ENİGMA paylaştı.

1993 Yılından Araba Fiyatları ve Karşılaştırma

Merhaba arkadaşlar alım gücü kıyaslaması araştırırken bu tarz konulara genelde internette özellikle ekşi sözlük ve Donanımhaber'de rastlamıştım.En çok dile getirdikleri şey market harcamaları oluyordu sanırım o zamanlar daha çok yerli üretim olan ve uluslararasılaşmamış, sadece iç pazar için üretilmiş ürünlerimiz dövize endeksli olmadığı için market harcamaları karşılaştırmasında alım gücü yüksek çıkıyor. Ben de bu yazıda araba fiyatları üzerinde duracağım için bu tür market alışverişlerini bir kenara bırakalım ve hem ABD'de bile lüks olan hem de Türkiye'de ekonomik diye satışa çıkan Türkiyedeki araba fiyatlarını ele alalım.

Öncelikle bana çok yardımcı olan şu https://www.youtube.com/watch?v=07xDQMZ5gOI&t=902s Youtube videosunun 13:02'den başlayarak izleyin derim ve o videoyu çekene özellikle teşekkürlerimi iletiyorum yoksa bu yazıyı yazamazdım.

Orta geliri öğretmen olarak tanımlarsak eğer

1993 yılında yaklaşık 1/4 dereceden 5.500.000Lira maaş alıyormuş. not:  9/1 derece 3.720.000Lira

2021 yılında 1/4 dereceden  yaklaşık 6074TL maaş alıyor. not : 9/1 derece 4841TL

Arabaların fiyat kıyaslaması yaparak fiyatları maaşlara böleceğim ve 1 araba için kaç ay çalışmaları  gerek onu hesaplayacağım. Baz aldığım dergi 7 Haziranda çıktığı için  bazı ithal arabaları o günün Dolar ve Döviz kurlarına göre hesaplama yapacağım. Bazı önemli araçları ele alarak ve ek donanım olayan başlangıç fiyatları yazıp ve günümüzde bu araçların denk geldiği arabalarla alım gücü karşılaştırması yapıp sonuca varacağız.

Durum içler acısı alım gücümüz araba konusunda bile çok net bir şekilde düşmüş.

Sonuçta Türkiye'de her zaman sıfır araba almak aşırı zor olduğu için  halkın büyük bir çoğunluğu maaş biriktirme yerine kredi çekerek araba alıyor. Fakat bilmiyorum o dönemin kredi olanaklarını bilmediğim için günümüzle kıyaslamadım sadece basit bir şekilde alım gücünün düştüğünü göstermiş oldum.Not: VW Golf ilginç bir şekilde eskiden çok daha pahalıymış beni en çok şaşırtan o oldu.

Bitirirken aslında ÖTV'nin olmadığı 90'lar da kötü, şimdi de kötü, eğer bugün ÖTV oranları çok az olsaydı ki çok fazla, bu sonuçlar tam tersine dönecekti. Tek avunduğumuz nokta o zamanın ekonomik araçları uçan tabut ve boş arabalardı, şimdikiler ise teknolojinin gelişmesi ve ucuzlamasıyla da en azından daha iyi donanımlara sahipler.

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • arandur @arandur

    Bazı otomobillerin ikamesi güzel bulunmuş ama bazıları saçma. Opel Vectra neden şimdi Astra olmuş? Gayet Insignia modeli var aynı sınıfta. Bmw 3 serisinin de 1 serisine düşürülmemesi gerekiyordu.

    O yıllarda kredi olanakları olmadığından para biriktirerek ve kalan kısmı eş dosttan borç alınarak otomobil alınıyordu. Böyle olduğu için çok gerekli olmadıkça satın alınmazdı. Çiftçiler senelik toplu para elde ettikleri için avantajlıydılar, ayrıca tarım ürünleri çok iyi para ediyordu eskiden. Ticaret ve üretimde de eskiden kar marjları daha yüksek, fırsatlar daha fazlaydı. Şimdi ise köşeler tutulmuş, karlar minimuma inmiş durumda. Gelecekte daha da kötü olacak.

