Son dönemde kendimde ciddi oyun kültürü değişikliği fark ettim. Daha önceleri yayın zamanından da bilindiği üzere FPS türü ve rekabetçi multiplayer oyunlar aşığı bir adamken; kendimi bir anda hikaye tabanlı oyunlar arasında inzivaya çekilmiş bir şekilde buldum.

Özellikle Baldur's Gate 3 bu konuda beni acayip şekilde etkiledi. Daha önceleri arkadaş çevremde Divinity Original Sin 2 oynamaya çalışmış ama oyunu ilerletemeyerek yarıda bırakmıştım. Hem türü bilmemek hemde Türkçe yamanın yetersiz oluşu beni soğutan bir etmen olmuştu.

Dip not olarak eklemem lazım ki BG3 çeviri ekibine sonsuz teşekkürler. İnanılmaz bir çeviri yaparak oyun zevkini üst noktalara çıkardılar. Yine BG3 oyun yapım ekibi öyle güzel bir oyun yapmış ki aldığı ödüller ve oyun tarihinin en iyi oyunu olmayı hak edecek bir ürün ortaya koydukları için sonsuz teşekkürler.

Oyunu ortalama 150 saat civarı oynadım ve yarısına geldim sanırım. Ama sevdiğim birşey var ki oynadığım oyunu Can Sungur gibi külliyata hâkim birinden tekrar izlemek. Adamın Dangeus and Dragon bilgisi çok iyi. Oyunu benim oynamam dışında birde onun oynayışı ve ilerleyişi ile tekrar izliyorum. Zaten bir RPG oyununa göre verdiğiniz kararlar değişkenlik gösteriyor o yüzden yeniden oynanabilirligi yüksek bir oyun. Bu nedenle farklı tercihlerde ne olurdu sorununda az biraz gözlemliyorum. Ama en güzel yanı dediğim gibi külliyatı bildiği ve gözlem yeterliliği iyi olduğu için benim bazen anlam veremediğim küçük ipuçları ve kitap gibi oyunun derinliklerini anlatan nesneleri bulunca onları yorumlaması ve anlatması muhteşem. Ayrıca yine yarattığı kareleri özümsüyor ve ona uygun konuşmalar ve betimlemeler yaparak bence daha bı izlenesi içerik ortaya çıkarıyor.

Oyun çok uzun soluklu o yüzden oynanır oynanmaz birşey demiyorum ama vaktiniz varsa Can Sungur'a ve BG3 serisine bir şans verin derim.

https://youtube.com/playlist?list=PLLkT9MAdXYABSzwEAVNQRmXuFQapM_zpk&si=IHrMrXaqIuQh07c7

BeğenFavori PaylaşYorum yap