apple yaptı kim yapacak? teknoloji dünyasında minimalizm akımı başlatan şirket apple. araçların içine bile minimalist alacaz diye klima düğmesi koymuyorlar artık firmalar kafayı yediler.
@noksyesvs apple ile mazdanin, bir arabanin ne alakasi var? Apple 2013-2015 civarlari degistirmedi mi en son tasarim dilini? Kac sene gecmis uzerinden, yeni mi fark etmisler apple in degisimini? 🙂
@mrmetalhead sorularının hepsi zaten verdiğim cevapta bulunuyor ama anlayamadıysan açıklayayım. apple her ne kadar teknoloji ve tasarım ile farkını koysa da esasında bir reklam firması. ürettiği ürünlere çeşitli anlamlar yükleyerek daha pahalıya satıyor. ana tasarım dili de 50 yıl önce dahi minimalizmdi. arada fark yaratmak için eğlenceli şeyler denese de uzakdoğulular kadar kafayı kırdığını göremezsin. yani apple'ın değiştiği falan yok apple kurulduğu günden beri aynı kafada. buraya eski bir reklam afişini atıyorum. eminim 2013-2015 yılındaki bir afiş olmadığını anlayabilecek kapasitesindir. https://i0.wp.com/www.printmag.com/wp-content/uploads/2020/02/2a34d8_7f42c177b31d4afb9905d8b97207940emv2.jpg?resize=550%2C763&quality=89&ssl=1
araba firması/bilgisayar firması olayına gelirsek; günümüzde üretilen her araç bir nevi akıllı cihaz. ayrıca apple iphonedan önce günümüzdeki gibi zirveye oynayan bir firma değildi. nadir sorunlara özel çözümler üreten, tasarım ve reklam ile ederinden çok daha fazlasını isteyen bir firmaydı. şansına ürettiği iphone nadir sorunlardan çok insanların genel sorunlarına çözüm üretebilen bir cihaz olması nedeniyle şirketi uçurdu.zamanında tek olması sebebiyle de tr esnafı gibi 100 adet döner satacağıma 10 tane satarım, ama pahalı satarım ve aynı karı alırım kafasındaydı (şu an da belli ürünlerde yine aynı kafada, pek f/p ürünü yok) kazandığı başarıyı da sadelik, basitlik ve minimalizm ile kazandı. yeni nesil araçların da bir nevi akıllı ürün olduğunu farkeden firmalar da 1 koyup 10 alan apple'ı örnek alıyorlar.
@noksyesvs guzel sacmalamissin, apple in cikardigi urunler ile sirketin yukselisini tarishsel olarak git bir daha kontrol et. Sonra git birde Mazda nin akilli cihaz denebilecek arabasi varmiymis ona bir bak. Ondan sonra Apple'in cihazlarinda kullandigi tasarim dillerine ve yillar icindeki degisimine de bir bakiver.
Son bir iki yil icinde sirketlerin logo larindaki degisimi kalkip ta Apple'a baglamazsin. Sanarsin iki sene once akilli cihaz kafasinda araba yoktu, Apple degersiz bir sirketti.
Ek olarak sanki tek reklam kullanan Apple, baska hic bir firma reklam yapmiyor veya da basarili reklam kampanyalari yurutemiyor.
@mrmetalhead yazdığın herşey zırva ve altı boş. ona bak şuna bak falan filan. baktım, analiz ettim örneklerle senin anlayabileceğin seviyeye inerek açıkladım, hatta 50 yıl öncesinin reklam afişini bile kanıt olarak sundum. anlayamıyorsan ve desteksiz zırvalıyorsan malesef iletişim kuramayız.
çıkardığı ürünlere oldukça hakimim, bahsettiğim tasarım dilindeki ürünün afişini atmamdan anlayamayacaksan şuradan anla; şu an sana cevap yazdığım cihaz macbook pro m3. mazda yeni otomobillerdeki trendin değişmesiyle doğru orantılı olarak değişeceğinin sinyalini vermek istiyor. bu yüzden logosunu değiştiriyor. bundan sonra, daha minimalist ve teknoloji odaklı araçlar üreteceğim diyor. apple gibi olacağım diyor. bunu anlayamayacak kapasitede değilsen bu senin problemin. apple'ın cihazlarındaki kullandığı tasarım dili de her zaman minimalist olmuştur. minimalist olmayan ürünlerini göster de görelim o zaman. son bir iki yıl içindeki logo değişimlerinden bahsetmiyoruz, iphone çıktığından beri yani 2007 yılından beri logo değişimlerinin minimalistleşmesinden bahsediyoruz. bil bakalım 2007 yılında hangi firma hangi ürününü çıkardı da piyasa değeri 20 milyar dolardan birkaç yıl içinde 1 tirilyon dolara çıktı. apple hiçbir zaman değersiz bir şirket değildi. butik ve pahalı ürünleri olan, herkese hitap etmeyen, şimdiki piyasa değerine göre anormal derecede ucuz ve farklı bir şirketti. tek reklam kullanan apple diye de bir iddiam olmadı, adamların 50 yıl önceki reklam afişlerindeki tesarım diilinin bile minimalist olmasına dikkat çekmek istedim, ve bunu anlayamadın. ikinci paragraf genel olarak histerilerine bir cevap fakat önemli olan bu değil.
önemli olan; anlattığım hiçbir şeyi anlamayı başaramadığın gibi, her argümanım hakkında karşı argüman üretmeden saçmalayabilme başarın. lütfen cevap vereceksen benim yaptığım gibi biraz düşün, argüman üret, argümanını kanıtlarla destekle ve öyle yaz. sırf cevap olarak bişeyler yazabilmek için yazıklarımı desteksiz bir şekilde olumsuzlaman sadece komik ve acınası.