  • Daviance @daviance

    bmw gibi araçlar ve denkleri %80 ötv ye giren tüm araçlar da ay farkı deli gibi artmış ,nedenide %50 matrahın şaka gibi bir değer olması ,sürekli yükselen bir döviz ortamında matrah koymak zaten aşırı saçma ,o zaman matrahıda 6 ayda bir güncellemen gerekir.amaç milleti soymak olunca...

ENİGMA paylaştı.
BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 8 / 21
ENİGMA paylaştı.

YURTDIŞINDAN TOHUM, FİDE, FİDAN VB. MATERYAL GETİRİLMESİ

Sosyalde zaman zaman yutdışından fide, fidan, tohum vb. materyal getirmek isteyen, aliexpres gibi sitelerden tohum sipariş ettiğini söyleyen arkadaşlara rastlıyorum. Bu yazı bu konularda hevesleri olan arkadaşları bilgilendirmek amacıyla yazılmıştır.

            Öncelikle daha öncede ülkemize kontrolsüz bitki ve hayvan girişi olmuş ve bunun acı sonuçları ülkemiz tarımında görülmüştür. Bunlara birkaç çarpıcı örnek vermek gerekirse;

Filoksera:

           19. yüzyılın sonları ve 20. Yüzyılın başlarında Avrupa’dan herhangi bir kontrole tabi tutulmadan getirilen çeşitli asma çubukları, ülkemize bağcılığın en büyük baş belalarından biri olan Filoksera zararlısını armağan etmiştir.

            Filoksera zararlısının kökeni Kuzey Amerika’dır. 19. Yüzyılın ortalarına doğru kontrolsüz asma çubuğu getirilmesi ile Fransa’dan Avrupa’ya giriş yapmıştır. Binlerce hektar bağın kurumasına sebep olmuştur. Avrupadan da ülkemize giriş yapmıştır.

            Kimyasal bir mücadele yöntemi bulunmamaktadır.

            Zararlı toprak altında asma köklerinin suyunu emerek köklere zarar verip köklerin ve dolayısıyla bitkinin ölmesine sebep olmaktadır. Tedbir olarak tüm asmaların Amerikan asma anacı üzerine aşılanması gerekmektedir. Çünkü zararlının anayurdunun bitkisi olan Amerikan asmasının kökleri zararlıya karşı dayanıklıdır.

            Sırf bu zararlı yüzünden artık ülkemizde aşısız asma ile bağcılık yapma imkanı hemen hemen kalmamıştır.

Ayrıntılı bilgi için: http://www.tarimkutuphanesi.com/Baglarda_floksera_tehlikesi_Orhan_CORUH_Ziraat_Yuk.Muh._01843.html

Mnemiopsis leidyi:

            Ülkemizde avlanılan ticari balık miktarının yaklaşık % 60-65’ini hamsi oluşturmaktadır. Aşağıdaki tabloyu incelediğinde normalde 300.000 ton civarında olan hamsi avcılığının 1989 ve 1990 yıllarında 100.000 tonun altına düştüğü görülecektir. Bunun sebepleri araştırıldığında Karadeniz’e 1980 li yılların ortalarında tropik denizlerden gelen gemilerin balans suları ile gelen Taraklı medüz (Mnemiopsis leidyi) ‘ün hamsi yumurtalarının yemesinin sebep olduğu anlaşılmıştır. Buna bir çözüm bulunamamış ancak yine tropik sulardan gelen ve Mnemiopsis leidyi’nin doğal predatörü olan Beroe Ovata sayesinde zararlının popülasyonu düşmüş ve av miktarı tekrar yükselmiştir.

Ayrıntılı bilgi için:

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=22044

Deniz salyangozu (Rapana venosa):

           Asya sularından Japon Denizi, Sarı Seniz ve Çin Denizinin yerli türüdür. Karadeniz’de ilk kez 1947’de Novorosisk körfezinde rapor edilmiştir. Sonradan tüm Karadeniz ve Azak Denizine, Ege ve Akdeniz’e yayılmıştır. Doğu Akdeniz’den veya Karadeniz’den larva evresinde iken ticari gemilerin balast suları ile taşındığı tahmin edilen bu tür, Kuzey ve Güney Atlantik sularında, son olarak ise Kuzey denizinde rapor edilmiştir.

