı bir tüketici işlemine taraf olmasına yol açma" durumu söz konusu. En başında 16 Mbps olduğu belli olsaydı büyük ihtimalle abone olmayacaktınız. "Yanlışlık olmuş, kusura bakmayın" da ticari kuruluş için geçerli bir bahane olarak kabul edilmiyor, yani kasıt olsun olmasın ortada kendilerinden kaynaklı aldatıcı bir durum varsa sorumlulukları var. Yaptıkları uygulama haksız.
@sqn Sakin yahu 🙂
Firmaların "tüketici nasıl olsa hakkını aramaz" diyerek her kandırdığı tüketiciyi "garanti para kaynağı" görmesi durumuna karşı hakların bilinmesi gerekiyor. Çok ama çok sayıda tüketiciyi el mahkum parasını vereceğiz diyerek ayıplı mal veya hizmet kullanırken gördüm. Firmalar bundan güç alarak aynı aynı tas aynı hamam devam ediyorlar.
Diğer seçimlik haklarımız: • Hizmetin onarılması, • Ayıp oranında bedel indirimi
Ayıplı hizmetten Turk.Net onarana kadar para almamalı, ama büyük olasılıkla göreceğiz ki sözleşmede 100 Mbps yazmasına rağmen 16 Mbps verdikleri hâlde bunu aynı ücretten fatura edecekler. Bu noktada bizim gücümüz de tüketiciler olarak elde ettiğimiz haklarımız. Bu hakların daha iyi noktalara gelmesi için de uğraşıyoruz.
Burada Turk.Net'in yaptığı söylenen uygulamaya "bait and switch" deniyor. "Bir mal veya hizmeti belli bir fiyattan edinmeye davet edip onu değil de, başka bir mal veya hizmeti pazarlamak" diye tanımlayabiliriz. Bunun da esasen cezası var. 2021 itibarıyla bu ceza 11 bin 429 TL. Eğer yurt genelinde gerçekleşirse 114 bin 326 TL. Ancak bu cezadan önce bazı durumlarda "uygulamanın dururulması" kararı verilebiliyor.
Tüketiciler olarak ancak haklarımızın bilincinde olup ses getirdikçe haksızlıkları azaltabiliriz. Haksızlık yapana karşı daha etkin caydırıcı bir mekanizma ve daha iyileştirilmiş haklar için de aynı şey geçerli.
100 Mbps VDSL vereceklerini vadetmişler, hatta sözleşme bile 100 Mbps'lik paket üzerine yapılmış. Bu durumda verdikleri hizmet ayıplı ve dolayısıyla hiçbir ücret ödemeden iptal etme hakkınız bulunuyor. Varsa ödenmiş olan bedeli derhal iade etmek zorundalar.
Başta iyisini vadedip, sözleşme yapılınca kötüsünü vererek "dikkatsizlik olmuş" gibi bahanelerle tüketiciyi oyalamaya devam edip parasını almak bu firmaların alışkanlığı oldu.
Son bir saat içinde 482 ziyaretçi, 267 kayıtlı kullanıcı giriş yaptı.
Karar cümlesi çok kötü.
"Tüketicinin şikayetine konu ürünün 906,09 TL bedel karşılığında tüketiciye teslimine"
Bu cümlenin anlamı:
"Tüketici, kendi ürününü üstüne 906,09 TL para vererek geri alabilir."
Yani resmen seni borçlu çıkarmışlar. Halbuki ilk maddede "başvuru sahibinin talebinin kabulüne" şeklinde belirtmişler. Talebin, seçimlik hakkın olan "misli ile değişim" şeklinde olduğuna göre bedel iadesi kararı da çıkartamayacaklarken, bedel iadesine karar vermeyi bile beceremeyip, kurdukları cümle ile seni borçlu çıkartmışlar.
Hukukta usul esastan önce geldiğinden bu kararın, herhangi bir tarafın itirazı ile usul yönünden rahatlıkla bozulması gerekiyor.
Ürünü Google'da aradım, birçok satıcı tarafından hâlâ satıldığını gördüm. Misli yani tıpkısı ile değişim için şartlar da elverişli. Ancak ne yazık ki kanunen ve uygulama yönünden üst model ile değişim kararı verilemiyor.