@noksyesvs Basit bir konuşmada neden bir anda tonu yükselterek karşınızdaki insana kişisel saldırıya ve aşağılamaya geçiyorsunuz? Şurada gördüğüm, iletişim kurması imkansız olan kişi sizsiniz. İnsanca iletişim kurmanın herhangi bölümünde böyle bir şey yok çünkü. Bu kadar basit bir konuşmada, size yönelik hiçbir şey söylenmemişken, bir anda kişisel saldırıya geçerek dışarıda bir insanın yüzüne söyleyemeyeceğiniz şeyleri klavye arkasından söylemek asıl komik olan durum şurada.
@noksyesvs sen okudugunu anlmakta zorlaniyor gibisin, ben apple onceden minimalist bir sirket degildi demedim. En son tasarim dilini degistirdigi tarihleri soyledim.
Mazda'nın Apple'ı örnek aldığını belirtiyorsun, ama ortada somut olarak sundugun bir sey yok. Senin dayanağın "Apple başarılı, o yüzden herkes onu taklit ediyor" gibi boş bir genelleme ile arabalarin teknolojik hale gelmesi.
Bana ne hangi cihazdan yazdigin, bende mazda arabanin icinden yaziyorum degisimin apple ile alakasi yok 😀
Mazda son yillarda her zaman minimalist tasarim kullanan bir marka oldu, Mazdanin mevcut ve onceki modellerine bir bak once. Adamlar zaten rakiplerine gore minimalist tasarima sahip araclar uretiyordu.
Lutfen tum argumanlarini kendin once kanitlari ile destekler misin? En basta belirttigim gibi o bulup attigin reklam afisinin bir katkisi yok.
Kimin yan hesabisin sen? Oyleymissin gibi bir his dogdu icime 🙂
@protego açıkçası anlayışı kıt ve bilgisi zayıf olmasına rağmen bilmişlik taslayanlara pek tahammülüm yok. ben sabır taşı değilim ve öyle bir zorunluluğum da yok. yazdığım ilk yorumda iki firmayı ürettiği ürünlerin türüne göre değil bir teknoloji geliştiricisi olarak ele almışım, adam mazda ve apple ne alaka diyor. iki firma da son kullanıcıya yönelik ürünlerini, teknolojiyle ve yaptığı argelerle üretmiyor mu? hani broadcom ve apple karşılaştırsam tamam. çünkü broadcom son kullanıcıya yönelik değil de kurumsal kullanıcılara yönelik ürün tasarlıyor. dolayısıyla aralarındaki bir karşılaştırma tanımsız. fakat bu iki firma ürünlerini son kullanıcıya pazarlamıyor mu? vb. kısacası anlayışı kıt birisine bişey anlatmaya çalışmak benim hatamdı. hatamı kabul ediyorum. ayrıca, normalde böyle boş bir yoruma he he deyip engellemem gerekiyordu. fakat artık eskisi gibi engel atmamayaca karar verdim. yine de son yorumunu bile okuyamadım ve cevap bile yazmayacağım.
zeitgeist denen bir olgu vardır, yani zamanın ruhu, dönem dönem zamanın ruhu değişir ve yeni bir trend başlar. Markalar da bu trendi arkasına alarak bilinirliğini artırmaya çalışır. mazda da, her ne kadar apple icat etmese de onun estirdiği minimalizm rüzgarından kendi çapında faydalanmaya çalışıyor, artık o eski mazda değilim, değişeceğim ve bunu ürünlerime yansıtacağım diyor. mesela zeidgeist olarak lgbt olaylarını da ele alabiliriz. bir araba firması olarak da jaguar yeni imajıyla buna oynuyor. neyse işte daha fazla bu konu hakkında yazmak istemiyorum yoruldum.
iddianız olan insanca iletişim kuramamaya ve kişisel saldırıya gelirsek etki tepki meselesi. kendisi gibi çocuklaşamadığım ve zırvalarına karşı zırvalayamadığım için öyle üsluba böyle üslup kullandım. saldırdığım falan da yok. anlayışı kıt biri ve bunu ona birinin söylemesi gerekiyordu. her yazdığım şeyi ya farklı anlıyor yada tartışmayı kaybetme korkusuyla ufacık aklıyla beni manipüle etmeye çalışıyor. hangi konuyu ne şekilde anlattığımın gayet de farkındayım. yazdığım herşeyi okursanız fikirlerimi değiştirmeden kanıtlarla desteklediğimi buna karşılık onun sürekli farklı yerlere çekmeye çalışmasını da net şekilde göreceksiniz.
dışarıda kime ne söylediğimi bilecek kadar beni tanımıyor olmamanıza rağmen hakkımda 'klayve arkasından' atıp tutmanız da aslında sizin kişiliğiniz hakkında çok şey söylüyor. kişi haklarına saygısızlık imasında bulunup da kiişilik haklarıma saldırmanız sizin de oldukça manipülatif biri olduğunuzun göstergesi. psikoseksüel açıdan, yakın zamanda tartıştığım kişiyle benzer durum duruma düşmeniz olayısıyla, onunla empati kurup bir çeşit yansıtma davranışında bulunuyorsunuz. çünkü bahsettiğimiz asıl konuya odaklanamadan sadece benim kişiliğime saldırmanız bu durumu açıkça gösteriyor. bence o kişi kimse onunla meselenizi halledin. bu sayede içinde bulunduğunuz eziklik psikolojisinden kurtulacaksınız ve bana karşı olan bakış açınızı yansıtma davranışınız ile değil de doğrudan aramızdaki iletişim dinamiğine göre geliştirebileceksiniz. o zamana kadar lütfen haddinizi bilin ve sadece benim hakkımda değil, tanımadığınız kişiler hakkında atıp tutmayın.
