Bence Japonlar hariç bütün otomobil sektörü akıl tutulması yaşıyor. Üretilirken doğayı kirleten, 10-15 yıl sonra ömrü bitince yenilenmesi pahalı, eskisinin berteraf edilmesi sorun olan, sahibini uzun süre şarj sırasında bekleten, kaza yapınca bombaya dönüşme ihtimali yüksek olan lityum bataryalı araçlarla uğraşıyorlar. Halbuki bunların kullandığı elektriğin de önemli bir bölümü fosil yakıtlardan üretiliyor. Bana kalırsa elektrik fosil yakıtlardan üretildiği sürece hibrit motorlar, elektrik çoğunlukla yenilenebilir ve nükleer kaynaklardan üretildiği sürece hidrojen yakıt pilli araçlar kat kat daha mantıklı. Hidrojen yakıt pilli araçlar bahsedildiği kadar da pahalı durmuyor. Misal Toyota Mirai'nin başlangıç fiyatı 50 bin dolar. Tesla Model S gibi araçlar bundan pahalı, Tesla Model 3 ise bundan ucuz olsa da çok daha ucuz değil.
https://www.toyota.com.tr/haberler-ve-etkinlikler/hidrojen-yakitli-toyota-mirai-den-dunya-menzil-rekoru
Hidrojeni ve elektriği temiz üretmediğin sürece hep zarar. O yüzden ister elektrik ister hidrojen farketmiyor. Hidrojenin avantajı kısa sürede dolum yapılabiliyor oluşu, mantıklı olanda bu.
Merak edip ülkemizde hidrojen istasyonu var mı diye baktım. Sanırım sadece istanbulda 2 adet var ve onlarında ticari kullanım için olup olmadığı meçhul
Hidrojen de yüzde 90 ya da 95 oranda aynı şekilde fosil yakıtlardan elde ediliyor diye biliyorum. 🙂
Öyle geniş bir üretim ağı da var denemez gibi duruyor.
Çok düşük bir yüzdeyle yeşil hidrojen üretimi var. Daha hızlı doluyor denebilir ama ucuz bir yakıt da denemez. Bizde zaten yok hükmünde bu dolum istasyonları.
Hatırladığım üzere bolca elektrikli araç test eden bir abimizin kanalındaki videoya göre aynı mesafedeki bir yolu hidrojenli bir araçla gitmenin kazandırdığı süre 15 dakikaydı ve yakıt masrafı iki katıydı. Bilindiği üzere yüksek basınç altında tutulması gerekiyor hidrojenin de.
Elektrikli araçlar için külliyen zarar demek doğru olmaz aslında. Toplamda bir yüzde 50'ye kadar daha az karbon salınımı var denebilir. Yeşil enerji üretimi arttıkça bu oran daha da yükselecektir ve elektrikli motoru kullanmak bence gayet keyifli. 🙂
Amerika'da 97 tane nükleer santral var, biz bir tane kuramadık 🙁
Eldeki gücün hatalı yönetim ile heba edilmesinin sonucu. 😤
Nükleer nükleer nükleer.
Özellikle Mercedes acayip sacmaladi
Halk popülizm peşinden koşuyor, talep ve baskı olunca da bütün firmalar lityumlu oyuncaları üretmek zorunda kaldı. 10 yıl sonra hepsi çöp olacak.
Hidrojen sıkıntılı bir yakıt. Sızıyor. Çok yüksek basınç altında depolaman gerek. Bir diğer mesele eski nesil akaryakıt baronlarının hoşuna gitmesi; istasyon olayı yine sevdikleri şekilde devam edecek. Hükümetler de seviyor: vergilendirme elektrikte kolay değil.