          Deniz salyangozunun en önemli özelliği karnivor beslenme alışkanlığına sahip oluşu ve midye, istiridye gibi su ürünlerini tüketmesidir. Karadeniz’de zoobentik faunanın önemli bir kısmını midyeler oluşturmaktadır. Midyeler ekonomik önemi olan demersal balıkların besin kaynağını oluşturmaktadır. Midye yataklarındaki azalma demersal balıkların beslenme ortamını etkileyecektir.

          Ancak deniz salyangozu ticari olarak avlanıp ihraç edildiğinden popülasyonu kontrol altında tutulabilmektedir.

Ayrıntılı bilgi için:

http://yunus.gov.tr/yunus/uploads/Makale_070202.pdf

          Buna benzer başka örneklerde verilebilir. Bu yüzden canlı hayvan ve bitki gibi materyallerin yurtdışından getirilmesi sıkı kurallara bağlanmıştır. Sosyalde bazı arkadaşlar gümrükte sıkıntı çıkmadığını söylüyorlar ancak bu büyük ihtimalle tohum gibi materyallerin gözden kaçmasıdır. Anlaşılırsa gümrükten geçmesi imkansızdır ve cezai yaptırımları mevcuttur.

Bu konu ile ilgili yasal düzenlemelere bakacak olursak;

5553 sayılı Tohumculuk Kanunu

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/11/20061108-1.htm

 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/06/20100613-12.htm

5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5977.pdf

 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Kontrolüne Tabi Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/12/20131231M1-5.htm

 

BeğenFavori PaylaşYorum yap
  • Asaf Duru @asafduru

    GDO ile Hibrit tohumu ayırmak lazım. Hibrit tohum melezleme ile elde edilmiş F1 dölüdür. Ondan alınan tohumlar da genetik olarak açılım gösterdiğinden ürün miktarında azalma görülür. Yani kamuoyunun genel bilgisinin tersine hibrit tohumlar kısır değildir. Sadece daha sonraki nesiller F1 dölü ile aynı verimi vermezler.
    GDO ise bambaşka bir dünya. GDO da ürünün genetik haritasına başka bir canlıdan bir gen eklenir. Örneğin Amerika'da mısıra, mısır kurdunun predatörü olan örümceğin geni eklenmiş ve mısır kurdunun mısıra zarar vermesi engellenmiştir.
    Ben GDO'lu veya Hibrit tohumların toprakta verimsizliğe, kısırlığa veya çoraklığa sebep olduğuna dair bilimsel bir çalışma görmedim. Halk arasında öyle söyleniyor ama bilimsel olarak doğrulayan veya yalanlayan bir çalışma yok.

  • Mlih @melih-atmaca

    Hocam yazınız yerinde ve güzel bi zaman da geldi Elinize sağlık Aliexpresden bi kaç tane çiçek tohumu getirmeyi istiyordum Fakat kulaktan dolma bunun yasak olduğunu duyduğum için almadım

  • ALİ KÖPRÜLÜ @alikoprulu29

    bilgili ve bilinçli insan ne güzel, bu konu hakkında hiç bir şey bilmiyordum, çevremde böyle bir şeye girişen bir kişi olduğunda uyaracağım. Çevreye dikkat etmek gerekiyor özellikle de yaşadığımız ülkeye

    • Asaf Duru @asafduru

      Bu durum özellikle akvaryum balıklarında da böyledir. Siz tropik bir balık alıp akvaryumda bakamayınca doğaya salarsanız ve o balık türü doğaya uyum sağlarsa oranın yerel türlerine müthiş zarar verebilir.
      Akvaryum balığı değil ama İsrail sazanı bu konuya örnektir. Yazıya da yazacaktım ama çok uzamasın istedim. İç sularda balıkçılığı bitirme potansiyeli var şu an israil sazanının

    • ALİ KÖPRÜLÜ @alikoprulu29

      bizim milletimizde iyi niyet vardır ama yaptığı işin sonuçlarını düşünme yoktur.