@noksyesvs Hayatımda bu derece saçmalama çok nadir görmüşümdür. Adam 2 satır birşey yazıp sormuş hemen ardından kişisel saldırıya geçmişsiniz savunmanız da "anlamıyor". Olayı anında apple ve mazda tartışmasından çıkartıp kişiselleştirip, kişiselleştirmenize gelen eleştiriye "konuya odaklanmadan bana laf söylüyorsunuz" demek daha da komik zira zaten konuyu odağından siz çıkarttığınız için konu şu an sizin yaklaşımınız burada. Olayın şu an mazda ile de apple ile de ilgisi yok. Dışarıda kime ne söylediğinizi birebir görmeme gerek yok çünkü bunların herhangi birini dışarda birilerinin yüzüne söyleyemeyeceğiniz aşikar. İsterseniz deneyin birinin yüzüne "anlayışın kıt" "kapasiten anlamaya yeter heralde" "zırvalama" "ufacık aklınla" "eziklik psikolojisi" gibi laflar söylemeyi. Ne olduğunu yazarsınız sonra burada. Tam bir klavye delikanlılığı bu hakaretler. Had bilmeyenin kim olduğu da ortada. Kimin yan hesabıysanız artık. Size hayatınızda başarılar.
minimalizm tutkunu biri olarak markaların materyal dizayna geçmelerini aptalca buluyorum. keza eski krom tasarım furyası da aptalcaydı. yani boktu bombok olmuş. tasarımcılar furya neyse o trene atlıyorlar anladığım kadarıyla.
ideal logo evrimi budur, önce marka ismiyle tanınır, sonra marka ismini de çıkarıp logoyu evrensel hale getirirsin, bir daha da krom treni, materyal treni, fütüristik trenlere atlamazsın. mazda adını çıkardığında logoyu zihinlere kazıyamamışsa zaten marka olamamıştır.
@noksyesvs türkiye otomobil girişim grubu kısaltmasıyla marka olmaz. önce güzel bir marka adı bulursun, üstüne açılımını uydurursun. marka adı böyle çıkınca logo da o kafayla çıktı, bu maç buradan dönmez artık. gerçi bu da marka yaratmak değil, kısa süreli günü kurtarmak amacında olduklarını gösteriyor. seçim bitince kamu kurumlarında esamesi okunmaz oldu, daha burada tutmuyorsa dünyaya açılma hayali hiç olmamış demektir.
bak adam hiçbir şey yazmadan ne kadar çok şey anlatmış 🙂
@sqn konudan bagimsiz olarak, neden bizdeki zengin kesim sadece yabanci markalari Turkiyeye getirme, onlarin alt yuklenicisi olma kafasindalar? Ford'un uretimini yapacagina kendi markani yaratsana, sozde ulkenin en zenginlerisiniz. Daha startup kafasinda, Tesla gibi olan markalar lazim. Yonetimi devlette olan Togg ile olacagini sanmiyorum bu isin.
Not: AKP secmeni degilim, amacim Togg'u savunmakta degil. Sadece bizim ulkede girisimcilik pek olmasi gerektigi gibi degil bana kalirsa. Mesela teknoloji alaninda startup'i olaninda amaci buyutup birine satmak, ulkedeki tum e-ticaret siteleri vs hep yabancilara satilip baska markalarin altina girdiler.
@mrmetalheadsorun çok yerinde ancak cevabı ekonomiden siyasete uzanan karmaşık bir yapıda. Öncelikle, sıfırdan bir marka yaratmanın zorluklarını anlamak gerekiyor: Üretim tesisleri kurmak, Ar-Ge yatırımı yapmak, küresel rekabete dayanacak kalitede ürün geliştirmek ve bunu sürdürülebilir kılmak... Tüm bunlar, devlet politikalarının istikrarlı olmasını gerektiriyor. Ne yazık ki Türkiye'de siyasi ve ekonomik dalgalanmalar, uzun vadeli yatırımları riskli hale getiriyor.
Köfteci Yusuf örneğini hatırlayalım: Standart dışı bir franchise modeliyle hızlı büyüdü, ancak ekonomik krizler ve sektörel darboğazlar nedeniyle varlığını sürdürmekte zorlandı. Bu basit bir gıda markasının bile karşılaştığı zorluklar; bir de yüksek teknoloji gerektiren otomotiv veya batarya sektörünü düşünün.
Hadi TOGG’u geçelim, diyelim ki basit bir batarya markası kurmak istiyoruz. Hammaddeyi işleyip günümüz standartlarına uygun bataryalar üretelim, ithal ettiğimiz elektrikli araçlara bunları entegre edelim, hatta yurtdışına da ihraç edelim. İşin mantığı sağlam. Ama burada iki büyük sorun var:
Sistem riski → Bugünün düzeninde hükümetle anlaşıp teşvik alabilirsin, fabrikayı kurabilirsin, ama yarın siyasi dengeler değiştiğinde yatırımının çöp olmayacağının garantisi yok.
Kısa vadeli kazanç kültürü → Uzun vadeli, riskli girişim yapmak yerine, hazır markaların distribütörlüğünü alıp hızlı ve risksiz para kazanmak daha cazip geliyor. Büyük sermaye sahipleri, sıfırdan marka yaratmak yerine yabancı markaların alt yüklenicisi olmayı tercih ediyor.
Sorunun özünde risk-yatırım dengesi yatıyor. Türkiye'deki zengin kesim, siyasi belirsizlikler (örneğin, teşviklerin ani iptali, döviz kuru şokları) nedeniyle "hazır" iş modellerine yöneliyor. Yabancı marka distribütörlüğü, kısa vadeli kâr garantisi sunarken, Ar-Ge ve markalaşma gerektiren alanlarda "niye kendi markamızı yaratmıyoruz?" sorusu cevapsız kalıyor. Tesla gibi bir marka çıkabilmesi için, yatırımcıların 10-15 yıllık süreçlere güvenebileceği bir ortam şart. Ne yazık ki bugün, hükümet politikalarının öngörülemezliği, bu güveni zedeliyor.
Sonuç olarak, girişimcilik ekosistemi sadece sermayeye değil, istikrarlı kurallara da ihtiyaç duyuyor. Yabancı marka distribütörlüğü "kolay kazanç" gibi görünse de, aslında sistemik bir çıkmazın yansıması.