Lityumlu araçlar da sıkıntılı. Mesela elektrikli otobüs filon var diyelim. Garaja çekemezsin. Açık havada park edersin. Şu an iki teknoloji de eksik. TR istese bu konuda lider olabilir. Yine saçma mevzularla gündemimiz işgal edildiğinden bu konuda yeterli yatırım yapamıyoruz. Halbuki Avrupa'nın lojistik kralı bir ülkeyiz. Man, Ford, Mercedes bizde üretim yapıyor. İnsan bu fırsatı nasıl kaçırır izahı zor.
Belediyelere bisiklet yolu yapımı zorunlu tutulmadıkça hiç biri çare olmayacak.
Tamamen aynı fikirdeyim. Elektrikli araçların bence en yaygın olması gereken tür; işe gidip gelebilmek için smart gibi küçük 2 kişilik araçlar.
Aynen öyle elektrikli araçları geleceğin teknolojisi, çevreye duyarlı vs diye kakalıyorlar. Tamamen ZIRVA. İlk arabalar yapıldığı zamanda New York at bokundan geçilmiyor çevreye zararlı, arabalar ise çevreye hiçbir zarar vermiyor diyerek pazarlama yapıyorlardı. Bugün de yine tarih tekerrür ediyor. Lityumun çıkarılma aşaması petrolden kat kat zararlı. Üstelik lityumu çıkarıp işleyen şirketlerle petrolü çıkarıp işleyen şirketler aynı çünkü lityum da petrol gibi sondaj ile çıkarılıyor. Diğer tarafı ise lityum en yaygın güney amerika ülkeleri ve ardından çinde çıkıyor. Yani amerika ve çin, üretimi ortadoğu petrolünden kendi kıtalarına çekip maliyetlerini minimize etmiş oluyorlar. Elektrikli arabaların 20-30 sene gibi bir süre kullanılıp yeni teknolojiye geçme sürecindeki bir geçiş dönemi olduğu çok açık
Bazı tezlerinize itiraz edeceğim:
- Şirketler aynı değil. Ha bu şirketlere yatırım yapan sermaye aynı olabilir. Nerede para orada bunlar.
- Lityumdan pil üretiminde Çin çok önde. Dolayısı ile kendi rezervi yeterli değil. Bu nedenle dünyanın öbür ucundan getirmeye çalışıyor. Dolayısı ile maliyeti düşürmek söz konusu değil.
- Petrol mü daha çevreci elektrik mi? Bu derin bir konu. Elektriğe düşman olanlar da petrolden para kazananlar. Şu an süren sistemin değişmesini istemeyen çok geniş bir güruh var. Onlar da algı operasyonu çekiyor.
- Nükleer ile elektriğini üreten bir ülke isen elektriğe yatırım yaparsın. Dışa bağımlılığın azalacak. Kendini prens sanan bir tipini kararı ile ekonomin yük altına girmeyecek. Milli gözle bakmak şart.
- Şehiriçinde elektrik şart. O tartışılacak bir konu değil. Zehir soluyorsun, farkında değilsin.
Özetle doğru düzgün basınımız olmadığı için yapay gündemlerle ve başkalarının bize empoze ettiği fikirlerle ömrü geçirip şu mükemmel topraklarda ayağımıza sıkmaya devam ediyoruz.
Bence bunun en güzel yöntemi vankel motor ile jeneratörü olan bir elektrikli. Galiba vankel mazda da. Range extender olarak kullanmadı hiç bir firma.
Kullanacağı açıkladı ama son ürün olarak hala tanıtılmadı.
Tek kelimeyle eziyet ,insanlar inanmak istiyor napalim alıyorlar ,y.disinda adamı anlarım da bizimkiler de elektrikli gelecek demez mi , senin bir geleceğin yok ki arabanin nerden olsun !!
Bizde alabilen kesim enflasyondan korunmak için alıyor, tamamen yatırım amaçlı. Binmek filan değil. Ana fikir elde param var rezil olmasın. Dolayısı ile düşünüp taşınıyorlar. Şimdi elektrikliye geçiyorsak petrol Mercedes, BMW almazsın, bunun gibi.