ENİGMA paylaştı.

Işık Hızından Daha Hızlı Bir Şey Var Mıdır?

Işık Hızı Geçilebilir Mi?

Işıktan Daha Hızlı Bir Şey Var Mıdır?

Işık bilineceği gibi dünya üzerinde tanımlanan en hızlı etmendir. Işık saniyede yaklaşık olarak 300.000 km hızla hareket edebilmektedir. Dünyamızın içerisinde bu durumu düşününce bu hıza ulaşmanın imkansız olabileceğini öngörebilmekteyiz. Yine dünyamızda bu hıza yani bu muazzam hıza ulaşabileceğimiz bir teknoloji oldukça heyecan vericidir. Öyle ki ışık, bir saniye içinde üzerinde yaşadığımız dünyanın çevresini 7 defa gezebilmektedir. Dünya’dan Ay’a ulaşım mesafesi ise yine 1 saniye gibi bir süreden azdır. Buna bağlı olarak bizler de ışık hızında olabilseydik Dünyanın en uzak bölgelerine saniyeler içerisinde giderek zamanda yolculuk edebilmiş olurduk. Lakin evren büyüklüğü ve sonsuzluğu göz önüne alındığında sanırım ışık hızı da insanlara yetersiz gelecektir.

Eğer ışık hızında yaşıyor olsaydık ve ışık hızında gidebiliyor olsaydık güneşimize sekiz dakikada ulaşabilirdik. Yine evrenin muazzam büyüklüğü sayesinde bizlere en yakın galaksi olan Andromeda galaksisine ise 2 milyon yılda ulaşabilirdik. Albert Einsthein görelilik kuramına baktığımızda ışık hızından daha yüksek bir hızın olmadığını görebiliriz. Yani ışık hızı limit noktası olarak kabul edilir.

Evrende yolculuk uzun sürelerden beridir insanoğlunun kafasında yer almakta ve en büyük hayallerden biri olmuştur. Televizyon veya internetten izleyebileceğiniz birçok bilim kurgu filminde ve belgesellerde de ışık hızı ötesi konuları görebilmekteyiz. Günümüzdeki bilim adamları yaptıkları deneyler sonucunda böyle bir şeyin mümkün olabileceğine kanaat getirdi. Bilim adamlarınca yapılmış olan ve halen bile devam eden bu proje İsviçre CERN deneyinde, atomik boyutlarda olan parçacıklar çarpıştırıldı. Yani bunu "jet gibi geçti" ifadesinin yanına bile getiremeyiz. Bu şekilde gerek evrenin oluşumu gerek ise ışık hızı hakkında farklı ve oldukça önemli birçok bilgi elde edinildi. Kimi parçacıkların az bile olsa ışık hızını geçtikleri kayıt edildi. Bu konuda yanlışlık olabileceğini düşündükleri için bu tekrarı tamı tamına 15 bin defa tekrarladır ancak yine sonuç aynı çıktı. Işık hızından daha hızlıydı.

Takyonlar

4453_3

Işık hızından yüksek hızların mümkün olduğunu söyleyen teorilerden biri Takyon'lardır. Teorinin özünde sanal sayılar vardır. İzafiyet teorisine göre E = m.c²’'dir. Burada E: enerji, M: kütle, c: ışık hızıdır. Yani enerji ve kütle,hıza bağlı olarak değişir.

 

Kaynakça:
http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/09/24/isik-hizi-gecildi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Takyon
http://tr.wikipedia.org/wiki/I%C5%9F%C4%B1k_h%C4%B1z%C4%B1

 

BeğenFavori PaylaşYorum yap
Önceki yorumları gör 4 / 14
  • Samet ŞEKER @sametseker-tr

    @aglaknecmi Bu açıklamanın özü aslında ışık hızına ulaşılınca neler olacak kimse bilmiyor, bence nesnelerde hızın sınırı yok ışık hızı bizim nesneleri görebilme oranımız, bir nesne ışık hızını geçerse görülmezlık seviyesine gelir ışık bükülür, karadeliklerin temel mantıgı yani başka bir teori olarak da bu atılmıştır, ışık hızını geçen nesneler yok olmuş gibi ilk ışıgı bükülür sonra da kendisi görünmezlik seviyesine gelir.