@sqn o zaman devletin aslinda Togg gibi girisimleri yaparak her seye kendi el atmasi yerine, uygun sisyasi istikrari ve finansal tesvikleri sagladigi bir ortami yaratmasi gerekiyor diye bir cikarim yapiyorum. Belki uygun ortamda bir tane Togg yerine bir kac tane araba markamiz olabilirdi.
Turkiyedeki su anki sistem pek calisiyormus gibi gelmiyor bana.
@mrmetalhead nereden baktığına bağlı. Büyük sermaye sahipleri açısından bakarsan, mevcut sistem harika işliyor: Paralarını hızlı ve garantili şekilde katlıyorlar, üstelik risk almalarına da gerek kalmıyor.
Ama devletin ve vatandaşın uzun vadeli çıkarları açısından bakarsan, bu durum bizi sömürge ekonomisine doğru sürüklüyor. Üretim yerine montaj, inovasyon yerine distribütörlük, risk almak yerine kolay kazanç tercih edildiğinde, kendi markanı yaratma ve küresel rekabette söz sahibi olma şansını kaybediyorsun.
Bugün TOGG bir istisna olarak var ama eğer sistem sağlıklı işleseydi, tek bir otomobil markamız değil, birden fazla rekabetçi markamız olurdu. Sadece otomobil değil, batarya, çip, yazılım gibi stratejik sektörlerde de güçlü şirketlerimiz olurdu. Ama bunun için, dediğin gibi, devletin doğrudan üretici olmaya çalışmak yerine siyasi istikrarı ve yatırım güvenliğini sağlayan bir ortam yaratması gerekirdi.
Grafik tasarım profesyoneli olarak söylüyorum, logo kendi başına bakınca gerçekten zayıf görünüyor ama tasarım dünyası materyal-minimalist tasarıma geçtiği için yeni tasarım akımlarının içinde her şey çizgilerden ve 2 boyutlu basit varlıklardan oluşurken eski logo o tasarım ögelerinin içinde eski 3d like logonun abesle iştigal etmesi kaçınılmaz. Bütün arabaların "yeni model" algısı bu tür logolar üzerinden ilerlerken siz "eski model" alıcısı yaratacak eski logoyu kullanırsanız en iyi ihtimalle çağa ayak uyduramamış oluyorsunuz. Bu bir seçim değil, zorunluluk.
Yeni tasarım akımlarının etkisi elbette inkâr edilemez, ancak her marka için 'zorunluluk' gibi katı bir kuraldan bahsetmek doğru olmaz. Minimalist yaklaşımlar günümüz trendi olabilir, fakat markaların görsel kimliği sadece 'modaya uymak' üzerinden şekillenmez.
Nike örneği bu konuda iyi bir karşılaştırma: 1995'te logosunu sadeleştirdi ve o günden beri korudu. 3D furyası geldi geçti ama Nike, eski moda veya çağ dışı olarak algılanmadı. Çünkü logo, markanın temel kimliğiyle, algısıyla ve güçlü tasarım diliyle anlam kazandı.
Her markanın kendi mirası, müşteri kitlesi ve sektör içindeki konumu farklıdır. 'Çağa ayak uyduramamak' yerine, markanın neyi koruyarak neyi güncellediği daha önemli bir strateji meselesi. Bazen değişim gerekir, bazen de değişmemek bir duruş göstergesidir.
@sqn Ticaret böyle işlemiyor, kazanılabilecek her kuruşun peşine düşer şirketler. Bu kararlar yönetim kurullarının halka ve yatırımcılara hesap verilebilitesi baskısı ile alınıyor. İdeal şartlardan bahsetmiyorum, piyasanın markaları gelmek zorunda kaldıkları noktadan bahsediyorum ben de. Bütün sektör bir akış halinde, bir gergedan sürüsü gibi ilerliyor ve ben yerimde duracağım diyen eziliyor, akış nereyeyse akışın yönünde ilerlemek bir noktada ticari olarak devam edilebilirliğin kaçınılmaz gerekliliğine dönüşüyor. Bunu bir sürü markayla çalışan ve bu dönüşümleri gerekçeleriyle ele alan bir profesyonel olarak söylüyorum.
@armv7 örnek de verdim halbuki, nike 95'ten beri ezilmeden nasıl ayakta kaldı peki? veya apple bu sürece dahil olduğu için mi apple oldu yoksa 98'den sonraki iki değişikliği yapmamış olsaydı da bugünkü konumunda olabilir miydi?
@sqn Çok büyük bir resmin küçücük bir yerinden bakıyorsunuz. Bu saydığınız örnekler için bir sürü değişken, bir sürü dinamik var. Farklı sektörler, farklı kullanıcı beklentileri, farklı gereksinimler var ama benim bunları anlatacak nefesim yok inanın. Size sektörümün yüzlerce dinamiğini buradan anlatamam. İşi bu olan ve bununla alakalı kullanıcı testleri yapmış, pazar araştırması yapmış, doğruluğunu kanıtlamış, istatistiklerle bu logonun olması gerektiğine karar kılmış ve emin olun hayatı bir süre sadece bu olmuş bir yığın profesyonelin kararı bu. Üstelik mazdanın neredeyse yok olduğu bir pazardaki kullanıcı beklentilerini de umursadığını hiç düşünmüyorum. Uzun geçmişe sahip ve köklü markalar kullanıcı beklentileri oluşmadan, pazarda talep olmadan değişikliğe gitmezler.
Tüm yeni logolar böyle evriliyor maalesef.
Bu tasarim akimini kim baslattiysa allah onu bildigi gibi yapsin.
apple yaptı kim yapacak? teknoloji dünyasında minimalizm akımı başlatan şirket apple. araçların içine bile minimalist alacaz diye klima düğmesi koymuyorlar artık firmalar kafayı yediler.
@noksyesvs apple ile mazdanin, bir arabanin ne alakasi var? Apple 2013-2015 civarlari degistirmedi mi en son tasarim dilini? Kac sene gecmis uzerinden, yeni mi fark etmisler apple in degisimini? 🙂
@mrmetalhead sorularının hepsi zaten verdiğim cevapta bulunuyor ama anlayamadıysan açıklayayım. apple her ne kadar teknoloji ve tasarım ile farkını koysa da esasında bir reklam firması. ürettiği ürünlere çeşitli anlamlar yükleyerek daha pahalıya satıyor. ana tasarım dili de 50 yıl önce dahi minimalizmdi. arada fark yaratmak için eğlenceli şeyler denese de uzakdoğulular kadar kafayı kırdığını göremezsin. yani apple'ın değiştiği falan yok apple kurulduğu günden beri aynı kafada. buraya eski bir reklam afişini atıyorum. eminim 2013-2015 yılındaki bir afiş olmadığını anlayabilecek kapasitesindir. https://i0.wp.com/www.printmag.com/wp-content/uploads/2020/02/2a34d8_7f42c177b31d4afb9905d8b97207940emv2.jpg?resize=550%2C763&quality=89&ssl=1
araba firması/bilgisayar firması olayına gelirsek; günümüzde üretilen her araç bir nevi akıllı cihaz. ayrıca apple iphonedan önce günümüzdeki gibi zirveye oynayan bir firma değildi. nadir sorunlara özel çözümler üreten, tasarım ve reklam ile ederinden çok daha fazlasını isteyen bir firmaydı. şansına ürettiği iphone nadir sorunlardan çok insanların genel sorunlarına çözüm üretebilen bir cihaz olması nedeniyle şirketi uçurdu.zamanında tek olması sebebiyle de tr esnafı gibi 100 adet döner satacağıma 10 tane satarım, ama pahalı satarım ve aynı karı alırım kafasındaydı (şu an da belli ürünlerde yine aynı kafada, pek f/p ürünü yok) kazandığı başarıyı da sadelik, basitlik ve minimalizm ile kazandı. yeni nesil araçların da bir nevi akıllı ürün olduğunu farkeden firmalar da 1 koyup 10 alan apple'ı örnek alıyorlar.
@noksyesvs guzel sacmalamissin, apple in cikardigi urunler ile sirketin yukselisini tarishsel olarak git bir daha kontrol et. Sonra git birde Mazda nin akilli cihaz denebilecek arabasi varmiymis ona bir bak. Ondan sonra Apple'in cihazlarinda kullandigi tasarim dillerine ve yillar icindeki degisimine de bir bakiver.
Son bir iki yil icinde sirketlerin logo larindaki degisimi kalkip ta Apple'a baglamazsin. Sanarsin iki sene once akilli cihaz kafasinda araba yoktu, Apple degersiz bir sirketti.
Ek olarak sanki tek reklam kullanan Apple, baska hic bir firma reklam yapmiyor veya da basarili reklam kampanyalari yurutemiyor.
@mrmetalhead yazdığın herşey zırva ve altı boş. ona bak şuna bak falan filan. baktım, analiz ettim örneklerle senin anlayabileceğin seviyeye inerek açıkladım, hatta 50 yıl öncesinin reklam afişini bile kanıt olarak sundum. anlayamıyorsan ve desteksiz zırvalıyorsan malesef iletişim kuramayız.
çıkardığı ürünlere oldukça hakimim, bahsettiğim tasarım dilindeki ürünün afişini atmamdan anlayamayacaksan şuradan anla; şu an sana cevap yazdığım cihaz macbook pro m3. mazda yeni otomobillerdeki trendin değişmesiyle doğru orantılı olarak değişeceğinin sinyalini vermek istiyor. bu yüzden logosunu değiştiriyor. bundan sonra, daha minimalist ve teknoloji odaklı araçlar üreteceğim diyor. apple gibi olacağım diyor. bunu anlayamayacak kapasitede değilsen bu senin problemin. apple'ın cihazlarındaki kullandığı tasarım dili de her zaman minimalist olmuştur. minimalist olmayan ürünlerini göster de görelim o zaman. son bir iki yıl içindeki logo değişimlerinden bahsetmiyoruz, iphone çıktığından beri yani 2007 yılından beri logo değişimlerinin minimalistleşmesinden bahsediyoruz. bil bakalım 2007 yılında hangi firma hangi ürününü çıkardı da piyasa değeri 20 milyar dolardan birkaç yıl içinde 1 tirilyon dolara çıktı. apple hiçbir zaman değersiz bir şirket değildi. butik ve pahalı ürünleri olan, herkese hitap etmeyen, şimdiki piyasa değerine göre anormal derecede ucuz ve farklı bir şirketti. tek reklam kullanan apple diye de bir iddiam olmadı, adamların 50 yıl önceki reklam afişlerindeki tesarım diilinin bile minimalist olmasına dikkat çekmek istedim, ve bunu anlayamadın. ikinci paragraf genel olarak histerilerine bir cevap fakat önemli olan bu değil.
önemli olan; anlattığım hiçbir şeyi anlamayı başaramadığın gibi, her argümanım hakkında karşı argüman üretmeden saçmalayabilme başarın. lütfen cevap vereceksen benim yaptığım gibi biraz düşün, argüman üret, argümanını kanıtlarla destekle ve öyle yaz. sırf cevap olarak bişeyler yazabilmek için yazıklarımı desteksiz bir şekilde olumsuzlaman sadece komik ve acınası.
@noksyesvs Basit bir konuşmada neden bir anda tonu yükselterek karşınızdaki insana kişisel saldırıya ve aşağılamaya geçiyorsunuz? Şurada gördüğüm, iletişim kurması imkansız olan kişi sizsiniz. İnsanca iletişim kurmanın herhangi bölümünde böyle bir şey yok çünkü. Bu kadar basit bir konuşmada, size yönelik hiçbir şey söylenmemişken, bir anda kişisel saldırıya geçerek dışarıda bir insanın yüzüne söyleyemeyeceğiniz şeyleri klavye arkasından söylemek asıl komik olan durum şurada.