  • Poolitex @jetpara_net

    @sametseker-tr Hocam sorularınız gerçekten oldukça harika 🙂 Umut ediyorum ki bilim birgün tüm bunlara kesin ifadeler getirecektir. İnsanlar bu düzeni bozmaz ise.

  • Poolitex @jetpara_net

    @aglaknecmi Albert Einstein'ın birçok teori üzerinde yorumları mevcut ve yine birçok teoriye olan yorumları kanıtlanarak çürütüldü. Kimi teoriler Einstein'ın savunduğu bilgilerin aksini gösterdi yani Einstein yanıldı çünkü gerçek kanıtlar bulunarak doğru oldukları saptandı. Yine bu konudaki teori de birgün çürüyecektir diye düşünüyorum.
    Ayrıca şahsi fikrim "evren bu kadar büyük ve genişse ve biz insanların da aklı var ise bu evrenin birçok yerine ulaşabiliriz. Bu teknolojimizin ilerlemesine göre belirlenecek ama düşüncem imkansız diye bir şey yoktur." Birgün bunların olacağına inanıyorum. Belki gözden kaçırdıkları bir şeyler vardır.

  • Burhan KARADERE @burhan07

    Bütün mesele Zamandır, zaman durduğunda her yere bir anda gidebilirsin, tüm kainatın yaratıcısı yüce Allah c.c bu kudreti istediğine verdiğinde zaman ortadan kalkan ve an kavramı başlar an 1 sn gibi düşünebilirsiniz göz açıp kapamak ile geçen süre... . Olaylara sadece madde bilimi yani akli ilim ile bakmamak lazım zaten bunların yaratıcısı da Allahdır. İlim ikiye ayrılır akli ilim ve nakli ilim Kesbî ve Vehbi ilimde denir. Madde ilmi yani bilim mana ilmi ise manevi bilimdir. Bunu anlamak için bakınız Perygamberin S.av. Miraç hadisesine. Peygamber ışıktan hızlı hareket etti bu teorinin çökmesi çıkmadan 1500 yıl önce gerçekleşti 🙂

Türk Mektupları

“Türk orduları yağmur sularının kabarttığı azametli nehirler gibidir.”

Busbecq 1555 yılında sınır anlaşmazlığını çözmek için Avusturya elçisi olarak İstanbula geldi. 1600 yılına kadar kalarak. Gördüklerini ve yanlızlığını gidermek için avrupadaki dostlarına oldukça kallavi mektuplar yazdı.

Kitabın dili oldukça sade ve akıcı konulara daldan dala atlamıyor,(zaten çok fazla mektup yok hepi topu 3 tane). Busbecq ressam, Papaz gezginleri yaptığı yobazlığı yapıp Türklerin aleyhinde propaganda yapmıyor.(1)Hem Orduların Düzeninden disiplininden, Hemde Rüstem Paşa nın yolsuzluklarından bahsediyor. Osmalıda saatin yaygın olmayışından dolayı çok öfkeleniyor.

 

"Türk orduları yağmur sularının kabarttığı azametli nehirler gibidir."

"Bir diğer dilenci Sınıfıda araplardır. Bunlar sancaklar taşır ve ecdatlarının Müslümanlığı yaymak için bu sancakların altında savaştıkları söylerler.Her zaman her yerde dilenmezler Fakat akşamları yoldan geçenlere iki üç misli fiyata limon almaya zorlarlar.
"Yol kenerlarında mesafeleri gösteren taşlar olmadığı gibi saatleride yok. Ay ışığı rehberlerimi yanıltığı için uykumu sık sık bölüyor yola çıkma vaktinin gelmediğini anlayınca tekrar yatıyoruz"
"Türk imapatorluğunda her insanın içinde doğduğu şartları değiştirme ve kaderini tayin etme hakkı vardır. Meziyetlerin doğuştan geçtiğine inanmazlar.Bizde ise durum çok farklı"