@noksyesvs sen okudugunu anlmakta zorlaniyor gibisin, ben apple onceden minimalist bir sirket degildi demedim. En son tasarim dilini degistirdigi tarihleri soyledim.
Mazda'nın Apple'ı örnek aldığını belirtiyorsun, ama ortada somut olarak sundugun bir sey yok. Senin dayanağın "Apple başarılı, o yüzden herkes onu taklit ediyor" gibi boş bir genelleme ile arabalarin teknolojik hale gelmesi.
Bana ne hangi cihazdan yazdigin, bende mazda arabanin icinden yaziyorum degisimin apple ile alakasi yok 😀
Mazda son yillarda her zaman minimalist tasarim kullanan bir marka oldu, Mazdanin mevcut ve onceki modellerine bir bak once. Adamlar zaten rakiplerine gore minimalist tasarima sahip araclar uretiyordu.
Lutfen tum argumanlarini kendin once kanitlari ile destekler misin? En basta belirttigim gibi o bulup attigin reklam afisinin bir katkisi yok.
Kimin yan hesabisin sen? Oyleymissin gibi bir his dogdu icime 🙂
@protego açıkçası anlayışı kıt ve bilgisi zayıf olmasına rağmen bilmişlik taslayanlara pek tahammülüm yok. ben sabır taşı değilim ve öyle bir zorunluluğum da yok. yazdığım ilk yorumda iki firmayı ürettiği ürünlerin türüne göre değil bir teknoloji geliştiricisi olarak ele almışım, adam mazda ve apple ne alaka diyor. iki firma da son kullanıcıya yönelik ürünlerini, teknolojiyle ve yaptığı argelerle üretmiyor mu? hani broadcom ve apple karşılaştırsam tamam. çünkü broadcom son kullanıcıya yönelik değil de kurumsal kullanıcılara yönelik ürün tasarlıyor. dolayısıyla aralarındaki bir karşılaştırma tanımsız. fakat bu iki firma ürünlerini son kullanıcıya pazarlamıyor mu? vb. kısacası anlayışı kıt birisine bişey anlatmaya çalışmak benim hatamdı. hatamı kabul ediyorum. ayrıca, normalde böyle boş bir yoruma he he deyip engellemem gerekiyordu. fakat artık eskisi gibi engel atmamayaca karar verdim. yine de son yorumunu bile okuyamadım ve cevap bile yazmayacağım.
zeitgeist denen bir olgu vardır, yani zamanın ruhu, dönem dönem zamanın ruhu değişir ve yeni bir trend başlar. Markalar da bu trendi arkasına alarak bilinirliğini artırmaya çalışır. mazda da, her ne kadar apple icat etmese de onun estirdiği minimalizm rüzgarından kendi çapında faydalanmaya çalışıyor, artık o eski mazda değilim, değişeceğim ve bunu ürünlerime yansıtacağım diyor. mesela zeidgeist olarak lgbt olaylarını da ele alabiliriz. bir araba firması olarak da jaguar yeni imajıyla buna oynuyor. neyse işte daha fazla bu konu hakkında yazmak istemiyorum yoruldum.
iddianız olan insanca iletişim kuramamaya ve kişisel saldırıya gelirsek etki tepki meselesi. kendisi gibi çocuklaşamadığım ve zırvalarına karşı zırvalayamadığım için öyle üsluba böyle üslup kullandım. saldırdığım falan da yok. anlayışı kıt biri ve bunu ona birinin söylemesi gerekiyordu. her yazdığım şeyi ya farklı anlıyor yada tartışmayı kaybetme korkusuyla ufacık aklıyla beni manipüle etmeye çalışıyor. hangi konuyu ne şekilde anlattığımın gayet de farkındayım. yazdığım herşeyi okursanız fikirlerimi değiştirmeden kanıtlarla desteklediğimi buna karşılık onun sürekli farklı yerlere çekmeye çalışmasını da net şekilde göreceksiniz.
dışarıda kime ne söylediğimi bilecek kadar beni tanımıyor olmamanıza rağmen hakkımda 'klayve arkasından' atıp tutmanız da aslında sizin kişiliğiniz hakkında çok şey söylüyor. kişi haklarına saygısızlık imasında bulunup da kiişilik haklarıma saldırmanız sizin de oldukça manipülatif biri olduğunuzun göstergesi. psikoseksüel açıdan, yakın zamanda tartıştığım kişiyle benzer durum duruma düşmeniz olayısıyla, onunla empati kurup bir çeşit yansıtma davranışında bulunuyorsunuz. çünkü bahsettiğimiz asıl konuya odaklanamadan sadece benim kişiliğime saldırmanız bu durumu açıkça gösteriyor. bence o kişi kimse onunla meselenizi halledin. bu sayede içinde bulunduğunuz eziklik psikolojisinden kurtulacaksınız ve bana karşı olan bakış açınızı yansıtma davranışınız ile değil de doğrudan aramızdaki iletişim dinamiğine göre geliştirebileceksiniz. o zamana kadar lütfen haddinizi bilin ve sadece benim hakkımda değil, tanımadığınız kişiler hakkında atıp tutmayın.
@noksyesvs Hayatımda bu derece saçmalama çok nadir görmüşümdür. Adam 2 satır birşey yazıp sormuş hemen ardından kişisel saldırıya geçmişsiniz savunmanız da "anlamıyor". Olayı anında apple ve mazda tartışmasından çıkartıp kişiselleştirip, kişiselleştirmenize gelen eleştiriye "konuya odaklanmadan bana laf söylüyorsunuz" demek daha da komik zira zaten konuyu odağından siz çıkarttığınız için konu şu an sizin yaklaşımınız burada. Olayın şu an mazda ile de apple ile de ilgisi yok. Dışarıda kime ne söylediğinizi birebir görmeme gerek yok çünkü bunların herhangi birini dışarda birilerinin yüzüne söyleyemeyeceğiniz aşikar. İsterseniz deneyin birinin yüzüne "anlayışın kıt" "kapasiten anlamaya yeter heralde" "zırvalama" "ufacık aklınla" "eziklik psikolojisi" gibi laflar söylemeyi. Ne olduğunu yazarsınız sonra burada. Tam bir klavye delikanlılığı bu hakaretler. Had bilmeyenin kim olduğu da ortada. Kimin yan hesabıysanız artık. Size hayatınızda başarılar.
minimalizm tutkunu biri olarak markaların materyal dizayna geçmelerini aptalca buluyorum. keza eski krom tasarım furyası da aptalcaydı. yani boktu bombok olmuş. tasarımcılar furya neyse o trene atlıyorlar anladığım kadarıyla.
ideal logo evrimi budur, önce marka ismiyle tanınır, sonra marka ismini de çıkarıp logoyu evrensel hale getirirsin, bir daha da krom treni, materyal treni, fütüristik trenlere atlamazsın. mazda adını çıkardığında logoyu zihinlere kazıyamamışsa zaten marka olamamıştır.
togg markası tasarlanırken de değindiğiniz birçok konuda hata yaptı. marka yaratmanın ve markalaşmanın ne demek olduğunu çoğu marka bilmiyor.
@noksyesvs türkiye otomobil girişim grubu kısaltmasıyla marka olmaz. önce güzel bir marka adı bulursun, üstüne açılımını uydurursun. marka adı böyle çıkınca logo da o kafayla çıktı, bu maç buradan dönmez artık. gerçi bu da marka yaratmak değil, kısa süreli günü kurtarmak amacında olduklarını gösteriyor. seçim bitince kamu kurumlarında esamesi okunmaz oldu, daha burada tutmuyorsa dünyaya açılma hayali hiç olmamış demektir.
bak adam hiçbir şey yazmadan ne kadar çok şey anlatmış 🙂
https://www.reddit.com/r/Turkey/comments/rktt0f/togg_logosu_adeta_%C3%BClkenin_%C3%B6zeti/
@sqn konudan bagimsiz olarak, neden bizdeki zengin kesim sadece yabanci markalari Turkiyeye getirme, onlarin alt yuklenicisi olma kafasindalar? Ford'un uretimini yapacagina kendi markani yaratsana, sozde ulkenin en zenginlerisiniz. Daha startup kafasinda, Tesla gibi olan markalar lazim. Yonetimi devlette olan Togg ile olacagini sanmiyorum bu isin.
Not: AKP secmeni degilim, amacim Togg'u savunmakta degil. Sadece bizim ulkede girisimcilik pek olmasi gerektigi gibi degil bana kalirsa. Mesela teknoloji alaninda startup'i olaninda amaci buyutup birine satmak, ulkedeki tum e-ticaret siteleri vs hep yabancilara satilip baska markalarin altina girdiler.
@mrmetalheadsorun çok yerinde ancak cevabı ekonomiden siyasete uzanan karmaşık bir yapıda. Öncelikle, sıfırdan bir marka yaratmanın zorluklarını anlamak gerekiyor: Üretim tesisleri kurmak, Ar-Ge yatırımı yapmak, küresel rekabete dayanacak kalitede ürün geliştirmek ve bunu sürdürülebilir kılmak... Tüm bunlar, devlet politikalarının istikrarlı olmasını gerektiriyor. Ne yazık ki Türkiye'de siyasi ve ekonomik dalgalanmalar, uzun vadeli yatırımları riskli hale getiriyor.
Köfteci Yusuf örneğini hatırlayalım: Standart dışı bir franchise modeliyle hızlı büyüdü, ancak ekonomik krizler ve sektörel darboğazlar nedeniyle varlığını sürdürmekte zorlandı. Bu basit bir gıda markasının bile karşılaştığı zorluklar; bir de yüksek teknoloji gerektiren otomotiv veya batarya sektörünü düşünün.
Hadi TOGG’u geçelim, diyelim ki basit bir batarya markası kurmak istiyoruz. Hammaddeyi işleyip günümüz standartlarına uygun bataryalar üretelim, ithal ettiğimiz elektrikli araçlara bunları entegre edelim, hatta yurtdışına da ihraç edelim. İşin mantığı sağlam. Ama burada iki büyük sorun var:
Sistem riski → Bugünün düzeninde hükümetle anlaşıp teşvik alabilirsin, fabrikayı kurabilirsin, ama yarın siyasi dengeler değiştiğinde yatırımının çöp olmayacağının garantisi yok.
Kısa vadeli kazanç kültürü → Uzun vadeli, riskli girişim yapmak yerine, hazır markaların distribütörlüğünü alıp hızlı ve risksiz para kazanmak daha cazip geliyor. Büyük sermaye sahipleri, sıfırdan marka yaratmak yerine yabancı markaların alt yüklenicisi olmayı tercih ediyor.
Sorunun özünde risk-yatırım dengesi yatıyor. Türkiye'deki zengin kesim, siyasi belirsizlikler (örneğin, teşviklerin ani iptali, döviz kuru şokları) nedeniyle "hazır" iş modellerine yöneliyor. Yabancı marka distribütörlüğü, kısa vadeli kâr garantisi sunarken, Ar-Ge ve markalaşma gerektiren alanlarda "niye kendi markamızı yaratmıyoruz?" sorusu cevapsız kalıyor. Tesla gibi bir marka çıkabilmesi için, yatırımcıların 10-15 yıllık süreçlere güvenebileceği bir ortam şart. Ne yazık ki bugün, hükümet politikalarının öngörülemezliği, bu güveni zedeliyor.
Sonuç olarak, girişimcilik ekosistemi sadece sermayeye değil, istikrarlı kurallara da ihtiyaç duyuyor. Yabancı marka distribütörlüğü "kolay kazanç" gibi görünse de, aslında sistemik bir çıkmazın yansıması.