"Gece büyük bir yangın çıktı. Yeniçeriler her zamanki usulleri ile evleri yıkarak söndürdüler, askerlerin yangın çıkarmasının bir nedi var, Evleri yağmalamak"
"Köylülerin atlara ne kadar sevgi ve ihtimam gösterdiklerine dikkat ettim. Atların sevgisini onları okşayarak kazanıyorlar. Sonuçta atlar insana büyük bir sevgi duyuyor.Bundan dolayı çifte atan ısıran atlar yok. Aman Allahım, bizde ise durum ne kadar farklı seyislerimiz atların böhürlerine vurmadan zaptedemeyeceklerni sanırlar. Sonuç hayvanlar korkuyla titrer ve seyisler ne zaman ahıra girse ürküp nefret ederler. Türklerin atları ise sahibi binsin diye diz çöker."

 

BeğenFavori PaylaşYorum yap
ENİGMA paylaştı.

İndirim Kuponları Nasıl Kullanılır?

Sponsorlu içerik

İndirim kuponları artık  Türkiye’de de online alışverişte alternatif bir tasarruf  aracına dönüşmeye başladı. Yurt dışında -özellikle Amerika’da- mağazaların neredeyse hemen hepsi pazarlama stratejilerinde  ve  bütçelerinde  indirim kuponlarına muhakkak yer ayırırlar. Bilinçlenen tüketici ile birlikte ülkemizde de birçok önemli mağazanın indirim kuponları ile alışverişe olanak sağlamaya başladığı görülüyor. Ancak tüm bu gelişmelere rağmen “indirim kodu”  ifadesi online alışverişe henüz ısınmaya başlayan tüketicilere yabancı gelebilmekte. Haliyle mağazalarda kupon kodu kullanımıyla ilgili bazı temel noktaları açıklığa kavuşturmak istedik ve ülkemizdeki en büyük kupon yayıncısı olan İndirimKodlarım’a merak edilen soruları yönelttik:

İndirim Kuponları Anasayfa

İndirim  Kodu nasıl kullanır?

Her mağaza kupon kodunu girebileceğiniz kutucuları  farklı yerlerde sunar. Bu kutucuk,  genellikle  sepet aşamasındayken belirir. Ancak bazı mağazalarda ödeme aşamasında çıktığı da oluyor. Herhangi bir alışveriş sitesinden ilk kez alışveriş yapıyorsanız, kuponu ekleyebileceğiniz alanı bulmak için dikkatli bir şekilde etrafınıza bakın. Kullanıcılarımızın işini kolaylaştırmak için edindikleri kupon kodunu nerede ve nasıl kullanacakları  konusunda  görsel destekli  detaylı bilgileri mağaza sayfalarında vermeye çalışıyoruz.

 Kod girilecek herhangi bir yer yoksa ne yapılmalı ?

Söz konusu mağazanın detaylı bilgiler veren bir SSS (sıkça sorulan sorular) sayfası olup olmadığına bakın. Çoğu kez aradığınız bilgileri “Müşteri Hizmetleri” sayfasında da bulabilirsiniz. Site üzerinde herhangi bir bilgi bulamazsanız mağazayı arayarak kupon kodlarını site üzerinde nasıl kullanabileceğinizi sormaktan çekinmeyin.

Boyner Kupon Kodsuz

İndirim kuponunun  işe yarayıp yaramadığı nasıl anlaşılır?

Mağazalar,   indirim kodu kullanıldığı için elde edilen indirim oranını ve olası kargo ücretlerini sepet veya ödeme aşamasında doğal olarak müşterisine göstermek zorundadır. Şayet siparişlerinizi inceleyebileceğiniz sayfada kupon kodunu girmenize rağmen elde ettiğiniz indirimin toplam tutara yansımadığını fark ederseniz, siparişi onaylamayın ve ekibimizden ya da mağazadan bu konuda destek isteyin.

Boyner Kupon Kodu

Bazen kupon kodları çalışmıyor. Bunun sebebi nedir?