@sqn o zaman devletin aslinda Togg gibi girisimleri yaparak her seye kendi el atmasi yerine, uygun sisyasi istikrari ve finansal tesvikleri sagladigi bir ortami yaratmasi gerekiyor diye bir cikarim yapiyorum. Belki uygun ortamda bir tane Togg yerine bir kac tane araba markamiz olabilirdi.
Turkiyedeki su anki sistem pek calisiyormus gibi gelmiyor bana.
@mrmetalhead nereden baktığına bağlı. Büyük sermaye sahipleri açısından bakarsan, mevcut sistem harika işliyor: Paralarını hızlı ve garantili şekilde katlıyorlar, üstelik risk almalarına da gerek kalmıyor.
Ama devletin ve vatandaşın uzun vadeli çıkarları açısından bakarsan, bu durum bizi sömürge ekonomisine doğru sürüklüyor. Üretim yerine montaj, inovasyon yerine distribütörlük, risk almak yerine kolay kazanç tercih edildiğinde, kendi markanı yaratma ve küresel rekabette söz sahibi olma şansını kaybediyorsun.
Bugün TOGG bir istisna olarak var ama eğer sistem sağlıklı işleseydi, tek bir otomobil markamız değil, birden fazla rekabetçi markamız olurdu. Sadece otomobil değil, batarya, çip, yazılım gibi stratejik sektörlerde de güçlü şirketlerimiz olurdu. Ama bunun için, dediğin gibi, devletin doğrudan üretici olmaya çalışmak yerine siyasi istikrarı ve yatırım güvenliğini sağlayan bir ortam yaratması gerekirdi.
Süper çirkin olmuş.
Grafik tasarım profesyoneli olarak söylüyorum, logo kendi başına bakınca gerçekten zayıf görünüyor ama tasarım dünyası materyal-minimalist tasarıma geçtiği için yeni tasarım akımlarının içinde her şey çizgilerden ve 2 boyutlu basit varlıklardan oluşurken eski logo o tasarım ögelerinin içinde eski 3d like logonun abesle iştigal etmesi kaçınılmaz. Bütün arabaların "yeni model" algısı bu tür logolar üzerinden ilerlerken siz "eski model" alıcısı yaratacak eski logoyu kullanırsanız en iyi ihtimalle çağa ayak uyduramamış oluyorsunuz. Bu bir seçim değil, zorunluluk.
Yeni tasarım akımlarının etkisi elbette inkâr edilemez, ancak her marka için 'zorunluluk' gibi katı bir kuraldan bahsetmek doğru olmaz. Minimalist yaklaşımlar günümüz trendi olabilir, fakat markaların görsel kimliği sadece 'modaya uymak' üzerinden şekillenmez.
Nike örneği bu konuda iyi bir karşılaştırma: 1995'te logosunu sadeleştirdi ve o günden beri korudu. 3D furyası geldi geçti ama Nike, eski moda veya çağ dışı olarak algılanmadı. Çünkü logo, markanın temel kimliğiyle, algısıyla ve güçlü tasarım diliyle anlam kazandı.
Her markanın kendi mirası, müşteri kitlesi ve sektör içindeki konumu farklıdır. 'Çağa ayak uyduramamak' yerine, markanın neyi koruyarak neyi güncellediği daha önemli bir strateji meselesi. Bazen değişim gerekir, bazen de değişmemek bir duruş göstergesidir.
@sqn Ticaret böyle işlemiyor, kazanılabilecek her kuruşun peşine düşer şirketler. Bu kararlar yönetim kurullarının halka ve yatırımcılara hesap verilebilitesi baskısı ile alınıyor. İdeal şartlardan bahsetmiyorum, piyasanın markaları gelmek zorunda kaldıkları noktadan bahsediyorum ben de. Bütün sektör bir akış halinde, bir gergedan sürüsü gibi ilerliyor ve ben yerimde duracağım diyen eziliyor, akış nereyeyse akışın yönünde ilerlemek bir noktada ticari olarak devam edilebilirliğin kaçınılmaz gerekliliğine dönüşüyor. Bunu bir sürü markayla çalışan ve bu dönüşümleri gerekçeleriyle ele alan bir profesyonel olarak söylüyorum.
@armv7 örnek de verdim halbuki, nike 95'ten beri ezilmeden nasıl ayakta kaldı peki? veya apple bu sürece dahil olduğu için mi apple oldu yoksa 98'den sonraki iki değişikliği yapmamış olsaydı da bugünkü konumunda olabilir miydi?
@sqn Çok büyük bir resmin küçücük bir yerinden bakıyorsunuz. Bu saydığınız örnekler için bir sürü değişken, bir sürü dinamik var. Farklı sektörler, farklı kullanıcı beklentileri, farklı gereksinimler var ama benim bunları anlatacak nefesim yok inanın. Size sektörümün yüzlerce dinamiğini buradan anlatamam. İşi bu olan ve bununla alakalı kullanıcı testleri yapmış, pazar araştırması yapmış, doğruluğunu kanıtlamış, istatistiklerle bu logonun olması gerektiğine karar kılmış ve emin olun hayatı bir süre sadece bu olmuş bir yığın profesyonelin kararı bu. Üstelik mazdanın neredeyse yok olduğu bir pazardaki kullanıcı beklentilerini de umursadığını hiç düşünmüyorum. Uzun geçmişe sahip ve köklü markalar kullanıcı beklentileri oluşmadan, pazarda talep olmadan değişikliğe gitmezler.
tasarimi yapana degil, onay vereni firinci kuregiyle dövmek lazim
yeni arabaları da öyle zaten
Bu. https://www.tiktok.com/@laughrockexplorer/video/7408909168494529810
Instagram filtresiyle yapılmış herhalde.
Ulen ne konu açmışım be, millet birbirine girdi. Nasıl bir provokatör isem artık, görevimi başarı ile yerine getirdim 🙂
logo değiştirsin dert değil de Türkiye'ye tekrar gelseler keşke o daha önemli konu.