Mağazalar kupon kodu destekli promosyonlarına planladıklarından daha fazla yanıt almaları halinde  söz konusu indirimi belli  bir aşamadan sonra güncel olmaktan çıkarırlar.  Bu yüzden yayınladıkları veya bize ilettikleri indirim kodları için son kullanma tarihi koymayı ihmal ederler veya bundan tamamıyla kaçınırlar. Online mağazalar promosyonları diledikleri zamanda değiştirebilir veya sona erdirebilirler. Eğer  indirim kuponunuz işe yaramıyorsa, sitemiz  üzerinde benzer mağazalarda kullanabileceğiniz başka bir kupon olup olmadığını inceleyebilirsiniz. Öyle ki bazı durumlarda benzer mağazalardaki indirim seçenekleri sizi çok şaşırtabilir. Öte yandan şikayet etmek üzere mağazayı aramanız artık güncelliğini yitirmiş bir kupon kodunun yeniden aktif olmasını  ne yazık ki sağlamayacaktır. Zira mağazaların kendi satış politikaları doğrultusunda  promosyonları diledikleri zaman sona erdirme hakları vardır. Ancak yine de platformumuzda yayına aldığımız bütün kuponların son kullanma tarihlerini belirtmeleri için mağazaları teşvik ediyoruz. “Özel” etiketli kuponlar da zaten tamamen bizim garantimiz altında yayına giriyor.

İndirim Kuponları Anasayfa

Kupon işe yaramıyorsa ne yapmalı?

Her ne kadar yayında olan bütün kuponlarımızın güncelliklerini koruyup korumadıklarını sürekli kontrol etsek de bazı zamanlar bilgi paylaşımı yapılmaması yüzünden müdahalede gecikebiliyoruz.  Bu yüzden kupon servisimizde  listelenen bir indirim kodunun çalışmadığını  görürseniz iletişim kanallarını kullanarak hemen  ekibimizle iletişime geçebilirsiniz.  Bu sayede mağaza ile görüşüp söz konusu kuponun akıbetini öğrenerek  gerekli güncellemeri hızlı bir şekilde yapma şansımız artar.

Kupon Kodları birkaç kez kullanabilir mi?

Bazı mağazalar kupon kodu ile yapılan alışveriş işlemini sınırlandırmakadır. Bildiğimiz kadarıyla İki farklı indirim kodunun tek bir sepette kullanılmasına izin veren bir online mağaza yok Türkiye’de. Giyim sektöründeki kupon kodları genellikle çoklu kullanıma açıktır.  Yani  indirim koşulları kapsamında sitemizdeki şu Trendyol indirim kodu ile defalarca kez alışveriş yapma şansınız var. Ağırlıklı olarak elektronik cihazlar satan Teknosa, n11, Gittigidiyor, MediamarktHepsiburada vb. gibi mağazalarda ise  indirim kodları sadece belli ürünlerde kullanılabiliyor. Bu yönteme en sık şekilde başvuran mağaza olarak “Media Markt”ı gösterebiliriz.

Eğer internet üzerinde herhangi bir fırsat bulamazsanız, mağaza ile ya da bizimle  iletişime geçin ve satın almak istediğiniz ürün için indirim olup olmadığını sorun.  Gelen taleplerin yoğunluğuna  göre mağazalarla görüşerek indirim kodu edinebilmemiz mümkün.

Trendyol Kupon Kodu Girişi

 İndirim kuponları mağaza şubelerinde kullanabilir mi?

Geleneksel mağazalar promosyon özel olarak bunu belirtmedikçe online indirim kuponlarını mağaza içinde yapılan alışverişlerde kabul etmek zorunda değillerdir. Şayet kuponun çıktısını alıp  mağazaya götürürseniz, bazı mağazalar nezaket icabı bunu kabul edebilir. Bu tamamen fırsata ve mağazaya bağılıdır. Ancak elbette sormaktan ve denemekten  zarar gelmez!

indirimkodlarım.com hakkında:

İndirimKodlarım,  tüketicilerin online ve offline alışveriş sitelerinde geçerli indirim kuponlarına hızlı ve kolay bir şekilde erişebilmelerine imkân sağlayan platformlar oluşturan Polonya merkezli International Coupons şirketi çatısı altında Türkiye’de faaliyet gösteren bir avantaj rehberidir.

BeğenFavori Paylaş